İktidar Emeklilik Sistemini Değiştirmeye Hazırlanıyor!

AK Parti’nin ekonomi kurmaylarının, emeklilik sistemini tamamen değiştirmek için çalışmalara başlayacağı öne sürüldü. İddialara göre, emeklilik yaşının yükseltilmesi ve prim gün sayısına göre maaş formülü tartışılıyor.

Milyonlarca emekli haziran ayı verilerinin ve en düşük emekli maaşlarının açıklanmasının ardından zamlı maaş hesaplara geçecek. Zam döneminde emeklilik sistemine dair çok sayıda eleştiri gündeme geldi. Hükümet emeklilik sistemi için düğmeye bastı, çalışmalar başladı. Emeklilik yaşı kadınlarda 60, erkeklerde 65 olarak sabitlenecek ve herkes ödediği prim gün sayısına göre maaş alacak. Emekli maaşı düşük olanlara da desteklerle yardımcı olunması formülü masada.

Ekonomim’de yer alan habere göre, emekli yaşı, sigorta süreleri yeniden belirlenecek. Prim gün sayısı yeniden formüle edilecek. Herkes ödediği prim gün sayısına göre maaş alacak. Teknik olarak kök maaş, en düşük emekli maaşına eşitlenemediği için, 6 ayda bir bu alanda yasa çıkarmak yerine başka bir formül uygulanacak.

Düşük emekli maaşı alanlar ve geçimini sadece emekli maaşı ile sağlayanlara sosyal destekler sağlanacak. Yol-gıda, ulaşım, yakıt ve kira yardımı verilecek. Yapılan çalışmaya göre hâlen 58 ve 60 olan emeklilik yaşı kadınlarda 60, erkeklerde 65’e yükseltilecek. Ancak bu durum, EYT ile getirilen hakları etkilemeyecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile AK Parti’nin ekonomi kurmayları, emeklilik sistemini değiştirmek için çalışmalara başlıyor.

En düşük emekli aylığı belli bir limite getirilecek. Artık en düşük emekli maaşına hazine destek vermeyecek. Hane bazlı emekli maaşlarına destek sağlanacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından geçinemeyen ve emekli maaşı düşük olan dar gelirlilere yol-yakıt- gıda ulaşım gibi destekler sağlanacak. Kira yardımı nakit olarak verilecek.

AK Parti kaynakları konuya ilişkin olarak, “Emekliliği; sosyal güvenlik sistemimizi çok adil bir formülle belirleyip, bütün emeklilerin emekli olacakları tarih itibarıyla ne kadar maaş alabileceklerinin netleştirileceği, dönem dönem bunlar için uyarı geleceği, prim artırdığında daha fazla maaş alabilme noktasında kıstasların kullanılacağı bir sisteme taşımamız lazım. Bizim en büyük zorluğumuz şu; maaş ödediğimiz emekli sayısı 16 milyon 180 bin. Ama prim ödeyen, beyanname ile birlikte kayıt altına alınan 7 milyon 500 bin. Bizim kayıt dışıyla iyi mücadele etmemiz lazım” değerlendirmesini yaptı.

En düşük emekli aylığının arttırılmasını da içinde barındıran vergi paketi Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. En düşük emekli aylığını 10 bin liradan 12 bin 500 liraya çıkaran düzenlemeden 3,7 milyon kişi yararlanacak. Zamlı maaşlar ise Ağustos ayında hesaplara yatacak.

Paylaşın

Erdoğan, AK Partili Vekilleri “Uyarma” Hazırlığında

Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde partisinde yer alan 100’e yakın milletvekilini uyarma hazırlığında olduğu öne sürüldü. Yasama faaliyetlerinde aktif rol almayan 100’e yakın milletvekilinin hemen hemen hepsinin ilk kez seçilen milletvekilleri olduğu da ifade ediliyor.

14 Mayıs 2023’te yapılan milletvekilleri seçimlerinde parlamentonun yüzde 63,49’u yenilenmişti. 600 sandalyeli Meclis’te 335 vekil ilk kez seçilmişti. 268 sandalyesi olan AKP’de 148 vekil ilk defa bu dönem Meclis’e girmişti.

