Milyonlarca Aile İhtiyaçlarını Sosyal Yardımlarla Karşılıyor

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2023 yılının ilk yarısına yönelik verileri milyonlarca hanenin yoksulluğa adeta hapsolduğunu ortaya koyuyor. Bakanlığın sosyal yardım verilerine göre bu yılın ilk 6 ayında, aşırı yoksulluk çeken hane sayısı 3 milyon 615 bine yükseldi.

Elektrik faturasını ancak sosyal yardım ile ödeyebilen hane sayısında da çarpıcı artış kaydedildi. 2019 yılında 1 milyon 343 bin 109 hanenin elektrik faturası sosyal yardım ile ödenirken 2021 yılında elektrik tüketim desteği alan hane sayısı 1 milyon 791 bin 200 ile ifade edildi. Bakanlığın elektrik tüketim desteği kapsamında yardım yaptığı hane sayısı 2022 yılında ise kayıtlara, 3 milyon 690 bin 582 olarak geçti.

Haziran 2023 itibarıyla ise ışığı ancak sosyal yardım ile yanan hane sayısının 4 milyon 141 bin 991 olduğu bildirildi. “Doğal Gaz Tüketim Desteği” kapsamında desteklenen hane sayısının ise Ocak-Haziran 2023 döneminde 157 bin 952 olduğu belirtildi.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre, Türkiye’de iktidar eliyle yaratılan ekonomik kriz kaynaklı derin yoksulluk on milyonlarca yurttaşı etkiliyor. Sosyal yardımlara yönelik hemen her yeni veri, yoksulluğun ulaştığı çarpıcı boyutu bir kez daha gözler önüne seriyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2023 yılının ilk yarısına yönelik verileri milyonlarca hanenin yoksulluğa adeta hapsolduğunu ortaya koyuyor.

Bakanlığın verilerine göre, “Ailesinin yanında yaşamını en düşük seviyede dahi sürdürmekte güçlük çeken” ve Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) programından yararlandırılan çocuk sayısı Haziran 2023 itibarıyla 168 bin 247’ye ulaştı. Ocak-Haziran 2023 döneminde SED Programı kapsamında destek sağlanan çocuklar için 3 milyar 340 milyon 867 bin TL para harcandı.

Aşırı yoksulluk sınırının altında kalan yurttaşların dâhil edildiği Türkiye Aile Destek Programı’na yönelik rapor da Türkiye’deki yoksulluğun boyutunu ortaya koyan bir başka veri oldu. Buna göre, 2022 yılında 2,5 milyon olan program kapsamına alınan hane sayısı, Haziran 2023 itibarıyla 3 milyon 615 bin 670’e fırladı.

Elektrik faturasını ancak sosyal yardım ile ödeyebilen hane sayısında da çarpıcı artış kaydedildi. 2019 yılında 1 milyon 343 bin 109 hanenin elektrik faturası sosyal yardım ile ödenirken 2021 yılında elektrik tüketim desteği alan hane sayısı 1 milyon 791 bin 200 ile ifade edildi.

Bakanlığın elektrik tüketim desteği kapsamında yardım yaptığı hane sayısı 2022 yılında ise kayıtlara, 3 milyon 690 bin 582 olarak geçti. Haziran 2023 itibarıyla ise ışığı ancak sosyal yardım ile yanan hane sayısının 4 milyon 141 bin 991 olduğu bildirildi. Doğal Gaz Tüketim Desteği kapsamında desteklenen hane sayısının ise Ocak-Haziran 2023 döneminde 157 bin 952 olduğu belirtildi.

Paylaşın

Uganda’da Açlık Nedeniyle Bu Ay 200 Kişi Öldü

Doğu Afrika ülkesi Uganda’nın kuzeydoğusunda aylardır devam eden kuraklığın yol açtığı açlıktan ötürü bu ay en az 200 kişi yaşamını yitirdi. Bir yetkili, tek bir ilçede sadece bu ay açlıktan en az 184 ölüm vakası kaydedildiğini söyledi.

Yerel bir yetkili ve bir sivil toplum kuruluşu çalışanına göre, kuraklığın yanı sıra emniyetin olmaması, bölgede yarım milyondan fazla kişiyi açlıkla karşı karşıya bıraktı.

Göçebe çobanların yaşadığı Kenya sınırındaki yarı kurak Karamoja bölgesi, kalkınma açısından Uganda’nın diğer tüm bölgelerinin de gerisinde kalmış durumda.

