Eğitim Yasağına Meydan Okuyan Afgan Kızları Medreselere Yöneldi

Taliban’ın yönetimi elinde bulundurduğu Afganistan’da kadınlara yönelik eğitim yasağı, kızları medreselere yöneltti. Medreselere kaydolan kızların sayısı son bir yılda ikiye katlandı.

İslami eğitim verilen medreselere ağırlıklı olarak orta okul ve lise çağındaki kız çocukları gidiyor. Erkek çocuklar ise medreselerde farklı saatlerde ve ayrı bölümlerde eğitim görüyor.

Matematik ve edebiyat gibi derslerin yerine, Arapça Kur’an eğitiminin verildiği medreselerde, ayetlerin anlamını öğrenmek isteyen çocuklara ise ayrı dersler veriliyor.

Kabil ve Kandahar’da üç medreseyi ziyaret eden AFP’ye göre, geçen yıldan bu yana medreselere giden kız öğrenci sayısı iki katına çıktı.

Medresede eğitim gören 16 yaşındaki Farah, AFP’ye yaptığı açıklamada “Eğitimden men edildiğimiz için bunalımdaydık. Daha sonra ailem en azından buraya gelmeme karar verdi. Bizim için artık tek açık yer medrese” ifadelerini kullandı.

Avukat olma hayalinin yok edildiğini belirten Farah, yine de ailesi derslere katılmasına izin verdiği için kendini şanslı hissettiğini söyledi.

Daha önce tıp fakültesinde okuyan ancak şu anda Kandahar’daki bir medresede öğretmenlik yapan Hosna ise, “Üniversitede eğitim almak bir gelecek inşa etmemize yardım ediyor, haklarımızın farkında olmamızı sağlıyordu. Ama medreselerde birg gelecek yok. Buraya başka çareleri olmadığı için geliyorlar” dedi.

Afganistan’da eğitim çıkmazı

Afgan hükümetine yakın bazı yetkililere göre, kararlar dini lider Hibatullah Akhundzada ve çevresinde bulunan bazı dini danışmanlar tarafından alınıyor.

Kendi İslami emirliğini inşa eden Akhundzada, aynı zamanda yüzlerce yeni medresenin inşa edilmesi talimatını da veren isim.

Kabil’deki yetkililer kız çocuklarına getirilen okul yasağına gerekçe olarak, ayrı sınıflar ve İslami üniformaların eksikliğini gösteriyor. Ancak hükümet okulların er ya da geç açılacağı konusunda halen ısrarcı.

Eğitime getirilen engeller Taliban yönetimiyle uluslararası toplum arasında uzlaşma sağlanamayan temel konulardan biri. Dünya üzerinde hiçbir ülke Taliban hükümetini tanımıyor. Taliban ise nüfusun yarısından fazlasının açlıkla mücadele ettiği ülkede ekonomiyi su üzerinde tutmaya çalışıyor.

Medreselerde verilen eğitim

Sadece İslami eğitimin verildiği medreselerde verilen eğitimin kalitesi de tartışma konusu. Uzmanlar, medreselerin çocukları iş yaşamına hazırlayacak eğitimi vermekten uzak olduğunu söylüyor.

Dini konular üzerine konuşmak için yerel televizyonlara sık sık çıkan akademisyen Abdul Bari Madani konuyla ilgili, “Koşullara bakarsak, modern eğitim ihtiyacı bir öncelik. İslami dünyanın geri kalmaması için çaba harcanması ve modern eğitimin ülkeye ihanet olduğu düşüncesinden kurtulunması gerekiyor” dedi.

Kandahar bölgesi eğitim müdürlüğünde İslami Çalışmalar departmanının başında bulunan Nimetullah Ulfat ise, “Hükümet gece gündüz medreselerin sayısını nasıl artıracağını düşünüyor. Buradaki fikir bu ülkenin yeni nesline iyi eğitim, iyi ilkeler ve iyi ahlak kazandırabilmek” şeklinde konuştu.

Dünya genelinde medreseler militanlıkla da ilişkilendiriliyor. Taliban’ın birçok liderinin eğitim gördüğü Pakistan’daki Darul Uloom Haqqania medresesi bu nedenle “Cihat Üniversitesi” olarak anılmaya başlanmıştı.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Taliban Yönetimindeki Afganistan’da Üniversiteler Kadın Öğrenciler Olmadan Açıldı

Taliban yönetimindeki Afganistan’da aralık ayında kadınların üniversiteye gitmesinin yasaklanmasının ardından, üniversiteler kış tatilinin ardından kadın öğrenciler olmadan açıldı.

