Erdoğan, Özgür Özel’i Hedef Aldı: Mandacılık Talep Ediyor

Milli İrade İftarı’nda konuşan Erdoğan, CHP Lideri Özgür Özel’in BBC’ye verdiği röportaj üzerinden hedef alarak, “CHP Genel Başkanı çıkıp siyasi mandacılık talep ediyor” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9. Milli İrade İftarında konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

“Bu sene ilk kez düzenlediğimiz Külliye’de Ramazan programımıza 450 binden fazla insanımız iştirak etti. Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızda zulme uğrayan kardeşlerimize el uzattık. Tüm gücümüzle, tüm kapasitemizle Gazze halkının yanındayız, inşallah zulüm bitene, 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devleti kurulana kadar da Filistinlilerin her daim yanlarında olacağız. Allah ömür verdikçe Filistin davasının yılmaz, yıkılmaz, bileği bükülmez savunucusu olmaya devam edeceğiz. Şehit düşen Gazzeli kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Ülkemizde birileri Türkiye’nin İslâm alemi ve dünyada neye tekabül ettiğini hala idrak edemiyor. Kendi tarihini bilmedikleri atalarını tanımadıkları için Türkiye’nin tarihi derinliğinden habersizdirler. Suriyeli kardeşlerimizin zafer kutlamalarında neden Türk bayrağı açtığını, yeni Suriye’de niçin Türkiye’de eğitim görmüş bakan olduklarını bilmiyorlar. İç siyasette kendilerini komik durumuna düşürüyorlar. Biraz okuyup araştırsalar, kendilerini hapsettikleri ideolojik mahallelerden çıksalar bazı gerçekleri onlar da göreceklerdir. Bizim neden Türkiye, Türkiye’den büyüktür dediğimizi onlar da öğrenecekler. Cahil, kitap okumuyor diyerek aşağıladıkları gençlerin bilgi, birikim, vizyon ve donanım noktasında kendilerinden fersah fersah ileride olduklarını onlar da anlayacaklar.

Ya cehaletlerinden dolayı ya da Batı’ya duydukları platonik aşk gözlerini kör ettikleri için maalesef gerçekleri göremiyorlar. Böyle devam ettikçe de göremeyecekler. Dünyada soğuk savaşın bitmesi sonra sonrasında en büyük değişimlerden biri yaşanıyor. Sorumsuz özgürlük, neoliberal özgürlükçülük günden güne kayboluyor. Aşırı özgürlük, bireycilik, radikal demokrasi adına devleti ve toplumu zayıflatacak yönelimlerin siyasallaştırılması devri son buluyor. Devleti zayıflatan popüler akımlar artık eskisi kadar rağbet görmüyor. Ekonomiden ticarete, savunmadan nüfus oranına her alanda insanlık yeni mücadele dönemine kendini hazırlamaya çalışıyor. LGBT belası gibi sapkınlıklarla mücadeleden iç cephenin güçlendirilmesi çabalara, yeni denklemlere kadar çok geniş bir yelpazede bunun altyapısını oluşturuyoruz. Sosyal fay hatlarını kapatmak istiyoruz.

Bütün gayemiz 1071 Malazgirt ruhu ve İstiklal Marşımızda billurlaşan kardeşlik manifestosuyla 85 milyonun tamamını Türkiye Yüzyılı vizyonuyla buluşturmaktır. Türkiye ne zaman kendisine biçilen konuma itiraz etse kökü dışarıda bazı kirli odaklar tarafından hedefe konulmuştur. Cumhuriyet tarihinde buna defalarca şahit olduk, sokak olaylarıyla bunu yaşadık. Sağ-sol, Alevi-Sünni provokasyonuyla bunu yaşadık. Terör örgütlerinin hain ve kalleş saldırılarıyla bunu yaşadık. Hükümetimiz döneminde Cumhuriyet mitingleriyle, 7 Şubat MİT krizi, Gezi’deki sokak terörü, 15 Temmuz ihanetiyle bunu yaşadık ve gördük. Bizi kendi iç meselelerimizle meşgul etmek için her yolu denediler ve her yolu hala deniyorlar.

“Yıllarca üçüncü sınıf, ekonomi ve demokrasiye mahkum edildik”

Sivil siyaseti, demokrasiyi, Türkiye’nin kazanımlarını hedef alan bu saldırılarda silah olarak hep belli kavramlar, belli cümleler kullanılmıştır. Cumhuriyet tehdit altında, laiklik elden gidiyor, sivil darbe, hayat tarzımıza müdahale ediyor, Türkiye Batı’dan uzaklaşıyor dediler. Üzülerek söylüyorum; çoğu zaman başarılı da oldular. Gerçekten çok ağır bedeller ödedik. Ekonomik ve siyasi bakımından irtifa kaydettik. Pırıl pırıl gençlerimizi kalleş çarkın insafsız dişlilerine kurban verdik. Yıllarca üçüncü sınıf, ekonomi ve demokrasiye mahkum edildik.

İstanbul merkezli yolsuzluk ve terör soruşturması sonrasında yaşanan olayları bu fotoğraftan bağımsız değerlendiremeyiz. CHP Genel Başkanın isim vererek yerli ve milli markaları tehdit etmesini bunlardan ayrı göremeyiz. 1 haftadır yolsuzluğu örtmek, hırsızlığı gizlemek, sahtekarlığı savunmak adına her şeyi yaptılar. Camilerimize terbiyesizlikten güvenlik güçlerimize hakarete kadar her türlü şey sergilendik. Demokrasi, hukuk, meşru hak arama yollarıyla asla alakası olmayan çok tehlikeli provokasyona giriştiler. Polisimizin soğukkanlılığı, kararlı tutumu, milletimizin sağduyulu tavrı zorbalığa maruz kalmalarına rağmen vakarını koruyan gençlerimizin sayesinde tahrik siyaseti hedefine ulaşamadılar.

Bu sefer Türkiye’yi yabancılara şikayet etmeye, alenen kötülemeye başladılar. 23 senelik Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevim boyunca yüzlerce kişiyle görüştüm. Bunlardan bir tanesinin bile bize kendi ülkesini şikayet ettiğini, kötülediğini, kendi ülkesine karşı bizden yardım istediğini görmedik, duymadık. Bizdeki muhalefet kendilerine uluslararası her platformda mikrofon uzatıldığında bunu yapmakta kaçırmadı, kaçınmıyor.

Son olarak Batı’ya yalvaracak kadar kontrolü kaybettiklerini gördük. Cumhuriyeti kurmakla övünen partinin genel başkanı çıkıyor resmen siyasi mandacılık talep ediyor. CHP’nin genel başkanı Gazze soykırımındaki ikiyüzlü yayınları sebebiyle itibarını kaybetmiş bir medya kuruluşundan süklüm püklüm yardım dileniyor. ‘Kendimizi terk edilmiş hissettik’ diyor. ‘Yolsuzluk yapanlara niye destek olmadınız’ demeye getiriyor. Bu zat ülkesini yabancılara şikâyet ederken utanmıyor, yüzü kızarmıyor ‘ben partimi ve kendimi niye bu hale düşürüyorum’ sorusunu sormak aklına gelmiyor. Batı’nın en zencisi deyince bize kızıyorlar, mandacı deyince bize öfkeleniyorlar. Sizin söylediklerinizin İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nden ne farkı var?

