Seçim Yasası TBMM’de: Baraj Yüzde 7’ye Düşüyor

AK Parti ve MHP’nin ortak hazırladığı ve seçim barajının yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşmesini öngören Seçim Kanunu teklifi Meclis’e geldi. Teklife göre ittifakın aldığı oy toplamı ülke barajını geçtiği takdirde, seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak yapılacak.

İttifakı oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısı, her seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak genel D’Hondt uygulamasıyla belirlenecek.

Seçime katılma yeterliliği elde eden parti, Siyasi Partiler Kanunu’nda öngörülen ve parti tüzüğünde belirtilen süreler içerisinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki defadan fazla ihmal etmemiş olma koşuluyla seçime katılma hakkını muhafaza edecek. Salt TBMM’de grup kurmuş olmak, seçime katılabilmenin yeter şartından biri olamayacak.

Seçim kurulunun belirlenmesi

İl seçim kurulu bir başkan, iki asıl ve iki de yedek üyeden oluşacak. İl seçim kurulu başkan ve asıl üyeleri, iki yılda bir ocak ayının son haftasında, il merkezinde görev yapan ve birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından ilk derece adli yargı adalet komisyonunca yapılan kura çekimiyle tespit edilecek.

Kura çekiminde ilk çıkan başkan, sonraki iki üye asil ve en son çıkan iki üye de yedek üye olarak belirlenecek. Birinci sınıfa ayrılmış yeterli sayıda hakimin olmaması durumunda en kıdemli hakimden başlayarak eksikler tamamlanacak. Bu suretle kurulan il seçim kurulu iki yıl süre ile görev yapacak.

İlçede görev yapan ve birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından, merkez ilçelerde ise il seçim kurulu başkan ve üyelere ilişkin kura çekiminden sonra kalan listeden olacak şekilde il merkezinde görev yapan ve birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından ilk derece adli yargı adalet komisyonunca yapılan kura çekimiyle belirlenen hakim üye, ilçe seçim kuruluna başkanlık edecek.

Birinci sınıfa ayrılmış yeterli sayıda hakimin olmaması durumunda en kıdemli hakim kurulun başkanı olacak. Kura çekimine dahil olmak istemeyen hakimler yazılı olarak komisyona başvuracak. Görev için yeterli sayıda başka hakimin olması halinde kuraya dahil olmak istemeyenler listeden çıkartılacak.

1 yıl önceki seçmen kütüğü üzerinden güncelleme

Sandık kuruluna üye bildirme hakkı olan bir parti; oluru olmadan başka bir parti üyesini sandık kurulu üyesi olarak gösteremeyecek.

Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun uyarınca yapılacak seçimlerde, yerleşim yeri adresine göre oluşturulan bir yıl önceki seçmen kütüğü üzerinden güncelleme işlemleri yapılacak.

Adresi kapanmış olması sebebiyle adres kayıt sisteminde gözükmeyenler, en son seçmen olduğu adrese göre seçmen listelerine kaydedilecek.

Seçim sonucuna göre, ilk sırada yer alan muhtar adayı, seçilme yeterliliğine sahip olduğunu en geç bir ay içinde belgelendirmesi halinde kendisine seçim kazandığına dair ilçe seçim kurulunca mazbata verilecek. Aksi halde ikinciye, daha sonra üçüncüye ve nihayet seçilme ehliyetine sahip aday bulunana kadar bu işlem yapılacak. İlçe seçim kurulunun bu hususta vermiş olduğu kararlara karşı iki gün içerisinde il seçim kuruluna itiraz edilebilecek. İl seçim kurulunun vermiş olduğu kararlar kesin olacak.

İl seçim kurulu başkan ve üyeleri ile ilçe seçim kurulu başkanları, teklifin kanunlaşarak yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içinde, yapılan değişikliklere göre yeniden belirlenecek. Bu şekilde belirlenen başkan ve üyeler, önceki başkan ve üyelerin görev süresini tamamlayacak.

