AK Parti’den Dijital Oyunları Kısıtlama Sinyali

AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, çevrim içi oyun platformlarına erişim engeli getirilip getirilmeyeceğine ilişkin “Bu platformların faydası olduğu kadar, zararlarının da olduğu ve gerçekten bizim gençlerimizi çalmak istediği, toplumu farklı bir şekilde yönlendirmek istediği çok net olarak ortada” dedi ve ekledi:

“Dediğim gibi parti olarak her türlü yasağa karşıyız, engellemeye karşıyız, sansüre karşıyız ama son tahlilde de her zaman söyledim, devletimizi de sokakta bulmadık. Devletimizin de bu ulus aşırı dijital şirketlere karşı korunması noktasında her türlü tedbiri alacağız. Hani gönül ister ki bu ağlar gerçekten kurallara uysunlar; çocuğun korunması, ailenin korunması, toplumun korunması, toplumun ruh sağlığı bakımından gerekli adımları atsınlar.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, dijital bağımlılık ve çevrim içi oyun platformlarıyla ile ilgili konuştu. Yayman, dijital bağımlılığın gençlerin geleceğini çalma noktasına geldiğini savundu.

DHA’da yer alan habere göre; Eskişehir’deki bıçaklama olayına işaret eden Yayman şöyle konuştu: Dünyada da bu çok tartışılmaktadır. Özellikle Amerika’daki okul baskınlarında, öğrencilerin oyun platformlarına üye olup oradan kendilerine kahraman olarak belirledikleri şahsiyetleri taklit etmek suretiyle arkadaşlarını katlettiğini, öğretmenlerini gözünü kırpmadan öldürdüğünü hep beraber gördük. Türkiye’de de maalesef bunun yanlış uygulamalarına zaman zaman şahit oluyoruz. En son Eskişehir’de yaşadığımız olay, fazla söze gerek bırakmadı.

Burada gerçekten dijital okuryazarlık meselesi çok önemli. Çocuklarımızın nitelikli zaman geçirmesi gerekiyor. Muhakkak ama muhakkak bu bilgisayarda geçirdikleri, oyunlarda geçirdikleri sürelerin kısıtlanması gerekiyor. Bu çok önemli, gerçekten hayati bir konu; çünkü Türkiye’de bu oyun meselesi, bir milli güvenlik sorununa dönüşmüş durumda ve bu noktada bizim gençlerimizi korumamız lazım.

Yayman, gençlerin sağlıklı bir ruh haline kavuşması ve belirli hobilere sahip olmasının önemine dikkat çekerek, “Önümüzdeki dönemde dijital bağımlılık konusunda uzmanları çağıracağız. TBMM’de uzmanları dinleyeceğiz ve komisyonumuzda bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’yla da görüşmek suretiyle okullarda artık müfredata dijital okur-yazarlığın konulması ve tüm ekosistemde; veliler, anne-babalar, öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı ve tüm paydaşların birlikte hareket etmesi ve bir çerçevenin, topluluk kuralları benzeri bir etik kodların belirlenmesi noktasında tekliflerimiz, çalışmalarımız olacaktır” diye konuştu.

“Türkiye bağımsız bir hukuk devletidir”

Yayman, mahkeme kararıyla erişime kapatılan çevrim içi oyun platformu Roblox ile ilgili kamuoyunda yanlış algı oluştuğunu ileri sürerek şunları söyledi: Kamuoyunda şöyle bir algı var; bu açıldı, kapatıldı. Bunun açılması ya da kapatılması hiç kimsenin elinde değildir. Türkiye bağımsız bir hukuk devletidir, sosyal hukuk devletidir ve anayasayla verilmiş olan haklar ve yükümlülükler vardır. Anayasamız özellikle gençlerin korunması, ailenin korunması konusunda çok önemli maddeler içeren ve çok önemli düzenlemeler içeren bir anayasadır. Dolayısıyla burada bir platformun açılması ya da kapanması tamamen bağımsız mahkemeler yoluyla olan bir düzenlemedir.

Roblox’la ilgili de bildiğiniz gibi Adana’da bir mahkemede yargıçlar karar verdi ve bu karar, şu anda da yürürlükte. Dolayısıyla başta oyun platformları olmak üzere tüm sosyal mecraların olumlu yönlerinin öne çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Güvenlik-özgürlük dengesinin doğru biçimde kullanılması ve buna uygun olarak gençlerimizin korunması, ailenin korunması, kadının korunması, şiddetin önüne geçilmesi, nefret suçlarının önüne geçilmesi, ötekileştirmenin önüne geçilmesi gerekiyor.

Yayman, çevrim içi oyun platformlarına erişim engeli getirilip getirilmeyeceğine ilişkinse şunları kaydetti: Böyle durumlarla karşılaşır mıyız bilmiyoruz; ama şunu aslında bilenler biliyor. Bu platformların faydası olduğu kadar, zararlarının da olduğu ve gerçekten bizim gençlerimizi çalmak istediği, toplumu farklı bir şekilde yönlendirmek istediği çok net olarak ortada. Dediğim gibi parti olarak her türlü yasağa karşıyız, engellemeye karşıyız, sansüre karşıyız ama son tahlilde de her zaman söyledim, devletimizi de sokakta bulmadık.

Devletimizin de bu ulus aşırı dijital şirketlere karşı korunması noktasında her türlü tedbiri alacağız. Hani gönül ister ki bu ağlar gerçekten kurallara uysunlar; çocuğun korunması, ailenin korunması, toplumun korunması, toplumun ruh sağlığı bakımından gerekli adımları atsınlar.

Paylaşın

Kulis: AK Parti’de Moraller Bozuk

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde ikinci parti konumuna gerileyen AK Parti’de tablo pek iç açıcı değil. Partide milletvekilleriyle il yönetimlerinin birbirlerinden şikayetçi olduğu iddia edildi.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) 23. kuruluş yıldönümü, partinin kongre merkezinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla kutlandı. Törenin ardından 2 milletvekili ve 13 belediye başkanı AK Parti’ye katıldı. Törende partiye katılanların rozetlerini Erdoğan taktı.

Gazete Pencere’den Nuray Babacan, AK Parti’nin kuruluş yıldönümünün ardından partide neler yaşandığını kaleme aldı. Babacan “AK Parti’nin kuruluş yıldönümünde yaratılmak istenen hava geçtikten sonra ortaya çıkan tablo pek iç açıcı değil” dedi. AK Parti’de kavgalı isimlerin olduğunu aktaran Babacan, “İllerin milletvekilleri de birbiriyle kavgalı” diye yazdı.

