Fatih Erbakan’dan AK Parti’ye “Siyasi Şantaj” Suçlaması

Yerel seçimlerde partisinden belediye başkanı seçilen bir çok ismin AK Parti’ye geçeceği iddialarına sert tepki gösteren Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, AK Parti’yi ‘siyasi şantaj’ yapmakla suçladı:

Haber Merkezi / “Yeniden Refah Partili belediye başkanlarımızın faaliyetlerini engelleyerek onları hizmet edemez hale getirmek, siyasi şantajla başkanlarımızı AK Parti’ye transfer etmeye çalışarak milletimizin 31 Mart’ta ortaya koyduğu iradeyi hiçe saymak, ne siyasi ne de ahlaki bakımdan uygun bir davranış değildir.”

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, yerel seçimlerde partisinden belediye başkanı seçilen bir çok ismin AK Parti’ye geçeceği iddialarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.  Erbakan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Milletimizin hür iradesiyle Yeniden Refah Partimiz’den seçilen belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin ‘AK Parti’nin siyasi şantaj yöntemleriyle karşı karşıya kalmaktadır.

“İktidar gücünü elinde bulunduranlar Yeniden Refah Partimizden seçilen belediye başkanlarımıza, kamu gücünü kullanarak hizmet yaptırmayacaklarını göstererek; hizmetlerin yapılması için gerekli imkanları, belediye başkanlarımızın partimizden istifa ederek, kendi saflarına geçmesi karşılığında vereceklerini ima ve ifade etmektedirler.

Yeniden Refah Partili belediye başkanlarımızın faaliyetlerini engelleyerek onları hizmet edemez hale getirmek, siyasi şantajla başkanlarımızı AK Parti’ye transfer etmeye çalışarak milletimizin 31 Mart’ta ortaya koyduğu iradeyi hiçe saymak, ne siyasi ne de ahlaki bakımdan uygun bir davranış değildir.

Bu noktada milletin tercihini, iradesini yok sayarak, şahsi ikbal, menfaat ve konforları uğruna saf değiştirenleri de milletimiz elbetteki affetmeyecektir. Bu gibi siyasi operasyonlar, milletimizin büyük teveccühüne mazhar olan, her ay üye kayıt rekorları kırarak emin adımlarla hedefe doğru ilerleyen, Türkiye’nin en hızlı büyüyen siyasi partisi Yeniden Refah Partimizin yükselişini asla durduramayacaktır.”

Paylaşın

2 Milletvekili Ve 15 Belediye Başkanı AK Parti’ye Katılıyor

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, “15 belediye başkanı noktasında katılımlar olacak. 2 milletvekili katılacak. Görüşmeler de sürüyor. Yeni katılımlar olabilir” dedi ve ekledi:

“Hizmet kervanına destek olmak isteyen herkes, bizimle diyalog içinde oluyor. Biz bu durumda hem parti ilkemizi hem de katılım sağlamak isteyenlerin hukukunu koruyacak şekilde süreç yönetimi yapıyoruz.”

Dağ sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bizim için bir ilk değil, son da olmayacak. 85 milyon vatandaşımızı kucaklayarak AK Parti ailesini büyütmeyi sürdüreceğiz.”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti’nin 23. Kuruluş Yıldönümü’ne ilişkin açıklama yaptı.

“Bugüne kadar siyasetin merkezinde bulunduk. Bundan sonra da bulunmaya devam edeceğiz.” diyen  Hamza Dağ, yaptığı açıklamada AK Parti’ye milletvekili ve belediye başkanları düzeyinde katılım olacağını belirtti.

 Dağ, “15 belediye başkanı noktasında katılımlar olacak. 2 milletvekili katılacak. Görüşmeler de sürüyor. Yeni katılımlar olabilir.” ifadelerini kullandı.

“Hizmet kervanına destek olmak isteyen herkes, bizimle diyalog içinde oluyor. Biz bu durumda hem parti ilkemizi hem de katılım sağlamak isteyenlerin hukukunu koruyacak şekilde süreç yönetimi yapıyoruz” diyen Dağ, sürecin tamamlanmasıyla isimlerin açıklandığını anlattı.

Dağ sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bizim için bir ilk değil, son da olmayacak. 85 milyon vatandaşımızı kucaklayarak AK Parti ailesini büyütmeyi sürdüreceğiz.”

Paylaşın

Yeni Anket: CHP Yüzde 34.7 AK Parti Yüzde 28.3

“Bugün bir genel seçim olsa hangi siyasi partiye oy verirsiniz?” sorusuna, seçmenlerin yüzde 23.1’i CHP, yüzde 18.9’da AK Parti yanıtını verdi. Görüş belirtmeyenlerin oranı ise yüzde 33.2 oldu.

Görüş belirtmeyenlerin oylarının dağıtılmasından sonrası, CHP’nin oy oranı yüzde 34.7, AK Parti ise yüzde 28.3 oldu.

Sözcü yazarı Aytunç Erkin, Sonar Araştırma’nın son anket sonuçlarını paylaştı.

“Dün elime Hakan Bayrakçı’nın özel abonelerine yaptığı ‘SONAR VIP’ anketi geçti” diyen Erkin, anketin temmuz ayında 26 ilde toplam 3 bin 27 kişi ile yapıldığını belirtti.

Ankete göre, “Bugün bir genel seçim olsa hangi siyasi partiye oy verirsiniz?” sorusuna kararsızlar dağıtılmadan önce verilen sonuçlar şöyle:

CHP yüzde 23.1
AK Parti yüzde 18.9
MHP yüzde 6.9
DEM Parti yüzde 6.7

İYİ Parti yüzde 3.7
Zafer Patisi yüzde 3.5
Yeniden Refah Par­tisi yüzde 3.2
Diğer 0.8.
Görüş belirtmeyenler yüzde 33.2

SONAR’ın sonuçlara ilişkin notu şöyle: Görüş belirtmeyenlerin oranı haziran ayına göre yüzde 4 puan azalmış olsa da son 30 yıl baz alındığında hala çok yüksek. Kararsızların ve görüş belirtmeyenlerin toplamının yüzde 27’nin altına düşeceği sonuçlar bize daha sağlıklı bilgi verecektir.

Kararsız oy yüzde 15.1, ge­çersiz oy kullanırım yüzde 3.1, sandığa gitmem yüzde 11.9, fikri yok yüzde 3.1

Görüş belirtmeyenlere orantısal olarak dağıtıldıktan sonra ise partilerin oy oranları şöyle:

CHP yüzde 34.7
AK Parti yüzde 28.3
MHP yüzde 10.4
DEM Parti 10.1

İYİ Parti yüzde 5.5
Zafer Partisi yüzde 5.1
Yeniden Refah Par­tisi yüzde 4.8
Diğer yüzde 1.1.

Gazeteci Aytunç Erkin’in köşesinde paylaştığı anketi gerçekleştiren SONAR çıkan sonuç­lardan sonra şu notu düştü: 1977 yılın­dan beri CHP ilk kez genel seçim oy oranı olarak 1’inci partidir. 47 yıldır ilk kez oluşan bu tabloda AK Parti’nin 22 yıldırı iktidarda olması elbette etkilidir. Ancak ekonomin gidişatı ve CHP’nin yeni ‘ılımlı politika’ yaklaşımı ilde diğer bazı faktörler de bu tablonun oluşmasın­da etkili olmuştur.