Ülkesini yabancılara şikayet etmek, Türkiye’nin ana muhalefet partisinin genel başkanına yakışıyor mu? 100 yıllık CHP’yi yolsuzlukları savunmak adına böyle aciz duruma düşürmekten hiç mi hicap duyurmuyorsunuz? Böyle bir siyasetçi ülkesinin çıkarlarını emperyalistlere karşı savunabilir mi? Elbette savunamaz. Sayın Özel’e bir kez daha kendini toparlamasını, yolsuzlukları aklamak için kendisini bu kadar yormamasını tavsiye ediyorum.

Milleti ile gönül bağı kopmuş bu zihniyet ne yaparsa yapsın biz inadına Türkiye diyeceğiz. Demokrasiden, hukuktan, meşru ve makbul çizgiden sapmayacağız. Öfkenin aklı ve vicdanı esir alan zehirli diline asla bulaşmayacağız. Çekmek istedikleri tuzaklara düşmeyecek, bu kirli oyunda aldanan da aldatan da olmayacağız. Bu süreçte kamu düzeninin bozulmasına da razı olmayacağız. Gözünü kapatan kim varsa emniyet birimlerimiz gerekli müdahalelerde bulunacaktır.

Ana muhalefet partisini esir almış bir avuç belediye soyguncusunun evlatlarının hayatını karartmasına paçalarını kurtarmak için evlatlarını canlı kalkan olarak öne sürmesine ailelerimiz izin vermesinler. Kandırılmış, marjinal örgütlerin pençesine düşmüş dahi olsa bizim millet ve memleket düşmanlarına kaptıracağımız tek bir gencimiz olamaz. Onları da bir şekilde kazanmakla, onları da bir yolunu bulup iyiye, doğruya katmakla mükellefiz. Ailemizin de bu çabalara destek vermesi gerekiyor. Milli İrade Platformu’ndaki siz kardeşlerim de bu anlayışla daha fazla gence ulaşmak, kazanmak için kazanacağınızı inanıyorum. Rabbim yâr ve yardımcı olsun diyorum.”

Paylaşın

Erdoğan’dan Özel’e: Sen Kimsin Gramın Ne?

Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, CHP Lideri Özgür Özel’in Mehmet Şimşek hakkındaki sözlerine tepki göstererek, “Sen kimsin? Her şeyden önce senin gramın ne” dedi.

Paylaşın

Erdoğan: En İyi İşleyen Demokrasilerden Birine Sahibiz

Üniversiteli Gençlerle İftar Programı’nda konuşan Erdoğan, “Dünyada en iyi işleyen demokrasilerden birine sahibiz. İnsan hak ve özgürlüklerin en kapsamlı şekilde tatbik edildiği en etkili kullanıldığı ülkelerden biriyiz” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üniversiteli Gençlerle İftar Programı’nda konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

“Bu bereketli iftar soframızda, milletin evinde siz genç kardeşlerimi misafir etmekten, sizlerle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Soframızı bizimle paylaşan, coşkusuyla, enerjisiyle, ümidiyle bize güç ve ilham veren siz kıymetli öğrencilerimize yürekten teşekkür ediyorum. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan-ı Şerifinizi canı gönülden tekrar tebrik ediyorum.

Rabbim bu mukaddes ayda tuttuğumuz oruçları, kıldığımız namazları, ettiğimiz duaları katında inşallah kabul buyursun diyorum. Kadir Gecenizi ve Pazar günü müşerref olacağımız Ramazan bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Sizlerin şahsında istiklal ve istikbalimizin teminatı, yarınlarımızın mimarı, tüm gençlerimize, bütün evlatlarımıza selamlarımı, sevgilerimi, en derin muhabbetlerimi gönderiyorum.

Kalbi bu ülke için atan, ümidini bu millete bağlayan, tarihine, kimliğine, kültürüne, inanç ve değerlerine sıkı sıkıya sahip çıkan her bir evladımızın gözlerinden öpüyorum.Yurt, burs ve kredi hizmetlerimizi her geçen gün geliştiriyoruz. Her alanda öğrencilerimizi çağın imkanlarıyla buluşturuyoruz. Bu gençlik sokakları ateşe veren ağzı ve ahlakı bozuk değil edep timsali olan bir gençliktir. Öğrencilerimizi çağın imkanlarıyla buluşturuyoruz. Bilim ve teknoloji merkezleri, kütüphane, spor tesislerimizde gençlerimize yönelik yatırım, eser ve hizmetlerimizi inşallah daha da artıracağız.

Bizler artık sizin zamanınızın misafirleriyiz. Türkiye’nin geleceği sizlersiniz. Bu milletin umudu sizlersiniz. Her biriniz hem bizim hem ailelerinizin hem de 81 milyonun istikbalisiniz. Millete hizmet davasını inşallah sizler omuzlayacaksınız. Türkiye’yi çok daha iyi seviyelere sizler getirecek iniz. Adını duyunca mazlumların gözünün parladığı Türkiye’yi inşallah sizler inşa edeceksiniz. Şahsımın ve dava arkadaşlarımın dar-ı dünyadaki yegane amaçlarından biri siz gençlerimize güçlü ve müreffeh bir Türkiye bırakmaktır.

Son 23 yılda ne yaptıysak sadece bu gaye ile yaptık. Nice saldırıyı bunun için püskürttük. Nice oyunu bunun için bozduk. Ülkemizin ayağına vurula prangaları bunun için parçaladık. Bunun için kardeşliğimizi güçlendirdik. Demokrasimizin standartlarını bunun için yükselttik. Türkiye’yi bölgesinde ve tüm dünyada parmakla gösterilen seviyelere bunun için getirdik. Terörsüz Türkiye hedefimize işte bunun için ulaşmaya gayret ediyoruz. Bu ülke yakın tarihinde gerçekten çok büyük acılar yaşadı. Kirli senaryolarla nice evladımızın hayatının baharında iken bizden kopartıldı.

Aynı apartmanda yaşayan aynı üniversitede okuyan aynı mahallede büyüyen gençlerimizi birbirine düşman ettiler. Sokağı adres gösterdiler. Kavgayı körüklediler. Gerilimi tırmandılar, öfkeyi büyüttüler. Gençlerin arasına nifak ve nefret tohumları serptiler. Milletimizin geleceğini de kararttılar. Anaların babaların yüreklerinde sızısı hiç dinmeyen büyük yaralar açtılar. Paralarına para, siyasi ikballerine ikbal katmak uğruna bu ülkenin pırıl pırıl gençlerini, fidan gibi delikanlılarını bozuk para gibi harcamaktan çekinmediler.

Bizler büyük bir aileyiz. Siyasi görüşümüz, mezhebimiz, meşrebimiz, kökenimiz ne olursa olsun hepimizin kardeşiz, birbirimizin kader ortağıyız. Adımız farklı olsa da soyadımız tektir o da Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bizim bu vatandan başka gidecek yerimiz yok. Bir olmaktan, beraber olmaktan, hep beraber Türkiye olmaktan başka bir seçeneğimiz yok. Sabırla, sağduyu, aklı selim, soğukkanlılıkla hareket etmemiz gereken gerçekten hassas günlerden geçiyoruz. Provokasyonlara prim vermeyeceğiz, kışkırtmalara gelmeyeceğiz, sonu karanlık yollara asla girmeyeceğiz.

