ABD’deki Halkbank Davasında Kritik Gelişme

ABD’nin New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde devam eden Rıza Sarraf davasında sanık olarak yargılanan Halkbank’ın, davanın düşürülmesiyle ilgili ABD Anayasa Mahkemesi’ne yapacağı başvuru süresi uzatıldı.

Uzatma kararı ABD’nin en yüksek mahkemesi olan Anayasa Mahkemesi Katipliği’nden, İkinci Bölge İstinaf Mahkemesi’ne, Halkbank’ın ABD’deki avukatlarına ve Anayasa Mahkemesi’nin ilgili bölümüne gönderildi.

ABD Anayasa Mahkemesi’nin uzatma kararında, Halkbank’ın bir alt mahkeme aracılığıyla dosyalarının incelenmesi konusunda yapacağı başvuru süresinin Anayasa Mahkemesi Üyesi Hakim Sonia Sotomayor tarafından incelendiğini, Halkbank’ın itirazıyla ilgili dosyasını en geç 13 Mayıs tarihine kadar verebileceği belirtildi. Kararda bu sürenin daha önce 31 Ocak tarihi olduğu da belirtildi.

Halkbank’ın ABD Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yolu, 14 Aralık tarihinde temyiz talebini reddeden İkinci Bölge İstinaf Mahkemesi tarafından açılmıştı.

Temyiz başvurusu iki kez İkinci Bölge İstinaf Mahkemesi’nde reddedilen Halkbank, ABD’deki avukatları aracılığıyla 10 Ocak’ta İkinci Bölge İstinaf Mahkemesi’ne verdiği 20 sayfalık dilekçede, “Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası” kapsamında olmasına rağmen temyiz başvurusu iki kez reddedilen davanın, Anayasa Mahkemesi’ne sevkini istemişti. Mahkeme ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin kararına kadar bir alt mahkemedeki yargı sürecini de durdurma kararı almıştı.

Halkbank, mahkemeye sunduğu 20 sayfalık dilekçede, daha önce “Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası” kapsamında benzer davalardan örnekler sunmuş, Anayasa Mahkemesi’nde haklarını arayabileceklerini belirtmişti.

Anayasa Mahkemesi’nin Halkbank’ın başvurusunu duruşma takvimine alıp almayacağı ise henüz belli değil. Anayasa Mahkemesi, Halkbank’ın 13 Mayıs tarihine kadar kendilerine iletecekleri dilekçeyi inceledikten sonra başvuruyu değerlendirip değerlendirmeyeceği konusundaki kararını verecek.

Sarraf soruşturmasını yürüten New York Güney Bölgesi Başsavcılığı, İkinci Bölge İstinaf Mahkemesi’ne daha önce yaptığı başvuruda, Halkbank’ın dosyasının Anayasa Mahkemesine sevk edilemeyeceği iddia etmişti.

Halkbank ise İran, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki para hizmeti sağlayıcıları ve paravan şirketler kullandığı’ iddiasıyla kendisine yöneltilen ‘banka dolandırıcılığı’, ‘kara para aklama’ ve ‘komplo’ başlıklı suçlamaları reddediyor.

Halkbank daha önce “Yabancı Devlet Dokunulmazlık Yasası” kapsamında “ABD’de yargılanamayacağı'” gerekçesiyle temyiz mahkemesine yaptığı başvuru sonuçlanana kadar, federal mahkemedeki yargı sürecinin askıya alınmasını istemişti. Federal Mahkeme bu talebi kabul etmeyince, Halk Bankası Temyiz Mahkemesine başvurmuştu.

Paylaşın

Rusya Ve Çin’den ABD’ye Karşı Güç Birliği Mesajı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 24’üncü Kış Olimpiyatlarının açılışına katılmak üzere gittiği Çin’de Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldi. Rusya ile Batı arasında Ukrayna konusunda gerilimin tırmandığı bir dönemde gerçekleşen görüşmeden ABD’ye karşı güç birliği mesajı çıktı.

Görüşme sonrasında yapılan ortak açıklamada ABD, Avrupa ve Asya-Pasifik bölgelerinde barış ve istikrara olumsuz etki etmekle eleştirildi. Ortak açıklama metninde NATO’nun doğuya genişlemeyi sürdürmesine karşı olunduğu belirtilerek NATO “Soğuk Savaş dönemi yaklaşımlarını terk etmeye” çağrıldı. Açıklamada “Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğuna” da vurgu yapıldı.

