Cumhur İttifakı “Yerel Seçimler” İçin Haftada İki Kez Toplanacak!

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, partilerin ve ittifakların planları da netleşmeye başladı. Cumhur İttifakı’nın seçimlerde iyi bir sonuç almak için haftada iki gün toplanacağı belirtiliyor.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; Toplantıların aralık ayı başına kadar süreceği daha sonra toplantılar sonucu ortaya çıkacak çalışmanın genel başkanlara teslim edileceği ifade ediliyor. Son karar genel başkanlarda olacak.

Yerel seçimlere işbirliği içinde gitmeye hazırlanan AK Parti ve MHP geçtiğimiz hafta ilk adımı attı. İki partiden heyetler AK Parti Genel Merkezi’nde bir toplantı gerçekleştirdi. Heyetlerin görüşmesinde yerel seçimde işbirliğine ilişkin genel ilkeler ve prensipler ele alındı, seçeneklere dair değerlendirmeler yapıldı.

Partiler buluşma öncesinde geçmiş seçimleri dikkate alarak il bazlı değerlendirmeleri içeren kapsamlı raporlar hazırlamıştı. Son yerel ve genel seçim sonuçları, oy oranlarındaki değişimler ve aday profillerini içeren bu raporlar doğrultusunda il il değerlendirme yapılması bekleniyor.

Edinilen bilgiye göre heyetler bu çalışma için gelecek salı gününden başlayarak haftada iki kez toplanacak. Çalışmanın aralık ayı başına kadar süreceği daha sonra genel başkanlara teslim edileceği ifade ediliyor. Son karar genel başkanlarda olacak.

“Nasıl oldu da birdenbire böyle bir noktaya gelindi?”

Öte yandan On İkinci Kalkınma Planı Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü. Planla ilgili komisyon raporu da yarın (30 Ekim 2023 Pazartesi) Meclis Genel Kurulu’nda ele alınacak. Plan birçok yönüyle tartışma konusu oldu. Muhalefet partileri içeriği ve konulan hedefleri eleştirdi.

Bunlardan biri de yerel yönetimlere katılımın güçlendirilmesi hedefiydi. Komisyon görüşmelerinde planda yer alan, “Belediyelerin karar alma süreçlerinde vatandaşların ve muhtarların katılım rolü güçlendirilecek” ifadesine dikkat çeken HEDEP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, sunumu yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a kayyımları hatırlattı.

Saruhan Oluç, Cevdet Yılmaz’a, “Sayın Yılmaz, gerçekten insaf demek istiyorum. Yurttaşın özgür iradesine ipotek koyan, halkın iradesini tanımayan bu iktidar değil mi? Şimdi nasıl oldu da birdenbire böyle bir noktaya gelindi?” diye sordu.

HEDEP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, planda geçen, “Kadın, genç, yaşlı ve engellilerin yerel yönetimlerdeki temsil ve karar alma süreçlerine katılım mekanizmaları güçlendirilecek” ifadelerine de vurgu yaptı.

Saruhan Oluç, “Çok güzel, yani bizim kadın ve gençlik yapılarımızı kayyumlar yasakladı, engelledi ama şimdi bu iktidar kadınların ve gençlerin yerel yönetimlerdeki temsil ve karar alma süreçlerine katılımından bahsediyor. 2024’te yerel seçimler var, bu seçimlere giderken iktidar ‘Kayyumlara devam edeceğiz’ mi diyor yoksa ‘Halkın iradesine saygı duyacağız’ mı diyor, bunu öğrenmek istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, HEDEP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç’un bu sorusuna yanıt vermedi.

Paylaşın

AK Parti Milletvekili Yayman: Erdoğan İkinci Atatürk’tür

AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizin kurucusudur. Ve koyduğu hedefleri hayata geçiren lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Atatürk, bugün yaşasaydı; ben iddia ediyorum ki o da Cumhurbaşkanımızın yanında yer alırdı, onun politikalarını benimserdi” dedi ve ekledi:

“Benim ısrarla söylediğim bir tez vardır. Cumhuriyetimizi Mustafa Kemal Atatürk kurmuştur. Onu, muasır medeniyet seviyesi düzeyine çıkartan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Dolayısıyla, Recep Tayyip Erdoğan ikinci Atatürk’tür ve Türkiye’nin 2053 hedeflerine varması, 2071 hedeflerine varması için her geçen gün daha fazla çalışmaktadır, çalışmaya devam edecektir.”

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman,  TBMM’de basın toplantısı düzenledi. ANKA’nın aktardığına göre; Hüseyin Yayman, düzenlediği basın toplantısında şöyle konuştu:

“Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sonsuza kadar var olsun… Türkiye Cumhuriyeti Devleti bizim devletimizdir, hepimizin devletidir, kimsesizlerin kimsesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin hikayesi, benim hikayemdir, sizin hikayenizdir. Cumhuriyetimiz, imparatorluğun külleri arasından, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde çok zor şartlarda kurulmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, 100 yıl önce bu devleti kurduğunda herkes için ilham kaynağıydı. Bugün de aynı şekilde fikirleri ile düşünceleriyle; sadece Orta Doğu’nun, Avrasya’nın değil; dünyada bir referans kaynağıdır. Fikirleri ile çok önemli bir insandır. Dolayısıyla biz de Gazi Mustafa Atatürk başta olmak üzere, Cumhuriyetimizin kurucusu isimsiz kahramanlarımızı, şehitlerimizi, gazilerimizi, bir kez daha rahmetle, şükranla, minnetle anıyoruz.

Ben Hataylı, köylü bir ailenin, dokuz çocuklu bireylerinden bir tanesiyim. Bu Cumhuriyet beni okuttu, büyüttü, üniversitede hoca yaptı, bakan yardımcısı yaptı, milletvekili yaptı, komisyon başkanı yaptı. Bana bir gelecek verdi. Bana bir aile verdi. Cumhuriyet, hepimizin ortak evidir.