Paylaşın

AK Parti’den Instagram Ve Roblox Açıklaması: Sabır

AK Partili Efkan Ala, Instagram ve Roblox’a gelen erişim engeline ilişkin, “Türkiye burada özgürlükleri kısıtlamak için değil, özgürlükleri genişletmek için bu görüşmeleri yapıyor. Vatandaşlarımızdan sabır rica ediyorum” dedi ve ekledi:

“Biz, muhataplarımızın Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate alan adımları atsın diye uğraşıyoruz. Diğerinde ise çocukları korumaya yönelik. Bu alanı birlikte yönetmeliyiz. Biz, böyle bir iletişim devriminin olduğu çağda bunları kısıtlayarak yola devam etmeyi arzu eden bir iktidar değiliz. Ben kısa zamanda netice alacağını düşünüyorum.”

AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, NT’de gündemin öne çıkan başlıkları hakkında açıklamalarda bulundu. Efkan Ala’nın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“AK Parti hem bugüne kadar yaptıklarını hem de gelecek vizyonunu gözden geçirecek. AK Parti, Türkiye’nin siyasi tarihinde altı çizilerek yazılması ve okunması gereken bir adrestir.

Her alanda eş zamanlı yeni düzenlemelerin yapılması gerektiğine inandığımız bir dönem olarak tanımlıyoruz. Seçim dönemlerinde kalıcı reform yapmak imkansız hale geliyor. Seçimsiz dönem var. Seçimsiz dönemde Türkiye, ihtiyaç duyduğu yapısal reformları gerçekleştirme imkanı bulacaktır. Bugün Türkiye, orta gelir üst katmanında. Üst gelir grubuna çıkmak için gereken yapısal reformlar.

Yeni Anayasa tartışmaları: Anayasa tartışması yapılıp siyaset burada insiyatif alıp bir karar alırsa Türkiye’nin önü inanılmaz açılmaz. Hem yerli yatırımcımız hem de yabancı sermaye burada sadece sıcak para olarak gitmez. Borç ilişkisinde bulunmaz. Burada yatırım yapmaya başlar.

AK Parti’de değişim: AK Parti’de 9 ay önce Olağanüstü Kongre yaptık. MYK kurullarının 3’te 2’si değişti. Dün il başkanlarında bayrak yarışı oldu. Değişimi bayrak yarışı olarak görüyoruz. Önceki dönemde görev yaptığımız arkadaşlarımız başka yerde değerlendiriliyor. Aslında sürekli bir değişim ve dönüşüm içerisinde. Kendisi değişim dönüşüm sürecinde olmayan bir siyasi organizasyon Türkiye’yi de değiştirip dönüştüremez. Değişim AK Parti’de bitmez, bitmemeli de.

Erken seçim: Bu spekülatif anketler sosyal medyada dolaşıyor. Biz kendimiz de sürekli anketler yaparak yol haritamızı belirliyoruz. Anketlerden bazıları bizi önde bazıları geride gösteriyor. Biz önümüze bakıyoruz. Vatandaşın ne dediğini, seçimde ne gösterdiğinin çalışmalarını yapıyoruz. Türkiye’de hala AK Parti çözümlerin ve beklentilerin adresidir. Araştırmalarda bunu gösteriyor.

Bu spekülatif anketler sosyal medyada dolaşıyor. Biz kendimiz de sürekli anketler yaparak yol haritamızı belirliyoruz. Anketlerden bazıları bizi önde bazıları geride gösteriyor. Biz önümüze bakıyoruz. Vatandaşın ne dediğini, seçimde ne gösterdiğinin çalışmalarını yapıyoruz. Türkiye’de hala AK Parti çözümlerin ve beklentilerin adresidir. Araştırmalarda bunu gösteriyor.

Instagram ve Roblox: Türkiye’nin hassasiyetleri var. Biz burada özgürlüklerin garantisi olarak yürüyoruz. Birisi özgürlükleri kısıtlıyor. İnsanların yaptığı paylaşımları kaldırıyor. Özgürlüklere müdahale ettikleri için Türkiye burada vaziyet aldı. Türkiye burada özgürlükleri kısıtlamak için değil, özgürlükleri genişletmek için bu görüşmeleri yapıyor. Vatandaşlarımızdan sabır rica ediyorum. Biz, muhataplarımızın Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate alan adımları atsın diye uğraşıyoruz.

Diğerinde ise çocukları korumaya yönelik. Bu alanı birlikte yönetmeliyiz. Biz, böyle bir iletişim devriminin olduğu çağda bunları kısıtlayarak yola devam etmeyi arzu eden bir iktidar değiliz. Ben kısa zamanda netice alacağını düşünüyorum.”

Paylaşın

AK Parti’den Instagram Açıklaması: Pozitif İlerlemeler Kaydediliyor

Sosyal medya platformu Instagram’a yönelik erişim engeline ilişkin konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, “Pozitif ilerlemeler kaydediliyor” dedi ve ekledi:

“Kuralsız alanlarından vazgeçmek istemiyorlar. Müzakerelerin olumlu sonuçlanacağını, kurallara uyacağını taahhüt edeceğini ve böylelikle kısa sürede açılacağını düşünüyorum.”

Türkiye’de 50 milyonu aşkın kullanıcı olduğu belirtilen sosyal medya platformu Instagram’a getirilen erişim engeliyle yaşanan krizde günler sürüyor. CNN Türk canlı yayınında konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, Instagram’a yönelik yasağın kısa sürede kalkmasını beklediklerini söyledi.

Şirket yetkilileri ile görüşmelerine dair konuşan Yalçın, “Pozitif ilerlemeler kaydediliyor. Kuralsız alanlarından vazgeçmek istemiyorlar. Müzakerelerin olumlu sonuçlanacağını, kurallara uyacağını taahhüt edeceğini ve böylelikle kısa sürede açılacağını düşünüyorum” dedi.

Erişim engelinin ne zaman kaldırılacağı ile ilgili ise Yalçın, “Biz uzun sürmesi kanaatinde değiliz. Beklentimiz çok açık. Türkiye’nin kurallarına uyacağına dair çeşitli açıklamalar yapmaları, taahhütleri ortaya koymaları çerçevesinde çok kısa süre içerisinde bunun açılabileceğini biliyoruz. Ben sürecin uzayacağı kanaatinde değilim” diye konuştu.

Paylaşın

“Sosyal Güvenlik Sistemi Yeniden Yapılandıracak” İddiası

AK Parti kurmayları, “Sosyal güvenlik sistemini belki de baştan aşağı gözden geçirmemiz gerekecek. Sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı işlemesi için ortalama 4 çalışana 1 emekli düşmesi gerekiyor. Türkiye’de şu anda, bir emekliye karşılık 1,5 çalışan var” değerlendirmesini yapıyorlar.

Meclis’in ekim ayında açılmasıyla birlikte ilgili bakanlıklar ve AK Parti’nin ekonomi kurmaylarının bir araya gelerek sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırılmasına ilişkin çalışmalara başlaması bekleniyor.

