İskenderun Kriz Koordinasyon Merkezinde açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Sanki bu depremde hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi davrananlar şunu bilsin ki hesap vereceksiniz. Binlerce insanımızın enkaz altında kalmasından dolayı hesap vereceksiniz. Bu halk sizlerden hesap soracak. 20 yıldır topladığınız yaklaşık 40 milyar dolarlık deprem vergisini, depremin dışında her yerde çar çur etmenizden dolayı insanlar sizden hesap soracak” dedi ve ekledi:
Haber Merkezi / “Dolayısıyla bütün bunlar yaşanırken ‘bana bir yıl verin’ diyen Cumhurbaşkanına sesleniyoruz; bu ülkenin, halkların, toprakların, coğrafyanın bırakın size bir yıl bir gün dahi tahammül edecek gücü kalmamıştır. Bir yılı size ödül olarak hiç kimse vermeyecek çünkü gideceksiniz. Bu halk sizden hesap soracak, hesap vere vere gideceksiniz.”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve beraberindeki heyet depremin ağır yıkımlara neden olduğu Hatay’a gitti. İlk olarak İskenderun’a geçen Buldan’a siyasetçiler Ahmet Türk, Sırrı Sakık, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, ve parti bileşenlerinin Eş Başkanları, Başkanları ve Sözcüleri eşlik etti.
İskenderun Kriz Koordinasyon Merkezinde açıklama yapan Buldan şunları söyledi:
“Bütün depremzedelere ve halkımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Yaşamını yitiren bütün insanlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Hastanelerde ve çadırlarda tedavi görmekte olan insanlarımıza bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını ve acil şifa dileklerimi iletiyorum. Bugün burada bileşen, ittifak partilerimizle, DTK ve buna benzer kurumlarla birlikte depremzedelerimizi ziyaret etmek ve acılarımızı sarıp, hafifletmek üzere bir ziyaret gerçekleştirdik.
Bugün burada bir kez daha acının ne kadar büyük olduğunu, bu yıkım ve felaketin ne kadar büyük olduğunu gözlerimizle gördük. Acı büyük yıkım büyük ancak bütün bunlar karşısında büyük bir dayanışmanın olduğunu da gördük. Belki de bizleri ayakta tutan tek şey bu tür afetlerde dayanışmadır, birlikte omuz omuza yürümektir ve dayanışmanın acıyı hafifletmesinin bize verdiği güçtür.
“Depremden sonra ortada olmayanlar şimdi enkazları kaldırmak için seferber olmuşlar”
Hatay başta olmak üzere bütün kentlerimizde hala eksikliklerimizin olduğunu da görüyoruz. İnsanlar hala enkaz başında yakınlarının cenazesinin çıkmasını beklerken bir yandan da eksi dereceye düşen gecelerde üşümenin ve buna benzer mağduriyetlerin yaşandığını hala görüyoruz. Çadır eksikliğinin özellikle çok fazla olduğu ısınma ve barınmanın çok fazla yaşandığı bu kentte feryatları duyuyoruz.
Çadıra ve barınmaya ihtiyaç var. Enkazın altından insanların çıkarılmasına ihtiyaç var. İlk günlerde hiçbir şekilde müdahale edilmeyen iş makinalarının olmadığını bu kentte bugün bakıyoruz ki iş makinaları enkazları kaldırmak için sıraya girmişler.
Depremzedelerin yakınlarının enkazın altında bırakılanların feryadı özellikle cenazelerine bir an önce kavuşmak ve bu cenazelerin vücut bütünlüğünün bozulmadan dini vecibelerin yerine getirilerek gömülmesi, defnedilmesidir. Fakat öyle bir şeyle karşı karşıyayız ki o gün ortada olmayanlar bugün bir seferberlik içerisinde iş makinalarını enkazların olduğu yerde kullanmaya başlamışlar.
Buradan uyarıyoruz, vücut bütünlüğü bozulmadan o cenazelerin enkaz altından çıkarılması, dini, vicdani ve ahlaki olarak bir gerekliliktir. Yine bunun yanında hukuki anlamda da özellikle enkazların kaldırılmasının, daha sonra bizlere delil olarak sunulacak olan malzemelerin ortadan kaldırılmasının da büyük bir suç olduğunun altını önemle çizmek istiyorum. Bunlar gerçekleştirilmeden enkazın kaldırılmasının büyük bir suç olduğunu ifade ediyorum.
