HDP’den Demirtaş Ve Yüksekdağ Açıklaması: Türkiye’ye Yaptırım Uygulanacak

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, hakkında hak ihlali kararı vermişti.

Haber Merkezi / HDP, AİHM’in hak ihlali kararı verdiği Yüksekdağ ve Demirtaş’ın Eylül ayına kadar serbest bırakılmaması halinde Türkiye’ye yaptırım uygulanacağını duyurdu.

HDP’nin Twitter hesabından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası sözleşmeler ve üyesi olduğu kurumların tüm uyarılarına rağmen AKP yargısı önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve rehin tutulan arkadaşlarımızı serbest bırakmıyor.

Şimdi de Eylül ayına kadar serbest bırakılmamaları durumunda Türkiye yeni yaptırımlarla karşı karşıya kalacak. Rehine siyasetinden vazgeçin arkadaşlarımızı serbest bırakın!”

AİHM’in hak ihlali kararı

Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın başvurusunu karara bağlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesinin 4. fırkasını ihlal ettiğine hükmetti.

AİHM’in Demirtaş ve Yüksekdağ’ın başvurularına dair kararı, 6 yargıcın lehte, Türk yargıç Saadet Yüksel’in ise aleyhte oyu ile oy çokluğuyla alındı.

AİHM’den yapılan açıklamada, Yüksekdağ ve Demirtaş’ın iç hukukta tutukluluklarına itiraz etmek için etkili bir yardım alamadıklarını gerekçesiyle başvuruda bulunduğu belirtildi.

AİHM, Demirtaş ve Yüksekdağ’a 5 bin 500’er euro (126 bin 666 TL) manevi tazminat ve 2 bin 500 euro da mahkeme masrafı ödenmesine hükmetti. Türkiye’nin AİHM’e gönderdiği yargıç Saadet Yüksel karara katılmadı.

AİHM daha önce de Demirtaş ve Yüksekdağ hakkında “hak ihlali” kararları vermişti.

Aralık 2020 ve Kasım 2022’de verilen kararlarda başvurucuların tutukluluk hallerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesi (özgürlük ve güvenlik hakkı), 10. maddesi (ifade özgürlüğü), 18. maddesi (haklara getirilecek kısıtlamaların sınırlandırılması) ve 1 Numaralı Protokol’ün 3. maddesinin (serbest seçimler) ihlal edildiğine hükmetmişti.

AİHM 2018’de de Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiğine hükmetmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise bu karar hakkında “Bizi bağlamaz. Karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” demişti.

Paylaşın

AİHM’den Eski HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş Ve Yüksekdağ İçin ‘Hak İhlali’ Kararı

Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın başvurusunu karara bağlayan AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. maddesinin 4. fırkasını ihlal ettiğine hükmetti.

Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ “cezaevi yetkililerinin avukatlarıyla yaptıkları görüşmeleri izlemelerinden ve avukatlarıyla paylaştıkları belgelere el koymalarından” şikâyetçi olmuştu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın iç hukukta tutukluluklarına itiraz etmek için etkili bir yardım alamadıkları gerekçesiyle yaptığı başvuruyu karara bağladı.

Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. maddesinin 4. fırkasını ihlal ettiğine hükmeden AİHM, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın iç hukukta tutukluluklarına itiraz süreçleriyle ilgili ‘hak ihlaline’ uğradıkları kararı verdi.

AİHM’den yapılan açıklamada, Yüksekdağ ve Demirtaş’ın iç hukukta tutukluluklarına itiraz etmek için etkili bir yardım alamadıklarını gerekçesiyle başvuruda bulunduğu belirtildi.

Demirtaş ve Yüksekdağ’ın “özellikle cezaevi yetkililerinin avukatlarıyla yaptıkları görüşmeleri izlemelerinden ve avukatlarıyla paylaştıkları belgelere el koymalarından şikâyet ettiği” bildirilmişti.

Söz konusu bu tedbirlerin 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ardından çıkarılan bir kararname kapsamında uygulandığının belirtildiği açıklamada, “Başvuranlar, Sözleşme’nin 5. maddesinin 4. fırkasına (tutukluluğun hukuka uygunluğunun hızlı bir şekilde incelenmesi hakkı) dayanmaktadır” ifadeleri kullanıldı.

AİHM, Demirtaş ve Yüksekdağ’a 5 bin 500’er euro (126 bin 666 TL) manevi tazminat ve 2 bin 500 euro da mahkeme masrafı ödenmesine hükmetti. Türkiye’nin AİHM’e gönderdiği yargıç Saadet Yüksel karara katılmadı.

AİHM daha önce de Demirtaş ve Yüksekdağ hakkında “hak ihlali” kararları vermişti.