Bölgemizde yaşanan sorunlara bakıldığında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir barış, istikrar ve güven adası olmaya devam ettiğini görmekteyiz… Cumhuriyetimiz kurulduğunda, 35 bin köyünde elektrik yoktu, yol yoktu, su yoktu; toplu iğneye dahi muhtaç bir ülke konumundaydı. Bugün itibarıyla Türkiye kişi başına milli gelir bakımından 13 bin dolar civarındadır, 50 dolardı.

Türkiye’nin 100. yılını, ‘Türkiye Yüzyılı’ adıyla taçlandıran ve ‘büyük eserleri, büyük liderler yapar’ diyerek, Cumhuriyetimizi muasır medeniyet düzeyine çıkartan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a bir kez daha teşekkür ediyoruz. Bugün Türkiye, dünyada 16. büyük ekonomi ise bunu Cumhurbaşkanımızın üstün çabaları, çalışmaları, gayretleri ile başarmış durumdayız. Eğer bugün Türkiye çimento üretiminde Avrupa’da birinciyse, demir-çelik üretiminde Avrupa’da beşinciyse, müteahhitlik sektöründe dünyada ikinciyse, turizm gelirleri bakımından dünyada 10. ise turist gelmesi bakımından dünyada altıncı ise bu gerçekten Cumhuriyetimizin mucizesinin ve Cumhuriyetimizin başarasının sonucudur.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizin kurucusudur. Ve koyduğu hedefleri hayata geçiren lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Atatürk, bugün yaşasaydı; ben iddia ediyorum ki o da Cumhurbaşkanımızın yanında yer alırdı, onun politikalarını benimserdi. Benim ısrarla söylediğim bir tez vardır. Cumhuriyetimizi Mustafa Kemal Atatürk kurmuştur. Onu, muasır medeniyet seviyesi düzeyine çıkartan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Dolayısıyla, Recep Tayyip Erdoğan ikinci Atatürk’tür ve Türkiye’nin 2053 hedeflerine varması, 2071 hedeflerine varması için her geçen gün daha fazla çalışmaktadır, çalışmaya devam edecektir.”

Paylaşın

Erdoğan’dan Enflasyon Açıklaması: Çok Yönlü Mücadele İçerisindeyiz

TBMM’deki AK Parti Grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonla da çok yönlü bir mücadele içerisindeyiz. Ekonomide atılan adımların günlük hayattaki yansımalarını görmek biraz vakit alıyor. Türkiye vatandaşlarını mağdur etmez” dedi.

Erdoğan, Filistin – İsrail savaşına ilişkin de, “Filistin davamıza sahip çıkacağız. 7 Ekim’den bu yana krizin daha da büyümemesi için elimizden geleni yaptık yapıyoruz. 8 uçak dolusu tıbbi yardım gönderdik. İsrail’in devlet yerine örgüt gibi hareket etmesini asla tasvip etmedik etmeyeceğiz. Saldırılarda ölenlerin neredeyse yarısı çocuklar.

Dünyada sadece çocukları öldürmek için sokakları ateşe boğan bu insanlık dışı eylemi sürdüren bir devlet veya ordu bulamazsınız. Şimdi buradan İsrail’e sesleniyorum. Ey İsrail sen bir örgüt olabilirsin çünkü batını sana borcu çok. Ama Türkiye’nin sana borcu yok. Batı Hamas’ı bir terör örgütü olarak görüyor. Hamas bir terör örgütü değil topraklarını korumaya çalışan bir kurtuluş bir mücahitler grubudur” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Cumhurbaşkanlığı olarak Meclis’e sunduğumuz önemli bir düzenleme de 2024 bütçesidir. Bütçemizin temel önceliği depremde yıkılan şehirlerimizin ayağa kaldırılması ve depreme karşı alınacak önlemlerdir. 14 milyondan fazla insanımızı etkileyen 6 Şubat depremlerinin acısını ilk günkü gibi yüreğimizde hissediyoruz. Ne yaşanırsa yaşansın bu felaketi gündemimizde tutuyoruz.

Enflasyonla da çok yönlü bir mücadele içerisindeyiz. Ekonomide atılan adımların günlük hayattaki yansımalarını görmek biraz vakit alıyor. Türkiye vatandaşlarını mağdur etmez. Her çalışanın her emeklinin sıkıntısı bizim de sıkıntımızdır. Gençlere 10 GB internet sözümüzü tuttuk. Gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum.

Önümüzdeki mart ayında yapılacak mahalli idareler seçiminde muhalefetin elinde ıstırap çeken belediyeleri gerçek belediyecilikle tanıştıracağız. Kendi yönetimimizdeki belediyelerde de seçimi çok daha farkla kazanmalıyız. Bu parti belediyelerdeki başarılarıyla kendini ispatlamış bir parti teşekkülüdür.

Terörle mücadele önceliğimizdir. Kahraman ordumuz destan yazıyor. Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki terörü kaynağında doğrudan kurutma stratejimiz sürüyor. Tezkerenin kabulüyle terörle mücadele daha da güç kazandı. Tarih tezkereye hayır diyerek teröre can suyu olanları affetmeyecektir. Terör koridorunu yeni harekatlarla parçalamayı sürdüreceğiz. Teröristlerin başını ezeceğiz.

Filistin davamıza sahip çıkacağız. 7 Ekim’den bu yana krizin daha da büyümemesi için elimizden geleni yaptık yapıyoruz. 8 uçak dolusu tıbbi yardım gönderdik. İsrail’in devlet yerine örgüt gibi hareket etmesini asla tasvip etmedik etmeyeceğiz. Saldırılarda ölenlerin neredeyse yarısı çocuklar. Dünyada sadece çocukları öldürmek için sokakları ateşe boğan bu insanlık dışı eylemi sürdüren bir devlet veya ordu bulamazsınız.

“İsrail’e gitme projemiz vardı iptal ettik”

Şimdi buradan İsrail’e sesleniyorum. Ey İsrail sen bir örgüt olabilirsin çünkü batını sana borcu çok. Ama Türkiye’nin sana borcu yok. Batı Hamas’ı bir terör örgütü olarak görüyor. Hamas bir terör örgütü değil topraklarını korumaya çalışan bir kurtuluş bir mücahitler grubudur.

