AK Partili Kurmaylar: Seçimler 14 Mayıs’ta Yapılabilir

11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremler sonrası seçim tarihinde değişiklik olup olmayacağına ilişkin tartışmaların AK Parti’nin yönetim organlarında da değerlendirildiği biliniyor.

AK Partili kurmaylar, seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılmasının önünde bir engel olmadığını, Yüksek Seçim Kurulu’nun deprem bölgesinde yürüteceği çalışmaların ardından seçimlerin yapılabileceğini, bunun yollarının bulunduğunu kaydetti.

Takvimin sıkışması halinde ise 18 Haziran’ın da bir seçenek olarak önlerinde durduğunu kaydeden yetkililer, seçimlerin 18 Haziran’dan sonra yapılmasının yasal olarak da mümkün olmadığını ifade etti.

Yasalaşması beklenen tüm teklifler ve komisyon çalışmaları için seçimlere kadar yeterli süre bulunduğunun altını çizen kurmaylar, biraz daha yoğun bir mesai ile Meclis’in seçimlerden önce tüm çalışmalarını tamamlayabileceğini kaydetti.

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre, Maraş merkezli 11 kenti etkileyen, on binlerce kişinin ölümüne yol açan depremin ardından başlayan “seçimlerin ertelenmesi” tartışmasında AK Parti’de genel eğilim belirlendi. Ertelemenin yasal olarak mümkün olmadığını vurgulayan AK Partili kurmaylara göre depremden önce işaret edilen 14 Mayıs’ta seçim yapmanın önünde bir engel yok, ancak takvim sıkışırsa 18 Haziran da değerlendirilecek.

İlk gündem EYT

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) büyük yıkım ve ölüme yol açan depremlerin ardından 3 hafta ara verdiği çalışmalarına 28 Şubat’ta başlayacak. AK Parti Grup Yönetimi gelecek hafta çalışmaya başlayacak TBMM Genel Kurulu gündemini ve takvimini belirledi. Yapılan planlamaya göre ilk iş “depremin ardından gündemden çıkar mı” endişelerine neden olan ‘Emeklilikte Yaşa Takılanlarla’ ilgili düzenleme olacak.

Edinilen bilgiye göre AK Parti grubu, EYT teklifinin yasalaşmasının ardından “Deprem Araştırma Komisyonu” kurulmasını gündeme getirecek. Bu komisyonun kurulması için muhalefetle de uzlaşı arayacak.

Başörtüsü teklifi

Meclis’in EYT düzenlemesinden sonra “Bazı alacakların yapılandırılmasına ilişkin kanun teklifi”ni ele alması bekleniyor. Vergi dairelerine olan tüm borçları yeniden yapılandırma kapsamına alan; vergi cezaları, trafik, askerlik, nüfus, köprü, otoyol kaçak geçiş cezalarını da içeren teklif çok sayıda kişiyi ilgilendiriyor.

AK Parti ve MHP’nin oylarıyla Meclis Anayasa Komisyonu’ndan geçen başörtüsüne ilişkin anayasa değişiklik teklifinin seçimden önce gündeme alınıp alınmayacağı ise netlik kazanmadı. AK Partili kurmaylar bu konuda net bir karara varmadıklarını, bir toplantı daha yaparak son bir değerlendirmede bulunacaklarını ifade etti.

Seçimler

Art arda yaşanan iki depremden sonra seçim tarihinde değişiklik olup olmayacağına ilişkin tartışmaların AK Parti’nin yönetim organlarında da değerlendirildiği biliniyor. AK Partili kurmaylar, seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılmasının önünde bir engel olmadığını, Yüksek Seçim Kurulu’nun deprem bölgesinde yürüteceği çalışmaların ardından seçimlerin yapılabileceğini, bunun yollarının bulunduğunu kaydetti.

Takvimin sıkışması halinde ise 18 Haziran’ın da bir seçenek olarak önlerinde durduğunu kaydeden yetkililer, seçimlerin 18 Haziran’dan sonra yapılmasının yasal olarak da mümkün olmadığını ifade etti.

Yasalaşması beklenen tüm teklifler ve komisyon çalışmaları için seçimlere kadar yeterli süre bulunduğunun altını çizen kurmaylar, biraz daha yoğun bir mesai ile Meclis’in seçimlerden önce tüm çalışmalarını tamamlayabileceğini kaydetti.

Bu arada AK Parti’de yaklaşan seçimler için kurulan Strateji Ekibi’nin çalışmalarına “deprem” de eklenecek. AK Partili bir yetkili “Normal bir seçim kampanyası yapmak mümkün değil. Önce afet bölgesinin toparlanması sonra afete karşı adımlar atmamız lazım” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

Murat Yetkin Yazdı: Erdoğan’ın Deprem Kaynaklı Seçim Taktiği Değişikliği

Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerin siyasi alandaki yansımaları belirginleşmeye başladı. Gazeteci Murat Yetkin, “Erdoğan taktik değiştiriyor: seçime düşen depreme sarılır” başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Murat Yetkin, YetkinReport’taki yazısında deprem felaketinin ardından AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi taktik değiştirdiğini belirtti.

Erdoğan’ın taktik değiştirme gerekçelerini; “Türkiye’nin gündeminin artık deprem olması”, “depreme müdahalede dağınıklık”, “dış güçler söyleminin çökmesi”, “AK Parti teşkilatındaki hasar” ve “Seçim bütçesindeki açık” olmak üzere beş maddede sıralayan Murat Yetkin, yazısında şu değerlendirmede bulundu:

“Erdoğan’ın seçime giderken deprem kaynaklı taktik değişikliğinin riski hayli yüksek bir girişim olduğu söylenebilir. Kazanma ihtimali yok değil ama bu kadar dağınıklık ve beceriksizlik ardından ters teperse ağır kaybedebilir.

Bu riskli ve iddialı taktik, hakaret ve defter tutma tehditleriyle yüklü üslup beraberinde medya üzerindeki siyasi baskının artması anlamına da gelecek gibi.

RTÜK’ün CHP’li üyesi Okan Konuralp, 22 Şubat toplantısında Kurul’daki AK Parti-MHP çoğunluğunun başta Fox TV, HaberTürk, Halk TV ve Tele-1 olmak üzere deprem sonrası yardım çalışmalarındaki eksiklikleri de gösteren, bina kalitelerini sorgulayan kanallara ve internet yayınlarına ceza yağdırmaya hazırlandığını duyurdu.