Taliban Yüksek Eğitim Bakanı, yazılı bir açıklamayla kadınların üniversiteye gitmesini yasaklamıştı. Taliban böylece Afganistan’da yönetimi ele geçirdikleri 2021’de kadınların eğitimine izin veren politikalarını iptal etmişti.

Bu süre içinde kadınlar buna benzer çeşitli diğer kısıtlamalarla da karşı karşıya kaldı. Birçok lise kapılarını kız öğrencilere kapattı.

Taliban yetkilileri bu müdahalelerin geçici olduğunu söylüyor. Yetkililer, kıyafet kurallarının ihlali, bütçe eksikliği ve müfredatın yeniden şekillendirilmesi ihtiyacı gibi çeşitli gerekçeleri sıralıyor.

Üniversitelerin büyük bir kısmı ise halihazırda kadın ve erkekleri ayırmak gibi önlemlerin alındığını belirtiliyor.

Ülkede kadınların haklarına yönelik çeşitli protestolar düzenleniyor ancak Taliban bunların büyük bir kısmını engelliyor. Taliban, Salı günü Birleşmiş Milletler (BM) ofisinin önünde düzenlenen küçük bir gösteriyi dağıttı.

Sosyal medyada ise Kabil Üniversitesi’nin önünde oturarak kitap okuyan bir grup kadın öğrencinin fotoğrafları paylaşıldı.

Taliban’ın kadınlara yönelik kısıtlamaları uluslararası tepkilere de neden oldu. Bu hafta yayımlanan bir BM raporu, kısıtlamaların insanlığa karşı suç teşkil edebileceğini söylüyor.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

BM’den Afganistan’daki İnsan Hakları İhlallerine Dikkat Çeken Rapor

Birleşmiş Milletler (BM), Taliban’ın 15 Ağustos 2021’de yönetimi ele geçirdiği Afganistan’daki insan hakları ihlallerine dikkat çeken bir rapor hazırladı. Raporda, Taliban’ın kadın ve kız çocuklarına yönelik muamelesinin “insanlığa karşı suç teşkil edebileceği” uyarısı yapıldı.

Birleşmiş Milletler (BM), Afganistan İnsan Hakları Özel Raportörü Richard Bennett’in, Temmuz-Aralık 2022 dönemini kapsayan raporu, Cenevre’deki İnsan Hakları Konseyi’nde sunuldu.

Bennett, belgede, “Taliban’ın kadın ve kız çocuklarına yönelik muamelesinin insanlığa karşı işlenen bir suç olan toplumsal cinsiyet zulmü anlamına gelebileceğini” kaydetti.

Uluslararası toplum, Afganistan’da 2021’de iktidara gelen Taliban’ın, kadınların lise ve üniversiteye gidebilmeleri de dahil olmak üzere özgürlüklerini ve haklarını büyük ölçüde kısıtladığı eleştirisi yapıyor.

Bennett, “Taliban’ın politikası, kadınların ve kız çocuklarının insan haklarını reddetmek ve onları kamusal yaşamdan silmektir” dedi.

İnsan Hakları Konseyi’nin Taliban’a güçlü mesaj vermesi gerektiğini belirten Bennett, “Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik kısıtlamalar, tüm nüfus üzerinde yıkıcı ve uzun vadeli bir etkiye sahip. Bu cinsiyet ayrımcılığıyla eşdeğerdir” ifadelerini kullandı.

Taliban daha önce, kadın haklarına saygı duyduklarını ve gelecekte kız çocukları için belirli koşullar oluşturduktan sonra okul açmayı planladıklarını söylemişti.

Üniversiteler kız öğrenciler olmadan eğitime başladı

Bu arada Afganistan genelinde kış ayları nedeniyle derslere ara verilen üniversiteler kız öğrenciler olmadan yeni eğitim ve öğretim dönemine başladı.

Taliban geçici hükümetinin Yüksek Eğitim Bakanlığından yapılan açıklamada, tüm üniversitelerin bugünden itibaren eğitime başladığı duyuruldu.

Böylece aralık ayında, Taliban geçici hükümetinin kız öğrencilerin üniversitelerde eğitim almasını yasaklamasının ardından ülke çapındaki üniversiteler ilk defa kız öğrenciler olmadan kapılarını açtı.