Aralık 2020 ve Kasım 2022’de verilen kararlarda başvurucuların tutukluluk hallerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesi (özgürlük ve güvenlik hakkı), 10. maddesi (ifade özgürlüğü), 18. maddesi (haklara getirilecek kısıtlamaların sınırlandırılması) ve 1 Numaralı Protokol’ün 3. maddesinin (serbest seçimler) ihlal edildiğine hükmetmişti.

AİHM 2018’de de Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiğine hükmetmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise bu karar hakkında “Bizi bağlamaz. Karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” demişti.

Selahattin Demirtaş kimdir?

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Selahattin Demirtaş, siyaset öncesi serbest avukatlık ve İHD (İnsan Hakları Derneği) Diyarbakır şubesinde yöneticilik yapmıştır. Uluslararası Af Örgütü Diyarbakır şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfının kurucuları arasındadır.

2007’de DTP’de grup başkanvekilliği yaptıktan sonra DTP’nin kapatılması sürecinde yeni kurulan Barış ve Demokrasi Partisine geçerek partinin 1 Şubat 2010 tarihinde yapılan olağanüstü kongresinde genel başkan seçildi. BDP’nin Halkların Demokratik Partisine katılması sürecinde 2014 yılında yapılan 2. Olağanüstü Kongre’de Figen Yüksekdağ ile birlikte HDP eş genel başkanlığına seçilmiştir.

2007 Türkiye genel seçimlerinde Diyarbakır, 2011 Türkiye genel seçimlerinde Hakkâri ve Haziran 2015 Türkiye genel seçimlerinde İstanbul milletvekili olarak Meclise girdi.

4 Kasım 2016’da HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve dokuz HDP’li milletvekili ile birlikte “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “terör örgütü üyesi olmak”, “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “örgüt adına suç işlemek” iddialarıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak Edirne F Tipi Cezaevi’ne götürüldü.

Mayıs 2023 seçimlerinden sonra aktif siyaseti bıraktığını açıklamıştır.

Figen Yüksekdağ kimdir?

Figen Yüksekdağ, çiftçilikle uğraşan bir ailenin 10 çocuğundan dokuzuncusu olarak 9 Kasım 1971 tarihinde Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdu. Lise çağlarında sosyalist hareketle ilgilenmeye başladı ve İşçinin Yolu dergi çevresine katıldı. 18 yaşında bir sokak gösterisinde tutuklandı ve gözaltında kaldı. Sonrasında öğrenci evlerinde kaldı. 8 ay sonra İstanbul’a gelerek Özgür Gençlik grubuna katıldı.

Atılım gazetesinde birlikte çalıştığı Sedat Şenoğlu ile, Şenoğlu cezaevindeyken evlendi. Uzun yıllar kadın haklarıyla ilgili konularla ilgilendi. Atılım gazetesinde yayın kurulu üyesi olarak çalıştı ve Sosyalist Kadın dergisinin editörlüğünü yaptı. Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin (ESP) genel başkanlığını da yapan Yüksekdağ, Haziran 2014’te HDP II. Olağan Kongresi sonunda partinin eşbaşkanı olarak seçildi.

Haziran 2015’teki ve akabinde gerçekleştirilen Kasım 2015’teki milletvekili genel seçimlerinde Van milletvekili seçildi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü terör soruşturması kapsamında, daha önce çağrılmasına rağmen ifadeye gitmediği gerekçesiyle 4 Kasım 2016’da Ankara’daki evinde gözaltına alınan ve Diyarbakır’a gönderilen Yüksekdağ, burada çıkarıldığı 2. Sulh Ceza Hakimliği’nce aynı gün tutuklandı ve Kocaeli F Tipi Cezaevi’ne götürüldü.

Hakkındaki kesinleşmiş hapis cezası gerekçesiyle 21 Şubat 2017 tarihinde milletvekilliği düşürüldü, 9 Mart 2017’de ise siyasî partiler kanununun “terör eyleminden mahkûm olanların siyasi partilere üye olamayacaklarına” dair hükmü gereği parti üyeliği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düşürüldü. HDP milletvekilleri, Yüksekdağ’ın parti üyeliği ve eş genel başkanlık görevinin düşürülmesi kararını tanımadıklarını açıkladılar.

Yüksekdağ, “terör örgütü yöneticiliği”, “terör örgütü propagandası”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “suç işlemeye tahrik” suçlamalarından dolayı Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince tutuklu olarak yargılanmaya devam etmektedir.

Paylaşın

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Adaylığı AİHM’e Taşındı

Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığını AİHM’e taşıyan Avukat Turgut Kazan, YSK’nin son kararı ile bir kişinin en fazla iki kez cumhurbaşkanı seçilebileceğini öngören Anayasanın 101/2. maddesini yok saydığını belirtti.

YSK’ye itiraz dilekçesi sunan Turgut Kazan, başvurunun reddedilmesi ve adaylığın onanması üzerine AİHM’e başvurdu.