Türkiye gazetesinden Emrah Özcan’ın haberine göre, 31 Mart mahallî seçimlerindeki oy kaybının nedenlerini araştıran AK Parti, bir yandan da teşkilatın verimliliğini artırmak için çeşitli çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda AK Parti kurmayları, milletvekillerinin TBMM performans faaliyetlerini raporladı.

Edinilen bilgilere göre, 100’e yakın milletvekilinin yasama faaliyetlerinde aktif rol almadığı tespit edildi. Parti yönetiminin milletvekillerine bu konuda uyarılarda bulunduğu ve yasama faaliyetlerinin öneminin anlatıldığı toplantılar yapmaya başladığı öğrenildi.

Yasama faaliyetlerinde aktif rol almayan 100’e yakın milletvekilinin hemen hemen hepsinin ilk kez seçilen milletvekilleri olduğu da ifade ediliyor. Partinin tecrübeli milletvekillerinin ise bu durumdan rahatsız olduğu, durumu sık sık parti yönetimine bildirdikleri ve ilk kez milletvekilliği yapan vekillerin daha aktif olmalarını istedikleri belirtiliyor.

14 Mayıs 2023’te yapılan milletvekilleri seçimlerinde parlamentonun yüzde 63,49’u yenilenmişti. 600 sandalyeli Meclis’te 335 vekil ilk kez seçilmişti. 268 sandalyesi olan AK Parti’de 148 vekil ilk defa bu dönem Meclis’e girmişti.

TBMM’de 27’nci dönemde milletvekilliği yapan 32 isim genel kurulda hiç söz almamış, kanun teklifi hazırlamamış, araştırma, soruşturma ve genel görüşme önergesine imza atmamıştı. Öte yandan, son zamla birlikte (yüzde 19,31) milletvekili maaşları 170 bin lira oldu.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz yıl şubat ayında partisinin vekillerini Meclis’in genel kurul toplantılarına yeterli katılım sağlamadıkları gerekçesiyle eleştirmişti.

Grup yönetiminden gelen raporlar ve şikâyetler üzerine yaptığı konuşmada, Meclis’in genel kurul toplantılarına katılma konusunda sıkıntı olduğunu belirterek şu eleştirilerde bulunmuştu:

“Bu beni üzmüştür. Bu millet, kendi kasasından, kesesinden maaşı veriyor. Bu maaşla birlikte vekil arkadaşlarımız bu görevi yapıyor. Ama genel kurulda eğer yoklamalarda benim vekil arkadaşlarım bulunmazsa ki dün böyle oldu, bu millet sizlere hakkını helal etmez.

Kim gelmediyse ben de onlara hakkımı helal etmiyorum. Bu sıradan bir olay değil. Eğer milletvekili adayı olmuşsan arkadaş burada görevini hakkıyla yerine getireceksin. Yerine getirmiyorsan, aldığınız maaşlar haramdır bunu böyle bilin.”

Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde buna benzer bir uyarıyı tekrar yapabileceği de başkent kulislerinde konuşulanlar arasında.

Paylaşın

AK Partili Vekilden “Osman Kavala” Çıkışı: Ziyaret Edeceğim

AK Parti Milletvekili Tuğrul Türkeş, Gezi Parkı Davası’nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Osman Kavala’yı cezaevinde ziyaret edeceğini açıkladı: Osman Kavala’nın durumu, laboratuvar gibi.

Son dönemde yaptığı Gezi Parkı Davası tutuklusu Osman Kavala’yla ilgili yargılamaya yönelik eleştirel çıkışlarıyla dikkatleri üzerine çeken AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş’ten yeni açıklamalar geldi.

Gazete Duvar’dan Can Bursalı‘ya konuşan Tuğrul Türkeş, “Osman Kavala’nın durumu, laboratuvar gibidir” diyerek şunları söyledi: “Altını kırmızıyla çizmek gerekir. Osman Kavala, casusluktan hüküm giymedi. Bu suçlamada delil bulunamadı, adam beraat etti. Gezi Parkı’yla ilgili davadan yargılandı. Ama 7 yıl süren bir yargılama mı olur?”

Kavala’nın “uzun yargılama sürelerinin bir sembolü haline geldiğini” söyleyen Türkeş, “Genel seçimi kazandık ama yerel seçimde medyanın deyimiyle tablo kırmızı oldu. Neden? Ekonomimiz iyi değil. Mehmet Şimşek bakanımız sağolsun debeleniyor, çalışıyor ama hukuk doğrudan işlemediği için ekonominin iyileşmesi konusunda zorluklar yaşıyoruz” dedi.