Sabah saatlerinden itibaren üniversitelerin erkek öğrencileri sınıflardaki yerini aldı. Kampüs önlerinde toplanan küçük gruplar halindeki kız öğrencilerin içeri girmesine ise izin verilmedi.

Bazı kız öğrenciler sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarda kızların eğitim alacağı ana kadar erkek öğrencilerin üniversitelerdeki eğitimi protesto edip derslere katılmamasını istedi.

Bu çağrıya uyan ülkenin kuzeyindeki Belh Üniversitesinden bir grup erkek öğrenci dersleri boykot edeceklerini duyurdu.

Eğitim ve çalışma hayatında kısıtlamalar

15 Ağustos 2021’de Taliban’ın Afganistan yönetimine gelmesiyle kadınların çalışması ve kızların eğitim almasına yönelik ciddi kısıtlamalar getirildi.

Kızların önce ortaokul ve liselerde, geçen aralık ayında ise üniversitelerde eğitim alması engellendi. Yine aralık ayında Afgan kadınların yerel ve yabancı sivil toplum kuruluşlarında çalışması da askıya alındı.

Afgan kadınlarına “örtünme zorunluluğu” getirilirken, kadınların spor salonları, park ve bahçeler gibi sosyal mekanlara da girişi yasaklandı.

Taliban yetkilileri ise, yasakların ardındaki nedeni “örtünme kurallarına uygun bir biçimde riayet edilmemesi” olarak gerekçelendirdi.

Yetkililer, yasakların “geçici” nitelikte olduğunu söylemesine karşın, şu an kadar kadınlara yönelik getirilen kısıtlamalarda herhangi bir iyileşme görülmedi.

Söz konusu alandaki kısıtlamalar uluslararası toplumdan da büyük tepki topluyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Afganistan’da Üniversiteler İlk Defa Kadın Öğrenciler Olmadan Kapılarını Açtı

Afganistan’da Taliban geçici hükümetinin kız öğrencilerin üniversitelerde eğitim almasını yasaklamasının ardından ülke çapındaki üniversiteler ilk defa kız öğrenciler olmadan kapılarını açtı.

15 Ağustos 2021’de Taliban’ın Afganistan yönetimine gelmesiyle kadınların çalışması ve kızların eğitim almasına yönelik ciddi kısıtlamalar getirildi. Kızların önce ortaokul ve liselerde, geçen aralık ayında ise üniversitelerde eğitim alması engellendi.

Afganistan genelinde kış ayları nedeniyle derslere ara verilen üniversiteler kız öğrenciler olmadan yeni eğitim ve öğretim dönemine başladı.

Taliban geçici hükümetinin Yüksek Eğitim Bakanlığından yapılan açıklamada, tüm üniversitelerin bugünden itibaren eğitime başladığı duyuruldu.

Böylece aralık ayında, Taliban geçici hükümetinin kız öğrencilerin üniversitelerde eğitim almasını yasaklamasının ardından ülke çapındaki üniversiteler ilk defa kız öğrenciler olmadan kapılarını açtı.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre, sabah saatlerinden itibaren üniversitelerin erkek öğrencileri sınıflardaki yerini aldı. Kampüs önlerinde toplanan küçük gruplar halindeki kız öğrencilerin içeri girmesine ise izin verilmedi.

Bazı kız öğrenciler sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarda kızların eğitim alacağı ana kadar erkek öğrencilerin üniversitelerdeki eğitimi protesto edip derslere katılmamasını istedi.

Bu çağrıya uyan ülkenin kuzeyindeki Belh Üniversitesinden bir grup erkek öğrenci dersleri boykot edeceklerini duyurdu.

Kabil Üniversitesi öğrencileri AA muhabirine, Taliban sonrası üniversitelerin imkanlarında ciddi ölçüde daralma olduğunu belirterek kızların da üniversitelerde eğitim alması gerektiğini ifade etti.

Kimi öğrenciler, bugün ders işlenmediğini ancak okula gelerek ders müfredatı ve içerik hakkında bilgi aldıklarını ifade etti. Üniversiteye yeni başlayan öğrenciler de yüksek öğretimin ilk heyecanını yaşadı.