Teklifle, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine paralel olarak Seçim Kanunu’ndaki “Başbakan” ibareleri kanundan çıkartılıyor.

Teklifin genel gerekçesinde, “Bu kanun teklifi değişikliği ile ülkemizin yükselmiş olan demokrasi çıtasının ve standardının daha da yükselmesi, demokratik ülkeler arasında yerinin daha da sağlamlaşması, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi ile ulaşılan yönetimde istikrarın temsilde adalet ile güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.” denildi.

Paylaşın

‘AK Partili 14 Vekil Aylardır Erdoğan’dan Yanıt Alamıyor’ İddiası

Parti politikalarını tartışmak ve çeşitli önerilerde ya da uyarılarda bulunmak isteyen 14 AK Partili vekilin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşme talebine 6 aydır yanıt verilmediği öne sürüldü. 

Gazete Duvar’ın Duvar Arkası bölümünde yer alan iddiaya göre, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte yürütme tamamen Meclis dışına çıkınca bu durum AK Partili milletvekillerinden de çok sayıda şikayet gelmesine neden oldu.

Cumhurbaşkanı ile görüşemeyen vekiller bakanlara dahi ulaşamaz hale geldi. Birçok toplantıda dile getirilen bu sorunu çözmek için Meclis’te “nöbetçi bakan” uygulaması başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da gruplar halinde milletvekilleri ile bir araya geldi. Ancak bu buluşmalar da milletvekillerinin seçim bölgelerine yönelik taleplerini dile getirdiği toplantılara dönüştü.

Parti politikalarını tartışmak, çeşitli önerilerde ya da uyarılarda bulunmak isteyen milletvekilleri bu kalabalık toplantılarda görüşlerini paylaşamadı.

Siyasi değerlendirmelerini aktarmak, tespit ettikleri eksiklikleri iletmek, yanlış gittiği düşünülen işlerin düzeltilmesi için önerilerde bulunmak isteyen vekiller bu kez ayrı randevular talep etmeye başladı.

Ancak bu randevulara da yanıt verilmedi. İddiaya göre AK Partili 14 milletvekilinin talep ettiği bir randevuya 6 aydır yanıt gelmedi.

Paylaşın

Cumhurbaşkanı Erdoğan Gidişattan Rahatsız!

Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gidişattın rahatsız olduğu ve Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye “Verdiğin sözleri tut” dediğini söyledi.

Adalet Bakanlığı’nda Abdulhamit Gül’ün yerine Bekir Bozdağ’ın atamasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Gerekirse kabinede yeni değişiklikler yapabiliriz” diyerek revizyon mesajı vermesi siyasi kulisleri hareketlendirdi.

Mustafa Balbay, Ankara kulislerinden aldığı yeni parti ve görevden alma bilgilerini, Cumhuriyet TV’ye anlattı.

Görevden alınma iddialarıyla ilgili konuşan Balbay, Cumhurbaşkanlığı’nın AKP’nin genel durumundan rahatsız olduğunu söyledi. Balbay, “Pek çok alandaki başarısızlığın o alana bakan bakanlara fatura edilerek görüleceği anlaşılıyor. Bu anlamda, Sağlık Bakanı’nın da böyle bir durumla karşı karşıya olduğunu görüyorum” dedi.

Balbay, açıklamasının devamında “Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda da böyle bir durum gözüküyor” ifadelerini kullandı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın iki ayrı bakanlığa bölünebileceğini belirten Balbay, “Kültür ve turizm anlamında iki bakanlık olarak değerlendirmek gibi iki anlayış olduğunu görmekteyiz” diye konuştu.