Ben hayatımda bir kere bu Netanyahu denilen adamın elini sıktım. Tabi iyi niyetimiz vardı suiistimal ettiler. İsrail’e gitme projemiz vardı iptal ettik. İyi niyetimizi suiistimal ettiler. İsrail çocukları öldürüyor, çocukların öldürülmesine müsaade etmeyeceğiz. Çünkü biz insanlıktan nasibimizi aldık. İsrail’in Gazze’ye saldırıları hem katilliğe hem akıl hastalığına delalet eden bir haldir. Lafa gelince demokratlığı, çoğulculuğu kimseye bırakmayanların faşist yüzlerini ibretle izliyoruz.

Biz tarihte ırkçılık yapmamış tek halkız. Bunu en iyi Yahudiler bilir. Üniversite öğrencilerini, akademisyenleri, tehditle susturmaya çalışanlar bunlar değil mi? Sırf bu onurlu tavırlarından dolayı yaşadıkları ülkelerde sıkıntıya düşen öğrencilere ülkemizin kapılarının açık olduğunu belirtmek istiyorum. Daha dün Ukrayna’daki savaşta dünyayı ayağa kaldıranların Gazze’de duvar kesilmesi bu riyakarlığın en somut ifadesidir.”

Paylaşın

“İYİ Parti İle AK Parti Yerel Seçimler İçin Anlaştı” İddiasına Yalanlama

İYİ Parti ile AK Parti’nin 31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler için anlaştı iddialarına İYİ Parti kanadından yalanlama geldi: Bu iddiaların ciddiye alınacak bir yanı yok. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil.

İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Prof. Dr. Kürşad Zorlu, Başkanlık Divanı toplantısı ardından basın toplantısı düzenledi.

Gazze’de yaşananlar sonrası milli yas dolayısıyla ertelenen İYİ Parti’nin 6. kuruluş yıl dönümü etkinliğinin 28 Ekim Cumartesi günü Ankara Atatürk Spor Salonu’nda düzenleneceğini belirten Zorlu, “Bunun bizim için önemli bir yanı var. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ndan bir gün önce büyük Atatürk, Çankaya Köşkü’nde “Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” demişti. Ve artık Cumhuriyetimizin ikinci asrına adım atmaya kısa bir süre kaldı. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında Milli Yükseliş’in coşku ve kararlılığını hep birlikte göstereceğimiz buluşmamıza vatandaşlarımızı davet ediyoruz” dedi.

Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamalarının sönük ve amacından uzak bir şekilde gerçekleştiğini savunan Zorlu, İletişim Başkanlığı’nın açıkladığı programın kutlamadan ziyade anma etkinliği olduğuna dikkat çekti. Kutlamaların bir kanun çerçevesinde gerçekleşmesi için hazırladıkları kanun teklifinin AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildiğini hatırlatan Zorlu, “Kanun teklifimiz kabul edilseydi kutlamalar ülke sathında 23 Ekim saat 13.00’de başlayacak ve 30 Ekim saat 24.00’te sona erecekti. Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışan da buydu. Onlar bilmiyor ya da hatırlamak istemiyorlar ancak Cumhuriyet’in 10. yıl dönümü için 11 Haziran 1933’te 1305 sayılı kutlama kanunu çıkarılmıştı. Onuncu Yıl Marşı da burada doğmuştur” ifadesini kullandı.

İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanlığı tarafından Gazze’ye ulaştırmak üzere, Genel Başkan Meral Akşener’in himayesinde bir yardım çalışması başlattıklarını açıklayan Zorlu, “Dış ilişkiler başkanlığımız ve ayrıca Balıkesir Milletvekilimiz Turhan Çömez de süreci hızlandırmak üzere görüşmelere başlamıştır. Partimizin Gençlik Kolları ve İstanbul İl Başkanlığı da bu ilde toplanmak üzere yardımların toplanmasını koordine edecek. Bu kapsamda bir kargo uçağı kiralamak üzere THY ile görüşme halindeyiz. Mısır üzerinden karayolu ile, Refah Kapısı’na ulaşımın imkanları da araştırılmaktadır. Şartların uygun olması durumunda Gazze’de bir sahra hastanesi kurabilmek için koordinasyon çalışmalarımız sürmektedir. AFAD ile görüştük. Kendilerinin cevaplarını bekliyoruz” diye ekledi.

İYİ Parti – AK Parti anlaştı iddiası

Eski İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın, yerel seçimlere yönelik İYİ Parti’nin AK Parti ile anlaştığına dair iddiası sorulan Zorlu, “Bu iddiaların ciddiye alınacak bir yanı yok. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Bu iddiayı ortaya atanlara şu soruyu sormak isterim: CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı belli mi? Bu konuda bazı kafa karışıklıkları var. Bu konuyu daha fazla irdelemelerini tavsiye ediyorum” dedi.

Genel Başkan Meral Akşener’in, geçtiğimiz haftaki grup toplantısı sonrası bir gazeteciye verdiği cevap ardından bazı meslek örgütlerinin kınama mesajları yayımladıkları hatırlatılan Zorlu, “Bir yanlış anlaşılma olduğu kanaatindeyim. Genel Başkanımızın gazetecilik mesleği ile bu görevi yapan sizler gibi emektarlarla hiçbir sorunu olamaz. Aksine çok daha önem verdiğini yakından bilen biri olarak söylüyorum. Arkadaşımızın “gizli” ifadesi ile yönlendirme gayesine karşı gösterilmiş bir tepkiydi. Ancak son noktada, bu yemek konusunda, Ankara adaylığı ile seslendirilen iddialar tamamen gerçek dışıdır. Son derece nezaket çerçevesinde gerçekleştirilmiş bir yemektir” yanıtını verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’da Altılı Masayı oluşturan partilerin il ve ilçe yöneticileriyle bir araya geldiğine yönelik haberler hatırlatılan Zorlu, “Bizim hiçbir yetkilimiz, temsilcimiz bahsedilen toplantıda yer almadı. Herhangi bir davet de tarımıza gönderilmemiştir” dedi.

