“Erdoğan’ın Seçim Stratejisi Belli Oldu” İddiası

Gazeteci Murat Yetkin, son yazısında AK Parti’nin seçim stratejisine değinerek, “Bir süredir devam eden çalışmalar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla 2023 seçimlerinde güçlerin hem Cumhurbaşkanlığı hem TBMM çoğunluğuna bölünmesi yerine Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanması yönünde ilerleyecek” yazdı ve ekledi;

“Bunun anlamı AK Parti’nin milletvekili seçimlerine önem vermemesi değil ama önceliğin Cumhurbaşkanlığı seçiminin mutlaka kazanılmasına verilmesi.”

Gazeteci Murat Yetkin, kaleme aldığı “AK Parti seçim stratejisi: ilk hedef Meclis değil Beştepe” başlıklı yazısında AK Parti içinden kulisleri aktardı.

Yetkin, AK Parti’de 12 Eylül’deki MKYK toplantısında bir seçim stratejisi çizilmesi konusunda anlaşıldığını belirterek, “Bir süredir devam eden çalışmalar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla 2023 seçimlerinde güçlerin hem Cumhurbaşkanlığı hem TBMM çoğunluğuna bölünmesi yerine Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanması yönünde ilerleyecek. Bunun anlamı AK Parti’nin milletvekili seçimlerine önem vermemesi değil ama önceliğin Cumhurbaşkanlığı seçiminin mutlaka kazanılmasına verilmesi.

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını kazandıktan sonra Meclis’te AK Parti ya da AK Parti ve MHP Cumhur İttifakı çoğunluğu kaybedilse bile geçici ya da kalıcı ittifaklarla “bir yolunun bulunacağına” inandığı anlaşılıyor.

Parti kaynaklarına göre, bu hedef çerçevesinde yeni seçim stratejisi belirlemek amacıyla ayrı bir çalışma grubu oluşturulması düşünülüyor. Bu çalışma grubu resmen ne Parti Genel Merkezi ne de Beştepe’ye bağlanacak ama doğrudan Erdoğan’a sorumlu olacak. Strateji çalışma grubunun çalışma mekanları da ayrı olacak ve muhtemelen Ankara ve İstanbul’da kurulu bürolardan çalışan toplam 30-40 isimden oluşacak.” diye yazdı.

“Kolay görmediğinin işareti”

Öte yandan seçim stratejisi içinde mart ve nisan aylarının kritik önem taşıdığını kaydeden Yetkin, sözlerini şöyle noktaladı:

Erdoğan, Mart ve Nisan aylarında Ocak’ta memur ve işçi ücretlerine yapılacak zammın etkisiyle hayat pahalılığı tepkilerinin dineceğine inanıyor. Ayrıca “yerli ve milli” TOGG otomobilinin bu sırada piyasaya sunulması, Karadeniz doğal gazının karaya naklinin tamamlanması, Şangay Zirvesi sırasında Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile anlaşmazlığı giderdikleri Akkuyu nükleer santralinin elektrik üretimine başlaması da hep bu sürece planlanıyor. Keza TOKİ konutları gibi geleceğe umut bağlayıcı projelerin ve dış politikada “dünya lideri” algısının yaygınlaştırılmasının moral etkisi de hesaplanıyor.

Bu hesapların tutup tutmayacağını zaman gösterecek. Ancak Erdoğan’ın önceliği Meclis çoğunluğuna değil Beştepe’yi korumaya veren hedef değişikliği işleri eskisi kadar kolay görmediğinin işareti. Bu da akla CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Erdoğan parlamentoda çoğunluğu kazanamayacağını biliyor” sözlerini getiriyor.

Ortada bir gerçek daha var. Şu anda Altılı Masa içindeki tartışmalar en çok seçim stratejisi değişikliği sürecindeki Erdoğan’ın işine yarıyor.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Almanya Basını: Erdoğan’ın Seçim İçin Dış Politikada Başarıya İhtiyacı Var

Özbekistan’ın Semerkant kentinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi, Alman basınında geniş yer buldu. Yorumlar, NATO ülkesi olan Türkiye’nin üyelik açıklaması ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘amacı’ hakkında yapıldı.

Erdoğan’ın ‘Batı ve NATO’dan hayal kırıklığına uğradığı, seçimi kazanmak için dış politikada başarıya ihtiyacı olduğu, üyelik açıklamasını da bu amaçla yaptığı’ savunuldu. ŞİO Zirvesi, Batı dünyası karşısında yeni bir ‘dünya düzeni’ olarak nitelendirildi.

Almanya’nın önemli haber dergilerinden Der Spiegel, Erdoğan’ın ŞİÖ’ye üyelik açıklamasını ‘Batı’ya verilmiş bir mesaj’ olarak niteledi. Türkiye’nin NATO’dan yana hayal kırıklığına uğradığı savunuldu ve Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik sürecinde de 1999’dan bu yana bir ilerleme olmadığı belirtildi. Ayrıca, Türkiye’nin Rusya ile ortak çıkarları olduğu ve ŞİÖ üyelerinin dünya ekonomi üretiminin yüzde 30’unu oluşturduğu yazıldı.

‘Eski imparatorluklara özlem’

Redaktions Netzwerk Deutschland haber sitesi, ŞİÖ’yü ‘Batı egemen dünya karşısında yeni bir ‘dünya düzeni” olarak niteledi. ”Erdoğan, Putin için hiç bu kadar değerli olmamıştı” yorumunu yapan site, bir NATO ülkesi cumhurbaşkanının zirvede yer almasının, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından ‘Batı’ya karşı iyi bir propaganda aracı’ olacağını ileri sürdü.