İstanbul Barosu  eski Başkanı Avukat Turgut Kazan, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı olabileceği yönündeki kararını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı.

YSK’ye itiraz dilekçesi sunan Kazan, başvurunun reddedilmesi ve adaylığın onanması üzerine AİHM’e başvurdu.

MA’nın haberine göre; Kazan, dilekçesinde şöyle dedi: “Anayasada yer alan dönem sınırlaması kuralı, YSK dahil bütün organ, makam, merci ve kişileri bağlar. Türkiye 2017 değişikliği ile sistemi değiştirmiştir, tek adam rejimine geçilmiştir gibi yorumlarla 2018 seçimini yeni sistemin ilk seçimi, 2023 seçimini de ikinci seçimi saymak asla kabul edilemez”

Sosyal medya hesabından da açıklama yapan Kazan, YSK’nin 2017 referandumunda 2,5 milyon mühürsüz oyu geçerli saydığını hatırlattı ve  şunları söyledi: “Oysa, 298 sayılı yasanın 77 ve 101. maddeleri çok açıktı. Sandık mührü bulunmayan pusulalar geçerli olamazdı. Ama AKP temsilcisinin uyduruk bir dilekçesi esas alındı. Ve tek adam rejimine geçiş sağlandı”

Kazan, YSK’nin son kararı ile bir kişinin en fazla iki kez cumhurbaşkanı seçilebileceğini öngören Anayasanın 101/2. maddesini yok saydığını belirtti.

Paylaşın

AİHM, Tutuklu HDP’lilerin Tahliye Edilmesi Çağrısını Yineledi

Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) 13 eski milletvekili için verdiği “ihlal” kararına Türkiye’nin itirazını reddeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, tutuklu HDP’lilerin tahliye edilmesi çağrısını yineledi.

AİHM Büyük Daire’nin kararının kendilerini haklı çıkardığını söyleyen HDP’nin Hukuktan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Serhat Eren, “Mahkemeden, bir an önce kararın gereğini yerine getirmesini bekliyoruz. Bir an önce tahliye kararını vermesini bekliyoruz.” dedi ve ekledi:

“Bu karar bir kez daha Türkiye’nin, bizim HDP’ye dönük operasyonların siyasi saikle yapıldığını, hukuki tarafının olmadığını, tamamının siyasi motivasyonla yapıldığını, tutuklamaların bu motivasyonla yapıldığını, seçme seçilme hakkının, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini bir kez daha teyit eden bir mahkeme kararıdır. Dolayısıyla mahkemelerden bu kararını ifasını bekliyoruz.”

Büyük Daire, AİHM tarafından geçen yıl HDP’nin eski eş genel başkanlarından Figen Yüksekdağ ve İdris Baluken ile eski milletvekillerinden Besime Konca, Abdullah Zeydan, Nihat Akdoğan, Selma Irmak, Ferhat Encu, Gülser Yıldırım, Nursel Aydoğan, Çağlar Demirel, Ayhan Bilgen, Burcu Çelik ve Leyla Birlik hakkında verilen “ihlal” kararına, Türkiye’nin itirazını değerlendirdi.

Büyük Daire dün açıkladığı kararında, itirazı reddetti. Böylece, AİHM’in 13 eski milletvekili hakkında 8 Kasım 2022’de aldığı karar kesinleşmiş oldu.

Mahkeme, karar gerekçesinde AİHM Büyük Dairesi’nin HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verilen karara atıfta bulunarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5’inci ve 18’inci maddelerinin ihlal edildiğine hüküm getirdi. Gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi:

“Mahkeme, müdahil tarafların görüşlerinde olduğu gibi, başvuranların maruz kaldıkları tutuklamaların, çoğulculuğu bastırmak ve demokratik toplum kavramının özünde yer alan siyasi tartışma özgürlüğünü kısıtlamak gibi ‘gizli bir amacı’ izlediğinin her türlü makul şüphenin ötesinde tespit edildiği kanısına varmıştır.”

Başvuranlara ödenmesi gereken tazminatları da hatırlatan mahkeme, HDP’lilerin tutukluluk hallerinin devam etmesinin ihlali sürdüreceğine vurgu yaptı. HDP’lilerin tahliye edilmesi çağrısı yapan mahkeme, şu görüşleri dile getirdi :

“Bu koşullarda, halen özgürlüklerinden yoksun bırakılan başvuranlarla ilgili olarak, aynı olgusal bağlamla ilgili gerekçelerle tutukluluk halinin devam etmesi, haklarının ihlalinin uzamasına ve Sözleşme’nin 46. maddesinin 1. fıkrası bağlamında, davalı devlete düşen mahkeme kararına uyma yükümlülüğü görevini yerine getirmemesine neden olacaktır. Dolayısıyla mahkeme, hükümetin başvuranların özgürlüklerinden yoksun bırakılmalarına son vermeye ve derhal serbest bırakılmalarını sağlamaya yönelik gerekli bütün tedbirleri alması gerektiği kanaatine varmaktadır.”