Ayrıca bu yıl, silahlı grupların büyükbaş hayvan çiftliklerine düzenledikleri baskınlarında yaşanan artış, durumu daha da kötüleştirdi.

Karamoja bölgesinde yer alan Kaabong ilçesi yerel yönetim direktörü Jino Bornd Meri, Reuters’a yaptığı açıklamada, “Yaşlılar, emziren anneler ve çocuklar dahil insanlar evlerinde sessizce ölüyorlar. Açlığa yenik düşüyorlar.” diye konuştu.

Integrated Community Agriculture and Nutrition (ICAN) isimli yerel yardım kuruluşunun direktörü Moses Okori de bölgedeki bir başka ilçe olan Kotido’da bu ay açlıktan ölen en az 22 kişi olduğunu bildiğini dile getirdi.

Geçen ay Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’ndan (WFP) yapılan açıklamada, en az 518 bin kişinin, yani bölge nüfusunun yüzde 40’ının yüksek düzeyde gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğu bildirilmişti.

Karamoja Milletvekili Faith Nakut ise haziran başından bu yana bölgede en az 600 kişinin açlıktan öldüğünü tahmin ettiklerini kaydetti.

Bölge halkının yiyeceği olmadığı için açlıktan hayatını kaybettiğinin altını çizen Nakut ayrıca, “Karamoja alt bölgesini kasıp kavuran kıtlık nedeniyle 2 bin 181 hane de ölmeyi bekliyor.” ifadesini kullanmıştı.

Uganda Başbakanlık Sözcüsü Julius Mucunguzi, açlığa bağlı ölümlerle ilgili bilgiler aldıklarını ancak kesin bir sayı veremeyeceklerini söyledi.

Yönetimin bölgeye gıda yardımı yaptığını savunan Mucunguzi, hükümetin geçen hafta bölgeye kamyonlarla gıda gönderdiğini ifade etti.

Paylaşın

Uganda’da Kuraklığın Yol Açtığı Açlıktan 46 Kişi Hayatını Kaybetti

Doğu Afrika ülkelerinden Uganda’da, aylarca süren kuraklığın yol açtığı açlıktan 46 kişi yaşamını yitirdi. Karamoja Milletvekili Faith Nakut, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, bölgede aylarca süren kuraklık nedeniyle insanların hayatta kalmak için ot yediğini belirtti.

Bölge insanlarının, yiyecekleri olmadığı için açlıktan hayatını kaybettiğini altını çizen Nakut, “Karamoja alt bölgesini kasıp kavuran kıtlık nedeniyle 8 Temmuz’a kadar 46 kişi açlıktan öldü, 2 bin 181 hane de ölmeyi bekliyor.” dedi.

Nakut, yetkililerin, hükümetin bu duruma yanıt vermesini beklerken en çok etkilenen hanelere yiyecek almak için de maaşlarını kullandığını söyledi. Nakut, son olarak, dünyaya ölü sayısı artmadan yardım çağrısında bulundu.

828 milyon kişi açlıkla karşı karşıya

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD), BM Çocuk Fonu (UNICEF), BM Dünya Gıda Programı (WFP) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), “Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu” raporunu (6 Temmuz) yayınlamıştı.

Rapora göre, dünyada açlık çeken kişi sayısı bir yılda 46 milyon kişi artarak 2021 yılında 828 milyon kişiye yükseldi. Kovid 19 pandemisinin başladığı 2019 yılı ile karşılaştırıldığında ise dünyada açlık çeken kişi sayısı iki senede 150 milyon kişi artmış durumda.

Raporun bulgularını kamuoyuyla paylaşan BM, “rakamlar acı bir hikaye anlatıyor” diyerek özetle şu verileri paylaştı:

“2021 yılında dünyada 702 milyon ile 828 milyon arasında kişi açlıktan etkilendi. Bu rakamların ortalaması alındığında (768 milyon), 2020’ye kıyasla 46 milyon kişi daha ve 2019’a, yani COVID-19 pandemisinden öncesine kıyasla 150 milyon kişi daha 2021’de açlıktan etkilendi.