Bayraktar Grubu’nun ilk açıklamasının tersine Rusya ile Türkiye’nin, grubun İHA’ları için işbirliği yapabileceğini ileri süren haber sitesi, bunun karşılığında Rusya’nın Suriye, Libya ve Azerbaycan konularında Türkiye’ye ‘taviz verebileceğini’ yazdı. Putin ve Erdoğan’a işaret edilerek, “Bunların ortak yanı, Batı’yı reddetme, muhalefeti sindirme, medyayı kendine bağlama, çatışmacı dış politika ve eski imparatorluklara özlem” yorumu yapıldı.

‘Kendini zirvede iyi hissetti’

Berlin’de yayımlanan sol eğilimli Taz gazetesinde, “Dünyanın tanınmış ve etkili diktatörleri bir arada” nitelemesi yapıldı. Erdoğan ise, “Farklı dünyalar arasında bir gezgin” diye tanımlandı. Erdoğan’ın ‘Batı’ya ve kurumlarına karşı’ bir lider olduğunu ileri süren Taz, Erdoğan’ın ‘zirvede kendini iyi hissettiğini’, örgüte üye olmadığı halede Cinping ve Putin ile ikili görüşme yaptığını belirtti. Türkiye’de enflasyonun yüzde 100’e yaklaştığını belirten gazete, Erdoğan’ın ‘sermayeye ve ucuz doğal gaza ihtiyacı olduğunu’ yazdı. Bu sebeple Uygurlara baskı yüzünden Çin ile işbirliğini tehlikeye atmak istemediğini ileri sürdü.

Haber kanalı n-tv’nin Rusya temsilcisi Rainer Munz ise Erdoğan’ın ‘seçimi kazanmak için dış politikada başarıya ihtiyacı olduğunu’ savundu. Munz, Erdoğan’ın ŞİÖ’ye üye olmak istemesini bu bağlamda değerlendirmek gerektiğini belirtti. ŞİÖ’yü fazla büyütmemek gerektiğini savunan Munz, örgüt üyesi ülkelerin ikili büyük sorunları olduğunu yazdı, bunlara Hindistan-Pakistan, Çin-Hindistan örneklerini verdi.

Şanghay İşbirliği Örgütü, 2001 yılında ‘terörle mücadele’ amacıyla kurulmuştu. Şu anda Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan, Özbekistan, Hindistan, Pakistan ve İran örgütün üyeleri, Afganistan, Moğolistan ile Belarus ise gözlemci üyeler. Türkiye, Azerbaycan, Sri Lanka, Ermenistan, Kamboçya, Nepal, Suudi Arabistan, Mısır ve Katar diyalog ortağı konumunda bulunuyor.

Paylaşın

‘AK Parti’de Değişim’ İddiası

AK Parti’deki bazı öne çıkan isimlerde değişim olacağını aktaran Milli Gazete, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerden önce bu yönde bir adım atabileceğini yazdı.

Milli Gazete’den Bünyamin Güler’in haberine göre, AK Partide ağabeylerin Erdoğan’a rahatsızlıklarını ileterek, değişim tavsiyesinde bulunduğu öğrenildi. Erdoğan’ın da hem ağabeylerden gelen uyarılar hem de parti tabanından gelen değişim talebinden dolayı sandığa gitmeden bazı isimlere neşter vurabileceği ifade ediliyor…

İktidar partisinin vitrin isimlerinin son yıllarda şaibeli işlerle gündeme gelmesi AKP’nin ağabeylerini harekete geçirdi. Ağabeyler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a değişim uyarısı yaparken, sandığa yeni yüzlerle gidilmesi tavsiyesinde bulundu. AKP teşkilatları içerisinde değişimi isteyen ciddi bir kitlenin olduğu ifade edilirken, bu kesimin de taleplerini genel merkeze ilettiği ifade ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ağabeylerden gelen uyarı ve teşkilatlardan gelen talepler üzerine vitrinde değişiklik yapmaya hazırlandığı belirtiliyor.

Erdoğan değişime zorlanıyor

Son dönemlerde şaibeli işlerle anılan isimlerin AKP’nin kurucu ağabeylerini rahatsız etmesi ve bu durumu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ifade etmeleri, partide değişimin yapılacağı iddialarını gündeme getirdi. Erdoğan’ı değişime zorlayan ağabeylerin aksi takdirde ‘ AK Parti’ diye bir partinin kalmayacağını belirttiği kaydediliyor. Erdoğan’ın da ağabeyleri haklı bulduğu ve değişimden yana tavır almak zorunda kaldığı belirtiliyor.

Sandıktan önce neşter gelebilir

AKP’nin kurucu ağabeylerinin dışında parti tabanın da ciddi manada değişim istediği ifade ediliyor. Teşkilatların şaibeli işlerle anılan isimlerin partide devam etmesinden şikâyetçi olduğu ve parti içerisinden değişime hazırlanan isimlerin de olduğu ileri sürülüyor. Erdoğan’ın da hem kurucu ağabeylerden hem de parti teşkilatlarından gelen değişim talebini düşündüğü ve sandığa gitmeden de bazı isimlere neşter vuracağı tahmin ediliyor.

