AK Parti Dört Yılda CHP’nin Birçok Vaadini Hayata Geçirdi

AK Parti, 2018 seçim beyannamesindeki birçok vaadin tam tersi icraatlara imza atarak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 2018 seçim bildirgesinde yer alan “Vergisiz asgari ücret, asgariye çifte zam, emekliye bayram ikramiyesi” gibi birçok vaadini hayata geçirdi.

Cumhuriyet’ten Gamze Kolcu’nun haberine göre, CHP’nin 2018’de yayımladığı seçim bildirgesinde yer alan birçok vaadin AKP tarafından yerine getirildiği, bazı vaatlere ilişkin çalışmaların da sürdüğü ortaya çıktı.

CHP’nin 2018’deki bildirgesinde sıralanan ve AKP’nin icraata dönüştürdüğü vaatler şöyle:

Vergisiz asgari ücret: CHP, “Asgari ücretten gelir vergisi almayacağız” dedi. AKP iktidarı, Ocak 2022’den itibaren asgari ücret ile diğer ücretlerin asgari ücret kadar olan bölümünden gelir vergisini kaldırdı.

Asgariye çifte zam: CHP’nin, “asgari ücrete altı ayda bir zam yapılacağı” yönündeki vaadi, 2022’de AKP tarafından yaşama geçirildi. Ocak ve temmuzda iki kez zamlanan asgari ücret net 5 bin 500 liraya yükseldi.

Emekliye bayram ikramiyesi: CHP, 2015 ve 2018 bildirgelerinde emeklilere yönelik “ramazan ve kurban bayramlarında birer maaş ikramiye” sözü verdi. 2015’te “Kaynak nerede” diye soran AKP, bu düzenlemeyi 2018 seçimlerinin hemen öncesinde yaşama geçirdi, sandığa günler kala emeklilere ilk ikramiye ödemesi yapıldı.

3600 ek gösterge: CHP 2018’de “Öğretmenlere, hemşirelere, polise, din görevlilerine, ceza infaz ve koruma memurlarına 3600 ek gösterge vereceğiz” vaatlerinde bulundu. Bu konuda adım atmakta uzun süre direnen AKP, geçen temmuzda Meclis’in kapanmasına günler kala söz konusu düzenlemeyi yasalaştırdı.

Askerlik süresi: CHP’nin 2018’deki “Askerlik süresini kısaltacağız” vaadi de bir yıl sonra AKP tarafından yaşama geçirildi. Haziran 2019’da yapılan düzenlemeyle zorunlu askerlik 12 aydan altı aya indirildi.

Düzenleme bekleyenler

EYT sorunu: CHP, bildirgesinde, “Emeklilikte yaşa takılanların (EYT) mağduriyetini gidereceğiz” vaadinde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019’da EYT’yi kast ederek yaptığı “Milletimin zararına olan bir şeye asla yokum” açıklamasına karşın AKP seçim öncesi “EYT’de çözüm” sözü verdi.

Sosyal konut ve arsa: CHP’nin 2018 beyannamesinde, “Dar gelirli yurttaşların konut ihtiyacını karşılamak için kamu eliyle arsa üretimi gerçekleştireceğiz. TOKİ ve belediyelerimizin işbirliğiyle ucuz ve nitelikli konut üretimi yapacağız” vaadinde bulunulmuştu. AKP, 2022’de fahiş şekilde artan konut ve kira fiyatları sonrası bu konuda adım atmak zorunda kaldı. Dar gelirli aileler için sosyal konut ve arsa projelerine ilişkin ayrıntıların 13 Eylül’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanması bekleniyor.

Varlık borçları: CHP, “varlık yönetim şirketlerinde (VYŞ) takibe düşmüş borçların risk esasına göre satın alacak, borç faizlerini, vergi, resim, harç, dosya parası, kapak ücreti gibi tüm mali yükümlülüklerini silecek, sadece anaparayı uzun vadeye yayarak tahsil edeceğiz” vaadini 2018’deki bildirgesinde sundu. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuyu yeniden gündeme getirmesinden saatler sonra “VYŞ borçlarının 2 bin 500 TL’ye kadar olanlarının devlet tarafından karşılanacağını” açıkladı. Meclis açıldığında yasalaşması beklenen düzenleme “kısmiliği” nedeniyle eleştiriliyor.

KYK faizleri

CHP’nin 2018 bildirgesinde, “KYK kredisinin geri ödemesinden enflasyon farkını kaldırıp, gençleri faiz belasından kurtaracağız. Borçları yeniden yapılandıracağız” ifadelerine yer verildi. Enflasyondaki hızlı yükselişle borçları katlanan öğrencilerin tepkilerini uzun süre duymazdan gelen AKP sonunda adım atmak zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen temmuzda “KYK kredi borçlarındaki faizlerin silineceğini” açıkladı. İlgili düzenlemenin Meclis açılınca yapılması bekleniyor.