Türkiye Gazetesi’nde yer alan habere göre; Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesi, ekonomik zorluklar sebebiyle ödenmeyen primler, çalışan-emekli sayısı arasındaki orantısızlık, kayıt dışı istihdam gibi nedenlerle bozulan sosyal güvenlik sisteminin yeniden rayına oturtulması için yeni dönemde bir çalışma yapılması bekleniyor.

Kamuoyunda bir süredir özellikle en düşük emekli aylığı ile ilgili artışları içeren düzenlemelerin yapılması, bu nedenle daha fazla prim ödeyen ile düşük prim ödeyenlerin aldığı maaş arasındaki makasın kapanması, sosyal güvenlik sistemine yönelik eleştirileri artırdı.

TBMM tatile girmeden önce en düşük emekli aylığının yeniden artırılmasına ilişkin düzenlemenin hazırlıkları sırasında AK Parti içinde de sosyal güvenlik sisteminin sil baştan ele alınarak tüm tartışmalı alanlarda yeni adımların atılmasına ilişkin başlıklar gündeme geldi.

AK Parti’de ve hükümet nezdinde bu konularda henüz kapsamlı bir çalışma yapılmadı.

“Sosyal güvenlik sistemini gözden geçirmemiz gerekecek”

Ancak AK Parti kurmayları “Sosyal güvenlik sistemini belki de baştan aşağı gözden geçirmemiz gerekecek. Emeklilik sistemi ile ilgili başlıklar var, intibak meselesi var. Aynı primi ödemesine rağmen farklı maaş alanlar var. EYT ile birlikte aktüeryal dengenin iyice bozulduğu açık. Sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı işlemesi için ortalama 4 çalışana 1 emekli düşmesi gerekiyor. Ama Türkiye’de şu anda, bir emekliye karşılık 1,5 çalışan var. Bu hâliyle sistemin döndürülmesi çok zor” değerlendirmesini yapıyorlar.

Meclis’in ekim ayında açılmasıyla birlikte ilgili bakanlıklar ve AK Parti’nin ekonomi kurmaylarının bir araya gelerek sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırılmasına ilişkin çalışmalara başlaması bekleniyor.

Ayrıca AK Parti’nin en önemli seçim vaatleri arasında yer alan esnafın emeklilikteki 9 bin prim günü şartının 7 bin 200’e düşürülmesi ve ev kadınlarına prim desteği ile yıpranma hakkının verilmesine yönelik düzenlemelerin de yeni dönemde çalışmaları yapılacak sosyal güvenlik reformu kapsamında ele alınacağı belirtiliyor.

Paylaşın

Erdoğan’dan Muhalefete “SGK Borçları” Tepkisi: Absürt Bahanelerle…

Erdoğan, muhalefetin SGK borçlarına ilişkin açıklamalarına tepki göstererek, “Konuşmayı meydanlarda atıp tutmayı çok sever. Ama iş verilen sözleri tutmaya gelince ara ki bulasın. SGK’ya olan birikmiş borçlarını dahi ödemeyen dahası absürt bahanelerle bu borçtan kaçmanın yollarını arayan bir zihniyetten ne memlekete, ne de şehirlerimize hiçbir hayır gelmez” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, başkanlığındaki kabine toplantısı sona erdi. 3 saat 20 dakika süren toplantının ardından kameraların karşısına geçen Erdoğan, açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Moğolistan’dan Etiyopya’ya nerede ata yadigarı bir kültürel varlığımız mevcutsa sahip çıkıyor kültürümüze ve insanlığa yeniden kazandırıyoruz. Büyük ülke ve büyük millet olmak neyi gerektiriyorsa tüm imkanlarımızla tüm gücümüzle onu yerine getirmenin gayretindeyiz. Burada bazı rakamları sizlerle kısaca paylaşmak isterim. TİGA vasıtasıyla günlük coğrafyamızın dört bir ucunda 120’nin üzerinde restorasyon çalışması gerçekleştirdik. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz aracılığıyla son 22 yılda yaklaşık 6000 vakıf kültür varlığının restorasyonunu veya onarımını tamamladık.

Tarihimizin hiçbir dönemine sırtımızı dönmeden hem içeride hem dışarıda ulaşabildiğimiz her yerde maziden atiye sağlam köprüler kurduk. Bunun en son örneği Yıldız Sarayı’ydı. Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Başkanlığımızın yürüttüğü 6 yıllık titiz bir çalışmanın neticesinde Yıldız Sarayı’nı tekrar ihya ettik. Osmanlı’nın en sancılı yıllarına tanıklık eden ancak bir dönem kumarhane olarak kullanılan bu önemli mirasın kapılarını 19 Temmuz’da onun sahibi olan aziz milletimize açtık.

Şimdiye kadar 100 bin insanımızın ziyaret ettiği Yıldız Sarayı’nı özellikle gençlerimizin gezip görmesini tavsiye ediyorum. Bakımsızlık kurbanı olan Edirne Sarayı’yla ilgili restorasyon çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah bu güzide eseri de kısa sürede ülkemize kazandıracağız. Sultan 2. Abdülhamid Han’ın emanetini yeniden hayata döndürmekten duyduğumuz bahtiyarlığı burada tekrar ifade etmek istiyorum. Yıldız Sarayı’nın restorasyonunda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.

26 Temmuz’da İstanbul’da tanıtımını yaptığımız HİT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı ile milli teknoloji hamlemizi yeni bir ivme kazandırıyoruz. Programla yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli yeni yatırımlar için Türkiye’nin sahip olduğu avantajları HİT 30 programıyla vergi teşvikleri ve hibe desteklerinden oluşan toplam 30 milyar dolarlık kaynağı yüksek teknoloji yatırımlarına yönlendireceğiz.

HİT 30 programının sektörde farklı bir heyecan oluşturduğunu görüyoruz. Bundan da büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bu vesileyle buradan iç dünyamıza şu çağrıyı yapmak arzusundayım. Hükümetimiz üretenin, çalışanın, istihdam sağlayanın daima yanındadır. Son 22 yılda el ele verdik, omuz omuza verdik, nice hayalleri beraberce gerçeğe dönüştürdük. Savunma sanayi başlığı olmak üzere birçok başlıkta ülkemizi parmakla gösterilen seviyelere yine beraberce ulaştırdık.

Önümüzdeki dönemde iyi çalışılmış, Türkiye ekonomisine katkı yapacak yeni paketlerle iş dünyamıza destek vermeyi sürdüreceğiz. Allah’ın izniyle çok daha fazlasını başaracağız. Şunu lütfen unutmayınız. Siz gayret ettiğiniz sürece biz de sizleri asla yalnız bırakmayız. Önümüzdeki dönemde iyi çalışılmış Türkiye ekonomisine katkı yapacak yeni paketlerle iş dünyamıza destek vermeyi sürdüreceğiz.

Aziz milletim. Bundan 10 sene önce sizlerin desteğiyle göreve ilk başladığımızda koşan, koşturan ve terleyen bir cumhurbaşkanı olacağımızın sözünü vermiştik. Diğer tüm sözlerimiz gibi hamdolsun bunu da yerine getiriyoruz. Ankara ve İstanbul’daki yoğun programlarımızın yanı sıra il ziyaretlerimizle milletimizle gönül köprülerimizi güçlendiriyoruz. İllerimizde yapımı devam eden projelerimizi yerinde görüyor, inceliyor, varsa eksiklerinin giderilmesi için hemen orada Bakan arkadaşlarımıza gerekli talimatları veriyoruz. Ayrıca tamamlanan eserlerin de açılış sevincini milletimizle paylaşıyoruz. Rize ziyaretimizde hem Rizeli kardeşlerimizle kucaklaştık hem de inşası biten eser hizmet ve projelerin resmi açılışını gerçekleştirdi.