(Kaynak: Gazete Duvar)

Paylaşın

TBMM’de Saadet – AK Parti Gerilimi

AK Partililerin Gazze için yürüyüş yapmasını eleştiren Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya’ya, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin tepki gösterdi: Hayret bir şey ya! Konuşturmayın şu arkadaşı ya!

AK Parti ile Saadet Partisi milletvekilleri arasında Meclis Genel Kurulu’nda sık sık gerilim yaşanıyor. Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, AK Partililerin Gazze için yürüyüş yapmasını eleştirdi, “İktidar partisine mensup olanların sivil toplum kuruluşları gibi meydanlarda yürüyüş yapması bir izzet değil bir acziyettir. İktidar mensupları icraatlarıyla, yaptırımlarıyla konuşurlar. Eğer onu yapacak gücünüz yoksa terk edin o sıraları, onu yapacak birileri mutlaka gelir” dedi.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; Kaya’nın bu sözleri üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “Hayret bir şey ya! Konuşturmayın şu arkadaşı ya! Terk edecekmişiz… Oyunu al gel! Milletin reyiyle biz buradayız. Millet sana rey vermemiş, CHP’ye rey vermiş zaten” diye tepki gösterdi. Bu sözler üzerine Saadet Partili Kaya, “Bak bakalım… CHP’ye oy vermişmiş! Millî Görüşü bölüp ondan sonra 50 milletvekiliyle grup kur, sonra gel buradan laf at” diye seslendi.

Karamollaoğlu’ndan Bahçeli’ye destek

Öte taraftan iktidarın en büyük destekçisi MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli’nin “Gazze’ye müdahale” çağrısına, Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’ndan destek gelmişti. Karamollaoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Sayın Devlet Bahçeli’ye Filistin konusunda gösterdiği hassasiyetten dolayı teşekkür ediyorum. Tarihimizin, inancımızın ve insanlığımızın gereği olan çağrısını destekliyorum” ifadelerini kullandı.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail’in Filistin’in Gazze Şeridi’ndeki katliamlarına tepki göstererek şu ifadeleri kullanmıştı: “Eğer 24 saat içinde ateşkes sağlanamazsa, mazlumların üzerine bombalar bırakılmaya ısrarla devam ederse, Türkiye süratle devreye girmeli, tarihi, insani ve inanç sorumluluğunun gereği her neyse yapmalıdır.

Gazze’yi koruma ve kollama misyonunu üstlenmek bize ecdadımızın mirasıdır. Türkiye Cumhuriyeti, Gazze’yi yüzü gülen çocukların şehri, kardeşlerimizin huzur ve güven içinde yaşayacağı bir İslam beldesi yapmaya hazırdır, muktedirdir.”

Paylaşın

“İYİ Parti İle AK Parti İzmir İçin Anlaştı” İddiası

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere ittifaksız gireceğini açıklayan İYİ Parti’nin İzmir için AK Parti ile anlaştığı öne sürüldü: AK Parti İzmir’de aday çıkarmayacak.

İYİ Parti’den istifa eden eski milletvekili Aytun Çıray, gazeteci Nevşin Mengü’nün YouTube kanalında konuk olduğu programda yerel seçimlere dair konuştu.

Aytun Çıray, çok güvendiği bir kaynağının kendisine, İYİ Parti ile AKP arasında bir anlaşmadan bahsettiğini, “İYİ Parti’nin Türkiye’nin her yerinde aday çıkarmak şartıyla, İzmir’de AKP’nin aday çıkarmama ihtimali tartışılıyor” dediğini aktardı.

Çıray, şunları kaydetti: “İYİ Parti’nin istediği gibi davranma hakkına kimse bir şey diyemez ama Türkiye çapında aday çıkarmaları en çok CHP’ye zarar verecektir. Çok güçlü bir liderlik sergiliyorsanız sizin vaadiniz ittifakla seçim kazanmak olmamalı. Bu aşamadan sonra kurulacak bir ittifak da işe yaramaz. Meral Hanım, ‘kazanacak aday’ sürecine benzer bir süreç yürüttü.

CHP, örseleniyor. İYİ Partili vekil tarafından HDP’ye, PKK’ya yakın olmakla yorumlandı. Bir başka vekil, biz MHP ve AKP ile ittifak yapmalıyız dedi. İYİ Partili bir vekil, İzmir’de bir STK’nın başkanına gidip, başka şeyler teklif etti. ‘İster AKP’den ister bizden aday ol, destek vereceğiz’ dedi.

Bir süreç yürüyor ve muhalefet açısından iyi bir süreç yürümüyor. Muhalefetin seçime giderken kendi içindeki açıklaması Tayyip Bey’i kurtarıyor. Ankara, İstanbul’u muhalefet alır. Bilinçli CHP seçmeni ve İyi Parti seçmeni, İstanbul’da Ankara’da CHP’ye oy verir.”

Paylaşın

AK Partili ve CHP’li Vekiller Arasında ‘Cumhuriyetin 100. yılı’ Tartışması

Meclis Genel Kurulu’nda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Muğla Milletvekili Kadem Mete arasında, Cumhuriyetin yüzüncü yılı kutlama tartışması yaşandı.

Cumhuriyet’in aktardığına göre; CHP Milletvekili Gökan Zeybek, Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmelerinde, “Bütün dünyada, gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin tümünde 50’inci, 75’inci ya da 100’üncü yıl kutlamalarında sadece bir ikramiye değil; geniş çapta bir af, özellikle de yoksul ve alt gelir grubundaki yurttaşları ilgilendiren düzenlemeler parlamentoların gündemine gelir.

Sizin gündeminizde ne yoksullarla ve emekçilerle ilgili, cezaevinde yatan insanlarla ilgili bir düzenleme getirme teklifi var ne de Cumhuriyetin 100’üncü yılını kutlamak için alanlarda, sokaklarda, meydanlarda bir çalışma var; bu da sizin hanenize bir not olarak yazılacaktır” diye konuştu.