Ortak açıklama metninde ABD ve müttefiklerine işaretle, “Dünya sahnesinde bir azınlığı temsil eden bazı ülkeler, uluslararası sorunların çözümünde tek taraflı yaklaşımları ve askeri politikalara başvurmayı savunmaya devam etmektedir” ifadesine yer verildi.

AUKUS uyarısı

Çin ve Rusya, ABD’nin Asya-Pasifik bölgesinde nüfuzunu artırma girişimlerinden rahatsızlık duyuyor. ABD, Çin’in bölgedeki etkisini sınırlandırmayı dış politik önceliği olarak ilan etmişti. Bu bağlamda geçen yıl ABD, İngiltere ve Avustralya arasında AUKUS olarak bilinen savunma ittifakı oluşturulmuştu. AUKUS çerçevesinde Avustralya’nın nükleer denizaltılarla donatılması planı sadece Çin’in değil, Avustralya ile imzaladığı konvansiyonel denizaltı anlaşması feshedilen Fransa’nın da tepkisine neden olmuştu. Çin ve Rusya’nın ortak açıklamasında AUKUS’tan “ciddi endişe duyulduğu”na da yer verildi.

ABD ve Batı’ya karşı denge politikası

BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) beş daimi üyesi arasında yer alan ve nükleer güç sahibi iki ülke, son yıllarda uluslararası politika alanında ABD önderliğindeki Batı blokuna karşı denge oluşturma çabalarına hız vermiş durumda. İki ülke BMGK’da çeşitli uluslararası konularda ortak tutum takınırken savunma alanındaki işbirliğini de güçlendiriyor. Rusya ile Çin arasında “yüksek derecede hassasiyete sahip askeri teknoloji paylaşımı yapıldığı” da resmi açıklamalara yansımıştı.

Vladimir Putin, Cinping ile görüşmesi öncesinde yaptığı açıklamada Çin ile “eşi bulunmayan yakın ilişkilere sahip olduklarını” vurguladı. İlişkilerin “dostluk ve stratejik ortaklık ruhuyla ilerici bir şekilde geliştiğini” belirten Putin, “İlişkilerimiz gerçekten de eşi benzeri bulunmayan bir hale geldi. Karşılıklı olarak kalkınmayı destekleyen, asil ve onurlu ilişkilerin bir örneği oldu” ifadelerini kullandı.

Putin, görüşmede de Rus petrol yetkililerinin Çin’e hidrokarbon sevkiyatı konusunda “çok iyi yeni çözümler geliştirdiğini” belirterek Rusya’nın Uzakdoğu’daki bölgelerinden Çin’e yılda 10 milyar metreküplük doğal gaz sevkiyatı için yeni bir anlaşma hazırlığı yaptıklarını kaydetti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

ABD Başkanı Joe Biden: IŞİD Lideri El-Kureyşi Öldürüldü

ABD Başkanı Joe Biden, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Türkiye sınırına yakın Atme kasabasında ABD Özel Kuvvetler tarafından düzenlenen operasyona ilişkin ayrıntıları paylaştı. Biden, operasyonda IŞİD’in yeni lideri Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi’nin öldürüldüğünü açıkladı.

Haber Merkezi / ABD Başkanı Biden, açıklamasının devamında, “Askerlerimizin cesareti ve başarısı sayesinde sivil ölümleri minimuma indirildi. Aileler ve çocukların zarar görmemesi için kendi askerlerimizi daha çok riske atarak havadan bir saldırı yerine yerden saldırı düzenledik. Teröristler işledikleri suçlardan dolayı adaletle yüzleşmek yerine kendilerini patlattı” ifadelerini kullandı.

