Reuters: Erdoğan, AK Parti Seçmeninin Desteğini Kaybediyor

Reuters yayınladığı analiz-haberde, “uzun yıllar boyu AK Parti’ye oy vermiş seçmenlerin bile artık Erdoğan’ı desteklemeyebileceğini” yazdı. Haberde, “Erdoğan’ın cazibesi uzun süredir laik seçkinler tarafından görmezden gelindiklerini hisseden milyonlarca muhafazakar dindarın bir ekonomik büyüme ile büyülenmesine ve muhafazakar değerler temelinde hareket eden birinin onlara zafer yaşatmasına dayanıyordu.” deniliyor.

‘AK Parti’nin kalesi’ olarak bilinen Konya’da Erdoğan, 2018 cumhurbaşkanlığı seçiminde oylarının yüzde 75’ini almıştı. Analizde, şimdi ‘bu hakimiyetin benzeri görülmemiş bir dizi sıkıntı nedeniyle kaybedilmek üzere olduğu’ aktarılıyor.

Sanayi işçileri, çiftçiler ve öğrenciler de dahil olmak üzere Reuters’a konuşan diğer Konyalıların, artan fiyatlar ve işsizlik nedeniyle “feryat ettiği” belirtiliyor. Birçoğunun seçimlerde Erdoğan’a bağlı kalacaklarını söylese de ulusal anketlerle yaşanan hayal kırıklığının artık gözle görülür bir düzeyde olduğuna dikkat çekiliyor.

Reuters’a konuşan İstanbul merkezli Ekonomi ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi Direktörü Sinan Ülgen, “Geçmişte AK Parti’ye hiç bu kadar düşük destek görmemiştik. 2023’te siyasi değişim olacağına dair artan bir algı var” diyor.

Değişim nasıl oldu?

Haberde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “2003’ten beri Türkiye’yi önce başbakan, sonra cumhurbaşkanı olarak yönettiği, üç yıl önce de merkezi bir sistemi güçlendirecek adımlar attığı ve yeni bir yürütme sistemi altında daha geniş yetkiler üstlendiği ” ifade ediliyor.

Analize göre “bu sistem ile güç, kurumlardan ve bakanlıklardan alınıp Ankara’da devamlı genişleyen cumhurbaşkanlığı sarayına çekildi.”

Erdoğan, 2019’dan bu yana üç merkez bankası başkanını görevden aldı. Merkez bankası faiz oranlarını enflasyonun çok altında düşürme çağrısına “boyun eğmeye” zorlandı. Bu durum 2021’de Türk Lirası’nda yüzde 56’lık bir düşüşü tetikledi ve yaşam maliyetlerini arttırdı.

Reuters’a göre “Erdoğan’ın savunmuş ve hayata geçirmiş olduğu başkanlık modeli nedeniyle şimdi işi daha zor çünkü sandıkta oyların salt çoğunluğunu gerekiyor.” Ülgen, “Bu, siyasi popülaritesinin azaldığı bir zamanda riski artıran bir ‘kazanan her şeyi alır’ sistemi” diye ekliyor.

Hali hazırda ittifak kurulmak zorunda olunan mevcut ve olası küçük ölçekli partilerin isteklerine olumlu yaklaşmak mecburiyeti de artarak devam edebilir. Haber-analizin devamı şu şekilde:

“Sonbaharı yaşayan bir Sultan”

“Erdoğan ilk kez bir seçimde AK Parti kurucu üyeleri tarafından kurulan iki ayrılıkçı partiyle de karşı karşıya gelecek. Biri eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun liderliğini yaptığı Gelecek Partisi, diğeri ise Erdoğan’ın eski müttefiki Ali Babacan tarafından yönetilen DEVA Partisi. Her ikisi de büyüsü bozulmuş AK Parti seçmenlerine, muhafazakar değerlerinden vazgeçmeden Erdoğan’ı reddetme şansı sunuyor. Yeni partilere verilen ulusal destek hala tek haneli seviyelerde oldukça düşük düzeyde gözükse de bu ufak kopuşlar bile Erdoğan’a her şeyi kaybettirecek kadar zarar verebilir. 67 yaşındaki Erdoğan’ın sağlığına ilişkin belirtiler ve söylentiler de benzer şekilde durumu onun içi zorlaştırıyor. Ateşli bir hatip olarak bilinen Erdoğan, geçtiğimiz yıl içinde bazen yorgun ve solgun göründü bazen kamera karşısında yürüme şekli veya uyuklaması ile tabanında endişe yarattı. Ancak yetkililer bu tür olumsuz sağlık iddialarını tamamen reddediyor.”