Türkiye’nin itirazı AİHM Büyük Dairesi tarafından reddedilince, Türkiye aleyhindeki karar da kesinleşmiş oldu. AİHM bugüne kadar Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş için 18’inci maddenin ihlali kararı vermişti.

HDP’den tahliye çağrısı

Kararı VOA Türkçe’den Arzu Çakır’a değerlendiren HDP’nin Hukuktan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Serhat Eren, AİHM Büyük Daire’nin kararının kendilerini haklı çıkardığını söyledi. HDP’lilerin derhal tahliye edilmesi gerektiğini savunan Eren, şunları kaydetti:

“Mahkemeden, bir an önce kararın gereğini yerine getirmesini bekliyoruz. Bir an önce tahliye kararını vermesini bekliyoruz. Bu karar bir kez daha Türkiye’nin, bizim HDP’ye dönük operasyonların siyasi saikle yapıldığını, hukuki tarafının olmadığını, tamamının siyasi motivasyonla yapıldığını, tutuklamaların bu motivasyonla yapıldığını, seçme seçilme hakkının, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini bir kez daha teyit eden bir mahkeme kararıdır. Dolayısıyla mahkemelerden bu kararını ifasını bekliyoruz.”

İdris Baluken cezaevinden çıktı

Bu arada, kararın çıkmasından saatler sonra Eski HDP Diyarbakır milletvekili İdris Baluken, infazını tamamlayarak cezaevinden çıktı. Grup Başkanvekili olduğu dönemde 4 Kasım 2016 tarihinde gözaltına alınarak tutuklanan Baluken, Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmış ve 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

30 Ocak 2017’de görülen duruşmada hakkında verilen tahliye kararı sonra cezaevinden çıkan Baluken, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine yeniden tutuklanmıştı. Baluken, 6 yıl 5 ay 1 gün tutuklu kaldıktan sonra Sincan Cezaevi’nden çıkmış oldu.

Paylaşın

AİHM, Türkiye’yi Bir Kez Daha Mahkum Etti

AİHM ‘Barış Akademisyenleri’ Alphan Telek, Edgar Şar ve Zeynep Kıvılcım’ın başvurusunda Türkiye’yi haksız buldu. Mahkeme, Türkiye’yi maddi ve manevi tazminat olarak Alphan Telek ve Edgar Şar’a 12’şer bin euro, Zeynep Kıvılcım’a ise 9 bin 750 euro ödemeye mahkum etti.

Kararda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin ‘özel hayatın gizliliği’ ilkesinin ihlal edildiğine oybirliği ile karar verildi. Eğitim hakkıyla ilgili birinci protokolün ikinci maddesinin ihlal edildiği hükmü ise 1’e karşı 6 oyla alındı. Karara Türk yargıç Saadet Yüksel katılmadı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisine imza attığı gerekçesiyle ihraç edilen ‘Barış Akademisyenleri’nden Alphan Telek, Edgar Şar ve Zeynep Kıvılcım’ın başvurularını karara bağladı.

Kararda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin ‘özel hayatın gizliliği’ ilkesinin ihlal edildiğine oybirliği ile karar verildi. Eğitim hakkıyla ilgili birinci protokolün ikinci maddesinin ihlal edildiği hükmü ise 1’e karşı 6 oyla alındı. Karara Türk yargıç Saadet Yüksel katılmadı.

Mahkeme, kararında başvuruda bulunanların akademisyen olduklarını, dolayısıyla yurt dışında akademik faaliyetlere katılmak ve araştırma yapmak isteyen kişiler olduklarını belirtti ve uzun süre pasaport alamadıkları için eğitim hakkıyla ilgili birinci protokolün ikinci maddesinin de ihlal edildiğine hükmetti.

Başvuranların pasaportlarının ‘kamu hizmetinden ihraç edildikleri gerekçesiyle’ iptal edildiğini not eden AİHM, ancak ne 675 ile 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler’in ne de bu konuda karar veren herhangi bir makam veya mahkemenin, başvuranların itirazlarına, terör örgütleriyle ilişkili oldukları iddiasına dair bir ayrıntı sunmadıklarını karara bağladı.

Mahkeme, Türkiye’yi maddi ve manevi tazminat olarak Alphan Telek ve Edgar Şar’a 12’şer bin euro, Zeynep Kıvılcım’a ise 9 bin 750 euro ödemeye mahkum etti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Avrupa Konseyi’nden Türkiye’ye “Toplanma Özgürlüğü” Çağrısı

Avrupa Konseyi, Türkiye’den 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarında belirtilen ilkeler doğrultusunda ‘kuvvetli bir şekilde’ değiştirmesini istedi. 