Paylaşın

AK Parti ‘Genel Affa’ Mesafeli; Siyasi Yük

Cumhur İttifakı ortaklarının 2023 yılının haziran ayında yapılacağını açıkladığı Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine gidilirken ekonomiyle ilgili iyileştirmelerin yanı sıra önemli gündem maddelerinden birini de genel af beklentisi oluşturuyor.

MHP’nin yaklaşık iki yıl önce cezaevlerinde yoğunluğu gerekçe göstererek Meclis’e taşıdığı “şartlı ceza indirimi” teklifinin AK Parti desteği ile yasalaşmasının ardından bu kez “genel af” için hazırlık yapıldığı iddia ediliyor. “Cumhuriyetin 100. Yıl Dönümü” dolayısıyla gündeme getirilebileceği savunulan genel affa AK Parti ise mesafeli.

Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre; MHP kulislerinde bir süredir konuşulan af ile ilgili “Cumhuriyetin 100. Yıl Dönümü dolayısıyla sembolik bir adım atılıp genel af çıkarılabilir” değerlendirmeleri yapıldığı biliniyor. Hatta bu yönde bir yasa teklifinin hazırlanıp ekim ayında açılacak Meclis’e sunulabileceği de iddialar arasında. MHP kulislerindeki bu iddia hafta içinde parti genel başkanı Devlet Bahçeli’ye soruldu. Bahçeli, genel af talebi ve partisinin yaklaşımı ile ilgili bir değerlendirme yapmadı, afla ilgili çalışma yapıldığı iddiasına, “Haberimiz yok. Bunu söyleyen gazetecilere sorman lazım” yanıtı vermekle yetindi.

İki ucu keskin kılıç

Toplumun farklı kesimlerinin özellikle sosyal medya aracılığıyla gündeme taşıdığı af beklentisine AK Parti ise açık mesafe koydu. Genel af ile ilgili “İki ucu keskin kılıç, bunu isteyen kadar karşı çıkan var. Çok beklemeyin” değerlendirmesi yapan AK Partili üst düzey bir siyasetçiye göre partinin 21 yıllık iktidar deneyiminde attığı adımlar ve Cumhurbaşkanının geçmiş açıklamaları da bunun olmayacağının göstergesi durumunda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kişilere karşı suçları affedemeyiz” yönündeki açıklamalarını hatırlatan yetkiliye göre kişilere karşı işlenen suçların yanı sıra mevcut konjonktürde devlete karşı işlenen suçlar da affedilemez. Bu durumda bir genel affın gündeme alınmasının söz konusu olamayacağı ifade ediliyor. Konunun partinin yetkili organlarında hiç gündeme gelmediğini, konuşulmadığını belirten bir başka parti yöneticisi ise, “En son Rahşan affı oldu. O günden bu yana biz bunu hiç konuşmadık” dedi.

AK Partili kurmaylar seçim öncesi afla ilgili bir adım atılmasına ihtimal vermese de bu konunun belki seçimden sonra gündeme getirilebileceğini söyleyen yöneticiler de var. Parti içinde üst düzey bir isim, “Şu an için bir çalışma yok. Ama seçimde AK Parti çok iyi bir sonuç elde ederse, o prestijle belki böyle bir konu düşünülebilir. Esasen aflara karşı bir siyasi partiyiz. Çünkü af siyasi olarak bir yüktür. Devletin af yetkisi var mı? Bu tartışmalı bir konu” değerlendirmesi yaptı.

MHP teklif verirse ne olur?

AK Partili yetkililer bu konuyu MHP’nin bir yasa teklifi ile Meclis gündemine taşıması durumunda alacakları tutum içinse, “MHP sonuçta ayrı bir siyasi parti. Kendi gündemlerine ilişkin çalışmalar, paylaşımlar yapabilirler” yorumunda bulundu. AK Partili bir başka siyasetçi ise MHP’nin bunu gündeme getirmesi durumunda toplumda bir beklenti ortaya çıkacağını, ittifak ortağı oldukları için kendilerinin de değerlendirme yapmak zorunda kalabileceklerine dikkat çekti, “Genel af olmaz ama belirli şartlar içinde bir değerlendirme yapılabilir belki” yorumunda bulundu.

Bu arada Adalet Bakanlığında ileri derecede hasta olan tutuklu ve hükümlüler için “şartlı tahliye” ve “kelepçeli muayene” ile ilgili düzenlemeler içeren bir çalışma yapıldığı biliniyor. Demans hastası eski milletvekili Aysel Tuğluk’u da etkilemesi beklenen bu çalışmanın yeni yasama döneminde Meclis’e getirilebileceği ifade ediliyor. AK Partili yetkililer çalışma kapsamında hasta mahkumların tahliyesi için gereken Adli Tıp Kurumu raporunun belirlenen başka hastaneler tarafından da verilebileceğine vurgu yapıyor.

Paylaşın

AK Parti Seçim Hazırlıklarına Hız Verdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talebi üzerine geçtiğimiz günlerde seçim bildirgesi ile ilgili hazırlıkların başlatılmasının ardından, dünkü AK Parti Merkez Yönetim Kurulu (MYK)  toplantısında da, seçimlere dönük yol haritası ele alındı.  