“Büyük bir suç işleniyor; bu halk sizden hesap soracak, hesap vere vere gideceksiniz”
Bugün sorumluluğu olanlar sanki yaşanan bu depremde hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi davrananlar şunu bilsin ki hesap vereceksiniz. Binlerce insanımızın enkaz altında kalmasından dolayı hesap vereceksiniz. Bu halk sizlerden hesap soracak. Binalara imar affı çıkarmanızdan dolayı, enkazın altında kalan insanları çıkarmadan enkaz işlemlerine başladığınız için sizlerden hesap soracak.
20 yıldır topladığınız yaklaşık 40 milyar dolarlık deprem vergisini, depremin dışında her yerde çar çur etmenizden dolayı insanlar sizden hesap soracak. Dolayısıyla bütün bunlar yaşanırken “bana bir yıl verin” diyen Cumhurbaşkanına sesleniyoruz, bu ülkenin, halkların, toprakların, coğrafyanın bırakın size bir yıl bir gün dahi tahammül edecek gücü kalmamıştır. Bir yılı size ödül olarak hiç kimse vermeyecek çünkü gideceksiniz. Bu halk sizden hesap soracak, hesap vere vere gideceksiniz.
“Bu afetlerden kurtulmanın ilk adımı AKP ve MHP iktidarını göndermektir”
Bu depremden, afetlerden kurtulmanın ilk adımı AKP-MHP iktidarını göndermektir, bunun altını önemle çiziyorum. Bu halklara yaşattığınız acının verdiğiniz zulmün artık bundan ötesi olmadığını bilerek, herkesin, Türkiye halklarının, kamuoyunun bu bilinçle AKP’nin artık siyasi arenadan ve tarihten silinmesi için birlikte hareket etme zamanı gelmiştir.
Mücadele önemlidir, örgütlülük önemlidir, dayanışma önemlidir. Bütün bunların farkındayız, bütün bunların farkında olarak ayakta olduğumuzu biliyoruz. Ancak atacağımız ilk adım AKP ve MHP iktidarını göndermek olacak. Ben bir kez daha burada yaşamını yitiren insanlarımıza rahmet, yakınlarını kaybeden herkese geçmiş olsun ve sabır dileklerimi iletiyorum. Hepimizin başı sağ olsun, Allah hepimize sabır versin.
“Bu felaketin en büyüğü iktidarın yarattığı felakettir”
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’dan önce konuşan Ahmet Türk ise şunları söyledi:
“Bu coğrafyada halklarımız demokrasiye inanan insanlarımız, içinde halk sevgisi olanlar birinci gün harekete geçti. Yaraları sarmaya, azaltmaya yönelik büyük bir çaba gösterdi. Ama ne yazık ki devlet 3-4 günde bırakın halka ulaşmayı halka ulaşmak isteyenleri bile engelleyen bir tavır ve tutum içinde oldu. Elbette bu felaketin en büyüğü iktidarın yarattığı felakettir.
Deprem üzerinden ikinci bir felaketin yaratılmasıdır. Yalnız şunu gördük bu ülkede Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla herkes bu felakette mağdur olan depremzedelerin yaralarını, acılarını azaltmaya yönelik büyük bir çaba gösterdiler. Bu gelecek için bize büyük bir umut verdi. Halklarımızın ortaklaşması, halklarımızın dayanışma içinde olması bizler için çok önemlidir. İnanıyorum ki devletin bu duyarsızlığına karşı halklarımızın bugün duyarlı bir şekilde davranması bize gelecekle ilgili umut veriyor. Sosyalist partiler, dostlar ve duyarlı kesimlerle burada bir aradayız.
Gerçekten doğru bir dayanışmayı en doğru şekilde gerçekleştirmek için çaba gösteriyoruz. Pazarcık’ta Adıyaman’da bir çok yerde bizim çalışmalarımızı engellemek isteyen halka yardımları engellemek isteyen bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Tekrar bu depremde yaşamını yitiren bütün canlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bu acıları azaltmak için uzun süreli bir çaba içinde olacağız. Depremin yarattığı felaket bir iki günde giderilecek bir durum değil. Uzun süre halkımızla dayanışma içinde olmak için çaba içinde olacağız. Başımız sağolsun. “