ABD ordusunun ABD halkını ve müttefiklerini güvende tutmaya devam ettiğini belirten Biden ayrıca, öldürülen Kureyşi’nin geçen hafta Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) kontrolündeki hapishanede yaşanan çatışmaların da sorumlusu olduğunu ve “Suriye Demokratik Güçleri ile ortaklığımız da faydalı oldu” dedi. Öte yandan Biden, ABD ordusunun ‘dünyadaki diğer teröristlerin de peşinde olduğunu’ söyledi.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), dün gece İdlib’in Atme kasabasına düzenlenen operasyonun, “eski IŞİD lideri Bağdadi’nin öldürülmesinden bu yana en büyük operasyon olduğunu” belirtti.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), 4’ü çocuk 3’ü kadın en az 13 kişinin öldüğünü açıkladı. SOHR, IŞİD lideri Ebu Bekir el Bağdadi’nin Ekim 2019’da öldürülmesinden bu yana Kuzeybatı Suriye’de gerçekleştirilen en büyük operasyon olduğunu söyledi. 2019’da İdlib’de ABD tarafından öldürülen örgütün lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’nin yerine Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi’nin geçmişti.

Kureyşi kimdir?

Asıl adı Emir Muhammed Abdurrahman el-Mevli es-Selbi olan Kureyşi, Musul’un Telafer ilçesinde doğdu. Türkmen olduğu belirtilen kureyşi Musul Üniversitesinde şeriat hukuku üstüne eğitim aldı. Üniversiteden mezun olduktan sonra Irak ordusunda subay olarak görev yapmaya başladı.

Irak Savaşı sırasında Saddam’ın devrilmesiyle birlikte El-Kaide’ye katıldı. El-Kaide’de dini bir vekil ve genel şeriat hukukçusu olarak görev aldı. 2004 yılında ABD kuvvetleri tarafından yakalandı ve Bucca Kampı’na götürüldü. Burada Ebu Bekir el-Bağdadi ile tanıştı. Bucca Kampı’ndan çıktıktan sonra El-Kaide’ye yeniden katıldı.

2014 yılında IŞİD ile El-Kaide ayrışınca El-Kaide’ye biat etmeyi reddetti IŞİD’e bağlılığını bildirdi. 2014 yılında Musul işgalinde rol oynadı. Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi, Ağustos 2014’te örgütün Şengal’de Ezidi Kürtlere yönelik katliamında yer alan sorumlularından biri oldu. Şengal’in ardından Ebu Bekir el-Bağdadi’nin vekili konumuna yükseldi.

Paylaşın

ABD’den IŞİD Operasyonu: 7’si Sivil 13 Ölü

ABD’nin Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de IŞİD bağlantılı olduğu iddia edilen bir kişiye yönelik yaptığı operasyonda 4’ü çocuk 3’ü kadın en az 13 kişinin öldüğü kaydedildi. ABD ise operasyonun başarılı olduğunu açıkladı.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) askerleri, Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de IŞİD bağlantılı olduğu iddia edilen bir kişiye yönelik operasyon düzenledi. ABD’nin ‘başarılı’ olarak nitelediği operasyonda en az 7’si sivil 13 kişinin öldüğü kaydedildi.

Reuters’a konuşan bölge sakinleri, İdlib’in Atme köyü yakınlarındaki bir eve, ABD’ye ait olduğu belirtilen helikopterlerden gece saat 01.20 sularında indirme harekatı yapıldığını söyledi.

Görgü tanıklarının ifadelerine göre, IŞİD ile bağlantılı olduğu öne sürülen bir kişiye yönelik operasyon düzenlendi. Ev civarından silah ve patlama sesleri duyulurken, şüphelinin aile mensuplarının da evde olduğu kaydedildi.

Operasyonun tamamlanmasının ardından helikopterlerin bölgeden çekildiği, ancak İHA’ların alanı izlediği öne sürüldü.

Operasyon yapılan evi görüntüleyen Anadolu Ajansı, operasyonda 9 sivilin öldüğünü duyurdu. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise 13 kişinin öldüğünü duyurdu. Açıklamada 4’ü çocuk 3’ü kadın en az 13 kişinin öldüğü kaydedildi.

ABD ise kendi taraflarında herhangi bir kayıplarının olmadığını ve operasyonun başarılı olduğunu açıkladı. ABD, Ekim 2019’da İdlib’de benzer bir operasyonla, IŞİD lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin öldürüldüğünü duyurmuştu.