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nın Seçim Planı: Ekonomi Yerine Terörü Anlatın

2023 seçimleri için çalışmalarını hızlandıran ana omurgasını AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı, ekonomi nedeniyle kendisine mesafeli duran seçmene karşı sahada “terörle mücadele” kozunu kullanacak.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre bu kapsamda, bugüne dek yürütülen yurtiçi ve sınır ötesi operasyonlar, AKP ve MHP’nin saha çalışmaları kapsamında yurttaşlara anlatılacak.

Cumhur İttifakı, seçime yönelik saha çalışmalarını hızlandırdı. Bu kapsamda AKP ve MHP’li milletvekilleri sahada yurttaşlarla bire bir buluşmalar gerçekleştiriliyor. Cumhur İttifakı bileşenlerinin 2023 seçimlerindeki stratejisi de belli oldu. İttifak, ekonomi nedeniyle kendisine mesafeli duran seçmene karşı sahada “terörle mücadelede” kozunu kullanacak.

İktidarın bugüne dek başta Fırat Kalkanı, Pençe Kaplan, Pençe Kilit, Zeytin Dalı, Barış Pınarı gibi operasyonlar olmak üzere yurttaşlara terörle mücadelede Türkiye’nin elde ettiği kazanımları anlatacak. Bununla birlikte 2023 seçimlerinin “gerek dış politika gerekse terörle mücadele kapsamında Türkiye açısından ne kadar önemli olduğu” vurgusu da yapılacak.

İktidar kanadı ayrıca sahada yurttaşlarla yaptığı temaslarda “terörü tamamen bitirme hedefini” anlatarak operasyonların bundan sonra da aynı şekilde devam edeceği vurgusunu yapacak. Temel hedefin, cumhuriyetin 100. yılında “ülkedeki terör örgütü ile örgütün hem içeride hem de dışarıda temasını kesmek” olduğu da kaydediliyor.

“Salgını anlatın”

Öte yandan iktidar kanadı, “seçimleri muhalefetin kazanması halinde gerek yurtiçinde ve dışında yürütülen terörle mücadele operasyonlarının, gerekse dış politikada edinilen kazanımların sekteye uğrayacağı” iddiasını da kullanacak. Ekonomideki gelişmeler içinse iktidar, “özellikle salgınla birlikte tüm dünyada ekonomik krizlerin baş gösterdiği” tezi üzerinden saha çalışmaları yürütecek.

Erdoğan’ın, pazartesi günkü AKP MKYK toplantısında, “Ekonomi ile ilgili yürüttüğümüz çalışmalarda atılacak adımlarımız henüz bitmedi. Yurttaşlarımızı enflasyona ezdirmemek için iktidar olarak her türlü çabayı göstereceğiz. Bakanlıklar da bu kapsamda çalışmalarına ara vermeden devam edecek” dediği kaydediliyor.

Paylaşın

İktidar Klasiği: En Fazla Ödenek Yine Müteahhitlere

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan 2023-2025 Dönemi Yatırım Programı Hazırlıklarıyla İlgili genelge Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı.

Önceliğin enflasyonun düşürülmesi ve fiyat istikrarında olacağının ifade edildiği genelgede, daha öncekilerde olduğu gibi uyulmayacağı kesin olan tasarruf vaatlerine de yer verildi. İktidarın her adımda çiğnediği tasarruf vaatlerinden olan taşıt alımına zorunlu haller dışında izin verilmeyeceği bildirildi.

Yatırımlarda esas alınacak 2023 yılı ortalama dolar kuru da 21,5 TL olarak belirlendi. En fazla ödenek müteahhitlere garanti ödemelerinin yapıldığı iki bakanlığa ayrıldı.

Hedef büyüme

Temel hedefin sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirmek olduğu bildirilen genelgede, bunun için temel öncelikler şöyle sıralandı:

“Kamu harcamalarında tasarruf yapmak, enflasyonu düşürerek fiyat istikrarını korumak, yurtiçi tasarrufları artırmak, cari işlemler açığını azaltmak, kamu mali dengelerini ve mali disiplini daha da güçlendirmek ve böylece makroekonomik ve finansal istikrarı korumak.”

Azami tasarruf

Bu çerçevede, kamu yatırımlarına ayrılan kaynakların hedeflere azami oranda katkı sağlayacak şekilde tahsisi ve verimli kullanımının temel ilke olacağı vurgulanan genelgede, şunlar yer aldı:

“Kamu yatırım harcamalarından azami düzeyde tasarruf edilirken, kalkınma potansiyelini destekleyici mahiyetteki iktisadi ve sosyal altyapı yatırımlarına öncelik verilmeye devam edilecektir. Kamu kesimi yatırımları bütüncül bir yaklaşımla özel kesim yatırımlarını tamamlayacak şekilde tasarımlanacak ve hayata geçirilecektir. Kamu yatırım öncelikleri özel sektörün yenilikçi ve üretken yatırımlarını ve ticareti destekleyecek mahiyette belirlenecek; iş, üretim, yatırım ve yaşam ortamını iyileştiren nitelikli altyapı yatırımlarına öncelik verilecektir.

Kamu yatırımlarına ayrılan kaynaklar bir taraftan öncelikli sosyal ihtiyaçları giderecek ve üretken faaliyetleri destekleyecek nitelikteki altyapı alanlarına yönlendirilirken, yatırımların maliyet etkin, verimli ve zamanında gerçekleştirilmesine, mevcut sermaye stokunun daha etkin kullanılmasına ve yatırım harcamalarının en kısa zamanda ekonomik ve sosyal faydaya dönüştürülmesine azami özen gösterilecektir.”