2015 yılından beri nispeten değişmeyen dünyada açlıktan etkilenen kişilerin oranı 2020 yılında artış gösterdi ve 2021 yılında da dünya nüfusunun yüzde 9,8’ine tekabül edecek şekilde yükselmeye devam etti. Bu oran, 2019’da yüzde 8, 2020’de yüzde 9,3’tü.

2021 yılında dünyada yaklaşık 2,3 milyar kişi (yüzde 29,3) orta veya ciddi seviyede gıda güvensizliği ile karşı karşıyaydı. Bu, pandemi öncesi dönemle karşılaştırıldığında 350 milyon daha çok kişi demek.

2021’de yaklaşık 924 milyon kişi, ciddi düzeylerde gıda güvensizliği yaşadı; bu, iki yılda 207 milyon artış anlamına geliyor.

Gıda güvensizliği konusunda cinsiyetler arası fark da 2021 yılında artmaya devam etti. Tüm dünyadaki kadınların yüzde 31,9’u orta veya ciddi düzeylerde gıda güvensizliği yaşarken bu oran erkekler için yüzde 27,6’ydı. 2020 yılında 3 puan olan bu fark bir yılda 4 puana yükseldi.

Sağlık beslenmeye erişemeyen kişi sayısı 2019’a oranla 112 milyon kişi artarak 2020’de yaklaşık 3,1 milyar oldu.

5 yaşına altındaki yaklaşık 45 milyon çocuk, aşırı derecede yetersiz beslenmeye maruz kalıyor. 149 milyon çocuk ise yetersiz beslenme yüzünden büyüme geriliği sorunu ile karşı karşıya kalıyor.”

“Rakamlar daha da yükselebilir”

Raporun ortaya koyduğu değerlendirmeler ile ilgili görüşlerini paylaşan Dünya Gıda Programı Direktörü David Beasley, “Önümüzdeki aylarda bu rakamların daha da yükselme riski var” uyarısında bulundu.

Beasley, Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgaliyle başlayan savaşın küresel gıda fiyatlarını artırdığını da hatırlatarak söz konusu şartların ülkeleri “kıtlığın eşiğine sürüklediğini” ifade etti.

Paylaşın

Dünya Genelinde 811 Milyon İnsan Aç!

Dünyada hızla artan gıda fiyatları açlık sorununu daha da derinleştiriyor. Dünya çapında 811 milyon insan açlık içinde yaşıyor, 41 milyon kişi açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya. Uzmanlar ise, 2022’de de gıda fiyatlarının istikrara kavuşacağı yönünde işaret görmüyor.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; Alman yardım kuruluşu Welthungerhilfe, dünyada artan gıda fiyatlarının açlık sorununu daha da derinleştirdiği uyarısı yaptı.

Açlık ve yoksulluğa karşı mücadele alanında faaliyet gösteren kuruluş, enerji fiyatlarındaki artış, iklim değişikliğiyle hasatta yaşanan sıkıntılar, korona pandemisi, altyapı yetersizliği ve çatışmalar gibi nedenlerle gıda fiyatlarının giderek yükseldiğini belirterek sadece yoksul ülkelerde değil Almanya’da da artan gıda fiyatlarının hane bütçesini giderek zorladığını kaydetti.

Welthungerhilfe yetkilisi Rafaël Schneider, “Tahıl, süt ürünleri, yemeklik yağ ve diğer temel gıdaların fiyatında şu an sadece artış görüyoruz” dedi.

Bütçelerinin yüzde 75’inden fazlasını gıdaya ayırmak zorunda kalan hanelerin sayısının Sierra Leone’de geçen yıl bir önceki yıla göre iki kattan fazla arttığını belirten Schneider, “Artan fiyatlar doğrudan açlığa itiyor. Aileler karnını doyurabilmek için çocukları okula göndermiyor. Çocukların da çalışıp para kazanması gerekiyor” diye konuştu.

Schneider, Almanya’da ise gıdaya ayrılan payın, hane bütçesinin yüzde 12’si oranında olduğunu kaydetti.

2011 sonrasının en yüksek fiyatları

Dünyada en fazla ticareti yapılan gıda maddelerini içeren BM fiyat endeksine göre fiyatlar 2011 sonrasının en yüksek seviyelerine ulaşmış durumda.

Uzmanlar, 2022’de de gıda fiyatlarının istikrara kavuşacağı yönünde işaret görmüyor. Welthungerhilfe yetkilisi Schneider, Afrika ve Asya’nın açlık yaşanan bölgelerinde bu yıl da verimli bir hasat beklenmediğini belirterek Almanya gibi zengin ülkelerin açlıkla mücadele ve tarımsal kalkınma yardımlarını artırması çağrısı yaptı.