Paylaşın

BMGK’da ABD İle Rusya Arasında Sert Ukrayna Tartışması

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK), Rus ve Amerikalı temsilciler arasında sert tartışmalar yaşandı. ABD’li temsilci askeri hareketliliğin onlarca yıldır Avrupa’da görülen en büyük yığınak olduğunu söyledi. Rus temsilci ise ABD’yi histeriyi körüklemek ve Rusya’nın iç işlerine kabul edilemez bir müdahalede bulunmakla suçladı.

Dünya gündeminin ilk sıralarında yer alan Ukrayna krizi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde görüşüldü. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) konuyla ilgili çağrısına karşı çıkan ve toplantının yapılmasını engellemek isteyen Rusya’nın bu yöndeki çabalarına rağmen, BMGK’nin daimi ve geçici 15 üyesinden 10’unun kabul etmesi üzerine açık oturuma geçildi.

Oturumda konuşan Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasili Nebenzia, söz konusu toplantının yapılması için başvuruda bulunan ABD’yi “histeriyi körüklemekle” suçladı ve bu ülkenin, “asılsız suçlamalarla uluslararası toplumu yanıltmak” istediğini öne sürdü.

Nebenzia’nın ardından söz alan ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield ise, Rusya‘nın bu ithamlarına karşı çıkarak, Moskova’nın Ukrayna sınırına 100 binden fazla asker yığmasının, “Uluslararası güvenlik için bir tehlike olduğunu” dile getirdi. Thomas-Greenfiled ayrıca, Rusya’nın Belarus’ta, Ukrayna sınırına yakın bölgelerdeki asker sayısını artırmayı planladığını öne sürdü. Bölgede halihazırda 5 bin Rus askeri bulunduğunu ifade eden Thomas-Greenfield, “Elimizde, Rusya’nın bu varlığı Şubat ayı sonuna kadar 30 bin askere çıkarmayı planladığına dair kanıtlar var” dedi.

“Askerler tatbikat için naklediliyor”

ABD’nin bu iddiasına yanıt veren Vasili Nebenzia ve Belarus’un BM Daimi Temsilcisi Valentin Rybakov ise, Rusya ile Belarus’un düzenli bir biçimde ortak tatbikat yaptığını ve söz konusu birlik naklinin de Şubat ayı içinde yapılması planlanan tatbikatla ilgili olduğunu dile getirdi.

Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasili Nebenzia diğer yandan, Batılı ülkelerin, Rusya’nın Ukrayna sınırına 100 binden fazla asker yığdığı iddiasına da karşı çıkarak, bu iddianın dayanağının ne olduğunu sordu. Nebenzia, ABD’nin 2003 yılında Irak’ı işgal etmek için, bu ülkede kitle imha silahları bulunduğuna dair sözde deliller sunduğunu ancak bunların daha sonra yalan olduğunun görüldüğünü belirtti.

Ukrayna’nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislitsa ise konuşmasında, Ukrayna krizinin çözümü için öncelikle, ülkenin doğusundaki Donbas bölgesinde ateşkes sağlanması gerektiğini ifade etti. Rusya‘nın, BMGK’nın beş daimi üyesinden biri olması sıfatıyla, Birleşmiş Milletler’de alınan ve Konsey’e gelen tüm kararlar üzerinde veto hakkı bulunuyor.

Biden’dan Rusya’ya bir uyarı daha

ABD Başkanı Joe Biden ise Rusya’ya bir kez daha krizi diplomatik yollardan çözme tavsiyesinde bulunarak, Moskova’nın “Diplomasiden ayrılıp Ukrayna’ya saldırması durumunda bunun sorumluluğunu yükleneceğini ve sonuçlarını da hesaba katması gerektiğini” dile getirdi.

Batılı devletler, 2014 yılında Kırım’ı ilhak eden Rusya’nın şimdi de Ukrayna’nın doğu bölgelerine girme hazırlığı içinde olduğunu savunuyor. Rusya ise böyle bir saldırı planının olmadığını ancak kendini NATO tehdidi altında gördüğünü belirtiyor.