CHP’li Zeybek’in konuşmasına AK Parti sıralarından Muğla Milletvekili Kadem Mete’den sataşma geldi. Kadem Mete, “Sanatçı çağırdık zaten, konserler yaparsınız, kutlarsınız” dedi.

Mete’nin bu sözlerini meclis kürsüsünden sert eleştiren CHP’li Zeybek, “Evet, sen cumhuriyetin 100’üncü yıl kutlamasını bir konser olarak idrak edecek kadar cumhuriyetin fikriyatını anlamamış bir milletvekilisin, böyle anladığın için de yazıklar olsun diyorum sana” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Meclis’te “Emekliye 5 Bin Lira İkramiye” Gerginliği

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda emekliye 5 bin lira ikramiye düzenlemesi yapılırken söz alan AK Partili Komisyon üyesi Orhan Yeğin, beğenilmeyen meblağın toplamda 60 milyar lirayı aştığını belirtti.

Orhan Yeğin konuşmasının devamında, “60 milyar ne biliyor musunuz? Deprem gideriyle ilgili ek MTV getirdiğimizde, “Milletin üzerine bu kadar vergi, yük bindiriyorsunuz” diye bağıra çağıra konuştuğumuz ve tamamı 2 taksitte ödendiği zaman toplam elde edeceğimiz gelir hedefinin 30 milyar olduğu bir rakamın 2 katından daha fazla bir rakam” dedi.

Yeğin’in sözlerine CHP’li Cevdet Akay, “61 milyar bu devlet için çok küçük bir rakam, 150 milyar sadece kur korumalı mevduatın maliyeti var. Tasarruf edeceğimiz bir sürü alan var. Çifte maaşlar, israflar, bunlar önlense çok rahat 200 milyarı bulup 15 bin TL’yi öderiz” sözleriyle tepki gösterdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) bu haftaki programı, ekonomi ağırlıklı çalışmalarla geçecek. Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın hazırladığı, 2024-2028 yıllarını kapsayan 12’nci Kalkınma Planı, 16 Ekim Pazartesi günü Meclis Başkanlığı’na sunulacak. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, plan ile ilgili 17 Ekim Salı günü Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunum yapacak. 2024 yılı merkezi yönetim bütçesini içeren kanun teklifi, 17 Ekim Salı günü Meclis’e sunulacak.

Bütçe teklifi görüşmeleri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın 20 Ekim’de Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapacağı sunumla başlayacak. Genel Kurul’da çalışmayan emeklilere tek seferliğine 5 bin lira Cumhuriyet Bayramı ikramiyesi ödenmesini de içeren Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerine başlanacak.

TBMM Genel Kurulu’nda ayrıca Türk askerinin Irak ve Suriye’deki görev sürelerinin 2 yıl uzatılmalarını öngören Cumhurbaşkanlığı tezkereleri ele alınacak. Salı ve çarşamba günü gerçekleştirilecek grup toplantılarında ise parti liderleri, gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulunacak.

AK Parti ve CHP arasında “ikramiye” gerginliği

Öte yandan artan ekonomik sıkıntılar karşısında maaşlarına zam bekleyen emekliler bir defaya mahsus 5 bin TL “cumhuriyet ikramiyesi” kararı alınmasıyla tam bir hayal kırıklığına uğradı.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda söz konusu düzenleme yapılırken söz alan AK Partili Komisyon üyesi Orhan Yeğin beğenilmeyen meblağın toplamda 60 milyar lirayı aştığını belirterek, “60 milyar ne biliyor musunuz? Deprem gideriyle ilgili ek MTV getirdiğimizde, “Milletin üzerine bu kadar vergi, yük bindiriyorsunuz” diye bağıra çağıra konuştuğumuz ve tamamı 2 taksitte ödendiği zaman toplam elde edeceğimiz gelir hedefinin 30 milyar olduğu bir rakamın 2 katından daha fazla bir rakam” dedi.

Yeğin’in sözlerine CHP’li Cevdet Akay, “61 milyar bu devlet için çok küçük bir rakam, 150 milyar sadece kur korumalı mevduatın maliyeti var. Tasarruf edeceğimiz bir sürü alan var. Çifte maaşlar, israflar, bunlar önlense çok rahat 200 milyarı bulup 15 bin TL’yi öderiz” sözleriyle tepki gösterdi.

Paylaşın

İsrail – Filistin Savaşı: Erdoğan’dan Arabuluculuk Teklifi

Partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile Hamas arasında yaşanan çatışmalarla ilgili, “Gazze’ye yönelik orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun saldırıları, dünya kamuoyu nezdinde İsrail’i hiç beklemediği ve istenmeyen konuma itebilir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bir şehrin suyunu, elektriğini, giriş çıkışlarını kesip altyapısını çökerterek, camisinden kilisesine tüm ibadethanelerini, okullarını yıkarak insanların en temel insani ihtiyaçlarına erişmesini engelleyerek, içinde sivillerin yaşadığı binaları bombalarla yerle yeksan ederek, velhasıl her türlü utanç verici yöntemle yürütülen bir çatışma, savaş değil katliamdır” ifadelerini kullandı.

“Sivil yerleşimleri bombalamak, sivil insanları kasten öldürmek, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek, üstelik bütün bunları maharet gibi sunmak devlet değil ancak örgüt refleksi olabilir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail, devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa, sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalıdır” diye konuştu.

Gazze Şeridi’ne insani yardımların kesilmesi tartışmalarına da değinen Erdoğan “İnsani yardımların kesilmesi gibi Filistin halkını topyekun cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkes uzak durmalıdır” dedi. Erdoğan “Bölgemizi içine girdiği bu anafordan süratle çıkarmak için Türkiye olarak, arabuluculuk ve ‘adaletli hakemlik’ dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız” diyerek arabuluculuk teklifini bir kez daha ifade etti.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasında, gündemlerindeki bir başka meselenin sınırları tehdit eden terör örgütleriyle mücadele olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyindeki inlerinden Türkiye’ye saldırma hazırlığı yapan, Türkiye’nin bölgedeki unsurlarını taciz eden teröristlere nefes aldırmadıklarını söyledi.

