Adalet Bakanlığı, Osman Kavala’nın Yeniden Yargılanma Talebini Reddetti

Adalet Bakanlığı, Gezi Parkı Davası’nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Osman Kavala’nın yeniden yargılama talebini “hükümete karşı suçlar” hatırlatılarak reddetti.

13. Ağır Ceza Mahkemesi de Osman Kavala’nın yeniden yargılama talebini reddetmişti. Mahkeme kararında, 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Ceza Muhakemeleri Kanununun (CMK) 23/3’üncü maddesi uyarınca “yargılamanın yenilenmesi halinde önceki yargılamada görev yapıp karar veren hakimin yargılanmanın yenilenmesi işleminde görev alamayacağı”na işaret etmişti.

Gezi Parkı Davası’nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen ve cezası onanan Osman Kavala’nın avukatları tarafından yapılan kanun yararına yeniden yargılama talebi de reddedildi.

T24’ten Murat Sabuncu’nun haberine göre, “hükümete karşı suçlar” başlığı altında yer alan 312. maddeye atıfta bulunulan kararda şu ifadelere yer verildi:

Ayrıca, sanık müdafiin hem yargılamanın yenilenmesi hem de kanun yararına bozma talebini içeren dilekçelerinde suçun maddi unsurunu oluşturan mağdurun, Anayasal düzenleme ile ortadan kaldırıldığı ileri sürülmüş ise de; Sanığın üzerine yüklenen “Hükümete karşı suçlar” başlığı altında yer alan 312. maddesi ile Devletin yürütme gücünün icra organı olan hükumetin bir bütün olarak varlığına ve fonksiyonlarına yönelen saldırılardan korunmanın amaçlandığı, suçun mağdurunun Türkiye Cumhuriyet Hükümeti olduğu, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Yürütme yetkisi ve görevi” başlıklı 8. maddesinde yapılan değişiklikle yürütme yetkisi ve görevinin Cumhurbaşkanına verildiği, yapılan değişikliğin suçun mağdurunu değiştirmediği gibi sanık müdafii tarafından yargılamanın yenilenmesi talebine dayanak yapılan iddiaların istinaf ve temyiz aşamalarında da ileri sürüldüğü ve olağan kanun yolu denetiminden geçerek anılan kararın kesinleştiği cihetle, dosya kapsamına, dayandığı gerekçeye ve mahkemenin takdirine nazaran, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2024 tarihli ve 2024/65 değişik iş sayılı kararı aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilmemiştir.

Ne olmuştu?

Özgür Özel ve Recep Tayyip Erdoğan 2 Mayıs’ta bir araya geldi. Özel’in gündeminde Kasım 2017’den beri hapiste tutulan Osman Kavala ve Gezi davası kapsamında hapiste olan Can Atalay, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman ve Mine Özerden vardı. Özel, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının uygulanması gerektiğini söyledi, daha sonra yaptığı açıklamalarda da “Bir yol bulunsun, bu cendereden çıkılsın” dedi.

AK Parti Ankara Milletvekili ve Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi Türkiye Delegasyonu Başkanı Tuğrul Türkeş de bu görüşe destek verdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise grup toplantısında Özgür Özel’i “CHP Genel Başkanı, Avrupa Parlamentosu’na ziyarete gittiğinde saati sorunca ‘Sen önce Kavala’yı çıkar’ yanıtını almış. Sayın Özel’in kolunda saati yok mudur? Saati sormak yerine PKK ve FETÖ’ye verilen destekleri muhatapların yüzüne vurması gerekmez miydi? Sayın Özel, saati merak ederse bana sorabilir, köstekli saatimi açar kendisiyle açık açık paylaşırım” diyerek hedef aldı.

Paylaşın

Adalet Bakanı’ndan DEM Parti’ye ‘Kapatma Tehdidi’

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Demokratik siyaset yaptığını söyleyenler terörle arasına mesafe koyar. Geçmişte koymadıkları için kapatılan partiler oldu” dedi ve ekledi:

“Aynı şekilde aynı yolu izlerse DEM Parti aynı muamele ile karşılaşır diyoruz. Milletten aldığınız yetkiyi kötüye kullanmayın diyorum.”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Türkiye Yüzyılı’nda Çocuk Hukuku Paneli”nin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tunç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, DEM Parti’ye kapatma davası açılması çağrısıyla ilgili de konuştu.

Birgün’ün aktardığına göre; Bakan Tunç, şunları şöyledi: “Demokratik hukuk devletinde şiddet olmaz. Anasayasamızın 26. maddesi şiddete teşviği suç sayar. Ülkemizin huzurunu bozmaya çalışan terör örgütlerinin hepsiyle mücadele etmeye kararlılıkla devam edeceğiz.