“Tüm arzularımız yok oldu”

Kabil Üniversitesi Psikoloji 3’üncü sınıf öğrencisi Lime Suheyl, kampüse alınmayacağını bile bile, kız öğrencilerin görünürlüğünü artırmak istediğini ve bu nedenle iki arkadaşı ile birlikte giriş kapısının önünde beklediğini söyledi.

Üniversite eğitimine büyük umutlarla başladığını aktaran Suheyl şu ifadeleri kullandı:

“Tüm arzularımız yok oldu. Toplumdan silindik. Varlığımız yok. Kim olduğumuz, hedef ve isteklerimizin olup olmadığı kimsenin umrunda değil. Burada erkelerin içeri girdiğini, bize ise izin verilmediğini görmek kötü ve umut kırıcı bir his veriyor.”

Kabil Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Bölümü 2’inci sınıf öğrencisi Danış Taban ise, Taliban sonrası birçok üniversite hocasının ülkeden ayrıldığını ve üniversite imkanlarında daralma meydana geldiğini söyledi.

Taban, “Kızlar olmadan ilk kez bugün eğitime başladık. Kızların sınıfta olmaması bir parçamızın olmaması gibiydi. Bugün erkek öğrencilerin sayısı da çok azdı ve bu nedenle sınıflarda sıkıcı bir ortam vardı.” ifadelerini kullandı.

Hukuk ve Siyaset Bilimi öğrencisi Petun Kadiri, bugün ders işlenmediğini ancak eğitim materyalleri hakkında bilgi aldığını aktardı.

Üniversiteye bu yıl yeni başladığını aktaran Kadiri, “Üniversitelerde geçen yıldan bu yana neler değiştiğini bilmiyorum. Çokça olumsuz şeyler duyuyoruz ancak eldeki imkanları iyi kullanıp yüksek notlar almayı hedefliyorum” dedi.

Eğitim ve çalışma hayatında kısıtlamalar

15 Ağustos 2021’de Taliban’ın Afganistan yönetimine gelmesiyle kadınların çalışması ve kızların eğitim almasına yönelik ciddi kısıtlamalar getirildi.

Kızların önce ortaokul ve liselerde, geçen aralık ayında ise üniversitelerde eğitim alması engellendi. Yine aralık ayında Afgan kadınların yerel ve yabancı sivil toplum kuruluşlarında çalışması da askıya alındı.

Afgan kadınlarına “örtünme zorunluluğu” getirilirken, kadınların spor salonları, park ve bahçeler gibi sosyal mekanlara da girişi yasaklandı.

Taliban yetkilileri ise, yasakların ardındaki nedeni “örtünme kurallarına uygun bir biçimde riayet edilmemesi” olarak gerekçelendirdi.

Yetkililer, yasakların “geçici” nitelikte olduğunu söylemesine karşın, şu an kadar kadınlara yönelik getirilen kısıtlamalarda herhangi bir iyileşme görülmedi.

Söz konusu alandaki kısıtlamalar uluslararası toplumdan da büyük tepki topluyor.

Paylaşın

Taliban, Doğum Kontrol Haplarını Yasakladı: Batı’nın Komplosu

Ağustos 2021 yılında Afganistan’da kontrolü ele geçiren Taliban, ülkenin iki büyük kenti Kabil ve Mezar-ı Şerif’te “Müslüman nüfusu kontrol altına almak için Batı komplosu” olduğunu öne sürerek doğum kontrol haplarının satılmasını yasakladı. 

Afganistan’da her 14 kadından biri, hamileliğe bağlı nedenlerden dolayı hayatını kaybediyor ve ülke, ‘doğum yapmak için dünyanın en tehlikeli yerlerinden biri’ olarak gösteriliyor.

Guardian’a konuşan bir eczacı, “İki kere silahlarıyla buraya gelecek beni tehdit ettiler. ‘Batı’nın nüfus kontrolü için kullandığı şeyleri teşvik edemezsin’ dediler” ifadelerini kullandı.

Eczacı, “Gebeliği önleyici yöntem kullanımı bazen anne sağlığı için tıbbi açıdan gerekli olur. Şeriatta, annenin hayatına yönelik bir risk varsa doğum kontrol yöntemlerinin kullanılmasına izin veriliyor. Bu nedenle doğum kontrol yöntemlerinin tamamen yasaklanması doğru değil” dedi.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Taliban, Kadınlara Eğitim Yasağını Eleştiren Profesörü Tutukladı

Ağustos 2021’de Afganistan’da yönetimi yeniden ele geçiren Taliban, kadınlara getirdiği eğitim yasağını açıkça eleştiren Prof. İsmail Mashal’ı tutukladı. 37 yaşındaki Mashal, Taliban tarafından “kışkırtıcı eylemler” yapmakla suçlandı.

