Batı Afrika’nın Acımasız Dövüş Sanatı “Dambe”

Kökeni 10. yüzyıla kadar dayanan Dambe, Nijerya’nın Hausa halkı arasında, kendini savunma ve topluluk içindeki anlaşmazlıkları çözmenin bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.

Haber Merkezi / Dambe, hasat festivalleri sırasında, genç erkeklerin güçlerini ve cesaretlerini kanıtlamalarının bir yolu olarak varlığını korumuştur.

Günümüzde, kuralları ve teknikleri olan bir dövüş sanatına dönüşen Danbe için yerel ve uluslararası turnuvalar düzenlenmektedir. Bu turnuvalarda, hem gelenekçi hem de modern Dambe dövüşçüleri kendilerine yer bulmaktadır.

Geleneksel Dambe dövüşleri “savaş alanı” adı verilen bir meydanda yapılır ve seyirciler ringin sınırlarını belirler. Modern Dambe dövüşleri ise ringlerde gerçekleşir.

İster geleneksel ister modern olsun, dövüşlerden önce perküsyon müziği çalınır ve tezahüratlar yapılır. Müzik ve tezahüratlar hem dövüşçüleri ringe çağırmak hem de seyirci katılımını teşvik etmek için kullanılır.

Danbe nasıl yapılır?

Dövüşçülerin ellerinden biri bez (kara) ve ip (zare) ile sarılır ve bu ona koruma ve güçlü yumruklar atma özelliği kazandırır, bu ele “mızrak” denir. Diğer el “kalkan” olarak kullanılır. En fazla üç raunttan oluşan dövüşte amaç, bu üç raunt içinde rakibi yere sermektir.

Bazı boksörler yakın bir zamana kadar mızrağını kırık cam parçalarıyla karıştırılmış yapışkan reçineye batırıyordu; günümüzde yasaklanmış bir uygulama. “Kalkan” olarak adlandırılan diğer el, açık avuç içi rakibe bakacak şekilde tutulur, söz konusu el gerektiğinde kavramak veya tutmak için kullanılır.

Dövüşçülerin öndeki bacağı genellikle bir zincirle sarılır ve zincirle sarılı bacak hem saldırı hem de savunma için kullanılırken, diğer bacak daha çok denge için kullanılır.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler, Güney Afrika İçin 400 Milyon Dolar Arıyor

Birleşmiş Milletler (BM), güney Afrika’yı etkileyen El Nino kaynaklı kuraklık nedeniyle 400 milyon dolara ihtiyaç olduğu açıkladı. Sıcaklığı artıran bir hava olayı olan El Nino, yağmur seviyelerini düşürerek mahsul verimini etkiliyor.

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Afrika’nın güneyinde yaşanan kuraklığın ardından milyonlarca insanı besleyebilmek için 400 milyon dolara ihtiyaç olduğunu duyurdu.

Açıklamada, 4.8 milyon insanı etkileyen El Nino kaynaklı kuraklık nedeniyle hasatların düşmesinin ardından Zimbabve, Zambiya ve Malavi’deki yardımı desteklemek için altı ay boyunca acil finansmana ihtiyaç olduğu belirtilldi.

WFP sözcüsü Tomson Phiri Reuters’e, “Bunun muhtemelen güney Afrika’da şimdiye kadar yaptığımız en büyük El Nino müdahalesi olacağını söyleyebiliriz.” dedi. Phiri, yağmurla beslenen tarıma dayanan güney Afrika nüfusunun yaklaşık yüzde 70’inin hasatlarının yağmur yağmaması nedeniyle “yok olduğunu” kaydetti.

WFP’nin dış pazarlardan tahıl satın almak istediğini söyleyen Phiri, geçen yıl Ağustos ayında WFP’nin Lesotho, Madagaskar, Mozambik ve Zimbabve’deki toplulukları desteklemek için 14 milyon dolar harcadığını belirtti.

