Erdoğan: Ekonomik Durum Çok Kötü Diyorlar…

Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazıları bizim sık sık savunma sanayi ürünlerimizi gündeme getirmemizden rahatsız oluyorlar. Gururla saydığımız her projemiz birer teknoloji lokomotifidir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / Teknolojiye yaptığımız yatırımla, gençlerimizi geleceğin teknolojilerine hazırlıyoruz. Yapılan konutlara beton ve demir yığını gözüyle bakanların çapsızlığı bu alanda da kendini belli ediyor.

Erdoğan, açıklamasının devamında, “Göreve geldiğimizde kişi başına milli gelir 3600 dolardı. Şimdi 10 bin 650 doların üzerine çıktıysa bu nereden nereye geldiğimizi gösterme bakımında çok önemli. Satın alma paritesine göre, Türkiye 11.sıraya yükseldi.Ekonomik durum çok kötü diyorlar. Rakamlarla konuşuyorum. Yaptığımız yatırımlar bunların hepsi dünya ile yarışta olan Türkiye hikayesidir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’daki ATO Congresium’da ‘Gençlik İçin Hemen Şimdi Programı’ kapsamında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Gençler, bizim kalbimizde gençlerimizin sevgisiyle, muhabbetiyle bu kalp genç kalıyor. Bana sizler gibi dava ve yol arkadaşları veren Rabbime hamd ediyorum. 21 yıldır Türkiye’yi gençlerimizle gençlerimizin geleceği için hazırlıyoruz.

Unutmayınız, cumhuriyetimizin ilk asrını eksi fazlasıyla geride bırakırken Türkiye Yüzyılı’nın sahibi sizlersiniz. Elden ele geçerek bize kadar gelen bağımsızlık kalkınma bayrağının, yeni emanetçileri sizlersiniz. Biz bu bayrağı, kanıyla, sabrıyla bu toprakları bizlere vatan yapan büyüklerimizden aldık.

Şimdi onu tıpkı Osmangazi gibi Sultan Fatih gibi Gazi Mustafa Kemal gibi inşallah gençlerimiz sahiplenecek ve zirveye çıkaracak.

14 Mayıs’ta Türkiye’nin 21 yıllık kazanımlara sahip çıkıyor muyuz? 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı için hemen şimdi diyor muyuz? 14 Mayıs’ta doğru adımlarla yola devam diyerek geleceğimize sahip çıkıyor muyuz? 14 Mayıs’ta sizlerin üzerinden sinsi hesapları bir kez daha bozuyor muyuz? 14 Mayıs’ta sandıkları patlatıyor muyuz?

Ülkenin geleceğini sizlere teslim ederken, gözlerimiz arkada kalmayacak. Sizler, AK Parti döneminde doğmuş büyümüş hayatı AK Parti ile tanımış nesilsiniz.

İlk Evim, İlk Arsam kampanyalarıyla, bedelinin yarısını karşıladığımız dönüşüm projeleriyle kendi evine sahip olma hayaline kavuşmamış kimse bırakmayacağız.

1,2 milyonu TOKİ vasıtasıyla, 3,3 milyonu kentsel dönüşüm projeleriyle hayata geçirdik. Ev sahibi olmak isteyen gençleri hayallerine kavuşturacak olan biziz.

Bunların derdi gençlerimize ufuk açmak değil tam tersine gençlerimizin ufkunu kapatarak içinde debelendikleri kin ve nefret bataklığının üzerini örtmektir.

Bizim dönemimizde üniversite sınavına giren 10 evladımızdan 1’nin yüksek öğretim görme şansına sahiptik.

Anaokulundan liseye, her seviyede 360 bin yeni derslik yaptık. 131 yeni üniversite ile sayımızı 208’e çıkardık. 81 vilayetin tamamında üniversitemiz var.

Liseden mezun olan öğrencilerimizin tamamını yerleştirecek yükseköğretim seviyeye ulaştık. Tarihimizin en yüksek çalışan sayısına ulaştık.

Sanayi bölgelerimiz tarım ve hayvancılık merkezlerimiz üretiyor kazanıyor. Eski Türkiye’de iş bulmak istihdama katılmak kolay değildi.

Bazıları bizim sık sık savunma sanayi ürünlerimizi gündeme getirmemizden rahatsız oluyorlar. Gururla saydığımız her projemiz birer teknoloji lokomotifidir.

Teknolojiye yaptığımız yatırımla, gençlerimizi geleceğin teknolojilerine hazırlıyoruz.

Yapılan konutlara beton ve demir yığını gözüyle bakanların çapsızlığı bu alanda da kendini belli ediyor.

Göreve geldiğimizde kişi başına milli gelir 3600 dolardı. Şimdi 10 bin 650 doların üzerine çıktıysa bu nereden nereye geldiğimizi gösterme bakımında çok önemli. Satın alma paritesine göre, Türkiye 11.sıraya yükseldi.Ekonomik durum çok kötü diyorlar. Rakamlarla konuşuyorum. Yaptığımız yatırımlar bunların hepsi dünya ile yarışta olan Türkiye hikayesidir.

‘Bay Bay Kemal, Kürt kardeşlerimi öldürten Selo’ya cezaevinden çıkma sözü veriyor’

Bay bay Kemal’in masası 6’ydı sonra 7 oldu şimdi 9 oldu. Bunun birde görünmeyen ortakları var bunu unutmayın.

Bu ortaklar ne yazık ki Kandil’in parlamentodaki uzantılarından oluşuyor. Bunları her yerde anlatmanız lazım. Bu ülke bir terör devleti değildir ve olmayacaktır.

Bay Bay Kemal, Diyarbakır’da benim Kürt kardeşlerimi öldürten Selo’ya cezaevinden çıkma sözü veriyor. Aynı şekilde evlat katili Apo’yu da çıkarma sözü veriyor.

Her kürsüye çıkan ‘Biz geliyoruz ve bunların cezaevlerinin kapısını kırıp çıkaracağız’ diyorlar. Gençler yükünüz ağır, bu ülke hainlere emanet edilemez.

‘Bizim tek dinimiz var, o da İslam ve Müslümanlık’

Bay bay Kemal ne diyor, ben Aleviyim diyor. Saygı duyarım, hayırlı olsun. Biz senin Alevi olmandan rahatsız değiliz ki. Bayram değil seyran değil bunu söylemenin anlamı ne? Ama biz şunu biliriz; bizim Alevilik, Şiilik diye bir dinimiz yok. Bizim tek dinimiz var, o da İslam ve Müslümanlık.

Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla hep bir olacağız, beraber olacağız ama ülkemizi böldürtmeyeceğiz. İyi ki Alevi olduğunu söyledin ha. Bizim öyle bir derdimiz yok. Biz gençlerimizle bir ve beraber olduğumuz müddetçe, bu vatanın tek bir kazanımına el süremeyeceksiniz.

Bu gençlik ne küresel emperyalistlerin oyununa gelecek, ne sapkın akımların ülkesini istila etmesine izin verecek, ne geleceğinin karartılmasına rıza gösterecek bir gençliktir.

Bay bay Kemal buradan LGBT’ci çıkmaz. HDP’de var, İYİ Parti’de var. Bir de orada ufak yavrucuklar var. Onlardan böyle bir şey duydunuz mu? Hayır konuşamazlar, sıkıysa konuşsunlar. Ne hale düştüler ya.

Bundan sonra yapacaklarımız da önemli görüyoruz. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Her seçim döneminde yerine getiremeyecekleri vaat bohçası açarlar. Bunların hayatında yalandan başka sermaye yok. Ağızdan çıkan her sözün gerisinde vizyon olmalıdır.

Biz gençlerimizle irtibatımızı mutfakta video çekerek, otobüs kapısında raks ederek sağlamayız. Muhabbetimizi her alanda en güzel hizmetleri vererek yüz yüze bir araya gelerek yapıyorum.

Milletvekili listelerinde gençlere en çok güvenen ve yer veren parti biziz. Seçme ve seçilme yaşını 30’dan 25’e oradan 18’e indirdik.

Bu CHP’nin gençlere inancı yok. Siz niye yapmadınız. Sen mutfakta çorba pişirebiliyorsan pişir. Nefesimizi birileri gibi içi boş vaatlere değil somut projelere harcıyoruz.

‘300 milyar dolar getireceğim’ diyor. Sen hangi sıfatla gidiyorsun, verecekler?

5 keçi teslim edin, kaybedip gelir. SSK başındayken, neler çektirdi neler.

Ülkemizin kaynaklarını kullanarak biz bütçe oluşturduk.

Karadeniz gazı rezerv değeriyle son dönemdeki kazanımlarından biri olacak. Bu rezervlerin bir kısmını Aile ve Gençlik Bankası’na aktaracağız.

Eğitim bursundan, girişimcilik hibesine kadar pek çok alanda destekler veriyoruz. Harçları biz kaldırdık. Doğalgazımın geliriyle Türkiye’miz artık el açmayacak. Yüksek lisans ve doktora programları için yurt dışına gönderilecek öğrenci sayısını artıracağız.”

Paylaşın

Erdoğan Denizli’de Konuştu: Bu Ülkede Ne Dert Varsa Biz Çözdük

Denizli’de düzenlenen mitingde konuşan Erdoğan, “Bu ülkede ne soğan ne patates ne salatalık derdi var, ne dert varsa biz çözdük” dedi. Erdoğan, milletin huzuruna “eli boş çıkmadıklarını” belirterek, “Ev hanımlarımıza emeklilik hakkı getiriyoruz. Emekli olmak isteyen ev hanımlarımızın primlerinin üçte birini devlet olarak biz karşılayacağız” dedi.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında, Gençlere yönelik olarak da evlenmek isteyen gençlere, iki yılı ödemesiz ve 48 ay vadeli, faizsiz 150 bin lira kredi vereceklerini açıkladı.

Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Erdoğan, “ABD’den Avrupa’ya ülkemize diz çöktürmek için bekleyen emperyalistlerin hepsi bay bay Kemal’in yanında saf tuttu” diye konuştu.

Geçtiğimiz aylarda Kılıçdaroğlu’nun ekibiyle birlikte Londra ziyaretine gönderme yapan Erdoğan, “Bir gün şu kadar milyar dolar bulduk, ülkeye getireceğiz diyor. 200 milyar dolardan bahsediyor. Londra tefecilerinin işi gücü yok da sana neden bu kadar para versin ya? Londra’nın tefecileri bu kadar aptal mı ya? Sen kimi aptal yerine koyuyorsun? Türk milleti senin bu yalanlarına inanmaz” diye konuştu.

“Hiçbir zaman hayal satmadık. Ayakları yere basan projeler sunduk” diyen Erdoğan, “14 Mayıs inşallah bay bay Kemal’in siyasi mevta olduğu, yanındakilerin siyasi mevta olduğu bir gün olacak” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Denizli 29 Ekim Bulvarı’nda düzenlenen mitingde konuştu. Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

“Bugün Denizli’de sizlerle bir araya gelerek çifte bayram yapıyoruz. Ocak ayında uzunca aranın ardından yine sizlerle hasret gidermiş, kucaklaşmıştır. Karşımdaki şu muhteşem tabloyu görünce inanıyorum ki, 14 Mayıs’ı sizler silme götüreceksiniz AK Parti’yle. Biz Denizli ziyaretimizden 10 gün sonra yaşadığımız 6 Şubat depremiyle uzunca süredir tüm dikkatimizi, vaktimizi, enerjimizi deprem yaralarının sarılmasına verdik.

Bu arada 6’lı masa 7’li oldu. İki belediye başkanını da eklediler. Ne oldu, Dokuz. Nihayet Bay Bay Kemal’i aday olarak ilan etmeyi başardılar. Masanın adayının belli olmasıyla birlikte PKK ve FETÖ yöneticileri de bu isme destek vermek için saklandıkları inlerden başlarını çıkarmaya başladılar. Kandil’den tehdide başladılar. Cudi, Gabar, Tendürek, Besler deresinden artık İHA, SİHA, Akıncılarımızın onları o inlerde bombalamasına tahammül edemediler.

Şimdi de ne diyorlar, gelince bu İHA, SİHA’ları, Akıncılar’ı satacaklar mış? Sen kimsin? Neyi satıyorsun? Önce kendine gel. Bunların savunma sanayi diye bir derdi yok. İşte TCG Anadolu uçak gemimiz. Sarayburnu’nda 30 bini aşkın insan ziyaret etti. Herkes coşku içinde. Cumhurbaşkanına teşekkür ediyor. Bu mutluluğa maalesef tahammül edemeyenler var.

Amerika’dan Avrupa’ya ülkemize ve milletimize diz çöktüren emperyalistler Bay Bay Kemal’in yanında saf tuttu. Biz her zamanki gibi Allah’a dayanarak, milletimize güvenerek, Cumhur İttifakı’ndaki hasbi ortaklığımızla yola revan olduk. Milletimizin gösterdiği teveccüh istikametimizin doğruluğunun işaretidir. Biz bazıları gibi yıkmaya değil; inşa etmeye geldiğimiz için milletimizin huzuruna elimizin boş çıkmadık. Biz dersimize iyi çalıştık. Çok çalıştık, iyi hazırlandık.

Şimdi de inşallah 14 Mayıs’ta ben vatandaşlarımla birlikte bunları sandığa gömeceğiz. Tüm bu hazırlıkları yürütürken deprem bölgesini de asla ihmal etmedik. Bakanlarımız ilk günden beri gece gündüz sahalarda. Biz de felaket gününden beri her ilimizi defalarca ziyaret ettik. Çalışmaların her adımını bizzat yerinde gördük. 650 bin yeni konut yaparak depremde yıkılan şehirlerimizi en kısa sürede ayağa kaldırmak amacımızdır.

İnşallah bu hedefe ulaşacağız. Depremin üzerinden henüz 2,5 ay geçmemişken inşallah bayramın ikinci günü yapımı tamamlanan ilk köy evlerini teslim edeceğiz. Ülke genelinde yürüteceğimiz afetlere dirençli şehirler projeleriyle ilgili hazırlıkları da hızla sürdürüyoruz.

Bayram günü İstanbul’da bununla ilgili müjdemiz olacak. Son 20 yılda ülkemizi asırlara bedel demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla tanıştırmış bir iktidarız. Hem demokrasimizi geliştirmeye, yeni yatırımlarla kalkınmayı hızlandırmayla yönelik pekçok projemiz seçim beyannamemizde var.

Bu ülkenin 85 milyon vatandaşı hangi kökenden, inançtan, meşrepten olursa olsun aynı büyük ailenin birer ferdidir. Aile bizim için kutsal. CHP LGBT’leri besleyebilir. CHP terör örgütünün parlamentodaki uzantısı HDP’yle beraber bunlar LGBT’cidir. Bunlardan LGBT’ye aykırı bir söz duydunuz mu? İYİ Parti’den bir söz duydunuz mu?

Peki masanın etrafındaki diğer yavrucuklardan bir söz duydunuz mu? Çünkü bunlarda aile kutsiyeti diye bir şey yok. Dünyada ve ülkemizde aile kurumunu yıkmaya, çocuklarımızı ve gençlerimizi sapkın akımların pençesine yönelik kampanyalar hız kazandı. Ailemizi ve evlatlarımızı maddi ve manevi tedbirlerle koruyacağız.

Ülkemizin doğalgaz ve petrol gelirlerinden kuracağımız Aile ve Gençlik Bankası bunun ilk adımı olacak. Aile Kalkanı programıyla ev hanımları, çocuklarımıza gençlerimize destek vereceğiz. İlk müjdemiz ev hanımlarına. Ev hanımlarımıza emeklilik hakkı getiriyoruz. Primlerin üçte birini devlet olarak biz karşılayacağız. İkinci müjdemiz gençlerimize.

Eğitimlerinden iş kurmalarına, evliliklerine kadar her aşamada gençlerimizin yanında yer alıyoruz. Evlenmek isteyen gençlerimize faizsiz 150 bin lira kredi vereceğiz. Gençlerimiz maddi sıkıntıya düşmeden kolayca altından kalkabilecekleri şartlarla yuvalarını kurabilecek. Her ailede en az bir kişinin istihdama katılmasını temin edeceğiz. En az bir bireyinin çalışmadığı aile bırakmayacağız.

İstihdam edilen kişinin gerekirse sigorta primini, gerekirse maaşının bir kısmını devlet olarak biz karşılayacağız. Eski Türkiye’de iki anahtar vaadiyle gelip, insanlarımızı ellerindeki anahtarlarından da edenler vardı. Mazide kaldığını sandığımız bu zihniyet hortladı. ‘Şu kadar milyar dolar buldum, ülkeye getireceğim’ diyor. Arkasına bakıyorsun ülkeyi Londra’daki tefecilere teslim etme niyeti çıkıyor.

“Bay Bay Kemal bu 200 milyar doları getirdin de nereye boca ettin?”

Bay Bay Kemal bu Londra’nın tefecilerinin işi gücü yok da sana niye bu kadar parayı versin? Kaldı ki bunlar tefeci, bu işleri çok iyi bilir. Bay Bay Kemal bu 200 milyar doları getirdin de nereye boca ettin? Nerede bu para? Madem getirdin, hadi söyle bakalım yerini, adresini söyle, bilelim. Hayatı bu adamın yalan. Londra’nın tefecileri bu kadar aptal mı? Sen kimi burada aptal yerine koyuyorsun. Türk milleti senin bu yalanlarına inanmaz. İnşallah 14 Mayıs’ta sana gereken dersi verecek. Ülkemizi 21 yılda 3,5 trilyon yatırıma kavuşturduk.

Hiçbir engel, tuzağın bizi engellemesine izin vermedik. Şimdi yeni bir seçimin, yani yeni bir tercihin, yeni bir yol ayrımının arefesindeyiz. 14 Mayıs inşallah Bay Bay Kemal’in siyasi mevta olduğu, yanındakilerin siyasi mevta olduğu gün olacak. Cumhuriyetimizin yeni asrına adını verdiğimiz Türkiye Yüzyılı’nı kime emanet edersiniz? Gözünüzün nuru evlatlarınızın istikbalini kime emanet edersiniz? Ülkenizin siyasi, ekonomik, askeri, diplomatik gücüyle dünyada hak ettiği yeri alması için kime güvenirsiniz?

Denizli bugüne kadar hep yanımızda yer aldı. İnşallah 14 Mayıs’ta Denizli’den yine rekor bir destek bekliyorum. Denizli’nin tüm milletvekillerini AK Parti’ye vermeye hazır mıyız? Öyleyse durmak yok. Biz 21 yıldır sadece eser ve hizmet siyaseti yaptık. Ülkemizin asırlık eksiklerini bu sayede tamamladık. Şehirlerimizin ayaklarındaki geri kalmışlık prangalarını bu şekilde kırdık. Son 20 yılda Denizli’ye de bugünün rakamlarıyla 70 milyar yatırım yaptık.