Demokratik siyaset yaptığını söyleyenler terörle arasına mesafe koyar. Geçmişte koymadıkları için kapatılan partiler oldu. Böyle bir süreçle karşı karşıya kalmak istemiyorsanız terörü, şiddeti reddedin. Millet size oy verirken hizmet etsin diye oy veriyor.

Terörü destekleyen açıklamalarda bulunursanız o zaman demokratik hukuk devleti buna müsaade etmez yetkili makamlar devreye girer. Kapatılan partiler oldu aynı şekilde aynı yolu izlerse DEM Parti aynı muamele ile karşılaşır diyoruz. Milletten aldığınız yetkiyi kötüye kullanmayın diyorum.”

Paylaşın

Bakan Tunç Açıkladı: Deprem Soruşturmalarında 351 Kişi Tutuklandı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 11 ilde büyük yıkıma ve 50 binden fazla can kaybına neden olan Kahramanmaraş merkezli depremler soruşturmasında, 1757 şüpheli hakkında işlem yapıldığı, 351 kişinin tutuklandığını açıkladı.

Tespit davalarının da sürdüğünü belirten Bakan Tunç, “Bunların süratle sonuçlandırılması gerekiyor. Çünkü tespit davalarının neticesine göre hasar gören binaların yıkılıp yıkılmayacağı ortaya çıkacak. Bu süreci de yakından takip ediyoruz” dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 6 Şubat’taki depremlerden etkilenen Hatay’daki incelemelerinin ardından, AFAD Koordinasyon Merkezi’nde gazetecilere açıklama yaptı.

Depremlerde 231 yargı mensubunun hayatını kaybettiği, 15 adliyenin, 11 cezaevinin ağır hasar gördüğü bilgisini verdi.

Bakan Tunç, deprem bölgesinde 131 yeni mahkeme kurulduğunu, Hatay’da 248 adliye personeli konutu, Samandağ ilçesinde müstakil adliye binası yapılacağını açıkladı.

Deprem soruşturmalarına yönelik de şu açıklamayı yaptı: “Depremin ilk anından itibaren sorumlularla ilgili ceza soruşturmaları açıldı, bir kısım kovuşturmalar da açılmaya başlandı. Şu anda büyük ölçüde dosyalar bilirkişi incelemelerinde. Dosyaların bilirkişi raporlarının savcılıklara intikal etmesi durumunda da tutukluluk süreçleri de yeniden gözden geçirilmeye devam ediyor.”

Bakan Tunç, soruşturmalara dair son bilgileri sıraladı:

1757 şüpheli hakkında işlem yapıldı, Hatay’da bu sayı 725.
351 tutuklama gerçekleşmişti bu sayı Hatay’da 91.
Adli kontrol kararı deprem bölgesinde 642, Hatay’da 254.
764 diğer tedbir kararlarından 380’i Hatay.
118 müteahhit tutuklandı, bunun 26’sı Hatay’da.
192 yapı sorumlusundan 60’ı Hatay’da.
23 yapı sahibinden 3’ü Hatay’da.
Yılmaz Tunç, tespit davalarının da sürdüğünü belirtti:

“Bunların süratle sonuçlandırılması gerekiyor. Çünkü tespit davalarının neticesine göre hasar gören binaların yıkılıp yıkılmayacağı ortaya çıkacak. Bu süreci de yakından takip ediyoruz.”

Kahramanmaraş merkezli depremler

Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 7,8 büyüklüklerindeki iki deprem sonucunda resmî rakamlara göre en az 50 bin 783 kişi hayatını kaybetti ve toplam 122 binden fazla kişi ise yaralandı.

Pazarcık merkezli ilk deprem, Türkiye ve Suriye’nin yanı sıra Lübnan, Kıbrıs, Irak, İsrail, Ürdün, İran ve Mısır’ın da yer aldığı geniş bir coğrafyada hissedildi. İki büyük deprem, yaklaşık 350.000 km2 (140.000 mil kare) alanda Almanya’nın toplam yüz ölçümü kadar bir bölgede hasara yol açtı ve nüfusun yüzde 16’sını oluşturan 14 milyon kişiyi etkiledi.

En az 35 bin 355 bina yıkıldı ve aralarında Gaziantep Kalesi, Habib-i Neccar Camii, Kahramanmaraş Ulu Camii, Hatay Meclis Binası, Şirvan Camisi, Adıyaman Ulu Camii, Elbistan Ulu Camii ve İskenderun’daki Latin Katolik Kilisesi’nin de bulunduğu birçok tarihî yapı ağır hasar aldı veya yıkıldı.