Bölgede art arda yaşanan kuraklıklar tahıl stoklarının azalmasına yol açarak Zimbabve gibi etkilenen ülkeleri yurtdışından tahıl temin etmeye zorladı. Zimbabve’deki bir grup özel değirmenci, açlıkla mücadeleye yardımcı olmak için Brezilya, Arjantin ve diğer ülkelerden 1.4 milyon ton mısır ithal etmeyi planlıyor.

Zimbabve Maliye Bakanı Mthuli Ncube, hükümetin Afrika Birliği İklim Ajansı’ndan kuraklık yardımı için 32 milyon dolarlık bir sigorta ödemesi alacağını bildirdi.

Rüzgar düzenini bozan ve Pasifik Okyanusu’nun bazı bölgelerinde sıcaklığı artıran bir hava olayı olan El Nino, yağmur seviyelerini düşürerek mahsul verimini etkiliyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Nijerya’da Silahlı Saldırganlar Köyleri Hedef Aldı: En Az 113 Ölü

Nijerya’nın orta kesimlerinde yer alan Plateau eyaletindeki köylere, cumartesi akşamı başlayan ve pazartesi gününe kadar devam silahlı saldırılarda en az 113 kişi hayatını kaybetti.

Bokkos Hükümet Konseyi Başkanı Monday Kasa, saldırılarda çok sayıda kişinin yaralandığı ve çok sayıda kişinin de kaçırıldığı bilgisini paylaştı. Kasa, saldırılar sırasında yaralanan 300’den fazla kişinin Bokkos, Jos ve Barkin Ladi’deki hastanelere nakledildiğini aktardı.

Bölge halkı arasında “haydutlar” olarak bilinen silahlı gruplara mensup kişilerin cumartesi akşamı ile pazartesi sabahı arası en az 20 köye saldırdığını aktaran Kasa, bu “saldırıların oldukça iyi koordine edildiğini” dile getirdi.

Kaçırılanları bulmak için bölgeye güvenlik güçleri sevk edildiğini aktaran Kasa, saldırılarda çok sayıda evin kundaklandığını ve silahlı kişilerin köylerde ele geçirdikleri gıda ürünlerini de yanlarında götürdüklerini söyledi.

Euronews Türkçe’nin aktardığına göre; Plateau Eyaleti Valisi Caleb Mutfwang da, eylemi “barbarca, acımasız ve gayrimeşru” diye nitelendirdi. Kanlı saldırıları kınayan Vali Mutfwang, güvenlik birimlerine sorumluları derhal yakalamaları talimatını verdi.

Valilik Sözcüsü Gyang Bere, “Masum vatandaşlara karşı devam eden saldırıları engellemek için hükümet tarafından sert önleyici tedbirler alınacak.” açıklamasında bulundu.

Afrika ülkesi Nijerya’nın kuzeybatı ve orta kesimleri, uzun süredir ormanlık alanlardaki üslerde gizlenen ve köyleri yağmalayıp sakinlerini de fidye için kaçıran ‘haydut milisler’ tarafından terörize ediliyor.

Ayrıca Nijerya’nın Plateau eyaletinde zaman zaman Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında şiddet olayları yaşanıyor. Vali Mutfwang, ağustosta yaptığı açıklamada, son 3 ayda yaşanan din temelli çatışmalarda 300’den fazla kişinin yaşamını yitirdiğini açıklamıştı.

Paylaşın

Batı Afrika Ülkesi Mali’de Çifte Saldırı: 64 Ölü

Afrika’nın sekizinci büyük ülkesi olan Mali’de düzenlenen saldırılarda 64 kişi hayatını kaybetti. 49 sivilin, 15 askerin hayatını kaybettiği saldırıları El-Kaide’ye bağlı cihatçılar üstlendi.

Mali, kuzeyde etnik Tuaregler tarafından yönetilen bir isyanın patlak verdiği 2012 yılından bu yana güvensizlikle mücadele ediyor.

Bölgedeki gerilim geçtiğimiz haftalarda, yıl sonuna kadar Mali’den ayrılacağı açıklanan BM barış gücü misyonunun Timbuktu yakınlarındaki iki üssü silahlı kuvvetlere devretmesinin ardından yeniden canlandı.