Welthungerhilfe verilerine göre dünya çapında 811 milyon kişi açlık içinde yaşıyor, 41 milyon kişi açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya.

Paylaşın

Afrika’da Açlık Tehlikesi 6 Yılda Yüzde 50 Arttı

Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından bugün yayınladığı raporda, Afrika’da açlık tehlikesi yaşayanların sayısının 2014’e oranla yaklaşık yüzde 50 arttığı uyarısında bulundu.

FAO yayınladığı raporda, Afrika kıtasında yetersiz beslenenlerin sayısının 2014 yılına oranla 2020’de 89 milyon artarak, 282 milyona ulaştığı bildirildi. Rapor, bu kıtada yaşayanların beşte birinden fazlasının ciddi açlık tehlikesi yaşadığını ortaya koydu.

Afrika kıtasında açlık tehlikesinin özellikle 2019-2020 yılları arasında daha ciddi bir şekilde görüldüğüne işaret edilen raporda, Kovid 19 salgınının olumsuz etkileri bunda en önemli neden olarak gösterildi.

Afrika Birliği ve BM Afrika için Ekonomik Komisyonu’nun da verilerle destek verdiği raporda, 2010-2013 yıllarında görülen iyişleşmenin ardından 2014 yılından bu yana görülen kötüleşmeye dikkat çekildi.

Dünyada yetersiz beslenenlerin yüzde 55’inin Afrika kıtasında yaşayanlar olduğu saptamasında bulunulan raporda, BM’nin 2030 yılına kadar açlık tehlikesini tamamen ortadan kaldırma hedefine ulaşılamayacağı uyarısında bulunuldu.

Raporda, Kovid 19 ile birlikte bu kıtadaki çatışmalar ve küresel ısınma da yine açlık tehlikesini artıran sorunlar arasında gösterildi.

Paylaşın

690 Milyon İnsan Kronik Açlık Yaşıyor: Yüzde 60’ı Kadın

İngiltere merkezli The Hunger Project (Açlık Projesi) adlı yardım kuruluşunun tahminlerine göre ise dünyada 690 milyon insan kronik açlık koşullarında yaşıyor ve bunların yüzde 60’ı kadın. İlaveten, 850 milyon insan da Covid-19’un etkisiyle yoksulluk sınırının altına düşme tehlikesiyle karşı karşıya.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Dünya Gıda Günü’nde Birleşmiş Milletler gıda fiyatlarında beklenen dev artışların “eşi benzeri görülmemiş, felaket düzeyinde bir gıda güvenliği sorunu” yaratacağı uyarısı yaptı.

BM açıklamasında “Şu anda Etiyopya, Madagaskar, Güney Sudan ve Yemen’de yarım milyona yakın insan kıtlık benzeri koşullarda yaşıyor. Son bir kaç aydır Burkina Faso ve Nijerya’da da korumasız bir kesim bu koşullarda yaşamaya başladı” deniyor.

Her yıl 16 Ekim, Dünya Gıda Günü olarak kabul ediliyor ve gıda güvenliğine ilişkin farkındalık çalışmaları yapılıyor. Daha da vahimi çeşitli ülkelerde 41 milyon insanın daha açlık koşullarına düşme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu tahmin eden BM derhal yardım kampanyası başlatılmasını istiyor.

İngiltere merkezli The Hunger Project (Açlık Projesi) adlı yardım kuruluşunun tahminlerine göre ise dünyada 690 milyon insan kronik açlık koşullarında yaşıyor ve bunların yüzde 60’ı kadın. İlaveten, 850 milyon insan da Covid-19’un etkisiyle yoksulluk sınırının altına düşme tehlikesiyle karşı karşıya.

Gıda fiyatlarının yükselmesinin dünyanın dört bir yanında insanların günlük yaşamları açısından ne anlama geldiğine ve gıda yoksulluğuyla mücadele konusunda ne tür seçeneklerin değerlendirildiğine bakıyoruz.

Fiyatlar neden yükseliyor?

Çokuluslu gıda şirketi Kraft Heinz yakınlarda, pandemi sonrası her yerde birden enflasyonun yükselmesiyle, insanların artık yüksek gıda fiyatlarına alışması gerektiği yolunda bir uyarı yaptı.