İngiltere’nin yaptırım tehdidi

İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss ise Pazartesi günü yaptığı açıklamada, İngiltere hükümetinin, Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi durumunda bu ülkeye uygulanan yaptırımları sertleştirmeyi planladığını duyurdu. Hükümetin konuyla ilgili, geniş bir yelpazede yaptırım hedefleri olan bir yasa hazırlığı içinde olduğunu belirten Truss, “Bunlar, Rusya’ya karşı bugüne dek uygulanan en ağır yaptırımlar olacak” söyleminde bulundu.

Bu arada Danimarka ve Polonya Ukrayna’ya askeri malzeme yardımında bulunmaya hazır olduğunu bildirdi. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, “Ukrayna’ya asker göndermelerinin söz konu olmadığını, ancak bu ülkeyi askeri teçhizat ile desteklemeye hazır olduklarını” ifade etti. Polonya ise  komşusu Ukrayna’ya mühimmat desteğinde bulunabileceğini açıkladı. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki Salı günü resmi temaslarda bulunmak üzere Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gidecek.

ABD’den vatandaşlarına “Belarus’tan çıkın” talimatı

ABD Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna krizi nedeniyle Belarus’ta yaşayan ABD kamu görevlilerinin ailelerine “ülkeyi terk edin” çağrısında bulundu. Bakanlık ayrıca tüm vatandaşlarına, “Belarus’un Ukrayna sınırındaki olağan dışı ve rahatsız edici askeri varlığı ve tutuklanma riski sebebiyle bu ülkeye seyahat etmeme” tavsiyesinde bulunarak, bölgede durumun “öngörülemez” ve “gerginliğin yüksek” olduğunu ifade etti.

Washington kısa süre önce de, Kiev’deki ABD diplomatlarına, aileleri ile birlikte ülkeyi terk etme talimatı vermiş ve bunu “Süregelen Rus askeri operasyonu tehdidi” ile gerekçelendirmişti.

Paylaşın

ABD Başkanı Biden, Enflasyonu Soran Gazeteciye Küfür Etti

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, düzenlediği basın toplantısı sırasında bir gazetecinin enflasyondaki yükselişiyle ilgili sorusuna karşılık küfür etti, “Ne aptal bir o… çocuğu” dedi.

ABD Başkanı Joe Biden, dün Beyaz Saray’da Rekabet Konseyi’yle yaptığı toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Toplantı sırasında selefi Donald Trump’a yakınlığıyla bilinen Fox News kanalının muhabiri Peter Doocy, Biden’a enflasyondaki yükselişte mesuliyet kabul edip etmediğini sordu.

Mikrofonun kapatılmadığını fark etmeyen Biden, “Hayır, daha fazla enflasyon bence bizim için mükemmel bir kazanç. Ne aptal bir o….. çocuğu” dedi. Biden’ın sözleri salonda duyuldu.

Öte yandan Biden’ın küfürlü cümlesi, Beyaz Saray’ın resmi internet sitesinde yayınlanan metinde de yer buldu. Biden’ın çıkışı, sosyal medya kullanıcıları tarafından sert şekilde eleştirildi.

Özür telefonu

Öte yandan Biden, küfür ettiği muhabir Doocy’i arayarak, söylediği sözler için kendisinden özür diledi. Amerikan basınına değerlendirmede bulunan konuya yakın kaynaklar, Biden’ın söz konusu olayın ardından Doocy’i aradığını ve özür dilediğini belirtti.

34 yaşındaki Beyaz Saray Muhabiri yaşananları çalıştığı kurum olan Fox News’ün canlı yayınında anlattı. Doocy, katıldığı canlı yayında başlangıçta başkanın hakaretini duymadığını söyledi.

‘Tepkim gecikti çünkü gördüğünüz gibi Beyaz Saray çalışanları o esnada bizi dışarı çıkarıyorlardı’ diyen Doocy sözlerine şöyle devam etti; “Daha sonra birisi ‘Hey, başkanın senin hakkında dediğini duydun mu?’ dedi. Hayır dedim, ve ne dediğini sordum.”

Biden’ın kendisini aradığını söyleyen Doocy, ABD Başkanı’nın “Bu kişisel bir şey değil dostum” dediğini belirtti.

“Biden, aramızdaki havayı yumuşattı. Bundan son derece memnunum. Güzel bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik” ifadelerini kullanan Doocy, “Biden özür diledi mi?” sorusu üzerine, “Kimsenin benden özür dilemesine ihtiyacım yok” yanıtını verdi.