Pazarcık’ta meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki ilk deprem, 1668 Kuzey Anadolu depreminden sonra Anadolu topraklarında gerçekleşen en büyük ikinci deprem ve yüzey dalgası büyüklüğü ölçeğine göre Türkiye tarihinde kaydedilen en büyük deprem olarak kayıtlara geçti.

Ayrıca, Ekinözü merkezli 7,5 büyüklüğündeki ikinci deprem, Türkiye’de meydana gelen depremler arasında en büyük üçüncü depremdi. Deprem bölgesinde 400 km yüzey kırığı oluşurken, bölge 3 ila 9 metre batıya kaydı.

1999 Gölcük depreminin yaklaşık iki katı büyüklüğe, saldığı enerji bakımından ise yaklaşık 2,8 katı güce sahip olan Kahramanmaraş depremleri, 1939 Erzincan depremini geride bırakarak Türkiye’de en çok can kaybına yol açan deprem oldu. Aynı zamanda, 300 binden fazla insanın öldüğü 2010 Haiti depreminden bu yana dünya çapındaki en ölümcül depremdir.

Paylaşın

Uyuşturucudan Hüküm Giyenlerin Sayısı 60 Bini Aştı

31 Aralık 2022 itibarıyla ceza infaz kurumlarında, “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak” suçundan yatan kişi sayısı 60 bin 258’e ulaştı.

Uyuşturucu kaynaklı hükümlü sayısı toplamı içinde 1 Ocak 2022-31 Aralık 2022 döneminde cezaevine giren kişi sayısı ise 49 bin 179. Uyuşturucudan hüküm giyen 60 bin 258 kişiden 58 bin 823’ü erkek, bin 435’i ise kadın.

Uyuşturucu suçundan hüküm giyenlerin sayısını TBMM gündemine taşıyan CHP’li Murat Emir, bakanlık verilerinin çarpıcı tabloyu gözler önüne serdiğini ifade etti ve ekledi:

“Türkiye’de uyuşturucu kullanımının yaygınlığı, ortaya çıkan her yeni veri ile daha da belirgin hale geliyor. AKP iktidarı, gençler arasında uyuşturucu kullanımının arttığını inkar etse de daha önce gündeme getirdiğimiz rakamlarla bu tehlikeye dikkat çekmiş hem İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hem de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı defalarca uyarmıştık.”

Adalet Bakanlığının ceza infaz kurumlarına ilişkin verilerine göre, uyuşturucudan hüküm giyenlerin sayısı 60 binin üzerinde. Cezaevinde neredeyse her 5 kişiden 1’i uyuşturucu ile ilgili suçlardan hükümlü. Üstelik bu suçların yüzde 80’i son bir yılda işlenmiş.

31 Aralık 2022 itibarıyla ceza infaz kurumlarında, “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak” suçundan yatan kişi sayısı 60 bin 258’e ulaştı. Uyuşturucu kaynaklı hükümlü sayısı toplamı içinde 1 Ocak 2022-31 Aralık 2022 döneminde cezaevine giren kişi sayısı ise 49 bin 179. Uyuşturucudan hüküm giyen 60 bin 258 kişiden 58 bin 823’ü erkek, bin 435’i ise kadın.

Uyuşturucu suçundan hüküm giyenlerin sayısını TBMM gündemine taşıyan CHP Milletvekili Murat Emir, bakanlık verilerinin çarpıcı tabloyu gözler önüne serdiğini ifade etti ve ekledi:

“Türkiye’de uyuşturucu kullanımının yaygınlığı, ortaya çıkan her yeni veri ile daha da belirgin hale geliyor. AKP iktidarı, gençler arasında uyuşturucu kullanımının arttığını inkar etse de daha önce gündeme getirdiğimiz rakamlarla bu tehlikeye dikkat çekmiş hem İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hem de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı defalarca uyarmıştık.”

İktidarın inkar çabalarına karşın Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerinin gerçeği ortaya koyduğunu ifade eden Emir, “Şu anda uyuşturucu kaynaklı suçlardan hüküm giyip de cezaevinde bulunan kişilerin yüzde 80’i son bir yıl içerisinde bu suçu işlemiş. Bu veriler buz dağının sadece görünen kısmı. Her gün sokaklarda onlarca torbacı gençlerimizi zehirlemeye devam ediyor. İktidar ise seyirci kalmayı sürdürüyor” dedi.

