Muhalefetin “Sansür yasası”, iktidar bloğundaki partilerin ise “Dezenformasyonla mücadele yasası” olarak adlandırdığı ve TBMM’de kabul edilen yasaya ilişkin tartışmalar gündemdeki yerini koruyor.
İnternet haber siteleri ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar öngören düzenleme, bugün Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren’in gündemindeydi.
İktidara yakın medyanın muhalefet liderleriyle ilgili yaptığı yayınların takip edilmeyeceğini söyleyen Taşgetiren, “Çünkü onların hiçbiri ‘iç – dış güvenlik, kamu düzeni , genel sağlık’ kapsamına girmez! Hatta onları yalan – yanlış iddialarla dahi olsa halkın gözünden düşürmenin ‘iç – dış güvenlik, kamu düzeni , genel sağlık’ kriterlerine uygun, ülke yararına olduğu bile düşünülebilir” dedi; ardından şunları kaydetti:
“Müthiş mantık! Peki bu yasa işler mi? ‘Birilerine işler, diğerleri de ondan korkar’ gibi düşünülmüş olabilir. Oto sansür yani. Ama, bence yanlış hesap yapılıyor. Bu tür baskılar, tepkilerini de beraberinde getirir. Bunlar iktidarın totaliter karakterine bir kara boya daha sürer, ayrıca bu çağda her türlü haber büyük kitlelere ulaşmanın mecrasını bulur.
‘Bu işler öyle olmuyor’
Bu konunun bir başka boyutu, bu tür düzenlemelerin bumerang niteliği kazanmasının kaçınılmaz olmasıdır. İktidar zaten yargı konusunda böyle bir hesap biriktiriyor. Muhtemel ki, ‘yargı bütün kademelerde avucumuzun içinde, her türlü muhalefeti kıskıvrak yakalayacağız’ gibi hesaplar yapılmıştır. Bu işler öyle olmuyor. Ülkedeki siyasi iklim değişmeye başladığında herkes yeniden konum belirleme arayışına giriyor.
Bumerang o zaman bumerang oluyor. Bence iktidar tarihi bir hata yaptı.”
Yazının tamamı için TIKLAYIN