Sorunun Kavala’yı aşan bir yani olduğunu öne süren Türkeş, “Para aradığında gerçek fiyatla alamıyorsun. Daha fazla faiz ödüyorsun. Niye? Çünkü birtakım inceleme kuruluşları, Türkiye’deki hukukun durumuna bakıyor, daha fazla faizle karşına geliyor. Bu fazla faiz milli bütçene yüktür. Bundan kurtulmamız lazım. Yargılamaları makul seviyeye getirip, hukuku düzeltirseniz ekonomi de düzelir. Adam kaçmak istese kaçardı, adamı alıyorsun, bırakıyorsun. Kapından tekrar alıyorsun. Bunu dışarıda anlatman lazım. Milliyetçilik mi, al sana milliyetçilik” ifadelerini kullandı.

AK Partili milletvekili, Kavala’yı cezaevinde ziyaret etmeyi düşünüp düşünmediği yönündeki soru üzerine de “Bakanımız Yılmaz Tunç’tan rica ettim. Uygun bir zamanda görüşmek için izin istedim. Bir ara ziyaret edeceğim. Osman Kavala’yı ilk kez o ziyarette görmüş olacağım. İşte gerçek millilik, yurtseverlik bu. Bana öğretilen milliyetçilik bu” yanıtı verdi.

Paylaşın

Zafer Partisi Lideri Özdağ’dan “Bahçeli, Erdoğan’ı Tehdit Etti” İddiası

Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ, MHP’nin AK Parti üzerinde ciddi bir vesayeti olduğunu öne sürerek, “Bahçeli Erdoğan’ı tehdit etti, bir dosyayı elinde tutarak” dedi ve ekledi:

“Eski bir AKP’li bakan AKP’nin bütün karanlık diye nitelendirilen ilişkileriyle ilgili bir dosyayı Sayın Bahçeli’ye takdim etmiş. Bu çok açık bir mesajdı AKP’ye. Şimdi parlamenter demokrasiye dönünce bu ilişkiden de kurtulacak AKP. Özellikle Sinan Ateş cinayetinin mahkemeye intikal etmesinden sonra farklı bir süreç başladı.”

T24’ten Cansu Çamlıbel‘in sorularını yanıtlayan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, AK Parti ile MHP arasındaki ilişkiye dair değerlendirmelerde bulundu.

“MHP’nin şu anda AKP üzerinde ciddi bir vesayeti var” diyen Özdağ, “Bu hissiyat değil, somut gerçek. Bahçeli Erdoğan’ı tehdit etti, bir dosyayı elinde tutarak” ifadelerini kullandı. Özdağ, ‘dosya’ iddiasına ilişkin, “Benim bildiğim, eski bir AKP’li bakan AKP’nin bütün karanlık diye nitelendirilen ilişkileriyle ilgili bir dosyayı Sayın Bahçeli’ye takdim etmiş” ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündem olan fotoğrafı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Özdağ “Evet o fotoğraf o dosyayla çekilmiş. Ya da sembolik olarak o ima edilerek çekilmiş. Ama bu çok açık bir mesajdı AKP’ye” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP’ye iadeiziyareti öncesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin paylaşımı tartışma yaratmıştı. Bahçeli, partisinin 11 Haziran’daki TBMM Grup Toplantısı’nda taktığı yüzük dikkat çekmişti. Yüzükte “Allah bana yeter” ifadeleri yer almıştı. Ayrıca paylaşılan fotoğrafta bir dosya da yer almıştı.

Paylaşın

“Erdoğan, İki Bakanı Daha Görevden Alabilir” İddiası

Çevre Şehircilik ve İklim Bakanı Mehmet Özhaseki’nin yerine Murat Kurum, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yerine Kemal Memişoğlu’nun atanmasının ardından Erdoğan’ın iki bakanı daha görevden alabileceği öne sürüldü.