Hindistan’da Mumbai’deki Raah Vakfı kurucu ve yöneticisi Dr Sarika Kulkarni, gıda fiyatlarının yükselmesinin süreceği konusunda Heinz gıda şirketi patronu Miguel Patricio’ya katılıyor. Dr Kulkarni ve Raah Vakfı Hindistan’ın yerel toplumlarının yaşam kalitesini ve sağlık koşullarını yükseltecek çalışmalar yapıyor.

Pandemi döneminde bir çok ülkede tahıl ve diğer tarım ürünlerinden yarı işlenmiş tarım ürünlerine çoğu gıda maddesinin üretiminde düşüş yaşandı. Virüsün kontrol altına alınması ve salgının yayılması tehdidine karşı alınan önlemler de gıda naklini sınırladı.

Şimdi ekonomiler yeniden canlanmaya ve bu ürünleri sunmaya başladı ama üreticilerin büyük bir kısmı bu aşamada çok yükselmiş olan talebi karşılayamıyor ve bu da fiyatların yükselmesine yol açıyor. Ücretlerin ve enerji girdisi fiyatlarının da yükselmesi üretici ve imalatçının üzerindeki fiyat baskısını artırıyor.

Yoksullukla mücadele uzmanı Dr Kulkarni “Fiyatlar arz ve talebin doğrudan bir ürünü. Nüfus artar ve gıda talebi sürekli artarken, ekilebilir tarım alanları, su sıkıntısı, toprak fakirleşmesi, iklim değişikliği ve aşırı iklim olaylarının sıklığı ve çeşitlerinin artışı, yeni kuşakların meslek olarak çiftçiliği seçmek istememesi gibi bir dizi sorun nedeniyle daralıyor” diyor. “Çiftçilerin karşılaştıkları çoklu sıkıntılar da gıda fiyatlarına yansıyor ve yükseliş devam ediyor” diye ekliyor.

“Yiyecek karşılığı seks”

Birleşmiş Milletler’in İnsani Yardım’dan sorumlu yetkilisi Martin Griffiths, “Açlık kapısı bir kez açıldı mı belki de diğer tehditlerden farklı olarak büyük hızla yaygınlaşır” diyor.

Yoksullaşma ve açlık tehdidi ve yükselen gıda fiyatları karşısında kadınlar ve kız çocukları özellikle daha korumasız.

Griffiths, “Kadınlar bize, ailelerini besleyebilmek için umarsızca hangi yollara başvurduklarını anlatıyor. Bunlar arasında yakında gittiğim Suriye’de duyduğum, gıda karşılığında seks, erken evlilik ya da çocuk evliliği de var” diyor.

Farm Radio International (Uluslararası Çiftçi Radyosu) adlı kuruluşun Proje Geliştirme bölümü başkanı Karen Hampson da küresel düzeyde en fazla gıda sıkıntısı çeken insanların bazılarının küçük çiftçiler olduğunu söylüyor.

“Yaşadığımız yükselen gıda fiyatları kadınlar için iki ucu da kesen bir bıçak gibi. Bir yandan tarımla uğraşan ailelerin kendi üretmedikleri gıda ürünlerini satın almaları gerekiyor, dolayısıyla hem maliyetleri yükseliyor hem de gıdaya erişimleri azalıyor. Bu da açlık ve yetersiz beslenmeye yol açıyor.”

“Diğer yandan ise, en azından teorik olarak gıda ürünlerindeki fiyat artışının aslında sattıkları ürünlerden daha iyi bir gelir elde etmeleri anlamına gelmesi lazım. Ama çoğu zaman -en fazla da Afrikalı küçük çiftçiler açısından- gıda ürünlerinin fiyat artışları gelir artışına tahvil olmuyor” diyor.

Hindistan’dan Dr Kulkarni yoksulluğun doğrudan fiyatlarla orantılı olduğunu, bir yandan yoksulluk artarken ne yazık ki aynı zamanda fiyatların da artmaya devam ettiğini ve yoksulların küçük bütçelerinin kalan kısmını da ellerinden aldığını anlatıyor.

“Yüksek gıda fiyatları, daha yoksul toplum kesimleri içerisinde yetersiz beslenme, açlık ve çok sayıda sağlık sorununa yok açıyor. Gıda fiyatlarının yüksek olması toplumların acımasız bir açlık, hastalık ve yoksulluk sarmalına saplanıp kalmasına yol açıyor” diyor.

