Sultanbeyli’de halka seslenen Erdoğan, “İstanbul’da 30 yıl önce başlattığımız yerel yönetim hamlesi maalesef son 5 yıldır durmuş, hatta ibre tersine dönmüştür. Şehri yönetenler İstanbul’dan başka her şeyle uğraştıkları için devraldıkları sorumlulukları yönetememişlerdir. Büyükşehir Belediyesi’nden ne diyor “tam ileri”, sen tam gaz geri gidiyorsun” dedi ve ekledi:
“Sultanbeyli’yi hiçbir zaman sahiplenmedin ki. Ulaşımıyla, depreme hazırlığıyla İstanbul içler acısı hale gelmiştir. Lazım olduğunda ya tatilde ya cumhurbaşkanı yardımcılığı peşinde ya büyükelçilerle Sarıyer’de balıkta. İstanbul’un yönetimi yarı zamanlı işle olacak değil. Bu şehir hiç kimsenin atlama taşı, şahsi ihtirasları, oyuncağı, finans kaynağı haline getirilemez.”
Erdoğan, konuşmasının devamında, “İstanbul’a böyle bir zulüm yapılmasına müsaade edemeyiz. Bunun için Yeniden İstanbul diyoruz. Bu şehrin beklentisi ve ihtiyacı çoktur. Ama bazı öncelikleri vardır. Birinci önceliği depreme hazırlıktır. Son dönemde bu konuda bir çaba, proje gördünüz mü? Hayır. Çünkü depreme hazırlık için kullanılması gereken kaynaklar bavul bavul dolar oldu ve bir yere götürülüyor. Depreme hazırlık için gereken vakit DEM’le pazarlıkta, kazanma değil kaybettirme hırsıyla hareket edenleri yemlemekle harcanıyor” ifadelerini kullandı.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin Sultanbeyli Kent Meydanı’nda düzenlenen mitingde halka hitap etti. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde: “İlçe belediyemiz hayata geçirdiği projeler, yaptığı eser ve hizmetlerle Sultanbeyli’yi her geçen gün daha da güzelleştirdi ve güzelleştiriyor. Bizim hikayemiz de Sultanbeyli’nin durumuyla farklı değil.
Emperyalistlerin uzantısı vesayetçilere ve darbecilere eyvallah etmediğimiz için üzerimize tuzak üzerine tuzak kuruldu. One Minute diyerek masumlara uygulanan zulme karşı koyduğumuz tavır için ayrımcılığa maruz kaldık. Dünya 5’ten büyüktür diyerek küresel yönetim ve güvenlik sisteminin çarpıklıklarına itiraz ettiğimiz için ambargolara uğradık.
Önce Allah’ın yardımı sonra da Sultanbeyli’den, İstanbul’dan, milletimizden aldığımız güçle hepsinin üstesinden geldik, geliyoruz. Şu anda İstanbul’u yöneten büyükşehir belediye başkanının acaba Sultanbeyli’ye en ufak bir yatırımı oldu mu? Büyükşehir belediyesinden ne diyor? Tam ileri… Ne tam ileri ya? Sen tam gaz geri gidiyorsun. Sultanbeyli’yi bir defa hiçbir zaman kalkıp da sahiplenmedin ki…
Bilim insanları her gün insanları depreme hazırlayın diye ikaz ediyor. Biz işte bu sebeple afet bölgelerindeki gayretli çalışmalarıyla milletimizin gayretini toplayan Murat Kurum kardeşimizi büyükşehir adayı olarak belirledik.
İstanbul’un 2. gündemi artık hayatı çekilmez hale getiren trafiktir. Ya şuraya doğru dürüst otobüs geliyor mu? Devamlı otobüsler ya yanıyor, buradaki ulaşım ne yazık ki yapılmıyor şimdi bütün bunlara karşı inşallah otobüslerimiz, metrobüsler olarak otobüsler olarak, Sultanbeyli yeni bir döneme geçecek. Mevcut yönetim bizden devraldığı metro hatlarını bile yapamadı, trafiği rahatlatacak başka projeler de geliştiremediği için şehir adeta kilitlendi.
Ya bu öyle bir belediye başkanı ki şurada Sancaktepe’de orada metro ile ilgili açış yaptırmadı. Orayı geldi toprakla doldurdu. Ya sen nasıl bir belediye başkanısın? Bunu biliyorsunuz değil mi? Ha ne diyor bir de akıllı belediyecilik tam ileri. Nasıl bir tam ileri? Sabah işe gitmek, akşam işten eve dönmek, bir yerden bir yere seyahat etmek, kayak yapmak. İstanbul sizin bu zevkinizi çekmeye layık mı?
İstanbul tam bir çile şehri haline geldi. Çekmeköy, Sancaktepe, Sultanbeyli metro hattını durak sayılarını yarıya düşürerek sırf açmış olmak için açtılar. Sultanbeyli’ye kadar ilerlemedikleri gibi uyduruk sebeplerle hastane önünden geçecek durakları iptal ettiler.