İktidarın uyuşturucu ile mücadelede zafiyet gösterdiğini söyleyen Emir, “Uyuşturucu madde kullanımı ne yazık ki çok küçük yaşlara kadar indi. Türkiye, uyuşturucu ticaretinin ana rotası haline getirildi. Uyuşturucu kullanmak ve bulundurmak suçundan hüküm giyen on binlerce kişi olması, Türkiye’deki uyuşturucu batağına ayna tuttu.

Ülkeyi ekonomik anlamda uçuruma sürükleyen iktidar, uyuşturucu ile mücadelede hiçbir dönem etkin çalışma yürütemedi. Eski İçişleri Bakanının ‘Gördüğünüz yerde bacaklarını kırın’ anlayışıyla bu sorunu çözemezsiniz. Etkin bir mücadele yürütün, gençleri bu bataktan kurtarın” çağrısında bulundu.

Paylaşın

Tutuklu Ve Hükümlü Sayısında Rekor: En Yaygın Suç Hırsızlık

2020 yılında pandeminin de etkisiyle düşüş eğilimi gösterse de 2012-2022 döneminde hemen her yıl düzenli olarak arttı. 2022 sonunda 341 bin 294’e ulaşan cezaevindeki nüfus, 2012-2022 döneminin en yüksek sayısı olarak kayıtlara geçti.

Hükümlülerin yüzde 24’ünün hırsızlık, yüzde 8’inin konut dokunulmazlığının ihlali, yüzde 7’sinin kasten yaralama, yüzde 6,7’sinin ise uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan cezaevinde olduğu açıklandı.

Adalet Bakanlığı, 2022 yılına yönelik ceza infaz kurumu istatistiklerini yayımladı. Ekonomik krizin önlenemez boyutlara ulaştığı 2022 yılında cezaevi nüfusu da tarihi rekor kırdı. Hırsızlık suçundan hüküm giyenlerin çoğunlukta olduğu tutuklu ve hükümlülerin sayısı 341 bin 294’e ulaştı.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre, verilere göre cezaevlerindeki kişi sayısı, 2020 yılında pandeminin de etkisiyle düşüş eğilimi gösterse de 2012-2022 döneminde hemen her yıl düzenli olarak arttı. 2022 sonunda 341 bin 294’e ulaşan cezaevindeki nüfus, 2012-2022 döneminin en yüksek sayısı olarak kayıtlara geçti.

Ceza infaz kurumlarındaki toplam nüfusun yüzde 87,6’sını hükümlüler, yüzde 12,4’ünü ise tutuklular oluşturdu. Nüfusun yüzde 95,9’unun erkeklerden, yüzde 4,1’inin ise kadınlardan oluştuğu bildirildi.

Türkiye’de 2021 yılında 352 ile ifade edilen yüz bin kişi başına düşen ceza infaz kurumlarındaki kişi sayısı, 2022 yılında 400 oldu. 2022 yılında 12 ve daha yukarı yaştaki her yüz bin kişiden 485’i ceza infaz kurumlarına girdi.

En yaygın suç hırsızlık

Hükümlülerin yüzde 24’ünün hırsızlık, yüzde 8’inin konut dokunulmazlığının ihlali, yüzde 7’sinin kasten yaralama, yüzde 6,7’sinin ise uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan cezaevinde olduğu açıklandı.

1 Ocak 2022 – 31 Aralık 2022 tarihleri arasında ceza infaz kurumlarına 301 bin 410 kişinin hükümlü statüsünde giriş yaptığı, aynı dönemde 264 bin 844 hükümlü statüsünde kişinin de çıkış yaptığı kaydedildi. Ceza infaz kurumlarına girdiği tarihte 12-17 yaş grubunda olan hükümlülerin sayısının ise bin 373 olduğu açıklandı.

Paylaşın

Erzurum Olayları; Bakan Bozdağ: Gözaltılar Var

Erzurum’da İBB Başkanı İmamoğlu’na yönelik saldırıyla ilgili olarak konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Erzurum’daki olayla ilgili tahkikat başlatıldı, gözaltına alınanlar var” dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum mitinginde yaşadığı taşlı saldırıyla ilgili konuştu.

A Haber’de konuşan Bekir Bozdağ, “Olaydan dolayı üzüntümü ifade etmek isterim. Demokratik bir rekabetin devam etmesi bizim arzumuzdur. Yaralanan hemşerilerime geçmiş olsun diyorum. Olayda sorumluluğu olduğu değerlendirilen kişilerle ilgili gözaltı kararları verilmiş durumda.

Süreç takip ediliyor. Hukuk işleyecektir, yargı hukuk çerçevesinde kararını verecektir. Şu an gözaltında olanlar var. Kanunun suç olarak tanımladığı eylem varsa hukuk harekete geçer ve gereğini yapar.” değerlendirmesinde bulundu.

