Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Ekonomideki dış kırılganlığını azalttık. Enflasyondaki düşüş sürecek. Maliye politikasında disiplinli duruşumuzu muhafaza ediyoruz” dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:
“AK Parti’nin 11 milyonu aşan her bir üyesine, aziz milletimizin her bir ferdine buradan en kalbi selamlarımı iletiyorum. Toplantımıza teşrif eden misafirlerimize hoş geldiniz diliyorum. Ramazan ayında 81 vilayetimizin her metrekaresinde kelimenin tam anlamıyla bir kardeşlik ve dayanışma rüzgarı estirdik.
Gençlik kollarımız 800 binin üzerinde vatandaşımıza iftariyelik dağıttı. Kabine üyelerimiz ve milletvekillerimiz Türkiye’nin dört bir yanında gönül sofralarının misafiri oldu. Rabbim hepinizden hepimizden razı olsun diyorum.
Kıymetli milletvekillerimiz bölgemizde yaşanan gelişmeler çok önemli değişimlerin merkezinde olduğumuzu gösteriyor. İkinci cihan harbi sonrasında inşa edilen sistem temelden çatırdıyor. Neoliberal ekonomik düzenin yerine daha korumacı bir yapının yükseldiğini görüyoruz.
Sadece Asya’da, Avrupa’da, ABD’de değil, dünyanın her noktasından bütün devletler yeni mücadele dönemine hazırlık yapıyor. Şiddetli bir kasırga geliyor. Gümrük tarifeleri küresel ölçekte etki yaratmaya başladı. Ticaret savaşları alevlendi.
Sahada ve masada en güçlü konumda bulunan ülkelerden biri Türkiye’dir. Türkiye süreci en iyi okuyan ülkelerden biri. Türkiye şimal yıldızı gibi parlıyor. Ülkemiz yeni dönemin kurucu aktörlerinden biri. Türkiye’siz bir denklem kurulamayacağı kabullenildi.
Son 1 haftada uluslararası ticaret savaşları yeni bir boyuta evrildi. Büyük ekonomiler durgunluğa girecek. Biz ekonomide çok güçlü bir ekip kurduk. Türkiye’yi şoklara karşı dirençli hale getirecek programımızı sürdürüyoruz. Dünyada ciddi bir belirsizlik ortamı var ama Türkiye’nin de yolunu aydınlatan güçlü bir ekonomi programı var.
Düşük tarife uygulanan ülkelerden biriyiz. İş dünyası ve vatandaşlar gönüllerini ferah tutsun. Bu süreci birçok ülkeye kıyasla daha kolay atlatacağımıza inanıyoruz. Dış finansman ihtiyacımız azalıyor. Ekonomideki dış kırılganlığını azalttık. Enflasyondaki düşüş sürecek. Maliye politikasında disiplinli duruşumuzu muhafaza ediyoruz.
Milletimiz, sırf yolsuzluklarını gözlerden kaçırmak için ülkesine ve milletine kast eden kifayetsiz muhterislerin boykot çağrılarına prim vermedi. Boykotçular bizzat vatandaşımızdan boykot yedi. Oyunu yazan onlar İstanbul’da Escobar düzeni kuran onlar, şikayeti yapan onlar, savcıların kapısında ihbar sırasına giren onlar ama zeytinyağı gibi üste çıkan yine onlar.
Kusura bakmayın sizin iç hesaplaşmanız bizi zerre kadar ilgilendirmez. Başınıza ne geldiyse sizin kavuk sevdanız yüzünden geldi. Kendiniz yaptınız kendiniz buldunuz. Kendi içinizdeki meseleyi örtmek için de sokakları ateşe veren sizsiniz. O gençlerin eğer hayatları karardıysa o hayatları karartan da CHP olarak yine sizsiniz. Gençleri öne sürüp belediye binasına saklanan sizlersiniz.
Millet CHP’nin bu senaryolarına dönüp de prim vermiyor. Güvendiğiniz dağlara da çoktan karlar yağdı. Medet umduğunuz batılı aktörler sizi terk edeli çok oldu. Kimse sizi umursamıyor değer vermiyor. Yalanlarınıza kimse kanmıyor. Çok büyük bir çaresizlik içindeler, 3 haftada tüm itibarlarını kaybettiler. Boykot çağrıları da ekonomiyi değil döndü CHP yönetimini vurdu. Yani kelimenin tam anlamıyla tüm cephelerde bozguna uğradılar.
“CHP demek cunta demektir, cunta demek CHP demektir”
Ne diyor Özgür Bey, ‘CHP istese tek parti olarak devam edecekken ülkeyi seçimlerle tanıştırdı’ diyor. Lütuf buyurdunuz. Kalkıp bizi cuntacılıkla suçluyor. CHP’nin ikinci genel başkan malum İsmet İnönü. 1946’da kendi isteğiyle değil gönüllü olarak değil çok partili hayata geçmek zorunda kaldı.
Şimdi o mecburiyeti sanki lütufmuş gibi milletin yüzüne vuruyorlar. Türkiye’deki her darbenin her muhtıranın taşlarını döşediler arkasında durdular, darbecilerin sırtını sıvazladılar. CHP Genel Başkanına kendi tarihini iyi okumasını tavsiye ediyorum. Sayın Özel 1950’den bu yana sandıkta yoksunuz. Denklem basittir CHP demek cunta demektir, cunta demek CHP demektir. CHP darbeciliğin de kitabını yazmıştır.
Firariler yakalanıp yargıya teslim edildikçe dananın kuyruğu asıl o zaman kopacaktır. İstanbul merkezli yolsuzluk çarkı ortaya çıktıkça bunların milletin yüzüne bakacak hali kalmayacak… Yarın DEM Parti heyetini kabul edeceğim. Terörsüz Türkiye hedefi irademizi teyit edeceğiz.”