Süren öncelikli projelerden en kısa sürede tamamlanabilecek olanlara öncelik verileceğinin bildirildiği Cumhurbaşkanlığı genelgesinde, yeni projelerin ancak zorunluluk durumunda 2023 Yılı Yatırım Programı’na alınacağı bildirildi.

Bakım ve onarımlara önem verileceği, yurttaşların acil gereksinimlerini giderecek ve ekonomide katma değer artışına doğrudan hizmet edecek projeler dışındakilerin teklif edilemeyeceği belirtildi.

Taşıt alımları ile yeni hizmet binası yapımına ancak zorunlu hallerde izin verilecek. Kamu hizmet binalarından sadece inşaatı büyük ölçüde tamamlananlara ödenek ayrılacak.

Önceki hedeflerinin hiçbiri tutmayan, aldığı tüm önlemlere karşın kur artışını durduramayan iktidar, 2023 yılı yatırımlarında dikkate alınacak ortalama dolar kuru değerini de 21,5 TL olarak belirledi.

(Kaynak: Birgün)

Paylaşın

AK Parti Seçimlere Giderken Muhalefete Nasıl Yüklenecek?

Seçimler yaklaştıkça partilerinde rakiplerine karşı yapacağı hamleler netleşmeye başladı. AK Parti, muhalefet “6’lı masanın ayakları” söylemi üzerinden yüklenmeyi planlıyor. CHP’li belediyeler de seçim sürecinde iktidar partisinin hedefinde olacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da son MKYK, “Altılı masanın yedinci ortağı PKK destekli HDP, sekizinci ortağı FETÖ. Bunların adı ortada yok ama masaya ortaklar. Türkiye, 6’lı masaya emanet edilemez. 6’lı masanın ayaklarını vatandaşa açıklıkla anlatmalıyız”  talimatı verdiği belirtiliyor.

Özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir Büyükşehir belediye başkanlarının icraatları ve başkanların eylem ve söylemlerini yakından izleyen iktidar partisi, muhalefetin “yönetemeyeceği” iddiasını da muhalefet belediyelerinin “başarısızlığı”na dayandırma hesabı yapıyor.

20 yıllık iktidarının en kritik seçimlerine hazırlanan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 2023 seçimlerine dönük yeni hamleleri devreye sokmaya planlıyor.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, Kira ve konut fiyatlarındaki rekor yükseliş üzerine “Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi” diye duyurulan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından gerçekleştirilecek  projeye yönelik ilgi ile moral bulan parti yönetimi, bir yandan “kesenin ağzını” açarken, bir yandan da “yeni ekonomik hamleler”le “kararsızlar” saflarına geçen seçmeni geri kazanma hesabı yapıyor.

“Doğalgaz müjdeleri” ve ilk yerli otomobil TOGG’un üretimine geçilmesi, iktidarın “seçim yatırımları” arasında sayılıyor.

AKP muhalefete ise sahada,  “6’lı masanın gizli ayakları”  söylemi üzerinden yüklenecek.

Seçim hazırlıklarına hız veren AKP; özellikle hayat pahalılığı nedeniyle partiden uzaklaşan seçmeni kazanmaya dönük stratejiler ve sahada kullanılacak dil üzerinde çalışıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında hafta başında yapılan Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısının da ana gündemi seçim hazırlıklarıydı.

Kulislere yansıyan bilgilere göre AKP, seçim stratejisini “dış politikada zafer, ekonomide iyileşme” ve “6’lı masayı yıpratma” stratejisi üzerine kuruyor.

Hangi adımlar öne çıkarılacak?

Bu çerçevede, AKP’nin sahada kullanacağı en önemli argümanlardan birisini “diplomatik zafer” söylemi oluşturacak.

Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında Türkiye’nin “tahıl koridoru” oluşturulmasındaki rolü, Avrupa enerji krizi  yaşarken, Türkiye’nin “iki tarafla da görüşebilen” ülke konumunu koruyabilmesi “diplomatik zafer” olarak görülüyor.

Bu çerçevede, seçmene “yeni dünya düzeninde Türkiye’nin artık küresel güç odağı haline geldiği, bunun ekonomiye de olumlu yansıyacağı” anlatılacak.

Aralık ayındaki kur krizinin ardından ekonomideki dengelerin alt üst olduğu iktidar tarafından da kabul ediliyor.

Ancak geçen Temmuz ayında asgari ücret dahil, çalışanlara ve emeklilere yapılan zamlar, tarımda ürün taban fiyatlarındaki artışlar, 3600 ek gösterge, EYT sorununa çözüm hazırlığı gibi adımların, seçmende karşılık bulduğu düşünülüyor.

Son 2 aydır da parti oylarının yükselişe geçtiği, iktidarın “moral üstünlüğü” yeniden ele geçirdiği savunuluyor.

Erdoğan’ın “Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi” olarak açıkladığı TOKİ’nin gerçekleştireceği konut projesine yönelik ilgi, partide moralleri de yükseltti.

Bu hamlelerin devamının ise “yeni doğalgaz müjdesi” ve ilk yerli otomobil TOGG’un üretimine başlaması gösteriliyor. TOGG’u üretecek fabrikanın 29 Ekim’deki açılışının da görkemli bir törenle yapılması planlanıyor.

Sosyal konut projesinde olduğu gibi ÖTV indirimi veya ilk kez araç sahibi olacaklar için uygun taksitle  otomobil almayı kolaylaştıracak projelerin gündeme gelebileceği ifade ediliyor.