Gelecek Partisi Konya yerel başkanı Hasan Ekici, “Seçmenler bir seçim yapmak zorunda kalırlarsa ve sağ eğilimlilerse kendilerine daha yakın başka bir sağ parti bulurlar” diyor.

The Washington Institute for Near Türkiye Araştırma Programı Direktörü Soner Çağaptay, “Türkiye’nin Erdoğan yönetiminde ilk ekonomik krizini yaşadığı 2018’den bu yana yaşanan gelişmelerin tamamı onun artık sonbaharını yaşayan bir Sultan olduğunu gösteriyor.” ifadesini kullanıyor.

“Genç nesiller ondan başka lider bilmedi”

“Nüfusun yarısının 31 yaşında veya daha genç olduğu bir ülkede, pek çoğu hayatlarında başka bir lider tanımadı. Erdoğan, gençlerin kendi yönetimi sırasında ülkenin kaydettiği ilerlemeyi takdir etmesi gerektiğini söylüyor ancak gençlerin çoğunu ikna edebilmiş değil. Bununla birlikte, Erdoğan’ın partisi hala diğerlerinden daha fazla desteğe sahip ve ağırlıklı olarak destekçilerinin sahip ve bunda kendi yandaşlarının sahip olduğu medyanın ciddi bir rolü ve etkisi var. Erdoğan yönetimi altında ülke bir inşaat patlamasına ve iyileştirilmiş sağlık hizmetlerine tanıklık etti. Dindarlar, başörtüsü kısıtlamalarından kurtuldu. Muhaliflerinin gevşek ittifakı ise hala üzerinde anlaşmaya varılmış bir ortak politika platformundan yoksun ve üstelik hala ortaya bir başkan adayı çıkarılmış değil. Ancak Erdoğan’ın geleceğine ilişkin artan belirsizliğin sonuçları; Erdoğan’ın Türkiye’nin bazı müttefikleri ve rakipleriyle gergin ilişkilerini onarmak için geçici çabalar göstermesiyle daha geniş bir çevrede yakı buluyor.”

Emekli bir büyükelçi olan Ünal Çevikoz ise Mısır ve İsrail gibi Erdoğan’la uzun süredir araları bozuk olan ülkelerin onunla barışmak için acele etmediklerini belirtiyor ve “İnsanlar artık değişim rüzgarının estiğini hissediyor ve içerde dışarda herkes hükümette yaşanacak değişikliği bekliyor” diyor.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

ORC Anketi: Millet İttifakı, Cumhur İttifakı’nı Geçiyor

ORC Araştırma, 3-9 Aralık 2021 tarihleri arasında yaptığı anketin sonuçlarını paylaştı. Anket sonuçlarına bakıldığı zaman AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın oy oranı yüzde 39,1 iken CHP ve İYİ Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı’nın oy oranı yüzde 41,4 olarak çıkıyor.

“Bu Pazar Genel Seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusunun yöneltildiği ankete göre, sadece 3 parti yüzde 10 barajını aşabiliyor. Türkiye genelinde 41 ilde toplam 3 bin 920 kişi ile görüşülerek yapıldığı belirtilen araştırmada AK Parti yüzde 30,3, CHP yüzde 25,5 ve İYİ Parti yüzde 15,9 oy alıyor.

MHP’nin yüzde 8,8 ve HDP’nin yüzde 8,1 ile baraj altı kaldığı araştırmada, DEVA Partisi yüzde 3,3, Gelecek Partisi ise yüzde 3,0 oy oranına ulaşıyor. Saadet Partisi’nin yüzde 1,4 oy aldığı ankette, Mustafa Sarıgül liderliğindeki Türkiye Değişim Partisi yüzde 1,2 ve Muharrem İnce’nin başkanlığını yürüttüğü Memleket Partisi yüzde 1,0 oy alabiliyor.

ORC’nin bir önceki araştırması ise sistem değişikliğiyle ilgiliydi. “Sistem değişikliği ile ilgili referandum olsa tercihiniz hangisinden yana olur?” yönündeki araştırmaya katılanların yüzde 57,8’i ‘parlamenter sistem’ derken, ‘mevcut sistem’ diyenlerin oranı yüzde 35,2’de kalmıştı. Aynı araştırmada kararsızların oranı yüzde 7,0 idi.