Paylaşın

2022’de Ziyaret Edilebilecek En Romantik Yerler

Muhteşem gün batımları sunan kumsallardan, güzel vadilere ve inanılmaz dağlara; dünyamız, gerçekten kaçırılmaması gereken muhteşem romantik deneyimlerin bir karışımıdır. Bu yerler kesinlikle aşk hayatınızı daha önce hiç olmadığı kadar canlandıracaktır.

Haber Merkezi / İşte bu yıl sevgilinizle unutulmaz zamanlar geçirmeyi garanti eden, dünyanın en romantik yerlerinden bazılarını keşfetme rehberiniz;

Prag, Çek Cumhuriyeti

Prag’ın eski dünya cazibesi, dünyanın her yerinden aşıkları ve romantikleri kendine çekiyor. Çek Cumhuriyeti’nin başkentinde ziyareti hak eden çok sayıda turistik yer var. Buradaki Charles Köprüsü, şehrin en çok ziyaret edilen ve fotoğraflanan manzaralarından biridir, Eski Şehir Meydanı ise Prag’ın özünü temsil eder!

Amalfi Sahili, İtalya

Uçsuz bucaksız mavi denizin güzel manzarasına sahip bir uçurumun kenarındaki bir villada uyandığınızı hayal edin! Bu kulağa mükemmel geliyorsa, o zaman Amalfi Sahili bir sonraki romantik kaçamağınızdır. Bu yer, büyüleyici doğal güzelliği, yemekleri ve resmedilmeye değer güzellikteki destinasyonları ile dünyanın dört bir yanından romantikleri kendine çekiyor.

Paris, Fransa

Paris, her çiftin hayalindeki yer! Mekanın ayrı bir çekiciliği var. Işıklar Şehri ve Fransa’nın başkenti Paris, her yerden çiftleri kendine çekiyor. Avrupa’nın en romantik şehirlerinden biri olan pastoral kafeler, mükemmel Arnavut kaldırımlı sokaklar ve taze pişmiş her şeyin aromasıyla büyüleneceksiniz!

Maui, Hawaii, ABD

Tüm ada güzel olsa da, Hawaii’deki Maui kelimelerin ötesinde büyülü. Lüks tatil köyleri arayan çiftler için mükemmel bir yer. Hawaii manzarası olağanüstü ve dünyadaki diğer adalardan farklı! Bir ömür boyu deneyim için, çiftler muhteşem Hana Otoyolu boyunca gidebilir ve güzel Haleakala Ulusal Parkı’nı keşfedebilir.

Maldivler

Maldivler romantizmle eş anlamlıdır! Kusursuz sahil destinasyonu olan Maldivler, tropikal romantik bir destinasyon denilince akla gelen ilk destinasyondur. Hint Okyanusu’nun en iyi manzarasını sunan Maldivler’in dünyadaki en güzel adalardan biri olarak derecelendirilmesine şaşmamalı!

Napa Vadisi, Kaliforniya, ABD

Napa Vadisi her gezginin hayalidir! Yeryüzündeki bu romantik cennet, bir çok doğal cazibeyle doludur. Yer, dünyanın önde gelen şarap imalathanelerinden biridir. Üzüm bağlarının muhteşem manzarasını sunan bu yer, romantik olmayan bir kalbi bile bir sevgiliye dönüştürebilir!

Krabi, Tayland

Kilometrelerce uzanan nefes kesici sahil şeridi, el değmemiş kumsalları ve yüzden fazla adaya sahip olan Krabi, Tayland ve dünyanın en popüler romantik destinasyonlarından biridir. Yer, bazı şaşırtıcı doğa harikalarıyla kutsanmıştır. İster parti yapmak ister sadece romantik bir plaj tatiline çıkmak isteyin, Krabi herkes için bir şeyler sunar.

Serengeti, Tanzanya

Sevgilinizle ormanda bir gece geçirmekten daha romantik ve maceralı bir şey olabilir mi? Tanzanya’daki Serengeti Ulusal Parkı tam size ve sevgilinize göre. Serengeti, Afrika’daki en eski ve en bilinen vahşi yaşam koruma alanlarından biridir! Heyecan verici, değil mi?