Yoksullukla, eşitsizlikle mücadele ve bunlara karşı direncin güçlendirilmesi amacıyla veri ve belge toplayan Development Initiatives (Kalkınma Girişimleri) adlı küresel örgütlenmenin CEO’su Harpinder Collacott da Dr Kulkami ile aynı görüşte.

“Aşırı yoksulluk, temel ihtiyaçların karşılanabilmesi için gereken gelir düzeyine göre hesaplanıyor ve bu temel ihtiyaçların önemli bir kısmını da gıda oluşturuyor. Eğer gıda fiyatları yükselirse, insanların temel ihtiyaçları için gereken miktar da yükseliyor. Bu yükselmeyince, insanlar aşırı yoksulluğa ya da o sınırın da altındaki derinliklere itilmiş oluyorlar.”

Ne yapılabilir?

Gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar gıda fiyatlarındaki yükseliş karşısında, bütçelerindeki temel ihtiyaç sayılmayan maddelerden, tatillerden vazgeçebilme, harcamalarını kısabilme imkanına sahip. Ama gelişmekte olan ve yoksul ülkelerde yaşayan insanların çoğu bu seçeneğe sahip değil

BM, yerel kurumlar ve hükümetler insanları yoksulluk uçurumundan çıkarmak, yükselen gıda fiyatlarıyla baş etmek için daha geleneksel yöntemler benimserken, dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren yardım kuruluşları yaratıcı yaklaşımlara odaklanıyor.

BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun başkanı Qu Dongyu, “Gıda ve gelir yardımı eşgüdümlü bir şekilde sağlanmalı” diyor.

“Tarımsal gıda sistemlerini desteklemek ve uzun vadeli yardımlar, insanların anlık sağ kalmasını sağlamanın ötesinde ekonomilerin düzelmesi ve direncin yükselmesinin yolunu açar. Bir an bile boşa harcanmamalı” diye sürdürüyor.

Fakat yardım kuruluşu Development Initiatives’in CEO’su Harpinder Collacott, gıda yoksulluğunun sadece parayla çözümlenebilecek bir sorun olmadığını vurguluyor ve “İnsanların yoksullaşmasına sebep olan sistemlerin ve yapıların radikal bir şekilde değişmesi gerekiyor” diyor.

“Statükoyu değiştirmek ve bazı insanların aşağılara itilmesine dur diyebilmek için, bütün hükümetleri, kurumları, iş dünyasını, sivil toplum örgütlerini kapsayacak ve en yoksul insanları yaklaşımının odağına yerleştirecek küresel bir çabaya ihtiyacımız var” diye sürdürüyor.

Hindistan’dan yoksullukla mücadele uzmanı Dr Kulkarni de iklim değişikliğine uyarlanmış akıllı tarımın geliştirilmesi, örneğin yağmur suyu toplama kapasitelerinin, ürün depolama kapasitelerinin geliştirilmesi, tohum ve diğer tarım girdilerinin fiyatlarının düşürülmesi, çiftçilerin ürünlerinin yeterli bir kısmını kendi tüketimleri için saklamaya teşvik edilmesi gibi yöntemlerden söz ediyor.

Onun kurucusu olduğu Raah Vakfı son yedi yıl içerisinde 30 bini aşkın insanın yaşadığı 105 yoksul köyde, uyarlama projeleri geliştirerek yıl boyu yeterli suya kavuşulmasını sağlamış. “Gençleri tam zamanlı meslek olarak çiftçiliğe yönelmesini ve daha iyi verim ve daha iyi gelir elde etmeyi sağlayacak daha planlı tarımsal koridorlar yaratılmasını teşvik ediyoruz” diyor.

Farm Radio International’dan Karen Hampson’a göre ise gıda yoksulluğunun sebeplerinden biri, gelişmekte olan ülkelerde kırsal kesimlerde yaşayan hanelerin, farklı piyasalardaki ürün fiyatlarıyla ilgili doğru bilgilere yeterince erişememesi. Bu nedenle aracılar ve toptancı tüccarlarla iyi pazarlık edemiyorlar. Aynı şekilde gelişkin tarım yöntemleri ve bölgesel hava durumu tahminlerine erişim eksikliğinin de önemli olduğuna işaret ediyor.