Paylaşın

AK Parti İle CHP’li Milletvekilleri Arasında Yumruklu Kavga

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi görüşülürken Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri arasında yumruklu kavga yaşandı.

CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın kürsüdeki konuşmasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya dönerek Sezgin Baran Korkmaz’ın uçağına neden bindiğini sordu. Aydın “Sezgin Baran Korkmaz’ın uçağına neden bindiniz? Fotoğrafınız çıktı başka uçak yoktu dediniz. Cumhurbaşkanı’na söyleseydiniz” dedi.

Buna karşılık Bakan Soylu, Aydın’a, “Yalan söylüyorsun, sahrekarsın” diye bağırdı. Aydın Soylu’ya “Aynen iade ediyorum” diyerek karşılık verdi. Araya giren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da Süleyman Soylu tepki gösterdi.

Sözlü atışmanın ardından ayağa kalkan milletvekilleri arasında önce sözlü, sonra yumruklu kavga çıktı. Bunun üzerine oturuma ara verildi.

Oturumun yeniden açılmasının ardından TBMM Başkan Vekili Bilgiç, Meclis’in mehabetine yakışmayan hareketler yaşandığını belirterek, milletvekillerini, görüşmelerin Meclis’in saygınlığına ve İçtüzük hükümlerine göre yürütülmesine yardımcı olmaya çağırdı.

“Beni İçtüzük hükümlerini, disiplin hükümlerini uygulamakla baş başa bırakmamanızı rica ediyorum” diyen Bilgiç, kürsüye gelen milletvekillerinin kaba ve yaralayıcı ifadeler kullanmamasını istedi. Bilgiç, bu yönde tutum sergileyenlerin sözünü keseceğini vurguladı.

Paylaşın

AK Parti ‘Alevi Açılımı’ Mı Planlıyor?

AK Parti, erken seçimin gündeme geldiği bir süreçte Alevilere yönelik yeni bir açılımı değerlendiriyor. Kamuoyu yoklamaları, 2002’de iktidara gelen AK Parti’ye yönelik desteğin azaldığını ortaya koyarken, partinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kısa süre önce Alevi toplumunun sorunlarını dinlemek üzere ülke genelinde bin 585 cemevine temsilciler göndermişti.

Reuters, Alevilerle ilgili analizinde, ‘Erdoğan’ın, Türkiye’nin 84 milyonluk nüfusunun yüzde 15 ile 20’sini oluşturan Alevi azınlığı kazanmak için zorlu bir mücadeleyle karşı karşıya’ olduğu değerlendirmesinde bulundu. Daha önceki ‘Alevi açılımının’ başarısızlıkla sonuçlandığı belirtilirken Alevilerin çoğunluğunun İslami kökenli AK Parti’ye şüpheyle yaklaşan kesim olduğu aktarıldı.

Öte yandan AK Partili üst düzey yetkililer, cemevleri konusundaki statü sorununun aşılabileceğini dile getirdi.

Alevi gruplar cemevlerinin resmi olarak tanınmasını, konuyla ilgili mahkeme kararlarının uygulanmasını, ‘asimilasyon’ olarak tanımladıkları zorunlu din eğitimini ve kamusal yaşamda ayrımcılığa son verilmesini talep etti.

“AK Parti, kendi Alevilerini yaratmaya çalışıyor”

İstanbul’daki bir cemevinde düzenlenecek tören öncesi konuşan Ali Erdem, “AK Parti hükümeti kendi Alevilerini yaratmaya çalışıyor.” dedi.

Alevilere yönelik bazı tarihsel sorunları anlatan Erdem, “Yüzyıllarca baskı altında kaldık ama kimseye boyun eğmedik.” diye konuştu.

Sufi ve Anadolu halk geleneklerini devam ettiren Aleviler, Türkiye’deki Sünni Müslüman çoğunluktan bazı noktalarda ayrılıyor ve Sünnilerle çelişebilecek ritüeller uyguluyor.

Erdoğan, 10 yıl önce ‘Alevi açılımı’ başlatmıştı.

Ancak 2013’teki Gezi Parkı eylemlerinin patlak vermesi sonrası söz konusu girişim olumsuz sonuçlanmıştı.

