1880 yılında İzmir’de dünyaya gelen Ahmet Cemil, 1920 yılında aşırı içki tüketiminin yol açtığı bir hastalıktan 40 yaşlarındayken doğduğu şehir olan İzmir’de hayata gözlerini yumdu. Eski İzmir Vilayet Muhasebe mümeyyizlerinden Rifat Efendi’nin oğludur.
Haber Merkezi / İptidai, rüşdi ve i’dadi eğitimini İzmir’de tamamladı. İstanbul’da Mekteb-i Hukuk’a başladı. Ancak eğitimini tamamlayamadan İzmir’e döndü ve Vilayet Yazı İşlerine mektubi müsevvidi olarak tayin edildi. 1908 yılında II. Meşrutiyetin ilanından sonra vilayetteki görevinden ayrılarak basın hayatına atıldı. Meşrutiyetin ilk aylarında resmiyetteki adı İstikbal olan siyai, ilmi, edebî, musavver Osmanlı gazetesini çıkardı. Haftada iki gün çıkan bu gazete kısa bir süre sonra kapandı.
Daha sonra 18 Kasım 1908’de İbiş adlı mizahi bir gazete çıkardı. Ahmed Cemil’in tanınmasına vesile olan bu gazete de fazla uzun ömürlü olmadı. Şen şakrak ve esprili bir yaradılışa sahip olan Ahmed Cemil İbiş gazetesinin kapanmasından bir müddet sonra gazeteciliği bırakarak 1910 Şubatı’nda tekrar memuriyete geçmiş ve memuriyet hayatının büyük bir kısmını Aydın vilayetinin çeşitli nahiyelerinde, Bergama’ya bağlı Kilise (Reşadiye) nahiyesinde, Torbalı nahiyesinde, Marmara (Göl Marmara-Manisa) nahiyesinde Nahiye Müdürü olarak geçirdi. 1919 yılında vilayet merkezi olan İzmir’e döndü ve burada yine vilayet müsevvidliği görevinde bulundu.
Ancak devlet memuriyetine geçmeden önce İstikbal gazetesini çıkarırken Mahmud Nedim Bey’in açtığı Menba-ı Füyuzat adlı özel okulda bir süre öğretmenlik yaptı. Balkan savaşı sırasında veya bundan kısa bir süre önce askere alınmış ve bir müddet İstanbul’da kalmıştır. Ahmed Cemil İzmir’in işgal altında bulunduğu bir sırada yani 1920 yılında aşırı içki düşkünlüğünün yol açtığı bir hastalıktan 40 yaşlarındayken İzmir’de vefat etti.
Daha çok bir gazeteci olarak tanınan Ahmet Cemil, kendi çıkardığı İstikbal ve İbiş ile Zilal, Mecmu’a-i Edebiyye, İzmir, Edeb Yahu gibi gazete ve dergilerde imzasız şiirler ve yazılar, muhavereler yazmıştır. Duygulu ve içli bir şairdir. Yazdığı “Bahar” şiiriyle Nef’i’ye benzetilmiş, hatta Zamanın Nef’i’si olarak da adlandırılanlar olmuştur.
Arkadaşı Nuri Sıdkı’nın kanaatine göre bir işret kurbanı olan Ahmed Cemil, “hayatında ney, mey, hey hey ve İbiş’ten başka bir şey düşünmemiş” rind meşrebli bir şairdi. Ahmed Cemil, Servet-i Fünun edebiyatının son yıllarında şiirleriyle kendini tanıtmış olmakla beraber esasen II. Meşrutiyet’ten sonra bir mizah şairi ve yazarı olarak ün kazanmış, ancak içkiden genç yaşta ölümü yüzünden fazla eser verememiş bir şair olarak görünmektedir. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)