Batı Afrika ülkesi Mali’de dün Nijer nehri üzerindeki bir ordu üssüne ve bir yolcu teknesine cihatçıların yaptığı çifte saldırıda en az 64 kişi hayatını kaybetti.

France24’te yer alan habere göre, hükümetten yapılan açıklamaya göre, iki ayrı saldırı Nijer nehri üzerindeki Timbuktu teknesini ve kuzey Gao bölgesindeki Bamba’da bir ordu mevzisini hedef aldı.

Tekne üç ayrı roketle vurulurken, tahliye işlemlerinin yapıldığı teknede onlarca kişi sağ kurtarıldı.

Mali’deki çatışmalar

Saldırıları, Mağrip El-Kaidesi’nin (AQIM) Sahel’den sorumlu kolu Cemaat Nusra el İslam ve Müslim (JNIM) üstlendi. Örgüt geçen ay Mali’nin kuzeyindeki tarihi kavşak şehri Timbuktu’yu abluka altına aldığını duyurmuştu.

Mali, kuzeyde etnik Tuaregler tarafından yönetilen bir isyanın patlak verdiği 2012 yılından bu yana güvensizlikle mücadele ediyor.

Cihatçılar, isyanlar birlikte Mali’nin merkezi, Nijer ve Burkina Faso’ya doğru harekete geçerek Sahel’de şok dalgaları yarattı.

Mali’nin kuzeyindeki bölgesel isyan, 2015 yılında isyancılar ve Mali hükümeti arasında imzalanan bir barış anlaşmasıyla resmen sona erdi.

Ancak 2020 yılında sivil hükümetin devrilmesi ve yerine bir cuntanın geçmesinin ardından bu kırılgan anlaşma zora girdi.

Bölgedeki gerilim geçtiğimiz haftalarda, yıl sonuna kadar Mali’den ayrılacağı açıklanan BM barış gücü misyonunun Timbuktu yakınlarındaki iki üssü silahlı kuvvetlere devretmesinin ardından yeniden canlandı.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Burkina Faso’da Silahlı Saldırı: 53 Güvenlik Gücü Yaşamını Yitirdi

Burkina Faso Genelkurmay Başkanlığı, güvenlik güçlerine yönelik gerçekleştirilen bir saldırıda, 17 asker ve ordu için gönüllü 36 sivilin öldüğünü, yaklaşık 30 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Yatenga eyaletindeki Koumbri kasabasında görev yapan birliğin iki yıldan uzun bir süre önce “cihatçılar” tarafından bölgeden zorla çıkarılan sakinlerin yeniden yerleştirilmesine yardımcı olmak üzere konuşlandırıldığı belirtildi.

2015 yılından bu yana Burkina Faso’daki saldırılarda 16 binden fazla sivil, asker ve polis öldü. Bu yılın başından bu yana ise 5 binden fazla kişi yaşamını yitirdi. Ülkede şiddet olaylarından dolayı iki milyondan fazla insan yerinden edildi.

Burkina Faso’nun kuzeyinde isyancı bir grup tarafından düzenlenen saldırıda 53 güvenlik gücü hayatını kaybetti. Genelkurmay Başkanlığı, saldırıyı püskürtürken 17 asker ve ordu için gönüllü 36 sivilin öldüğünü, yaklaşık 30 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Saldırının ardından ordunun başlattığı operasyonda çok sayıda saldırganın “etkisiz hale getirildiği” ve savaş ekipmanlarının imha edildiği kaydedildi. Bölgede operasyonların halen devam ettiği bildirildi.

Yatenga eyaletindeki Koumbri kasabasında görev yapan birliğin iki yıldan uzun bir süre önce “cihatçılar” tarafından bölgeden zorla çıkarılan sakinlerin yeniden yerleştirilmesine yardımcı olmak üzere konuşlandırıldığı belirtildi.

Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) saldırıyı kınadı. Batı Afrika bloğu yaptığı açıklamada askerlerin ve sivil gönüllülerin ölümünü “şokla” öğrendiğini belirterek “terörist saldırıları” kınadı; “Burkina Faso halkıyla dayanışma içinde olduğunu” ifade etti.

Burkina Faso’da geçtiğimiz yıl, binlerce kişinin hayatına mal olan isyanı durdurmadaki başarısızlıklara duyulan öfkenin tetiklediği iki askeri darbe yaşandı. Afrika ülkesi ordunun iktidarı ele geçirmesinin ardından ECOWAS’tan uzaklaştırılmıştı.

ACLED adlı sivil toplum örgütüne göre 2015 yılından bu yana Burkina Faso’daki saldırılarda 16 binden fazla sivil, asker ve polis öldü. Bu yılın başından bu yana ise 5 binden fazla kişi yaşamını yitirdi.

Ülkede şiddet olaylarından dolayı iki milyondan fazla insan yerinden edildi. 26 Haziran’da Merkez-Kuzey eyaletinde düzenlenen üç saldırıda 71 kişi öldürüldü. Ağustos ayında ise Merkez-Doğu eyaletinde düzenlenen iki saldırıda beş polis ve yaklaşık 20 kişi hayatını kaybetti. Yetkililer 7 Ağustos ve 1 Eylül tarihleri arasında 65’ten fazla isyancının etkisiz hale getirildiğini kaydetti.

Ülkede Eylül 2022’de 34 yaşındayken darbeyle iktidarı ele geçiren İbrahim Traore, Temmuz 2024’e kadar cumhurbaşkanlığı seçimleriyle demokrasiye dönüş sözü verdi. Burkina Faso ordusuna yardım eden Fransız güçleri ise ocak ayında ülkeyi terk etti.

Traore geçen hafta bir Rus heyetiyle kalkınma ve askeri işbirliği konularında görüşmelerde bulundu. Dışişleri Bakanı Olivia Rouamba pazartesi günü Tahran’da Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile görüşmelerde bulundu ve İran ile “daha güçlü ikili işbirliği” umduğunu kaydetti.

(Kaynak: Eurnews Türkçe)

Paylaşın

Afrika’da Bir Darbe Daha: Gabon’da Askerler Yönetime El Koydu

Afrika kıtasının orta bölümünde yer alan Gabon’da bir grup asker yönetime el koyduklarını duyurdu. Ulusal televizyondan konuşan askerler, Ali Bongo’nun kazandığı seçimin iptal edildiğini ve bütün sınırların kapatıldığını açıkladı.

Başarılı olması halinde darbe, 2020’den bu yana Batı ve Orta Afrika’da gerçekleşen sekizinci darbe olacak. Bundan önce Mali, Gine, Burkina Faso, Çad ve son olarak da Nijer’de darbeyle askeri cuntalar yönetimi ele geçirmişti.

Bütün güvenlik güçlerinin kendileri ile beraber olduğunu kaydeden askerler, şimdiki rejime son verdiklerini ifade etti.

Başkent Libreville’de yaklaşık bir düzine asker sabahın erken saatlerinde  devlet televizyonuna çıkarak cumhurbaşkanlığı seçimlerini iptal ettiklerini söyleyerek halka sükunet çağrısında bulundu.

Kendilerini “Geçiş ve Kurumları İyileştirme Komitesi” üyeleri olarak tanıtan askerler, hükümet, senato, ulusal meclis, anayasa mahkemesi ve seçim kurumu gibi devlet kurumlarını feshettiklerini ilan etti.

Grup sözcüsü “Gabon’un ulusal ve uluslararası topluma karşı taahhütlerine saygı gösterme konusundaki kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz” dedi.

Haber ajansları, televizyondaki konuşmanın ardından şiddetli silah seslerinin durulduğunu bildirdi.

Ülkede cumartesi günü yapılan ve Bongo’nun ailesinin 56 yıllık iktidarını uzatmaya çalıştığı, muhalefetin ise petrol ve kakao zengini ancak yoksulluk çeken ülkede değişim için bastırdığı cumhurbaşkanlığı, parlamento ve senato seçimlerinin ardından huzursuzluk korkusuyla tansiyon yükseliyordu.