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın edindiği bilgiye göre Erdoğan, milletvekili listelerinin titizlikle hazırlanacağını vurguladı, “yıpranmış” isimlerin listelerde yer almayacağı mesajını verdi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın başkanlığında yapılan MYK toplantısındaki  sürpriz gelişme, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iş insanı Mine Tozlu Sineren’den rüşvet istediğini iddia ettiği danışmanı Serkan Taranoğlu ile rüşvet iddialarında adı geçen Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi Korkmaz Karaca’nın görevlerinin sona erdiğini duyurması oldu.

Erdoğan ayrıca Karaca’nın AKP üyeliğinden de ayrıldığı bilgisini paylaştı. Bazı AKP kaynakları, Erdoğan’ın bu iki isimden uzun süredir rahatsız olduğunu, hatta Taranoğlu ile yakın bir diyaloğunun da bulunmadığını savunuyorlar.

İkinci şölen Ankara’da

MYK toplantısında ayrıca, seçim hazırlıkları da ele alındı. Bu kapsamda, Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnan bir sunum yaptı.

Edinilen bilgiye göre bu yıl  mayıs ayında Adana’da gerçekleştirilen “Gençlik Şöleni”nin ikincisinin Ekim ayında Ankara’da yapılması kararı alındı ve bununla ilgili yapılacak hazırlıklar değerlendirildi.

Ayrıca, yaklaşık 6 milyon dolayında gencin oy kullanacağının değerlendirildiği toplantıda, gençleri partiye çekmeye dönük afiş, slogan ve etkinlikler üzerinde çalışılması kararı alındı.

Milletvekili listeleri: Yıpranmış isimlere yer yok

Toplantıda ayrıca, 2023 seçimlerine dönük milletvekili aday listelerine ilişkin de de değerlendirmeler yapıldığı öğrenildi.

Edilen bilgiye göre Erdoğan,  aday listelerinin kamuoyu araştırmaları da dikkate alınarak titizlikle hazırlanacağını ifade ederken, “yıpranmış isimlere” listelerde yer verilmeyeceğinin de işaretini verdi.

Aday listelerinin hazırlanması için 6 aylık sürecin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan’ın, isimler üzerinde çok iyi çalışılması gerektiğini vurguladığı belirtildi.

‘Nefes aldıracak zam’ vaadi

Son 1 yılda ekonomide yaşanan sıkıntıların da değerlendirildiği toplantıda, alınan önlemlerin yurttaşlara olumlu yansımalarının yılbaşından itibaren görüşmeye başlanacağı beklentisi dile getirildi.

Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yılbaşında ücretli kesimlere “nefes aldıracak” zam yapılacağını belirterek, seçimleri de partisinin kazanacağı görüşünü dile getirdiği belirtildi.

Paylaşın

AK Parti, Seçim Çalışmalarına Başladı

AK Parti, haziran ayında yapılacağı söylenen Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için çalışmalara başladı: Seçmenleri ikna etmek için yürütecek kampanya, kullanılacak söylem, seçim beyannameleri kapsamında topluma sunulacak vaatler…

Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta başkanlık ettiği toplantı ile startı verilen çalışma kapsamında ilk iş olarak 21 yıllık iktidar döneminde hazırlanan 5 seçim beyannamesi ile bu beyannamelerdeki vaatlerin gerçekleşme oranları değerlendirdi. Yeni dönem beyannamesinin vaatleri için çalışmalar önümüzdeki süreçte artarak devam edecek. Ancak AK Partili yetkililer seçim sürecinde ana belirleyenin ekonomide rahatlama sağlayacak düzenlemeler olacağına dikkat çekiyor.

AK Parti yetkililerinden edinilen bilgiye göre partinin oyları son yapılan anketlere göre yüzde 35-37 bandında dalgalanıyor. Seçime daha 9 ay varken bu anketlere “seçmen eğilimi” olarak bakılması gerektiği belirtilirken, “İnsanlar böyle dönemlerde anketlere kızgınlıklarını, öfkelerini, temennilerini, hatta ikinci tercihlerini yansıtırlar. Seçim atmosferine girildiğinde tablo değişir. Sandığa gidildiğinde ne yapılacağı önemli” yorumları yapılıyor.

‘Vaatlerin yüzde 70-90’ı gerçekleşti’

Seçmenleri ikna etmek için partilerin yürütecekleri kampanya, kullanacakları söylem, seçim beyannameleri kapsamında topluma sunulacak vaatler önem taşıyor. AK Parti de 2023 seçim beyannamesine hazırlık için düğmeye bastı. Edinilen bilgiye göre ilk etapta AK Parti’nin 21 yıllık iktidar sürecindeki seçimlerde hazırlamış olduğu 5 beyanname mukayeseli olarak incelendi. Seçim beyannamelerinde topluma sunulan vaatler ve bunların gerçekleşme oranlarına bakıldı. Vaatlerin tüm seçimler açısından yüzde 70-90 oranında gerçekleştiği belirlenirken en yüksek gerçekleşme oranının 2007-2015 yılları arasındaki iki seçim aralığında olduğu tespit edildi. AK Parti “kalfalık” olarak tanımladığı 22 Temmuz 2007 seçimlerinde yüzde 46.5, “ustalık” olarak tanımladığı 12 Haziran 2011 seçimlerinde yüzde 49.8 ile iktidar döneminin yüksek oylarını almıştı.