Ekonomide Şubat-Mart beklentisi

İktidarın seçim öncesindeki en zayıf noktasını “yüksek enflasyon” oluşturuyor.

İktidar partisi kulislerinde Ocak ayından itibaren ekonomide alınan önlemlerin olumlu sonuçlarının alınmaya başlanacağı ve Şubat-Mart aylarında da enflasyonda düşüş sürecinin başlayacağı hesap ediliyor.

Vatandaşın, ilk başta sıkıntı yaşadığı, ancak artık enflasyonun artış hızının yavaşladığına dikkat çekilerek, “Enflasyon ilk başta yüzde 20’den birden 75’e yükseldi. Şimdi birkaç aydır 80’lerde. En fazla 1-2 puan daha yükselir. Baz etkisiyle daha sonra düşüşe geçecek, Şubat-Mart aylarında insanlar rahat nefes alır” beklentisi dile getiriliyor.

Bu nedenle seçmenin “ekonomide iyileşme olacağına ikna edilmesi”ne dönük adımlar atılması planlanıyor.

Muhalefete nasıl yüklenilecek ?

AKP, muhalefete ise “6’lı masanın ayakları” söylemi üzerinden yüklenmeyi planlıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da son MKYK, “Altılı masanın yedinci ortağı PKK destekli HDP, sekizinci ortağı FETÖ. Bunların adı ortada yok ama masaya ortaklar. Türkiye, 6’lı masaya emanet edilemez. 6’lı masanın ayaklarını vatandaşa açıklıkla anlatmalıyız”  talimatı verdiği belirtiliyor.

CHP’li belediyeler de seçim sürecinde iktidar partisinin hedefinde olacak.

Özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir Büyükşehir belediye başkanlarının icraatları ve başkanların eylem ve söylemlerini yakından izleyen iktidar partisi, muhalefetin “yönetemeyeceği” iddiasını da muhalefet belediyelerinin “başarısızlığı”na dayandırma hesabı yapıyor.

Seçim çalışmalarının en önemli ayaklarından birisini ise gençler oluşturacak.

Yaklaşık 6 milyon gencin ilk kez sandığa gideceği hesap ediliyor ve genç oylarının seçim sonuçlarında belirleyici olacağı görülüyor.

En fazla genç seçmenin AKP’de olduğu vurgulanmakla birlikte, yeni seçmenlerin partiye ilgisinin düşük olduğu ifade ediliyor.

Bu nedenle gençlerin beklenti ve eğilimlerini tespit etmeye dönük kapsamlı bir çalışma yürütülüyor ve gençler için de “sürpriz” projelerin uygulamaya konulması planlanıyor.

Yavaş tedirginliği yaşanmış

AKP yöneticilerine göreuygulanan ekonomik programın seçmende olumlu karşılık buldu ve bu Erdoğan’ın kişisel oylarına da yansıdı.

Ancak ekonomik krizin ilk başlarında, Erdoğan’ın oylarındaki düşüş parti yönetimini tedirgin etmiş, hatta kulislere yansıyan bilgilere göre “Acaba Erdoğan’ın karşısına Mansur Yavaş çıkarsa sıkıntı olur mu?” endişesi yaşanmış.

Ancak AKP kurmayları, artık böyle bir risk kalmadığı görüşünde:

“Tek öngörülemeyen Mansur Yavaş’tı. Ama 2-3 aydır böyle bir sorun yok, karşısına kim çıkarsa çıksın Erdoğan kazanıyor. Ama partiye oy verirken, milletvekili listelerine bakıp, ona göre karar verecek.”

Paylaşın

Cumhur İttifakı’ndan Muhalefeti ‘FETÖ’ Üzerinden Vurma Hazırlığı

Ana omurgasını AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı, muhalefeti ‘Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’ üzerinden vurma hazırlığı yapıyor. HDP’yi “6’lı masanın 7. ayağı olarak tanımlayan” Cumhur İttifakı, seçimlere dokuz ay kala bu kez de sahada “8. ayak FETÖ söylemini” kullanacak.

AK Parti MKYK, önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantının ana gündemini seçim süreci oluştururken AKP’nin 2023 seçimlerinde yürüteceği propaganda da belli oldu.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre, toplantıda, CHP ve 6’lı masa gündeme geldi. CHP Milletvekili Gürsel Tekin’in “HDP’lilere bakanlık verebiliriz” sözleri üzerine Erdoğan’ın kurmaylarına, “6’lı masanın yedinci ayağı HDP, sekizinci ayağı ise FETÖ. Saha çalışmalarında bunu halka anlatın. Muhalefet artık açık açık HDP’yle işbirliği yapıyor. Bu da söylemleriyle ortaya çıkıyor” dediği kaydedildi.

“Küskün döndü” iddiası

Toplantıda, AKP’nin altı ay önce sahadaki durumuyla altı ay sonraki saha durumu da karşılaştırıldı. AK Parti yönetiminin hazırladığı raporlar, Erdoğan’a sunuldu. Muhalefetin henüz bir cumhurbaşkanı adayı belirleyememesinin yurttaşlarda “muhalefete karşı güvensizlik uyandırdığı” belirtildi.

Ekonomi nedeniyle “faturayı AKP’ye kesen küskün seçmenin yeniden AKP’ye dönüş yaptığı” savunulurken Erdoğan’ın da kurmaylarına, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de parlamento seçimlerinde de AKP birinci parti olacak. Sahada vatandaşla yüz yüze temasınızı artırın” talimatı verdiği de öğrenildi.