Reuters’a göre AK Parti’nin popülaritesinin azaldığına dair işaretlerin ortaya çıkmasının ardından konu, yakın tarihli bir kabine toplantısında yeniden güdeme getirildi.

Erdoğan tüm halkın “kolay nefes alması” için daha fazla çalışma sözü verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hangi kökene, hangi inanca, hangi meşrebe sahip olursa olsun Türkiye’nin, 84 milyon vatandaşının her birinin problemi bizim problemimizdir. Bu anlayışla ulusal birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek her adımı geçmişte attık, bugün de atmayı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

“Aleviler arasında bir bölünme yaratabilir miyiz diye düşünüyorlar”

AK Partili temsilcilerin İstanbul’daki prefabrik cemevlerine geldiğini belirten bir başka Alevi derneği temsilcisi Ali Yürümez, binayı ziyaret eden yetkililerin kendilerine burayı yeniden inşa etmeyi teklif ettiğini söyledi.

Ancak Yürümez, bu tür maddi yardım tekliflerinin hükümetin yasal değişiklikler yapmaya istekli olmadığını gösterdiğini söyleyerek AK Parti’nin teklifini reddettiğini dile getirdi.

Sivas Katliamı’nda hayatını kaybeden kurbanların fotoğraflarının altında oturan Ali Yürümez, “Önümüzde bir seçim varken Aleviler arasında bir bölünme yaratabilir miyiz diye düşünüyorlardı. Ama Alevilerin bu oyuna geleceğini sanmıyorum.” diye konuştu.

Hayrettin Karaman’ın “Eğer bilerek Aleviliğini koruyorsa, Alevilere ait olup İslam ile bağdaşması mümkün olmayan inançları ve uygulamaları muhafaza ediyorsa o genç ile Sünni bir kız evlenemez.” sözlerini anımsatan Ali Yürümez, Alevilerin yakın zamanda nefret ifadeleriyle hedef alındığını söyledi.

AK Parti: Cemevlerine ibadethane statüsü verilebilir

Hükümet yetkilileri ise, Alevilere yönelik son süreçte gerçek bir değişim iradesi olduğunu söylüyor.

Adı açıklanmayan üst düzey bir AKP yetkilisi Reuters’a verdiği demeçte, “Cumhurbaşkanı bu sorunun çözülmesini istiyor. Uzun zamandır talep edilen ibadethane statüsü bu kez verilebilir.” diye konuştu.

Yetkili, azınlıkların haklarına yönelik bu tür girişimlerin seçimlerde potansiyel olarak olumlu yansıması olduğunu kabul etmekle birlikte hükümetin Alevilerle ilgili açılımının amacının bu olmadığını iddia ediyor.

“Oylar üzerinde etkisi olabilir ama bu çalışma yıllar önce başlatıldı ve Gezi Parkı protestoları nedeniyle kesintiye uğradı” diyen yetkili, “Bunu bir seçim hazırlığı olarak görmek haksızlık.” şeklinde konuştu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2016 yılında Alevilerin din özgürlüğü haklarının reddedildiğine ve ayrımcılığa maruz kaldığına karar vermişti.

Keza Yargıtay da Kasım 2018’de verdiği kararda, cemevlerinin ibadet yeri olarak resmen tanınması gerektiği yönünde duruş sergilemişti.

Ancak hükümet bu kararlara uymadı ve cemevlerinin statüsü konusunda farklı görüşler olduğu ortaya çıktı.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a Sert Sözlerle Yüklendi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın öfke nöbetleri alarm veriyor; söylediklerine azami ihtiyatla yaklaşmak gerekir” dedi.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Kılıçdaroğlu, CHP’nin resmi sosyal medya hesabından yapılan videolu paylaşımı alıntılayarak şu ifadeleri kullandı:

“Erdoğan ülkeyi yönetemiyor. Küfürbaz trolleri yetmemiş olacak ki, kendisi bir trol gibi konuşmuş. Ben Erdoğan ve hakaretlerini elbette ciddiye almıyorum ancak ülkem için kaygılıyım. Erdoğan’ın öfke nöbetleri alarm veriyor; söylediklerine azami ihtiyatla yaklaşmak gerekir.”

Paylaşın

Bakan Albayrak’tan Enflasyon Açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamlarını değerlendirdi.

Bakan Albayrak, resmi twitter hesabından yaptığı açıklamada, enflasyonda düşüş trendinin sürdüğünü belirterek, “Önce tek haneli enflasyonları görecek, ardından yılı hedeflerimizin altında bir oranda kapatacağız” dedi.