Ekonomik gidişattan rahatsızlık olduğunu belirten Balbay, Erdoğan’ın Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye son Bakanlar Kurulu toplantısında ‘verdiğin sözleri tut’ dediğini aktardı. Balbay, toplantıda yaşananları şu şekilde anlattı:

“Nebati’nin zor durumda kaldığını bir kulis bilgisi olarak paylaşmak isterim. Son Bakanlar Kurulu toplantısında, Erdoğan, Nebati’ye ‘verdiğin sözleri tut’ dedi. Nebati ise Erdoğan’a ‘Rusya-Ukrayna meselesinin beklemediği, o nedenle bunların zor olduğunu’ söyledi. Erdoğan’ın karşılık olarak ise ‘Hayır bizi verdiğin sözleri ilgilendiriyor’ dediği bilgisi var.”

Paylaşın

Ekonomi Odaklı Seçmen AK Parti’den Koptu

MAK Danışmanlık’ın Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, AK Parti hükümetinin ekonomi yönetiminin de anketlere göre çok başarısız olduğuna dikkat çekti.

Haber Merkezi / Son seçim anketleri sonuçlarında hayat pahalılığı meselesinin uzak ara en ciddi şikâyet konusu olduğunu vurgulayan Mehmet Ali Kulat, oy tercihlerinin değişimi noktasında aynı oranda olmadığını söyledi.

Mehmet Ali Kulat’ın sosyal medya hesabından paylaşımları şöyle:

“Hayat pahalılığı yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında uzak ara en ciddi şikayet konusu ve ülkenin birinci çözülmesi gereken konusu olarak çıkmaktadır. Hükümetin ekonomi yönetimi de anketlere göre çok başarısız çıkmaktadır.

Ancak bu durumun oy tercihlerini değiştirmeye etkisi bu konudaki şikayetler oranında olmamaktadır. Çünkü bu anlamda ekonomi odaklı seçmen zaten Ak Parti’den önemli oranda koptu. Şimdi çekirdek seçmen kaldı, bu seçmen %25 bandında.

Seçmenin oy tercih değişimi için olması gereken kötü yönetim eleştirisi kadar muhalefetin daha iyi yöneteceğine inanmasıdır. İktidar şu an biz kötü yönetiyoruz ama muhalefet çok daha kötü yönetir tezini işlemektedir.

Kötüyü bilmekle tercih değişse; zararı kutusunun üzerinde yazan sigara tüketiminin bitmesi gerekirdi. Demek ki sadece bilmek tercih değişimi için yeterli olmuyor. Ülke sorunlarını daha hızlı çözeceği, gerçekten alternatif olduğu konusunda muhalefet halkı inandırmalıdır.”

Paylaşın

Kabinede Yeni Değişiklikler Gündemde

“Görevden affını” isteyen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ankara kulislerini hareketlendirdi. Pakdemirli’nin ardından kabinede topun ağzında olduğu iddia edilen bakanlar da ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakdemirli’yi de önceki bakanlarda olduğu gibi gece yarısı görevden aldı. Pakdemirli’den boşalan göreve AKP’li Vahit Kirişci atandı. Af talebinde bulunduğu belirtilmesine karşın dün Erzincan’da programı olan Pakdemirli’nin görevden alınacağından haberinin olmadığı iddiaları dile getirildi.

Yeni aflar olabilir

Seçime az bir süre kala böyle bir değişiklik yapılması, “iktidarın kaybettiği çifçiyi yeniden yanına çekebilmek için yaptığı bir hamle” olarak da yorumlanıyor.

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre iktidar kulislerinde önümüzdeki dönemde kabinedeki değişikliklerin devam edeceği konuşuluyor. Kulislerde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da aralarında bulunduğu bazı isimlerin görevden alınabileceği dile getiriliyor.

Yine kulislere göre önümüzdeki dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ikiye ayrılabileceği, Mehmet Nuri Ersoy’un Turizm Bakanı olarak devam edeceği ancak Kültür Bakanlığı’na başka bir ismin getirilebileceği de dillendiriliyor.