Babacan’ın yazısından öne çıkanlar şöyle: “AK Parti’nin kuruluş yıldönümünde yaratılmak istenen hava geçtikten sonra, ortaya çıkan tablo pek iç açıcı değil. Tüm illerde yerel seçimlerde ortaya çıkan halen de devam eden acayip çekişmeler var. Şimdiki çekişmenin nedeni de kongre sürecinde görevden alınan il yönetimleri ve yerlerine vekaleten kimin atanacağı sorunu. İller birer birer tasfiye ediliyor. Önümüzdeki yıl yapılması planlanan kongre öncesinde ‘bir nevi kayyum’ atanıyor.

Kongre süreci bu geçici yönetimlerle tamamlanacak. Yerel seçim başarısızlığının ardından el çektirilen illerin sayısı 20’yi geçti. Partiyi kongreye götürecek yeni il yönetimlerine gelince. Milletvekillerinin konsensüsü söz konusu değil. Teşkilat Başkanı elinde birkaç isimle saraya gidiyor. Bu isimler içerisinden Erdoğan’ın uygun gördüğü isim atanıyor. Tepeden yapılan bu atamalar, ‘Bu kafayla gidersek kepenk kapatırız. İller bu atamalar yüzünden kaynıyor’ yorumlarına neden oluyor.

Bu arada her görevden alma anonsunda gözler, Ankara ve İstanbul yönetimlerine çevriliyor. Çünkü partide yerel seçim başarısızlığı nedeniyle görevden alınacaklar arasında bu iki yönetimden bahsediliyordu. Gecikme için ‘Cumhurbaşkanı bu yönetimler için uygun isim bulamadı, önerilen isimlere ikna olmadı’ yorumu yapılıyor. İktidar partisinin geçici il başkanı için isim bulmaması da manidar! Hemen ekleyelim. Milletvekilleriyle il yönetiminin açıktan kavga ettiği illerden biri de İstanbul. İl yönetimi ile milletvekilleri arasındaki kriz, parti içinde açık açık konuşuluyor.”

“Tam bir başıbozukluk var…”

Anlatılan o ki; illerde düzenli yapılan il danışma toplantıları artık yapılamaz olmuş. Birincisi toplantıya katılanlar birbiriyle sorunlu. İkincisi bu toplantılar vatandaşların sorunlarını dinlemek için yapılıyordu. Ortaya çıktı ki, toplantıya katılanlar sürekli hükümeti eleştiriyor. Ayrıca bazı illerde seçmenin buna bile tenezzül etmeyip, toplantılara da katılmadığı anlatılıyor.

Hala eski alışkanlıkla, TBMM tatile girince seçim bölgelerinde çalışmaya gitme planı yapan milletvekillerinin hayal kırıklığına uğradığı anlatılıyor. Bir milletvekili, ‘İl yönetimini aradım, ‘hafta sonu ilde olacağım, ne program yapacağız?’ diye sordum. ‘Bir program yok, burada kimse yok’ yanıtı aldım. ‘Düğün veya cenaze de mi yok?’ dedim. Tam bir başıboşluk var…’ diye sitem ediyor.

Anlaşılan metal yorgunluğu her yerde yaşanıyor. Yanlış ekonomik ve siyasi kararlar, yanlış aday belirleme gibi hataların faturası kendilerine kesilen il yönetimleri belli ki küskün. Görevden alınmayı bekleyen bu yönetimlerin program yapmaya hevesli olmasını beklemek de hata sanırım.”

Paylaşın

AK Parti’de “Değişim” Bilmecesi

AK Parti’de “değişim” için Erdoğan’ın 2025 yılında gerçekleştirilecek olağan kurultayı işaret etmesi, partide yeniden tartışmaları beraberinde getirdi. Sürekli “değişim” denilerek gerekli adımların bugüne kadar atılmaması sonrasında parti tabanında kopuşların yaşanmaya başlandığına dikkat çekiliyor.

Parti içinde büyük bir kesimin “değişim beklentisi içinde olduğu” kaydedilerek sürecin 2025 yılına bırakılması “yanlış bir tercih” olarak nitelendiriliyor. Değişimin bir türlü gerçekleşmemesinin 31 Mart yerel seçimlerinde diğer partileri “bir seçenek” olarak gören ve muhalefete yönelen seçmen kitlesinin “AK Parti’ye dönüşünü zorlaştırdığına” dikkat çekildi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart yerel seçimlerindeki yenilginin ardından “değişim” mesajı vermiş ancak partide birkaç il başkanlığı dışında beklenen değişim gerçekleşmemişti. Erdoğan, partisinin 23. yılı nedeniyle gerçekleştirilen kutlamalar kapsamında bir kez daha “değişim” mesajı verdi.

Ancak “değişim” için Erdoğan’ın 2025 yılında gerçekleştirilecek olağan kurultayı işaret etmesi, partide yeniden tartışmaları beraberinde getirdi. Sürekli “değişim” denilerek gerekli adımların bugüne kadar atılmaması sonrasında parti tabanında kopuşların yaşanmaya başlandığına dikkat çekiliyor.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre; Parti içinde büyük bir kesimin “değişim beklentisi içinde olduğu” kaydedilerek sürecin 2025 yılına bırakılması “yanlış bir tercih” olarak nitelendiriliyor. Değişimin bir türlü gerçekleşmemesinin 31 Mart yerel seçimlerinde diğer partileri “bir seçenek” olarak gören ve muhalefete yönelen seçmen kitlesinin “AK Parti’ye dönüşünü zorlaştırdığına” dikkat çekildi.

Başta ekonomi olmak üzere ülke yönetimindeki başlıca sorunlar karşısında seçmen davranışının artık “AK Parti’yi bir seçenek olarak görmemeye başladığı” dillendirilirken, “Değişim geciktikçe ‘AK Parti’ye sandıkta mesaj vermek isteyen’ seçmen yapısı, bir seçenek olarak gördükleri muhalefet partilerinde kemikleşiyor” değerlendirmeleri yapılıyor.

“Yeni bir yol haritası ve vizyon konulmalı”

AK Parti’nin, yeni bir hedef belirlemesi gerektiğine de dikkat çekilirken, “Parti icraatlarıyla gündeme gelen bir parti. Ancak son dönemde icraatlarıyla değil, sorunlarla gündeme geliyor. CHP ise genel başkanın değiştiği kurultayın ardından tüzük kurultayı yapmaya hazırlanıyor. Bu tür değişiklikler seçmeni de ‘diri tutuyor.’ Seçmeni karşısına yeni insanlar, yeni bir yol haritası ve vizyon konulmalı” yorumları yapılıyor.

Bitlis’in Ahlat ilçesinde 23-26 Ağustos’ta Malazgirt Zaferi’nin 953. yıl dönümü kutlanacak. Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısının da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında 25 Ağustos’ta, ilk kez Ahlat’ta yapılacağı öğrenildi.