Albayrak’ın paylaşımında enflasyon rakamlarının geldiği seviyeye ilişkin infografiğe de yer verildi. Görselde, “Dengelenme sürecinin pozitif katkısıyla enflasyonda Temmuz 2018 seviyelerinin altına düşüş sağlandı” ifadesi kullanıldı.

Muhalefetten tepki!

TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına muhalefet partilerinden tepki geldi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Saadet Partisi (SP), açıklanan enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını, rakamlarla oynandığını söylediler.

TÜİK, enflasyon rakamlarını açıkladı!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Haziran ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Açıklanan rakamlara göre, enflasyon haziranda yüzde 0.03 artarken, yıllık bazda yüzde 15.72 oldu.

Yıllık enflasyon böylece haziran 2018’den beri en düşük seviyede gerçekleşti.

Memur ve emekli maaş zam oranları belli oldu!

Açıklanan enflasyon rakamıyla birlikte milyonlarca memur, sözleşmeli personel ve emeklinin yılın ilk yarısı için alacağı zam oranları da belli oldu.

SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarına temmuz ayında yüzde 5 oranında zam yapılacak. Memur ve memur emeklilerinin aylıkları ise yüzde 6 oranında artırılacak.

Paylaşın

Yıldırım’ın ‘Mağduriyet’ Açıklamasına İmamoğlu’ndan Yanıt

31 Mart yerel seçimlerinde İBB Başkanı seçilen ancak YSK’nın iptal kararıyla mazbatası alınan CHP’li Ekrem İmamoğlu, AK Partili Binali Yıldırım’ın ‘mağduriyet’ açıklamasına yanıt verdi.

Cuma namazını Beylikdüzü Fatih Sultan Mehmet Camii’nde kılan ve ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, konuya ilişkin şunları söyledi:

“Bir daha karşılaştığınızda sorun, acaba kendi söylediklerine kendisi inanıyor mu diye? Ben inandığını düşünmüyorum. Neyin gaspı, hangi gerekçe? Millet görüyor zaten bence şu an söylediklerine kendisi de inanmıyordur. Mağduriyet kavramı da şöyle; Belki aday olmakla mağdur olmuş olabilir.”

Binali Yıldırım ne demişti?

Binali Yıldırım, YSK’nın seçimi iptal etme kararını değerlendirirken, “Asıl mağdur edilen benim. 31 Mart’ta gasp edilen oyların hesabını 23 Nisan’da soracağız” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Erdoğan: Camiler Sadece Betondan İbaret Binalar Değildir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Yıldızı Camii ve Külliyesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, “Camiler sadece betondan ibaret binalar değildir. Camiler tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakıp hakkın karşısında eşitlendiğimiz, günde beş defa kulluk görevimizi icra ettiğimiz mekanlardır” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, konuşmasının devamında, “Camilerimiz birer ibadethane olmanın ötesinde mimarisiyle, süslemeleriyle bulunduğu mekanla, ismiyle, medeniyetimizin farklı özelliklerini yansıtan mimari eserlerdir. Hepsinden önemlisi camilerimiz inşa edildikleri şehirlere kimlik, kişilik ve karakter kazandıran yapılardır” dedi.

Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

“Bu eserin Ankara’ya kazandırılmasında emeği geçen, alın teri olan herkese şükranlarımı sunuyorum. Başta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığımıza, önceki Başkanlarımız Melih Gökçek ve Mustafa Tuna Beyefendi’ye özellikle teşekkür ediyorum.

Camiler sadece taştan, tuğladan, betondan ibaret binalar değil, müminlerin tüm farklılıklarını bir tarafa bırakıp Hakk’ın karşısında eşitlendiği, cem olduğu, günde 5 defa kulluk görevinin ifa edildiği mukaddes mekanlardır.

“Camiler, şehirlere kimlik, kişilik ve karakter kazandırır”

Camilerin birer ibadethane olmanın ötesinde mimarisiyle, süslemeleriyle, hüsnühat ve tezhipleriyle bulunduğu mekanla, ismiyle, medeniyetin farklı özelliklerini yansıtır. Birer mimari eser olan camilerin, inşa edildikleri şehirlere kimlik, kişilik ve karakter kazandırır.