Paylaşın

Erdoğan’dan AK Partili Milletvekillerine Uyarı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partili milletvekillerine, Sizler sürekli sahada olun ve vatandaşımıza 20 yıllık AK Parti iktidarının bu ülkeye kazandırdığı katma değeri anlatın… Neyi, nasıl yaptığımızı anlatalım; anlatalım ki elimiz daha güçlü olsun.” uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partili milletvekilleri ile gruplar halinde görüşmelerini sürdürüyor. Erdoğan, dün de 50 dolayındaki milletvekiliyle parti genel merkezinde bir araya geldi, önümüzdeki sürece ilişkin atılması gereken adımlara ilişkin önerileri aldı.

Erdoğan’ın daha önceki milletvekili buluşmalarından farklı olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile çok sayıda bakan da toplantıya katıldı, milletvekillerinin taleplerini not aldı. Toplantıya Oktay’ın yanı sıra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ile Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu da katıldı.

Karaismailoğlu’nun 18 Mart’ta açılışı yapılacak olan Çanakkale Köprüsü ile ilgili bilgilendirme yaptığı belirtildi. Basına kapalı yapılan toplantıda, Erdoğan’ın açış konuşmasında özellikle ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulunduğu öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre Erdoğan, koronavirüs salgını ve son olarak Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle bütün dünyada küresel ölçekte ekonomide sorunlar yaşandığını ve bunun Türkiye’ye de yansımaları olduğunu, ekonomide zorlu bir süreçten geçildiğini ancak iktidar olarak bu durumun farkında olduklarını ve gereken önlemleri hızla devreye soktuklarını ifade etti.

Yansıyan bilgilere göre Erdoğan, “Yaşadığımız ekonomik sıkıntılar, içinden geçtiğimiz dönem göz önünde bulundurulduğunda, bugünden yarına çözülemiyor. Gerekli tedbirleri aldık, almaya da devam edeceğiz. Bu tedbirler yeterli mi, değil ama şartlar düşünüldüğünde hepsi bir anda olmuyor” görüşünü dile getirdi.

“Kazandırdığımız katma değeri anlatın”

Muhalefetin ekonomiye yönelik eleştirilerine de tepki gösteren Erdoğan, “20 senedir hiçbir şey yapmadan, sanki bugün ortada bir projeleri varmış; iktidara gelecek ve sorunları çözeceklermiş gibi atıp tutuyorlar. Ama unutmayın ki sorunları çözecek olan da biziz” değerlendirmesinde bulundu.

Milletvekillerinin ekonomi ile ilgili sahadan yansıyan izlenimlerini ve şikayetlerini de not alan Erdoğan sıkıntıların farkında olduklarını, ancak iktidar olarak ekonomide aldıkları önlemlerin de sahada iyi anlatılması gerektiğini söyledi.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre Erdoğan, milletvekillerine de şu uyarılarda bulundu:

  • Halkımız meselelerin çözümünün de bizde olduğunu biliyor, görüyor.
  • Sizler sürekli sahada olun ve vatandaşımıza 20 yıllık AK Parti iktidarının bu ülkeye kazandırdığı katma değeri anlatın.
  • Projelerimize, ortaya koyduğumuz vizyona sahip çıkın.
  • Tarımda üreticilere verdiğimiz destekleri, teşvikleri hatırlatın.
  • Bunlar bugün için yeterli bulunmayabilir ancak zaman zaman bunun gereğini yine biz yerine getireceğiz.
  • Bugüne kadar vatandaşımızı bu yük altında ezdirmemek için çok şey yaptık ama biz yaptıklarımızı sahada gerektiği kadar satmıyoruz, halka anlatmıyoruz.
  • Neyi, nasıl yaptığımızı anlatalım; anlatalım ki elimiz daha güçlü olsun.”
Paylaşın

AK Parti, Kendi Oy Oranını Açıkladı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, fahiş faturalar ve zamlar sonrası partisinin oy oranında düşüş meydana geldiğini belirterek, “Önce 37 küsura düştü, şu an da 34-36 aralığında bir yerde seyrediyor” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, A Haber’de konuk olduğu programda partisine ilişkin kendi yaptırdıkları anket çalışmalarının sonuçlarını açıkladı. Fahiş faturalar ve zamlar sonrası AKP’nin oy oranında düşüş meydana geldiğini söyleyen Şen, şu ifadeleri kullandı:

“Bir Teyo Pehlivan vardı ya. O derdi; ‘bende yalan da yok hilaf da.’ Ben Ak Parti’nin oy oranı neyse onu söylerim. Düştüyse düştü derim. Çıktıysa çıktı derim. Benim böyle bir huyum var. Şimdi bu dolar operasyonuna, Türkiye bir karşı operasyon yaptı ve dolar düştü. AK Parti o sıralar yüzde 40’ın altındaydı. Yüzde 36, 37, 38 civarındaydı.

Tek araştırma yapmıyorum. Her ay yapıyorum, karşılaştırıyorum. Doların 18 lira olduğu dönem 40’ın altındaydı, paketten sonra 40’ın üstüne çıktı. Bir süre orada devam etti. Sonra bu fiyatlarla, faturalarla, şunlarla, bunlarla tekrar geriye düştü. Önce 37 küsura düştü, şu an da 34-36 aralığında bir yerde seyrediyor. Tek sayı demiyor olmamın sebebi bu. 3-4 araştırmaya bakıyorsunuz hepsi farklı diyor. O aralıkları söylüyorum.”

“Muhalefet kendini sorgulamalı”

Vatandaşları sevindireceğini iddia ettiği yeni paketin ardından AKP’nin oy oranının da yükseleceğini belirten Şen, “Çalışmalar devam ediyor. Pazartesi günü Kabine toplanacak ve orada açıklanacak. Yarın Bakan’ımız ekonomik paketini açıklayacak. Bir kısım vatandaşın derdine derman olacak önlem paketi açıklanacak. Bu düzenleme sonrası AK Parti tekrar yükselme trendine girecektir. Hâlâ AK Parti birinci parti. İkinci partiyle arasındaki fark her zaman yüzde 10-15 arasında. Muhalefet kendini sorgulamalı” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Erdoğan’ın 3. Kez Aday Olmasına Muhalefet ‘Siyaseten’ Karşı Çıkmayacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday gösterilemeyeceği yönündeki iddialar yeniden gündeme taşındı. CHP’liler ve İYİ Partililer, geçmişte cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili yaşanan “367 tartışması”nın benzerinin yaşanarak, Erdoğan’ın yeni bir “mağduriyet alanı” yaratacağı gerekçesiyle böyle bir tartışmaya girmeyeceklerini ifade ediyorlar.

Erdoğan’ın 3. Kez cumhurbaşkanı adayı olamayacağı yönünde tartışma başlatıldı. BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın hazırladığı haberde, muhalefet ve iktidar kanadından kurmayların bu konudaki görüşlerine yer verildi. AKP’liler muhalefeti ‘mızıkçılıkla’ suçlarken; muhalefet kanadında Erdoğan’ın bu yönde bir ‘mağduriyet alanı’ sağlayacağı düşünüldüğü için bu tartışmalara girmek istenmiyor.

2014’te parlamenter sistem ve 2018 yılında ise “başkanlık sistemi”ne göre halk oyuyla cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın, üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağı yönünde yeniden tartışma başlatıldı. Bazı siyasiler ve hukukçular, Anayasa’da bir kişinin “iki kezden fazla cumhurbaşkanı seçilemeyeceği” hükmünü gerekçe göstererek Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağını savunurken, iktidar kanadı ve ittifak ortağı MHP, başkanlık sistemine veya Türkiye’deki ismiyle “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine” göre 2018’de ilk kez cumhurbaşkanı seçildiği için Erdoğan’ın bir sonraki seçimde aday olmasının önünde bir engel olmadığı görüşünde.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında Erdoğan’ın üçüncü dönem adaylığına karşı bir tutum içinde olmayacakları mesajını vererek, “Net, aday olmak istiyorsa buyursun gelsin” sözleriyle bu konudaki tartışmayı bir kez daha gündeme getirdi.