Haber Merkezi / Prof. İsmail Mashal’ın tutuklandığı sırada Taliban güçlerince tokatlandığı ve yumruklandı iddia edildi.

Eski bir gazeteci olan Prof. Mashal, Kabil’de, gazetecilik, mühendislik ve bilgisayar mühendisliği gibi alanlarda eğitim veren özel bir üniversiteyi yönetiyordu. Üniversitenin öğrencilerinden 450’si de kadındı.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Afganistan; Taliban’dan Kadın Öğrencilere Üniversite Giriş Sınavı Yasağı

Ağustos 2021’de Afganistan’da yönetimi yeniden ele geçiren Taliban, kadınların ve kız çocukların ne yapıp ne yapamayacağına odaklanmış vaziyette. Taliban, önümüzdeki ay yapılacak üniversite giriş sınavlarına kadınların alınmaması talimatı verdi.

Haber Merkezi / Yüksek Öğretim Bakanlığı, özel üniversitelere gönderdiği talimatla kadınlara yüksek öğrenim yasağının altını çizdi.

Bakanlık tarafından ilgili kurumlara gönderilen mektup aralarında başkent Kabil’in de kuzey bölgelerde Şubat sonunda yapılacak sınavlara kadınların alınmaması talimatını iletiyor. Mektupta talimata uymayan kurumların cezalandırılacağı da hatırlatılıyor.

Afganistan’da üniversite giriş sınavları baz bölgelerde 29 Ocak Pazar günü yapılacak. Diğerlerinde ise 27 Şubat’tan itibaren yapılacak.

Afganistan’ta 24 şehirde 140 özel üniversitede 200 bin civarında öğrenci eğitim görüyor. Bu öğrencilerden 60 ila 70 binini kadınlar oluşturuyor.

Taliban benzer vaatleri ortaokul ve liseler için de açıklamış ve üniforma, servis gibi teknik sorunlar aşıldığında kız öğrencilerin tekrar okullara döneceğini duyurmuştu.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den Taliban’a Eğitim Hakkı Çağrısı

Ağustos 2021’de Afganistan’da yönetimi yeniden ele geçiren Taliban, kadınların ve kız çocukların ne yapıp ne yapamayacağına odaklanmış vaziyette. Taliban, kadınların ve kız çocukların okullara ve üniversitelere gitmesinin kalıcı olarak yasaklanmadığını, kendileri için elverişli bir ortam oluşturulana kadar eğitimlerinin “ertelendiğini” iddia ediyor.

Taliban, kadınların ve kız çocukların eğitim hakkını yasakladığı için halihazırda uluslararası alanda sert eleştirilerin hedefinde.

Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), “24 Ocak Dünya Uluslararası Eğitim Gününü” Afganistan’de temel eğitim haklarından zorla mahrum bırakılan, öğrenim hakları ellerinden alınan Afgan kadın ve kızlara adadığını açıkladı.

UNESCO Direktörü Audrey Azoulay, dünyadaki hiçbir ülkenin kadın ve kız çocuklarının eğitim almasını engellememesi gerektiğini belirterek, “Eğitim, saygı duyulması gereken evrensel bir insan hakkıdır. Uluslararası toplum, Afgan kız ve kadınların haklarının gecikmeden geri verilmesini sağlama sorumluluğuna sahiptir” dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guteres, “24 Ocak Dünya Uluslararası Eğitim Gününü” nedeniyle sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, eğitime erişimi engelleyen tüm ayrımcı yasa ve uygulamalara artık son vermenin zamanının geldiğini vurguladı. Guterres, Taliban’ı, Afganistan’daki kız çocukları ve kadınların orta ve yüksek eğitime erişimine yönelik yasağı kaldırma çağrısında bulundu.

UNESCO’nun son verilerine göre, dünyada 244 milyon kız ve erkek çocuk eğitimden mahrum. UNESCO, “24 Ocak Dünya Uluslararası Eğitim Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, sadece Ukrayna’da 5 milyon çocuk ve gencin eğitiminin aksadığını açıkladı.