Medeniyetimizin sembol şehirlerinin hemen hepsi yine sembol bir cami, medrese ve külliyeyle anılır, böyle hatırlanır. İstanbul’u Sultanahmet’siz, Süleymaniye’siz, Edirne’yi Selimiye’siz, Bursa’yı Ulu Cami’siz düşünemeyiz. Mardin denilince, Erzurum, Konya, Kayseri denilince aklımıza önce her biri ayrı güzellikteki medreseleri, camileri gelir. Ankara’yı Hacı Bayram Veli Camisi ve türbesi olmadan anlatmak mümkün değildir.

Merhum Turgut Özal’ın gayretleriyle tamamlanan Kocatepe Camisi de yakın dönemde Ankara’yı anlatan sembol eserlerden biridir. Hamdolsun dönemimizde Beştepe Millet Camisi ve Melike Hatun Camimizin de kısa sürede başkentimizin timsalleri arasına katıldığını görüyoruz. Ankaralıların yanı sıra farklı vesilelerle şehrimize gelen vatandaşlarımız da muhakkak buraları ziyaret ediyor.

“Şehrimizin yıllardır örselenen kadim kimliğini güçlendirecektir”

Ggeçen hafta ibadete açılan Büyük Çamlıca Camisi’nin şimdiden İstanbul’un abide eserlerinden biri haline gelmiştir. Kadını, erkeği, genci, yaşlısıyla milletimizin tüm fertleri sadece mübarek gün ve gecelerde değil sabah namazlarında da Büyük Çamlıca Camisi’ne koşuyor, tam bir muhabbet ikliminde ibadetlerini yerine getiriyor. 60 bini aşkın cemaati kubbenin altında ve avlusunda toparlayabiliyor.

Osmanlı, Selçuklu ve modern mimarinin en güzel özelliklerini barındıran Diyanet Bilim ve Kültür Merkezinin Ankara’ya damgasını vuracaktır. Bu abide eser Cumhuriyetin Ankara’sını Selçuklu’nun, Osmanlı’nın Ankara’sı ile yeniden kucaklaştıracak, şehrimizin yıllardır örselenen kadim kimliğini güçlendirecektir.

“Camilerin süsü cemaatidir, özellikle de gençlerdir”

Nasıl ki kalp insanı hayatta tutan ana organsa mabetler de ilim, hikmet ve fazilet merkezi olarak toplumu diri tutar, canlı tutar, ayakta tutar. Camilerimizi sadece namaz kılınıp dağılınan ibadet mekanlarına dönüştürmek ona yapılacak en büyük saygısızlıktır. Camilerin süsü cemaatidir, özellikle de gençlerdir. Çocuklarımızın neşesiyle, gençlerimizin heyecanıyla, pirifanilerin tecrübesiyle, kadınlarımızın nezaket ve becerisiyle dolmayan bir cami mahzun ve öksüz kalmış demektir. Çocukların gelmediği, gençlerin uğramadığı, hanımların sahip çıkmadığı camiler ne kadar muhteşem olurlarsa olsun boynu bükük kalmaya mahkumdur. Geçmişte olduğu gibi bugün de cami merkezli bir hayatı özendirmemiz, teşvik etmemiz gerekiyor.

Geleceğin teminatı olan genç kuşakla camilerin arasında yapay duvarlar örmemek, gençlerin kalplerini camilere ısındıracak faaliyetler düzenlemek gerekiyor. Günde 5 vakit bize kulluğumuzu hatırlatan çağrıya cevap vererek, önce kendimizin sonra evlatlarımızın ayaklarını camilere alıştırmalıyız.

 

Paylaşın

Yeneroğlu: Tuttuğumuz Oruç Bizi Kurtarmayabilir

AK Parti Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Twitter’da yaptığı paylaşımda Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptal edilen İBB Başkanlığı seçimine dair açıklamalarda bulundu.

Açıklamasında, “Tuttuğumuz oruç bizi kurtarmayabilir” diyen Yenerroğlu, paylaşımlarında şu ifadeleri kullandı:

“Büyük hukukçu Ebu Hanife’nin ‘mihraptan ve minberden hukukun sesini kısarsanız, Hz. Allah da sizin nefesinizi, iflâhınızı kısar’ ikazı her okuduğumuzda sarsılmamızı sağlıyorsa, hayırlı sahurlar dilerim…. aksi takdirde tuttuğumuz oruç bizi kurtarmayabilir..