Uluslararası gözlemcilerin eksikliği, bazı yabancı yayınların askıya alınması ve yetkililerin seçimden sonra ülke çapında interneti kesme ve gece sokağa çıkma yasağı uygulama kararı, seçim sürecinin şeffaflığı konusunda endişelere yol açmıştı.

Gabon Seçim Merkezi Çarşamba günü erken saatlerde yaptığı açıklamada Bongo’nun oyların yüzde 64.27’sini alarak seçimi kazandığını ve en büyük rakibi Albert Ondo Ossa’nın yüzde 30.77 ile ikinci sırada yer aldığını duyurdu.

2009 yılında babası Ömer’in yerine cumhurbaşkanı olan 64 yaşındaki Bongo, seçimlerde rakibinin oylarını bölmek amacıyla altısı Ondo Ossa’yı destekleyen 18 rakibine karşı yarışmıştı. Bongo’nun ekibi hile iddialarını reddediyor.

Gabon’da sorunlu seçimler

Gabon’da 1990 yılında çok partili sisteme geçilmesinden bu yana yapılan her seçim şiddetle sonuçlandı.

Resmi rakamlara göre 2016 seçimlerinin ardından hükümet güçleri ile protestocular arasında çıkan çatışmalarda dört kişi ölmüş, muhalefet ise ölü sayısının çok daha yüksek olduğunu söylemişti.

2019’daki başarısız darbe girişiminin ardından 2020 yılındaki seçimlerin ardından da sular durulmamış, parlamento binasının ateşe verilmesi üzerine yine internet kesintisi yaşanmıştı.

Paylaşın

Orta Ve Batı Afrika’da 57 Milyon Çocuk Okula Gidemiyor

NRC ile UNICEF’in birlikte hazırladığı ortak rapora göre Orta ve Batı Afrika’da 57 milyon çocuk okula gidemiyor. NRC’nin Orta ve Batı Afrika Direktörü Maureen Magee yaptığı açıklamada, “Orta ve Batı Afrika’daki ülkelerin devlet ve hükümet başkanları her çocuğun okula gidebilmesini sağlamak için elinden geleni yapmak zorundadır” dedi.

Bugün açıklanan iki farklı rapor, Afrika kıtasında yaşam koşullarının giderek zorlaştığını ortaya koydu.

Norveç Mülteci Konseyi’nin (NRC) Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ile birlikte hazırladığı ortak rapora göre Orta ve Batı Afrika’da 57 milyon çocuk okula gidemiyor. NRC’nin Orta ve Batı Afrika Direktörü Maureen Magee yaptığı açıklamada, “Ortave Batı Afrika’daki ülkelerin devlet ve hükümet başkanları her çocuğun okula gidebilmesini sağlamak için elinden geleni yapmak zorundadır” dedi.

Rapora göre Orta ve Batı Afrika’da geçen yıl 12 bin 400 okul kapandı. Burkino Faso, Çad, Mali ve Nijer’de çocuk ve gençlerin yarısından fazlası okula gidemiyor. Bu bölgelerde okullar ya silahlı grupların doğrudan hedefi oluyor ya da çatışmalar yüzünden kapatılıyor.

İklim değişikliği nedeniyle göç

Afrika kıtasında eğitimin yanı sıra iklim değişikliğinin sonuçları da ciddi sorunlara neden oluyor. WMO’nun (Dünya Meteoroloji Teşkilatı) açıkladığı iklim raporuna göre geçen yıl Afrika’da 2 milyon 500 bin insan seller, kuraklık ve deniz seviyesindeki yükselme nedeniyle yerini yurdunu terketmek zorunda kaldı. Rapora göre Afrika’da son 30 yılda sıcaklık 0,3 derece arttı. Böylece küresel ısınma 1961-1990 yılları döneme kıyasla 0,1 derece hızlandı.