Kendi pisliklerini kapatmak için gençlerin arkalarına saklayan korkakların ucuz siyasetine kanmayacağız. Hakkını yediklerini yüzbinlerce gencin yüzüne bakamayacak sahtekârların alçak senaryoların piyonu, figüranı asla olmayacağız Hukuksuzluğun hesabını hukuk içinde soracağız. Demokrasimize yönelik saldırıları meşru zeminde kalarak bertaraf edeceğiz. Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık. Bu ülkeyi kolay kurmadık. Her karış toprağında bir aslanın yattığı bu cennet vatanı sokak terörüne teslim edemeyiz.

“Dünyada en iyi işleyen demokrasilerden birine sahibiz”

Sizlerden uyanık olmanızı rica ediyorum. Sizi kendi bataklıklarına, kendi karanlık dünyalarına kendi çirkefliklerine çekmek isteyen ağzı ve ahlakı bozuk müptezellere karşı çok ama çok dikkatli olmanızı rica ediyorum. Kendi koltuklarından başka hiçbir şey görmeyen kifayetsizleri ademe mahkum etmenizi bekliyorum. Türkiye olarak dünyada en iyi işleyen demokrasilerden birine sahibiz. İnsan hak ve özgürlüklerin en kapsamlı şekilde tatbik edildiği en etkili kullanıldığı ülkelerden biriyiz. Sarf edilen hakaret cümlelerin binde biri Batı ülkelerinde yapılsa görün müsebbiplerin başına neler gelir.

Polise, yargı mensuplarına alçakça saldırıda bulunanların anında defterini dürer bir daha da gün yüzü göremezler. Birileri demokrasi derken hırsızların, sahtekârların, çetelerin, marjinal yapıların sandığın arkasına saklanarak belediyelerin kamu kaynaklarını pervasızca sömürülmesi kast ediliyorsa kusura bakmasınlar bizim böyle bir demokrasi anlayışımız yoktur. Özgürlük derken tarihi camilerimizin avlularını, ecdadımızın mezar taşlarını yakıp yıkmalarını, ibadethanelerimizde alkol almayı kast ediyorlarsa biz hiçbir şartta orada olamayız, olamayız.

Bu ülkenin polisine taşla, asitle, molotof kokteyline, baltayla saldırırım, kimse bana karışamaz diyorsa biz bunu hak ve özgürlükler dairesinde ele alamayız. Kimsenin milletin iradesine pusu kurmasına müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyiz. Herkesin sınırlarını bilmeye, hak aramakla hakaret ve vandallık çizgisine geçmemeyi davet ediyorum. Milletimiz siyasi destek için huzuruna gelenlere omuz verip yüceltmeyi bildiği gibi yolunu kaybedenleri tepe üstü yere sermeyi de gayet iyi bilir.

Sokaklarda terör estirenlerin bu ülkeyi yangın yerine çevirmek isteyenlerin varacağı hiçbir menzil yoktur. Girdikleri yol çıkmaz sokaktır. Gençlerimizi siyaseti rant aracına çeviren yolsuzlar ve hırsızlar tarafından kullanılmasına izin vermeyeceğimizi burada tekrar hatırlatıyorum. Kadir Gecenizi ve Ramazan bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Eğitim ve meslek hayatınıza Rabbimden muvaffakiyetler diliyorum.”

Paylaşın

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten CHP’nin Boykot Kararına Tepki

CHP’nin boykot kararına ilişkin açıklamada bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Boykot etme çağrısı yaparak, sadece kendisinin CHP Genel Başkanlığına liyakatini boykot etmiştir” dedi.

Adalet ve Kalkınma Partisi Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel tarafından açıklanan boykot kararına ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden açıklamada bulundu.

Ömer Çelik, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir saldırgan gibi konuşmaya devam ederek, siyasetçi gibi konuşmaktan tamamen uzaklaşmıştır. Her konuşmasında Cumhurbaşkanımızı, partimizi ve ittifakımızı, medya kuruluşlarını, şirketleri hedef alan bu saldırgan dil sadece kendisine zarar verecektir.

Bütün vatandaşlarımız bu yıkıcı ve zorba zihniyeti tam olarak görmüştür. Özgür Özel milli şirketleri boykot etme çağrısı yaparak, sadece kendisinin CHP Genel Başkanlığına liyakatini boykot etmiştir. Özgür Özel’in medya kuruluşlarını ve şirketleri açıkça bu şekilde tehdit etmesi, siyasal zorbalıktan başka bir şey değildir.

Siyasi cümle kurma kabiliyeti olmayanların tehdit dilinden başka bir yeteneği olmadığı görülmüştür. Özgür Özel’in kendini ispat çabası içinde kullandığı bu dil siyaset rotasından tamamen çıkmıştır. CHP’nin kendi iç gündemi olan konularla ilgili Cumhurbaşkanımıza, Ak Parti’mize ve Cumhur İttifakımıza saldırması hedef saptırmaktan başka birşey değildir.

İşin siyasi açıdan esası şudur: 1.Bazı CHP’liler bazı CHP’li belediyelerin yolsuzluk yaptığını söyleyerek aylardır gündemdeki iddiaları dile getirdi. 2.Bazı CHP’liler, geçmiş kurultayda hile yapıldığını öne sürerek CHP Olağanüstü Kurultayı’nın iptali için mahkemeye başvurdu. CHP yönetimi konuyu saptırmamalı, iddia sahibi CHP’lilere cevap yetiştirmelidir.

CHP yöneticilerinin, CHP gibi köklü bir partiyi saldırgan ve zorba bir zihniyetin merkezi haline getirmesi vahimdir. Rakiplerimizin sağduyulu olmasını ve gerçek siyasetle karşımıza çıkmasını isteriz. Karşımıza zorbalık ve saldırganlık dolu sahte siyasetle çıkanlara ise gerekli cevabı ve hakettiklerini layıkıyla veririz.”

Paylaşın

Erdoğan: Türkiye Hukuk Devletidir

İftar programında konuşan Erdoğan, “Türkiye hukuk devletidir, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bağımsız ülkedir. Cesaretiniz varsa bırakın demokrasi ve hukuk işlesin” dedi ve ekledi:

“Yüreğiniz yetiyorsa bırakın mahkemeler hiçbir baskı altında kalmadan Türk milleti adına kararını versin. Akla kara, masumla mücrim hukuk tarafından ortaya çıkarılsın. Türkiye’de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Türkiye’de suç işleme özgürlüğü olan imtiyazlı azınlık yoktur ve olmayacaktır.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İstanbul teşkilatı iftar programında konuştu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Bu mukaddes günlerin Gazze ve Filistin başta olmak üzere hayat ve haysiyet mücadelesi veren tüm kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum. Siyonist Netanyahu yönetimi ateşkesi bozarak Gazze’deki soykırımına yeniden başladı. Özellikle çocukları hedef alarak, kadınları katlederek oluk oluk masum kanı döküyor. Vahşetin daha hazin tarafı şudur; Batılı yönetimler başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesi barbarlık karşısında büyük bir umursamazlık içindedir.

Mazlum Filistinli zalim de İsrail de olunca kullanılan dil de birden değişmiştir. Öldürülen gazeteciler Gazze olunca uluslararası basın kuruluşlarının tavrı anında değişmiştir. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda dünyaya ders verenlerin hiçbiri henüz kundaktaki yavruların alçakça öldürülmesine tepki göstermiyor. Savaşta nöbet yerlerini terk etmeyen gibi biz de Filistin meselesine sahip çıkacağız. Türkiye olarak Gazze’de ateşkesin tesisi için çok yönlü bir diplomasi trafiği yürütüyoruz.