Bunlar ne yaptı peki? İzmir bunlarda değil mi? İzmir Belediyesi’nde sesini duyduğunuz yatırım var mı? Yağmurlar yağdığında her tarafı sel alıp getiriyor, Körfez’de kokudan geçilmiyor. İlkevim projemiz kapsamında Denizli’de 3 bin 150 konut inşa edeceğiz. İl işyerim projemiz çerçevesinde 300 işyerini esnaf kardeşlerimize vereceğiz. İnşası devam eden Aydın-Denizli-Antalya Otoyolu’nu inşallah seneye bitiriyoruz. Bu otoyolun bitmesiyle Denizli ile önemli turizm merkezleriyle arası yakınlaşacaktır.

Denizlili çiftçilerimize 4 milyar lira tutarında tarımsal destek sağladık. Denizli ve 15 ilçesine doğalgaz arzı sağladık. Saatlerce saysak bitmeyecek eserlerimizle Denizli’yi Türkiye Yüzyılı’na hazırladık. Yarın Karadeniz doğalgazını ateşliyoruz. 14 Mayıs’ta vereceğiniz destekle Türkiye Yüzyılı’nı da birlikte inşa edeceğiz. İçeride ve dışarıda pusuda bekleyen ne kadar ülke ve millet düşmanı varsa ellerini ovuşturmaya başladı.

İnsanlarımızın günlük hayatta yaşadıkları sıkıntıların da farkındayız. Bunlar desteği Kandil’de terör örgütünün baronlarından alıyor. Bay Bay Kemal bu teröristlerle beraber. Meral Hanım kimlerle beraber? Bu teröristlerle beraber, HDP’yle beraber. Hani siz onlarla beraber aynı masaya oturmazdınız? Ne oldu?

Ne kadar çabuk anlaştınız. Bu teröristlere benim milletim 14 Mayıs’ta yol vermez. Bunlar Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimi öldürenler değil mi? Bu Selo şu anda içeride değil mi? Bay Bay Kemal de, diğerleri de ‘çıkaracağız’ diyor. Terörist başını da çıkarcaklarmış. Bu ülke ne zamandan beri teröristleri koruyan ülke hale geldi. Benim ülkem asla teröristleri koruyan bir ülke değildir.

FETÖ’cüler, PKK’lılar ancak AK Parti iktidarında yola gelmişlerdir. Avrupa, Batı, hepsi dört gözle ‘acaba Erdoğan nasıl gider’ bunu bekliyor. Erdoğan’ın Cumhur İttifakı ile birlikte nasıl dimdik ayakta durduğunu 14 Mayıs’ta siz göstereceksiniz. Ben size inanıyorum, size güveniyorum. 14 Mayıs’ta da bunu başaracağımızı biliyorum.

Şimdi Togg’umuzu yaptık mı? TCG Anadolu’muzu yaptık mı? Bizim davamız büyük. Biz soğanı masanın üzerine koyar, yumruğumuzu vurur ve soğanı da öyle yemesini biliriz. Bu ülkede ne soğan ne patates ne salatalık derdi var. Bu ülkede dert olan ne varsa biz onları çözdük. Biz geldik 78 üniversite vardı. Şimdi 208 üniversitemiz var. 81 vilayetin tamamında üniversite var. Üniversitesi olmayan ilimiz yok.

Çağdaş olmak bu, medeni olmak bu. 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol vardı. Şimdi 28 bin 500 kilometre hamdolsun yolumuz var. Seçildiğimiz zaman ilk iş Aydın-Denizli yolunu 105 kilometre o zaman kararı verdik ve yaptık. Sağlıkta attığımız adımlarla şehir hastanelerin halini görüyorsunuz değil mi pırıl pırıl. Benim vatandaşım bu hastanelere gittiğinde ‘Devletimizden Allah razı olsun’ diyor.”

Paylaşın

Erdoğan: CHP’nin Geçmişinde Din Düşmanlığı Var

TRT’de gündeme dair açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Masanın altındaki üstüne çıktı ve 7’li masa oldu. Bu 7’li masa bizim Kürt vatandaşımızı istismar ediyor. CHP’nin benim Kürt kardeşlerimi sevmekle ilgili bir derdi yok, bunlar yalan. Doğu’da CHP’nin esamesi bile okunmuyor. Oradan bir şeyler elde etmeye çalışıyorlar” dedi ve ekledi:

“Güneydoğu ve Doğu’daki Kürt kardeşlerimle benim hiçbir problemim yok. Yaptığımız mitinglerde dayanışmamız Kürt kardeşlerimizle çok iyiydi. Neymiş Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklarmış. Kendilerine göre yeni bir kurumdan bahsediyorlar. Bunların din düşmanlığı yeni değil. CHP’nin geçmişinde zaten din düşmanlığı var.”

Erdoğan, konuşmasının devamında, “CHP ile HDP kapalı kapılar arkasında yaptıkları pazarlıklarla mesaj veriyorlar. Biz Batı’da ne var ise Doğu’da da o olacak dedik ve oldu mu? Bakın şimdi havalimanlarına, üniversitelere. Üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. Ben oradaki kardeşlerimi Kürt’tür diye üniversitesi olmadan bırakamazdım. Oradaki kardeşim de okuyor gidiyor üniversitesine.

Kandil HDP üzerinden kendisine kanlı bir alan açma hazırlığı yapıyor. ‘Bay Bay Kemal’ de makam kapma derdinde değil mi? Diyarbakır’da 51 vatandaşımızın ölümüne neden olan ‘Selo’ değil mi? İmralı’daki niye yatıyor? Bunlar ‘Selo’yu çıkarma sözü veriyor, evlat katilini İmralı’dan çıkarma sözü veriyorlar.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT’de gündeme dair açıklamalarda bulundu.

“Daha önceki afet tecrübelerimizle deprem bölgesinde süreci hızla tamamlayacağız. Tünel kalıp sistemiyle temelleri atıyoruz.

Gayrimenkullerde hak kaybı olmaması için ekiplerimiz titiz bir çalışma yürütüyor. Daha önce bunu İzmir’de, Elazığ’da yaptık. Şehirlerimizde inşa edilen yeni yerleşim alanlarıyla yeni cazibe merkezleri ortaya çıkıyor böylece ev sahibi olmak da kiralık da kolay hale geliyor.

Bayramın ikici ve üçüncü günü deprem bölgesinde olacağız. Konut teslimi programlarımız var. İftar sofralarında depremzede kardeşlerimizle olduk. Köy evlerini teslim edeceğiz. Devlet halkı için var. Biz bu evlerin benzerlerini Manavgat’ta da yaptık. Başta inanmıyorlardı bize.

Büyükşehirlerde kira sorunlarını görüyoruz. Bu fırsatçılığa asla izin vermeyeceğiz. Seçimden sonra yasal zeminde adımlar atacağız.

“Barbaros’un torunları gücünü Barbaros’a gösterecek”

‘Bay Bay Kemal’ senin devlet diye bir derdin var mı? Bir tarafta şu anda terör örgütünün parlamentodaki uzantısıyla iş yapan, Kandil’deki teröristlerden haber gönderen teröristlerin savunduğu 7’li masa var, diğer tarafta milleti için çalışan Cumhur İttifakı var. TCG Anadolu’yu milletimize anlatıyoruz, insanlar çıkıp üzerine bize dua ediyorlar. Ama bunlar çıkıyorlar Togg maket, TCG Anadolu maket diyor. Bir kere de teşekkür edin.

Bizim savunma sanayiimizde bu kadar hijyen koşuluna dikkat edilen bir gemi olamaz. Her yeri pırıl pırıl. 1300’ün üzerinde personeli var. Mavi denizlere açılacak oradan Türk’ün gücünü dünyaya haykıracak. Bununla da yetinmiyoruz, İspanya ile görüşüyoruz. İngilizlerle de görüşüyoruz. Şimdi bunun 2 katı büyüklüğündekini yapacağız. Uçak gemimizi daha da büyütüp denizlerdeki gücümüzü artıracağız. Barbaros’un torunları gücünü Barbaros’a gösterecek.

“Biraz yüksek enflasyon ama daha da inecek”

Ekonomiden zerre kadar alakası olmayan kişilerin bir tanesi ‘Bebecan’dır. Davos’ta bir görüşme yaptık dedim ki İMF’ye ‘Sen bize elemanlarını gönderiyorsun. Ama bu elemanlar bizi yönetemezler. Başbakan benim Türkiye’yi ben yönetirim’ dedim.

Biz 2013 civarı İMF’nin ipini kestik. O zaman bizim Merkez Bankamızın döviz rezervi 27,5 milyar liraydı. Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar çıktı. Şimdi hava atıyor. Son imzayı koyan başbakandır sen kimsin?

Bunlar varya bunlar ben 6 sıfırı atacağız dediğim zaman ‘olmaz’ diyenler. Hatta bazı köşe yazarları ‘Taksim’e çıkıp anırırım’ diyorlardı. 2013’ten sonra IMF ile işi bitirdik.

CHP’nin çok övdüğü bir zat var, otel kapılarında İMF ile görüşmeler yaptılar. Dediler ki ‘IMF’den mali destek almalı’. Biz borçlanmadık da battık mı? Ne oldu bizi batırabildiler mi? Faizi düşüreceğiz dedik ve düşürdük. Ne oldu? Battık mı? Bu arada enflasyon da düşüyor. Biraz yüksek enflasyon ama buralara kadar indi, daha da inecek. Bizim için önemli olan düşük faizle yüksek yatırım. Haklılığımız dünyada takdir ediliyor.