İddiayı gündeme getiren gazeteci İsmail Saymaz, “Bugünden yarına bir bakan değişikliği bekleniyor diyemem. Bugün görüştüğüm AKP kaynaklarım. Cumhurbaşkanının bir hafta arayla bir bakan daha değiştirmeyeceğini söylediler. Tabii bu değişmeyeceği anlamına gelmez” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzun süredir gündemde olan Kabine revizyonuyla ilgili ilk adımı attı ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki görevden alındı. Koca’nın yerine e İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Özhaseki’nin yerine ise önceki Bakan Murat Kurum getirildi.

Gazeteci İsmail Saymaz, Halk TV ekranlarında yayımlanan ‘Gündem Özel’ programında Kabine’yi yeni değişikliklerin beklediğini öne sürdü.

Saymaz şunları söyledi: “Bugünden yarına bir bakan değişikliği bekleniyor diyemem. Bugün görüştüğüm AKP kaynaklarım. Cumhurbaşkanının bir hafta arayla bir bakan daha değiştirmeyeceğini söylediler. Tabii bu değişmeyeceği anlamına gelmez. Fakat Özellikle Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile ilgili çok fazla ‘istifa edecek, görevden ayrılmak istiyor’ duyumları alıyorum.

Diğer duyduğum isim ise Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun görevden alınacağı yönünde. Abdulkadir beyin yakın çevresine bunu sorduğumda ise bu bilgi yalanlanıyor. Hatta onlar ‘önümüzdeki hafta bakanlar kurumu programı hazırlıyoruz nasıl böyle bir şey olabilir?” diyorlar. Ben de düşünmeden edemiyorum.

Galiba Abdulkadir Bey’in parti içinde ayağını kaydırmak isteyenler var. Başka hiçbir bakan için bunları işitmedim. Ama ben bu iki isim hakkında çok kulis döndüğünü söyleyebilirim. Bu görevden alınacakları anlamın gelmeyebilir ama bu onların AKP etrafındaki çeşitli çemberlerde onlara dair bir durum olduğu anlamına gelir.”

Paylaşın

“İYİ Parti Ve Gelecek Partili Yedi Milletvekili AK Parti’ye Katılacak” İddiası

İYİ Partili dört, Gelecek Partili üç olmak üzere yedi milletvekilinin AK Parti’ye katılacağı öne sürüldü. AK Parti’ye geçen milletvekillerinin parti ile yürütülen görüşmelerin etkili olduğunu iddia edildi.

tv100 sunucusu Cansu Canan Özgen, İYİ Parti ve Gelecek Partisi’nden 7 milletvekilinin AK Parti’ye katılacağını söyledi. Özgen kulis bilgisinde, İYİ Partili isimlerin kararlarında Meral Akşener’in etkisinin olduğunu iddia etti.

İşte Özgen’in o kulisi: “Önümüzdeki hafta bir milletvekili transfer dalgası görülecek gibi duruyor. Özellikle İYİ Parti’den istifa eden milletvekillerinin AK Parti‘ye geçeceği bilgisi var. Halihazırda Ahmet Ersagun Yücel’in isminin güçlü bir şekilde geçtiği ve konuşulduğu söylenmekte.

İYİ Parti İstanbul milletvekili kendisi şu anda. Bu arada İYİ Parti’nin milletvekillerinin istifa kararını vermelerinde İYİ Parti eski lideri Akşener‘in etkisinin olduğu konuşuluyor. Yine aldığımız bilgilere göre Müsavat Dervişoğlu‘nun politikalarındaki görüş ayrılıkları nedeniyle bu kararı verdikleri… Özellikle Ersagun için bu yönde.”

Özgen, AK Parti’ye geçen milletvekillerinin parti ile yürütülen görüşmelerin etkili olduğunu söyledi. Özgen’in açıklamasına göre muhalefet partilerinden AK Parti’ye transfer olacak isimler şu şekilde:

İyi Parti: Ahmet Ersagun Yücel, Seyithan İzsiz, Bilal Bilici, Salim Ensarioğlu.

Gelecek Partisi: Selim Temurci, İsa Mesih Şahin, Nedim Yamalı.

Paylaşın

AK Parti’de “Osman Kavala” Çatlağı

AK Partili Tuğrul Türkeş, Gezi Parkı Davası’nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Osman Kavala hakkında 7 soru yönelterek, “Benim bilebildiğim kadarı ile AK Parti, hukukun tecelli etmesini isteyen siyasetçiler ile doludur” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Gölgeden yumruk atmaya çalışan veya kripto kalıntılar veya ücretle çalışanlardır. Bunların görüşleri sayan – itimat değildir.”