Ramazan ayı oruç ibadetiyle birlikte bizim için milletimizle kucaklaşma, vatandaşımızla hemhal olma yeni gönüller kazanma vesilesidir. Ramazan ayı boyunca biriktirdiğimiz muhabbet, yılın geri kalanında millete hizmet aşkımızı sürekli dinç ve taze tutmaktadır. AK Parti olarak her zaman Ramazan ayını layıkı veçhile geçirmeye gayret ettik. İstanbul il teşkilatımız da Ramazan boyunca 39 ilçede yaptığı çalışmalarla İstanbullu hemşehrilerimizin yanında oldu. İhtiyaç sahiplerinin imdadına koştu. Ramazan’ın dayanışma iklimini yeşertti. İlçe teşkilatlarımızdan kadın ve gençlik kollarına kadar canla başla çalışan tüm yol arkadaşlarıma teşekkürlerimi iletiyorum.

Kamplaşmayı körükleyen, kutuplaşmayı derinleştiren, kucaklaşmayı, muhabbeti, kardeşliği yücelten tarafta yer alacağız. Muhalefet ne yaparsa yapsın sağduyuyu, sabrı, sükûneti hiçbir zaman terk etmeyeceğiz. Bizim belediyelerimiz yolsuzluktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz haksızlıktan yana olmayacak. Hak, hakikat, helal, haram nedir bunu bilerek halkına hizmet edecek. Bu mübarek günleri milletimizin iç cephesini takviye için fırsata çevirmeye çalışırken ana muhalefet tam tersi gündemle hareket ediyor. Önce Suriye’de eski rejim artıklarının çıkardığı olayları bahane ederek mezhepçilik fitnesini ateşlemek istediler. Alevi canlarımıza adeta pusu kurmaya kalktılar. Bu oyunu boşa çıkardık hamdolsun. Milletimiz bu oyuna düşmedi, provokasyonlara gelmedi.

“CHP bir avuç belediye soyguncusunu aklayan aparata dönüş”

4 gündür milletin huzurunu kaçırma, insanlarımızı kutuplaştırma adına ne varsa hepsini yapıyorlar. Sadece görevini yapan polislerimize saldırmaya, yargı mensuplarımıza gözdağı vermekten sokak terörüyle milli iradeyi baskı altına almaya kadar ne ararsan bunlarda her şey var. Bugün basın yayın kuruluşlarını da alenen tehdit ederek nasıl bir ruh halinde olduklarını ifşa ettiler. Televizyonların, medya gruplarının adını bile vererek ‘hepimizin hesabını tutuyorum’ diyerek medyayı tehdit ettiler. Böyle siyaset olur mu? İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizde bir gerilim, kargaşa atmosferi oluşturmak için her yolu deniyorlar. Mevcut yönetim altında CHP seçmenlerinin taleplerini Meclis’e taşıyan bir parti değil gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür.

Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri CHP’yi boğazına kadar kire, pasa, çamura, yolsuzluğa, hukuksuzluğa bulaştırmış durumdadırlar. Çöp, çukur, çamur, işte aynısını yapıyorlar. Ama bir özellikleri var lafa her başladıklarına Atatürk’ün kurduğu partiyle övünenler Gazi’nin partisini hırsızların emrine vermişlerdir. CHP sadece sadece deveyi hamuduyla götüren haramilerin değil marjinallerin oyuncağı haline gelmiştir. Diploma sahtekarlığı dair ortaya akıl, ahlak sınırlarını aşan bir sürü pislik saçılıyor. Dolarlar, Avrolar fışkırıyor.

Yüzlerce milyar liralık korkunç vurgundan bahsediliyor. CHP genel başkanı ve şürekâsı bunların hiçbirine cevap veremiyor. ‘Sahtekarlık, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet yoktur’ diyemiyorlar. Ne biz ne arkadaşlarımız harama el uzatmadı diyemiyorlar. Belediye başkanı, yöneticilerine, yol yürüdükleri arkadaşlarına kefil olamıyorlar. Aslanlar gibi iddialara cevap vermek yerine bize saldırarak Cumhur İttifakı ortağımızın muhterem genel başkanına hakaret ederek gençlerin arkasına saklanarak marjinal örgütleri öne sürerek suç bastırmayla çalışıyorlar.

Sayın Özel neden korkuyorsunuz? Neden çekiniyorsunuz? Bu telaş bu panik havası, bu saldırganlık niye? Düne kadar şaibe yok diyordunuz. Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu. Ne oldu da dizleriniz titremeye başladı. Şimdi kimi tasfiye edecek kimi sırtından hançerleyeceksiniz? Alengirli yollarla şimdi kimin ayağını kaydıracaksınız? Ortaya dökülen bu pislikler bizi ve milletimizi değil CHP içindeki vicdan sahiplerini de rahatsız etmektedir. CHP’ye çökmüş bir avuç paragözün asırlık partiyi parmağında oynatması, Gazi’nin partisi CHP diyen CHP vatandaşlarını endişelendiriyor. İSKİ skandalından 32 yıl sonra tekrar aynı olaylara şahit olmayı içine sindiremiyorlar.

CHP bünyesini zehirli bir sarmaşık misali saran bu harami, yağmacılardan temizlenmedikçe, siyasi itibarını ve parti kimliğini tekrar kazanamaz. Siyasette onur, haysiyet, güven bir kez kaybedilirse bir daha yerine kolay kolay konulamayan erdemlerdir. CHP genel Başkanı Özel iradesine vurulan zincirleri kıramamış, vesayetten kendisini kurtaramamıştır. Türkiye’nin ana muhalefet partisi genel başkanının bu hallere düşürülmesinden biz asla hoşnut değiliz. Biz karşımızda kalitemize ve kalibremize uygun muhalefet görmeyi arzu ederiz. Bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum; sokaklara çıkarak yanına sol örgütleri, marjinalleri, vandalları alarak milli iradeye parmak sallama artık geride kalmıştır. Sokak teröründen siyasete, adalete istikamet çizildiği günden eski Türkiye gibi mazide kalmıştır.

Türkiye hukuk devletidir, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bağımsız ülkedir. Cesaretiniz varsa bırakın demokrasi ve hukuk işlesin. Yüreğiniz yetiyorsa bırakın mahkemeler hiçbir baskı altında kalmadan Türk milleti adına kararını versin. Akla kara, masumla mücrim hukuk tarafından ortaya çıkarılsın. Türkiye’de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Türkiye’de suç işleme özgürlüğü olan imtiyazlı azınlık yoktur ve olmayacaktır.

Demokrasinin, hukukun, meşru zeminin dışında çözüm arayanlar daima avuçlarını yalamışlardır. İnşallah bundan sonra da emellerine ulaşamayacaklardır. CHP ve yandaşların tahriklerle kamu düzenini bozmaya milletimizin huzurunu kaçırmaya kesinlikle izin vermeyeceğiz. Türkiye üzerine operasyon yapılmasına, ameliyat yapılmasına 85 milyonun arasına yeni nifak tohumları örülmesine müsamaha göstermeyeceğiz. Bu topraklar üzerinde bir ve beraber yaşamaya, kardeşçe yaşamaya inşallah devam edeceğiz. Bir olacağız, beraber olacağız, birlik olacağız, diri olacağız, kendi menfaatlerini korumak için 85 milyonun kardeşliğine pusu kuranları hep birlikte bozguna uğratacağız.”