Kanada merkezli bir sivil kuruluş olan Farm Radio International, interaktif radyo yayınları yoluyla, Sahra altı Afrika’da küçük ölçekli tarım yapanların iletişim ve bilgilendirme ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor.

Hampson, “Radyoda yayınlanan tarım programları, çiftçilere ürünlerine nasıl daha iyi fiyat alabileceklerini anlatarak ya da doğru zamanda başka doğru bilgiler aktarmak suretiyle bu durumu değiştirebilir. Örneğin, yakında Tanzanya’da iklim hizmetleri konulu bir projeyi takip eden dinleyicilerin yüzde 58’i, artık iklimle ilgili bilgilerini tarımsal faaliyetlerini iyileştirmek için daha iyi kullandıklarını söylediler. Dinleyicilerin yüzde 73’ü ise radyo programlarını dinledikten sonra, tohum ekimi yöntemlerini geliştirdiklerini bildirdi” diyor.

Neler olabilir?

Dünyanın çeşitli yerlerinde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşayan insanlar artan gıda fiyatlarıyla nasıl baş edeceklerini düşünedursun, bu sahada çalışmalar yürütenler, dünya liderleri hızlı ve iyi düşünülmüş adımlar attığı takdirde bu durumun bir krize dönüşmesinin engellenebileceği konusunda umutlu olduklarını söylüyorlar.

Hampson “Şahsen ben her zaman umut olduğunu düşünürüm” diyor ama şu koşullarla: Kadınları, erkekleri ve genç çiftçileri dinleyip, onların başı çekmesine sorunlarını ifade etmesini sağlayıp, onları politik karar süreçlerine katarsak, kooperatifler yoluyla, çiftçi ve kadın grupları oluşturmak, ve buluşlar geliştirmek yoluyla çabalarını desteklersek olur. Biz odağımıza iklim değişikliğine karşı atılacak adımları ve marjinal grupların desteklenmesini, özellikle de piyasalara, kredilere, bilgiye eşit erişim ihtiyaçlarına cevap verilmesini odağa koyuyoruz.

Dr Kulkarni de benzer bir görüşte: Açıkların nerede olduğu bilindiği ve tanımlandığı için bunlara çözüm geliştirmek için hala zaman olduğu umudunu taşıyoruz. Fakat onları görmezden gelirsek, sorunlarımız var demektir ve o zaman umut etmek de güçleşebilir.

Paylaşın

BM: Dünya çapında 88 milyondan fazla insan şiddetli açlık çekiyor

Birleşmiş Milletler (BM), dünya çapında 88 milyondan fazla insanın yaşanan çatışmalar ve istikrarsızlıklar nedeniyle şiddetli açlık çektiği konusunda uyarıda bulundu. Şiddetli açlık çekenlerin oranının 2020 yılında 2019 yılına göre yüzde 20 artış gösterdi.

Haber Merkezi / Birleşmiş Milletler (BM), yeni tip koronavirüs (Kovid 19) salgını küresel salgının gıda güvensizliği konusunda birçok ülkeyi tehdit ettiği ve durumu önemli ölçüde karmaşıklaştırdığı konusunda uyarıda bulundu.

BM istatistiklerine göre, 2020 yılı sonunda çatışmalar ve istikrarsızlıklar nedeniyle dünya çapında 88 milyondan fazla insan şiddetli açlık çekiyor ve şiddetli açlık çekenlerin bir yıl öncesine göre yüzde 20 artış kaydetti.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de BM Güvenlik Konseyi’ne video konferans yöntemiyle yaptığı bir konuşmada, yaşanan çoğu kıtlığın küresel çatışmalardan kaynaklandığını söyledi.

İklim değişikliği krizinin ve yeni koronavirüs salgınının yayılmasının bu krizin derinleşmesinde son derece etkili olduğunu söyleyen BM genel sekreteri Guterres, bu konuda sert önlemler alınmazsa milyonlarca insanın açlık ve ölümle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.

30’dan fazla ülkede 30 milyondan fazla insanın “açlıktan sadece bir adım uzakta” olduğunu belirten Guterres, ayrıca Fildişi Sahili, Güney Sudan, Yemen ve Afganistan gibi bölgelerde devam eden gıda güvensizliğinin ciddi bir endişe olduğunu vurguladı.

Paylaşın