Miting yapılacak alanların her zaman belli olduğunu belirten Bozdağ, “Sayın İmamoğlu’nun bu konuda farklı bir alana çıktığını görüyoruz. Esnaf ziyareti yapmak istediğinizde istediğiniz gibi yaparsınız ama mitinge dönüşünce zafiyetler oluşabilir. Sizin yaptığınız işe göre güvenlik güçleri tedbir alırlar. Bu olayların üzücü olduğu gibi sayın İmamoğlu’nun valiyle konuşması da üzücüdür.

Bir hakaret dili yok ama üslupta sıkıntı var. Devletin valilerine üstten bakan, onları aşağılayan bir biçimde davranmayı doğru görmem. Taş atma olayı nasıl yanlışsa bu da aynı derecede yanlıştır. İkisini de kabul etmem. Allah vermesin bunlara bir güç geçtiğinde neler yapacağına dair bir fikir de veriyor insanlara.” diye konuştu.

Ne olmuştu?

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da yaptığı mitingde, otobüs üzerinde konuştuğu sırada bir grubun taşlı saldırısına uğramıştı. İmamoğlu, saldırının ‘tertipli’ bir olay olduğunu söylemişti.

Olay sonrası otobüsün içinden mikrofonla bir süre konuşan İmamoğlu, polis ekiplerine tepki göstermiş ve “Bunu seyreden polisler, biz de sizi seyrediyoruz. Bu şehrin valisi, emniyet müdürü biz de sizi seyrediyoruz. Hiç sorun yok. Aldatılmış gençler olabilir. Aldatılmış yöneticiler olabilir. Burada yaralanan vatandaşlar var, siz seyrediyorsunuz polisler. Erzurum Valisi, Erzurum Belediye Başkanı… Hakkınızda suç duyurusunda bulunacağım. İnsanları tahrik ediyorsunuz” demişti.

Ekrem İmamoğlu daha sonra paylaştığı bir video ile de yaşananlara tepkisini ortaya koydu. İktidar mensuplarına seslenen İmamoğlu, “Yanlış yoldasınız, millete zarar veriyorsunuz” diye uyarmıştı.

Atılan taşlar nedeniyle bazı katılımcılar yaralanmıştı. İmamoğlu ve beraberindeki heyeti taşıyan otobüste hasar meydana geldi. İmamoğlu’nun otobüsü alandan ayrılırken polis de kalabalığa TOMA’larla su sıkmıştı.

Paylaşın

Adalet Bakanlığı’ndan “Kürtçe” Hariç 40 Dilde Hizmet

Adalet Bakanlığı, 28 dilde adli sicil belgesi verilmesi hizmetine, “Karadağca, Lehçe, Macarca, İsveççe, Fince, Çekçe, Yunanca, Hintçe, Bengalce, İbranice, Malayca ve Bahasa Endonezyaca” olmak üzere 12 dili daha eklendiğini açıkladı.

Hizmet verilen dillerin arasında milyonlarca insan tarafından konuşulan Kürtçenin olmaması dikkat çekti. Bakanlık, ayrıca Darice, Farsça ve Urduca dillerinde de adli sicil belgesi verilmesi hizmetine yönelik teknik çalışmalarını sürdürüyor.

Adalet Bakanlığı, resmi internet sitesinde yaptığı açıklamada, Yeni Adli Sicil Bilgi Sistemi (ASBS) ile adli sicil belgesi verilmesi hizmetine 12 yeni yabancı dilin daha eklendiği belirtti.

Açıklamaya göre, 28 yabancı dilde tercüme edilmiş adli sicil belgesi verilmesi hizmetine 12 yeni yabancı dil daha eklendi. Böylece cumhuriyet başsavcılıkları nezdindeki adli sicil birimlerinden, yurt dışı temsilciliklerden ve e-Devlet üzerinden verilen adli sicil belgesi bugün itibariyle 40 dilde alınabilecek.

İlk olarak İngilizce, Fransızca, Almanca ve İtalyanca olmak üzere 4 dilde verilen sabıka kayıtları, uygulama alanının genişletilmesiyle İspanyolca, Flemenkçe, Danca ve Portekizce dillerinde de verilmesi sağlanmıştı.

Adalet Bakanlığı tarafından geliştirilerek, yenilenen ASBS; Korece, Japonca, Çince, Slovakça, Makedonca, Rusça, Rumence, Letonca, Bulgarca, Arnavutça ve Arapça dillerinden olmak üzere toplam 19 yabancı dilde tercüme edilmiş adli sicil belgesi verilmekteydi.