İstanbul’un diğer bir önemli ihtiyacı vizyonla çalışılmasıdır. Haliç’i biz temizledik. Ayasofya’yı ibadete açtık. İstanbul Havalimanını faaliyete geçirerek Çamlıca Kulesini ve camiini yaparak her iki tarafta pek çok abide eseri şehre kazandırarak bunun ilk adımlarını attık.
Bir de İstanbul’dan uzak tutulması gerekenler var. Yönetimi üzerinde yapılan her türlü kirli pazarlık bu şehri kirletir. İstanbul’u kirli pazarlıklardan uzak tutmak gerekir. Şehir halkına hizmet için tahsis edilen kaynakları yağmalayıp başka amaçlar için deste deste savurmak bu şehri üzer. İstanbul’u üzmemek gerekir. Her semtini sevmeye bir Ömer vakfedilen İstanbul’u işporta pazarına düşürmek bu şehre ihanettir.
Artık bu şehirde belediyecilik, sosyal medyada değil bizzat hayatın içinde yapılacak. Artık bu şehrin insanları, ihtiyaç duyduklarında belediye başkanlarının nerede olduğunu merak etmeyecekler. İşinin başında olduğunu bilecekler. Bir dönem bizim yanımızda oldukları halde şimdi sadece AKP’ye kaybettirerek CHP’ye seçim kazandırmaya çalışanların söylemlerine itibar etmeyeceğiz. Hiçbir iddiası, elle tutulur hiçbir projesi olmayanlarla oyumuzu ziyan etmeyeceğiz.”
“Vatandaşımıza İstanbul’da yaşamanın eziyetini değil mutluluğunu tattırdık”
Erdoğan daha sonra, partisinin Sancaktepe mitingine katıldı. Burada konuşan Erdoğan’ın açıklamalrından satır başları şöyle: Fakir fukarayı daha fazla kollamamız gereken mübarek günlerden geçiyoruz. Dünyanın birçok yerinde kardeşlerimiz sıkıntı çekiyor. İsrail’in zalim hükümeti Gazze’deki kardeşlerimizi vahşice katlediyor. Ellerimizi semayı Gazeli mazlumlar için de açıyoruz. Şimdiye kadar toplam 40 bin tondan fazla yardım malzemesi gönderdik.
Dün de 8. yardım gemimizi Mısır’a sevk ettik. İsrail üzerindeki baskının artırılması için yoğun çaba harcıyoruz. Canilerin hukuk önünde hesap vermesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Biz Filistin’in yanında dimdik duruyoruz. Türkiye, tüm kurumları ile Filistin halkının yanındadır. AFAD ve Kızılay başkanımız ile görüştüm ve yoğun şekilde bu yardımları ulaştırma gayretinde olduklarını öğrendim.
Erdoğan’ın her türlü bedeli göze alarak verdiği mücadelenin şahidi Filistinli kardeşlerimizin kendileridir. Türkiye Suriye, Somali, Karabağ imtihanını nasıl alnının akı ile verdi ise Gazze imtihanını da verecektir. Filistinliler özgürlüklerine, bağımsız devletine kavuşana kadar durmayacağız. Gazzeli yiğitlere terörist iftirası atanların bize söyleyecekleri tek kelamı olamaz.
Önümüzde yine kritik bir seçim var. Vaatleri unutacak değil verdiği sözü tutacak başkanları seçeceğiz. İlimizin ilçemizin hangi zihniyet tarafından yönetileceğine sandıkta karar vereceğiz. Bir tarafta taş üstüne taş koymayanlar bir tarafta hayalleri gerçeklere dönüştürenler var. Bir tarafta temiz siyasetin temsilcileri diğer tarafta kaynağı karanlık deste deste dolarlarla eurolarla para kulesi üretenler var. Bir tarafta gerçek belediyecilik, diğer tarafta algı belediyeciliği var. Neymiş tam gaz ileri. Tam gaz ileri değil tam aksine tam gaz geri. Bir tarafta milletine hizmet edenler diğer tarafta şehrin sorunlarına çözüm geliştirenler var.
Kırgınlıkla ve öfke ile değil sağduyu ile meseleye yakalayacağız. Oyumuzun gelecek 5 yılı etkileyeceğini aklımızdan çıkarmayacağız. İstanbul’un bir 5 yıl daha kaybetme lüksünün olmadığını biliyoruz. Sancaktepe metro kuyularını dolduranlara yürüyün demeyecek. Sancaktepeli kardeşlerimiz eser ve hizmet siyaseti ile yola devam edilecek. Biz bu aziz şehrin emanetini 30 yıl önce devraldık.
Büyükşehir başkanı olarak 4 buçuk yıl şehrimize hizmet ettik. Dağ gibi birikmiş sorunlara çözüm bulduk. İstanbul’u çöp çamur çukur belasından biz kurtardık. Vatandaşımıza İstanbul’da yaşamanın eziyetini değil mutluluğunu tattırdık. Son 21 yılımız cumhuriyet tarihinin altın devri olarak kayıtlara geçti. Avrasya tünelini, Marmara’yı, Yavuz Selim Köprüsü’nü, Kuzey Marmara’yı kim yaptı.”