Dün akşam saatlerinde Ekşi Sözlük’ün yayınları durduruldu. Gelişmeler giderek artma eğilimindeki bir sertleşmeye işaret ediyor.”

Son resmi rakamlara göre can kaybı 42 bin 310’a yükseldi

İçişleri Bakanlığı’na bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde, 42 bin 310 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ’dan toplam 448 bin 18 vatandaşın tahliye edildiği bildirildi.

Bölgede AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DİSAK, Sahil Güvenlik, DAK, Güven, İtfaiye, Tahlisiye, MEB, STK’lar ve uluslararası arama kurtarma personelinden oluşan toplam 14 bin 740 personelin görevini sürdürdüğü kaydedildi.

Ayrıca afet bölgesinde toplam 13 bin 700 aracın kullanıldığı belirtildi.

Açıklamada bölgede 301 bin 289 çadır ile 6 bin 375 konteynerin kurulumunun yapıldığı, toplamda 3 milyon 354 bin 316 battaniyenin sevk edildiği, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 78 bin 500 kişiye ayrıca geçici barınma hizmeti sağlandığı söylendi.

Bölgede toplam 375 mobil mutfak, 86 ikram aracı, 40 mobil fırın ve 361 hizmet aracının görev yaptığı, 55 milyon 785 bin 367 sıcak yemek, 9 milyon 487 bin 845 çorba, 13 milyon 465 bin 878 kumanya ve paketli gıda, 27 milyon 59 bin 350 su, 60 milyon 377 bin 166 ekmek, 3 milyon 189 bin 954 içecek dağıtımı yapıldığı belirtildi.

Ayrıca deprem bölgesinde 497 bin 93, deprem bölgesi dışında 201 bin 151 olmak üzere toplam 698 bin 244 kişiye psikososyal destek verildiği de bildirildi.

Paylaşın

“Arınç’ın Açıklamalarından Erdoğan’da Rahatsız” İddiası

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Bülent Arınç’ın Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, “seçimlerin ivedilikle ertelenmesi gerektiğini” ve “savaş hali dışında olmazmış. Ayet-i kerime mi var?”, açıklamalarından rahatsız olduğu öne sürüldü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Her seferinde aynı hikâye. Neden sürekli konuşuyor?” dediği iddia edildi.

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi sonrası bazı iktidar çevreleri “seçimi erteleme” tartışması başlatırken, konuya bir açıklamayla dahil olan Bülent Arınç’tan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rahatsız olduğu öne sürüldü.

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç seçimlerin “ivedilikle” ertelenmesi gerektiğini savunmuş ve “Anayasa’nın ayet olmadığını” ifade etmişti. Arınç’ın açıklamalarına tepki gösteren muhalefet ise seçimin zamanında yapılması gerektiğini vurgulamıştı.

Hürriyet’ten Ebru Karatosun’un haberine göre Cumhurbaşkanı  Erdoğan başkanlığında çarşamba günü yapılan MYK toplantısında, Bülent Arınç’ın sözleri de gündeme geldi.

Kulis haberine göre toplantıda Erdoğan’ın, Bülent Arınç’a açıklamaları nedeniyle tepki göstererek, “Her seferinde aynı hikâye. Neden sürekli konuşuyor?” dediği iddia edildi.

Bülent Arınç ne demişti?

10 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından “seçimlerin ivedilikle ertelenmesi gerektiğini” söyleyen ve açıklaması tepki çeken eski TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanı İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, “Savaş hali dışında olmazmış. Ayet-i kerime mi var?” demişti.

Arınç, “Ben haziranda olamayacağını düşünerek, bu teklifi yapıyorum. Benim söylediğim şu, Anayasa değişikliğini Meclis yaparsa istediği tarihi koyabilir. Uzlaşmayla olması lazım. Ama sonraki gelişmeler de bu yolu kapatanların üstünden olur. Ben söylemiş olayım” diye konuşmuştu.

Paylaşın

Kulis: AK Parti Ve MHP Seçimlerin Ertelenmesine Sıcak Bakmıyor

Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremler sonrası gözler seçim tartışmalarına çevrilmiş durumda. Edinilen bilgilere göre seçimin ertelenmesi olasılığına hem AK Parti hem de MHP sıcak bakmıyor.

Bu eğilimde “Yüksek Seçim Kurulu sahip olduğu kapasite, olanaklar, alacağı ek önlemlerle sorunlara çare üretebilir”, “anayasal sınırları zorlamak meşruiyet tartışmasına neden olur”, “seçim ötelendikçe yaşanacak olumsuz tablo seçmen nezdinde oy düşüşünü artırabilir” gibi teknik, hukuki ve siyasi değerlendirmelerin etkili olduğu belirtiliyor.

Kahramanmaraş merkezli, 10 ilde büyük can kaybı ve yıkıma yol açan depremin ardından seçimlerin ertelenme olasılığı tartışılıyor. AK Parti’de yapılan ilk değerlendirmelere göre seçim Yüksek Seçim Kurulu’nun hazırlığı ve alacağı ek önlemlerle kendi sürecinde, yani 14 Mayıs ya da 18 Haziran’da yapılabilir.

Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın aktardığına göre, AK Partili bir siyasetçi, “Seçimi konuşmuyoruz, can derdindeyiz. Depremden önce durum neyse o. Tarihle ilgili bir değerlendirme olabilir ama erteleme olmaz” dedi.

6 Şubat’ta gerçekleşen depremin hemen ardından seçimlerin ertelenebileceği iddiası tartışma konusu oldu. Depremden bir hafta sonra yazılı bir açıklama yapan eski Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın “erteleme” çağrısı yapıp çeşitli önerilerde bulunması muhalefetten sert açıklamaları beraberinde getirdi. Konunun AK Parti içinde ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında görüşmede de değerlendirildiği biliniyor.

Edinilen bilgiye göre seçimin ertelenmesi olasılığına hem AK Parti hem de MHP’de sıcak bakılmadı. Bu eğilimde “Yüksek Seçim Kurulu sahip olduğu kapasite, olanaklar, alacağı ek önlemlerle sorunlara çare üretebilir”, “anayasal sınırları zorlamak meşruiyet tartışmasına neden olur”, “seçim ötelendikçe yaşanacak olumsuz tablo seçmen nezdinde oy düşüşünü artırabilir” gibi teknik, hukuki ve siyasi değerlendirmeler etkili oldu.