Hava harekâtlarıyla, topçu birlikleriyle, gerektiğinde kara unsurlarıyla her an teröristlerin tepelerinde olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bir süredir yürüttüğümüz yoğun hava operasyonlarını daha da artırarak, terör örgütü mensuplarını, onları her an ve her yerde imha edeceğimizi göstererek devam ettireceğiz. Bu mücadelemizde, teröristlerin yanında yer alarak bize zarar verenlere cevabımızı önünde sonunda vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

Körfez Savaşı döneminden kalma hesaplarını Suriye’deki terör örgütüne arka çıkarak sürdürmeye çalışanların, artık ortak millî çıkarlarımızın gerektirdiği aklıselim politikalara döneceklerini umut ediyoruz. Türkiye, müttefiklik ilişkileri içinde olduğu her devletin ve kurumun hukukuna saygılıdır, onlardan da aynı şekilde kendi hukukuna saygı göstermelerini beklemektedir. Şayet bu denge kurulamazsa, o zaman herkesin kendi politikalarını belirleme ve kendi yolunu çizme opsiyonu meşru hak hâline dönüşür. Biz samimiyetle, müttefiklerimizle birlikte güvenli, huzurlu, müreffeh bir ortak geleceğe yürümek istiyoruz.

Bu ülkeye artık dayatmalarla, gizli-açık siyasi oyunlarla, sinsi ekonomik tuzaklarla istikamet çizilemeyeceğini herkesin kabul etmesi şart. Hala mandacılık hayalleri görenleri, eşit ortaklık temelinde yeni bir siyasi, diplomatik, ekonomik ilişki modelini özümsemeye ve gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz. Biz, tam bin yıldır bu topraklarda bedel ödeyerek yaşıyoruz. Biz bu coğrafyanın ve medeniyetin hancısıyız, yolcusu değil. Burada yolcu durumunda olanların, konumlarını bir kez daha gözden geçirmeleri ve ona göre davranmaya başlamaları kendi menfaatlerinedir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin etnik köken, inanç ve mezhep farklılığı, siyasi ve sosyal çıkar çatışmaları bakımından dünyanın en kırılgan bölgesinde yer aldığını belirtti.

İbn Haldun’un “coğrafya kaderdir” tespitinin de bu tablonun en yalın ve çarpıcı ifadesi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihimizi ve coğrafyamızı, bunların bize yüklediği kaderimizi değiştiremeyeceğimize, böyle bir niyetimiz de olmadığına göre mevcut şartların elverdiği en iyi, en doğru, en güvenli yolu izlememiz şarttır. Rusya-Ukrayna savaşından Kafkasya’daki çatışmalara, Balkanlar’daki gerilimlerden Akdeniz’deki çekişmelere kadar çevremizdeki tüm hadiseleri bu anlayışla değerlendiriyoruz” ifadesini kullandı.

“Devlet değil ancak örgüt refleksi olabilir”

Son günlerde Filistin ve İsrail topraklarında yaşanan, Golan Tepeleri’ne yayılma eğilimi gösteren gelişmeleri de takip ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem terörle mücadelede hem de bölgedeki tüm savaş ve çatışmalardaki tavırlarının açık olduğunu vurguladı.

Sivillere yönelik hiçbir eylemi, sivil yerleşimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşın da bir ahlakı olduğuna, tarafların buna riayet etmesi gerektiğine inandıklarını belirtti. İsrail ve Gazze’deki çatışmalarda bu ilkenin çok ağır bir şekilde ihlal edildiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“İsrail topraklarındaki sivillerin öldürülmesine açıkça karşı çıkıyoruz. Aynı şekilde, Gazze’deki masumların hiçbir ayrım gözetilmeden sürekli bombardımana maruz bırakılarak katledilmelerini de asla kabul etmiyoruz. Bir şehrin suyunu, elektriğini, giriş-çıkışlarını kesip altyapısını çökerterek, camisinden kilisesine tüm ibadethanelerini, okullarını yıkarak, insanların en temel insani ihtiyaçlarına erişmesini engelleyerek, içinde sivillerin yaşadığı binaları bombalarla yerle yeksan ederek, velhasıl her türlü utanç verici yöntemle yürütülen bir çatışma, savaş değil katliamdır.

Gazze’ye yönelik orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun saldırıları, dünya kamuoyu nezdinde İsrail’i hiç beklemediği ve istenmeyen bir konuma itebilir. Sivil yerleşimleri bombalamak, sivil insanları kasten öldürmek, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek, üstelik bütün bunları maharet gibi sunmaya kalkmak, devlet değil ancak örgüt refleksi olabilir. İsrail, devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa, sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kelimeleri, kavramları, olguları eğip bükerek, insanların doğuştan gelen temel hak ve özgürlüklerine fütursuzca saldırarak, verdikleri sözleri çiğneyerek yürütülen bir siyasetin hayırlı sonuçlar doğurmasının beklenemeyeceğine işaret etti.

“Ne bölgenin ne de dünyanın, bölgedeki çatışmaların ve insanlık trajedilerinin sürmesine tahammülü yoktur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Mesele, sadece oradaki mazlum ve mağdur insanların sorunu değildir. Gelinen nokta itibarıyla mesele, dünyanın tamamının, küresel yönetim ve güvenlik düzeninin, bu konuda sorumluluk ve yetki sahibi tüm kurumların haysiyet sorunudur.

Filistin meselesinin çözümsüzlüğe mahkûm edilmesinin müsebbiplerinden biri de verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen uluslararası toplumdur. Birleşmiş Milletler ve diğer kuruluşlar, Filistin halkını tek başına bırakmış, ahde vefa göstermemiş, Filistinlilerin hak ve hukukunu koruyamamıştır. Biz bunu yeni söylemiyoruz daha önce Birleşmiş Milletler kürsüsünden bu hakikatleri tüm dünyaya açıkça söyledik.”