Paylaşın

Devlet Bahçeli, Seçim İçin 2028’i İşaret Etti

Muhalefetin erken seçim açıklamalarına yanıt veren Devlet Bahçeli, AK Parti’nin emin, güçlü ve kendine güven duyan adımlarla mücadelesini sürdüreceğine, 2028 seçimlerine kadar Cumhur İttifakı çatısı altında ihtiyaç duyulan zincirleme reformları hayata geçireceğine inancım tamdır” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bilinmesini özellikle arzu ederim ki, Türkiye’nin gündeminde seçim yoktur. Herkes siyasi ve ideolojik hesabını bu şaşmaz gerçeğe muvafık yapmak durumundadır. Küçük ortak diyerek bize karşı tariz dolu ifadeler kullananlara diyeceğim odur ki, millet bizi nerede görmek istiyorsa biz oradayız. Cumhur İttifakı olarak yolumuza azim ve inançla devam ediyoruz.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP grubunun TBMM’nin olağanüstü oturumuna katılmaması hakkındaki eleştirilere yazılı açıklama ile yanıt verdi. Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gerekse de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş süreci çetin mücadelelere sahne olmakla birlikte bağımsızlık özlemi çeken toplum veya milletlere de ilham kaynağı olmuştur. Milli Mücadele’de sergilenen kahramanlıklar, serpilen fedakarlıklar esaret ve sömürü pençesinde kıvranan coğrafyalara kuşkusuz ruh ve umut vermiştir.

Türk milleti tarihin her döneminde zulme direnmiş, zalimlere sesini ve sözünü yükseltmiştir. Doğal olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi milli iradenin tecelligahı olması münasebetiyle elbette haksızlığa ve saldırıya maruz kalmış soydaşlarımızın ve din kardeşlerimizin tercümanı olmayı kararlılıkla, hatta tarihsel bir sorumluluk şuuruyla üstlenmiştir.

Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas’ın 15 Ağustos 2024 tarihinde Gazi Meclis’te yaptığı muazzam seslenişini bu kapsamda ele almak lazımdır. O gün, dünyanın gözü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çevrilmiştir. Vatan kurtaran ve devlet kuran bir irade kudretinin Filistin davasına kucak açması, bu vesileyle Sayın Abbas’ın tarihi nitelikli konuşmasının bölgesel ve küresel yankılarının doğması hakikaten mühim ve müstesna bir gelişmedir.

Ancak 15 Ağustos 2024 tarihinde dünyanın siyasi ve diplomasi ağırlık merkezine yerleşen, tüm dikkatleri üzerine çeken Gazi Meclis’te bir gün sonra vuku bulan hazin ve talihsiz olaylar maalesef bir gün öncesini gölgede bırakmıştır. Bu tablo son derece üzücüdür.

Hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı olmasına rağmen TİP’li Can Atalay’ı cezaevinden çıkarıp Meclis’e taşımak isteyen siyasi provokasyon mekanizması bütün tahrik ve tertibiyle ortalığı karıştırmıştır. Kürsü masuniyetini maksatlı ve marazi şekilde çarpıtan TİP’in devlet ve millet muhalifi bir milletvekilinin nefret saçan sivri sözleri tansiyonu kanama noktasına kadar çıkarmıştır.

Fakat kahırdan lütuf doğmuş, gölgelenmiş Gazi Meclis’te şafak sökmüştür. Nitekim Can Atalay konusu tamamıyla kapanmıştır. DEM’lenmiş CHP’nin maskesi bir kez daha düşmüştür. Anayasa’ya aykırı işlem tesis eden, kendi içtihatlarını hiçe sayan Anayasa Mahkemesi’nin laçkalaşmış hak ihlali kararı Türk milletinin iradesiyle çöpe atılmış, kanunsuzluğa geçit verilmemiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi, baştan ayağa sulandırılan ve asıl bağlamından kopartılan Can Atalay meselesinin görüşüldüğü Meclis oturumuna katılmamıştır. Çünkü DEM’lenmiş CHP’nin, marjinalleşmiş TİP’in, PKK aparatlarının, Türkiye ve Türk milleti aleyhine periyodik kararlar alan Anayasa Mahkemesi’nin nasıl bir tezgahın faili olduklarının apaçık deşifresi görülsün istenmiştir.

Ayrıca tezahür eden önemli bir sonuç ise şudur: Cumhur İttifakı’nın kurucularından AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi olmadan da gereğini yapmış, takdire şayan bir duruşla haksızlığa, hukuksuzluğa ve eşkıyalığa müsaade etmemiştir. Küçük ortak nerede diyenler ağızlarının payını almış, biz olmadan da milletimizin beklentisine müzahir bir karar alınmıştır. Bunun yanı sıra dünkü oylama Türkiye’nin birinci partisi olarak AK Parti’yi tekraren işaret ve teyit etmiştir.

31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimlerinden sonra DEM’lenmiş CHP’yi parlatanlar, “birinci parti, anketlerde açık ara önde” masalını devamlı surette anlatanlar Can Atalay kararıyla kara propagandanın silinip atıldığına bizatihi şahit olmuşlardır. AK Parti’nin emin, güçlü ve kendine güven duyan adımlarla mücadelesini sürdüreceğine, 2028 seçimlerine kadar Cumhur İttifakı çatısı altında ihtiyaç duyulan zincirleme reformları hayata geçireceğine inancım tamdır.

Bilinmesini özellikle arzu ederim ki, Türkiye’nin gündeminde seçim yoktur. Herkes siyasi ve ideolojik hesabını bu şaşmaz gerçeğe muvafık yapmak durumundadır. Küçük ortak diyerek bize karşı tariz dolu ifadeler kullananlara diyeceğim odur ki, millet bizi nerede görmek istiyorsa biz oradayız. Cumhur İttifakı olarak yolumuza azim ve inançla devam ediyoruz.”

Paylaşın

Erdoğan, Talimat Verdi: AK Parti’de Kongre Hazırlıkları Başladı

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisine kongre süreci için talimat verdi. Erdoğan’ın talimatının ardından AK Parti’de kongre için düğmeye basıldı.

3 Eylül’de yapılması planlanan AK Parti MKYK toplantısında kongre kararı alınması bekleniyor. Karar, toplantıda üyelere ve genel başkana arz edilecek ve daha sonra olağan süreçteki takvim işletilecek.

Türkiye Gazetesi’nden Emrah Özcan’ın haberine göre; ilk başta beldeler, daha sonra ilçeler, ardından il kongreleri ve en son büyük kongre yapılacak. Böylelikle AK Parti 8’inci olağan kongresini icra etmiş olacak.