“Ben bunlara LGBT masası diyorum”

Önümüzdeki dönemde aile ve gençleri hizmet noktamızın odağına alıyoruz. Aile ve geçlere özel önem vereceğiz. Aile ve gençlik bankasıyla bunu destekleyeceğiz. Dünyada bunun en güzel örneği Norveç. Orada gençlere ait bir fon vardır. Kendi gençlerine belli yüzdeliği ayırıyorlar.

Biz bunun benzerini Karadeniz gazıyla tahsisini yapacağız aile ve gençlerimize. Buna hiç dokunulmayacak. Bu destekle gençler evleneceği zaman belli bir zaman ödeme yapmadan faizsiz kredi kullanabilecek. Ev hanımlarının emekliliğinde sigorta primlerinin bir kısmını da ödeyeceğiz. Her ailede en az bir çalışan olmasını sağlayacağız. Yeni evlenen çiftlere 2 yıl geri ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin lira kredi vereceğiz.

LGBT gibi sapkın bir yapıyla mücadele edeceğiz. 7’li masa LGBT’ye karşı bir hamle yapıyor mu? Ne İyi Parti ne de diğer ortaklar bunu diyemiyorlar. Ben bunlara LGBT masası diyorum.

Kadınlarımızı şiddetten ve diğer türlü ayrımcılıktan korumayı sürdüreceğiz. Kadına şiddette Cumhur İttifakı ve AK Parti çok kararlı. Burada hiçbir tavizimiz yok. Kadınlarımızın desteğine karşı kadınımızın şiddetine asla taviz veremeyiz. Bunun karşısında yasal mevzuatlarımızı kararlı bir şekilde işleteceğiz.

“CHP’nin geçmişinde zaten din düşmanlığı var”

Masanın altındaki üstüne çıktı ve 7’li masa oldu. Bu 7’li masa bizim Kürt vatandaşımızı istismar ediyor. CHP’nin benim Kürt kardeşlerimi sevmekle ilgili bir derdi yok, bunlar yalan. Doğu’da CHP’nin esamesi bile okunmuyor. Oradan bir şeyler elde etmeye çalışıyorlar.

Güneydoğu ve Doğu’daki Kürt kardeşlerimle benim hiçbir problemim yok. Yaptığımız mitinglerde dayanışmamız Kürt kardeşlerimizle çok iyiydi.

Neymiş Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklarmış. Kendilerine göre yeni bir kurumdan bahsediyorlar. Bunların din düşmanlığı yeni değil. CHP’nin geçmişinde zaten din düşmanlığı var.

CHP ile HDP kapalı kapılar arkasında yaptıkları pazarlıklarla mesaj veriyorlar. Biz Batı’da ne var ise Doğu’da da o olacak dedik ve oldu mu? Bakın şimdi havalimanlarına, üniversitelere. Üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. Ben oradaki kardeşlerimi Kürt’tür diye üniversitesi olmadan bırakamazdım. Oradaki kardeşim de okuyor gidiyor üniversitesine.

Kandil HDP üzerinden kendisine kanlı bir alan açma hazırlığı yapıyor. ‘Bay Bay Kemal’ de makam kapma derdinde değil mi? Diyarbakır’da 51 vatandaşımızın ölümüne neden olan ‘Selo’ değil mi? İmralı’daki niye yatıyor? Bunlar ‘Selo’yu çıkarma sözü veriyor, evlat katilini İmralı’dan çıkarma sözü veriyorlar.

“Kürt düşmanı arıyorlarsa HDP’ye CHP’ye bakacaksın”

Bu ülke terör devleti değildir. Bu ülkeden teröristlere ekmek çıkmaz. PKK’nın İmralı’daki elebaşını bırakmak istiyor. Aynı şekilde ‘Selo’yu bırakmak istiyor.

Batı bunlara şu anda ciddi gaz veriyor. Batı’da özellikle Biden’ın yaptığı açıklama ilk gazı veren oldu. Avrupa’da Almanya bu işin başını çekiyor. Fransa aynı şekilde bu işin başını çekiyor. Bizim gözümüzde PKK ayrıdır, Kürt kardeşlerim ayrıdır.

Kürt düşmanı arıyorlarsa HDP’ye CHP’ye bakacaksın. Kürtlere yıllarca zulmeden CHP ve HDP zihniyetidir. AK Parti, Kürtlere özgürlüğü verendir. Kürt kardeşlerim en çok oyu AK Parti’ye vermiştir. Şu anda tam manasıyla yalan üzerine bina edilmiş bir konuşma serisi devam ettiriliyor. Değmez ‘Bay Bay Kemal’ gidicisin. Benim milletim teröristlerle kol kola olanlara fırsat vermez.

“3 yılda 40 milyon metreküpe çıkaracağız”

Müjdemizi 20 Nisan’da açıklayacağız. Karadeniz gazının ilk fazını Filyos’ta devreye alacağız. 16 Nisan itibariyle kuyulardaki vanalar açılarak gaz verilmeye başlandı.

Sahadaki üretimi 3 yılda 40 milyon metreküpe çıkaracağız.

İkinci faz bitince tüm konutların gaz ihtiyacını karşılayacak seviyeye ulaşacağız. Burada bir yandan da yeni keşifler için hazırlık yapıyoruz. Orta Karadeniz’de çalışmalar yapıldı, değerlendirmeler sürüyor. Batı Karadeniz’deki keşif potansiyelin yüksek olduğunu gösteriyor.”

Paylaşın

Almanya’da “AK Parti’nin Seçim Kampanyaları” Alarmı

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Çekişmeli geçmesi beklenen seçimlerde Almanya’da kullanılacak oylar, özellikle AK Parti ve Erdoğan açısından önemli rol oynayabilecek.

2018 yapılan seçimlerde Almanya’da yaşayan ve sandık başına giden seçmenin yüzde 64,8’i Cumhurbaşkanlığı için Erdoğan’a, meclis seçimleri içinse yaklaşık yüzde 56’sı AK Parti’ye oy vermişti.

AK Parti’nin Almanya’daki seçim kampanyaları Alman politikacıları harekete geçirdi. Adalet Bakanı Marco Buschmann’ın İçişleri Bakanı Nancy Faeser ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’a bir yazı göndererek nefret söylemi içeren kampanyalara karşı önlem alınmasının önemine dikkat çektiği bildirildi.

Rheinische Post gazetesi, Hür Demokrat Partili (FDP) Buschmann’ın mektupta “Seçimler göz önünde bulundurulduğunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan taraftarlarının önümüzdeki haftalarda Almanya’da da daha güçlü bir şekilde seçim kampanyası yürütmesi beklenmektedir. Kampanya etkinlikleri çerçevesinde, insan onurunu zedeleyen nefret söylemi içerikli mesajlar yayılmasını hesaba katmak zorundayız” dediğini aktardı.

AK Parti milletvekili “Yok edeceğiz” demişti

AK Parti milletvekili Mustafa Açıkgöz’ün 13 Ocak’ta Neuss kentinde yaptığı konuşmada sarf ettiği, PKK ve Gülen yapılanması mensupları için “Saklandıkları deliklerden çıkarıp yok edeceğiz” ifadesi Almanya’da nefret söylemi olarak değerlendirilerek yoğun tepkiye yol açmış, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştı.

Adalet Bakanı Buschmann mektubunda, “Yaşanan vakalar, bazı Türk yetkililerin seçim kampanya etkinliklerinde siyasi rakiplere karşı bilinçli olarak insan onurunu zedeleyici dil kullanacaklarını gösteriyor. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez ve düşünce özgürlüğü sınırlarının açık bir şekilde ihlalidir” ifadelerine yer verdi.

Buschmann, içişleri ve dışişleri bakanlarına yazdığı mektupta toplanma hukuku çerçevesinde yabancı yetkililerin etkinliklerine izin zorunluluğunun dikkatli bir şekilde uygulanması ve kuralların Türkiye’ye -gerekirse bir kez daha- açık bir şekilde hatırlatılması gerektiğini vurguladı, eyaletlerde toplanma hukuku konusunda ilgili makamlarda da konuyla ilgili duyarlılık yaratılmasını istedi.

Almanya’da 2017 yılında yürürlüğe giren düzenlemeyle, AB dışındaki ülkelerden yetkililerin Almanya’da yaşayan vatandaşlarına yönelik resmi seçim kampanyası etkinliklerinde bulunması, Alman hükümetinin iznine tabi hale getirildi. Seçimler öncesindeki üç aylık süreçte ise seçim kampanyası etkinliğinde bulunulmasına izin verilmiyor.

Yeşiller partisinin iç politika sözcüsü Lamya Kaddor, gazeteye yaptığı açıklamada, bu kurala rağmen “gri alanlar” bulunduğunu, Türkiye bağlantılı Alman dernek ve kuruluşları ya da resmi sıfatı bulunmayan Türk kişiler yoluyla seçim etkinliği yürütülebildiğini kaydetti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Dikkat Çeken Analiz: Erdoğan’ı Başa Baş Bir Seçim Yarışı Bekliyor

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kala, dünya basını da seçimler ve muhtemel sonuçlarını değerlendirmeye devam ediyor. Bloomberg, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin ‘kesin olmadığını’ yazdı.

Gazete Duvar’ın aktardığı ABD merkezli Bloomberg’de yer alan Selcan Hacaoğlu imzalı analizde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘yeniden seçilmek istediği ancak seçilmesinin kesin olmadığı’ yazıldı.

“Erdoğan, neden başa baş bir seçim yarışı ile karşı karşıya?” başlıklı analizde yedi madde açıklayan Hacaoğlu, Maraş merkezli depremlerin etkileri, ekonomik kriz, bireysel hak ve özgürlükler ve Erdoğan’ın adaylık süreci gibi bir dizi konunun etkili olacağını ifade etti.