Avrupa Konseyi, ayrıca Türkiye’den, göz yaşartıcı gaz ve diğer silahların kullanımına ilişkin 2016 tarihli yönetmeliğin uygulanmasının uluslararası standartlara tam olarak uygunluğunu sağlamaya çağırdı.

Öte yandan Avrupa, Türkiye’ye, AİHM kararlarını uygulayarak, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması çağrısını yineledi.

AİHM kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetlemek için üç ayda bir toplanan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Strazburg’da yaptığı son toplantısında, AİHM tarafından “derhal serbest bırakılması” kararı alındığı halde halen cezaevinde tutulan eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile işadamı Osman Kavala dosyasını görüştü. Komite, bir kez daha, Kavala ve Demirtaş’ın derhal serbest bırakılmasını istedi.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM’nin kararlarının uygulanmasını denetlemek için yaptığı son üç aylık toplantısında ‘Oya Ataman grubu davasına’ ilişkin ara karar kabul etti.

Türkiye’de barışçıl toplanma özgürlüğüne yönelik orantısız müdahaleleri 15 yılı aşkın bir süredir  incelediğini hatırlatan Komite, Türk makamlarının, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu AİHM ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarında belirtilen ilkeler doğrultusunda ‘kuvvetli bir şekilde’ değiştirmesini istedi.

Ayrıca Türk makamları, göz yaşartıcı gaz ve diğer silahların kullanımına ilişkin 2016 tarihli yönetmeliğin uygulanmasının uluslararası standartlara tam olarak uygunluğunu sağlamaya çağrıldı.

Türkiye’den son beş yıl içinde toplantı ve gösterilerin polis tarafından denetlenmesi ve 2911 sayılı Kanun’un ihlaline ilişkin kovuşturma ve mahkumiyet kararlarının sayısı hakkında ayrıntılı bilgi verilmesi de istendi.

Bakanlar Komitesi, Türk makamlarını, ilgili kanunların uygulanması ve insan hakları konusunda hakim, savcı ve kolluk kuvvetleri personeline eğitim vermeye davet etti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi eski başkanı Oya Ataman’ın 2000 yılında İstanbul Sultanahmet Parkı’nda F tipi cezaevlerini protesto etmek için basın açıklaması yapmasına polis müdahale ederek izin vermemişti.

Demirtaş’a “tutukluluk dışı bir formül”

Bakanlar Komitesi, Türkiye’de seçim tarihinin açıklandığı güne denk gelen toplantısında, genel seçimlerin önemli aktörlerinden eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında bir ara kararı kabul etti.

AİHM’in Demirtaş hakkında kabul ettiği AİHS 18. madde uyarınca, ‘başvuranın tutukluluğunun çoğulculuğu bastırmak ve siyasi tartışmanın serbestliğini sınırlamak’ gibi gizli bir amacı güttüğüne ilişkin tespitini göz önünde bulunduran Komite; kararında, “Türk makamlarını bir kez daha, özellikle de Anayasa Mahkemesi önündeki yargılama bitene kadar ‘tutuklama dışındaki diğer tedbirleri’ araştırarak, başvuranın derhal serbest bırakılmasını sağlamaya çağırır” ifadesine yer verdi.

Bakanlar Komitesi, AİHM’in bu kararlarının uygulanması için gerekli özel tedbirlerin yanısıra, yargı bağımsızlığına yönelik garantilerin güçlendirilmesi de dahil, genel tedbirlerin alınması çağrısında bulundu.

Osman Kavala kararı

Bakanlar Komitesi, AİHM kararlarının uygulanmaması nedeniyle Ankara hükümeti aleyhinde “ihlal prosedürü” düğmesine bastığı Osman Kavala dosyasını da görüştü. Kavala’nın, AİHM tarafından 3 yıl önce alınan bir kararla serbest bırakılmasını istediği halde hala hapiste olduğunu belirten Komite, bu durumun sona ermesi için Ankara hükümeti ile gerekli temasların kurulmasını istedi.

Avrupa Konseyi’nden karara ilişkin yapılan açıklamada, “Türk makamlarının, başta Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması da dahil, bu konuda mümkün olan en kısa sürede ek bir taahhütte bulunması elzemdir” denildi.

Paylaşın

Avrupa Konseyi’nden Demirtaş ve Kavala İçin Serbest Bırakın Çağrısı

Avrupa Konseyi, Türkiye’den Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş için verdiği kararın acil olarak uygulanması çağrısında bulundu.

Avrupa Konseyi, geçen yıl AİHM kararına rağmen Osman Kavala’yı serbest bırakmayan Türkiye hakkında “ihlal süreci” başlatmıştı.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ve iş insanı Osman Kavala’nın acil olarak serbest bırakılması yolundaki çağrısını yineledi.