“Yasal düzenleme için çalışırız”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisinin Kızılcahamam kampında 2023 seçimlerinde adaylarının Erdoğan olduğunu belirtirken, “Bir defa bu iddianın yasal ve anayasal hiçbir temeli, hiçbir nesnel gerçekliği yoktur. Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı’dır. Ve tekrar aday olmasının önünde de herhangi bir engel bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

Bahçeli, Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağını belirten hukukçulara da tepki gösterip, “En az üç dönem seçilebilmesi amacıyla gerekli yasal düzenlemenin yapılmasına var gücümüzle çalışır, bunu da başarırız” dedi.

Ancak Bahçeli’nin dile getirdiği “yasal değişikliğin” bu dönem yaşama geçmesi son derece zor. Çünkü bu konuda bir anayasa değişikliği gerekiyor ve AKP ile MHP’nin parlamentodaki sandalye sayısı bunun için yeterli değil.

Bahçeli’nin bu sözleri, “2023 seçimlerinden sonra anayasa değişikliğini yapacak çoğunlukla iktidar” hedefinin yansıması olarak değerlendiriliyor ve seçimlerden önce yaşama geçmesine de ihtimal verilmiyor.

“İkinci adaylık söz konusu”

TBMM Başkanı Mustafa Şentop da Erdoğan’ın adaylığı konusunda hukuki bir tartışma olmadığını, yeni sisteme göre ikinci kez adaylığının söz konusu olacağını belirterek, “İkinci kez adaylık söz konusu. Bu konuyla ilgili Anayasa Komisyonu, Genel Kurul’da yapılan çalışmalarda tartışılmamış bir konu. Hukuki boyutuyla ilgili olarak bir akademik çalışmayı ben yayınlayacağım. Ama konuyla ilgili hiçbir hukuki sorun olmadığını, yapılan tartışmaların bilgi eksikliğinden kaynaklandığını söyleyebilirim” açıklaması yaptı.

Muhalefet ise hukuken Erdoğan’ın durumunu “tartışmalı” bulmakla beraber “siyaseten” bu konuda yeni bir tartışma içine girmek istemiyor. Gerek CHP kurmayları, gerekse ittifak ortağı İYİ Parti, geçmişte cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili yaşanan “367 tartışması”nın benzerinin yaşanarak, Erdoğan’ın yeni bir “mağduriyet alanı” yaratacağı gerekçesiyle, böyle bir tartışmaya girmeyeceklerini ifade ediyorlar.

Kılıçdaroğlu’nun, adaylığı ile ilgili “Erdoğan’ın adaylığı için özel bir tartışma yapmayacağız. Tartışmalar artık geride kalmalı. Aday olmak istiyorsa buyursun gelsin. Başkaları tartışırsa ona bir şey diyemeyiz, en azından biz yapmayacağız. Sonbaharda seçim olabilir; soğukkanlılıkla sandığı bekleyeceğiz” sözleri de bu tutumunun yansıması olarak değerlendiriliyor.

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak Cumhuriyet gazetesine yaptığı açıklamada ise,”Yapay bir tartışma ortamı açtılar. Sanki Erdoğan çok güçlüymüş ve önü kesilmeye çalışılıyormuş havasını vermeye çalışıyorlar. Yapay ve beyhude bir gündem” diye konuştu.