Tuğrul Türkeş, “Bu davanın hukuk sistemimiz içerisinde dış etkilerden münezzeh görülmesine veya hukuki sürecin objektif delillerle yürütülmesine neden karşı çıkıyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, Gezi Parkı Davası’nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Osman Kavala hakkında partisine 7 soru yöneltti.

“Benim bilebildiğim kadarı ile AKP, hukukun tecelli etmesini isteyen siyasetçiler ile doludur. Gölgeden yumruk atmaya çalışanlar ise ya kripto kalıntılar veya ücretle çalışanlardır” diyen Türkeş sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bir süredir sosyal medyada ismim de zikredilerek atıfta bulunulan Gezi Parkı ve 1 numaralı sanığı hakkında yazılan hatta yazdırılan hikâyelerde (story) bu konunun Ak Parti’yi böldüğü iddia edilmekte ve olayın bir tarafı diye şahsım işaret edilirken diğer taraf diye seslendirilen noktada faili gayrimüayyen birtakım beyanlardan bahsedilmektedir.

Benim bilebildiğim kadarı ile AKP; Hukukun tecelli etmesini isteyen siyasetçiler ile doludur. Gölgeden yumruk atmaya çalışan veya kripto kalıntılar veya ücretle çalışanlardır.

Bunların görüşleri sayan – itimat değildir.

Geçmişi gölgeli tipler yarın eski fikirlerimize rücu ettik deseler veya daha iyi şartlarda bir danışmanlık buldum deseler ne söyleyeceksiniz? Bizler ise bir ömür aynı görüşleri savunmuş, davasına her halükârda ve her yerde ve de her şartta sahip çıkan, gün ışığında tartışabilen dava insanlarıyız. İnanmıyorsanız gölgesine sığındığınız kurum ve cemaatlerden açığa çıkın.

Neye karşı çıktığınız daha net anlaşılır.

1- Bu davanın hukuk sistemimiz içerisinde dış etkilerden münezzeh görülmesine veya hukuki sürecin objektif delillerle yürütülmesine neden karşı çıkıyorsunuz?

2- İtirazınız bir tek bu dava için mi geçerlidir? Yoksa bilemediğimiz tip başka itirazlarınız da mevcut mudur?

3- Konuya hangi ideolojik saikle veya güvenlik gerekçesi ile karşısınız?

4- Savunmaya mı itiraz ediyorsunuz? Savunmayı kimin yaptığına mı itiraz ediyorsunuz?

5- Bildiğimiz bir karşı fikriniz olmadığına göre bu güne kadar ki savunmadan hoşnut muydunuz?

6- Dilekçelerdeki hukuk mantığı size de cazip gelse Türkiye’nin önüne taş gibi konan bu davanın ilgililerin nezdinde kaldırılmasına katkı sağlar mıydınız?

7- Konuyu kamuoyunun dikkate getiren gazeteci hemşehriniz çıkarsa (tesadüfen) yazdıklarını itirazsız değerlendirecek misiniz?

Dikkat ederseniz ben daha işin hukuki kısmı ile alakalı yoruma girmedim. Onları da tartışalım gün ışığında!”

Paylaşın

Erdoğan’dan Suriye Açıklaması: Yeni Bir Süreci Başlatalım İstiyoruz

Erdoğan, Türkiye – Suriye ilişkilerinin normalleşmesine ilişkin, “Sayın Esed’e ‘Ya ülkeme gel veya üçüncü bir ülkede bu görüşmeyi yapalım’ çağrımı iki hafta önce yaptım. Bu konuyla ilgili olarak da Dışişleri Bakanımı görevlendirdim. O da muhataplarıyla görüşmek suretiyle inşallah bu dargınlığı, kırgınlığı aşmak suretiyle yeni bir süreci başlatalım istiyoruz” dedi.

Haber Merkezi / AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı) Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’nin ardından bir basın toplantısı düzenledi.

Tarihi bir zirveyi daha başarıyla tamamladıklarını belirten Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden’ın şahsında ABD makamlarına misafirperverliklerinden, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve ekibine ise gayretlerinden dolayı teşekkür etti.