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 2019’da yaptığı konuşmasının, 1947’den itibaren Filistin ve İsrail’in topraklarında yaşanan değişimi içeren haritanın gösterilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tablo bu. Görüldüğü gibi 1947’deki Filistin, 1947’deki İsrail ve Filistin. Geliyoruz 1949-1967 İsrail ne halde. Geliyoruz şu andaki hale İsrail ne halde, Filistin ne hâlde. Bölgede bugüne kadar adaletsizliğe göz yuman insanlık, son hadiselerde de iyi bir sınav vermiyor” diye konuştu.

Bölgede etki sahibi aktörlerin sükûneti tesis etme yerine yangına adeta körükle giden kışkırtıcı tavrını esefle karşıladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika, Avrupa ve diğer bölgelerdeki devletleri, taraflar arasında hakkaniyetli, adil ve insani dengelere dayalı tutumlar almaya çağırıyoruz” dedi.

İnsani yardımların kesilmesi gibi Filistin halkını topyekûn cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkesin uzak durması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kullandıkları yöntemler ve sonuçları itibarıyla eleştirilmeye de desteklenmeye de ihtiyacı olan taraflar arasında körü körüne bir tarafın safında yer almak, sadece yaşanan krizi derinleştirmeye yarar. Bunun için Türkiye olarak biz tarafları itidale davet ediyoruz. Bölgedeki savaşın bir an önce durmasını, taraflar arasındaki sorunların görüşmeler yoluyla çözümünü istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Pazartesi gününden itibaren bu doğrultuda pek çok telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi:  “Aralarında Filistin ve İsrail devlet başkanlarının da bulunduğu devlet ve hükûmet başkanı seviyesinde sekiz telefon görüşmemiz oldu. Sayın Abbas ve Sayın Herzog’a aklıselimle devlet aklıyla suhuletle hareket etmeleri tavsiyesinde bulunduk.

Dün gece Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ve Birleşmiş Milletler Genel Sekteri Sayın Guterres’le de bu konuyu değerlendirdik. Çatışmaların derinleşmesinin ve yayılmasının önüne geçilmesi noktasında gereken desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Bölgemizi içine girdiği bu anafordan süratle çıkarmak için, Türkiye olarak, arabuluculuk ve adaletli hakemlik dâhil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. İnşallah bu tavrımızı sonuna kadar muhafaza edeceğiz.”

Son dönemde tüm bölge ülkeleriyle tesis ettikleri yakın diyaloğu barışın tesisi için kullanacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne Gazze’de ne İsrail’de ne Suriye’de ne Ukrayna’da artık çocuklar, siviller, masum insanlar ölmesin, daha fazla kan akmasın istiyoruz. Bu son hadiselerle birlikte ‘Dünya beşten büyüktür’ ifadesiyle dile getirdiğimiz tespitimizin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gördük. İnşallah bundan sonra bu itirazımızı daha gür bir sedayla seslendireceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Bölgeye kalıcı huzur ve barışın ancak meşruiyeti Birleşmiş Milletler kararlarına dayanan, 1967 sınırlarında ve coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve tüm dünya tarafından tanınmasıyla gelebileceğinin altını çizen Erdoğan, bunun dışında yol aramanın, bunun dışında hevesler peşinde koşmanın sadece daha fazla yıkım, daha fazla gözyaşı ve can kaybı demek olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üç semavi dinin kutsal mekânlarını bünyesinde barındıran Kudüs’ün mahremiyetine, Mescid-i Aksa’nın içinde yer aldığı Harem-i Şerif’in statüsüne saygı göstermeyen hiçbir adımı ve tasarrufu kabul etmedik, etmeyeceğiz” dedi.

İsrail’in, bir devlet olarak varlığını sürdürebilmesi ve vatandaşlarının güvenliğini güvence altına alabilmesinin ancak bu şekilde mümkün olacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksi takdirde, geçtiğimiz cumartesi gününden beri yaşanan hadiseler son olmayacağı gibi bunu çok daha büyük trajedilerin izlemesi de kaçınılmaz hale gelir. Biz ne İsrail’in ne Filistin’in ne de bölgemizin böyle bir kısır döngüye sürüklenmesini asla arzu etmiyoruz” diye konuştu.

“Rabbim ülkemize, bölgemize ve dünyaya daimi huzur, barış, esenlik nasip eylesin” temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yasama yılındaki çalışmalarında milletvekillerine başarılar diledi.

Paylaşın

Erdoğan’dan “Değişim Ve Yeni Anayasa” Mesajı

Partisinin 4. Olağanüstü Kongresi’nde konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyeti gerçek demokrasiyle kucaklaştıracak sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasayı ülkemize kazandıracağız” dedi.

Haber Merkezi / Erdoğan, konuşmasının devamında, “Bu kongrede, yeni bir değişimi AK Parti’de göreceksiniz. Geniş dağılımı olan, parlamentodaki yapısıyla parti yapısının çok çok farklı olduğu bugünkü kongrede de MKYK ile genel merkez organlarımızla aynı heyecanı tekrar yaşayacağız.

Kurullardaki görevlerine devam edenler yanında yeniden ve ilk defa bu kademelerde vazife üstlenen arkadaşlarımızı göreceğiz. Kendi içimideki bu değişim ruhuna sahip çıktığımız sürece, nice başarıların bizi beklediğine inanıyorum. Ne zamanki değişim irademizi kaybederiz, işte o vakit bir kısır döngüye düşeriz.” ifadelerini kullandı.

AK Parti 4. Olağanüstü Büyük Kongresi, Ankara Spor Salonu’nda başladı. AK Parti’nin tek genel başkan adayı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kongrede bir konuşma gerçekleştirdi. Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

“31 Mart 2024’te yapılacak mahalli idareler seçiminde kararlı tutumu sergileyerek Türkiye Yüzyılı muştusunu cümle aleme beraber ilan etmeye hazır mıyız? Yeminli İslam ve Türk düşmanlarının ne dediğine bakmadan, durmadan, yorulmadan, usanmadan yolumuza devam edeceğiz. Güven ve istikrarı tahkim etmek için tüm sözleri yerine getireceğiz.