AK Partili bir siyasetçi partideki tutum için, “Seçimi konuşmuyoruz, can derdindeyiz. 6 Şubat’tan yani depremden önce durum neyse bugün de o. Tarihle ilgili bir değerlendirme olabilir, ama seçimin ertelenmesi olmaz. Seçim kendi sürecinde, daha önce planlandığı gibi 14 Mayıs ya da 18 Haziran’da olur” dedi.

YSK can kaybı, hasar tespit yapıyor

Seçim süreciyle ilgili tartışmalarda gözlerin çevrildiği YSK’de ise seçime hazırlık çalışmaları sürerken diğer yandan da depremin hasar tespiti yapılıyor. Ancak bu hasar tespit çalışması şimdilik seçmenle ilgili değil. YSK yetkilileri ilk etapta YSK’nin depremden etkilenen kentlerdeki il-ilçe seçim kurullarındaki görevlilerin can kayıplarını, yaralıları tespit ediyor. Yazı işleri müdürleri, katiplerin durumu kayıt altına alınıyor.

Ayrıca il-ilçe seçim kurullarının yer aldığı adliye, hükümet konağı gibi binalarda yıkım olup olmadığı tespit ediliyor. Bu tespitler yapıldıktan sonra yeni görevlendirmeler yapılabileceği, ihtiyaca göre yeni adresler belirleneceği kaydediliyor. Yetkililere göre Ulusal Yargı Ağı olan UYAP çalıştığı sürece seçim kurullarının iş ve işlemleri açısından bir sıkıntı yaşanmaz.

YSK’nın önündeki sorunlar

Maraş merkezli 10 kenti etkileyen deprem nedeniyle bölgede ciddi bir göç meydana geldi. Kesin rakamlar verilemese de depremin yaklaşık 2 milyonu bulan bir göç hareketine neden olduğu kaydediliyor. Göç edenlerin nasıl oy kullanacağı, yıkılan yerler nedeniyle seçmen kütükleri, listelerinin oluşumunda yaşanabilecek sorunlar, seçim günü sandıkların nerede nasıl kurulabileceği sorularına yanıt aranıyor.

Ancak bu ve benzeri birçok soruna “oy kullanma hakkının” gereğini yerine getirmek açısından son dönem YSK mevzuatında yapılan birçok değişikliğin çare olacağı görüşü var. Öncelikle deprem bölgesinden başka bir kente gitmiş seçmenin adresini güncellemek için seçim 14 Mayıs’ta yapılsa dahi yaklaşık bir ay zamanı bulunuyor.

Söz konusu değişikliğin e-devlet üzerinden kolaylıkla yapabileceği belirtiliyor. Bunun dışında sandık birleştirme-taşıma kararları ile deprem yaşanan kentlerde yıkılan bir mahalledeki sandıkların bir başka mahalleye taşınabileceği, yine seçmenlerin en son kayıtlı olduğu adresinde oy kullanma düzenlemesi ile evi yıkılmış olsa da o mahallelerde kurulacak konteynır gibi yeni sandık noktalarında oy kullanabileceği kaydediliyor.

YSK’nin bu ve bunun gibi çeşitli düzenlemelerle seçmenlerin oy kullanması için gereken şartları oluşturabileceği kaydediliyor. Ama tüm bunlar için öncelikle seçim tarihi ile ilgili sürecin başlaması gerektiği kaydediliyor.

Paylaşın

AK Parti: Seçim Takviminde Bir Değişiklik Öngörülmüyor

11 ilde büyük yıkıma neden olan ve son resmi verilere göre, 39 bin 672 kişinin hayatını kaybettiği Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremler sonrası gözler seçim tartışmalarına çevrilmiş durumda.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nde (AK Parti) yapılan ilk değerlendirmelerde, “seçimin 14 Mayıs’ta, yetişemezse zamanında, yani 18 Haziran’da” yapılabileceği öngörüldü.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), seçim altyapısını sağlayıp sağlayamayacağının değerlendirildiği partide, oy kullanma alanları, seçmen kütüklerinin güncellenmesi gibi teknik altyapının sağlanması halinde, seçimlerin yapılmasına engel bir durum olmayacağı, önümüzdeki süreçte gerekli teknik altyapının sağlanabileceği görüşü öne çıktı.

Depremlerin ardından, yıkıcı afet koşullarında seçimlerin nasıl yapılacağı tartışılıyor.

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın, deprem nedeniyle seçimlerin ileri bir tarihe ertelenmesi önerisini gündeme getirmesi de tartışmayı alevlendirdi.

Muhalefet kanadında, Arınç’ın mensubu olduğu AKP’nin “niyetini” dile getirdiği yorumları da yapıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, depremden sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Beştepe’deki görüşmesinde de, deprem sonrası alınacak önlemler ve atılacak adımların yanısıra, yaklaşan seçimlerde nasıl yol izleneceği konusunu da ele aldıkları konuşuluyor. Ancak görüşme sonrasında herhangi bir resmi açıklama yapılmadı.

‘Süreç aynen devam ediyor’

Gözlerin çevrildiği AKP’de ise Yüksek Seçim Kurulu’nun deprem bölgesinde seçimi yapıp yapamayacağı ve hangi koşullarda yapabileceği konuları değerlendiriliyor.

Edinilen bilgiye göre, YSK’nın da görüşü alınarak yapılan değerlendirmelerde, teknik altyapının sağlanması halinde seçimlerin 14 Mayıs’a da yetişebileceği öngörüldü.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’a bilgi veren AKP’li bir yetkili, şu anda seçim takviminde bir değişiklik öngörülmediğini belirterek şu bilgileri paylaştı:

“Seçim ertelenmez, süreç aynen devam ediyor. Gerekli teknik altyapı hazırlanırsa 14 Mayıs’ta seçim olur. Partide, yetkili kurullarda bunlar değerlendiriliyor. Mesela, oy verme yerleri için teknik destek gerekiyor, konteyner gerekiyor. İlçe seçim kurullarının mühürlerinin basılması gibi teknik hazırlıklar yapılması gerekiyor. Bunlar yetiştirilir.”

AKP kulislerinde, siyaseten de seçimin ertelenmesine sıcak bakılmıyor ve ileri bir tarihe atılması halinde, şartların daha da ağırlaşabileceği ve muhalefetin de “seçimden kaçtığ, sivil darbe” söylemleri ile yıpratma politikası izleyeceği değerlendiriliyor.