İklim değişikliğinin etkileri Afrika’da son yıllarda daha somut görülüyor. Etiyopya, Somali, Kenya’nın bir bölümü ve Madagaskar’ın güneyinde kuraklık yaşanırken, Sudan’ın güneyi, Nijerya, Kongo ve Burundi’de sık sık seller oldu.

Sıcaklığın artması, gıda konusunda sıkıntı yaşanmasınında en önemli sebeplerinden biri. 1961 yılından bu yana Afrika’da tarımsal üretim üçte bir oranında azaldı. Küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlandırılması başarılsa dahi Kuzey ve Güney Afrika’daki bölgelerde tarım ürünlerinde yüzde 60 oranında kayıp yaşanacak. Afrika’da 58 milyon insan gıdaya erişimde sıkıntı çekiyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Batı’nın Ukrayna’yı İşgal Eden Rusya’ya Karşı Eylemleri Zayıflıyor Mu?

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden 4 ay sonra, Afrika, Orta Doğu, Güney Amerika ve Asya ülkelerinden onlarca Birleşmiş Milletler büyükelçisi haziran ayında Rusya’nın Bağımsızlık Günü’nü kutlamak için Rusya’nın New York’taki BM ofisinde verilen resepsiyona katıldı. 

Bu ülkelerin büyükelçileri, Batılı diplomatların Rusya’yı uluslararası alanda yalnız bırakmak için gösterdiği çaba karşısında zorluklar yaşıyor.

Bazı ülkeler, BM’nin 6 aydır dünyanın ana gündem maddesi olan Ukrayna’daki savaşı bitirmek için yetersiz kaldığını düşünürken Batılı diplomatlar Rusya’yı daha fazla hedef alabilecek eylemlerin sınırlı olduğunu kabul ediyor.

“Rusya’ya karşı durmak akıllıca mı?”

Reuters için değerlendirme yapan Uluslararası Kriz Grubu BM Direktörü Richard Gowan, “Savaş uzadıkça Rusya’yı cezalandırmanın anlamlı yollarını bulmak daha da zorlaştı” şeklinde konuşuyor.

Diplomatlar, BM içerisinde çekimser oyların artmasıyla Rusya’ya karşı yetersiz destek bulmaktan korkan Batılı ülkeler bazı önlemleri oylamaya dahi sunmuyor.

Alman Konrad Adenauer Vakfı’nın Cenevre Ofisi Direktörü Olaf Wientzek, “Ülkeler ‘Rusya’ya karşı duranlar arasında olmak gerçekten akıllıca mı?’ diye soruyor” değerlendirmesini yapıyor.

Rusya’nın BM Cenevre ofisi, “Batılı ülkelerin hepsi küresel bir güç olan Rusya’yı izole etmenin imkansız olduğunu çok iyi biliyor” diyor.

Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden biri olarak kendisine karşı yaptırımları veto etme gücüne sahip.

BM Genel Kurulu nisan ayında Rusya’nın İnsan Hakları Konseyi’nden çıkarılmasına yönelik oylama yaptı. Rusya bu oylama öncesinde “evet” oyu kullananların ya da çekimser kalanların bu davranışının “düşmanca” görüleceğini söyleyerek Rusya ile ilişkileri açısından sonuçları olacağı uyarısında bulundu. Yine de oylama sonucunda 93 “evet” oyuyla İnsan Hakları Konseyinden çıkarıldı.

Amerika Birleşik Devletleri’nin BM Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield, Rusya’nın gıda krizinden Batı’nın yaptırımlarını sorumlu tuttuğu “yanlış anlatıların” karşılık bulduğunu ancak bunun Rusya’ya karşı desteği artırmadığını belirtiyor.

Kırmızı çizgi nükleer silahların kullanılması olabilir

Rus işgalinin başladığı 24 Şubat haftasında BM Genel Kurul üyelerinin dörtte üçü Rusya’yı kınama ve birliklerini çekmesini talep etme yönünde oy kullandı. İşgalin 3. haftasındaysa Rusya ezici bir çoğunlukla “korkunç” bir insani durum yaratmakla suçlandı.