Erdoğan, Suriye ile yeniden diyalog kurulmasına dair çağrısını tekrarladı, “kırgınlığı aşalım” dedi. Erdoğan, soru üzerine Suriye ile diyalog konusunda şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle Sayın Esed’e ‘Ya ülkeme gel veya üçüncü bir ülkede bu görüşmeyi yapalım’ çağrımı iki hafta önce yaptım. Bu konuyla ilgili olarak da Dışişleri Bakanımı görevlendirdim. O da muhataplarıyla görüşmek suretiyle inşallah bu dargınlığı, kırgınlığı aşmak suretiyle yeni bir süreci başlatalım istiyoruz.”

Daha önce Irak basınında Bağdat’ın Ankara-Şam arasında arabuluculuk yapabileceğine dair haberler yer almıştı.

Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşmek için talepte bulunmuş, Özel’in Şam’a gidebileceği belirtilmişti.

Suriye’de Şam rejimine yakın El Vatan gazetesi ise Türk basınında yer alan “Özel’in Şam ziyaretinin Suriye tarafından onaylandığı” haberlerini yalanladı. Gazete, ismini vermediği bir kaynağa dayandırdığı haberinde, “Ne Türk hükümeti ne de muhalefeti ile böylesi bir iletişim var” dedi. Haberde ayrıca Suriye’nin diyalog için öne sürdüğü şartların değişmediği, bunların “toprak bütünlüğü ve egemenliğe saygı” olduğu aktarıldı.

Ne olmuştu?

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad, Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana dışişleri bakanları düzeyinde ilk kez resmi görüşme için Moskova’da bir araya gelmişti.

Toplantıda ilişkilerin normalleştirilmesinin yanı sıra Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan 3,7 milyon Suriyeli mültecinin ülkelerine gönüllü geri dönmeleri konusunun da ele alınacağı kaydedilmişti.

Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde konuyla ilgili yer alan açıklamada “Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi hakkında görüş alışverişinde bulunulması, terörle mücadele, siyasi süreç, sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşleri de dahil olmak üzere insani konuların ele alınması planlanmaktadır” denilmişti.

Ankara ile Şam arasındaki normalleşme sürecinde Rusya’nın da girişimleriyle ilk somut adım bakanlar düzeyinde 28 Aralık’ta atılmıştı.

Moskova’da 28 Aralık 2022’de Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katılımıyla yapılan üçlü toplantıda Suriye krizi, mülteci sorunu ve Suriye topraklarında bulunan tüm terör örgütleri ile ortak mücadele çabaları ele alınmıştı.

İlk görüşmede Şam yönetiminin, Türkiye’den, topraklarından çekilmesini ve Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) “terörist” olarak tanınmasını istediği ancak bu taleplerin Türkiye tarafından geri çevrildiği bildirilmişti.

Nisan başında dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılan toplantıya İran da katıldı. Türkiye, Suriye, Rusya ve İran savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katıldığı 25 Nisan’da yapılan toplantı, Ankara ile Şam arasında başlatılan normalleşme sürecinde yeni bir adım olmuştu.

Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türkiye “Suriye topraklarında her şekliyle terör örgütleri ve tüm aşırılıkçı gruplarla mücadele, Suriyeli mültecilerin topraklarına dönmelerine yönelik çabaların yoğunlaştırılması”na vurgu yaptı ve tarafların “Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını teyit” ettikleri belirtilmişti.

Suriye ise “Türk birliklerinin Suriye’den çekilmesi” talebini yinelemişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Aralık toplantısı öncesinde Suriye’nin kuzeyindeki YPG güçlerine yönelik olası kara operasyonuyla ilgili açıklamada bulunurken, “Biz şu an itibarıyla Suriye, Türkiye, Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz.

Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız” şeklinde konuşmuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Rus medyasına yansıyan haberlerde, Moskova’nın Türkiye tarafından önerilen üçlü diplomasi mekanizması fikrine sıcak baktığı belirtilmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kasım ayında Suriye Devlet Başkanı Esad ile görüşebileceğinin sinyalini vermiş ancak Esad, Türkiye Suriye’nin kuzeyindeki askerlerini çekmeyi kabul etmediği müddetçe Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeyeceğini söylemişti.