Paylaşın

Cumhur İttifakı, 200 Bin Sandıkta 3 Milyon Kişi Görevlendirecek

Haziran 2023 seçimlerine yaklaşırken sandık başında hangi partiden kaç görevli olacağı netleşmeye başladı. Cumhur İttifakı, Türkiye genelinde 200 bine yakın sandıkta üç milyon kişi görevlendirecek.

Türkiye Gazetesi’nin haberine göre, AK Parti ve MHP’nin her sandıkta birer sandık kurulu üyesi, üçer müşahit ve parti teşkilatlarından gözlemcileri yer alacak.

Son seçimde en çok oyu alan beş parti her sandıkta bir sandık kurulu üyesi bulundurabiliyor. Ayrıca, seçime katılan her siyasi parti sandık başında müşahit bulundurma hakkına sahip. Siyasi partiler seçim güvenliği için yaz başından bu yana sandık başında görev alacak partililere eğitimler veriyor.

AK Parti yönetimi, 2023 seçimlerine hazırlık çerçevesinde yaz başından bu yana 75’ten fazla ilde koordinasyon toplantıları gerçekleştirdi. Seçimde görev alacak partililere, sandık başı işlemleri, oy sayımı sırasında yapılacaklar ve dikkat edilecek konular örneklerle anlatıldı.

2018 milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi ile 2019’daki yerel yönetimler seçimlerinde bazı sandıklarda yapılan hatalar ve eksiklikler sebebiyle AK Parti’ye yazılması gereken oyların başka parti ve adaylara yazıldığına yönelik örnekler verildi.

Yapılan toplantılarda, parti yönetimi tarafından “Seçimin en önemli aşaması sandıklara sahip çıkmaktır. Sandığa gelen AK Parti seçmenin oyuna sahip çıkacağız. Tek bir oyun bile başkasına yazılmasına müsaade etmeyeceğiz. Gözümüzü dört açacağız” denildi.

60 milyon seçmen var

CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi ise kurduğu ‘Seçim Komisyonu’, ‘Seçim Süreci ve Seçim Güvenliği Komisyonu’ ve ‘Anayasal ve Yasal Çerçeve Hazırlık Komisyonu’ ile seçim hazırlıklarını sürdürüyor.

Millet İttifakı tarafından yapılan açıklamada sandık güvenliğine yönelik her türlü tedbirin alınacağı ve tek bir oyun dahi zayi olmayacağı vurgulanmıştı. Seçimlerde 200 bine yakın sandıkta 60 milyon kişinin oy kullanması bekleniyor.

Paylaşın

Erdoğan’dan AK Parti’nin Çöken İmajına ‘Aday’ Formülü

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partili kurmaylarıyla beraber seçim stratejisi belirledi. Buna göre AK Parti’nin çöken imajı için “aday kimliği” devreye girecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen haftalarda 2023 seçimleri için bazı AK Partili kurmaylarla “olağanüstü” toplandı ve başta seçim beyannamesi olmak üzere partinin seçimlerde uygulayacağı stratejiler üzerinde duruldu.

Toplantı sonrası başlatılan çalışmaların ayrıntıları, 2023 seçimlerini sadece muhalefetin değil, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “kritik” gördüğünü ortaya koydu.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre AK Parti genel merkezinde milletvekili aday listeleri üzerinde çalışmak üzere komisyon kuruldu. Edinilen bilgiye göre komisyon, 2023 adayları için bazı kriterler belirliyor.

AK Parti, diğer seçimlerden farklı olarak bu kez “parti değil, aday kimliğini” ön planda tutacak. Geçmiş seçimlerde “aday isimlerden çok parti kimliğinin öne çıktığı, adayların da parti kimliğine güvendiği” ifade edilirken bu kez AKP’nin “adaylar üzerinden ilerleyen bir strateji kurmak istediği” kaydediliyor.

Bu nedenle parti yönetimi, “illerde ön plana çıkan, yurttaşın sevdiği, güven duyabileceği, halkla bire bir temas edebilecek, diyaloğa açık, halkın sorunlarını yerinde tespit edip, çözüm üretebilecek” isimleri aday göstermeyi hedefliyor. Ayrıca bu seçimlerde “eş, dost, akraba ilişkisi” de gözetilmeyecek.

Paylaşın

Reuters: HDP Kilit Parti Olmayı Sürdürüyor

Bir yıldan kısa bir süre kalan Türkiye seçimlerinde zorlu ekonomik şartların etkisiyle yıpranan iktidarın değişebileceğine yönelik beklentiler güçlenirken, bazı uzmanlar muhalefetin iktidara gelebilmesi için HDP’nin seçimlerdeki gücünü kabul etmesi gerektiğini belirtiyorlar. Ancak milliyetçi seçmenin hassasiyetleri ve hükümetin HDP’yi “terör” ile ilişkilendirmesi, partilerin HDP ile yanyana gelmesinde sorun oluşturuyor.

Geçen günlerde CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık elbette verilir” sözleri tartışma yaratmıştı. Altılı masada yer alan İYİ Parti’nin Grup Başkanvekili Musavat Dervişoğlu bu açıklamanın ardından tepki göstermiş ve bu açıklamayı, “Densizlik, hadsizlik ve ilkelere saygısızlık” olarak nitelendirmişti. HDP ise bu tartışmaların ardından bakanlık konusunda herhangi bir talepleri olmadığını vurguladı.