Afetzede kardeşlerimize ev ve dükkanlarının anahtarlarını teslim ederek 2021 yılındaki sel felaketinin yaralarını sarma vaadimizi yerine getirdik. Aydere yaylasını 2017 yılından bu yana toplam 2 milyar 667 milyon liralık yatırımla eski güzelliğine yeniden kavuşturduk. Tabii burada asıl önemli olan Ayder gibi doğal bir hazinenin korunmasıdır. Ayder’de çarpık yapılaşmaya izin vermeyerek, Ayder’i her türlü çirkinlikten muhafaza ederek hep birlikte bunu başaracağımıza inanıyorum. Bu vesileyle bir kez daha açılışını yaptığımız hizmet ve projelerin hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen tüm kurumlarımıza kutluyorum.

“İsmail Henniye’nin şehit edilmesiyle Gazze krizinde yeni bir sınır da aşıldı”

Değerli basın mensupları, bölgemiz gerçekten sancılı günler yaşamaktadır. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 2 buçuk yılını doldurdu. Savaşın kısa vadede sona erme ihtimali henüz ufukta görünmüyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılar 10. ayını geride bıraktı. Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Henniye’nin şehit edilmesiyle Gazze krizinde yeni bir sınır da aşıldı.

Ancak turizmde hala kat etmemiz gereken mesafe olduğunu biliyoruz. Bölgemizdeki istikrarsızlıklar ve çatışmalar azaldıkça bu mesafeleri çok daha hızlı bir şekilde aşacağız. Turizm sektörümüzün de vizyonunu buna göre şekillendirmesinde fayda var. Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım. Aşırı kar hırsıyla hızlı kazanç peşinde koşmak, orta ve uzun vadede turizm sektörümüze onulmaz yaralar açacaktır.

Her ne suretli olursa olsun, vurgunculuk yapanlar en büyük zararı milletimize vermektedir. Türkiye’nin saygınlığına vermektedir. Sektörden ekmek yiyen milyonlarca vatandaşımıza vermektedir. Her zaman söylüyorum, itibar ve güven zor kazanılan fakat kolayca kaybedilen değerlerdir. Fırsatçıların bu değerlerimizi dinamitlemesine müsaade etmemeliyiz. Ülkemizin prestijine ve turizm sektörümüze zarar veren arzi durumların ortadan kaldırılması noktasında devletimizin kurumları kadar sektörün bizatihi kendisine çok önemli görevler düşüyor.

Daha büyük hedeflere kulaç atarken turizm sektörünün gelişmesine ayak bağı olan bu yüklerden de kurtulacağımıza inanıyorum. Aziz milletim, ekonomi başlığında şunu da memnuniyetle vurgulamak durumundayım. Turizm ve ticaret rakamları gibi bugün açıklanan Temmuz ayı enflasyon oranları da hamdolsun ümitlerimizi artırmıştır. Haziran itibariyle enflasyonda başlayan düşüş süreci Temmuz’da biraz daha belirginleşti. Yıllık enflasyon en yüksek seviyesine göre 13,7 puan geriledi. Önümüzdeki aylarda bu eğilim hızlanarak devam edecek.

Sene sonunda enflasyonu hedeflerimizle uyumlu oranlara mutlaka indireceğiz. Amacımız enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlamaktır. Küresel ekonomide son dört yıldır devam eden fırtınalı seyir gelişmiş ülkeler dahil hepimizi zorluyor. Bu sabah dünya sermaye piyasalarında yaşananlar hükümetimizin nasıl belirsizliklerle dolu bir atmosferde yürüdüğünü göstermiştir. Ama hiç kimsenin endişesi olmasın. Türkiye emin ve ehil ellerde yoluna devam etmektedir.

Netanyahu yönetiminin kural tanımaz, hukuk tanımaz, saldırgan tavrı bölgemizi kötü senaryolarla karşı karşıya bırakıyor. Amerika başta olmak üzere Batılı aktörler ne yazık ki İsrail’in ve bir avuç fanatik siyonistin esiri olmuş durumda. Ateşkeş görüşmelerinden umutları yeşertecek bir sonuç çıkmadı. Hamas’ın yapıcı tavrına rağmen Netanyahu yönetimi katliam politikasını sürdürme niyetinde olduğunu defaatle gösterdi. Üzerinde etki sahibi güçlerin “Tavşana kaç, tazıya tut” politikası sürdükçe İsrail, Gazze’deki ateşi tüm bölgeye yaymak için her yolu deneyecektir.

Türkiye olarak bölgemizdeki gelişmeleri anbean takip ediyoruz. Son 10 ayda 40 bin masumun hayatına mal olan bu barbarlığın bir an önce sona ermesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Daha evvel Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararımızı açıklamıştık. Bununla ilgili somut adımımızı çarşamba günü atıyoruz.

Meclisimiz 7 Ağustos tarihinde LAHEY’de davaya müdahillik dilekçemizi Adalet Divanı’na teslim edecektir. Türkiye adına resmi başvuru yapmış olacağız. Milletimin şu gerçeği çok iyi bilmesini arzu ediyorum. Türkiye varlık yokluk mücadelesi verdiği bu zor günlerinde Filistin’in yanındadır. Tüm imkanlarıyla Filistinli kardeşlerine sahip çıkmaktadır.

İsrail’in soykırım politikasına en net ve güçlü tepkiyi veren ülke yine biziz. Ülkemizin bu kararlı tavrının Netanyahu hükümetinde nasıl bir rahatsızlık oluşturduğu gün aşırı yapılan densiz açıklamalardan anlaşılmaktadır.

“Gözünü kan bürümüş soykırım şebekesi ne yaparsa yapsın…”

Bayrağımıza ve bağımsızlığımıza dil uzatan sosyal medya şarlatanlarını rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Gözünü kan bürümüş soykırım şebekesi ne yaparsa yapsın Türkiye’nin ve Türk milletinin Filistin halkıyla dayanışmasını engelleyemeyecektir. Masumların gözyaşı üzerinden ikbal devşirmeye heveslenenler ne kadar büyük bir gaflete düştüklerini er ya da geç anlayacaklardır. Güçlü Türkiye inşallah bölgemizde barışın teminatı olacaktır. Tarih boyunca mazlumların sığınağı olan ülkemiz kimsesizlerin kimsesi olma vasfını koruyacaktır. Aziz milletim bu anlayışla Türkiye 100. yılının inşası için gece gündüz koşturuyoruz.