Paylaşın

ABD’deki Halkbank Davasının Askıya Alınmasına Karar Verildi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Manhattan 2. Temyiz Mahkemesi, Halkbank’ın ABD Yüksek Mahkemesi’ne yaptığı itiraz başvurusu neticelenene kadar federal hükümetin bankaya karşı açtığı davayı askıya almaya karar verdi. Karar, aynı zamanda Halkbank’a ceza davasına karşı savunma yapmak zorunda kalmadan temyize gitme imkanı da sağlıyor.

Halkbank’a karşı ABD’de yürüyen yargı sürecinde bir gelişme daha yaşandı. İran’a yönelik Amerikan yaptırımlarını delmekle suçlanan Halkbank ile ilgili dava süreci, Yüksek Mahkeme’ye itiraz başvurusu nedeniyle donduruldu.

Bankacılıkta dolandırıcılık, kara para aklama ve İran’a yönelik ABD yaptırımlarını delme suçlamalarıyla yargılanan Halkbank son olarak “Yabancı Egemen Devlet Dokunulmazlık Yasası” kapsamında bulunduğu ve bu nedenle yargılanamayacağı teziyle temyize gitmiş, ancak temyiz mahkemesi Ekim ayındaki kararında bankaya yöneltilen suçlamaların “ticari faaliyet istisnaları” kapsamına girdiğine hükmederek bu bağlamda bankanın üstüne atılı suçlardan dolayı yargılanabileceğine karar vermişti. Halkbank bunun üzerine ABD’nin anayasa mahkemesi konumundaki Yüksek Mahkeme’ye başvuruda bulunmuştu.

Cuma günü Manhattan 2’nci Bölge İstinaf Mahkemesinde görülen duruşmada mahkeme, Yüksek Mahkeme’ye yapılan başvuru nedeniyle yargılama sürecinin dondurulmasına hükmetti. Mahkeme, Halkbank’ın dava dosyasının Yüksek Mahkeme’ye gönderilmesini kabul ederek savcılığın, başvuru sürecinde eş zamanlı olarak yargılamanın devam etmesi talebini reddetti.

Davayı açan ABD Adalet Bakanlığı, davanın geciktirilmesine karşı çıkarak Halkbank’ın dokunulmazlık iddialarının davayla ilgili önemli soru işaretleri oluşturmadığını ve hızlı yargılama yönündeki kamusal yararı arka plana itecek bir nitelik taşımadığını savunmuştu.

Halkbank, İran’a yönelik ABD yaptırımlarını İran, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) paravan şirketler ve para transfer şirketleri aracılığıyla delmekten yargılanıyor. Savcılık, Halkbank’ı petrol gelirlerini altına ve ardından nakde çevirerek İran’ın çıkarlarına hizmet etmek, ayrıca petrol gelirlerinin transferini temize çıkarmak için sahte gıda sevkiyatı belgeleri oluşturmakla suçluyor.

Halkbank’a aynı zamanda, erişimi sınırlandırılmış fonlardan 20 milyar doları gizlice transfer etmesi için İran’a yardım ettiği, bu miktarın en az 1 milyar dolarlık bölümünün Amerikan mali sistemi içinde aklandığı suçlaması yöneltiliyor.

Suçlamaları reddeden Halkbank ise söz konusu davada yargılanmasının Yüksek Mahkeme’nin benzer davalardaki içtihadıyla tezat oluşturduğunu savunarak ABD tarihinde ilk kez ‘Yabancı Egemen Devlet Dokunulmazlığı Yasası’ kapsamındaki bir kurumun yargılanmasına yeşil ışık yakıldığını” savunuyor. Halkbank avukatları, bankanın “dokunulmazlığa sahip olduğu bir davada savunma yapmaya zorlanmasının bankaya onarılamaz ölçüde hasar vereceğini vurguluyor.

Paylaşın

ABD’den Hipersonik Füze Denemesi Yapan Kuzey Kore’ye Yaptırım

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Kuzey Kore’nin hipersonik füze denemesi yapmasının ardından bu ülkeye yönelik yeni yaptırımlar açıkladı. ABD, Kuzey Kore’nin silah ve füze programına ekipman sağlayan 6 Kuzey Koreli ve 1 Rus ile Rusya merkezli 1 firmayı yaptırım listesine aldı.