Bu çalışma parti yöneticilerine bir toplantı ile sunuldu. Bundan sonra ilgili birimler kendi alanlarıyla ilgili çalışmalarını tamamlayarak yeni bir beyanname için hazırlıklarını sürdürecek. Bunun için önümüzdeki dönem sıklıkla toplantılar yapılacak.

Söylem tartışması

Seçime giderken AK Parti’nin nasıl bir söylem kuracağı da çalışmalar kapsamında masada. Birçok AK Partili yönetici, oy kaybının olduğu bir tabloda kutuplaştırıcı politikaların doğru olmayacağını, bunun yerine ‘kucaklayıcı bir söylemin’ gerekliliğine dikkati çekiyor. AK Parti’deki seçim strateji toplantılarında da bu yönde değerlendirmeler yapıldığı biliniyor. Ancak bu değerlendirmelerin nasıl karşılık bulacağı seçim kampanyası sürecinde ortaya çıkacak.

Paylaşın

Küskün Seçmen AK Parti’yi Korkuttu, İkna Ekipleri Kuruldu

Sandığa gitmeyi düşünmeyen seçmenlerin sayısının arttığını tespit eden AK Parti, ‘ikna ekipleri’ kurdu. Parti kurmayları “Hangi seçmen bize küsmüş, kızmış? Hangi seçmen grubunda tıkanıklık var? Tüm bunları tespit edip, gereğini yapıyoruz” diye konuştu.

Türkiye gazetesinden Yücel Kayaoğlu’nun haberine  göre, 2023 seçimlerine yönelik hazırlıkları sürdüren AK Parti’de önümüzdeki süreçte yapılacak çalışmalar ağırlıklı olarak ‘Sandığa gitmeyi düşünmeyen seçmen’ üzerinde yoğunlaşacak.

AK Parti kaynakları, “AK Parti seçmeninden uzaklaşanlar var ama henüz bizden kopmamışlar. Bu kitle başka partiye oy vermek istemiyor ama bize de vermek istemiyorlar. Bunlar sandığa gitmeme taraftarı. Bunun birçok nedeni var. Kırgınlık, küskünlük, hayat pahalılığı ve kişisel nedenlerle AK Parti’ye uzak durmaya başlayan bir kitle var. Ama aynı zamanda ikna olmaya da açık bir seçmen grubu.

Bunu yapılan anketlerde çapraz sorularda da tespit ediyoruz. Bu nedenle seçimlere kadar en önemli hedefimiz, sandığa gitmek istemeyen bu kitleyi ikna ederek sandığa gitmelerini sağlamak olacak. Bunun için hem ekonomik anlamda atılacak adımlar, hem de bizim birebir yapacağımız görüşmelerle seçmen ikna olacaktır” dedi.

Bu durumdaki seçmenleri tek tek analiz ettiklerini belirten parti kurmayları “Hangi seçmen bize küsmüş, kızmış? Hangi seçmen grubunda tıkanıklık var? Tüm bunları tespit edip, gereğini yapıyoruz” diye konuştu.

Paylaşın

AK Parti Seçim Startını Verdi!

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün partisinin bazı genel başkan yardımcıları ile bakanlarını parti genel merkezine çağırdı. Böylece Erdoğan başkanlığında yapılan ilk toplantı ile AK Parti seçim hazırlıklarına resmen başladı.

NTV’nin aktardığına göre, toplantıda seçim beyannamesi ve seçim manifestosunun içeriği üzerinde çalışmalar yapılırken yol haritası belirlendi.

AK Parti’nin seçime ilişkin atacağı adımlar ise, şöyle sıralandı:

– Beyannamede vurgu 2053 ve 2071 vizyonları olacak. 20 yıllık AK Parti iktidarında yapılanlara dikkat çekilerek, yeni vaatler sıralanacak. Ekonomiden dış politikaya, sağlıktan eğitime hangi alanda neler yapılacağı anlatılacak

– Seçim çalışmaları kapsamında da Genel Merkez’de tüm birimler kendi alanlarına ilişkin atılması gereken adımları tespit edecek

– Teşkilat Başkanlığı yapılacak miting programları ve teşkilatların saha çalışmalarına ilişkin program hazırlayacak

– Seçim İşleri Başkanlığı da sandık müşahitleri ve görevlilerinin tespiti ve bunların eğitimi için hazırlıklarını yapacak

– Tanıtım ve Medya Başkanlığı da seçim sloganları, müzikler ve görsel içerikler üzerine çalışma yapacak

– Meclis’te hangi yasal düzenlemelere öncelik verileceği de değerlendirilen konular arasında

– AK Parti ve MHP’nin ayrı ayrı hazırlayacağı seçim beyannemelerinin ardından Cumhur İttifakı’nın ortak seçim stratejisi de ortaya çıkacak.