Onlar birbirlerine hakkı söylerler…”

Mustafa Yeneroğlu Kimdir?

Mustafa Yeneroğlu, 1 Temmuz 1975 yılında Bayburt’ta doğdu.

Köln Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.

İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatları Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel Sekreterliği, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Yurt Dışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyeliği, Ayrımcılık ve Irkçılıkla Mücadele Derneği Kurucu Başkanlığı görevlerini yürüttü.

26. Dönem AK Parti İstanbul Milletvekili seçilen Yeneroğlu, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyon Başkanlığı görevini yürüttü.

Mustafa Yeneroğlu, Almanca ve İngilizce bilmektedir. Evli ve üç çocuk babasıdır.

 

Paylaşın

Erdoğan’dan İptal Edilen İBB Seçimine İlişkin Açıklama!

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında konuştu. Erdoğan, dün Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptal edilen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçimine dair açıklamalarda bulundu.

YSK kararına tepki gösteren kişileri eleştiren Erdoğan, “Bazı iş adamı grupları, dün açıklanan bu karardan sonra baktım ki garip garip açıklamalar yapıyor” dedi.

Erdoğan, “Bilindiği gibi bu seçimi önce yaklaşık 25-28 bin arasında bir farkla AK Parti’nin kaybettiği ilan edildi. Biz sandık sonuçlarına olan teslimiyetimiz nedeniyle saygıyla karşılamaya hazırdık” dedi.

“Bu durumu balkon konuşmamızda da ifade ettik. İlerleyen günlerde karşımıza bambaşka bir manzara çıktı. 15 bin seçmenimizin iradesi gasp edilmişti. Önemli bir bölümünde kasıt olduğu açıkça ortadadır” ifadesini kullanan Erdoğan’ın açıklamalarının devamında şunlar öne çıktı:

“Meseleyi biraz daha araştırınca hem seçmen listeleriyle, hem de sandık kurulları üyeleriyle ilgili birtakım yolsuzluklar, kanun dışı işler olduğunu gördük. Sunduğumuz belgeler gayet sağlamdır. Aradaki fark neredeyse yarı yarıya azalmasaydı mesele buraya gelmezdi. Bu irade gaspını görmezden gelemeyiz. Değerli arkadaşlar, biz bu yapılanların hesabını milli irade hırsızlarından sormazsak milletimiz bizden hesap sorar.

“Birtakım kirli ellerin işin içine girdiği anlaşılıyor”

Birilerinin suyu bulandırarak balık avına çıktığı intibasına kapıldık. 62 bin sandık görevlisinden neredeyse 20 bine yakınının, banka ve özel okul çalışanları arasından seçilmiş olması şüphelerimizi artırdı. Birtakım kirli ellerin işin içine girdiği anlaşılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde tam kanunsuzluk olduğu çok açık. Birtakım yanlışlar, eksikler, kusurlar mazur görülebilir. Ama sandık görevlilerinin, sandık başkanlarının kanunsuzluk içerisinde olmasını kimse ‘hata’ olarak nitelendiremez.

Biz sadece gasp edilen haklarımızın ve yapılan açık usulsüzlükten, yolsuzluktan kaynaklanan yanlışları düzeltmenin peşindeyiz. Durum tam tersi olsaydı, AK Parti az bir farkla seçimi kazansaydı, sonra birtakım usulsüzlükler ortaya çıkıp fark yarı yarıya düşseydi bizim ensemizde boza pişirirlerdi boza.

Değerli kardeşlerim, Yüksek Seçim Kurulu hem bizi, hem diğer partilerin temsilcilerini dinlemiş ve kararını vermiştir. İBB seçimleri 23 Haziran 2019’da yenilenecektir. Kararın hayırlı olmasını diliyoruz. Sorunlarımızı demokrasi ve hukuk içerisinde çözme irademizi güçlendirecek bir karar olarak görüyoruz bunu. 23 Haziran’da her zamankinden daha çok çalışacak, İstanbul halkının gönlüne gireceğiz.

Perde arkasından sinsice operasyon yürütenleri, sahada kendisine yer açmaya çalışanların hepsini biliyoruz. En küçük bir projeleri, hazırlıkları, niyetleri varsa biz bunu bozacağız. Ülke yönetimine el koymayı hesaplayan karanlık odaklara bekledikleri fırsatı vermeyeceğiz. Bazı iş adamı grupları, dün açıklanan bu karardan sonra baktım ki garip garip açıklamalar yapıyor. Bu tavırlarınızla normalleşmeyi konuştuğumuz dönemde, seçim hukukunun işletildiği bir yerde bu açıklamaları yaparsanız anormalleşme gelir. Yanlış yapıyorsunuz, herkes önce haddini bilecek. Herkes bildiği işi yapacak.