Paylaşın

Erdoğan’dan “Süreç” Açıklaması: Samimiyiz

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla başlayan sürece ilişkin açıklama yapan Erdoğan, “Hem kararlıyız hem de samimiyiz. Karşımızdakilerden de aynı harbi ve yapıcı yaklaşımı bekliyoruz” dedi.

Haber Merkezi / AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla başlayan sürece ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Erdoğan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bizi terörsüz Türkiye hedefimize biraz daha yaklaştıracak, 40 yıllık meseleye son noktayı koyacak yeni bir sürecin içindeyiz. Son adım, Kürt kardeşlerimizle birlikte vatandaşlarımızın tamamının canına, huzuruna, refahına ket vuran bölücü örgütün feshi ve silahlarının teslimidir. Şayet bu gerçekleşirse Türkiye 40 yıllık bir musibetten suhuletle kurtulma imkânına kavuşacaktır.

Aksi olursa biz zaten önemli mesafe katettiğimiz terörü kaynağında yok etme stratejimizi kısa sürede nihayete erdirmeye bakarız. Temennimiz hem örgütün hem de ona müzahir kesimlerin geçmişte olduğu gibi akıl ve izan dışı tavırlara yönelip bu tarihî fırsatı heba etmemeleridir. Bu gelişme, ülkemizle birlikte Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgemizin tamamında bir rahatlamaya, istikrarın güçlenmesine vesile olacaktır” sözlerini kullandı.

Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Terörün karanlık gölgesi siyasetin üzerinden çekildikçe inşallah sözün gücü artacak, siyasetin demokratik alanı daha da genişleyecektir. Biz iktidar ve ittifak olarak Türkiye’yi 40 yıllık kamburundan kurtarma noktasında hem kararlıyız hem de samimiyiz. Karşımızdakilerden de aynı hasbi, harbi ve yapıcı yaklaşımı bekliyoruz.”

Paylaşın

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten “Ekrem İmamoğlu” Açıklaması: Dosya Hakkında Bilgimiz Yok

Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına ilişkin konuşan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Hiçbirimiz dosyaya ilişkin bilgiye sahip değiliz. İddianameyi değerlendirecek olan siyasetçiler değil. Değerlendirme yapılmasının meşruiyeti olmaz” dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının gözaltına alınmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Hiçbirimiz dosyaya ilişkin bilgiye sahip değiliz. İddianameyi değerlendirecek olan siyasetçiler değil. Değerlendirme yapılmasının meşruiyeti olmaz.

Süreç başladığı andan itibaren Sayın Özgür Özel, bunun Cumhurbaşkanımız tarafından ve partimiz tarafından CHP’ye dönük bir darbe girişimi olduğunu söylüyor. Yapay zekaya sorsak, CHP’ye şu anda Özgür Özel’in ortaya koyduğu argümanlardan daha ileri argümanlar sunabilir. CHP’ye muhalefet partisi olarak siyaset-yargı, demokratik kültür-yargı ilişkilerinde yapay zekanın öğreteceği çok şey vardır.

Bizim adımız, Cumhurbaşkanımızın adı demokrasiyle yan yana yazılır, darbenin zıddına yazılır. Darbe ve darbecilik yazıldığında karşısında CHP diye sonuç verirdi. Özgür Özel’in bize darbecilik iddiasında bulunacak ne bir kapasitesi ne bir sözü vardır. Sayın Özgür Özel işbaşına geldiğinde, normalleşme süreci başladığında umutlanmıştık ama umudumuz boşa çıkmıştır. Sayın Özgür Özel sivil darbe nedir, darbe girişimi nedir, siyasi organizasyonlar darbe nasıl destek verir diye ararsa, en sağlam literatür CHP’de bulunur.

15 Temmuz gibi bir terörist darbe girişimiyle, yargısal süreci eş tutmak, CHP kendini siyasi parti olarak görmemekte, devletin sahibi olarak görmektedir. Milletimiz bütün seçimlerde bu siyasi organizasyona haddini bildirmiştir. 15 Temmuz terörist darbe girişimiyle yargısal süreçleri eş tutmak, siyasi laubalilikle ilgili dip dalganın göstergesi bakımından siyasi tarihimize geçmiştir.

Cumhurbaşkanımıza söylediğiniz sözler, size dönük olarak alnınıza yazılmış utanç olacaktır. Cumhurbaşkanımızın demokrasimize verdiği 1 saatlik emek, CHP’ye bir asır yeter. Bugün yine yapmaya çalıştığınız şey evrensel hukuk ilkeleri içinde durmak değil, siyaseti şekillendirmeye çalışmak ve kuvvetler ayrılığına müdahaleden ibarettir. Mutfakta Yassıada zihniyeti hala duruyor.

Sayın Özgür Özel bize saldıracağına dönecek bizzat CHP’liler tarafından dile getirilen bu iddialarla ilgili ne düşündüğünü söyleyecek. CHP’li belediyelere yönelik iddialar hakkında söyleyecek sözleri olması gerekir. Çıkıp da CHP ile AK Parti arasında tartışmaya çevirmek yerine, çıkacak iddialarla ilgili cevap verecek.

“Türkiye’nin demokratikleşmesi…”

Bir de diğer partilere sesleniyorum, ismi geçen belediyelere kefil misiniz? Siz daha şimdiden Cumhurbaşkanımıza ve AK Parti’ye yönelik sözler kullandığınızda biz de ‘kefil misiniz’ diye soruyoruz. Biz, sizin modern-post modern darbeye verdiğiniz desteklere rağmen bütün süreçleri gerçekleştirdik. Türkiye’nin demokratikleşmesi CHP’nin karşı mücadelesine rağmen gerçekleşmiştir.

Dün Türkiye’de bir tane sivil darbe gerçekleşti o da; CHP’lileri sandığa çağırırken, adayın kim olacağını şimdiden ilan etti. Özgür Özel’in konuşması CHP seçmenine karşı bir sivil darbedir. CHP herhangi bir krizle karşı karşıya kaldığında önümüze ‘Biz Atatürk’ün kurduğu partiyiz’ diye geliyor. CHP’nin Atatürk’le ilgisi kalmamıştır. CHP yönetilemiyor, kendi içinde kriz var. Siyasi kapasite üretilemiyor. CHP kayyum atanmış gibi başka etkiler içinde siyaset üretmeye çalışıyor.

Biz, sizin saldırılarınıza hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz. Vesayet zihniyetinizle nasıl mücadele edilmesi gerektiğini iyi biliyoruz. Hem bölgesel hem Türkiye açısında yapacağımız reformlarla, yüksek performanslı siyasetlerle Türkiye’yi Türkiye Yüzyılına ulaştırmaya gayret edeceğiz.”

Soruşturmalar hakkında neler biliniyor?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında olduğu 100’den fazla kişi gözaltına alındı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan ilk açıklamada İmamoğlu ile birlikte 100 şüpheli hakkında “suç örgütü liderliği’ suçlamasında bulunulurken, “suç örgütü irtikap, rüşvet, dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma” gibi suçlardan gözaltı kararı verildiği kaydedildi.