“Ülke ekonomik krizle karşı karşıyayken ve yıkıcı depremlerden sonra toparlanmaya çalışırken anketler, Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarına tehdit olabilecek sıkı bir yarışa işaret ediyor” diyen Hacaoğlu, ilk olarak 20 Ocak’ta yayınladığı ve 11 Nisan’da güncellenen analizde, “Depremler, on binlerce kişinin yaşamını yitirmesine ve hükümetin müdahalesine ilişkin eleştirileri beraberinde getirdi. Seçim kuralları, Erdoğan ve müttefiklerine avantaj sağlamak için yeniden yazıldı. Cumhurbaşkanını eleştirenler, seçim kurulunun Erdoğan’a yeniden aday olma hakkı tanımasına itiraz ediyor” yorumunu yaptı.

Maraş depremleri ve etkileri

Erdoğan’ın adaylık süreci ile ilgili ilk sorun olarak 6 Şubat tarihli Maraş depremlerine atıfta bulunan Bloomberg, “En az 173 bin binanın yıkılması, inşaat artışı sırasında inşaatçıların hız ve tasarruf için güvenliği feda etmesine izin verildiğine dair uzun zamandır süregelen şikayetleri yeniden gündeme getirdi” diye yazdı.

“İnşaat şirketlerinin bazı dükkanlardan ve otoparklardan taşıyıcı kolonları kaldırdığı ve destekleyici duvarlarda değişikliğe gittiği, kapı ve pencere yaptığı biliniyor” hatırlatmasında bulunan Bloomberg, “Depremlerden hayatta kalanlar ve muhalefet partileri ayrıca hükümetin Türkiye’de yaşanmış en kötü doğal afetlerden birine yeterli müdahalede bulunmadığını söylüyor” dedi.

Bloomberg, ayrıca “Erdoğan, ağır kış koşullarında 11 şehrin tamamına acil yardım göndermede zorluklar yaşandığını kabul etti ama bütün mevcut yardımın seferber edildiğini vurguladı” bilgisini paylaştı.

Erdoğan ve ‘otoriter yönetimi’

İkinci olarak, Erdoğan’ın ‘2018’de Türkiye’yi geniş çaplı yetkilerle başkanlık sistemine geçirdikten sonra giderek otoriterleşen bir lider olarak görüldüğünü’ aktaran Bloomberg, “Seçim, ülkenin son 20 yıldaki en kötü geçim kriziyle boğuştuğu bir dönemde yapılıyor” hatırlatmasında bulundu.

Bloomberg, “Her ne kadar Erdoğan hâlâ Türkiye’nin en popüler siyasetçisi olsa da Adalet ve Kalkınma Partisi, partinin en sadık destekçileri arasında yer alan yoksullar arasındaki desteğini yitirdi. Erdoğan bu sefer altı partili bir muhalefet bloğunun ve Kürt siyasetinin ciddi bir meydan okumasıyla karşı karşıya” değerlendirmesini yaptı.

Ekonomik kriz, yüksek enflasyon, hayat pahalılığı

Haberinde üçüncü olarak ekonomik krize değinen haber sitesi, “Türkiye’de ekimde yüzde 85,5 ile son 24 yılın zirvesini gören enflasyon nisanda yüzde 50,5’e düştü. Pandemiden kaynaklı aksaklıklar ve Ukrayna’daki savaş birçok ülkede enflasyonu körükledi ama, Erdoğan’ın alışılmadık ekonomik görüşleri, Türkiye’deki sorunu artırdı” diye yazdı.

Buna göre, “Merkez Bankası enflasyonla mücadele için faiz oranlarını yükseltirken Erdoğan, bunu yapmanın aksi yönde bir etkisi olacağı konusunda sıra dışı bir tutum sergiledi. Erdoğan’ın baskısı altında olan Merkez Bankası da faiz indirdi.”

Bloomberg, bu noktada, “Erdoğan, ülkenin mali durumunu test edecek olan seçim öncesi vaatler kapsamında, emekli ve memur maaşlarının yanı sıra asgari ücreti de önemli ölçüde arttırarak vatandaşların alım gücünü korumaya söz verdi” bilgisini de paylaştı.

Erdoğan ve siyasi rakipleri

Dördüncü olarak Millet İttifakı’nın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday gösterdiğini hatırlatan Bloomberg, seçim sürecine ilişkin şu öngörüleri paylaştı:

“Halkların Demokratik Partisi (HDP) kendi adayını çıkarmak yerine Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğinin sinyallerini verdi. Cumhurbaşkanı adaylarının ilk turda kazanması için oyların yüzde 50’sinden fazlasını alması gerek; aksi takdirde, iki hafta sonra ikinci tur yapılacak.

“Kılıçdaroğlu’nun eski bir müttefiki olan merkez sağ aday Muharrem İnce muhalefetin oylarının bölünmesine neden olabileceği için ikinci tur ihtimaller dahilinde. Son aday ise bir grup milliyetçi parti tarafından desteklenen Sinan Oğan.”

Adaylık sürecindeki ‘Anayasa çıkmazı’

Erdoğan’ın adaylığını hukuki olarak da ele alan Bloomberg, “Erdoğan’ı eleştirenler, bunun Anayasa’yı ihlal ettiğini söylüyor; Anayasa, ikinci dönem sırasında meclis erken seçim çağrısında bulunmazsa cumhurbaşkanlarını peş peşe iki beş yıllık dönemle sınırlıyor” diye yazdı.

Bloomberg, tartışmalara ilişkin şu bilgiyi paylaştı: “Erdoğan’ın aday olabileceğini savunanlar ise Erdoğan’ın adaylığıyla ilgili tartışmaları başkanlık sistemiyle başlatıyor.

“Daha öncesinde Erdoğan 11 yıl Başbakan olarak görev yaptıktan sonra 2014’te Meclis tarafından cumhurbaşkanı seçilmişti. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığına uygun olduğu, bu konuda son sözü söyleyen Yüksek Seçim Kurulu tarafından kabul edildi.”

Yeni seçim sistemi

Altıncı olarak yeni seçim sistemini ele alan Bloomberg, “Anketler, Erdoğan’ın partisi ile, küçük ortağı MHP’nin Meclis çoğunluğunu korumakta zorlanabileceğini gösteriyor. Şayet bu partiler ve öteki küçük ortakları ortak listelerle aday çıkarma konusunda anlaşırlarsa şansları artabilir” yorumunda bulundu.

“Türkiye’deki göreceli temsile dayalı D’Hondt sistemi, ittifakların ve daha büyük partilerin lehine” değerlendirmesini yapan haber sitesi, “Şu anda meclisteki en büyük üçüncü blok olan HDP kapatma davasıyla karşı karşıya fakat Yeşil Sol Parti’yle bundan sıyrılabilir” dedi.

Değişen seçim kuralları

Bloomberg, son olarak “Seçim kuralları nasıl değişti?” başlığı altında, ‘6 Nisan’da yürürlüğe giren değişikliklerin, kampanya düzenlemek veya mitinglere katılmak için devlet kaynaklarını kullanma konusunda bakanlara getirilen yasaktan cumhurbaşkanının muaf tuttuğunu’ yazdı.

Söz konusu değişikliklerin seçim barajını yüzde 10’dan 7’ye indirdiğini de hatırlatan Bloomberg, kuralların ‘küçük partilerin kendi başlarına mecliste sandalye kazanmasını zorlaştırdığını ve bu partilerin daha büyük ittifaklar tarafından domine edilmek durumunda kaldıklarını’ ifade etti.

Paylaşın

Erdoğan, Seçim Beyannamesini Açıkladı: Yeter Söz Milletin

AK Parti’nin seçim beyannamesini açıklayan Erdoğan, “Yine bir 14 Mayıs arifesinde, bir kez daha ‘Yeter söz milletin’ demek için biz bir aradayız. Bizim yeter dememiz Bay Bay Kemal’in yeter demesine benzemez” dedi ve ekledi:

“Hayatlarını bu mücadeleye adamış milletin adamlarının kiminin sonu darağacında bitmiş olsa da yüreklerde yaktıkları hak, hukuk, özgürlük, kalkınma ateşi hiç sönmedi.”

Erdoğan “Darbeciler süngüleriyle, bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Vesayetçilerin millete tepeden bakan kibirleri bu ateşi söndürmeyi başaramadı.” dedi.

Seçim beyannamesi ve aday tanıtım toplantısı Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle açıklandı.

Erdoğan konuşmasında, “Şu karşımdaki tabloyu gerek salon dışında, gerek salon içinde Türkiye Yüzyılı’nın muştusu olarak görüyorum. Sevginiz, coşkunuz, ahdevefanız, düşmana korku salan aslan yürekleriniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

“Yine bir 14 Mayıs arifesinde, bir kez daha ‘Yeter söz milletin’ demek için biz bir aradayız” diyen Erdoğan Bizim yeter dememiz Bay Bay Kemal’in yeter demesine benzemez. Hayatlarını bu mücadeleye adamış milletin adamlarının kiminin sonu darağacında bitmiş olsa da yüreklerde yaktıkları hak, hukuk, özgürlük, kalkınma ateşi hiç sönmedi” diye konuştu.

Erdoğan “Darbeciler süngüleriyle, bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Vesayetçilerin millete tepeden bakan kibirleri bu ateşi söndürmeyi başaramadı.” dedi.