Seçimi erteleme kararı verip vermeme konusunda son sözü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vereceğine dikkat çekilmesine karşın, “Parti kurullarında bir karar alınmadı ama 14 Mayıs ağırlıklı görünüyor. Yetişmez denirse de 18 Haziran’da yapılır” görüşü dile getiriliyor.

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nın İkinci Tur Hesabı: Seçmen Oyunu İstikrardan Yana Kullanır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimler için 14 Mayıs’ı işaret ediyor… İktidar partilerindeki birçok siyasetçiye göre de seçim ikinci tura kalırsa Cumhur İttifakı adayı daha avantajlı olur. İktidar kulislerinde bunun nedeni şöyle açıklanıyor:

“Bizim hedefimiz Meclis başkanını seçmek ve komisyonlarda çoğunluğu elde etmek için 301 milletvekili. Muhalefet ise vaat ettiği parlamenter sisteme geçiş için 360 milletvekiline ulaşmak zorunda. Bizim 301’e ulaşmamız, muhalefetin 360’a ulaşmasından daha kolay. Muhalefete yakın anket şirketleri bile 360 vekil olasılığını göstermiyor.

Bizim 301’i geçtiğimiz, muhalefetin 360’ı yakalayamadığı tabloda cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa seçmen oyunu istikrardan yana kullanacaktır. Bu durumda 2. turda Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak daha kolay olacaktır.”

Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri için ibre 14 Mayıs’ı gösteriyor. Yaklaşık 100 gün sonra gerçekleşecek seçimin sonucuna dair birçok senaryo var. Muhalefet partilerinin birçoğu cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda bitmesi gerektiğini savunuyor.

Bu görüşte ikinci tur sürecinin “bilinmezlik” taşıması etkili. İktidar partilerindeki birçok siyasetçiye göre de seçim ikinci tura kalırsa Cumhur İttifakı adayı daha avantajlı olur.

Gazete Duvar’ın Duvar Arkası bölümünde aktardığına göre, iktidar kulislerinde bunun nedeni şöyle açıklanıyor:

“Bizim hedefimiz Meclis başkanını seçmek ve komisyonlarda çoğunluğu elde etmek için 301 milletvekili. Muhalefet ise vaat ettiği parlamenter sisteme geçiş için 360 milletvekiline ulaşmak zorunda. Bizim 301’e ulaşmamız, muhalefetin 360’a ulaşmasından daha kolay. Muhalefete yakın anket şirketleri bile 360 vekil olasılığını göstermiyor.

Bizim 301’i geçtiğimiz, muhalefetin 360’ı yakalayamadığı tabloda cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa seçmen oyunu istikrardan yana kullanacaktır. Bu durumda 2. turda Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak daha kolay olacaktır.”

Muhalefetin kazanma formülü

Öte yandan Millet İttifakı çalışmalarında en kritik konulara gelindi. Ortak cumhurbaşkanı adayı için 13 Şubat işaret edilirken Meclis seçimleri için de “en çok milletvekili nasıl çıkarılır” formülü çalışılıyor.

Kritik dönemeçte özellikle İYİ Parti yetkililerinden gelen açıklamalar “Masa dağılır mı” sorusuna neden olurken “Açıklamaları kriz olarak nitelendirmek doğru değil, en önemli konuları konuşmaya başladık. Tüm partiler ne kadar belirleyici olabilirim, en çok ne alabilirim diye el yükseltiyor. Bu siyasetin doğasında var. Masadan kimse kalkamaz. Bu masanın sağlamlığından da değil. Kazanmak için birbirimize mecburuz” deniliyor.

Bir siyasetçi de “yüzde 100 kazanmanın formülü”nü, “Masa’dan bir lider cumhurbaşkanı, diğerleri cumhurbaşkanı yardımcısı olarak elini taşın altına koymalı. HDP de aday çıkarmamalı” sözleriyle açıklıyor.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’ın “Bay Bay Kemal” Sözlerine Yanıt

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “Madem ‘Bay Kemal’ bu ifadeyi o kadar sevdi, öyleyse bundan sonra kendisine kullanacağı yeni sloganını da vereyim: Bay bay Kemal” sözlerine “Organize İşler” filminden bir kesit paylaşarak, “Ey beşli çeteler, hani bir şarkı vardı…” şeklinde yanıt verdi.

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının büyük bir kısmı, 6’lı Masanın önceki gün açıkladığı “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” üzerineydi.

Erdoğan, metni eleştirdiği konuşmasında , “Madem ‘Bay Kemal’ bu ifadeyi o kadar sevdi, öyleyse bundan sonra kendisine kullanacağı yeni sloganını da vereyim: Bay bay Kemal” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a sosyal medya hesabından cevap verdi. Kılıçdaroğlu, yönetmen, oyuncu Yılmaz Erdoğan’ın “Organize İşler” filminden bir kesit paylaşarak, “Ey beşli çeteler, hani bir şarkı vardı…” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.

6’lı Masa’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nin hedefine alan Erdoğan, “Bunlar bırakın yeni projeler için kafa yormayı, ülkede ne yapılıp edildiğine bile hiç bakmamışlar. Baksalar, ‘ortak politikalar’ diye açıkladıkları metindeki hususlardan çoğunun, vadettiklerinin daha fazlasıyla zaten yapılmış veya yapılmakta olduğunu herhalde görürlerdi” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:

“Karşımızda henüz bir cumhurbaşkanı adayı bile belirlemekten aciz bir masa olduğu hakikatini unutmuyoruz. Bu masanın, bizim yaptıklarımızı, hedeflerimizi ve vizyonumuzu aşacak bir belge ortaya koyabilmesine de pek ihtimal vermiyoruz ama yine de ‘Ne yapmışlar, bir bakalım’ dedik. Keşke bakmaz olaydık. Kendimiz adına değil ama bu partilere umut bağlayanlar adına gerçekten çok üzüldük.

“İçimizden ‘buradan ülkenin ve milletin hayrına bir şey sadır olmaz ama gençlerimize güzel eğlence malzemesi çıkar’ dedik. Karşımızdaki kafadan, memleketin herhangi bir derdine derman olacak, sadra şifa bir şeyler beklemenin beyhudeliğini az çok tahmin etmemize rağmen yine de milletimiz adına üzüntü duyduk.”