UNICEF, yaptığı açıklamada dünyada okul dışı kalanların eğitimlerine devam etmeleri için hükümetlerden, gerekirse online eğitim olasılıklarını da kullanarak çocukların eğitimden yoksun kalmamaları için daha fazla çaba göstermelerini istedi.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Taliban Yönetimindeki Afganistan’da Başları Kapalı Plastik Mankenler Dönemi

Ağustos 2021’de Afganistan’da yönetimi ele geçirdikten kısa süre sonra, Taliban’ın İyiliği Emredip Kötülüklerden Sakındırma Bakanlığı, tüm mankenlerin vitrinlerden kaldırılması ya da kafalarının koparılması talimatını verdi.

Bakanlık bu uygulamayı, mankenlerin put gibi göründükleri gerekçesiyle yapıldığını belirtiyor. Uygulama aynı zamanda Taliban’ın kadınları toplumdan soyutlama çabalarının bir parçası olarak da görülüyor.

Afganistan’ın başkenti Kabil’de kadın giyim mağazalarında başları plastik poşetlerle kapatılmış şekilde mankenler dikkat çekiyor. Vitrindeki kadınların bile başlarının kapatılması Afgan halkı üzerindeki baskının bir işareti olarak da değerlendiriliyor.

Taliban, kız öğrencilere üniversiteyi yasakladığı için halihazırda uluslararası alanda sert eleştirilerin hedefinde.

Ağustos 2021’de yönetimi ele geçirdikten kısa süre sonra, Taliban’ın İyiliği Emredip Kötülüklerden Sakındırma Bakanlığı, tüm mankenlerin vitrinlerden kaldırılması ya da kafalarının koparılması talimatını verdi.

Bakanlık bu uygulamayı, mankenlerin put gibi göründükleri gerekçesiyle yapıldığını belirtiyor.

Uygulama aynı zamanda Taliban’ın kadınları toplumdan soyutlama çabalarının bir parçası olarak da görülüyor.

Giysi satıcılarının bazıları bu talimata uyarken bir kısmı kabul etmiyor.

Kıyafetlerini düzgün bir şekilde sergileyemeyeceklerinden ya da pahalı mankenlere zarar vermek zorunda kalacaklarından şikayetçiler.

Taliban bunun üzerine dükkan sahiplerinin mankenlerin başlarını örtmelerine izin verdi.

Dükkan sahipleri Taliban’a itaat etmekle müşteri çekmeye çalışmak arasında denge kurmak zorunda.

Bu durum özellikle kadın kıyafetleri satan Meryem Lisesi Caddesi’nde göze çarpıyor.

Mağaza vitrinleri ve showroomlar, renk ve dekorasyonla parıldayan gece elbiseleri ve elbiselerin içindeki cansız mankenlerle dolu. Hepsine de çeşitli şekillerde baş örtüleri takmış.Örneğin bir dükkanda mankenlerin başları, üzerlerindeki geleneksel elbiselerle aynı malzemeden yapılan özel çuvallarla örtülü.

Deniz kabuğuyla bezenmiş mor elbise giyen bir mankenin başında ise yine kıyafetine uygun mor bir başlık bulunuyor.

Altın işlemeli kırmızı elbiseli bir diğeri, yine başındaki altın taçla kırmızı kadifeden bir maske içinde ahenkli hale getirilmiş.

Dükkan sahibi Beşir, AP’ye yaptığı açıklamada “Mankenlerin başlarını plastik çirkin şeylerle kaplayamam çünkü bu vitrini ve dükkanı çirkin gösterir.” diyor.

Beşir, satışlarının eskisinin yarısı kadar olduğunu söylüyor:

“Düğün, abiye ve geleneksel kıyafetler satın almak artık insanlar için öncelik değil. İnsanlar daha ziyade karnını doyurmayı yiyecek bulmayı ve hayatta kalmayı düşünüyor.”

Bir başka dükkan sahibi Hakim de mankenlerinin başına alüminyum folyo geçirmiş. Bunun ürünlerine ayrı bir parlaklık kattığını düşünüyor:

“Tehdit ve yasakları fırsata çevirdim. Mankenlerin eskisinden daha da çekici olması için bunu yaptım.”

Bir başka mağazada ise kolsuz elbiseler giyen mankenlerin tamamının başına siyah plastik çuvallar geçirilmiş. Dükkan sahibi daha fazlasına maddi olarak gücünün yetmeyeceğini söylüyor.