Soruşturmalardan ilki “belediye iştiraklerinde usulsüz ihaleler, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme, rüşvet eylemlerini örgütlü bir şekilde işleme” gibi iddialarla ilgili. Bu soruşturma kapsamında İmamoğlu dahil 100 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Başsavcılıktan yapılan açıklamada soruşturmanın kamuoyunda “CHP’de para sayma görüntüleri” olarak bilinen olayın ardından başlatıldığı vurgulandı. İmamoğlu hakkında “çıkar amaçlı suç örgütü lideri” ifadesi kullanılan açıklamada iddiaların Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine dayandığı kaydedildi.

Başsavcılık, büyükşehir belediyesinin iştirakleri olan MEDYA A.Ş, KÜLTÜR AŞ., KİPTAŞ ve İSFALT firmalarının da bu eylemlerde kullanıldığını iddia etti.

İkinci soruşturma 31 Mart yerel seçimlerinde hayata geçirilen “kent uzlaşısı” kapsamında terör soruşturması. Bu soruşturma kapsamında İmamoğlu dahil yedi kişi hakkında gözaltı kararı verildi. İkisinin ismi açıklanmadı.

DEM Parti’nin 31 Mart 2024 seçimlerinde gündeme getirdiği bir yerel seçim stratejisi olan kent uzlaşısı, “kentin tüm dinamiklerinin üzerinde uzlaştığı adaylarla seçimlere katılmayı” ifade ediyor.

Bu strateji çerçevesinde DEM Parti, Batı’daki bazı seçim noktalarında aday çıkarmayarak işbirliği temelinde CHP adaylarını destekledi. Başsavcılık bu faaliyetlerin PKK’nın metropollerdeki etkinliğini artırma amacı taşıdığını iddia etti.

Savcılık, CHP kontenjanından seçilen bazı belediye meclis üyeleri ile atanan belediye başkan yardımcılarının terörle bağlantılı olduğunu ve İBB iştiraki olan İPA ve BİMTAŞ bünyesinde de terör örgütü mensupları ve sempatizanlarının işe alındığını iddia etti.

Açıklamada İmamoğlu’nun diğer şüphelilerle birlikte yerel seçimlerde belediye meclis üyesi listelerini şahsen onayladığı vurgulandı, bu nedenle PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işledikleri iddia edildi.

Üçüncü soruşturma 2013 yılında düzenlenen Gezi Parkı protestoları ile ilgili. Gazeteci İsmail Saymaz bu soruşturma kapsamında sabah saatlerinde gözaltına alındı. Saymaz, Taksim Dayanışması içinde görev almak ve eylemlerin derinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla faaliyette bulunmakla suçlandı.

Başsavcılığın açıklamasında ayrıca Osman Kavala’nın internet sitesinin hazırlanmasında rol aldığı, Gezi davasında tutuklu diğer kişilerle yoğun irtibatı olduğu, sosyal medya hesaplarında Gezi Parkı olayları ile ilgili çok sayıda paylaşımda bulunduğu suçlamaları yer aldı.

Paylaşın

Erdoğan: Refah Kaybını Telafi Edecek Adımlar Atacağız

Erdoğan, “Ekonomide bir süredir yaşanan sıkıntılara kalıcı çözümler getirecek programı başarıyla uyguluyoruz. Önümüzdeki seneden itibaren bilhassa sabit ve dar gelirli vatandaşlarımızın yaşadığı refah kaybını telafi edecek ciddi adımlar atmaya başlayacağız” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin kongre merkezinde Kadın Kolları, Gençlik Kolları ve MKYK üyeleriyle iftar programında açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Her zaman olduğu gibi milletimizin birlik ve beraberliğinin en önemli değerlerinden olan bu kutlu ayı zehirlemek isteyenler de çıkmıştır. Kimi zaman provokasyon kimi zaman milletimizin inancına hakaret ederek, insanımızı tahkir ederek bunu yaptılar. Ramazan ve oruç düşmanlarının hezeyanları Allah’a hamdolsun artık komedi seviyesinde bile makes bulmuyor. İnsanlarımız farklı hayat biçimlerini de hoşgörüyle karşılıyor. Ramazan ayında şu hakikate hep beraber şahitlik ediyoruz. Türkiye’nin beşeri zenginliği küresel ve yerel tüm kumpaslara rağmen hala güç ve güven kaynağımızdır.

Özellikle ana muhalefet cenahında yaşanan boş tartışmaların bizi ülkemizin asıl sorunlarından uzaklaştırmasına asla izin vermiyoruz. Birileri parti içi çekişmeleri ve kişisel hırslarını ülkenin meselesi hale getirmeye çalışsa da hakikatler gün gibi ortadadır. Genel başkanı ve o makama göz diken aktörleriyle tüm vakitleri 3 yıl sonrasının seçime hasrederek kendilerince bir illüzyon peşinde koşuyorlar. Karşımızda yolsuzluk, hırsızlık, taciz, tecavüz ve son olarak sahtekârlığın tüm bünyeyi sardığı çürümüş yapı bulunuyor.

Terör örgütlerine kaynak aktarmaktan, petrol tankerleriyle sebze-meyve skandalları, şişirilmiş konser faturaları ile vurgun yapmaktan kadınlara had bildirme edepsizliğine kadar ne ararsan istisnasız herşey var. Belediyelerde yamyamlık boyutlarına varan yolsuzluklar partilerinde vicdan sahiplerinin bile sabır taşını çatlatıp, tahammül sınırlarını zorlamaya başladı. Kendi partilerini yönetemeyenlerin henüz şaibesiz bir toplantı dahi yapamayanların ülke idaresine talip olma iddialarına sadece tebessümle takip ediyoruz.

Ülkemizdeki hiçbir kesimin ne kökeni ne inancı ne mezhebi ne meşrebi sebebiyle ötekileştirilmedik iklimi hamdolsun tesis ettik. Cumhur İttifakı olarak yürüttüğümüz terörsüz Türkiye girişimimizle Türkiye’nin 40 yılına, onbinlerce canına malolan musibetin çözümü için cesur bir adım attık. Bölgemizi içten içe kemiren bir virüs olan mezhepçilik fitnesini ülkemize bulaştırma gayretlerini boşa düşürdük.

“Refah kaybını telafi edecek ciddi adımlar atmaya başlayacağız”

Politikalarımızla bölgemiz başta olmak üzere tüm dünyada gönüllere giriyoruz. Ekonomide bir süredir yaşanan sıkıntılara kalıcı çözümler getirecek programı başarıyla uyguluyoruz. Önümüzdeki seneden itibaren bilhassa sabit ve dar gelirli vatandaşlarımızın yaşadığı refah kaybını telafi edecek ciddi adımlar atmaya başlayacağız.

Biz deprem, sağlık, tarım, enerji, ekonomi, dış politika gibi ülkenin gerçek ihtiyaçlarının çözümleriyle uğraşıyoruz. Geçtiğimiz 23 yılda kazandırdıklarımızı taçlandıracak daha büyük başarı, kıymetli kazanımlar ortaya koymayı milletimize borcumuz olarak görüyoruz. AK Parti’yi1 asırlık cumhuriyet tarihimizdeki diğer siyasi partilerden farklı kılan, bunca yıldır iktidarda kalmasını sağlayan işte bu anlayış, bu pratiktir.