Erdoğan, söz konusu metinde yer alan başlıkların ayrıntılarıyla ilgili değerlendirmeyi, partisinin Genel Merkezi ve bakanlıkların yeri geldikçe milletle paylaşacağını aktararak, “Burada sadece şu kadarını söyleyeyim ki bunlar bırakın yeni projeler için kafa yormayı, ülkede ne yapılıp edildiğine bile hiç bakmamışlar. Baksalar, ‘ortak politikalar’ diye açıkladıkları metindeki hususlardan çoğunun, vadettiklerinin daha fazlasıyla zaten yapılmış veya yapılmakta olduğunu herhalde görürlerdi. Gözleri var görmüyor; ağzı var konuşmuyor, çünkü kalpler tamamen mühürlenmiş” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, altılı masanın mutabakat metnine ilişkin, “Tamam adayı belirlemekte tembellik ediyorsunuz orasını anladık da bari vaatlerinizi oluştururken azıcık ders çalışsaydınız” dedi.

“Bay bay Kemal”

Muhataplarını tanıdıklarını belirten Erdoğan, “Adaylığını zor yetiştirecek. Slogandı, programdı, vizyondu onları hiç yetiştiremez. Memleketin her işi gibi, muhalefetin adayının sloganını bulmak da bize kaldı. Madem Bay Kemal bu ifadeyi o kadar sevdi, öyleyse kendisine bundan sonra kullanabileceği yeni sloganını da vereyim: Bay bay Kemal. Alsın tepe tepe kullansın. Telifini de istemeyiz. Bizden yana helali hoş olsun” ifadesini kullandı.

Paylaşın

Erdoğan’dan Babacan’a Tepki: Batı’nın ‘Aferin’ Demesine Muhtaç Mısın?

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEVA lideri Ali Babacan’ın mutabakat metnine dair “Avrupa görecek, aferin Türkiye’ye diyecek” sözlerini eleştirerek, “Kendilerine rakip istemeyen, ülkemizin güçlenmesini istemeyen Batı’ya selam gönderiyorlar. İçlerinden birisi çıkıp ‘Batı bize aferin diyecek’ diyor. Yazıklar olsun. Sen Batı’nın ‘Aferin’ demesine muhtaç mısın?” dedi.

Haber Merkezi / “Darbecilere, vesayetçilere selam veriyorlar” diye konuşmasını sürdüren Erdoğan, “Tamam cumhurbaşkanı adayını belirlemekte tembellik ediyorsunuz onu anladık da bari vaatlerinizi doğru düzgün yapsaydınız. Herhalde bunlar uykudaydı. Milleti anlamak için zerre kadar gayret göstermeyenler.

1990’ların Türkiye’sinden bir adım öteye geçemeyenler bina değiştirerek sorun çözeceğini sanıyorlar. Sadece 2020’den 2022’ye istihdamın 5 milyona yakın arttığından haberleri yok. Her tarafı tel tel dökülen derme çatma bir programla milletin karşısına çıkıyorlar. Demokrasilerde iktidar kadar muhalefet de önemlidir. Ülkeye de yazık, millete de yazık. Yarın öbür gün sorumluluk üstlendiklerinde ülkeyi ne hale getireceklerini siz düşünün…” ifadelerini kullandı.

Altılı Masa’nın açıkladığı mutabakat metnine de değinen Erdoğan, “Son 20 yılda ülkemizin demokrasi ve kalkınma yürüyüşü öylesine hızlı oldu ki muhalefet bile bunun gerisinde kaldı. Biliyorsunuz önceki gün 6 parti güya aylarca çalışıp, uğraşıp, didinip hazırladıkları bir ortak politikalar metni yayınladı. Ülkemizin 6 güzide partisi bir araya gelip böyle bir metin hazırlayınca insan ister istemez şöyle bir beklentiye giriyor; neyin nesidir. Öyle ya bir 20 yıldır gece gündüz çalışmaktan ola ki bazı şeyleri gözden kaçırmış, bazı şeyleri ihmal etmiş hatta bazı konularda hata yapmış olabiliriz.

Netice itibariyle hepimiz beşeriz yani hepsi mümkün. Gerçi karşımızda henüz bir cumhurbaşkanı adayı bile belirlemekten aciz bir masa olduğu hakikatini unutmuyoruz. Bu masanın bizim yaptıklarımızı, hedeflerimizi, vizyonumuzu aşacak bir belge ortaya koyabilmesine de pek ihtimal vermiyoruz. Ama yine de ‘Ne yapmışlar’ bir bakalım dedik. Keşke bakmaz olaydık. Kendimiz adına ama bu partilere umut bağlayanlar adına gerçekten çok üzüldük.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açıkladıkları metinde herkese selam veriyorlar. HDP’ye selam veriyorlar. Kamudan uzaklaştırılan FETÖ’cülere ve PKK’lılara selam veriyor” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından önemli başlıklar şöyle:

“Meclis’in temsil ettiği milli iradeye sahip çıktık. 2007 yılında bize Cumhurbaşkanı seçtirmemek için Anayasa’yı ayaklar altına aldıklarında biz çareyi yine burada aradık. Anayasa ve yasalarımızı demokrasimizi, hak ve özgürlükleri, kalkınma mücadelemizi destekleyecek adımlarla yola çıktığımızda çareyi hep burada aradık. FETÖ’cü alçakların bombalarıyla iradeyi susturmak isterken, direnişi burada sürdürdük. Türkiye Yüzyılı’nı da Meclisimizle inşa edeceğiz. Yeni yönetim sistemimizle yasama-yürütme-yargı arasındaki ilişkileri netleştirip bu sürecin en sağlıklı şekilde yürümesini sağlayacak altyapıyı kurduk.

“2023 hedeflerimize, önümüzde çıkartılan engellere rağmen büyük ölçüde ulaştık”

Yeni yönetim sistemimizin ilk dönemindeki tecrübelerin ışığında sistemi ileri taşıyacak restorasyonları Meclisimizle yapmayı umut ediyoruz. Bu umudun gerisinde 20 yıllık emek ve kazanım vardır. Bundan 20 yıl önce hükümete gelirken ne söz verdiysek, Rabbim hemen hepsini yerine getirmeyi nasip etti. 2023 hedeflerimizden, dünyada yaşanan onca krize rağmen asla vazgeçmedik, asla sapmadık, asla geri atmadık. Cumhuriyetimizin ilk asrını tamamlarken 2023 hedeflerimize de, önümüzde çıkartılan engellere rağmen büyük ölçüde ulaştık. Başka bir ülkenin başına gelse ya da ülkemizde başka döneme denk gelse çok büyük yıkımlara yol açacak nice badireyi milletimizin desteğiyle atlattık.