Yakın çevremizdeki tüm sıkıntılara rağmen ekonomide hedeflerimizle uyumlu şekilde yolumuzda ilerliyoruz. Geçen hafta açıklanan veriler doğru yolda olduğumuzu temin etmiştir. İhracatta tarihimizin en yüksek temmuz ayı rakamına ulaştık. Temmuz ayı ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,8 artış kaydede 512 milyon dolar oldu. Tüm zamanların en yüksek Temmuz ayı ihracatını gerçekleştirdik. Yıllıklandırılmış ihracatımızda toplam 261,5 milyar dolar ve bir önceki yıla göre %3,4 artışla yine Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Mal ihracatında son bir yılda 8,7 milyar dolar net artış sağlandı.

İthalatımızdaki düşüş eğilimi aynı şekilde devam ediyor. İthalatımız temmuz ayında yıllık bazda %7,9 oranında yani 2,6 milyar dolar geriledi. İracattaki artış ve ithalattaki azalışın etkisiyle dış ticaret açığımız yıllık bazda %42,3 düşüş ile 7,2 milyar dolara indi. İhracatın ithalatı karşılama oranında 14,5 puanlık güçte bir yükseliş yaşandı. %75,7 seviyesine çıkan bu oranı inşallah da arttıracağız.

2002 yılında toplam 36 milyar dolar ihracat yapan bir ülkeyi bir ayda 22,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren bir ülke konumuna taşıdık. İsrail’le dış ticaret işlemlerini durdurduğumuz bir dönemde böyle bir orana ulaşmamız ayrıca takdire şayandır. Buradan milletimin huzurunda açıkça ifade ediyorum Türkiye, mevcut İsrail hükümetini ateşkese zorlamak ve insani yardımların Gazze’ye kesintisiz girişimini temin etmek amacıyla aldığı bu kararın sonuna kadar arkasındadır.

İhracatçılarımızın da kendilerine yeni pazarlar bularak burada yaşanan kaybı telafi ettiklerini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Hemen her şeyin bir şekilde telafisi olur ama Filistinli mazlumlara sırtını dönmenin telafisi olmaz. İnşallah daha fazla gayret göstererek yıl sonu hedefimiz olan 267 milyar dolar ihracat rakamını da mutlaka yakalayacağız. Türk mallı damgalı ürünleri Afrika’dan Asya’ya dünyanın dört bir ucuna ulaştıran ihracatçılarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum. İhracatçılarımızdan kalan beş ayı çok çok iyi değerlendirerek bizlere yeni müjdeler vermelerini bekliyorum.

Kıymetli vatandaşlarım, ülke olarak kültür turizmi, inanç turizmi, sağlık turizmi, doğa sporları gibi farklı alanlarda ciddi imkanlara sahibiz. Seksen bir vilayetimizin her bir köşesi köylerimizde, ilçelerimizde saklı kalmış her bir eser ayrı bir medeniyetin izlerini taşıyoruz. Anadolu zaten eşsiz güzellikte bir açık hava müzesidir. Ancak uzun yıllar bu imkanlardan yeterince istifade edemedik.

Altyapı eksiği ve terör belası turizmin gelişmesine yıllarca engel oldu. Son 22 yılda doğudan batıya, kuzeyden güneye ülkemizin gizli kalmış hazinelerini turizme kazandırmak için çok mücadele ettik. Doğu ve Güneydoğu illerimizin üzerinden terörün gölgesi kalktıkça buralar turizmden de hak ettiği yeri almaya başladı. Ulaştırma yatırımlarımızla ülkemizin 81 vilayeti, 782 bin km karenin her bir karışı yerli ve yabancı misafirlerimizin ziyaretine açıldı.

Bir zamanlar bacasız sanayi denilen turizm bizim dönemimizde Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri haline geldi. Turizm sektörümüze yaptığımız yatırımların karşılığını fazlasıyla alıyoruz. Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2024 yılının ilk 6. ayına ait turizm rakamları bu gerçeği bir kez daha ortaya koymuştur. 2024’ün ilk 6 ayında turizmde gurur verici bir başarıya imza attık. Bu dönemde ülkemizi ziyaret eden turist sayısı. 26.137.000’E ulaşarak bir önceki yılın aynı dönemine göre %14 artışla rekor kırıldı.

Ayrıca geçen yıl ilk 6 ayda 93 dolar olan kişi başı gecelik harcama tutarı bu sene 98 dolara çıkmış oldu. Yıl sonunda bu meblağın 103 dolara çıkacağını tahmin ediyoruz. Bu rakamlara bağlı olarak turizm gelirlerimiz de artmaktadır. 2023’Ün ilk 6 ayında 21,6 milyar dolar olan toplam gelirimiz bu senenin aynı döneminde %9,3 yükselişle 23,7 milyar dolara çıktı. Çok büyük bir aksilik olmazsa, yıl sonunda 60 milyar dolar turizm gelirini, 60 milyon turist sayısını inşallah yakalayacağız.

İnşallah bu yolun sonunda da ekonomide menzilli maksuduna varacaktır. Türk ekonomisi bu güce, bu potansiyele, 22 yıllık çabalar neticesinde inşa ettiği bu sağlam temele ziyadesiyle sahiptir. Bunun için biraz daha sabredecek, biraz daha dirayetli davranacağız. Muhalefetin bu ülkeye faydadan çok zarar getirecek afaki söylemlerine prim vermeyeceğiz. Onlar konuşmayı meydanlarda atıp tutmayı çok sever. Ama iş verilen sözleri tutmaya gelince ara ki bulasın.

SGK’ya olan birikmiş borçlarını dahi ödemeyen dahası, absürt bahanelerle bu borçtan kaçmanın yollarını arayan bir zihniyetten ne memlekete ne de şehirlerimize hiçbir hayır gelmez.

Vatandaşlarımdan muhalefetin karamsar, kötümser, moral bozmayı amaçlayan açıklamalara itibar etmemelerini, 22 yıllık tarihi başarılarla dolu hükümetimize güvenmeye devam etmelerini bekliyorum. Burada şu noktayı da belirtmek istiyorum. Vatandaşlarımızdan bunu talep ederken devlet olarak biz de üzerimize düşeni yapıyoruz. İçinden geçtiğimiz hassas dönemde ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yükünü hafifletmek için onların yanında oluyoruz. Biliyorsunuz 2022 yılında çok önemli bir program başlattık. Türkiye aile destek programıyla ihtiyaç sahibi arkadaşlarımıza kardeşlerimize nakdi destek ulaştırdı.

Hanelerimizi elektrik tüketim desteğinden faydalandırma yanında bu hanelerde bulunan evlatlarımız için de ilave destekler sağladı. Programımız kapsamında bugüne 2 milyon tekil ailemizin elinden dar gelirli ailelerimize toplamda 88,2 milyar liranın üzerinde destekte bulunduk. Programın son ödemesini geçtiğimiz ay gerçekleştirdik. Kabine toplantımızda bu konuyu tüm yönleriyle tekrar gözden geçirdik. İki yıldır uyguladığımız destek programımızı sosyal devlet vasfımızın bir gereği olarak 2024 yılının sonuna kadar uzatıyoruz.

Değerli basın mensupları Türkiye diplomasisinin farklı alanlarında başarı grafiğini sürekli son yıllarda ülkemiz küresel ve bölgesel diplomasinin kalbinin attığı yer haline dönüştü. Rusya Ukrayna savaşında İstanbul sürecinden 33 milyon ton tahılın Türk boğazlarından dünya piyasasına ulaştırıldığı Karadeniz tahıl girişimine kadar pek çok önemli diplomasi zaferine bizler imza attık.