“Muhalefet mızıkçılık peşinde”

AKP’ye göre ise başkanlık sistemine geçilmesine ilişkin anayasa değişikliği sürecinde, muhalefet de Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığı konusuna itiraz etmedi. AKP Grup Başkanvekili Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre Erdoğan’ın iki kez aday olabileceğinin düzenlendiğini belirterek şu görüşleri dile getirdi:

“Bu konuda en ufak tereddüt bulunmadığı herkes tarafından bilinmektedir. Gerek Anayasa Komisyonunda gerekse Meclis Genel Kurulu’nda bu konuyla ilgili yapılan müzakerelerde muhalefetin en ufak itirazı da söz konusu olmamıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde iki kez cumhurbaşkanlığı yapılabileceğine ilişkin hüküm açıktır. Yapılan kamuoyu yoklamalarında sayın Cumhurbaşkanımızın ikinci kez aday olması durumunda ipi göğüsleyeceğini gören muhalefet partileri şimdi mızıkçılık peşinde koşmakta ve centilmenlikten uzak açıklamalarda bulunmaktadır ama hukuken en ufak tereddüt olmadığı da apaçık ortadadır.”

Anayasa ne diyor?

Anayasa’nın 101. maddesi “bir kimsenin en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebileceğini” hükme bağlıyor. Ancak Anayasa’nın “TBMM ve cumhurbaşkanı seçiminin yenilenmesi”ne ilişkin 116. maddesi bu duruma bir istisna getiriyor.

2017’deki anayasa değişikliği ile getirilen bu istisnaya göre, “cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde” cumhurbaşkanının üçüncü kez aday olması ve seçilmesi halinde de 5 yıl boyunca görevini sürdürmesi olanaklı.

Tartışmanın nedeni?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılında yapılan seçimlerle Abdullah Gül’den sonra, doğrudan halk oylamasıyla cumhurbaşkanı seçildi. 2017’de yapılan Anayasa değişikliği sonrasında Erdoğan, 24 Haziran 2018’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine göre seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu.

Ancak Erdoğan’ın yeni sistemde adaylık durumunun ne olacağının, yani “birinci dönem için mi, ikinci dönem için mi seçildiği”ne dair bir geçici maddenin anayasada yer almaması, hukuki tartışmanın temelini oluşturuyor.

Bazı hukukçular, Erdoğan’ın ilk kez seçildiği 2014 yılında yürürlükte olan anayasaya göre “bir kişinin ikinci kezden fazla cumhurbaşkanı seçilemeyeceği” hükmünün yer aldığını, ikinci dönemini de 2018 seçimlerinde kullandığını savunarak, 116. maddedeki istisna dışında yeniden aday olamayacağını savunuyor.

Erdoğan’ın parlamenter sisteme göre ilk kez 2014’te cumhurbaşkanı seçildiğini savunan iktidar bloğu ise 2023 veya daha önceki seçimlerde yeniden aday olmasının önünde bir engel bulunmadığını, ikinci döneminde 116. maddeye göre parlamentonun seçim kararı alması halinde 2028’den sonra da aday olabileceğini savunuyor.

Ancak Erdoğan’ın adaylığına ilişkin tartışmalarla ilgili nihai kararı, adaylığına itiraz olması halinde Yüksek Seçim Kurulu verecek.

Paylaşın

Erdoğan’ın Kovid 19’a Yakalanmasıyla İlgili Bazı Paylaşımlara Soruşturma

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın yeni tip koronavirüs (Kovid 19) testlerinin pozitif çıkmasının ardından sosyal medyada bu konuda yapılan bazı paylaşımlar hakkında İstanbul ve Ankara’da soruşturma başlatıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bazı paylaşımların hakaret içerikli olduğu gerekçesiyle soruşturma başlatıldığını açıklayarak, “Sayın Cumhurbaşkanımızın rahatsızlığı ile ilgili suç teşkil eden paylaşımlara yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından re’sen soruşturma başlatılmıştır” ifadesine yer verdi.

Soruşturma kapsamında Erdoğan’a yönelik hakaret içerikli paylaşımlarda bulunduğu gerekçesiyle Pınar Ö. adlı kişi İstanbul Bağcılar’da gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü Ö.’nün gözaltına alındığını doğruladı.