Kongreler ile birlikte ülke genelinde kadrolar gözden geçirilecek, yenilenecek, tazelenecek ve gerekli yerlere takviyeler yapılacak.

AK Parti olağan kongreleri normalde bir yıl sürüyor. Bu defa standart kongre sürecinin dışına çıkılacak. 2025 ilkbaharı bitmeden kongre takvimi tamamlanmış olacak.

İstişareler geniş tutulacak, toplumsal kesimlerin kanaatleri alınacak. Sadece kadro değişikliği değil geniş toplumsal kesimlere açılım yapılacak. İstişare mekanizması dinamik tutulacak.

MYK üyeleri büyükşehirlerdeki kongrelere katılacak. MKYK’daki değişim inisiyatifi Erdoğan’da olacak. Erdoğan İstanbul ve Ankara il kongrelerine katılacak.

Eylül ayında kongre sürecine paralel olarak ‘Türkiye Buluşmaları’ başlatılacak. Buluşmalarda; bakanlar, MKYK üyeleri ve milletvekilleri ile 81 şehre çıkarma yapılacak.

Paylaşın

AK Parti İle Yeniden Refah Partisi Arasında “Transfer” Krizi

Yeniden Refah Partisi Sözcüsü Suat Kılıç, partisinden seçilen 7 belediye başkanının AK Parti’ye katılmasına ilişkin, “Kamunun gücünü kudretini, muhalefetin seçilmiş başkanlarını baskı altına alacak şekilde kullanmak hukuka uygun değildir” dedi ve ekledi:

“Millet iradesi sandığa yansıdı. O andan itibaren seçilen belediye başkanlarına düşen görev milletin tebliğ ettiği emaneti 5 sene boyunca sahip çıkmaktı. Bunu normal bir durum olarak göremeyiz.”

AK Parti’nin 23. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende AK Parti’ye katılan 2 milletvekili ve 13 belediye başkanına rozetlerini AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan takmıştı. AK Parti’ye katılan belediye başkanlarının 7’sinin Yeniden Refah Partisi’nden olması ise dikkat çekmişti.

Yeniden Refah Partisi’nden (YRP) seçilen 7 belediye başkanının AK Parti’ye katılması, Yeniden Refah Partisi ile AK Parti arasında krize neden oldu. YRP Sözcüsü Suat Kılıç, söz konusu transferlere ilişkin açıklamalarda bulundu.

“31 Mart 2023 Yerel Seçimleri daha yeni cereyan etti. Millet iradesi sandığa yansıdı. Millet hangi ilde, ilçede, adayı partinin belediye başkanı olarak görmek istediğini oylarıyla birlikte sandığa yansıttı. O andan itibaren seçilen bütün belediye başkanlarına düşen görev beş yıl boyunca milletin tevdi ettiği emaneti omuzlarında taşımak, partisinde kalmak, emanete sahip çıkmaktır. Yeniden Refah Partisi’nin yerel seçimlerde kazandığı 63 belediyeden 13 belediye başkanının partiden ayrıldı. Bunu normal bir durum olarak göremeyiz.

Bu belediye başkanlarının önemli bir kısmı bugün AK Parti’ye katılım sağladı. Devletin sahip olduğu imkanları, kamunun gücünü kudretini, muhalefetin seçilmiş belediye başkanlarını şu ya da bu şekilde etki ve baskı altına alacak şekilde kullanmak hukuka uygun değildir. Adalete uygun değildir. Hakkaniyete uygun değildir. Bir partiden seçilmiş belediye başkanlarını istifa ettirip kendi partinize katmak haksız ve adaletsiz bir uygulamadır. Seçimin mantığına, siyasetin sosyolojisine, seçmen iradesinin sandığa yansımasına da tümüyle aykırıdır.”

Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yeniden Refah Partisi’nin bakanlıkları bürokratik kurumları yok. Büyük bütçeleri yok. Belediyeleri borçlandırma yetkisi yok. Belediye başkanlarımıza kredi veremiyoruz, para bulamıyoruz. Çöp kamyonu gönderemiyoruz ama belediyenin kendi imkanlarıyla fırsatlar oluşturması ve halkın ihtiyaçlarına cevaplar bulmasıdır. Ankara’daki devlet kurumlarının da hangi partiden olursa olsun bütün belediyelere ve başkanlarına parti ayrımı yapmaksızın eşit yaklaşmasıdır.

Siz belediye başkanlarına hizmet edemez hale getirirseniz ve belediye başkanları da bu nedenle partilerinden ayrılmayı düşünürlerse burada açığa büyük bir adaletsizlik çıkar. Yer değiştirmek gidene de yaramaz. Seçilmiş belediye başkanları ellerindeki imkanlar ve fırsatlar ne olursa olsun kendi partilerinde kalmalıdır. Milletin emanetine sahip çıkmalıdır. Hizmet etmelerine mani olan adaletsiz ya da dışlayıcı uygulamalar varsa bunu da halka anlatmaları halkın dikkatine sunmalarıdır.”

Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Kasım Gülpınar ile ilgili söylentilere ilişkin de değerlendirmede bulunan Suat Kılıç, “Bütün belediye başkanlarına, başka partilerden seçilenlere de bizim tavsiyemiz kendilerini seçen insanların iradesine, ilgisine, güvenine layık kalmaları ve beş yıl boyunca o parti logosuyla verilmiş olan emanete sonuna kadar sahip çıkmalarıdır. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Kasım Gürpınar’ı bu tartışmalardan tenzih ediyorum.

Büyükşehir Belediye Başkanımız hem partiye geçişimiz sürecinde hem de sonrasındaki açıklamalarında partisindeki huzurunu, partisinden duyduğu memnuniyeti ve Urfa halkına hizmet etme iradesini defalarca bize de kamuoyuna da beyan etmiştir. Bu tartışmaların kasıtlı polemikler olduğunu ve bir yıpratma kampanyasının yansımaları olarak cereyan ettiğini düşünüyorum. Gülpınar partimizdedir, Şanlıurfa’dadır. Hizmetine devam etmektedir. Yeniden Refah Partisi çatısı altında seçildiği gün olduğu gibi beş yıl boyunca hizmetine devam edeceğine yönelik inancımız ve kanaatimiz kendisiyle ilgili tamdır” şeklinde konuştu.

YRP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Altınöz, “Belediye başkanları kendi öz iradeleriyle partimize katılıyor” diyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’e “Yeniden Refah Partisi’nden kendi hür iradeleriyle AK Parti’ye geçtiğini iddia ettiğiniz belediye başkanlarının her birinin nasıl bir hikaye ile AK Parti’ye geçmek zorunda bırakıldığını tek tek biliyoruz” diye tepki gösterdi.

“Hodri Meydan!”