Cumhurbaşkanı şöyle devam etti;

“Hamdolsun milletimiz her seferinde iradesine sahip çıktı, istiklaline ve istikbaline sahip çıktı. Yönünü aydınlık geleceğine çevirdi. AK Parti işte bu kutlu mirasın son 21 yıldaki temsilcisi olarak milletimizle gönül gönüle, omuz omuza tarihi bir demokrasi ve kalkınma mücadelesi yürütüyor. Kurulduğumuz günden beri girdiğimiz her seçimi bu çetin mücadelenin yeni adımı yeni safhası olarak yaşadık.

2002 seçimlerine “Tek başına, iş başına” diyerek gittik. Milletimiz bizi tek başımıza iktidara getirdi. 2007 seçimlerine “Durmak yok, yola devam “ diyerek gittik. Milletimiz yolumuzu açtı.

2011 seçimlerine “İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün” diye gittik. Milletimiz tercihini istikrardan yana kullandı.

2013 seçimlerine “Sen, ben yok, Türkiye var” diyerek gittik. Türkiye’yi yanımızda bulduk. 2018 seçimlerine “Vakit Türkiye vakti” diye gittik, yeni sistem için onay aldık .

Bugün de “Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar” diyerek bir kez daha milletimizin huzurundayız. Darbecilere, vesayetçilere, küresel emperyalistlere, siyasi ve sosyal mühendislik projelerine karşı milletimizle birlikle Türkiye Yüzyılı’nın kapısını aralamak için buradayız.

AK Parti’nin 14 Mayıs’ta milletimizin huzuruna çıkacak kadrosu olarak ahdimizi yenilemek için bir aradayız.”

Türkiye Yüzyılı’nın sadece Türkiye’nin değil, İslam aleminden Türk Dünyasına, Balkanlardan Kafkaslara, Asya’dan Afrika’ya tüm dostlarının, tüm insanlığın ortak vizyonu olduğunu” belirten Erdoğan “Çünkü Türkiye sadece 780 bin kilometrekareden ibaret bir ülkenin, Türk Milleti sadece 85 milyon nüfustan ibaret bir toplumun adı değildir. Kalbi bizimle atan her kardeşimiz bu ülkenin ve bu milletin bir parçasıdır.” ifadelerini kullandı.

‘Depremlerin izini sileceğiz’

Deprem felaketlerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ülkemizin bir köşesindeki insanların evleri başlarına yıkılmışken, diğer hiçbir yerdeki insanımız hayatını hiçbir şey olmamış gibi sürdüremez” dedi ve deprem haberinin alındığı andan itibaren istisnasız her şehrin, her ilçenin, her hanenin, mağdurların imdadına koşmak için seferber olduğunu” belirtti ve şöyle devam etti;

“Devletimiz de, şartların zorluğunu kısa sürede aşarak, tüm gücü, kurumları, personeli ve imkânlarıyla deprem bölgesinde vaziyet aldı. Bu tablo, devletin milleti için var olduğu gerçeğini, her bir insanımızın yüreğine tekrar işledi.”

Allah’ın izniyle, 6 Şubat depremlerinin izlerini de, ‘kerim devlet’ anlayışıyla yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde, kısa sürede sileceğiz.”

Önümüzdeki dönemde önceliğimiz elbette, 6 Şubat depremlerinin yıktığı şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak olacaktır.

Allah’ın izniyle, 319 bini bir yılda teslim edilecek şekilde, toplam 650 bin yeni konut yaparak, afetin 11 ilimizde ve mücavirinde açtığı yaraları tamamen saracağız.

Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeliyle, ülkemizin 81 ilinin tamamını, afetlere dirençli şehirler haline dönüştüreceğiz.

Bütüncül risk yönetimiyle, ülkemizi sadece depreme karşı değil, her türlü afete, felakete, tehdide karşı, tüm boyutlarıyla hazırlayacağız. ”

Ekonomi vaatleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomi alanındaki vaatlerini de şöyle sıraladı:

Hayata geçireceğimiz “gelir tamamlayıcı aile destek sistemiyle”, hiçbir hanenin gelirinin belirli bir seviyenin altına düşmemesini temin edeceğiz.

Aile Koruma Kalkanı Programıyla, ev hanımlarının emekliliğine destek vermekten, her ailede en az bir çalışan olmasını sağlamaya kadar pek çok uygulamayı başlatacağız.

Gençlerimizi aile kurmaya teşvik etmek için, eğitiminden istihdamına, evliliğinden çocuk bakımına kadar her alanda kendilerine maddi katkı vereceğiz.

Bu hedeflere ulaşmak için, kaynağı ülkemizin kendi ürettiği doğalgaz ve petrol gelirlerinden sağlanacak bir Aile ve Gençlik Bankası kuracağız.

Yükseköğrenimdeki gençlerimize bir defaya mahsus olmak üzere cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti sağlayacağız, ayrıca aylık 10 cigabayt ücretsiz internet vereceğiz.

Sosyal yardımlarımızı, yoksul insanlarımıza destek vermenin ötesinde, insanlarımızın yoksulluk seviyesine düşmesini önleyecek bir yaklaşımla yeniden yapılandıracağız.

Sahip olduğumuz kültür-sanat değerlerimizin, her alanda işlenmesini sağlayacak mekanizmalar kurarak, ülkemizin potansiyelini en üst düzeyde harekete geçireceğiz.

Ekonomimizi; yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütmeyi sürdüreceğiz.

Enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürerek, ülkemizi bu sorundan mutlaka kurtaracağız.

Memurundan emeklisine ve işçisine kadar çalışanlarımızın ücretlerini daima enflasyonun üzerinde artırarak, refah düzeylerini yükselteceğiz.

Turizmde 90 milyon turist ve 100 milyar dolar turizm geliri hedefiyle, yatırımı ve tanıtımı hızlandıracağız.

Ülkemizin halen 300 bin civarında olan uluslararası öğrenci sayısını, 1 milyonun üzerine çıkartarak, küresel pazarın yüzde 10’unu elde edeceğiz.

Bilişim ihracatında 15 milyar dolara ulaşarak, ülkemizi bu alanda küresel bir merkez haline dönüştüreceğiz.

Ülkemizi 1 trilyon dolar dış ticaret hacmine ulaştırmaya yönelik hedefimize ulaşana kadar yatırıma, üretime, ihracata yükleneceğiz.

Önümüzdeki dönemde yıllık 5,5 büyüme oranıyla, milli gelirimizi bu dönemde 1,5 trilyon dolara, ardından da asıl hedefimiz olan 2 trilyon dolara çıkartacağız.

Kişi başına düşen milli gelirimizi 3 bin 600 dolardan 10 bin 600 dolara yükselttiğimiz gibi, önümüzdeki dönemde önce 16 bin dolara, ardından da daha yüksek seviyelere ulaştıracağız.

Bu büyüme sayesinde 5 yılda 6 milyon yeni istihdam oluşturarak, işsizlik oranımızı yüzde 7 seviyesine gerileteceğiz.
Kadın ve genç istihdamına özel önem vermeyi sürdüreceğiz.

Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak, gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız.

Girişimcilerimize verdiğimiz destekle ülkemizden en kısa sürede 15 adet milyar dolar ve 5 adet on milyar dolar değerinde şirket çıkmasını sağlayacağız.

Üretimin tabana yayılmasında çok önemli görev ifa eden KOBİ’lerimizi, büyüyen ekonomimizin lokomotifleri olarak, finansmandan istihdama her alanda daha güçlü şekilde destekleyeceğiz.

Bugüne kadar hassasiyetle devam ettirdiğimiz bütçe disiplininden önümüzdeki dönemde de taviz vermeyeceğiz.

Tasarım ve kriptoloji altyapısını kurduğumuz yeni nesil Dijital Türk Lirası projemizi hayata geçireceğiz.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri: Erdoğan’ın Sunduğu “Dev Projeler” Seçmeni Nasıl Etkiler?

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve partisi 23 Nisan’da sona erecek Ramazan Bayramı sonrasında da yoğun bir seçim kampanyasına başlamaya hazırlanıyor.

Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesindeki dönemde neredeyse her hafta “dev” bir projeye dair törenlere katılması hedefleniyor.

Araba, tank, helikopter, doğalgaz…

AK Parti, seçim döneminde savunma projeleri ağırlıklı tanıtımlara da hız verecek. Erdoğan 10 Nisan Pazartesi günü de yerli SİHA gemisi TCG Anadolu’nun donanmaya teslimini gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan törende yaptığı konuşmada şu anda 60 milyar dolar olan savunma sanayii bütçesinin 75 milyar dolara yükseltileceğini açıkladı.

Yüzde 70’i yerli üretim olan, yaklaşık 750 milyon dolara mal olan TCG Anadolu, “Dünyanın ilk SİHA gemisi” olarak tanıtıldı. Gemiye Türkiye’nin programından çıkarıldığı F-35 uçaklarının da iniş kalkış yapabilecek şekilde tasarlandığı kaydedildi. 12 insanlı veya insansız muharip uçak, farklı tipte 21 helikopter ve SİHA’lar konuşlandırabilecek TCG ANADOLU, kara aracı olarak 13 tank, 27 amfibi hücum aracı, 6 zırhlı personel taşıyıcı ve zırhlı muharebe aracı, 33 muhtelif araç, 15 römork taşıma kapasitesine sahip.

Erdoğan, yerli imkanlarla üretilen yüksek çözünürlüklü gözlem uydusu İMECE’nin uzaydaki yörüngesine fırlatılacağını da sosyal medya hesabından açıkladı. Uydu SpaceX firması tarafından uzaya gönderilecek.