Erdoğan, dün AK Parti Genel Merkezi’nde partisinin bazı genel başkan yardımcıları ile bir araya geldi. Toplantıda ayrıca Ticaret Bakanı Mehmet Muş, AK Parti Genel Başkanvekilleri Binali Yıldırım ve Numan Kurtulmuş ile AK Parti Grup Başkanı İsmet Yılmaz yer aldı.

Paylaşın

Kriz Ve Dönüm Noktalarında Dolar Kuru Ve Enflasyon Nasıl Değişti?

3 Kasım 2002 seçimlerinde tek başına iktidara gelen AK Parti hükümetteki 20. yılını tamamlamak üzere. AK Parti son 20 yılda “e-muhtıra”dan kapatma davasına, Gezi Parkı olaylarından 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarına ve 15 Temmuz darbe girişiminden Kovid 19 salgınına kadar ciddi krizlerle karşı karşıya kaldı.

Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti bu dönüm noktalarında ekonomide istikrarı büyük ölçüde korumayı başardı. Ancak Merkez Bankası’nın faiz indirmeye başlamasından ve “yeni ekonomi modeli”ne geçilmesinden bu yana ekonomik göstergeler iyice kötüleşti. Dolar kuru 18 liraya kadar çıkarken Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı yıllık enflasyon da yüzde 80’e ulaştı. Peki, son 20 senede kriz ve dönüm noktalarında Dolar kuru ve enflasyon nasıl değişti?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve TÜİK verilerinden yararlanarak AK Parti dönemindeki krizlerde Amerikan Doları kuru ve enflasyonunun seyrine baktık. Dolar kuru Merkez Bankası’nın aylık ortalama verisini yansıtıyor. Buna göre AK Parti’nin iktidara geldiği Kasım 2002’de 1 dolar 1,61 TL ediyordu. Dolar kuru uzun yıllar istikrarlı seyretti. Yıllık enflasyon ise Kasım 2002’de yüzde 31,8 idi. Aralık 2021’e kadar enflasyon bir daha yüzde 30’ları görmemişti.

Kur Ekim 2016’ya kadar 3 lirayı görmedi. Bu süreçte AK Parti hükümetleri ciddi krizlerle mücadele etti. 2007 yılında “367 krizi” olarak bilinen Anayasa Mahkemesi’nin cumhurbaşkanlığı seçimine dair kararı ve “e-muhtıra” olarak anılan Genelkurmay’ın gece yarısı açıklaması bu süreçlerden biriydi. Bu dönemde Dolar kuru 1,36 TL idi. AK Parti’ye kapatma davası açıldığında ise Dolar kuru 1,24 iken enflasyon yüzde 9,2 idi.

2008 küresel ekonomik krizi Türkiye’yi “teğet geçerken” Dolar kuru ve enflasyon mevcut seviyelerini korudu. 2013 ortasında Gezi Parkı olayları yaşandığında da Dolar kuru hala 2 liranın altındaydı. Yıllık enflasyon ise sadece yüzde 8,3 idi.

AK Parti iktidarının en zor dönemlerinden olan hükümetin ‘kumpas’ olarak nitelendirdiği 17-25 Aralık soruşturmaları döneminde Dolar kuru 2,06; enflasyon ise yüzde 7,4 idi. AK Parti’nin meclis çoğunluğunu kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimlerinde Dolar kuru 2,71; enflasyon yüzde 7,2 seviyesindeydi.

15 Temmuz’da Dolar kuru 3 liranın altındaydı

15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi döneminde Dolar kuru hâlâ 3 liranın altındaydı. Dolar kuru 2,96 iken enflasyon yüzde 8,8 idi. Dolar kuru ancak Ekim 2016’da 3 lira barajını aştı.

“Başkanlık sistemi”nin başlangıcı olarak kabul edilen 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde Dolar kuru 4,64 olurken enflasyon yüzde 15,4 idi. Amerikalı rahip Brunson’un tahliye olduğu Ekim 2018’de ise dolar kuru 5,87 lirayı görmüştü. Kur, Covid-19 salgınının başladığı Mart 2020’de ise 6,33 lira; enflasyon ise yüzde 11,9 idi.

Merkez Bankası’nın faiz indirimine başladığı Eylül 2021’de ise Dolar kuru 8,53; enflasyon ise yüzde 19,6 idi.