Bakanlar Komitesi adına büyükelçiler seviyesinde bu hafta toplanan Daimi Delegeler Komitesi’nin iki ayrı kararında, Türkiye’den Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ilgili kişilerle ilgili verdiği kararlara uymamasından “derin üzüntü” duyulduğu belirtilerek, bu kararların acilen uygulanması istendi.

Selahattin Demirtaş kararının gecikmesi eleştirildi

Bakanlar Komitesi’nin Demirtaş ile ilgili kararında, Anayasa Mahkemesi’nden çıkacak kararın gecikmesi eleştirildi.

Türk yetkililerin, Anayasa Mahkemesi’nin konuyla ilgili kararını bir an önce ve AİHM içtihatlarına uygun olarak alması için gerekli çabayı göstermesi istendi.

Kararda, AİHM kararlarına uyulması için Türkiye’den gerekli tedbirlerin alınması istenirken, bu çerçevede Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) siyasi iktidarın etkisinden kurtarılmasının güvence altına alınması çağrısında bulunuldu.

Kararda siyasi tartışma, çoğulculuk, siyasi temsilcilerin ifade özgürlüklerinin garanti altına alınması konusunda da gerekli tedbirlerin alınması istedi.

Osman Kavala için ihlal süreci başlatılmıştı

Avrupa Konseyi Bakanlar Konseyi geçen yıl AİHM kararına rağmen Kavala’yı serbest bırakmayan Türkiye hakkında “ihlal süreci” başlatmıştı.

Bu süreç çerçevesinde AİHM Büyük Dairesi’nin bir kez daha Kavala’yı serbest bırakmayan “Türkiye’nin ihlali sürdürdüğü” yolundaki kararından sonra Bakanlar Komitesi, Türkiye’ye karşı üyelikten atılma da içinde olmak üzere alınacak yaptırımlara ilişkin sekreterya ile ilişkilerini sürdürüyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

AİHM, Berkin Elvan’ın Ailesinin Açtığı Davada Türkiye’yi Mahkum Etti

Gezi Parkı olayları sırasında kafasına gaz kapsülü isabet etmesi sonucu ağır yaralanan Belkin Elvan, 265 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitirmişti. AİHM, Berkin Elvan’ın ailesinin açtığı davada Türkiye’yi mahkum etti.

Euornews Türkçe‘nin AİHM gerekçeli kararında, Berkin’nin ölümüyle ilgili Türkiye’de yetkililerin sorumlularla ilgili “etkili bir soruşturma yapmamasının” insan hakları ihlali teşkil ettiği görüşüne vardı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ‘Gezi olaylarının sembolü’ haline gelen 15 yaşında yaşama gözlerini yuman Berkin Elvan’ın ailesinin açtığı davada Türkiye’yi mahkum etti.

Elvan’ın anne ve babası Sami ve Gülsüm Elvan ile iki kız kardeşi Gamze ve Özge Elvan 2019 yılında Türkiye aleyhine AİHM’de dava açmıştı.

AİHM, başvuruyla ilgili olarak Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) yaşam hakkıyla ilgili 2 maddesini ihlal ettiğine hükmetti.

AİHM’in gerekçeli kararı: Türkiye’de sorumlularla ilgili etkili soruşturma yapılmadı

AİHM gerekçeli kararında, Berkin’nin ölümüyle ilgili Türkiye’de yetkililerin sorumlularla ilgili “etkili bir soruşturma yapmamasının” insan hakları ihlali teşkil ettiği görüşüne vardı.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkıyla ilgili 2.maddesin usül uyarınca ihlal edildiğine hükmeden Strasbourg Mahkemesi, ölümle ilgili zamanın İstanbul emniyet müdürü ve valinin sorumluluklarıyla ilgili Türk yetkililerin etkili bir soruşturmayı gerçekleştirmediği görüşüne vardı.

Başvuru sahiplerinin ölüme neden olan polis görevlisinin daha ağır bir mahkumiyetle cezalandırılması yolundaki şikayetiyle ilgili Türkiye’de duruşmaların devam ettiği ve iç hukuk yollarını tüketilmediğine karar veren AİHM, bu konuda şu anda bir karar veremeyeceğini bildirdi.

Gezi Parkı olayları sırasında kafasına gaz kapsülü isabet etmesi sonucu ağır yaralanan Belkin Elvan, 265 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitirmişti.

Elvan’nın 16 Haziran 2013 tarihinde ailesinin deyimiyle ekmek almaya giderken kafasından gaz kapsülü ile vurularak, 15 yaşında hayatını kaybetmesi ülke genelinde büyük tepki uyandırmıştı. Yaralandığında 45 kilo olan Berkin, hayatını kaybettiği gün 16 kiloya düşmüştü.

Paylaşın

Türkiye, AİHM’de En Çok Dava Başvurusu Olan Ülke!