YRP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Altınöz transferlere ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Sayın Ömer Çelik, Yeniden Refah Partisi’nden kendi hür iradeleriyle Ak Parti’ye geçtiğini iddia ettiğiniz belediye başkanlarının her birinin nasıl bir hikaye ile AK Parti’ye geçmek zorunda bırakıldığını tek tek biliyoruz. Dahası, o ilçelerdeki vatandaşlarımız da bu ahlak yoksunu siyasetin farkında ve uygulamalarınız o vatandaşlarımızın da şu anda ana gündemi durumundadır.

Sn. Çelik, eğer cesaretiniz varsa, kendinizi en rahat ifade edeceğiniz, yandaşınız olan bir televizyon kanalında sizi karşılıklı canlı yayına davet ediyorum. Sonuçta siz Türkiye’nin 2. büyük partisini temsil ediyorsunuz; biz de 3. büyük partisini temsil ediyoruz. Oturup şöyle enine boyuna bir konuşmamız çok iyi olmaz mı? Tüm iddialarınızı konuşalım.

Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak ve bizi ikna etmek için ittifak taahhüdünü (protokolünü) nasıl imzaladığınızı, sonra o şartların hiçbirini yerine getirmeyişinizi ve millet gerçek yüzünüzü görmesin diye Yeniden Refah’a durmaksızın nasıl operasyon çekmeye çalıştığınızı da konuşalım! Buyurun, Hodri Meydan! Sn. Çelik, Belediyelerimizi çalarak bizden bir şey eksiltmediniz ama kamuoyunda kendi karizmanızı fena çizdirdiniz.”

Paylaşın

2 Milletvekili Ve 13 Belediye Başkanı AK Parti’ye Geçti: Erdoğan Rozetlerini Taktı

Başka partilerden istifa eden iki milletvekili ve 13 belediye başkanı AK Parti’ye geçti. AK Parti’ye geçen milletvekili ve belediye başkanlarına rozetlerini Erdoğan taktı.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) kuruluşunun 23’üncü yıl dönümünü, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen bir programla kutladı. Kutlamaya bakanlar, milletvekilleri ve 81ildeki parti kadrolarının yanı sıra AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.

Kutlamalarda başka partilerden istifa eden iki milletvekili ve 13 belediye başkanı AK Parti’ye geçti. İYİ Parti’den istifa ederek AK Parti’ye geçen İstanbul Milletvekili Seyithan İşsiz ve İstanbul Milletvekili Ahmet Ergasun Yücel ile belediye başkanlarına Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından AK Parti rozeti takıldı.

AK Parti’ye geçen belediye başkanlarının listesi şöyle:

Adana Saimbeyli: Mahmut Dal (Bağımsız)
Adana Feke: Cömert Özen (YRP)
Elazığ Arıcak / Bükardi: Ali Açmaz (Bağımsız-YRP’den istifa)
Erzurum Aziziye: Emrullah Akpunar (YRP)
Erzurum Horasan: Hayrettin Özdemir (İYİ Parti)

Erzurum Köprüköy: Nevzat Karasu (YRP)
Konya Doğanhisar: Ali Öztoklu (Bağımsız – YRP’den istifa)
Muş Bulanık: Fehim Kaya (YRP)
Muş Merkez Yeşilova: Ömer Faruk Yenilmez (YRP)
Ordu Çaybaşı: Mesut Karayiğit (YRP)

Samsun Ayvacık: Refahattin Şencan (YRP)
Şanlıurfa Birecik: Mehmet Begit (Bağımsız – DEM Parti’den istifa)
Uşak Banaz: Zafer Arpacı (Bağımsız)

Erdoğan’dan revizyon sinyali

AK Parti’nin 23. kuruluş yıldönümünde konuşan  Erdoğan, partisinin iktidarda geçen 22 yılının muhasebesini yaptı. “Büyük ve güçlü Türkiye” mücadelesine kefen giyerek başladıklarını söyleyen Erdoğan, “muhafazakar demokrat” olarak tanımladığı AK Parti’nin Türkiye’ye “tartışmasız her alanda Cumhuriyet tarihinin en parlak dönemi”ni yaşattığını belirtti.

AK Parti’yi yolundan çevirmek isteyenlerin kirli oyunlarına “eyvallah etmediklerinin” altını çizen Cumhurbaşkanı, “Sokak olaylarından vesayet girişimlerine, kanlı darbe teşebbüslerinden terör eylemlerine kadar pek çok tehditle mücadele ettik. Cumhuriyet mitingleriyle insanımızı kışkırttılar; Gezi Olayları’nda 3-5 ağacın taşınmasını bahane ederek sokaklarımızı ateşe verdiler. PKK’sından FETÖ’süne, DEAŞ’ından DHKP-C’sine varıncaya kadar yularını ellerinde tuttukları bütün taşeronları üzerimize saldılar. 17-25 Aralık’ta emniyet-yargı teşkilatlarımıza sızan haşhaşileri, 15 Temmuz gecesi silahlı kuvvetlerimiz içindeki hainleri kullanarak, milletin iradesine çökmeye kalkıştılar” dedi.

22 yıllık iktidarında ilk kez 31 Mart’taki yerel seçimlerde net bir yenilgiye uğrayan ve sandıktan ikinci parti olarak çıkan AK Parti lideri ilk kez kapsamlı bir revizyon işareti verdi.

Erdoğan, “Önümüzdeki aylarda başlatacağımız Büyük Kongre sürecimizi sadece bir ‘vitrin yenilenmesi’ olarak değil, milletimizin bizden beklediği kapsamlı değişimin ana zemini olarak görüyoruz. Kendini yorulmuş hisseden varsa, bitkin hisseden varsa, onlardan kenara çekilip biraz soluklanmalarını istiyoruz. Hangi görevde olursa olsun hiçbir arkadaşım, koltuğuna yaslanıp rehavete kapılma lüksüne sahip değildir. Milletin ve ümmetin umudunu heder edenlere hoşgörü göstermeyiz, gözünün yaşına da bakmayız. Yenilenerek, güçlenerek, tazelenerek ilerlerken, kimsenin bize ayak bağı olmasına müsaade etmeyiz. Bakanlarımız, belediye başkanlarımız, tüm teşkilatımız, her bir arkadaşımız işine odaklanacak” dedi.

Erdoğan’ın yaklaşık bir saat süren konuşmasında iktidar için ikinci eleştirisi ekonomi hakkındaydı. Ekonomideki sorunların farkında olduklarını belirten Erdoğan, enflasyonda düşüşün başladığını vurgulasa da artan işsizlik ve ekonomideki durgunlaşma hakkında değerlendirmede bulunmadı.