Yeni ekonomi modeli: Dolar ve enflasyon uçtu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 30 Kasım 2021’de ilan ettiği “yeni ekonomi modeli” sonrası ise Dolar kuru uçarken enflasyon da rekor üstüne rekor kırdı. Kasım 2021’de Dolar kuru 10,54; enflasyon ise yüzde 21,3 idi. Ancak 22 Ağustos itibariyle Ağustos 2022 Dolar kuru ortalaması 17,99 lira olurken; son açıklanan Temmuz 2022 yıllık enflasyon yüzde 79,6 oldu.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

“AK Parti içinde Ali Babacan Sempatisinden Bahsedilmeye Başlandı” İddiası

AK Parti içinde ve tabanında DEVA Partisi lideri Ali Babacan’a karşı sempatinin konuşulmaya başlandığını belirten, “Gelecek Partisi ve liderine rezervi olan AKP tabanının Ali Babacan konusunda farklı düşündüğü ifade ediliyor.” dedi.

Birgün gazetesi yazarı Yaşar Aydın, son günlerde hem altılı masanın hem de AKP – MHP ittifakının en çok konuştuğu liderin DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin her fırsatta Babacan’a sert sözlerle yüklendiğini vurgulayan Aydın, şöyle devam etti:

“Kuşkusuz bunda son aylarda daha görünür olmasının ve Gaziantep, Gebze ve Yozgat gibi illerde gerçekleştirdiği mitinglerin payı var. Ama farklı gerekçeler de var. AKP içinde ve tabanda Ali Babacan sempatisinden bahsedilmeye başlandı. Taşrada iş dünyasından kayışlar hızlandığı bilgisi geliyor. Yine bürokraside Gül’den sonra Babacan ziyaretleri moda olmaya başladı. Gelecek Partisi ve liderine rezervi olan AKP tabanının Ali Babacan konusunda farklı düşündüğü ifade ediliyor.

‘Yeni umut olma yolunda’

Saadet Partisi ile sıcak bir diyalog zemininin oluştuğuna dair bilgiler (seçim sonrası da devam edecek) yine kulağımıza çokça geliyor. Abdullah Gül destekli Deva Partisi, ANAP ve AKP gibi hızlı bir giriş yapmasa bile Erdoğan ile birlikte iktidarı tamamen kaybetmek istemeyen kesimin yeni umudu olma yolunda. Bekleyip göreceğiz.”

“Üç adımda uzlaşı var”

Pazar günü 6’lı masa Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde bir kez daha bir araya gelecek. Bu görüşmeyle tam bir tur tamamlanmış olacak. Kuşkusuz seçim güvenliği ekonominin temel sorunlarına ilişkin meseleler masada olacak. Seçim yaklaştıkça farklı partilerin kurmaylarından benzer yaklaşımlar gelmeye başladı. Ortak ruh hali, “6’lı devam eder ama her meseleyi orası çözmez” oldu. Konuştuğum farklı partilerden isimlerden çıkan üç sonuç var.

Ortak cumhurbaşkanı adayı sonuna kadar zorlanmalı

Cumhurbaşkanı adayının programında en geniş uzlaşma zemini zorlanmalı

Parlamenter sisteme dönüş konusunda taviz verilmemeli

Bu üç başlıktan da çıkan sonuç: Her parti kendi programıyla seçime girecek. Cumhurbaşkanı adayının programında mümkün olan ortaklaşma zorlanacak. Ve son olarak da seçim sonrasına dair bu programı hayata geçirecek kadrolar üzerine çalışma yapılacak.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

AK Parti’nin Oy Oranı Yüzde 30’un Altına Düştü

Yöneylem ve ORC’nin son kamuoyu yoklamasında AKP’nin oy oranı yüzde 30’un altında görünüyor. Yöneylem’in yöneticisi Derya Kömürcü, !Cumhur İttifakı’nın oy kaybı çok ciddi boyutlarda, bu hiç üstü örtülebilecek bir şey değil, çok net görünüyor” dedi.

Kamuoyu araştırma şirketlerinden ORC’nin sahibi Mehmet Pöstaki ile Yöneylem Araştırma’nın sahibi Derya Kömürcü, Sözcü’den Ruhat Mengi’ye son araştırma sonuçlarıyla ilgili değerlendirmede bulundu.

Yöneylem

Yöneylem Araştırma’nın 28 Temmuz-1 Ağustos tarihleri arasında 27 ilde 2 bin 400 kişiyle gerçekleştirdiği son anketinde partilerin oy dağılımı şöyle:

  • AKP: Yüzde 23,6
  • CHP: Yüzde 23,5
  • İYİ Parti: Yüzde 11,9
  • HDP: Yüzde 7,2
  • MHP: Yüzde 4,8
  • Zafer Partisi: Yüzde 2
  • DEVA: Yüzde 1,8
  • Yeniden Refah Partisi: Yüzde 1,8
  • Türkiye İşçi Partisi: Yüzde 0,8
  • Gelecek Partisi: Yüzde 0,5

Kömürcü, “Cumhurbaşkanı Erdoğan aday olursa oy verir misiniz” diye soruyoruz. “Kesinlikle oy veririm” diyenler yüzde 30.7. “Erdoğan’a asla oy vermem” diyenler yüzde 60″ dedi.