Kılıçdaroğlu’nun gücü artıyor mu?

Muhalefet, adayını henüz açıklamasa da, bazı anketlere göre, muhalefetin “temsilcisi” konumuna gelen Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan karşısındaki gücü artmış görünüyor. Ancak Reuters’ın görüşüne başvurduğu dört kamuoyu yoklama şirketine göre bu oyların da mevcut durumda yine meclis çoğunluğu ve Cumhurbaşkanlığı’ndan oluşan iktidarı alabilecek güçte olup olmadığını söylemek için erken.

Anketlere göre ayrıca son aylarda asgari ücrete yapılan artışlar ve memur zamlarının etkisiyle iktidarın oylarında bir miktar kıpırdanma olduğu gözleniyor ama son noktada hem Millet hem de Cumhur ittifakında belirgin bir öne çıkış yok.

“Bu şartlar altında biz bugün (eylül başı) seçim olsa ve seçime girsek Cumhur İttifakı’nın milletvekili sayısıyla, Millet İttifakı’nın milletvekili sayısı arasında dikkate değer bir fark olmayacak” diyen Metropoll Başkanı Özer Sencar sözlerini şöyle sürdürdü:

“(Millet İttifakı) anayasayı değiştirecek bir çoğunluk üretemiyor… Anayasayı değiştirecek bir çoğunluk için kabaca %63 civarında oya ihtiyaç var… Millet İttifakı’nın güçlü bir desteği yoksa HDP olmadan karar çıkaramazlar.”

“Muhalefet rehavete sürüklenmemeli”

Sencar, ağustos ayındaki ankete göre AKP oylarının son üç aydır yükselişte olduğunu ve 3.5 puanlık artış kaydettiğini söyledi. Sencar ayrıca, sadece Erdoğan ve Kılıçdaroğlu karşılaştırılarak yapılan bir ankette CHP’nin parti oylarına yansımasa da cumhurbaşkanı adayı olarak Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ın önünde gittiğini kaydetti.

Öte yandan, Erdoğan’ın attığı bazı adımların halkta olumlu karşılığını az da olsa bulduğunu, bu nedenle de muhalefetin dikkatli olması gerektiğini söyleyen Sencar’a göre, AKP kitlesinin sosyal medyaya çok fazla aşina olmaması nedeniyle hükümetin Kemal Kılıçdaroğlu dediği için yapılan şeylerden haberi olmuyor. Bu nedenle Sencar’a göre sosyal medyadaki muhalif tablo muhalefeti rehavete sürüklememeli.

“Kısaca bizim bulgularımızla (AK Parti) son dört ayda kararsızlar dağıtılmadan yüzde 25’ten kabaca yüzde 29’a çıktı” diyen Sencar şu değerlendirmeyi yaptı:

“Kılıçdaroğlu, ağustos ayında Erdoğan’dan 6 puan yukarıda. Siyaset sahnesinde Meral Hanım’ın cumhurbaşkanı adayı olmayacağını açıklayarak siyaset sahnesindeki oyun kurucu özelliğini kaybetmesiyle boşalan yeri Kemal Bey doldurdu… Bu şartlar altında bugün bu pazar seçim olsa ve seçime girsek Cumhur İttifakı’nın milletvekili sayısıyla Millet İttifakı’nın milletvekili sayısı arasında dikkate değer bir fark olmayacak. HDP’yle diğer sol partiler birleşirlerse bir ittifak oluşurursa onlar da yüzde 14-15’e tırmanabilirler.”

“HDP seçmeni halen seçimin kilit seçmeni olarak duruyor” diyen MAK Araştırma Başkanı Mehmet Ali Kulat’a göre ise AKP oyları yılın başından beri yapılan sekiz araştırmada yüzde 27 ile yüzde 29 arasında seyretti.

Kulat’ın verdiği bilgiye göre, “CHP ise yılın başından bu yana yüzde 25 ile yüzde 28 arasında seyretti ve şu anda AK Parti ile başbabaş hale gelmiş durumda.”

Gezici Araştırma Direktörü Murat Gezici’ye göre muhalefetin, iktidara destek veren seçmenin duygularını hafife almaması gerekiyor. “Güncel duruma baktığımızda iktidarın bir oy artışı olmadığını fakat mevcut oylarını da koruduğunu görüyoruz” diyen Gezici, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle son aylarda dış politikada işbirliğine dayalı ilişkileri geliştirmeye çalışması, seçmen ile daha yoğun bir empati kurmaya başlaması ve kararsız seçmenlere odaklanması, seçmen kitlesi nezdinde ‘Erdoğan, doğruları bulmaya çalışıyor’ algısını canlandırdı.”

Gezici, “Eski Türkiye diyebileceğimiz döneme dair canlı bir hafızaya sahip olan ve iktidara oy vermeyi sürdüren seçmen adeta ürkek bir güvercin gibi davranıyor…Evet çok ciddi bir ekonomik kriz var, korkunç bir enflasyon var; ancak kültürel-simgesel alanın gücünü de ihmal etmemek gerekiyor” diye konuştu.

HDP’nin seçimin kaderini belirleyip belirlemeyeceği yönündeki bir soruya ise Gezici, “HDP seçmeni en kararlı seçmen grubunu oluşturuyor. İkinci tur bir oylamada HDP’nin yüzde 22’sinin Cumhur İttifakı’na, kalan yüzde 78’sinin ise Millet İttifakı’na oy vereceğini öngörüyoruz” diyerek, mevcut durumda Millet İttifakı’nı desteklemesini beklediği cevabını verdi.