Erdoğan, “Ekonomide sorunları, sıkıntıları çok iyi biliyoruz. Ekonomi kurmaylarımız çalışmalarını sıkı bir disiplinle sürdürüyor. Enflasyonda düşüş başladı. Fiyat istikrarını sağlayacak, daha önce yaptığımız gibi ilan ettiğimiz takvim çerçevesinde enflasyonu tek haneli oranlara tekrar çekeceğiz. Kısa süre içinde, dar gelirlimiz ve emeklilerimiz başta olmak üzere her kesimi rahatlatacak seviyelere ulaşacağız” demekle yetindi.

Merkez Bankası, 8 Ağustos’taki “İkinci Çeyrek Enflasyon Raporu” toplantısında 2026 yılı sonunda enflasyonun yüzde 9’a düşürülmesi hedefinde bir değişim olmadığını duyurmuştu.

Erdoğan’ın dış politika değerlendirmesi Filistin sorunu ağırlıklıydı. Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas’ın iki günlük Türkiye ziyaretine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail yönetiminden “soykırımcı katiller” olarak söz etti.

Erdoğan, “Dış politikada yapıcı, pro-aktif, soğukkanlı ve ağırbaşlı tutumumuzu sürdüreceğiz. İsrail’in bölgeyi tümüyle ateşe verme girişimlerinin önünde duracağız. Bugün Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmut Abbas misafirimiz olacak. Yarın da şeref konuğu olarak, Filistin halkı adına Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’na hitap edecek. Özgürlük mücadelesi veren Filistin halkının sesini dünyaya bir kez de Meclis kürsümüzden duyuracak. Gazze’deki 40 binden fazla masumun kanını döken soykırımcı katiller hukuka hesap verene kadar mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Erdoğan konuşmasının sonunda konuyu önceki gün Eskişehir’de bir gencin beş kişiyi yaraladığı saldırıya getirdi ve bu saldırıyı “kökü dışarıda” girişimlerden biri olarak nitelendirdi.

AK Parti Genel Başkanı, “Türkiye Yüzyılı’nda insanların kılık kıyafetlerinden, inançlarından, mezheplerinden, etnik kökenlerinden, yaşam tarzlarından dolayı keskin bir ayrışmaya gitmesi, Türkiye’ye husumettir, milletimize açık bir düşmanlıktır. Ezana, bayrağa, camiye, Kur’an’a, cami cemaatine, kutsal değerlerimize saldırmayı aklının ucundan geçirenin gözünün yaşına bakmayız.

Ezanla, bayrakla, camiyle, cami cemaatiyle derdi olan, bu değerlere husumet besleyen bu milletin evladı değildir, bu milletin düşmanıdır, Türk’ün düşmanıdır ve en küçük müsamaha göstermeyiz. Biz; gençlerimizin, çocuklarımızın zehirlenmesine, vatan topraklarımızın İslam ve Müslüman karşıtı lümpen ırkçılık illetiyle işgal edilmesine göz yumacak bir parti, böyle bir iktidar değiliz. LGBT sapkınlığına nasıl bakıyorsak, Türk ve Müslüman düşmanlığından beslenen “ırkçı saldırganlığa” aynı nazarla bakıyoruz” dedi.

Erdoğan, gençleri “kökü dışarıda bu tehlikeli akımlardan korumak amacıyla” önümüzdeki dönemde çok daha hassas olacaklarını ifade etti.

Paylaşın

AK Parti’nin 23. Kuruluş Yılı: Erdoğan’dan Değişim Mesajı

AK Parti 23. Kuruluş Yıl dönümü Programı’nda konuşan Erdoğan, 22 yıllık iktidarında ilk kez 31 Mart’taki yerel seçimlerde net bir yenilgiye uğrayan ve sandıktan ikinci parti olarak çıkan partisinde kapsamlı bir revizyona gidileceği mesajı verdi.

Erdoğan, “Önümüzdeki aylarda başlatacağımız Büyük Kongre sürecimizi sadece bir ‘vitrin yenilenmesi’ olarak değil, milletimizin bizden beklediği kapsamlı değişimin ana zemini olarak görüyoruz. Kendini yorulmuş hisseden varsa, bitkin hisseden varsa, onlardan kenara çekilip biraz soluklanmalarını istiyoruz. Hangi görevde olursa olsun hiçbir arkadaşım, koltuğuna yaslanıp rehavete kapılma lüksüne sahip değildir.

Milletin ve ümmetin umudunu heder edenlere hoşgörü göstermeyiz, gözünün yaşına da bakmayız. Yenilenerek, güçlenerek, tazelenerek ilerlerken, kimsenin bize ayak bağı olmasına müsaade etmeyiz. Bakanlarımız, belediye başkanlarımız, tüm teşkilatımız, her bir arkadaşımız işine odaklanacak” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti 23. Kuruluş Yıl dönümü Programı’nda konuştu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Tam 23 yıldır AK Parti’nin ülkeye ve millete hizmet sancağını taşıyanlara tek tek teşekkür ediyorum. Binlerce yıllık bu sevdaya gönül veren bu büyük yolculuğa eşlik eden tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Hiç şüphesiz en büyük teşekkürü aziz milletimiz hak ediyor. Pınarhisar’dan bu yana bizi çok güçlü şekilde destekleyen, saldırılarda yanımızda duran necip milletimize şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi arz ediyorum.

AK Parti’nin 23’üncü yaşının ülkemize, milletimize, demokrasimize ve insanlığa hayırlı olmasını rabbimden niyaz ediyorum.

AK Parti bundan 23 sene önce milletin umudu olarak, milletimiz tarafından kuruldu. 14 Ağustos 2001’de biz o güne kadar dalga dalga büyüyen gönül hareketinin tabelasını astık. Kefenimizi giyerek başlattığımız mücadelemizde emanetin emin ellerde olacağının sözünü verdik. 23 sene önce problemlerin altında ezilen Türkiye’ye özgüvenini aşıladık. Muhafazakar demokrat kimliğimizle milletimizin ruh köküne sadık kalarak kronik sorunları çözmeyi vaat ettik. Dip dalga hareketi olarak kurulan AK Parti kısa sürede milyonların umudu haline dönüştü. Toplumun her kesiminden muazzam bir teveccüh gördük. Milletimiz AK Parti’de yıllar sonra kendini gördü, kendi değerlerini temsil eden samimi, liyakatli, gayretli kadrolar gördü.

Türkiye’yi yönetme mesuliyetini devraldığımızdan itibaren milletimize karşı görevlerimizi yerine getirmenin çabasındayız. Ürken, çekinen, korkan değil; meselelerin üzerine cesaretle giden, çözüme odaklanan anlayışla hareket ediyoruz. Bugüne kadar nice engelle karşılaştık. Yol boyunca nice badireler atlattık. Bizi hizmetten, çalışmaktan alıkoymak isteyen sinsi senaryolarla muhatap olduk. Pek çok tehditle mücadele ettik.