Bu en son örneği istihbarat alanında geçen hafta yaşandı. Milli İstihbarat Teşkilatımızın son derece hassas bir çalışma neticesinde 2. Dünya Savaşı sonrası en büyük esir takası ülkemizin ev sahipliğinde Ankara’da gerçekleştirildi.

Amerika, Almanya, Polonya, Slovenya, Norveç, Rusya ve Belarus cezaevlerinde bulunan 26 kişinin değişimi hiçbir krizle karşılaşılmadan hamdolsun tüm dünyaya örnek olacak şekilde yapıldı. İnsani boyutunun ötesinde Türkiye’nin kilit rolünü de tescilleyen MİT mensuplarımızı can-ı gönülden tebrik ediyorum. 97 yıldır devletimizi nice saldırıdan, nice ihanetten, nice provokasyondan gerektiğinde canları pahasına koruyan MİT Başkanlığımızın isimsiz kahramanlarına bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.”

Paylaşın

“Erken Seçim” Tarihini Erdoğan Ve Bahçeli Belirleyecek

AK Parti ve MHP’nin ana omurgasını oluşturduğu iktidardaki Cumhur İttifakı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “erken seçim” çağrısının çok anlamlı olmadığı görüşünde. 

Erdoğan’ın kendine en uygun zamanda erken seçim için “Hodri meydan” diyeceğini, bunu dediğinde muhalefetin kaçamayacağını savunan kurmaylar, “Erken seçim çağrısı ne zaman yapılırsa tıpış tıpış evet diyecekler. Başka şansları var mı? Erken seçim tarihini Özgür Özel değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile, MHP lideri Bahçeli, yani Cumhur İttifakı belirleyecek” iddiasında.

Yerel seçimlerin ardından muhalefet partilerinden erken seçim çağrıları her geçen gün daha da yükselen seslerle dile getirilmeye başlandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, erken seçimle ilgili, “İki seçim arasında 5 yıl var. Bunun ortası 2.5 yıl. Erdoğan Meclis erken seçim kararı almazsa bir daha aday olamıyor. 2.5. yıl geldiğinde seçimleri yenileyelim, Erdoğan kendine güveniyorsa bir kere daha gelir, yarışırız” dedi.Özel bu tarihten sonra gelecek erken seçim talebine ise olumlu bakmayacaklarını söyledi.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu iktidar cephesi ise bu çağrının çok anlamlı olmadığı görüşünde. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendine en uygun zamanda erken seçim için “Hodri meydan” diyeceğini, bunu dediğinde muhalefetin kaçamayacağını savunan kurmaylar, “Erken seçim çağrısı ne zaman yapılırsa tıpış tıpış evet diyecekler. Başka şansları var mı? Erken seçim tarihini Özgür Özel değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile, MHP lideri Bahçeli, yani Cumhur İttifakı belirleyecek” iddiasında.

Normalleşmenin kazananı kim?

CHP yerel seçim sonrası diyalog kanallarının açılması için AK Parti ile “normalleşme” süreci başlattı. Karşılıklı yapılan ziyaretlerde CHP’nin gündeminde adalet talepleri, uygulanmayan AİHM, AYM kararları, ekonomik sorunlar, kayyım atamaları gibi birçok başlık vardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ana gündemi ise “yeni anayasa”ydı. CHP normalleşme sürecini “AK Parti’nin hukuka dönüşü” olarak değerlendirirken birçok konuda değişim ve yeni adım bekledi. Bu beklentilerin büyük kısmı ise hayata geçmedi. Sadece “yeni anayasa” diyen AK Parti’ye göre ise “normalleşme, CHP’nin normalleşmesi” oldu. Öyle ki Erdoğan bir konuşmasında CHP’nin 15 Temmuz ile ilgili değişen açıklamalarına dikkat çekerek, bunu “muhalefetin normalleşmesi adına kayda değer buluyoruz” dedi.

AK Partili yetkililer de bu sürece “CHP’nin normalleşmesi” olarak bakıyor, hatta “CHP’yi merkeze getirdik” yorumu yapıyor. AK Partili bir yöneticiye göre normalleşme aynı olmak demek değil. Konuşabilmek, diyalog kurabilmek demek. Seçmen tabanında çok olumlu bulunan sürecin devam etmesi gerektiği, Cumhurbaşkanının da iç toplantılarda parti yöneticilerine çok sertlik içeren seçim sürecine atıf yaparak, “seçim dilini bırakın” dediği aktarılıyor.

Paylaşın

Milletvekili Transferleri: Erdoğan, En Az 3 Vekille Rozet Takacak

23’üncü kuruluş yıl dönümünü 81 ilde kutlayacak olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), “Adı: AK Parti” sloganıyla hazırlanan büyük töreni ise yeni transferlerle taçlandırmayı hedefliyor.

Ankara’da 14 Ağustos’ta düzenlenecek törende AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve İYİ Parti’den istifa eden en az 3 milletvekili ile bazı belediye başkanlarına rozet takması bekleniyor.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, AK Parti’nin 14 Ağustos’taki kuruluş yıldönümü kutlamalarında ‘kısmen’ de olsa katılımlar olabileceğini, ancak asıl planlamanın ekim ayında düşünüldüğünü aktarmıştı.

İYİ Parti, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nden istifa eden bazı isimlerin AK Parti’ye geçmek istediği bir süredir kulislerde konuşuluyordu. Erdoğan’ın, “Biz fırsatçılık yapmayız” diyerek bu konuda acele edilmemesini istediği iddia edilmişti.

Sabah’tan Fatma Göksu’nun haberine göre; AK Parti, söz konusu transferler için 14 Ağustos’u bekliyor. 23’üncü kuruluş yıl dönümünü 81 ilde kutlayacak olan AK Parti, “Adı: AK Parti” sloganıyla hazırlanan büyük töreni ise yeni transferlerle taçlandırmayı hedefliyor.

Ankara’da 14 Ağustos’ta düzenlenecek törende Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve İYİ Parti’den istifa eden en az 3 milletvekili ile bazı belediye başkanlarına rozet takması bekleniyor.

Paylaşın

Erdoğan’dan Olimpiyat Açılışına Tepki: Papa’yı Arayacağım

Partisinin il başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, “Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın açılışında sahnelenen ahlaksızlık, karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi” dedi ve ekledi:

“İlk fırsatta Papa’yı arayacağım. Orada tüm insanlığa yapılan ahlaksızlığı paylaşacağım. Olimpiyatlar nesillerin emniyeti ve bakasını tehdit eden sapkınlığa alet edilmiştir. En masum varlıklarımız olan çocuklarımız iğrenç şekilde hedef alınmıştır. Paris’teki rezil sahne sadece Katolik alemini, Hıristiyan dünyasını değil en az onlar kadar bizi de rencide etti, bizde de infial oluşturdu.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen ‘Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Milletin sandıkta verdiği mesajlara kulaklarımızı tıkamıyor, sandıkta tecelli eden iradenin rehberliğinde iç bünyemizde gerekli adımları atıyoruz. Kolaycılığa kaçmadan, bakınmadık hiçbir nokta bırakmadan bu süreci titizlikle yürütüyoruz. Selden kütük kapma telaşında olanları da çok iyi görüyoruz. Allah’ın izniyle bunları aradıkları fırsatı vermedik, vermeyeceğiz.