Ankara’da da soruşturma başlatıldı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da İstanbul gibi Erdoğan’ın rahatsızlığına ilişkin bazı sosyal medya paylaşımlarına yönelik soruşturma başlattı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“5 Şubat 2022 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanı tarafından kendisi ve eşinin Covid-19 test sonucunun pozitif çıktığı ve sağlık durumunun iyi olduğu yönünde sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımını ilgi tutarak yapılan bir kısım paylaşımlarda; Cumhurbaşkanı’na hakaret, dini değerleri aşağılama vs suç teşkil eden ifadelerle ilgili olarak, Cumhuriyet Başsavcılığımız yetkisinde tespit edilen şüpheliler hakkında re’sen soruşturma başlatılmış olup konuyla ilgili gerekli adli işlemler kolluk birimleriyle birlikte yürütülmektedir.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 5 Şubat’ta Twitter hesabından yaptığı paylaşımla eşi ve kendisinin koronavirüse yakalandığını açıklamıştı. Erdoğan paylaşımında, “Bugün hafif belirtiler üzerine eşimle birlikte yaptırdığımız COVID-19 testimizin sonucu pozitif çıktı. Omicron varyantı olduğunu öğrendiğimiz hastalığı hamdolsun hafif geçiriyoruz. Görevimizin başındayız. Çalışmalarımıza evde devam edeceğiz. Dualarınızı bekliyoruz” ifadelerine yer vermişti.

Paylaşın

Kabine Değişikliği İddiası; Yeni Bakanlar Partili Olacak

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün istifasının ardından Ankara’da kabine değişikliği yeniden konuşulmaya başlandı. Bugüne kadar 8 bakanın görevden ayrıldığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde yeni kabinede artık özel sektörden isimlerin tercih edilmeyeceği söyleniyor. 

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in haberine göre, zamanı net olarak belli olmasa da önümüzdeki dönemde bakanlarla ilgili yeni değişiklikler yapılmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Erdoğan, son kabine toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, “Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde kabine üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından belirleniyor. Değişen şartlara göre kabinede revizyona gitmemiz doğal bir durum. Bundan sonra da gerektiğinde yeni değişiklikler yapabiliriz” demişti.

DW Türkçe’nin parti kulislerinden edindiği bilgilere göre, bundan sonra bakan seçiminde özel sektörden gelen “teknokrat isimlere” yer verilmemesine dikkat edilecek. Ankara’da siyasi aktörler arasındaki genel izlenim, özel sektörden gelen isimlerin devlet yapısına iyi uyum sağlayamadığı, hâlâ özel sektör düşüncesiyle hareket ettikleri ve gerek bürokrasi gerekse milletvekilleri arasında bunun rahatsızlık yarattığı yönünde.

Partili isimler tercih edilecek

Bu nedenle önümüzdeki dönemde Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kabinede yer almayabileceği belirtiliyor. Geçtiğimiz aylarda yine özel sektörden gelen bir isim olan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk istifa etmişti.

Kabineye atanacak yeni bakanlar için bundan sonra devleti bilen, özel sektörden gelmeyen ve partili isimler arasından tercih yapılacağı ifade ediliyor. Bu nedenle Adalet Bakanı olarak Bekir Bozdağ’ın atanmasının parti çevrelerinde memnuniyet yarattığı da gelen bilgiler arasında.

Bu arada yeni Tarım Bakanı olarak Mehdi Eker’in ismi ön plana çıkmış durumda. Böyle bir atama, sadece bir bakan değişimi olarak değil, Kürt seçmenler arasında oyları düşen AKP’nin siyasi bir hamlesi olarak da değerlendiriliyor.

Eskiden beri konuşulan Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ikiye bölünmesi senaryosunun da yine masada olduğu ve halen Ticaret Bakanı olan Mehmet Muş’un Maliye Bakanlığı’na geçebileceği belirtiliyor. Aynı şekilde Kültür ve Turizm Bakanlığı da ikiye ayrılabilir. Kabine revizyonu ile ilgili kulislerde ve yetkililerdeki ortak kanaat ise son tasarrufun Erdoğan’da olduğu.

Paylaşın