Erdoğan önümüzdeki günlerde de yerli üretim iki Altay tankının Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) teslim törenine katılacak. 10 prototipi üretilen Altay tankı projesinde her bir tankın maliyetinin yaklaşık 14 milyon euro olduğu belirtiliyor.

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2019 yılında başlatılan “Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri Projesi” kapsamında çalışmalar devam ederken “Atak-2” olarak da bilinen taarruz helikopterinin ilk uçuşunun gerçekleştirileceği tören de önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı ile gerçekleştirilecek.

Erdoğan, seçime kadar Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) tarafından geliştirilen ve ilk ileri seviye jet eğitimi uçağı olan Hürjet’in ilk seri üretim, ilk uçan kanat formundaki insansız savaş uçağı Anka-3’ün ilk uçuş törenine katılacak. Ayrıca 20 milyar dolarlık bir maliyeti olan Milli Muharip uçağın hangardan çıkış töreni de bu süreçte gerçekleşecek.

Erdoğan, geçen hafta Ankara Beştepe’de düzenlenen törende 22 milyar TL’lik yatırımla fabrikası hayata geçirilen yerli otomobil TOGG’un ilk teslim törenine katılmıştı. TOGG’a 177 bin ön sipariş gelirken bazı illerde satış merkezleri de açıldı.

Cumhurbaşkanı, 20 Nisan’da Karadeniz doğalgazının vatandaşlara ulaştırılması için sisteme verilmesi, 27 Nisan’da da Akkuyu Nükleer Santrali’ne ilk nükleer yakıtın getirilerek faaliyetlerine resmen başlamasına dair törenlere katılacak. Bu törene Rusya Devlet Başkanı Putin de davet edilmişti.

Erdoğan’ın Mayıs ayının ilk haftası da hem memur hem de işçi ücretlerine Temmuz ayında yapılması beklenen yeni zamlara dair mesajlar verebileceği ifade ediliyor.

“Bu strateji işe yaradı”

Seçimlere giderken bu yoğun proje tanıtımları ve törenlerin seçmenlere etkisi de merak konusu. Panorama TR Araştırma Direktörü Osman Sert, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2022 yılı Eylül ayından bu yana böyle bir strateji yürüttüğünü kaydederek, “TOGG o zaman da gündemdeydi. Doğal gaz o zaman da vardı. Bir icraat performansı sergiliyor. Bu işe yaradı. Geçen Eylül ayından 6 Şubat depremine kadar yürüttüğü strateji AK Parti adına bir momentum üretti. Muhalefet kendi içerisindeki çıkmazlarla, aday belirleyememe ile gündemdeyken Erdoğan icraatlar ile gündemdeydi ve bunun sonucu aldı, oyunu da ciddi oranda artırdı. Bunun bir devamı olarak görüyorum, bir tutarlılık var stratejisinde” açıklaması yaptı.

“Kendi kitlesinin erimemesini sağlar”

Erdoğan’ın seçimde yapabileceği ve elindeki “en iyi” ihtimalin bu strateji olduğunu söyleyen Osman Sert, “Kendisi açısından doğrusunu yapıyor, icraat gücünü kullanıyor. Seçmen üzerinde etkili olmasını umut ediyor. Bu stratejinin en kötü ihtimalle Erdoğan’a oy veren kitlenin erimemesinde etkili olacağını düşünüyorum. Karşılığında ise muhalefet toplumu bütüncül çıkış sağlamayan mikro krizler üzerinden strateji üretiyor. Bir tarafta Erdoğan TOGG, TCG Anadolu, uydu fırlatma diyor diğer tarafta ise Kılıçdaroğlu stopaj erteleme veya soğan gibi polemiklerle gündeme geliyor. Bu ikisinden seçmen nezdinde hangisi etkili olur çok emin değilim” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun vaatlerinden bazılarının “toplum nezdinde karşılığı olmadığını” savunan Sert, “Gerçekçi bir iktidar profili çizmiyor, en kolayı stopaj konusu olabilir. Kimse stopajı kaldırmasını beklemiyor. Kaldı ki ekonomik kriz içerisinde kaldırmaya gücü yeter ki o da ayrı tartışma. 418 milyar doları alıp sahibine vermek mesela ne kadar uygulanabilir tartışmalı. Seçmeni gerçekçi olmayan söylemlerle; doğrudan dokunulabilir icraatlar arasında tercihe zorluyor Erdoğan. Bu Erdoğan’a seçim kazandırır mı, soru işareti, ekonomik krizin ağırlığı ve mevcut hukuksuzluklar hâlâ ortada duruyor. Karşısında muhalefete göre seçmeni etkileyebilir, kazanmaya yetmeyebilir ama Erdoğan açısından en doğru taktik bu” ifadelerini kullandı.

“Millilik ekseni kurulacak”

DW Türkçe’den Kıvanç El’e değerlendirme yapan Siyaset Bilimci Deniz Yıldırım,  “Erdoğan seçimde millilik/gayrı-millilik ekseni kurmak istiyor. HÜDA PAR varlığı AKP içerisinde millilik/gayrı-millilik tartışmasında tam anlamıyla istenilen organik bütünlüğe yol açmadı. HÜDA PAR programı ile ilişkilendirilince biraz daha siyasal İslam ile ilişkili. İttifak içerisinde de MHP’nin ve BBP’nin ayrı liste ile girmesi ‘ittifakta çatlak’ görüntüsü veriyor. Hem bunu gidermek adına hem de muhalefet içindeki farklılıkları daha fazla kaşımak için kampanyanın zorunluluklarından birinin dev projeler olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın ekonomiye dair bir vaadinin kalmadığını “tek haneli enflasyon,” “tek haneli işsizlik” şeklindeki daha önceki vaatlerin gerçekleşmediğini kaydeden Yıldırım, “Ekonomiye dair tüm vaatleri çökmüş durumda. Başkanlık sistemini güçlü bir savunma sanayisi olan, kendi arabasını yapan bir milli ekonomi modeli olarak sunmak zorunda. Hem kendi çatlaklarını gidermek hem de rakibin çatlaklarını güçlendirmek için bunu yapıyor” dedi.

Tabanına ne mesaj veriyor?

“Muhalefetin ne vaat ettiğini anlatamadığını” ifade eden Yıldırım, Erdoğan’ın seçmenlerine verdiği mesaja ilişkin şu yorumu yaptı:

“Türkiye Yüzyılı söylemi ile özellikle dünyaya hükmeden ve yön veren neo-Osmanlıcılık dediğimiz gündeme gönderme yapan, milliyetçi tonla yapan, tabanı sıkı tutmaya çalışan güçlü lider vurgusu ile bunu yapıyor. Tabanına ‘ekonomi iyi demiyoruz ama bunları yaptığımız için bunlar başımıza geliyor’ gibi bir çerçeve çiziyor. ‘Biz bağımsız ülke kurmaya çalıştığımız, enerjide savunmada bunları yaptığımız için ekonomide bunlar başımıza geliyor bize biraz daha güç verin, süre verin’ propagandasını yapacak. Yerel seçimlerde biraz bunu yaptı. Şimdi daha güçlü yapacak. Ne kadar etkili olur ciddi tartışma konusu, hayat pahalılığı geçim dertleri bunların sorgulandığı bir konuma yol açtı. Kim daha iyi anlatırsa kim ikna ederse seçimin sonucunu onlar belirleyecek.”

Paylaşın

Erdoğan, AK Parti Listelerini Kazanacağı Kaybedeceği Senaryoya Göre Oluşturdu

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. AK Parti, milletvekili aday listesini YSK’ya sundu. Karar gazetesi yazarı Mustafa Karaalioğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP listelerini kazanacağı veya kaybedeceği senaryoya göre oluşturduğunu yazdı.

Karaalioğlu, Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edilen milletvekili aday listelerinde, AKP’nin meclis grubunun büyük kısmını yeni ve daha sadık isimlerle değiştirdiğini belirterek, “Erdoğan bunu daha önce hiç yapmamıştı… Erdoğan kendisinin kazanacağı ve kaybedeceği senaryoları ince çalışmış görünüyor.

Verimli verimsiz, başarılı başarısız bütün bakanları aynı kefeye koyup, muhtemel seçim galibiyetinde dahi icranın dışında bırakmayı göze alacak kadar sıkı bir tedbir AK Parti’de daha önce hiç görülmemişti” diye yazdı.

CHP ve Millet İttifakı’nın milletvekili listelerini, cumhurbaşkanlığı seçimi galibiyetine göre dizayn ettiğini kaydeden Karaalioğlu, “Milletvekili listeleri ve liste stratejileri Millet İttifakı partilerinin yeni dönemde Meclis’te ittifak çatısını koruma niyetini yansıtıyor.

Kılıçdaroğlu, Gelecek, DEVA, Saadet ve DP’ye çok sayıda garantili sıra açarak bunu gözetmiş görünüyor. Gayet tabii bu strateji Kılıçdaroğlu’nun tamamen Cumhurbaşkanlığı’nı kazanmaya odaklı olmasının bir sonucudur. Bu da CHP’de daha önce görülmüş bir şey değildir” ifadelerini kullandı.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri: AK Parti Milletvekili Aday Listesini YSK’ya Sundu

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. AK Parti, milletvekili aday listesini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sundu. AK Parti’de 181 milletvekili liste dışı kaldı.

Haber Merkezi / Bir önceki dönemdeki 104 milletvekili yeniden aday gösterildi. 487 erkek aday, 113 kadın aday yer aldı.

AK Parti listesinde 5 engelli aday gösterildi. En genç aday İzmir 1. Bölge’den Nisa Alptekin (18) olurken, en yaşlı aday İstanbul 3. Bölge’den aday gösterilen Şamil Ayrım (73) oldu.