2022’de Boşnakça, Hırvatça, Kazakça, Kırgızca, Moğolca, Özbekçe, Sırpça, Tacikçe ve Türkmence dilleri olmak üzere toplam 9 yabancı dilde daha adli sicil belgesi verilmesi hizmetinin başlamasıyla adli sicil belgesi verilen dil sayısı 28’e yükselmişti.

Bugün itibariye sisteme Karadağca, Lehçe, Macarca, İsveççe, Fince, Çekçe, Yunanca, Hintçe, Bengalce, İbranice, Malayca ve Bahasa Endonezyaca olmak üzere toplam 12 yeni yabancı dil daha eklendi. Böylece adli sicil belgesi verilen dil sayısı 40’a yükseldi.

Hizmet verilen dillerin arasında milyonlarca insan tarafından konuşulan Kürtçenin olmaması dikkat çekti.

Kürtçe yok!

Bakanlık, ayrıca Darice, Farsça ve Urduca dillerinde de adli sicil belgesi verilmesi hizmetine yönelik teknik çalışmaları sürdürüyor. Çalışmaların sürdüğü diller arasında da Kürtçe bulunmuyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Akşener’in “İmralı” İddiasına Bakan Bozdağ’dan Yalanlama

İYİ Parti Lideri Akşener’in “hükümet seçim öncesi ‘İmralı’ya adam gönderip yardım istedi'” açıklamasını yalanlayan Bakan Bozdağ, “Olmayan bir görüşmeyi varmış gibi gösterip algı oluşturmak ahlaki bir yaklaşım değildir” dedi.

Bakan Bozdağ, açıklamasının devamında, “Söylediğimiz çok açık; siz HDP’nin desteklediği, Kandil’in oy verin çağrısı yaptığı adaya destek veriyorsunuz. Yalansa söylesin; ‘İyi Parti’nin desteği yok’ desin.” ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Daha yeni İmralı’ya adam gönderdiler, yardım istediler. Kimin gönderildiğini biliyorum. Siyasetçi olsa adını hemen söylerim. Yargıdan birini gönderdiler” açıklamasına yanıt verdi.

Milliyet yazarı Didem Özel Tümer’e konuşan Bozdağ, şunları kaydetti: “Tamamen yalan söylüyorlar. Yani gidecek bir yargı mensubu böyle bir görüşme yapacak. Bundan Adalet Bakanlığı’nın, devletin, ilgililerin bilgisi olmayacak. Böyle bir görüşme yok. Akşener onu diyeceğine bak Kandil açıklama yapıyor; ‘biz Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz’. İşte Bese Hozat, ‘Kılıçdaroğlu kazanmazsa iç savaş çıkar’ diyor.

HDP Eş Genel başkanları, ‘bir oy bize, bir oy Kılıçdaroğlu’na’ diyor. ‘Terörün, HDP’nin olduğu yerde olmayız, onların desteklediğini desteklemeyiz’ dedi. Şimdi Mithat Sancar, ‘bizim Kılıçdaroğlu’yla hedef birliğimiz var’ diyor. Demek ki Kılıçdaroğlu’yla hedef birliği olanlar sadece altılı masada oturanlar değil. Kandil’in de HDP’nin de var. Buna çıkıp niye bir kelam etmiyor?

Olmayan bir görüşmeyi varmış gibi gösterip algı oluşturmak ahlaki bir yaklaşım değildir. Söylediğimiz çok açık; siz HDP’nin desteklediği, Kandil’in oy verin çağrısı yaptığı adaya destek veriyorsunuz. Yalansa söylesin; ‘İyi Parti’nin desteği yok’ desin.”

Akşener ne demişti?

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener iki gün önce yaptığı açıklamada, hükümetin seçim öncesi “İmralı’ya adam gönderip yardım istediğini” öne sürmüştü. Akşener, 28 Mart’ta gerçekleştiğini öne sürülen görüşmeyle ilgili ‘yargıdan biri’nin gittiğini iddia etmişti.

İYİ Parti Lideri Akşener, “Daha yeni İmralı’ya adam gönderdiler, yardım istediler. Kimin gönderildiğini biliyorum. Siyasetçi olsa adını hemen söylerim. Yargıdan birini gönderdiler” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

Fahiş Kira Artışı Yapanlara Hapis Cezası Yolda

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Fahiş kira artışı yapanlara hapis cezası gündemde. Fahiş kira artışını önlemek için 3 alternatif hazırladık. Hapis cezası olabilir. Adli para cezası olabilir. İdari para cezası öngörülebilir. İdari para cezası olursa kabahat olur” dedi ve ekledi:

“O ayrı bir kanun da düzenlenmesi gerekir ama diğerleri Türk Ceza Kanunu’nda. Şimdi bizim öngörümüz Türk Ceza Kanunu’nda bu alanda bir değişikliğin yapılması yönündedir. Bu konuda bir adım atacağımızı aziz milletimizin bilinmesinde fayda var”

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, NTV canlı yayınında Gökhan Gerçek’in sorularını yanıtladı. Adalet Bakanı Bozdağ, seçim güvenliği tartışmalarına ilişkin açıklama yaptı.