Ne fitne kazanına odun taşıyanların oyununa geleceğiz ne de hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edeceğiz. Partimiz bünyesinde farklı seviyelerde bayrak değişimini gerçekleştiriyoruz. Yorulan, yıpranan, çeşitli nedenlerle görevden affını talep eden arkadaşlarımızın yerine bazı arkadaşlarımızı görevlendirdik. Millete hizmet davasının ateşten gömleğini giyen arkadaşlarımıza üstlendikleri ağır sorumluluklarda Rabbimden başarılar diliyorum.

Her gün her dem yeniden doğarak, kendimizi yenileyerek, millete olan aşkımızı, muhabbetimizi her daim büyüterek azim ve kararlılıkla yürüyoruz. Biz her işte hayır olduğuna inanan bir kadroyuz. Bu sürecin de partimiz ve hareketimiz için yeni kapıların açılmasına vesile olacağından asla şüphe duymuyoruz. Aslolan milletle gönül bağını muhafaza etmektir. Aslolan 85 milyonun umudu olmayı sürdürebilmektir. Milletimizle irtibatımızı koruduğumuz ve güçlendirdiğimiz müddetçe hiçbir şey bizi yolumuzdan alıkoyamaz.

AK Partili kadrolar olarak yapmamız gereken bellidir. Daha fazla gönül kazanacağız, milletin sofrasına daha fazla oturacağız. İyi ve kötü gününde vatandaşın her zaman yanında olacağız. Kapısı çalınmadık, eli sıkılmadık, kalbine dokunulmadık kimse bırakmama prensibiyle gece gündüz çalışacağız.

İl başkanlığı il binasının dört duvarı arasına sıkışıp kalınarak yerine getirilecek görev değildir. Belediye başkanlığı rutin işleri takip edilecek bir yer değildir. Siz yol ve dava arkadaşlarımın tamamından sorumluluklarınızı bu hassasiyetle ifa etmeniz gerektiğini altını çizerek vurgulamak istiyorum.

Muhalefetin milletin meselelerine nasıl baktığını her konuda görüyoruz. Son 22 yılda birkaç istisna hariç milletin gerçek gündemiyle aynı hizada bir türlü konumlanamadılar. Terörle mücadeleden ülkemizin hak ve çıkarlarının savunulmasına kadar çok büyük savrulmalar yaşandılar. 30 yıllık işgalin altından Karabağ’ı özgürlüğe kavuşturma mücadelesinde en sert eleştiriyi CHP’den aldık. Libya meselesinde de aynı vahim durumla karşılaştık. Türk askerinin Libya’da ne işi var korosunun assolisti CHP ve dönemin CHP genel başkanıydı. Türkiye’nin Afrika’daki varlığından rahatsız olan sömürgecilerin tezleriyle bizleri hedef aldılar.

Geçtiğimiz hafta DEM’li ortaklarıyla Meclis’te Somali tezkeresine hayır dediler. Gazze’de devam eden soykırımda Hamas’ı şeytanlaştırmada nasıl bir dil tutturduklarını biliyoruz. İsrail’in vahşi katliamlarına tepki vermekle gösteremediler. Şimdi benzer basiretsizliği mavi vatanda görüyoruz. Masal diyerek, ülkemizi yayılmacılıkla itham ederek birilerine göz kırpıyorlar. Milletin verdiği yetkiyi Türkiye karşıtlarına selam çakmak için kullanıyorlar. Bunun adı sorumsuzluktur, şuursuzluktur, gaflettir. Bu tezleri Meclis kürsüsünden dinlendirmek ne zamandan beri CHP’nin gündemi oldu.

CHP’nin Türkiye ile ve Türkiye’nin çıkarlarıyla alıp veremediği nedir? İktidara muhalefet etmek ayrıdır, Türkiye’nin rakiplerine lojistik destek sağlamak ayrıdır. Biz CHP’den bizimle her konuda aynı düşüncede yer almasını asla beklemiyoruz. Milli meselelerde yerli ve milli duruş bekliyoruz. Bu tarz açıklamalarla ülkemize zarar vermesinler, gölge etmesinler yeter biz onlardan başka ihsan istemiyoruz. Ana vatanımızın ayrılmaz parçası olan mavi vatanımıza sahip çıkma noktasında en küçük geri adım atmayacağız.

Bunu böyle bilsinler, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Dış politika bağlamında şu gerçeği vurgulamak isterim, biz 2200 yıldan fazla devlet geleneği ve devlet aklı olan milletiz. Başkaları gibi sadece 50-100 yıllık birikimle değil binerce yılın merceğinden bakıyoruz. Hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz. Hamlelerimizi buna göre tayin ediyoruz. Biz başına vurulunca ekmeği alınan bir ülke değiliz.

Tarihimizin hiçbir döneminde de böyle olmadık. Ne başkalarının hakkına el uzatırız ne birilerine hakkımızı yediririz. Libya’da bunu yaptık.30 yıllık işgalin ardından Karabağ’da bunu yaptık. Suriye’den topraklarımıza saldırı olduğunda bunu yaptık. Hakkımıza, kardeşlerimize bekamıza sahip çıktık. Ülkemizin ve milletimizin güvenliğini garanti altına aldık.

Barışı, istikrarı, sükuneti savunan taraf olduk. Gazze’de 300 gündür son derece vahşi soykırım yaşanıyor. İsrail güçleri 16 bini çocuk 40 bin Filistinli kardeşlerimizin tepelerine boma yağdırarak kalleşçe şehit etti. 100 bin Filistinli kardeşimiz yaralandı. Küvezdeki bebeklere kurşun sıkacak kadar ileri gittiler. Gıda sırasında bekleyen insanları katledecek kadar alçaldılar. Cami, kilise ve okulları bombalayacak kadar gözlerini kararttılar. İsrail savaşın hukukunu bile yok saydı. Hitler’i gölgede bırakacak bir barbarlığa imza attılar.

Eli kanlı katiller Temsilciler Meclis’inde ağırlanıyor alkışlanıyor. Ben de insanım diyen, ben de Müslüman’ım diyen birisinin böyle bir tabloya rıza göstermesi mümkün mü? BM Güvenlik Konseyi bugün sorumluluk almayacaksa Allah aşkına ne zaman alacak? Daha kaç bin tane çocuğun ölmesi lazım. Bu gidiş gidiş değildir. Netanyahu yönetimindeki altında İsrail’in gittiği yol yol değildir. Bu pervasızlık, bu hoyratlık, Batının sergilediği bu iki yüzlülüğün sonu korkarım ki çok kötü bitecektir.

Bugün gözünü Lübnan’a dikenlerin yarın pis ellerini başka yerlere uzatmayacağını kim garanti edebilir. Bölgemizde hudutları halen netleşmemiş tek ülke İsrail’dir. Diğer ülkelerin topraklarını işgal ederek semiren ülke İsrail’dir.