Önceki gün altı parti aylarca çalışıp, didinip hazırladıkları ortak politikalar metni yayınladı. İnsan ister istemez bir beklentiye giriyor. Netice itibariyle hepimiz beşeriz, hepsi mümkün. Karşımızda henüz Cumhurbaşkanı adayı belirlemekten aciz masa olduğunu unutmuyoruz. Yine de ne yapmışlar bir bakalım dedik, keşke bakmaz olaydık. Kendimiz adına değil bu partilere umut bağlayanlar adına çok üzüldük. Gençlerimize güzel eğlence malzemesi çıkar dedik. Sadra şifa bir şeyler beklemenin beyhudeliğini tahmin etmemize rağmen milletimiz adına üzüntü duyduk.

“Açıkladıkları metinde herkese selam veriyorlar”

Metinle ilgili değerlendirmeyi genel merkezimiz ve bakanlıklarımız yeri geldiğinde paylaşacaktır. Bunlar bırakın yeni projeler için kafa yormayı, ülkede ne yapılıp edildiğine bakmamışlar. Şehir hastanelerini kapatmayı, milletin malı olan külliyenin kapısına kilit vurmayı, yeni bakanlıklar icat etmeyi; siyaset bilimi birinci sınıf öğrencilerine söyleseniz gülmekten katılacakları zırvaları vaat diye yazmazlardı. Açıkladıkları metinde herkese selam veriyorlar. Kayyımı kaldıracağız, belediyelere özerklik vereceğiz diyerek HDP’ye selam veriyorlar.

‘OHAL kararnamelerini iptal edeceğiz’ diye PKK ve FETÖ’cülere selam veriyorlar. Genelkurmay Başkanlığı ve MİT Başkanlığı’na sataşarak tüm terör örgütlerine ve kullananlara selam veriyorlar. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne, savunma sanayi projelerine, kamu-özel yatırımlarına dokunacağız diyerek ülkemizin güçlenmesinden rahatsız olan batıya selam veriyorlar. Hatta içlerinden birisi ‘Batı bize aferin diyecek’, yazıklar olsun. Sen Batı’nın aferin demesine bu kadar muhtaç mıydın? Bir tek kazanımları ve hayalleriyle aziz milletimizin kendisine selam vermemişler.

Tamam cumhurbaşkanı adayını belirlemekte tembellik ediyorsunuz onu anladıkta bari vaatlerinizi oluştururken azıcık ders çalışsaydınız. Siz dün benim yanımda değil miydiniz? Benim yanımdayken Merkez Bankası’nın Ziraat Bankası’nın İstanbul’a gidişini konuşmadık mı? O gün ne iş yapıyordunuz. Herhalde bunlar uykudaydı. Önümüzdeki 5 yılda yüzde 5 büyüme vaadinde bulunuyorlar. Önümüzdeki 5 yılda 5 milyon istihdam sözü veriyorlar. Her tarafı tel tel dökülen programla milletin karşısına çıkıyorlar. Türkiye böylesine sakil bir muhalefeti hak etmiyor. Bu kadar pespayece davrananların yarın sorumluluk üstlendiklerinde ülkeyi ne hale getireceklerini varın siz düşünün.

“Yeni sloganı da vereyim; bay bay Kemal. Bizden yana helali hoş olsun, tepe tepe kullansın”

Kendisine zaman zaman ‘Bay Kemal’ diye hitap ediyoruz. Bay Kemal ifadesinin sonundaki ünlemi anlamadan kendisine slogan ilan etmiş. Memleketin her işi gibi muhalefetin sloganını bulmak da bize kaldı. Madem Bay Kemal bu ifadeyi o kadar sevdi, kendisine bundan sonra kullanabileceği yeni sloganı da vereyim; bay bay Kemal. Bizden yana helali hoş olsun, tepe tepe kullansın. Biz bunları söyleyince Tayyip Erdoğan bizimle maytap geçiyor diye feveran ediyorlar. Memleketin gülmeye, eğlenmeye de ihtiyacı var. Hiçbir işe yaramıyorsunuz bari o işe yarayın. Şu fotoğraf karşısında başka nasıl davranabiliriz? Yaptığı siyaset değil, hasisliktir.

Bizim adaylığımız bir yıldır belli; Anayasa, seçim kanunu ortada. Madem böyle düşünüyordunuz neden bizimle yarışacak aday belirlemek için toplantı üzerine toplantı yapıyorsunuz? Neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Madem biz Cumhurbaşkanı adayı çıkaramıyoruz, Cumhur İttifakı da çıkaramasın demenin başka anlamı olabilir mi? Bizim vizyonumuz yok, Cumhur İttifakı’nın da olmasın demenin başka manası olabilir mi? Aslında bunların tarihleri benzer işlerle dolu olduğu için bunlara şaşırmamak lazım.

Dün hayallerini ve hayatını çaldıkları merhum Menderes’in sloganını çalarak genel merkezlerine asmışlar. Allah’tan korkmadıklarını biliriz de milletten utanmadıkları da kesin. Milletimiz 14 Mayıs’ta bu hasis siyasetine, bu utanmazlık siyasetine yeter diyecektir. Biz sözü de kararı da milletimize bırakarak 14 Mayıs için gece gündüz çalışmayı sürdüreceğiz. Birileri kendi sırça köşklerinde siyasetçilik oynayadursun biz milletimize gitmeye sürdürüyoruz.

Açıkladıkları programı ülkenin meselelerini çözmek için değil, Batılı efendilerinden aferin almak için hazırladıklarını ikrar etmekten çekinmiyorlar. Biz politika metinlerinin gerisindeki rövanşist zihniyete yabancı değiliz. Gezi olaylarında şart olarak önümüze konan, uluslararası mecralarda karşımıza çıkarılan ne varsa hepsi bu metnin ruhunda mevcut. Biz Türkiye Yüzyılı hayali ile geleceğe bakarken bunların milletin kazanımlarına göz dikmek dışında heveslerinin olmadığı ortada.

14 Mayıs seçimlerine ilk günkü heyecanla, azimle hazırlanıyoruz. Bay Kemal bu akşam TRT yayınını Çankaya Köşkü’nde yapacağım. Çankaya Köşkü bizim şahsi malımız değil. Külliyemiz de milletin malıdır. Bunlar seni niye bu kadar rahatsız etti? Siyasi hayatlarında tek bir seçim kazanamamış olanların Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı, bakanlık, kurum için birbirlerini tekmelemeleri niyetlerini ortaya koyuyor. 14 Mayıs’ta milletimiz bu yağmacılara yeter diyecektir.