AİHM tarihinin ilk kadın başkanı İrlandalı yargıç Siofra O’Leary tarafından Strasbourg’da düzenlenen basın toplantısıyla açıklanan verilere göre, Mahkeme gündeminde 2021 sonunda yaklaşık 70 bin olan dava başvurusu sayısı 2022 sonunda 74 bin 650’ye yükselmiş durumda. Türkiye bu başvurularda 1 Ağustos 2022 tarihinden bu yana ilk sırada yer alıyor.

AİHM gündemindeki başvuruların 20 bin 110’u Türkiye kaynaklı hak ihlâli şikayetlerinden oluşuyor ve AİHM’nin toplam iş yükünün yüzde 26,9’una eşit. Türkiye yaklaşık 20 yıldır AİHM’de hakkında en fazla dava başvurusu olan ülke konumunda değildi. Türkiye’ye yönelik başvurular da AİHM açısından hiçbir zaman bu denli önemli bir iş yükü oluşturmamıştı.

Ukrayna’yı işgal eden Rusya’nın Avrupa Konseyi’nden dışlanması, Türkiye’nin AİHM’de (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) hakkında en fazla dava başvurusu olan devlet konumuna yükselmesine neden oldu.

Bir Avrupa Konseyi organı olan AİHM’nin bugün açıklanan 2022 bilançosu, Türkiye’nin Mahkeme’de hakkında en fazla dava başvurusu olan ülke haline geldiğini ortaya koydu.

AİHM tarihinin ilk kadın başkanı İrlandalı yargıç Siofra O’Leary tarafından Strasbourg’da düzenlenen basın toplantısıyla açıklanan verilere göre, Mahkeme gündeminde 2021 sonunda yaklaşık 70 bin olan dava başvurusu sayısı 2022 sonunda 74 bin 650’ye yükselmiş durumda. Türkiye bu başvurularda 1 Ağustos 2022 tarihinden bu yana ilk sırada yer alıyor.

Türkiye başvuruları

AİHM gündemindeki başvuruların 20 bin 110’u Türkiye kaynaklı hak ihlâli şikayetlerinden oluşuyor ve AİHM’nin toplam iş yükünün yüzde 26,9’una eşit. Türkiye yaklaşık 20 yıldır AİHM’de hakkında en fazla dava başvurusu olan ülke konumunda değildi. Türkiye’ye yönelik başvurular da AİHM açısından hiçbir zaman bu denli önemli bir iş yükü oluşturmamıştı.

Türkiye’ye karşı dava başvurularının yarısını 15 Temmuz darbe girişimi sonrası alınan tedbirler kapsamındaki tutuklama, yargılama ve kamu sektöründe işten çıkarmalara bağlı şikayetler oluşturuyor. AİHM’nin 2023 yılı içinde bu dava grubuyla ilgili içtihat niteliğinde bir karar açıklaması bekleniyor.

Dava başvurusu sayısında Türkiye’yi sırasıyla Rusya (16 bin 750), Ukrayna (10 bin 400), Romanya (4 bin 800), İtalya (3 bin 550), Yunanistan (2 bin 800), Polonya (2 bin 450) ve Azerbaycan (2 bin 150) izliyor. Türkiye, Rusya, Ukrayna, Romanya ve İtalya’ya karşı başvurular AİHM iş yükünün yüzde 74’ünü oluşturuyor. Dava başvurularında, halihazırda hakkında hiçbir şikayet olmayan Lihtenştayn en alt sırada yer alırken, Andora’ya karşı 5, İrlanda’ya karşı ise 10 başvuru bulunuyor.

AİHM kararları

AİHM 2022’de üyesi 47 devlete karşı toplam bin 163 karara hükmetti. Mahkeme 2010’dan bu yana bir yıl içinde bu kadar karara hükmetmemişti. Geçen yıl açıklanan kararların bin 59’unda AİHS’nin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) en az bir maddesinin ihlâl edildiği sonucuna varıldı. En çok ihlâl “özgürlük ve güvenlik” hakkıyla ilgili 5’inci madde temelinde verildi.

Bu maddeyle ilgili 407 ihlâl kararı açıklandı. Sözleşmenin “işkence ve kötü muamelenin yasaklanması”yla ilgili 3’üncü maddesi temelinde 403, “adil yargılanma” hakkıyla ilgili 6’ncı maddesi temelinde 346, “mahkemeler önünde etkili başvuru” hakkıyla ilgili 13’üncü maddesi temelinde ise 237 ihlâle hükmedildi.

AİHM’nin geçen yıl haklarında en çok dava kararı açıkladığı devletler sırasıyla Rusya (384), Ukrayna (144), Romanya (81), Türkiye (80), Macaristan (35), Polonya (34) ve Moldova (34) oldu.