Meşru bir devlet olarak değil terör örgütü gibi hareket eden ülke İsrail’dir. Hamas, bizim de telkinlerimizle ateşkese evet dediği halde savaşı uzatan, katliam yapan taraf İsrail yönetimidir. Hukuk tanımaz İsrail devleti artık tüm insanlık, dünya için tehdittir. Hitler, ABD ve Sovyetler Birliği’nin ittifakıyla geç de olsa durdurulmuştu. Daha geç olmadan bu soykırım, bu vahşet insanlığın ittifakıyla artık derhal durdurulmalıdır.

Netanyahu yönetiminin yularını elinde tutanların bu katliam şebekesine bir an önce dur demesi gerekiyor. Biz Netanyahu denilen caninin ne yapmaya çalıştığının, dünyayı nasıl bir felakete sürüklemek istediğinin farkındayız. Asıl niyetini de çok iyi biliyoruz. Ne yapıyorsak böyle bir senaryonun önüne geçmek için yapıyoruz. Bölgemizde kanın ve gözyaşının durması için söylüyoruz. Biz İstiklal Marşı bile korkma diyerek başlayan bir milletiz. Klavye soytarılarının hadsiz mesajları bizi korkutmak, bizi ürkütmez, inandırmamız yolda yürümekten bizi asla vazgeçirmez.

İstedikleri kadar çirkinleşsinler, çukurlaşsınlar Tayyip Erdoğan’ın ne kavline ne kalbine zincir vurabilirler. Biz kimsenin tehditlerine boyun eğmeyiz. Kimsenin zorbalıklarına eyvallah etmeyiz. Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık.

Bugünlere çarpışa çarpışa geldik, hakkın ve halkımızın desteği ile geldik. Bize gazete manşetlerinden ölüm biçenler oldu ama yanıldılar. Bizi terörle, sokak terörüyle darbeyle devirmek isteyenler oldu, hepsini bozguna uğrattık. Korkuyu yanımıza hiç yaklaştırmadık. Dimdik ayaktayız. İsrailli yetkililerin küstah açıklamaları karşısında son 2 gündür siyasi parti gözetmeksizin milletimizin fertlerinin sergilediği dik ve dirayetli duruşu kıymetli duruşu belirtmek istiyorum.

Türkiye olarak bundan 500 yıl önce engizisyondan kaçan Musevilere kucak açtıysak, Hitler’in toplama kamplarından kaçan Yahudilere nasıl kol kanat gerdiysek, bugün de mazlum ve mağdurların yanındayız.

Bizim için zalimin de mazlumun da kimliğinin bir önemi yoktur. Türkiye tüm imkanlarıyla tüm kapasitesiyle elbette hiçbir ihtimali gözardı etmeden mazlum Filistin halkının yanındadır. Bu vicdanlı tavrını sonuna kadar koruyacaktır.

“Papa’yı arayacağım”

İnsana ve insani değerlere yönelik savaş birçok alanda şiddetini artırarak devam ediyor. Şu bölüm çok hassas, çok önemli; Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın açılışında sahnelenen ahlaksızlık, karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.

Macron beni davet etti. Ben de gelebileceğimi söyledim. 13 yaşındaki torunum ‘Dede gitme’ dedi. ‘Niye’ dedim. ‘Orada LGBT gösterisi yapacaklar’ dedi. Çıkardı bana Instagram’dan o görüntüleri gösterdi. ‘Tamam kızım gitmeyeceğim’ dedim. Düşünebiliyor musunuz insanları birleştirmesi gereken uluslararası spor etkinliği maalesef insanlığa, fıtrata, insanı insan yapan değerlere düşmanlıkla açıldı. Bizim inancımızda insan yaradılmışların en şereflisidir. Paris’te yapılmak istenen eşref-i mahlukat olan insanı esfel-i safilin yani hayvanlardan dahi aşağı seviyeye çekme projesidir.

İlk fırsatta Papa’yı arayacağım. Orada tüm insanlığa yapılan ahlaksızlığı paylaşacağım. Olimpiyatlar nesillerin emniyeti ve bakasını tehdit eden sapkınlığa alet edilmiştir. En masum varlıklarımız olan çocuklarımız iğrenç şekilde hedef alınmıştır. Paris’teki rezil sahne sadece Katolik alemini, Hıristiyan dünyasını değil en az onlar kadar bizi de rencide etti, bizde de infial oluşturdu.

Kutsala yönelik bu apaçık saldırı karşısında daha fazla liderin, siyasetçinin sesi çıkması gerekiyordu. Kimi umursamazlıktan, kimi korkudan LGBT lobisine ses çıkaramıyor. Biz çıkarıyoruz. CHP çıkarmasa ne yazar DEM çıkarmasa ne yazar. En küçük eleştiriye dahi tahammülü olmayan bu lobi Avrupa ve Batı dünyasını esir almış durumda. Eş zamanlı olarak insanlık büyük bir kuşatmayla karşı karşıya bırakılıyor. Bu korku iklimini oluşturuyorlar.

Karşımızda sadece bir yönelik yok. Doğrudan çocuklarımızı hedef alan faşizan bir dayatma var. Normale, fıtrata, aileye, insan nesline yönelik çok boyutlu, kapsamlı, acımasız bir savaş yürütülmektedir.

LGBT sapkınlığını özgürlük olan lanse edenlerin başörtülü sporculara tahammül edememesi bunların kafalarındaki özgürlük tarifini ortaya koymaktadır. Fransız sporcuların içinde başörtülü olanlar varsa Fransa onların katılımını engellemiştir. Bu nasıl mantık? Fransa’da yaşayan Faslı, Tunuslu ve diğerleri neden tavır koymadılar, bunu anlamakta zorlandığımı ifade etmek isterim.

Bunlar kutsal olan her şeye düşmanlar. Paris skandalı bu gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır. Cinsiyetsizleştirmek demek insan soyunu bozma demektir.

AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu konudaki duruşumuzu çok net ortaya koyduk. 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde birileri iktidara gelmek adına bunlara şirinlik yaparken biz ailenin korunmasından yana çok güçlü tavır aldık. Bugün dünden daha kararlıyız.

Bugün dünden daha dikkatliyiz. Sapkın akımlarla, bunları insanlığın başına bela eden küresel güçlerle mücadelemizi tavizsiz şekilde sürdüreceğiz. Cinsiyetsizleştirme projelerinin ülkemizde hamiliğini bölücü örgütün siyasi uzantılarının ve CHP’li belediyelerin üstlenmesi gerçekten ibret vericidir. Her taşın altından çıkan DEM’i anlıyoruz da CHP’nin bu projeye destek verdiğini açıkçası anlamakta zorluk çekiyoruz.

Rabbim evlatlarımızı bu tür melun akımlardan korusun diyorum. Dün gece yoğun ve yorucu mesainin ardından sahipsiz hayvanlara yönelik kanunun teklifini Meclis genel kurulunda kabul eden tüm milletvekillerimizi tebrik ediyorum. Muhalefetin tüm kışkırtmalarına rağmen milletin meclisi bir kez daha milletin sözünü dinlemiş, sessiz çoğunluğun çığlıklarına kulak tıkamamış son derece kritik bir sınavı alnının akıyla vermiştir.

Milletimizin acil çözüm beklediği konuların başında gelen başıboş köpek meselesini hükümet, yerel yönetimler ve hayvan severler el ele vermek suretiyle inşallah kısa sürede hal yoluna koyacağız. Toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.”

Paylaşın