“Ülkemizi adım adım hedeflerine yaklaştıracağız”

Hiç şüphe yok ki önümüzde duran manzara bir sabotajdır. Ekonominin güvenliğini en az sınırlarımızın güvenliği kadar önemli görüyoruz. Önce bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep birlikte kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Çok çalışacağız, reformların yasal altyapısını hazırlayacağız. Ülkemizi adım adım hedeflerine yaklaştıracağız. İş adamlarımız çok çalışacak, kapasitelerini daha etkin kullanarak istihdamlarını, kapasitelerini artırarak Türkiye’yi geliştirecek. İşçimiz, esnafımız çok çalışacak. Bürokratımız, memurumuz çok çalışacak. Biz sağlam durursak hiçbir saldırı bizi yakamaz. Ekonomimiz, gelen her saldırının ardından güçlenerek yoluna devam etti.

Felaket tellalları konuşuyor. Üretim kıpırdıyor, ihracatımız artmayı sürdürüyor. Turizmde rekorlar kırıyoruz. Kur-faiz-enflasyon şer üçgenine ülkemizi hapsetmek isteyenler asla vazgeçmeyecektir. Siyasi ve ekonomik yaptırım tehditleriyle bizi yolumuzdan çevirmeye çalışmaya devam edeceklerdir. Çözümü dışarıda değil, kendi yüreğimizde arayacağız. Milletimiz biz hiç yalnız bırakmadı, hiç yanıltmadı. Biz Türk milletinin gücüne inanıyoruz. İnşallah bu dalganın da üstesinden hep birlikte geleceğiz.

Sadece bize oy verenlerin değil, tercihlerini başka partilerden yana kullananların da umutları AK Parti’dir. Ülkenin sorunlarını çözebilecek formüllerin de, iradenin de, gücün de yalnızca kendimizde bulunduğunu biliyoruz. Gönüllere girmekten, kibirden uzak durmaktan, emaneti ehline vermekten söz ediyorum. Söylediğimiz her şeye samimiyetle inanıyor, onun için devamlı tekrar ediyoruz. Buna rağmen hala millete tepeden bakan, milletle arasına duvar ören varsa başını ellerinin arasına alıp düşünsünler. Yoksa biz gereğini yapmak zorunda kalırız.

“Türkiye’nin en geniş tabanlı partisiyiz”

AK Parti hareketi her şeyden önce insan kazanma hareketidir. Türkiye’nin en geniş tabanlı partisiyiz. Ahde vefa, bizim partimizin en başta gelen özelliklerinden biridir. AK Parti öyle büyüktür ki, herkese yapacak bir iş vardır. Bizim tercihimiz her zaman ihtiraslı bireylerin zaaflarından değil, kadim olan davanın selametinden yana olur, yana olacaktır. Önümüzdeki dönem tüm arkadaşlarımızın hallerini, hareketlerini bu çerçevede gözden geçirip kendilerini toparlamasını istiyorum. AK Parti’nin önünü kesecek hiçbir vebalin altına, arkadaşlarımızın girmek istemeyeceğini biliyorum.

Söylediğimiz her şeye samimiyetle inanıyor, onun için de ısrarla tekrar ediyoruz. Buna rağmen hala millete tepeden bakan, kibirinden yanına yaklaşılamayan, milletiyle arasına duvar ören varsa başını iki elinin arasına alsın ve derin bir muhasebe yapsın. Eğer bu arkadaşlarımız kendi muhasebelerini kendileri yapmazlarsa biz onlar için gereğini yapmak zorunda kalacağız. Bu davaya, bu partiye, bu mücadeleye en küçük bir katkı veren herkesin başımızın üzerinde yeri vardır. AK Parti hareketi, her şeyden önce insan kazanma hareketidir. Bu sayede 10.5 milyon üye ile Türkiye’nin en geniş tabanlı partisi haline geldi.

Her zaman en büyük hakem olarak gördüğümüz milletimizin kararı, bugün de bizim yolumuzu aydınlatacaktır.

Paylaşın