AK Parti’ye emek ve gönül veren herkesin katkısı olduğunu unutmuyoruz. Biz bu ülkenin gelmiş geçmiş en iyi kadro hareketiyiz. Bu vesileyle hem ana kadememizin hem de kadın ve gençlik kollarımızın kongrelerinde yeni veya yeniden görev alan arkadaşlarımızı bir kez daha tebrik ediyorum. AK Parti hem ekip hem program olarak sürekli yenileme, tazeleme, geliştirme kabiliyetine sahip olmasıdır. Eser ve hizmet siyasetini nöbetini devralan sizler sadece bir sonraki seçimlerde zafere ulaştırmakla kalmayacaksınız, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu da sizler inşa edeceksiniz.

Her birinizden birikiminizle, üretkenliğinizle, emeğinizle, ekip ruhunuzla kutlu davaya en yüksek katkıyı sunmanızı bekliyorum. Genel merkezinden il ve ilçe teşkilatlarına kadar hangi kademede olursa olsun AK Parti yönetiminde görev almak ülkenin ve milletin hizmetkârı olmak demektir. Hizmetkârlık makamı kibir, temel, riya ve sufli tavır ve davranışı kaldırır.

Nasrettin Hoca’ya ‘kimsin’ diye sormuşlar. Hoca ‘hiç’ demiş. ‘Hiç kimseyim’ demiş. Önemsendiğini görünce hoca sormuş ‘sen kimsin?’, adam kabara kabara ‘mutasarrıfım’ d emiş. Sonra ne olacaksın demiş hoca ‘herhalde vali olurum’. Daha sonra ne olacaksın demiş ‘Bir ihtimal sadrazam olabilirim’ demiş. ‘Peki ondan sonra’ adam boynunu büküp ‘hiç’ demiş. Hoca ‘daha niye kabarıyorsun ben şimdiden senin yıllar sona gelebileceğin makamdayım’.

Bize düşen vazife hiçlik makamını en başta kabullenmek, rızayı ilahiye ram olmak, milletimizle tek yürek haline gelmektir. Bu yoldan sapmadığımız sürece AK Parti iktidara 20253’e, 2071’e kadar da Allah’ın izniyle bu yola devam eder. Yolumuzu kaybettiğimizde ise ilk sınamada yârdan aşağıya yuvarlanmamız mukadderdir. Uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye’nin 90’lı yılların bu gerçeğin sayısız örnekleriyle doludru. AK Parti’ye ömür biçenlerin hepsinin ömrü bitti ama biz dimdik ayaktayız.

“Siyaset sahada yapılır, seçimler sahada kazanılır, gönüllere sahada girilir”

Sıkıntı çektiğimiz hususların hiçbiri diğerlerinin bizden daha başarılı olmasıyla ortaya çıkmış değildir. Hepsi de kendi eksik ve hatalarımızın mahsulüdür. Bunlardan gereken dersleri çıkarıp, gece gündüz milletimizle muhabbetimizi güçlendirmektir. Siyaset sahada yapılır, seçimler sahada kazanılır, gönüllere sahada girilir. Bunu yaptığımızda ötekiler ne kadar çırpınırlarsa çırpınsalar hepsi beyhudedir. Rabbim insan için ancak çalıştığın karşılığı vardır, buyuruyor, Muhalefetin yaptığı gibi çalışmadan, üretmeden, gayret göstermeden yarısı yalan, yarısı yanlış lakırdılarla siyaset yaptığımızı sanırsak akıbetimiz onlar gibi olur. Çok çalışacağız, bilinçli, verimli, hasbi ve harbi çalışacağız. Hakkımızda neyin hayırlı olduğunu ancak Rabbimiz bilir.

Ramazan bayramı sonrası havalar da ısınacağı için sıkı bir çalışma döneme girmemiz şarttır. Bıraktığımız her boşluk muhalefetin yalanlarıyla doldurulacaktır. Milletimize projelerimizi, vizyonumuzu bıkmadan, usanmadan, yorulmadan anlatacağız ki böyle bir zaafiyete mahal vermeyelim. Ben sizlere güveniyorum. Rabbim yâr ve yardımcımız olsun. Tuttuğumuz oruçları, eda ettiğimiz ibaretleri, yaptığımız hayır ve hasenatı katında kabul eylesin. Bir kez daha sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla…”

Paylaşın

Hatimoğulları: Öcalan’ın Örgütüyle İletişim Kanalları Açılmalı

AK Parti  ziyareti sonrası açıklama yapan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Sayın Öcalan’ın kongrede üstleneceği rol ile ilgili hem kendi örgütünün hem de kendisinin yaptığı açıklamalar çok paralel. Kendisi 27 Şubat’taki açıklamada çok açık ifade etti” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Kongreyi toplayabilecek ve bu kararı aldırabilecek güce sahip olan benim, demişti bize. Bunun için de kendi örgütüyle iletişim kanallarının açılması, kendi örgütüne kongreyi toplayabileceği bir zeminin oluşması bakımından koşullarının bu anlamıyla oluşturulması ve önünün açılması gerekiyor. Henüz bu konuda bizim bilgimiz dahilinde atılmış somut bir adım yok.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyeti AK Parti’yi ziyaret etti. Ziyarette DEM Parti heyetinde Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ile Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit yer aldı.

AK Parti heyetinde TBMM AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ve AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala yer aldı.

Abdullah Güler toplantının ardından gazetecilere, görüşmeye dair detaylı değerlendirmenin daha sonra yapılacağını söyledi. Güler, DEM Parti heyetiyle “çok samimi ve dostane bir sohbet ettiklerini” belirtti.

“Saldırılar sürece zarar veriyor”

DEM Parti Eş Genel Başkanları Bakırhan ve Hatimoğulları basın toplantısı düzenledi. Görüşmelere dair bilgi veren Bakırhan, “her iki partiyle de barışın hukukunu konuştuklarını” söyledi. Bakırhan, Öcalan’ın koşullarının düzeltilmesiyle ilgili de bilgi paylaştıklarını ifade etti ve Kobani’ye düzenlenen saldırıya değindi.

Saldırının süreci sabote etmeye yönelik olduğunu belirten Bakırhan, şöyle konuştu: “Biz barış umudunu büyütmek için bu turları yaparken, sabah çok üzücü haberlerle uyandık. Yedisi çocuk 9 kişinin yaşamını yitirdiği Kobanî’deki saldırıyı hep birlikte izledik. Bu saldırıyı kınıyoruz. Bu ve benzeri saldırıların hem Suriye’de hem de burada yürüyen süreçlere çok büyük zarar verebileceğini belirtmek istiyoruz.

Bu sabotajlar kim tarafından yapılmışsa açığa çıkarılması gerekiyor. Bu, öyle sıradan bir saldırı değil. Roboskî’deki provokasyon ve katliam neyse, bir süreç yürürken Paris katliamı neyse, bu da aynı derecede bir katliamdır. Bunlar, süreci provoke eden yaklaşımlardır ve bundan vazgeçilmesi gerekir.”

Hatimoğulları ise, Öcalan ile bir daha ne zaman görüşüleceği sorusuna “İmralı’ya gidişle ilgili birkaç gün içinde bir program netleşecek. Şu an için bir başvurumuz yok. Birkaç gün içerisinde bu planlama sizlere de duyurulur zaten” yanıtını verdi.