Erdoğan, yakın zamanda Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a ilişkin, “Şimdi öyle bir noktaya geldik ki, Beşar Esed şu anda Türkiye ile ilişkileri düzeltme noktasında bir adım attığı anda biz de ona karşı o yaklaşımı gösteririz” demiş ve eklemişti:

“Çünkü biz dün Suriye ile düşman değildik ki, biz Esed ile ailece görüşüyorduk. Biz davetimizi yapacağız. İnşallah bu davetle birlikte de Türkiye-Suriye ilişkilerini geçmişte olduğu gibi aynı noktaya getirelim istiyoruz. Davetimiz her an olabilir. Türkiye’de görüşme olması konusunda ise Sayın Putin’in yaklaşımları var. Irak Başbakanı’nın bu konuda yaklaşımları var. Biz her yerde arabuluculuktan bahsediyoruz da sınırımızdakiyle, komşumuzla niye olmasın?”

Erdoğan haziran ayının sonuna doğru, Türkiye ve Suriye arasında yeniden bir diplomatik ilişkiler kurulur mu sorusuna ise şu şeklinde yanıt vermişti:

“Suriye halkı bizim kardeş halklar olarak beraber yaşadığımız bir topluluktur. Nasıl ki biz Suriye ile ilişkilerimizi çok çok canlı tuttuysak geçmişte, ailece görüşmelere varıncaya kadar… Biliyorsunuz sayın Eset ile biz görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey kesinlikle mümkün değil, yine olur. Suriye’nin içişlerine karışmak gibi de bir derdimiz asla yok.”

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, son yaptığı açıklamada Suriye – Türkiye ilişkilerini iyileştirmeye yönelik her türlü çabanın temelinin ‘Suriye’nin egemenliğine saygı duyulması’ olduğunu dile getirmişti. Esad, ‘Türkiye’nin, Suriye devletinin kendi toprakları üzerindeki egemenliğini tanıdığı sürece Türkiye-Suriye ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik görüşmelere açık olduğunu’ belirtmişti.

Paylaşın

AK Partili Vekiller “Sahaya İnmeye Çekiniyor”

AK Partili milletvekilleri, “Sahaya inmeye çekiniyoruz. Karşılaştığımız her vatandaş geçim sıkıntısından, emekli maaşlarının yetersizliğinden sözü açıyor” görüşünü dile getiriyor.

Sahanın sesine kulak verilmesi gerektiğini de belirten vekiller, yurttaşın “AK Parti’ye duyduğu güveni yitirdiğine” işaret ediyorlar.

Yeni vergi paketinin TBMM’ye sunulacağı konuşulurken artan enflasyon ve geçim sıkıntısı nedeniyle AKP’li milletvekillerinin de sahada yurttaşlardan büyük tepkiler aldığı konuşuluyor. Meclis kulislerinde milletvekilleri, kendi illerine gittiklerinde yurttaşların en fazla şikâyet ettiği konuların başında enflasyonun geldiğini gördüklerine işaret ediyor.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu‘nun haberine göre; AK Partili milletvekilleri, “Sahaya inmeye çekiniyoruz. Karşılaştığımız her vatandaş geçim sıkıntısından, emekli maaşlarının yetersizliğinden sözü açıyor” görüşünü dile getirdi. Milletvekilleri, yurttaşların kendilerine şu serzenişlerde bulunduğunu anlattı.

Hepinizin tuzu kuru: “Markete gittiğimizde, aldığımız bir şeyi ikinci kez aynı fiyata alamıyoruz. Her şeye zam üstüne zam geliyor. ‘Devlet zor durumda’ diyorsunuz, ‘Elbirliği ile bu işin üstesinden geleceğimizi’ söylüyorsunuz, ancak vatandaşın sırtına yükleniyorsunuz. Sürekli vergiler artıyor. Neden zenginlerden değil de geçim sıkıntısı yaşayan vatandaşlardan vergi alıyorsunuz? Hepinizin tuzu kuru. Emekli maaşı ve asgari ücretle siz geçinin, geçinebilir misiniz?

Verecek neyimiz kaldı?: Her şeye kat kat vergi geldi. Yeni bir vergiden de söz ediliyor. Artık bir canımız kaldı, onu da mı alacaksınız? Verecek neyimiz kaldı? Zaten geçinemiyoruz, siz bize ‘Ölün’ mü diyorsunuz? Dişini sık sık nereye kadar? Kiralarda yüzde 25 sınırını kaldırdınız. Kiraların önüne nasıl geçeceksiniz? Zengin daha zengin, fakir daha fakir oldu.