Asyalı bir diplomat mart ayında yapılan eylemlerin en üst nokta olduğunu ve bundan sonra Batı kanadına desteğin azalacağına inanıyor ve ekliyor: “Kırmızı çizgi aşılmadığı sürece daha fazla eylem için istek olmayacaktır”.

Bazı diplomatlara göre bu kırmızı çizgiler kimyasal ya da nükleer bir saldırı, sivil ölümlerinin büyük boyutlara ulaşması veya Ukrayna’nın ilhakı olabilir.

Afrikalı bir diplomat, “Bizi en çok şaşırtan Batı’nın Ukrayna’ya silah sağlayarak ve çatışmayı bitirmek için  gerçek barışçıl görüşmeler yapmayarak böyle bir çatışmayı süresiz olarak devam ettirmeyi teşvik ettiği fikri” şeklinde konuşuyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Uganda’da Açlık Nedeniyle Bu Ay 200 Kişi Öldü

Doğu Afrika ülkesi Uganda’nın kuzeydoğusunda aylardır devam eden kuraklığın yol açtığı açlıktan ötürü bu ay en az 200 kişi yaşamını yitirdi. Bir yetkili, tek bir ilçede sadece bu ay açlıktan en az 184 ölüm vakası kaydedildiğini söyledi.

Yerel bir yetkili ve bir sivil toplum kuruluşu çalışanına göre, kuraklığın yanı sıra emniyetin olmaması, bölgede yarım milyondan fazla kişiyi açlıkla karşı karşıya bıraktı.

Göçebe çobanların yaşadığı Kenya sınırındaki yarı kurak Karamoja bölgesi, kalkınma açısından Uganda’nın diğer tüm bölgelerinin de gerisinde kalmış durumda.

Ayrıca bu yıl, silahlı grupların büyükbaş hayvan çiftliklerine düzenledikleri baskınlarında yaşanan artış, durumu daha da kötüleştirdi.

Karamoja bölgesinde yer alan Kaabong ilçesi yerel yönetim direktörü Jino Bornd Meri, Reuters’a yaptığı açıklamada, “Yaşlılar, emziren anneler ve çocuklar dahil insanlar evlerinde sessizce ölüyorlar. Açlığa yenik düşüyorlar.” diye konuştu.

Integrated Community Agriculture and Nutrition (ICAN) isimli yerel yardım kuruluşunun direktörü Moses Okori de bölgedeki bir başka ilçe olan Kotido’da bu ay açlıktan ölen en az 22 kişi olduğunu bildiğini dile getirdi.

Geçen ay Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’ndan (WFP) yapılan açıklamada, en az 518 bin kişinin, yani bölge nüfusunun yüzde 40’ının yüksek düzeyde gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğu bildirilmişti.

Karamoja Milletvekili Faith Nakut ise haziran başından bu yana bölgede en az 600 kişinin açlıktan öldüğünü tahmin ettiklerini kaydetti.

Bölge halkının yiyeceği olmadığı için açlıktan hayatını kaybettiğinin altını çizen Nakut ayrıca, “Karamoja alt bölgesini kasıp kavuran kıtlık nedeniyle 2 bin 181 hane de ölmeyi bekliyor.” ifadesini kullanmıştı.

Uganda Başbakanlık Sözcüsü Julius Mucunguzi, açlığa bağlı ölümlerle ilgili bilgiler aldıklarını ancak kesin bir sayı veremeyeceklerini söyledi.

Yönetimin bölgeye gıda yardımı yaptığını savunan Mucunguzi, hükümetin geçen hafta bölgeye kamyonlarla gıda gönderdiğini ifade etti.

Paylaşın

Uganda’da Kuraklığın Yol Açtığı Açlıktan 46 Kişi Hayatını Kaybetti

Doğu Afrika ülkelerinden Uganda’da, aylarca süren kuraklığın yol açtığı açlıktan 46 kişi yaşamını yitirdi. Karamoja Milletvekili Faith Nakut, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, bölgede aylarca süren kuraklık nedeniyle insanların hayatta kalmak için ot yediğini belirtti.