Gezici şöyle devam etti:

“Kürtlerin Türkiye’deki oranı neredeyse yüzde 22 ve onların da yüzde 55’i hala AK Parti’ye oy veriyor. Yüzde 30’u HDP’ye, yüzde 15’i ise diğer siyasi partilere oy veriyor. Kürtlerin bir kısmı halen Erdoğan’ı lider olarak görüyor, bir kısmı da mevcutlar arasında Erdoğan karsısındakine oy veririm diyor. Kürtlerin nereye oy vereceği o yüzden belli ve bu anlamda seçimlerin kaderi üzerinde belirleyici değiller.”

HDP her aşamada önemli olacak

Avrasya Kamuoyu Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz, AKP’nin oylarında hafif bir artış yaşandığını ama anlamlı bir artışın olmadığını belirterek, “Uzunca bir süredir esasen muhalefet toplamıyla Cumhur İttifakı toplamı sabitlenmiş gibi gözüküyor” dedi.

HDP tarafında önemli olanın aday çıkartıp çıkartamayacağı olduğuna işaret eden Özkiraz, “HDP seçmeninin yüzde 75’i Kemal Kılıçdaroğlu’na oy veririm diyor Erdoğan’ın karşısında. Geri kalan yüzde 25’in çok büyük bir kısmı da partinin kurumsal kararını bekleyecek. Ama parti destek kararı açıkladığında muhtemelen yüzde 95’lere yakın bir destek olacak muhalefetin adaylığına” diye konuştu.

“HDP’nin tavrı, kurumsal tavrı seçimin ne kadar farkla biteceğini belirleyecek” diyen Özkiraz sözlerini cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna atıfta bulunarak, “HDP altılı masaya on beş gün önce mi kazandıracak? On beş gün sonra mı kazandıracak?” diye sürdürdü.

Özkiraz da sistemin şu anda muhalefette olan partilerin yasama organında kontrolü ele alabilmesi için mecliste 360 sandalye ile çoğunluğu elde edebilmesi gerektiğini belirterek, “Seçim sonrasında sistemi değiştirmek için HDP grubuna ihtiyaç var. Yani HDP her koşulda muhalefetin ihtiyaç duyduğu bir konumda olacak. Mesele cumhurbaşkanını seçtirmek değil, O cumhurbaşkanını bir de çalıştırabilmek mesele. Onun için herkes seçimden sonra HDP’yle mecburen bir oturacak” dedi.

HDP’nin seçmen tutumu ve aday tarifi

Partisinin seçim stratejisi ile ilgili Reuters’ın sorularını yanıtlayan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin farklı dinamikleri olacağını ifade etti.

“Mesela parlamento seçimlerinde biz HDP olarak kendi ittifaklarımız dışında herhangi bir ittifak arayışında değiliz. Yani Millet İttifakı, Cumhur İttifakı ile bir alakamız yok parlamento seçimleri için. Ama cumhurbaşkanlığı seçimi farklı” diyen Oluç sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 50 artı 1 oya ihtiyaç var. Dolayısıyla burada kendi adayımızla elde edeceğimiz sonuçtan daha önemlisi ortak adaylarla elde edilecek sonuçtur. O yüzden de biz geçtiğimiz yıl bir deklarasyon yaptık.”

Oluç, partisinin cumhurbaşkanı adayı tanımını işe şu şekilde yaptı:

“İsim günü geldiğinde tartışılacaktır. İsim önemsiz demiyoruz. İsimden daha önemlisi seçilecek kişinin Türkiye’nin yeni döneminde yapması gereken işler üzerine anlaşılması gerekiyor. (Bunlar) güçlü bir demokrasi. Yani güçlü bir yerel ve merkezi demokrasinin inşa edilmesi, tarafsız ve bağımsız bir yargı, hukukun üstünlüğü ve hukuk devletinin sağlanması, Kürt sorununda demokratik bir çözümün ortaya çıkarılması. Bunun için en azından bazı adımların atılacağının ilan edilmesi.”

AK Parti: Daha sahaya inmedik

Üst düzey bir AKP’li yetkili de anketlerin sürekli değişkenlik gösterdiğini ve zaman içinde olumlu trendin görüleceğini belirterek, enflasyon gibi sorunların tüm dünyada olduğunu ve halkın bunu gördüğünü söyledi.

HDP’nin seçim sürecindeki önemi konusunda ise aynı yetkili, “Kürtlerden bizi destekleyen önemli bir kesim var, kimse bunu yabana atmasın. Tabi Doğu ve Güneydoğu’dan daha çok oy almak için biz de daha çok çaba göstereceğiz. Ama sadece onlara yönelik değil, tüm Türkiye’deki seçmeni kazanmaya çalışacağız, tepkili olan eski seçmeni, küskün olan seçmenimizi. Uzun bir süreç var ve daha ciddi olarak sahaya bile inmedik” diye konuştu.

Kamuoyu araştırmacısı Gezici de bu konuda HDP’den ziyade “merkez seçmenin” önemine dikkat çekti. Gezici, HDP’nin oylarının nasıl bir tercihte bulunacağının az çok kestirilebildiğini, bu nedenle Doğu Karadeniz ve İç Anadolu’daki merkez seçmenin seçimlerin kaderinde belirleyici olacağını ifade etti.

Paylaşın