Aziz isimli bir başka dükkan sahibi ise ahlak polisinin mankenlerin başlarının kesildiğinden ya da örtüldüğünden emin olmak için düzenli olarak dükkan ve alışveriş merkezlerinde devriye gezdiğini belirtiyor.

“Mankenler de esir alınmış durumda”

Bu arada Meryem Lisesi Caddesi’nde alışveriş yapan ve adının Rahime olduğunu söyleyen bir kadın, başları çeşitli şekillerde kapatılan mankenlere bakıp hissiyatını şu sözlerle dile getiriyor:

“Onları gördüğümde, bu mankenlerin de hapsedildiğini hissediyorum ve içimi bir korku kaplıyor. Bu vitrinlerin arkasında kendimi, tüm haklarından mahrum bırakılmış bir Afgan kadını görüyormuşum gibi hissediyorum.”

Taliban, iktidarı ele geçirdikten sonra 1990’lardaki ilk iktidarları döneminde olduğu gibi topluma aynı sert kuralları dayatmayacağı güvencesini vermişti.

Ancak aradan geçen 1,5 yılda özellikle kadınlar üzerindeki baskı arttı.

Kadınların ve kız çocuklarının altıncı sınıftan sonra okula gitmeleri yasaklanırken, dışarıdayken yüzlerini örtmeleri talimatı verildi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Afganistan’da En Az 20 Kişi Donarak Yaşamını Yitirdi

Dondurucu soğukların etkili olduğu Afganistan’da en az 20 kişi donarak hayatını kaybetti. Afganistan’da, ekonomik kriz nedeniyle kış mevsiminde odun ve kömür alamayan dar gelirli büyük bir kesim bulunuyor.

Özellikle kırsal kesimlerde resmi kayıt tutma konusundaki eksiklik de benzeri can kayıplarının sayısının daha yüksek olduğu ihtimalini artırıyor.

Özellikle kış mevsiminde olumsuz hava koşulları nedeniyle yaşanan ulaşım zorlukları, insani yardım kuruluşlarının muhtaç ailelere yardım götürmesini de güçleştiriyor.

TOLOnews haber kanalının haberine göre, Badgis ve diğer vilayetlerinde en az 4 bin büyükbaş hayvan da soğuk sebebiyle yaşamını yitirdi.

Kanala konuşan yurttaşlardan Herat sakini Hüseyin, İran’a geçmek üzereyken soğuk hava sebebiyle donma tehlikesi atlattığını ve bu sebeple hastaneye kaldırıldığını söyledi: “Kar yağışı başladığında dört saattir yoldaydık ve daha fazla hareket edemedik.”

Herat Bölgesel Hastanesi’nin paylaştığı verilere göre, en az 70 kişi hipotermi sebebiyle hastaneye başvurdu.

Yerel yöneticiler de Badgis vilayetinde en az beş kişinin hayatını kaybettiğini ve bu kişilerin hepsinin çoban olduğunu söyledi.

Badgis Valiliği Sözcüsü Ahmet Hanzala, “Bir çoban ve dört çocuk hipotermi sonucu hayatını kaybetti” açıklamasını yaptı.

Yerel yetkililerin açıklamasına göre, Host’ta beş kişi, Faryab vilayetinde iki kişi ve Cevzcan vilayetinde iki kişi soğuktan öldü.

Soğuk havalar ve kar yağışları sebebiyle çok sayıda vilayette binlerce hektarlık tarım alanı ve sera da zarar gördü.

Anadolu Ajansı (AA) ise Afganistan basınına dayandırdığı haberinde, ülkedeki hava koşulları sebebiyle yaşanan can kaybını 24 olarak açıkladı. Buna göre, Badgis’de 4’ü çocuk 5, Herat ve Bağlan’da 9, Host’ta 5, Faryab’da 2, Cüzcan’da 2 ve Sar-e Pol’da 1 kişi donarak yaşamını yitirdi.

Afganistan’da, ekonomik kriz nedeniyle kış mevsiminde odun ve kömür alamayan dar gelirli büyük bir kesim bulunuyor.

Özellikle kırsal kesimlerde resmi kayıt tutma konusundaki eksiklik de benzeri can kayıplarının sayısının daha yüksek olduğu ihtimalini artırıyor.

Özellikle kış mevsiminde olumsuz hava koşulları nedeniyle yaşanan ulaşım zorlukları, insani yardım kuruluşlarının muhtaç ailelere yardım götürmesini de güçleştiriyor.

Paylaşın