Bölge insanlarının, yiyecekleri olmadığı için açlıktan hayatını kaybettiğini altını çizen Nakut, “Karamoja alt bölgesini kasıp kavuran kıtlık nedeniyle 8 Temmuz’a kadar 46 kişi açlıktan öldü, 2 bin 181 hane de ölmeyi bekliyor.” dedi.

Nakut, yetkililerin, hükümetin bu duruma yanıt vermesini beklerken en çok etkilenen hanelere yiyecek almak için de maaşlarını kullandığını söyledi. Nakut, son olarak, dünyaya ölü sayısı artmadan yardım çağrısında bulundu.

828 milyon kişi açlıkla karşı karşıya

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD), BM Çocuk Fonu (UNICEF), BM Dünya Gıda Programı (WFP) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), “Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu” raporunu (6 Temmuz) yayınlamıştı.

Rapora göre, dünyada açlık çeken kişi sayısı bir yılda 46 milyon kişi artarak 2021 yılında 828 milyon kişiye yükseldi. Kovid 19 pandemisinin başladığı 2019 yılı ile karşılaştırıldığında ise dünyada açlık çeken kişi sayısı iki senede 150 milyon kişi artmış durumda.

Raporun bulgularını kamuoyuyla paylaşan BM, “rakamlar acı bir hikaye anlatıyor” diyerek özetle şu verileri paylaştı:

“2021 yılında dünyada 702 milyon ile 828 milyon arasında kişi açlıktan etkilendi. Bu rakamların ortalaması alındığında (768 milyon), 2020’ye kıyasla 46 milyon kişi daha ve 2019’a, yani COVID-19 pandemisinden öncesine kıyasla 150 milyon kişi daha 2021’de açlıktan etkilendi.

2015 yılından beri nispeten değişmeyen dünyada açlıktan etkilenen kişilerin oranı 2020 yılında artış gösterdi ve 2021 yılında da dünya nüfusunun yüzde 9,8’ine tekabül edecek şekilde yükselmeye devam etti. Bu oran, 2019’da yüzde 8, 2020’de yüzde 9,3’tü.

2021 yılında dünyada yaklaşık 2,3 milyar kişi (yüzde 29,3) orta veya ciddi seviyede gıda güvensizliği ile karşı karşıyaydı. Bu, pandemi öncesi dönemle karşılaştırıldığında 350 milyon daha çok kişi demek.

2021’de yaklaşık 924 milyon kişi, ciddi düzeylerde gıda güvensizliği yaşadı; bu, iki yılda 207 milyon artış anlamına geliyor.

Gıda güvensizliği konusunda cinsiyetler arası fark da 2021 yılında artmaya devam etti. Tüm dünyadaki kadınların yüzde 31,9’u orta veya ciddi düzeylerde gıda güvensizliği yaşarken bu oran erkekler için yüzde 27,6’ydı. 2020 yılında 3 puan olan bu fark bir yılda 4 puana yükseldi.

Sağlık beslenmeye erişemeyen kişi sayısı 2019’a oranla 112 milyon kişi artarak 2020’de yaklaşık 3,1 milyar oldu.

5 yaşına altındaki yaklaşık 45 milyon çocuk, aşırı derecede yetersiz beslenmeye maruz kalıyor. 149 milyon çocuk ise yetersiz beslenme yüzünden büyüme geriliği sorunu ile karşı karşıya kalıyor.”

“Rakamlar daha da yükselebilir”

Raporun ortaya koyduğu değerlendirmeler ile ilgili görüşlerini paylaşan Dünya Gıda Programı Direktörü David Beasley, “Önümüzdeki aylarda bu rakamların daha da yükselme riski var” uyarısında bulundu.

Beasley, Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgaliyle başlayan savaşın küresel gıda fiyatlarını artırdığını da hatırlatarak söz konusu şartların ülkeleri “kıtlığın eşiğine sürüklediğini” ifade etti.

Paylaşın