Türkiye davalarında açıklanan kararlardan 73’ünde AİHS’nin en az bir maddesinin ihlal edildiğine, beş davada hiçbir ihlâl olmadığına, diğer iki davada ise başka yollarla çözüme hükmedildi. Türkiye’yle ilgili ihlâl kararlarında AİHS’nin emniyet ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’inci maddesinin 27 kez, mülkiyet hakkıyla ilgili Ek Protokolün 1’nci maddesinin 20 kez, adil yargılanmayla ilgili 6’ncı maddenin ise 19 kez ihlâl edildiği açıklandı.

AİHM verilerine göre 2022’de Türkiye davalarında dostane çözüm sayısı da azaldı. 2020’de 167, 2021’de ise 43 olan dostane çözüm sayısı 2022’de 10’a geriledi.

AİHM geçen yıl 2021’e oranla yüzde 61 artışla 3 bin 106 ihtiyati tedbir başvurusu kaydetti. Bunlardan bin 94’üne olumlu yanıt verildi. Olumlu yanıt içeren ihtiyati tedbir kararlarının 748’ini Belçika’da göç konularıyla ilgili dosyalar oluşturuyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

AİHM’den Dikkat Çeken Karar: HDP’li Vekillerin Tutuklanması Siyasi

AİHM, HDP’li 13 milletvekilinin haksız olarak tutuklandıklarına, tutukluluğun haksız olarak devam ettirildiğine, ifade özgürlüğü ile seçme ve seçilme haklarının ihlal edildiğine karar verdi. AİHM kararını bugün açıkladı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekiliyken tutuklananların başvurusuyla ilgili kararını bugün açıkladı.

13 HDP’li milletvekilinin haksız olarak tutuklandıklarına, tutukluluğun haksız olarak devam ettirildiğine, ifade özgürlüğü ile seçme ve seçilme haklarının ihlal edildiğine karar verdi.

Kararda ayrıca, Selahattin Demirtaş kararında da olduğu gibi, tutuklanmalarının siyasi saikle olduğuna ve 18. Maddenin ihlal edildiğine hükmetti.

Başvuruda haklarında karar alınan siyasetçiler şöyle: Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Besime Konca, Abdullah Zeydan, Nihat Akdoğan, Selma Irmak, Ferhat Encü, Gülser Yıldırım, Nursel Aydoğan, Çağlar Demirel, Ayhan Bilgen, Burcu Çelik ve Leyla Birlik.

Hepsi 1 Kasım 2015 seçiminde seçilerek Meclis’e girmişti, 12’si 4 Kasım 2016’daki operasyonla, biri 2017’de tutuklandı.

“Derhal serbest bırakılmalılar”

Avukat Ramazan Demir bianet’ten Ayça Söylemez’e yaptığı açıklamada, bu kararın, HDP’li milletvekillerinin iktidarın talimatı doğrultusunda siyasi saikle tutuklandıkları anlamına geldiğini söyledi.

Demir, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala ile ilgili kararların ardından Türkiye’nin 3. kez 18. maddeden mahkum edildiğini belirtti:

“AİHM’in bu kararıyla 4 Kasım 2016 operasyonu çökmüş oldu, hukuken de siyasi amaçlarla yapıldığı ortaya kondu. Kararda, siyasetçilerin seçim meydanlarındaki konuşmalarının ve diğer suçlama konusu olan tüm beyanlarının, ifade özgürlüğü kapsamında olduğu belirtiliyor.”

Türkiye’nin bugün açıklanan karara itiraz hakkının bulunduğunu ekleyen Demir, “Dosya AİHM Büyük Daire’ye taşınsa da, mahkeme Demirtaş kararında tüm ilkeleri belirlemişti, o sebeple kararda değişiklik olmaz” dedi.

Ramazan Demir bu kararın ardından, haklarında yargılama devam eden tüm milletvekillerinin derhal tahliye edilmesi ve haklarındaki tüm suçlamaların tek tek düşürülmesi gerektiğini söyledi.

Ayrıca, tutuklu yargılandıkları dava dosyalarında suçlama konusu yapılan bazı beyanlarının Kobani davasında da yer aldığını, bu sebeple suçlamaların o davada da düşürülmesi gerektiğini ekledi.

Seçilme hakları da ihlal edildi

İç hukuktaki itirazları reddedilince, siyasi demeçleri sebebiyle tutuklandıkları gerekçesiyle AİHM’e başvurmuştu.

Başvurularında, makul şüphe olmaksızın ve Parlamento üyesi olmalarına rağmen haksız şekilde tutuklandıklarını belirttiler.

AİHM kararını bugün açıkladı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. Maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.

Ayrıca AİHS’nin özgürlük ve güvenlik hakkının düzenlediği 5. Maddesindeki gerekçeli tutukluluk, makul sürede yargılama ve dosyaya erişim haklarının ihlal edildiğine hükmetti.

AİHM ayrıca seçme ve seçilme haklarının da ihlal edildiğini açıkladı.

Paylaşın