“Bizim LGBT ile alakamız yok, çünkü biz aileyi savunuyoruz”

Sadece bize oy verenlerin değil, vatandaşlarımızın tamamının hak ve özgürlük alanlarını genişletmeye çalıştık. Kadınlarımızın hak ettikleri yeri almaları için özel önem verdik. Biz özgürlükleri savunurken CHP ve şuhelası mahkeme mahkeme dolaştılar. Ellerine geçirdikleri tüm fırsatları, başörütüsü kadınlarımızın hakları gasp etmek için kullandılar. Bay Kemal sosyal medyadan yayınladığı video ile eski yaraları tekrar kanattı. Bu çıkışın gerisindeki amacın kadınlarımıza hak vermek olmadıklarını, Meclis’e getirdikleri yasa teklifi ile bir kez daha gördük.

Biz de kalıcı çözüme kavuşturmak için süratle harekete geçtik. Ülkemizin geçmişten bugüne yaşadığı acıların bir kez daha tekerrür etmesisi için kendi teklifimizi hazırladık. Şimdi Altılı Masa’ya soruyorum: Biz kutsal saydığımız aile kurumunu anayasa teklifi altında Parlamento’ya sunduk. Ve aile kurumunu kutsiyeti içerisinde parlamentoya getirirken. Ey Altılı Masa’nın içinde olanlar açıkça LGBT’yi kimler savunuyor, savunmuyor. Bunu da söyleyin.

Bizim LGBT ile alakamız yok, çünkü biz aileyi savunuyoruz. Ve bizim ailelerimiz tarihinden bugüne o kutsiyeti içerisinde gelmiş, inşallah bugünlere ve yarınlara yürüyece. Hiçbir ayrım yapmadan Meclis’te grubu bulunan partilere bu sürece davet ettik. Komisyon görüşmelerinde Anayasa değişikliğini sulandırmaya çalıştılar. Yakın bir zamanda inşallah anayasa değişikliği teklifimizin genel kurul görüşmeleri başlayacak. Sosyal medyadan hak ve özgürlük nutuğu çekenlerin ne kadar samimi olduğunu tekrar göreceğiz.

Grubumuzun maalesef genel kurulda toplantılara katılmada sıkıntı yarattığını dün öğrendim. Bu beni üzmüştür. Bu millet, kendi kasasından, kesesinden maaşı veriyor. Bu maaşla birlikte vekil arkadaşlarımız bu görevi yapıyor. Ama genel kurulda eğer yoklamalarda benim vekil arkadaşlarım bulunmazsa, ki dün böyle oldu, bu millet sizlere hakkını helal etmez. Kim gelmediyse ben de onlara hakkımı helal etmiyorum. Bu sıradan bir olay değil. Eğer milletvekili adayı olmuşsan arkadaş burada görevini hakkıyla yerine getireceksin. Yerine getirmiyorsan, aldığınız maaşlar haramdır bunu böyle bilin.

NATO’nun genişleme sürecine ilişkin gelişmeleri yakından izliyoruz. İsveç, boşuna uğraşma. Sen benim mukaddes kitabım Kuran’ın yakılmasına müsaade ettiğin sürece biz sizin NATO’ya girmenize evet demeyiz. Finlandiya konusunda bakışımız olumludur, İsveç konusunda olumlu değildir. Bunu böyle bilin.”

Paylaşın

Seçimler Yaklaşıyor; Peki Hangi Parti Ne Kadar Hazine Yardımı Alacak?

Siyasi partilere yapılacak Hazine yardımı yasa gereğince bütçe yürürlüğe girdikten sonra Ocak ayı başında Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirleniyor ve 10 Ocak’a kadar siyasi parti hesaplarına yatırılıyor.

Bu yılki bütçeye göre, son seçimlerde, en yüksek oyu alan AK Parti 653,8 milyon, CHP 348 milyon, HDP 179,8 milyon, MHP 170,5 milyon, İYİ Parti ise 153,1 milyon TL Hazine yardımı aldı.

Seçim takviminin açıklanmasının ardından partilere ek yardım yapılacak. Bu durumda ise AK Parti’ye 1,3 milyar TL, CHP’ye 695,9 milyon TL, HDP’ye 359,7 milyon TL, MHP’ye 341 milyon TL, İYİ Parti’ye ise 306,1 milyon TL ek yardım yapılacak.

Türkiye’nin seçime hazırlandığı bugünlerde en çok tartışılan konulardan biri de Hazine yardımı. Aldıkları oy oranında Hazine’den yardım alan partiler arasında en büyük pay bu yıl da AK Parti’ye düşüyor. AK Parti 653,8 milyon TL yardım alacak. Yardımdan en az payı, 153,1 milyon TL ile İYİ Parti alacak.

Türkiye’de siyasi partilere Hazine yardımı yapılması uygulaması 1965 yılında, 648 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nda yapılan yasal düzenlemeyle başladı.

Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından hazırlanan ‘Siyasetin Kamusal Finansmanı- Siyasal Partilere Devlet Yardımı’ isimli kitapta yer alan bilgilere göre ilk yardımın yapıldığı 1965 yılında, Adalet Partisi 2,5 milyon, CHP 2,5 milyon, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi 1 milyon TL Hazine yardımı aldı.

Yardım oranları dönem dönem değişse de hala devam eden bir uygulama. Yasaya göre milletvekili genel seçimlerinde toplam geçerli oyların yüzde 3’ünden fazlasını alan siyasi partilere her yıl, o yılki genel bütçe gelirlerinin 5 binde ikisi oranında Hazine yardımı yapılıyor.

3 trilyon 762 milyar 439 milyon 808 bin lira olarak hesaplanan 2023 bütçesindeki gelirlerin 1 milyar 504 milyon 976 bin TL’lik miktarı partilere yardım olarak dağıtılacak. 2023’ün milletvekili seçim yılı olması nedeniyle, yasa gereği, bu miktar üç katına çıkarılarak, 4 milyar 514 milyon lira olacak.

En büyük pay AK Parti’nin

Siyasi partilere yapılacak Hazine yardımı yasa gereğince bütçe yürürlüğe girdikten sonra Ocak ayı başında Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirleniyor ve 10 Ocak’a kadar siyasi parti hesaplarına yatırılıyor. Bu yılki bütçeye göre, son seçimlerde, en yüksek oyu alan AK Parti 653,8 milyon, CHP 348 milyon, HDP 179,8 milyon, MHP 170,5 milyon, İYİ Parti ise 153,1 milyon TL Hazine yardımı aldı.