Ankara’nın göbeğinde darbe çığırtkanlığı yaptılar. Partimizi kapatmaya kalktılar. 367 diye bir şey uydurarak milletin iradesine ipotek koymak istediler. Gezi olaylarında sokaklarımızı ateşe verdiler. PKK’dan FETÖ’ye bütün bunlara varıncaya kadar bütün taşeronları üzerimize saldılar. 17-25 Aralık’ta haşhaşileri 15 Temmuz gecesi TSK içindeki hainleri kullanarak milletin iradesine çökmeye kalkıştılar. Sandığın itibarına gölge düşürmek için sayısız yola başvurdular. Türkiye ne zaman kendini toparlasa bir bahane üretip bizi yolumuzdan çevirmeye çalıştılar. Bunların hiçbirine eyvallah etmedik.

14 Ağustos 2001 tarihinde büyük bir heyecanla yola revan olurken milletimize verdiğimiz sözleri tutmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Partimiz 23’üncü yaşını kutluyor. Kesintisiz iktidarımız 22 yılı dolduracak 22 yılımız hizmet ve eser üretmekle geçti. Emeklilerimiz, memurlarımız, işçimiz, sanayicimiz, kadınlarımız ülkemizin kalkınma ve demokrasi hamlelerinin en yakın tanığıdır. Elini vicdanına koyup objektif değerlendirmeler yapan herkes AK Parti’nin ülkemize kazandırdıklarını takdir etmektedir.

AK Parti’yi kurduğumuzda ülkemizin nüfusu 68 milyondu, bugün 85,5 milyona ulaştı. Türkiye nüfusu yüzde 25 arttı. Nüfusumuz artarken Türk ekonomisi iki kat, üç kat arttı. Sağlık milletimizin duasını aldığımız alanların en başında geliyor. Sağlık çalışanı sayısını 3 kat yükselttik. Merdiven altında adalet dağıtılan eski Türkiye’ye son verdik. Asrın projesi Marmaray’ı, Orhan Gazi, 15 Temmuz Çanakkale Köprülerini, tünelleri ve pek çok ulaştırma projesini milletimize sunduk. 26 olan havalimanı sayımız 58 oldu.

Baraj sayımızı 276’dan aldık 742 baraj inşa ederek 1018’e ulaştırdık. Turizmde ülkemizi ziyaret eden kişi sayısını 15 milyonda 57 milyona çıkardık. Dışişlerinde temsilcilik sayımızı 163’ten 261’e çıkararak diplomatik ağı en geniş 3’üncü ülke olduk. Türkiye’nin otomobili TOGG artık yollarda. Savunma sanayinde yerlileşme hamlesini başardık. Kişibaşı milli gelirimiz 3 bin 608 dolarken, 2023 yılında 13 bin 110 dolar seviyesine ulaştı.

Türkiye’nin AK Partili yılları her alanda Cumhuriyet tarihinin en parlak dönemi olarak kayıtlara geçmiştir. Bizim anlayışımızda ekonomik kalkınma demokrasiden bağımsız değildir. Ekonomimizi büyütürken demokrasimizin standartlarını genişletmekten geri durmadık. Türkiye’de sivil siyasetin alanını da genişlettik. Hak ve özgürlükler sahasında ülkemizde sessiz devrime imza attık. Türkiye’yi yasakların, baskıların ve korkuların kol gezdiği ülke olmaktan çıkardık. Milli iradenin üzerinde ne kadar vesayet odağı varsa hepsine karşı tavizsiz mücadele yürüttük.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle doğrudan halkın iradesiyle yönetim sistemi değişikliğine gittik. Kimsenin ötekileştirilmediği, terörü ve şiddeti övmediği müddetçe her türlü düşüncenin ifade edildiği bir yapıyı ülkemiz genelinde büyük oranda hakim kıldık.

23 yılda Türkiye çok büyük değişim geçirdi. Ülkemiz umutlarını yeniden yeşertti. Milletimiz özgüvenini yeniden kazandı. Bizim lugatımızda durmak, bitti kelimesi olmadı. Türkiye’yi rekorlara ulaştırdık ama bitti demedik. Her zaman kendimizle yarıştık. Bu millet için çalışmak şereftir. Ter dökmek ibadettir. Biz bu şuurdan hamd olsun hiç uzaklaşmadık.

Bugüne kadar milletimizin başını önüne eğdirmedik. Bundan sonra da milletimize mahcup olmayacağız. Aynı aşkla, şevkle bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Tarih tüm bu başarılara öncülük eden AK Parti’yi hayırla yad edecektir.

Zamanın ruhu alışılan siyaset tarzını değişime zorlamaktadır. Biz de buna uygun politikalar geliştirmek zorundayız. Halktan yükselen değişim dalgasının ürünü olan AK Parti’nin yeni dönemin ruhunu ıskalaması düşünülemez. AK Parti’nin siyaset yapacağı yer Türkiye’nin merkezidir. Özeleştirimizi samimiyetle yapıyoruz, eksiğimiz varsa üzerine cesaretle gidiyoruz.

Büyük kongre maratonumuzu sadece bir vitrin yenilenmesi olarak değil, kapsamlı değişimin ana zemini olarak görüyoruz. Kendini yorulmuş hisseden varsa onlardan kenara çekilmelerini istiyoruz. Hiçbir arkadaşım koltuğuna yaslanıp rehavete kapılma lüksüne sahip değildir. Heyecanını kaybedenler millete hizmetin önünde olmamalıdır. Biz bu aziz milletin umuduyuz. Buna bizim de tahammülümüz olamaz. Kimsenin bize ayakbağı olmasına müsaade etmeyiz.

2028 seçimlerine kadar canla başla çalışmaya, üretmeye, milletimize hizmete devam edeceğiz. 2028 seçimlerinde de milletimiz gayretimizi, tecrübemizi takdir edecek ve emaneti yine AK Partili kadrolara teslim edecektir. Birilerinin gazıyla iktidar hayali kuranlar yine hüsrana uğrayacak, yine avuçlarını yalayacak.

AK Parti milletin partisidir. Türkiye için hayal kuran, çalışan, üreten, koşturan herkese AK Parti çatısı altında yerimiz var. Kuruluşumuzdan itibaren saflarımızı genişletmeye gayret ettik. Farklılıklarımızı büyütmek yerine müştereklerimize odaklandık.

Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı sınamalar yeni siyaset tarzına ihtiyacı had safhaya çıkarmıştır. İktidar ve muhalefetiyle daha fazla konuşmamızı, temas ve diyaloğu elzem kılıyor. Milli çıkarlarımız konusunda kararlılık göstermemiz gerekiyor. Hepimiz aynı gemideyiz. Gemideki delikleri büyütmenin, yeni delikler açmanın kimseye faydası olmaz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak uzlaşmacı ve yapıcı tavrımızı sürdüreceğiz.

Eksiğimiz, kusurumuz elbet vardır ama millete ihanetimiz asla söz konusu değildir. Bu çizgiden hiçbir zaman sapmayacağız. Ekonomide sıkıntıları çok iyi biliyoruz. Enflasyonda düşüş başladı. Fiyat istikrarını sağlayacak enflasyonu tek haneli oranlara çekeceğiz. Kısa süre içinde dar gelirliler ve emekliler için rahatlatacak seviyelere ulaşacağız.”

Paylaşın

AK Parti MYK Toplantısında Erdoğan’ı Kızdıran Sözler

AK Parti MYK toplantısında, bir MYK üyesinin “Siyasi kimliğimizi değiştirelim. Muhafazakar – Demokrat kimliğimizden sıyrılalım” sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok sinirlendiği ve kızdığı iddia edildi.

AK Parti’nin gençlerle ilgili yaptırdığı son anket önceki gün yapılan AK Parti MYK’da masaya yatırıldı. Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından yapılan saha çalışmasında “Kendinizi hangi kimlikle tanımlıyorsunuz?” sorusunu yöneltilen gençler açık ara farkla “Atatürkçü” cevabı vermiş, ikinci sırada ise ‘Milliyetçi’ cevabı yer almıştı.

Türkiye gazetesinde yer alan habere göre, yapılan anket çalışması önceki gün MYK toplantısında gündeme geldi. Bir MYK üyesinin “Siyasi kimliğimizi değiştirelim. Muhafazakar – Demokrat kimliğimizden sıyrılalım” sözlerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çok sinirlendiği ve kızdığı iddia edildi.

Öte yandan yapılan anketlerde 18-30 yaş arası gençlerde Erdoğan’ın oyunun eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun oyundan yüksek olduğu tespiti de yer aldı. Erdoğan’ın bunun üzerine “Tanınma konusunda yaşadığımız herhangi bir sorunumuz yok. Biz icraatımızı gençlerimize daha iyi anlatmalıyız” dediği kaydedildi.

Bunun yanı sıra bugün gerçekleştirilecek 23. yaş kutlama programında en az 15 belediye başkanı ile iki milletvekilinin AK Parti’ye geçeceği belirtilirken, Erdoğan’ın, partiye geçmek isteyen diğer siyasilere de kapıyı araladığı ifade edildi.

Önümüzdeki günlerde bu sayının artacağı konuşulurken, Erdoğan’ın “Dışlayarak, dışarıda tutarak değil biz kucaklayarak bugünlere geldik. Ülkeye ve millete hizmet sevdası olan herkese kapımızı açık tuttuk. Harekete güç katacak herkesle ortak değerler etrafında buluşma irademiz dün olduğu gibi bugün de bakidir” dediği öğrenildi.

Paylaşın

Ömer Çelik’ten Fatih Erbakan’a “Siyasi Şantaj” Yanıtı

Fatih Erbakan’ın “siyasi şantaj” suçlamasına yanıt veren Ömer Çelik, “Yeniden Refah Partisi, yerel seçimlerde birçok yerde müstakil bir siyaset izlememiş, AK Parti’ye kaybettirip CHP’ye kazandırmak amacıyla hareket etmiştir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Geçmişte AK Parti’de siyaset yapmış isimlere teklif götürme yoluna gitmesi siyasi ilkeler açısından yüzleşmeleri gereken bir durumdur. Siyasi ahlak ve şantajdan bahsedenlerin en başta kendilerinin bu kavramları dikkate almaları gerekir.”

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın AK Parti’yi “siyasi şantaj”la suçlamasına parti sözcüsü Ömer Çelik’ten yanıt geldi. Çelik, partilerine geçmek isteyen belediye başkanlarının ‘töhmet altında’ bırakıldığını öne sürerek şunları söyledi:

“Yeniden Refah Partisi hür iradeleriyle AK Parti’nin eser ve hizmet siyasetine katılma iradesini gösteren Belediye Başkanlarını töhmet altına bırakmaya çalışmaktadır. Yeniden Refah Partisi, yerel seçimlerde birçok yerde müstakil bir siyaset izlememiş, AK Parti’ye kaybettirip CHP’ye kazandırmak amacıyla hareket etmiştir.

Sadece bu amaçla, geçmişte AK Parti’de siyaset yapmış isimlere teklif götürme yoluna gitmesi siyasi ilkeler açısından yüzleşmeleri gereken bir durumdur. Siyasi ahlak ve şantajdan bahsedenlerin en başta kendilerinin bu kavramları dikkate almaları gerekir.”

“Ne siyasi ne de ahlaki bakımdan uygun bir davranış değil”

Yerel seçimlerde partisinden belediye başkanı seçilen bir çok ismin AK Parti’ye geçeceği iddialarına ilişkin açıklama yapan Erbakan, açıklamasında şu ifadelere yer vermişti:

“31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Milletimizin hür iradesiyle Yeniden Refah Partimiz’den seçilen belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin ‘AK Parti’nin siyasi şantaj yöntemleriyle karşı karşıya kalmaktadır.

“İktidar gücünü elinde bulunduranlar Yeniden Refah Partimizden seçilen belediye başkanlarımıza, kamu gücünü kullanarak hizmet yaptırmayacaklarını göstererek; hizmetlerin yapılması için gerekli imkanları, belediye başkanlarımızın partimizden istifa ederek, kendi saflarına geçmesi karşılığında vereceklerini ima ve ifade etmektedirler.

Yeniden Refah Partili belediye başkanlarımızın faaliyetlerini engelleyerek onları hizmet edemez hale getirmek, siyasi şantajla başkanlarımızı AK Parti’ye transfer etmeye çalışarak milletimizin 31 Mart’ta ortaya koyduğu iradeyi hiçe saymak, ne siyasi ne de ahlaki bakımdan uygun bir davranış değildir.

Bu noktada milletin tercihini, iradesini yok sayarak, şahsi ikbal, menfaat ve konforları uğruna saf değiştirenleri de milletimiz elbetteki affetmeyecektir. Bu gibi siyasi operasyonlar, milletimizin büyük teveccühüne mazhar olan, her ay üye kayıt rekorları kırarak emin adımlarla hedefe doğru ilerleyen, Türkiye’nin en hızlı büyüyen siyasi partisi Yeniden Refah Partimizin yükselişini asla durduramayacaktır.”

Paylaşın