Gençlerimiz neden işsiz?: Çocuklarımızı güç bela okutuyoruz, iş bulup kendilerini kurtarsınlar istiyoruz ama iş de yok. Gençlerimiz neden işsiz? Neden bizim çocuklarımız iş bulamıyor? Hasta olsak hastanelere gidemiyoruz. Artık bir çözüm bulun. Bu nereye kadar böyle gidecek?

Milletvekilleri, “sahanın sesine kulak verilmesi gerektiğini” de belirtti. Sahada “zorlandıklarını” söyleyen vekiller, yurttaşın “AK Parti’ye duyduğu güveni yitirdiğine” işaret etti.

Paylaşın

AK Parti “Erken Seçim” Çağrılarına Nasıl Bakıyor?

Muhalefetin “erken seçim” çağrılarını değerlendiren AK Parti kurmayları “Üst üste seçimler nedeniyle ülke seçim yorgunu oldu. Yapılan araştırmalarda da seçmenlerin yüzde 60’dan fazlasının seçim istemediğini görüyoruz” ifadelerini kullanıyorlar.

AK Parti kurmayları, konuya ilişkin değerlendirmelerinin devamında şu ifadeleri kullanıyorlar: “Şu anda biz ekonomiye odaklandık, vatandaşın beklentilerini karşılamaya odaklandık. Ekonominin rayına girmesi için çalışıyoruz. Yeri ve zamanı geldiğinde seçim tarihi konusunda değerlendirme yapılır. Ama Özel’in önerdiği 2026 hiçbir şekilde konuşmayacağız”

Türkiye gazetesinden Yücel Kayaoğlu’nun haberine göre, AK Parti kurmayları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu mesajlarının kendi partisi içinde ‘erken seçim’ çağrısı yapılmasını isteyenlere yönelik olduğunu düşünüyor. Özel’in baskılar sebebiyle seçimi gündeme getirdiğini belirten AK Parti kurmayları “Partisinde ‘Neden erken seçim istemiyorsun?’ diye baskı yapanlar var. O nedenle seçimi gündemde tutmak istiyor. Aslında Özel’in kendisi de biliyor ki millet seçim falan istemiyor. Üst üste seçimler nedeniyle ülke seçim yorgunu oldu. Yapılan araştırmalarda da seçmenlerin yüzde 60’dan fazlasının seçim istemediğini görüyoruz” değerlendirmesini yapıyorlar.

Özel’in seçimle ilgili çağrısına DEVA, Saadet ve Gelecek Partisi’nden de olumlu cevap gelmeyeceğini dile getiren kurmaylar, “Çünkü bu partilerin oy oranları ortada, bir seçim olsa barajı geçme ihtimalleri yok. Bu sebeple bu partilere mensup milletvekilleri ellerindeki imkânı bırakmak istemez” ifadelerini kullanıyorlar.

AK Parti kurmayları konuya ilişkin değerlendirmelerinin devamında şu ifadeleri kullanıyorlar: “Şu anda biz ekonomiye odaklandık, vatandaşın beklentilerini karşılamaya odaklandık. Ekonominin rayına girmesi için çalışıyoruz. Yeri ve zamanı geldiğinde seçim tarihi konusunda değerlendirme yapılır. Ama Özel’in önerdiği 2026 hiçbir şekilde konuşmayacağız. Ama 2027 başından itibaren seçimlerin yenilenmesi konusunda bir değerlendirme yapılır. Normalde 2028 Mayıs ayında yapılması gereken seçimler bir yıl veya altı ay geriye çekilebilir.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığı için seçimlerin yenilenmesi kararının Meclis tarafından nitelikli çoğunlukla (360) alınması gerektiğini hatırlatan kurmaylar, “Bu konular henüz hiçbir şekilde bizim gündemimizde değil. Ne yeri ne de zamanı. 2027 yılına geldiğimizde Meclis kararı ile mi gidilecek, ya da Cumhurbaşkanı mı karar alacak? Ancak o zaman konuşulur. Şu anda yapılan bütün tartışmaların içi dolu değil” diye konuştular.

Paylaşın