Tülay Hatimoğulları, PKK’nin silah bırakma durumuna ilişkin ise şunları söyledi: “Sayın Öcalan’ın kongrede üstleneceği rol ile ilgili hem kendi örgütünün hem de kendisinin yaptığı açıklamalar çok paralel. Kendisi 27 Şubat’taki açıklamada çok açık ifade etti. Kongreyi toplayabilecek ve bu kararı aldırabilecek güce sahip olan benim, demişti bize.

Bunun için de kendi örgütüyle iletişim kanallarının açılması, kendi örgütüne kongreyi toplayabileceği bir zeminin oluşması bakımından koşullarının bu anlamıyla oluşturulması ve önünün açılması gerekiyor. Henüz bu konuda bizim bilgimiz dahilinde atılmış somut bir adım yok.

PKK’nin, silahların biran önce susması güvenliğin tesis edilmesiyle ilgili verdikleri genel bir mesaj oldu. Bu anlamıyla net bir takvim açıklama ya da net bir planlama zaten bizlerin yapacağı bir şey değil. Esas, sorumluluk yürütmenindir.

Sayın Cumhurbaşkanının yürütmenin başı olarak söyleyecekleri çok önemlidir. Elbette devlete çok önemli görevler düşmektedir. Bu konuda devletten ve yürütmenin başı olan Sayın Cumhurbaşkanı ve yürütmenin bu konuda pozitif adım atılmasını beklemekteyiz.”

‘Yeni süreç’ hangi aşamada?

Türkiye’deki yeni süreç tartışmaları, Ekim 2024’te Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Öcalan’ın Meclis’e gelerek DEM Parti Meclis Grubu’nda PKK’nın lağvedildiğini açıklamasını önermesiyle ortaya çıktı.

Bu kapsamda DEM Parti heyetleri, İmralı ile yeniden görüşmelere başladı; üçüncü ve son görüşme 27 Şubat’ta yapıldı. Bu görüşmenin ardından heyet, İstanbul’da aynı gün yaptığı açıklamayla Öcalan’ın kritik çağrısını kamuoyuyla paylaştı.

Ahmet Türk ve Pervin Buldan tarafından Kürtçe ve Türkçe kamuoyuna aktarılan metinde, PKK’ya silah bırakma ve kendisini feshetme çağrısı yaptı. Erdoğan ise çağrıdan bir gün sonra yaptığı açıklamada, “Terörsüz Türkiye çabalarında dün itibarıyla artık yeni bir safhaya geçilmiştir” diye konuştu.

PKK da 1 Mart’tan itibaren geçerli olacak şekilde ateşkes ilan ettiğini duyurdu.

PKK açıklamasında Öcalan’ın kongre toplama çağrısıyla ilgili olarak da, “kongre toplamak için hazır olduğunu ancak bunun gerçekleşebilmesi için uygun güvenlikli ortamın oluşması ve kongrenin başarısı için de Öcalan’ın bizzat yönlendirmesi ve yürütmesinin gerektiğini” belirtti.

Örgüt, “çağrının başarıyla hayata geçmesi için Öcalan’ın fiziki özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşması, arkadaşları dahil istediği herkesle engelsiz ilişki kurabilmesi gerektiğini” kaydetti. KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, 13 Mart’ta yaptığı açıklamada Öcalan’ın çağrısını sahiplendi ve bu çerçevede “bir değişim ve dönüşüm yaşadıklarını” belirtti.

Bayık, PKK’nın Öcalan’ın kongre toplama çağrısını kabul ettiğini ancak Türkiye’nin operasyonlarının sürmesi nedeniyle bunun mümkün olmadığını söyledi. “Herkes de biliyor ki, bu koşullarda kongrenin toplanması mümkün değil ve tehlikelidir” diyen Bayık, “Koşullar sağlanırsa, kongre toplanır ve o kararları alır” diye konuştu.

Paylaşın

Erdoğan’dan “Süreç” Açıklaması: Bu Ülkede Artık Kan Ve Gözyaşı Akmasın İstiyoruz

TBMM’de milletvekilleri ile iftar programında konuşan Erdoğan, “Terörsüz Türkiye hedefi çalışmalarında kısa sürede kayda değer mesafeler aldık. Çok fazla uzamadan, gerilime, provokasyona mahal vermeden işi yokuşa sürmeden inşallah beklenen neticenin süratle alınacağı kanaatindeyim” dedi ve ekledi:

“İlk günden veri gayemiz açık. Bu ülkede artık kan ve gözyaşı akmasın istiyoruz. Evlatlarımıza terörsüz bir ülke bırakmak istiyoruz. 40 yıllık terör belasının kökünün kazınmasını istemeyenlerin olduğunu da çok iyi biliyoruz. Terörden nemalanan kirli odaklarla da mücadele ediyoruz.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de milletvekilleri ile iftar programında konuştu. “Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Sizlerin şahsında Gazi Meclisimizin çatısı altında milli iradenin temsilcisi olarak fedakarca görev yapan milletin emanetini yere düşürmeyen eskisi ve yenisiyle tüm milletvekillerimizi saygıyla selamlıyorum. Burada görev yapmış, milleti layıkıyla temsil etmiş, ancak daha sonra ebediyete intikal etmiş milletvekillerini de rahmetle anıyorum.

Neredeyse yarısına geldiğimiz Ramazan-ı Şerif’inizi tebrik ediyorum. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan ayının milletimizle birlikte tüm Müslümanlara, tüm insanlığa hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

Sözlerimin hemen başında, 2003 yılı Mart ayı ile 2014 yılı Ağustos ayı arasında 11,5 yıl boyunca milletvekili olarak çatısı altında görev yaptığım Türkiye Büyük Millet Meclisimizde bulunmaktan her zaman şeref ve bahtiyarlık duyduğumu özellikle ifade etmek istiyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımıza gönüllerimizi buluşturduğumuz bu güzel iftar programına vesile olduğu için ayrıca teşekkür ediyorum. İftarımızın aynı zamanda 85 milyonun birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin, kader ortaklığının sembollerinden biri olduğuna inanıyorum.

Her zaman söylediğimiz gibi siyaset özü itibariyle ülkeye ve millete hizmet yarışıdır. Millete hizmet yolu uzun ve meşakkatli bir yoldur. İktidar muhalefet fark etmeksizin hepimiz emanetini taşıdığımız, iradesini temsil ettiğimiz aziz milletimizin hizmetkarıyız. Bunu ne kadar iyi yapabilirsek milletimizin hayır duasına mazhar oluruz.

“Bu ülkede artık kan ve gözyaşı akmasın istiyoruz”

Terörsüz Türkiye hedefi çalışmalarında kısa sürede kayda değer mesafeler aldık. Çok fazla uzamadan, gerilime, provokasyona mahal vermeden işi yokuşa sürmeden inşallah beklenen neticenin süratle alınacağı kanaatindeyim. İlk günden veri gayemiz açık. Bu ülkede artık kan ve gözyaşı akmasın istiyoruz. Evlatlarımıza terörsüz bir ülke bırakmak istiyoruz. 40 yıllık terör belasının kökünün kazınmasını istemeyenlerin olduğunu da çok iyi biliyoruz. Terörden nemalanan kirli odaklarla da mücadele ediyoruz.

Tüm vekillerimizin aynı hassasiyeti göstereceklerine inanıyorum. Gelin el ele verelim. Türkiye düşmanlarını bir kez daha hüsrana uğratalım. Kadostro mühendisliği peşinde koşanları tarihin çöp sepetine birlikte atalım. Destekleriniz için sizlere ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.”

Paylaşın