Cumhuriyeti gerçek demokrasiyle kucaklaştıracak sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasayı ülkemize kazandıracağız. Deprem tehdidi altındaki tüm yerleşim yerlerini ihya edeceğiz. Siyasi, sosyal sapkın akımları destekleyerek aile kurumlarımızı yıkmayı hedefleyen sinsi faaliyetlerin kökünü kurutacağız. Biz LGBT tanımıyoruz.

Yarısı yalan, yanlış haberler ve beyanlarla gençlerimizi karamsarlığa sürüklemek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Sınırlarımız içinde ve dışında tek bir insanımızın burnunun kanamasına rıza göstermeyeceğiz. Terörü kaynağında kurutma stratejimizi uygulayacak; PKK’sından FETÖ’süne ve marjinal örgütlere kadar döktükleri her damla kanın hesabını soracağız. ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ ikazımızın alçakların yüreklerine saldığı korkuyu eksiltmeyeceğiz. Terörle mücadelemizi sürdürürken bölgemizde barış, huzurun tesisi için diplomatik çabaları yoğunlaştıracağız.

Mescid-i Aksa’ya yönelik her türlü işgalin karşısında durmaya devam edeceğiz. İsrail’de meydana gelen hadiseler ışığında tüm tarafları itidale, fevri adımlardan uzak durmaya çağırıyoruz.

AK Parti kadrosuyla, teşkilatıyla, programıyla, eser ve hizmetleriyle milletimizi hayalleriyle buluşturan siyasetiyle ülkemizi bugünlere getirdi. Türkiye yeni bir çağın eşiğinde. Son 2 asırdır bize dayatılan sınırlara teslim olmayacağız. Son 21 yıldır enflasyona ezdirmediğimiz işçi, memur ve emeklilerimize inşallah önümüzdeki dönemde yeni müjdeler vereceğiz. Bazıları partimizin birinci çıkabildiğini bir türlü anlayamıyor. Halbuki ülkenin kalkınma ve demokrasi gelişmesine baksalar cevabı kendileri anlayacak.

Büyük ve güçlü Türkiye’nin doğuşuna engel olamayacaksınız. Türkiye Yüzyılı’nın yükselişine engel olamayacaksınız. Mazlumların ahı ile çınlayan yeryüzünün adalet ve merhametle yeniden dirilişine engel olamayacaksınız.

Bu kongrede, yeni bir değişimi AK Parti’de göreceksiniz. Geniş dağılımı olan, parlamentodaki yapısıyla parti yapısının çok çok farklı olduğu bugünkü kongrede de MKYK ile genel merkez organlarımızla aynı heyecanı tekrar yaşayacağız.

Kurullardaki görevlerine devam edenler yanında yeniden ve ilk defa bu kademelerde vazife üstlenen arkadaşlarımızı göreceğiz. Kendi içimideki bu değişim ruhuna sahip çıktığımız sürece, nice başarıların bizi beklediğine inanıyorum. Ne zamanki değişim irademizi kaybederiz, işte o vakit bir kısır döngüye düşeriz.”

“Daha emin adımlarla yürüyeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salona giriş yapmadan önce salonun önünde bekleyenlere yaptığı konuşmada ise şunları söyledi:

“Bugün çok özel bir gün. Bugün Türkiye Yüzyılı için istisnai bir gün. Bugün, AK Parti için, davamız için müstesna bir gün. Biraz sonra Türkiye Yüzyılı için hep yeni, hep ileri diyerek partimizin dördüncü olağanüstü büyük kongresini gerçekleştireceğiz. Yeni bir döneme, yeni bir heyecanla merhaba diyeceğiz.

Türkiye Yüzyılı’nın siyasette öncüsü olacak kurmay kadroyu, delegelerimizin oylarıyla belirleyeceğiz. Geçmişten bugüne kadar partimize hizmet etmiş kardeşlerimizin yanı sıra yeni seslerle, yeni yüzlerle partimizi daha da güçlendireceğiz. Kuruluşumuzdan bugüne kadar, üçü olağanüstü olmak üzere 10 tane büyük kongre yaptık. Bu kongrelerin tamamını birileri gibi sandalyelerin havada uçuştuğu atmosferde değil, kardeşlik ikliminde yaptık. Bakın buralarda sandalyeler havalarda uçuşmuyor.

Cumhuriyetin yüz akı, Türkiye’nin ortak aklı, öyle bir kadro olarak bundan sonra geleceğe daha emin adımlarla yürüyeceğiz. 14 ve 28 Mayıs seçimlerini, AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak büyük bir zaferle başardık. İktidara gelmek için terör örgütleriyle iş tutan bedbahtlara rağmen milli iradeye gölge düşürmedik. İhanet edenler oldu, onlar yollarına, biz yolumuza. Onlar dikiş tutturamayacaklar.

Altılı Masa dediler, on altılı masa dediler, yüz on altılı masa dediler, ne oldu? Şimdi o masadan parlamentoda kimse var mı? Başkanlarının parlamentoda olmadığı Altılı Masa… Düşünebiliyor musunuz? Terör örgütlerini kullanarak bizi köşeye sıkıştırmaya çalışanlara boyun eğmiyoruz. Türkiye’nin çıkarları ve güvenliği ne gerektiriyorsa onu yapmaktan geri durmuyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı gerçeğe dönüştürmek için tüm samimiyetimizle, birikimimizle çalışmayı sürdürüyoruz.

Bizde rehavete kapılmak, yorulmak yok. Yorulsak da zorlansak da ülkeye ve millete hizmet yolculuğumuzu devam ettirmek mecburiyetindeyiz. Sorumluluğumuzun 85 milyonun tamamına olduğunun bilinciyle çalışmalarımızı yürütmemiz gerekiyor.

Bunun için ulaşılmadık tek seçmen, kapısı çalınmadık hane, mesajımızı iletmediğimiz tek bir genç bırakmadan koşacağız, koşturacağız, ter dökeceğiz. Her gün daha fazla çalışarak 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere hazırlanacağız. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde de olduğu gibi 31 Mart’ta da AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak ipi göğüslemeye hazır mıyız? 31 Mart için kapı kapı dolaşmaya hazır mıyız?”

Paylaşın