Listede öne çıkan isimler şu şekilde:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu – İstanbul 2. Bölge 1. Sıra

Ankara 1. Bölge 1. Sıra – Tuğrul Türkeş

Ankara 2. Bölge 1. Sıra – Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin

Ankara 3. Bölge 1.sıra – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay

Ankara 3. Bölge 2. Sıra – AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta

Ankara 3. Bölge 3. Sıra – AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri

Ankara 3. Bölge – Tuğgeneral Remzi Albasan (Milli Savunma Bakanı Özel Kalem Müdürüydü. Astsubaylıktan Subaylığa, oradan da kurmaylığı terfi etmişti)

Ankara 3. Bölgeden genç isimlerden Cansın Yılmaz Yaşar var.

Ankara’dan genç kadın adaylardan Endüstri Mühendisi Zehranur Yılmaz Aydemir (25 yaşında) var.

Doç. Dr. Resul Kurt (Sosyal Hizmetler uzmanı) Adıyaman 1. Sıra adayı

Antalya 1. Sıra – Mevlüt Çavuşoğlu

Ağrı 1. Sıra Kürt kökenli kadın aday Ruken Kilerci

Artvin 1. Sıra – Eski bakanlardan Faruk Çelik

Balıkesir 1. Sıra – İYİ Parti’den AK Parti’ye geçen İsmail Ok

Burdur 1. Sıra – Adem Korkmaz (Rektör)

Bursa 1. Bölge 1. Sıra – AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala

Bursa 2. Bölge 1. Sıra – Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank (TOGG Fabrikası’nın olduğu şehir)

Erzurum 2. Sıra Fatma Öncü (Bakan yardımcısıydı)

Eskişehir 1. Sıra – Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez

Gaziantep 1. Sıra – Eski Adalet Bakanı Abdulhamit Gül

İstanbul 1. Bölge 1. Sıra- çevre, şehircilik ve iklim değişikliği bakanı Murat Kurum

İstanbul 1. Bölge 6. Sıra – Gazeteci-yazar-Akademisyen Hulki Cevizoğlu

İstanbul 1. Bölge – Milli Yüzücü Umut Arman Sonay

İstanbul 2. Bölgeden – Cerrah Halit Yerebakan

İstanbul 2. Bölgeden – Sevan Sıvacıoğlu (Azınlıkları temsilen)

İstanbul 3. Bölgeden – Sanatçı-Müzisyen Yücel Arzen

İzmir 1. Bölge 1. Sıra – Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu

İzmir 2. Bölge 1. Sıra – AK Parti Genel Merkezi Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnan

İzmir’den gazeteci yazar Şebnem Bursalı-

İzmir’den Mehmet Ali Çelebi.

Enes Efendioğlu – 2019 yılı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bir konuşma gerçekleştiren Enes Efendioğlu ülkemizi BM’de temsil eden ve Genel Kurul döneminde konuşma gerçekleştiren ilk 30 yaş altı Türk olarak da kayıtlara geçmiştir.

Forbes dergisi tarafından küresel düzlemde her yıl seçilen 30 Altı 30 listesine giren Enes Efendioğlu farklılık yaratan en başarılı 30 genç arasında yer almıştır.

Kahramanmaraş – Siyaset bilimci-TV yorumcusu Prof. Dr. Mehmet Şahin

Kayseri 1. Sıra – Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar

Kocaeli 1. Sıra – REKTÖR Sadettin Hülagü

Memur-Sen Konfederasyonu Genel Sekreteri Latif Selvi, Konya’dan listeye giren isimlerden.

Manisa 1. Sıra – Oyuncu Bahadır Yenişehirlioğlu

DERYA Yanık – Osmaniye 1.sıra

Mahmut özer – Ordu 1

Bekir Bozdağ – Şanlıurfa 1.

Nureddin Nebati – Mersin 1. Sıra

Vahit Kirişçi – Kahramanmaraş

Mehmet Muş – Samsun

Adil Karaismailoğlu – Trabzon

Numan Kurtulmuş İstanbul 3. Bölge 1. Sıra

Jülide Sarıeroğlu – Ankara 1. Bölge 2. Sıra

Çiğdem Karaaaslan – Samsun 2. Sıra

Mustafa Şen -Trabzon 2. Sıra

Belgin Uygur – Balıkesir 2. Sıra

Ömer çelik – Adana 1. Sıra

Erkan Kandemir – İstanbul 1. Bölge 2.sıra

“26 parti aday listelerini teslim etti”

Siyasi partilerin milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) teslim etmeleri için belirlenen yasal süre 17.00’de sona erdi.

YSK Başkanı Ahmet Yener, Ankara’da yaptığı açıklamada toplam 26 partinin aday listelerini sunduklarını kaydetti.

Yener, listelerde 11 Nisan Salı gününe kadar inceleme yapılacağını ve başvuruda eksiklik varsa tamamlamaları için partilere bildirileceğini söyledi.

YSK 19 Nisan’da kesin aday listesini ilan edecek.

YSK Başkanı Ahmet Yener özetle şunları söyledi: Dün gerçekleştirdiğimiz kura töreninden sonra bugün saat 17.00 itibarıyla siyasi partilerimizin aday listelerini verme süreci tamamlanmıştır.

Bugün itibarıyla listelerini Adalet Birlik Partisi, Adalet Partisi, AK Parti, Ana Vatan Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Büyük Birlik Partisi, Büyük Türkiye Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Genç Parti, Güç Birliği Partisi, Hak ve Özgürlükler Partisi, Halkın Kurtuluşu Partisi, İYİ Parti, Memleket Partisi, Millet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Milli Yol Partisi, Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi, Türkiye Komünist Hareketi, Türkiye Komünist Partisi, Vatan Partisi, Yeniden Refah Partisi, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi ve Zafer Partisi saat 17.00 itibarıyla listelerini kurulumuza teslim etmişlerdir.

Kurulumuz saat 17.00 itibarıyla milletvekili seçimi kanunu 13, 14, 15 ve 16. Maddelerinde belirtilen koşulları siyasi partilerimizin yerine getirip getirmediğini 11 Nisan’a kadar inceleyecek ve varsa eksiklikleri ilgili siyasi partilere tamamlamaları için bildirilecektir. Bu sürecin demokrasimize ve siyasi partilerimize hayırlı olmasını diliyoruz.

Paylaşın

“İki Bakan Milletvekili Listelerinde Yer Almak İstemedi” İddiası

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde milletvekili listelerinde yer almak istemedikleri öne sürüldü.

Haber Merkezi / Gazeteci Candaş Tolga Işık, sosyal medya hesabından AK Parti kulislerinden gelen bilgileri paylaştı.

Tolga Işık, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın milletvekili listelerinde yer almak istemediklerini bildirdiğini aktardı.

Gazeteci Işık, bazı isimlerin hangi illerden aday gösterileceklerini de belirtti. Işık, şöyle dedi:

“Son dakikaya kadar her şey değişebilir ama şu an için planlanan: Bakan Varank Bursa’dan, Bakan Soylu İstanbul 2’nci bölgeden, Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ve Bakan Mehmet Muş 3’üncü bölgeden aday oluyor” ifadesini kullandı.

Mehmet Nuri Ersoy kimdir?

1968 yılında İstanbul’da doğdu. Alman Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü’nden mezun oldu.

1985 yılında, lise öğrenimine devam ederken, rehberlik yaparak turizm sektörüne ve iş dünyasına atıldı.

1991 yılında, üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra, paket tur ve otel konaklama hizmetleri veren şirketini kurdu.

2000 yılında otelcilik alanına giriş yapan Mehmet Nuri Ersoy, turizm sektöründe geçirdiği 33 yılın sonunda, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kabinesinde Kültür ve Turizm Bakanı olarak görevlendirildi.

Mehmet Nuri Ersoy, 9 Temmuz 2018 tarihinde Bakanlık görevine başlamasıyla birlikte, şirketindeki bütün görev ve unvanlarını devretti.

Çok iyi düzeyde Almanca ve İngilizce bilen Mehmet Nuri Ersoy, Pervin Ersoy ile evli ve iki çocuk babasıdır.

Fahrettin Koca kimdir?

Fahrettin Koca, 2 Ocak 1965’te Konya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini doğduğu kentte, liseyi Bursa Erkek Lisesi’nde bitirdi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1988’de tamamlayarak tıp doktoru unvanını aldı.

İhtisasını İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda tamamlayarak 1995’te Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı oldu.

Çeşitli sağlık kurumlarında hekimlik ve medikal direktörlük görevlerinde bulundu. Kurduğu ve başkanlığını yürüttüğü sağlık kurumlarında Türkiye’nin sağlıkta dönüşüm politikaları doğrultusunda önemli atılımlar gerçekleştirdi.

Başkanı olduğu Türkiye Eğitim Sağlık ve Araştırma (TESA) Vakfı tarafından 2009 yılında kurulan İstanbul Medipol Üniversitesi’nin Mütevelli Heyeti Başkanlığını yürüttü.

Evli ve dört çocuk babası olan Koca’nın Türk Pediatri Kurumu, Pediatrik Metabolizma ve Beslenme Derneği, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Sağlık Meslek Komitesi, Özel Hastaneler Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) üyelikleri bulunmaktadır.

Aynı zamanda Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) Eğitim Komitesi İş Konseyi Başkan Yardımcısı, Vakıf Üniversite Hastaneleri Derneği’nin Başkanı ve Hizmet İhracatçıları Birliği Sağlık Hizmetleri Komitesi Başkanıdır.

Paylaşın