Bir kişinin yerine başka birinin oy kullanmasının mümkün olmadığını söyleyen Bozdağ ”Kimse kimsenin yerine Türkiye’de oy kullanamaz. Türkiye’nin seçimleri dünyanın en güvenilir seçimleridir. Kimse Türkiye’de seçime gölge düşüremez” diye konuştu.

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ”Alevi” başlıklı bir video yayınladı. Kılıçdaroğlu’nun böyle bir video yayınlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Alevilerle ilgili en somut adımları AK Parti atmıştır. Seçime giderken kimse kimsenin etnik kökenini bakmıyor. Bayram seyran değil birinin böyle bir değerlendirme yapınca herkes soruyor; Ne yapıyor? Milletin etnik kökeni inançları üzerinden yapılan durumu doğru görmedik. Seçime giderken bu tür değerlendirmeler doğru değildir.

Osman Kavala’nın serbest bırakılacağını söyledi Sayın Kılıçdaroğlu. Adalet Bakanı sıfatıyla yorumunuz nedir?

Hiç kimse yargı görevi yapanlar emir talimat veremez. Hukuk devletinde siyasetçi kimi serbest bırakabilir? Sayın Kılıçdaroğlu biz gelince adil davranacağız şunları serbest bırakacağız diyor. Hani Türkiye hukuk devletiydi? Hani yargı bağımsızdı? Kılıçdaroğlu’na soruyorum siz hakim misiniz? Siz nasıl kimi serbest bırakacaksınız?

Kira artışlardaki sınır düzenlemesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ”Kiraların büyükşehirlerde ciddi manada yükseltildiğini görüyoruz. Bu ahlaki, insani değil. Bu fırsatçılığa yasal düzenlemelerle izin vermeyeceğiz.” açıklaması yapmıştı. Nasıl bir yasal düzenleme yapılacak? Kira artışlardaki sınır düzenlemesi temmuz ayında sona erecek.

Bu süre uzatılacak. Ayrıca bir yaptırım getirme durumu söz konusu. Siz bir şeye şunun üstüne çıkamazsınız dediniz. Eğer ona bir müeyyide koymazsanız çıktığı zaman işte sadece hukuk davasının dava konusu ederseniz o dava sizin lehinize sonuçlanabilir. Ama bir müeyyidesi olmazsa onu göze alabilir insanlar. Fakat müeyyide olursa neyi kastediyorum?

Hapis cezası ya da adli para cezası ya da idari para cezası gibi bir müeyyideyle, müeyyidelendirildiği takdirde o zaman insanlar bu yasağa, bu kurala uyma konusunda daha özenli davranırlar. Şimdi burada bir yandan sürenin uzatılması, bir yandan da fahiş kira artışlarını yani haklı bir neden olmadan, piyasadaki, piyasa koşullarına aykırı bir biçimde sırf fahiş kazanç elde etmek sebebiyle daha doğrusu haksız kazanç elde etmek maksadıyla buna girişiyorsa bunu kanun, bir yaptırıma bağlayabilir.

Fiyatları etkileme maddesi var. Fahiş fiyat 237’nci madde Türk Ceza Kanunu. Biz orada bir 237/a diye bir yeni madde ihdas ederek burada bu gibi konular sadece kirada değil, bunun içinde başka da özellikle tüketim maddeleriyle ilgili de bazı değerlendirmelerimiz var.

Dünya örneklerini de biz inceleyerek, Türkiye’de de bakarak bu piyasada girdilerde hiçbir artış olmadığı halde, maliyette hiçbir artış olmadığı halde yani makul olanın piyasanın o günkü cereyan eden cari şartlarının dışında ve üstünde fahiş bir artış yaptığı takdirde sadece yasak değil aynı zamanda bunun bir yaptırıma bağlanması son derece önemli. Yeni dönemde bunu yaptırıma bağlayarak bu konudaki kararı etkin bir şekilde uygulayacağız.