Seçim takviminin açıklanmasının ardından partilere ek yardım yapılacak. Bu durumda ise AK Parti’ye 1,3 milyar TL, CHP’ye 695,9 milyon TL, HDP’ye 359,7 milyon TL, MHP’ye 341 milyon TL, İYİ Parti’ye ise 306,1 milyon TL ek yardım yapılacak.

Geçen yıl dağıtılan Hazine yardımında da en büyük payı yine AK Parti almıştı. 2022 yılında AK Parti 280 milyon 279 bin TL, CHP 149 milyon 134 bin TL, HDP 77 milyon 65 bin TL, MHP 73 milyon 99 bin TL almıştı. Barajı geçen 4 partinin dışında, 2018’de yapılan seçimlerde yüzde 10 barajını geçemeyen ancak yüzde 3’ten fazla oy alan İYİ Parti de 65 milyon 588 bin TL Hazine yardımı aldı.

İYİ Parti’nin Hazine yardımından yararlanmasını sağlayan düzenleme 2013 yılındaki ‘Demokratikleşme Paketi’ ile hayata geçirildi. Yapılan düzenlemeyle yüzde 7 olan Hazine yardımı şartı yüzde 3’e çekildi.

HDP yardımı kullanamayacak

Seçim yardımlarıyla birlikte HDP’nin kasasına 539,5 milyon TL para girecek ancak HDP bu parayı hesaplarına bloke konulduğu için kullanamayacak.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP’nin kapatılması talep edilen dava kapsamında partinin Hazine yardımının bulunduğu hesaplarının tedbiren bloke edilmesini talep etmişti.

HDP’nin seçim yılında bulunulduğu için böyle bir karar alınmaması yönündeki yazılı başvurusuna rağmen AYM, sekiz kabul oyuna karşılık yedi ret oyu ile bu ay başında banka hesaplarının bloke edilmesi yönünde karar aldı. Bunun üzerine HDP de “Hazinemiz Halkımız” sloganıyla yardım kampanyası başlattı.

(Kaynak: VOA Türkçe/Mahmut Bozarslan)

Paylaşın

Adaylık Tartışması; Erdoğan: 2018’de Sistem Değişti, Yeniden Adayım

Adaylığıyla ilgili eleştirilere yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin takdiriyle 2017 yılında kabul edilen anayasa değişikliği en küçük bir tereddüde, en küçük bir tartışmaya mahal vermeyecek kadar açıktır. Türkiye 2018 seçimleriyle birlikte yeni bir yönetim sistemine geçti, yani bu bakımdan kronometreyi sıfırladı. Aklen de hukuken de fiilen de 2018’de seçilen cumhurbaşkanı, yeni sistemin ilk cumhurbaşkanıdır” dedi.

Haber Merkezi / “Altılı masadakiler bir anda aydınlanma yaşamışlar. Şimdiden seçim günüyle ilgili kaos senaryolarına sarılmaları, kaybetme korkusunun bir kez daha yüreklerini sardığını gösteriyor” diyen Erdoğan, “Bırakın bu eski Türkiye oyunlarını da meydana çıkın. Zaman kaybediyorsunuz. Bırakın tek parti faşizmi özentisi dalavereleri de sandığa gelin” çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir dizi program ve toplu açılış töreni için bugün Denizli’ye geldi. Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerindeki tartışmalara yanıt veren Erdoğan özetle şunları söyledi:

“Denizli’ye son gelişimde sizlerle sohbet ederken Pensilvanya ve Kandil destekli 4’lü çeteden bahsetmiştik. Baktılar 4 yetmiyor sayıyı 6’ya çıkartıp bir masa kurdular. Masayı kurdular ama masadan bir türlü aday çıkartamadılar. Baktılar kendileri masadan aday çıkartamıyor bu defa bizim adaylığımıza çamur atmaya başladılar.

“Aklınız neredeydi”

Halbuki biz aylardır siyaset er meydanıdır biz adayız karşımıza kimi çıkartacaksınız çıkartın, söyleyin de milletin huzurunda er meydanında yarışalım dedik. Bir yılda bir aday çıkartmayı beceremeyenler kendi sünepeliklerinin üzerini örtmek için şimdi istikameti başka tarafa çevirdiler. 4.5 yıldır Cumhurbaşkanıyım, öncesi var. Aklınız neredeydi ya. Niye şimdiye kadar bunları söylemediniz. Yeni yönetim sistemi ile kronometre 2018’de sıfırlandı.

“Vesayet odaklarına ‘Yeter’ diyoruz”

Parti binalarına, ‘Yeter söz milletindir’ afişi asıyorlar. Rahmetli Menderes bunların ağababalarına ‘Yeter söz milletin’ demişti. Biz de bugün küresel vesayet odaklarına ‘Yeter’ diyoruz. 14 Mayıs’ta masa vesayetini sandığa gömeceğiz. Bakalım hepsi birden milli iradenin gücünün karşısında ne ifade edecek.

Onların bir yuvarlak masanın etrafında toplanıp durdukları 1 yılda bizde 47 il ziyareti yaptık. Biz Türkiye’yi, dünyayı dört dolandık, onlar bir masanın etrafında tur atmanın ötesine geçemedi.

Türkiye’yi milli irade yerine kendi vesayet sistemimizle yönetmek istiyoruz dediler. Bunlara bu zırvaları bırakın dedik. Denizli’ye bakın. Sadece bu meydanda 80 bin kişi var. Yoldakileri söylemiyorum. Bu ihtiras fırtınalarına karşı yeter diyoruz. Sözün de, kararın da milletin olduğunu söylüyoruz.”

Adaylık tartışması

Cumhurbaşkanlığı seçimi tarihinin belirlenmesinin ardından Erdoğan’ın üçüncü kez aday olup olamayacağı yönündeki tartışmalar yeniden başlamıştı. Anayasa’nın 101’inci maddesinde “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” deniliyor.

Ancak TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak 2018’de seçildiğini belirterek Erdoğan’ın tekrar aday olabileceğini öne sürüyor. Anayasaya hukukçuları ise Erdoğan’ın ikinci kez aday olması için TBMM’nin erken seçim kararı alması gerektiğini, aksi takdirde aday olamayacağını ifade ediyor.

Paylaşın