Partilerin oy oranları ile ilgili de bilgi veren Kömürcü şunları söyledi:

“Bizim anketimizde kararsızlar ve oy kullanmayacaklar dağıtıldıktan sonra CHP’nin rakamı 29.4, AKP 29.6, yani ikisinin arasında binde 2’lik yani araştırmanın hata payının çok altında binde 2’lik bir fark var, İYİ Parti ise 14.9.

AKP 24 Haziran 2018 son seçimdeki oy oranının 12 puan altında ölçülüyor bugün, bu çok ciddi bir oy kaybı demektir. MHP’nin de seçimdeki oyunun 5 puan altında olduğunu görüyoruz, yani Cumhur İttifakı’nın oy kaybı çok ciddi boyutlarda, bu hiç üstü örtülebilecek bir şey değil, çok net görünüyor.

Son seçimde AKP’ye oy verdim” diyen 100 seçmenden 6-7’si bugün “CHP’ye oy vereceğim” diyor, 5’i “İyi Parti’ye oy vereceğim” diyor, dolayısıyla muhalefete geçiyor bu insanlar.”

ORC

ORC Araştırma Şirketi’nin Genel Müdürü Pösteki ise “Toplumda 6’lı Masa’ya güven Mayıs’ta 45.7, Haziran’da 50.6 Temmuz’da 54.9, bugün ise yüzde 57 oranına ulaştı.” ifadeleriyle yeni bir veriyi ilk kez paylaştı.

ORC Araştırma Şirketi’nin Temmuz 2022 anketinde partilerin oy dağılımı şöyle:

  • AKP: Yüzde 27,1
  • CHP: Yüzde 24
  • İYİ Parti: Yüzde 22,1
  • HDP: Yüzde 7,6
  • MHP: Yüzde 7
  • DEVA: Yüzde 2,2
  • Gelecek Partisi: Yüzde 2

Pösteki’nin değerlendirmeleri de şöyle: “İktidar partisinin 2018 genel seçimlerinde almış olduğu 42.6’lık bir oy var, bugün baktığımızda bu oy sadece bizim araştırmalarımızda değil birçok araştırma kuruluşunda yüzde 27-28 bandına gerilemiş durumda, kayıp yaklaşık 15 puan.

Yine iktidar ortağı MHP’ye baktığımızda 2018 seçimlerinde yüzde 11.1 oy almışlar, bugün yüzde 7’lik baraj sınırı etrafında olduklarını görmekteyiz, ciddi bir sorun yaşamaktalar. Cumhur İttifakı olarak değerlendirdiğimizde ise 2018’de oy oranı 53.7 olan Cumhur İttifakı’nın şu an 33.9’a gerilediğini görüyoruz, bunun da yaklaşık 20 puan olduğunu tespit ettik. Millet İttifakı’ndaki 2 parti 2018’de yüzde 33.9 almış, bugün baktığımızda 46.5 seviyesine çıkmış.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

AK Parti’ye Göre ‘Erken Seçim Bahsi’ Kapandı: Seçim 2023’te

2023 seçimlerine yaklaşık 10 ay kalmasına karşın, erken seçim olasılığı hala seslendiriliyor. Son olarak gazeteci Barış Yarkadaş’ın, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, 4 Eylül’deki Sivas mitinginde “erken seçim çağrısı” yapacağı iddiası, tartışmayı yeniden alevlendirdi.  

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, MHP tarafından sert bir dille yalanlanan baskın seçim iddialarıyla ilgili olarak AK Parti kulislerinde ise “Seçim 2023’te, belli olmayan tek şey hangi gün yapılacağı” görüşü dile getiriliyor.

AK Parti kulislerinde, bir erken seçim kararının Ekim ayına zaten yetişmeyeceği, Kasım-Aralık aylarının ise hem ekonomik göstergeler, hem de hava durumu açısından uygun bir zaman olmayacağına dikkat çekiliyor.

Artık muhalefet partilerinin bile erken seçimi seslendirmediğine dikkat çeken AK Parti yöneticileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, son il başkanları toplantısında seçime 9-10 ay kaldığını vurguladığına dikkat çekerek, “Artık şu net, seçim 2023’te olacak. Cumhurbaşkanımız sadece günün söylemedi” diyerek, erken-baskın seçim tartışmalarına nokta koyuyor.

Seçim tarihi için Haziran ayında üniversite sınavlarının yapılacak olması da dikkate alınarak, Demokrat Parti’nin kuruluş yıldönümü olan 14 Mayıs tarihi öne çıkıyor.

Parti içinde seçim tarihi olarak Mayıs’ın son Pazar günü veya Haziran ayının ilk Pazar gününü önerenler de var.

‘Ekimde enflasyon artar, seçim için uygun zaman değil’

AK Parti kaynaklarına göre, erken veya baskın seçim senaryoları, hem ekonomik tablo, hem de partinin seçim stratejisine uymadığı için gerçekçi değil.

Böyle bir kararı, ittifak ortağı MHP veya AK Parti’nin tek başına alamayacağına dikkat çeken parti kaynakları, ayrıca, Ekim veya Kasım aylarının, yüksek enflasyon beklentileri dikkate alındığında uygun olmayacağına vurgu yapıyorlar.