“Fahiş kira artışını önlemek için 3 alternatif hazırladık”

Fahiş kira artışı yapanlara hapis cezası gündemde. Fahiş kira artışını önlemek için 3 alternatif hazırladık. Hapis cezası olabilir. Adli para cezası olabilir. İdari para cezası öngörülebilir. İdari para cezası olursa kabahat olur. O ayrı bir kanun da düzenlenmesi gerekir ama diğerleri Türk Ceza Kanunu’nda. Şimdi bizim öngörümüz Türk Ceza Kanunu’nda bu alanda bir değişikliğin yapılması yönündedir. Bu konuda bir adım atacağımızı aziz milletimizin bilinmesinde fayda var”

Paylaşın

Çocuklara Yönelik Cinsel İstismar Yüzde 33 Arttı

2022 yılında bir önceki yıla oranla çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında yüzde 33’lük artış yaşandı. 2022 yılında bir önceki yıla oranla suça sürüklenen çocuk sayısında da ciddi artış yaşandı.

2021 yılında 50 bin 114 olan çocuk ceza mahkemelerindeki dosya sayısı, geçen yıl 52 bin 612’ye yükseldi.

Adalet Bakanlığı’nca yayımlanan istatistikler, ülkedeki suç oranlarında yaşanan artışı ortaya koydu. 2022’de bir önceki yıla oranla dolandırıcılık suçunda yüzde 41, çocuklara yönelik cinsel istismar suçunda yüzde 33, hırsızlık suçunda yüzde 30, uyuşturucu suçunda ise yüzde 25’lik artış yaşandı.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre; Cumhuriyet başsavcılıklarında 2020’de 8 milyon 996 bin 173, 2021’de 9 milyon 857 bin 295 olan soruşturma dosyası sayısı, geçen yıl 10 milyon 598 bin 645’e yükseldi.

Başsavcılıklardaki 10 milyon 598 bin 645 dosyanın 5 milyon 40 bin 427’si karara bağlandı. Ceza mahkemelerindeki toplam dosya sayısının suç karar türlerine göre dağılımı da dikkat çekti.

2022’de ceza mahkemelerinde 2 milyon 9 bin 860 dosyanın 867 bin 397’sine yönelik mahkûmiyet kararı çıktı. Ağır ceza mahkemelerinde alınan mahkûmiyet karar sayısı ise kayıtlara 102 bin 92 olarak geçti.

Suça sürüklenen çocuk sayısında da ciddi artış yaşandı. 2021’de 50 bin 114 olan çocuk ceza mahkemelerindeki dosya sayısı, geçen yıl 52 bin 612’ye yükseldi. 2022’de çocuk ceza mahkemelerindeki dosyalara yönelik karar türleri şöyle:

Mahkûmiyet: 20 bin 800

Beraat: 9 bin 607

Diğer kararlar: 9 bin 324

Neredeyse herkes icralık

İcra ve iflas dairelerindeki dosya sayıları da ülkenin içinde bulunduğu ekonomik darboğaza ayna tuttu. İcra ve iflas dairelerinde 2020’de 30 milyon 384 bin 443 olan dosya sayısı, 2021 ve 2022 yılı itibarıyla sırasıyla 32 milyon 169 bin 150 ve 33 milyon 275 bin 632 olarak gerçekleşti.

Cumhuriyet başsavcılıklarında geçen yıl açılan soruşturma evresine gelinen dosyalardaki şüpheli ve suç sayıları ise şöyle:

Malvarlığına karşı suçlar: 5 milyon 847 bin 538 dosya, 6 milyon 552 bin 641 şüpheli

Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar: 121 bin 242 dosya, 114 bin 78 şüpheli

Hürriyete karşı suçlar: 914 bin 175 dosya, 1 milyon 34 bin 167 şüpheli

Kamunun sağlığına karşı suçlar: 402 bin 126 dosya, 286 bin 296 şüpheli.

On binlerce dosya

“İfade özgürlüğünün önündeki en büyük engellerden” olan ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu”nu da kapsayan TCK 299 ile 301’inci maddeleri uyarınca 2022’de açılan dosya sayısı da dikkat çekti. Bu kapsamda geçen yıl 25 bin 513 dosya açıldı. Bu dosyalardaki şüpheli sayısı 18 bin 737, suç sayısı ise 30 bin 505 oldu.

TCK 299 ile 301’inci maddeler kapsamında ceza mahkemelerinde geçen yıl toplam 17 bin 752 dosya görüldü. Bu kapsamda yargılananların 53’ünün 12-14 yaş aralığında, 249’unun ise 15-17 yaş aralığında olduğu kaydedildi.

2020: 8,9 milyon

2021: 9,8 milyon

2022: 10,5 milyon

Paylaşın