Ekim ve Kasım aylarında enflasyonda artış olacağı beklentisine dikkat çekilerek Aralık ve özellikle Ocak ayından itibaren enflasyonun baz etkisi ile düşüşe geçeceği belirtiliyor.

Pandemi sürecinde üretim yapılamaması ve stokların tükenmesi nedeniyle fiyat artışları yaşandığı ifade edilirken yeniden üretim süreçlerine dönülmesi ile fiyatların sabitlenmeye başlayacağı beklentisi dile getiriliyor. Fiyatların sabitlenmesinin, iktidar lehine fırsata dönüştürülebileceği savunuluyor.

Bir partili bunu “Şimdi emtia üretimleri de normal seyrine ulaştı ve artık fiyatları sabitledi. Yani demir 13-14 arasında gidip geliyor ama 16’yı görmüyor. Çimento, enerji fiyatları belli noktada gidiyor. Biz de fiyatları sabitleyebilirsek, artık ekmeği 4, akaryakıtı 21-22 olarak sabitlersek, durum normalleşir ve biz bunu seçimler için fırsata döndürebiliriz” diye ifade ediyor.

‘7 siyasi parti, yedi düvel durdurmaya çalışıyor’

AK Parti’de Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinde sıkıntı yaşanacağı öngörülmüyor. Ancak, parti oyları konusunda o kadar iyimser bir tablo olmadığı, hatta parlamento çoğunluğunun kaybedilebilmesi ihtimali bile değerlendiriliyor.

Erdoğan’ın seçimi kesinlikle kazanacağı görüşü, her şeye rağmen seçmene “güven vermesi” ve 6’lı masanın, iktidara “alternatif olamadığı” tezleriyle savunuluyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “ekonomide sıkıntılar var, bunu anlıyoruz, çözeceğiz” mesajlarının toplumda karşılık bulduğunu savunan parti yöneticileri, ayrıca “beka” üzerinden verilen mesajların da vatandaşta karşılık bulduğu görüşünde.

Adını vermeden konuşan bir AK Parti yöneticisi, Erdoğan’ın dış politikada, özellikle Ukrayna-Rusya savaşında ve tahıl koridorunun açılmasında oynadığı role dikkat çekerek, bunların da seçmende “güven oluşturduğunu ifade ediyor:

“Bizim coğrafyamızda ortaya çıkan savaşlar, Amerika’yı, İngiltere’yi, Avrupa Birliği’ni rahatsız ediyor ve bu bölgeyi yeniden dizayn etmeye çalışıyorlar. Arap Baharı’nın da zaten Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme politikası olduğu bugün net şekilde görünüyor.

Bu çerçeveden baktığımızda, Türkiye onların önünde engel oluşturmaya başladı. O engel de Erdoğan. ‘Erdoğan, bir yandan yedi siyasi partiye karşı durmaya çalışıyor, öte yandan yedi düvele karşı durmaya çalışıyor’ diyoruz. Vatandaşa bunu anlatınca karşılık buluyor. Ekonomik krizin nasıl çözüleceğini anlatınca dinliyor.”

Cemevi, Hacıbektaş ziyareti, Alevi açılımının işareti mi?

Muharrem ayının ilk günü bazı cemevleri ve Alevi kültür merkezlerine yapılan saldırılardan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, önce Hüseyin Gazi Dergahı’nı ziyareti, ardından da Hacı Bektaş-ı Veli anma etkinliklerine katılması, “Seçimler öncesi yeni bir Alevi açılımının adımı mı?” sorusunu da gündeme taşıdı.

Muhalefet ve bazı Alevi örgütleri bu ziyaretleri “samimi bulmadığını, seçim hamleleri” olduğunu belirterek tepki gösterdi.

AK Parti kulislerinden yansıyan bilgilere göre, bu ziyaretlerin amacı, seçimler öncesinde, “Alevi-Sünni” çatışması üzerinden kargaşa çıkarmak isteyenlere mesaj vermek.” Türkiye’nin PKK ile mücadelede başarılı olduğunu, hatta bu durumun “HDP’de bir miktar söylem değişikliği”ne yol açtığını savunan parti kaynakları, şimdi “Alevi –Sünni çatışması” üzerinden Türkiye’ye yönelik bir oyun” ortaya konulmak istediğini söylüyor.

Bir parti yetkilisi “Alevi meselesi, kabuk tutmuş yaralarımızdan birisi. Şimdi birileri bu yarayı kaşıyor, Alevi-Sünni ayrışması ortaya koymak için. PKK ile mücadelemiz çok iyi gidiyor. Tam cesaretleri olmasa da HDP’de bile biraz söylem değişiyor. Şimdi birileri Alevi meselesine çomak soktu. Cumhurbaşkanımız, onu iyi gördü ve toplumsal huzuru sağlamak için, bir devlet başkanının yapması gereken görevi yerine getirdi” diyor.

Paylaşın