ABD Hazine Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Rusya ve Çin’den malzeme alarak Kuzey Kore’nin silah programlarına destek vermekle suçlanan 6 Kuzey Kore ve 1 Rusya vatandaşı ile Rusya merkezli 1 firmanın yaptırım listesine alındığı belirtildi.

Söz konusu adımların, Kuzey Kore’nin silah programını ilerletmesini önlemek amacıyla atıldığı bildirilen açıklamada, bu adımların Kuzey Kore’nin Eylül 2021’den bu yana Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ederek yaptığı 6 füze denemesi nedeniyle alındığı vurgulandı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Terör ve Finansal İstihbarattan Sorumlu ABD Hazine Bakanlığı Müsteşarı Brian Nelson ise bu yaptırımlar ile Kuzey Kore’nin denizaşırı ülkelerden silah alışverişinin hedef alındığını belirterek, “Kuzey Kore’nin son dönemde yaptığı denemeler, uluslararası toplumun diplomasi ve silahlardan arınma çağrılarına rağmen Kuzey Kore’nin yasaklı programlarına devam ettiğinin kanıtıdır.” görüşünü paylaştı.

Kuzey Kore’nin füze denemeleri

Kuzey Kore Merkezi Haber Ajansı (KCNA), ülkede hipersonik füze denemesinin başarıyla gerçekleştiğini duyurdu. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un izlediği denemede, 1000 kilometre mesafedeki sularda hedefi başarıyla vuran hipersonik füze test edildi.

Japonya ve Güney Kore, 11 Ocak’ta Kuzey Kore’nin “balistik olma ihtimali yüksek füze denemesi yaptığını” duyurmuştu. İki ülke, füzenin havada sesten 10 kat daha hızlı hareket ettiğini bildirmişti. Kuzey Kore, 5 Ocak’ta da “hipersonik füzeyi başarıyla denediğini” açıklamıştı. Kuzey Kore, Eylülden bu yana 6 füze denemesi yapmıştı.

Hipersonik füze denemeleri bölge için zorlu bir zamanda geldi. Pekin’deki Kış Olimpiyatları’nın başlamasına üç haftadan biraz daha uzun bir süre var. Ayrıca, Güney Kore’de yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri de yaklaşmakta. Pyongyang geçen hafta, koronavirüs pandemisi ve ABD’yi ifade eden “düşman güçler” nedeniyle Olimpiyatlara sporcu göndermeyeceğini açıklamıştı.

Kuzey Kore’nin en önemli taleplerinden biri, ABD’nin son yıllarda ülke ekonomisini sıkıştıran tüm yaptırımları kaldırması. Washington ise yaptırımların kalkması için Pyongyang’ın önce nükleer silah programından vazgeçmesi gerektiğini söylüyor.

Paylaşın

ABD’de Yıllık Enflasyon 40 Yılın Zirvesinde

ABD’de Aralık ayı enflasyon rakamları açıklandı. Enflasyon yıllık yüzde 7 ile Haziran 1982’den bu yana kayda geçen en yüksek seviyeye çıktı. ABD’de Kasım ayında yıllık enflasyon yüzde 6,8 olarak açıklanmıştı. Bu rakam da Haziran 1982’den bu yana kayda geçen en yüksek enflasyon oranıydı.

Aralık ayındaki artış, hükümetin yıllık yüzde 2 hedefinin oldukça üzerinde. Aralık, enflasyon oranının yüzde 6’nın üzerinde seyrettiği üst üste üçüncü, yüzde beşin üzerinde ise üst üste yedinci ay oldu oldu.

Otomobiller gibi temel kalemlere yönelik artan talebe karşılık tedarik zincirindeki sorunlar enflasyondaki artışı tetikliyor. Borçlanma maliyetlerindeki artış, otomobil gibi alımları daha pahalı hale getirerek talebi düşürmeyi amaçlıyor.

Ancak Çalışma Bakanlığı’nın Çarşamba günü yayımladığı rapora göre, enflasyonist baskıların bir kısmının hafiflediğine dair işaretler görülüyor.

Bunlar arasında ilk sırada enerji maliyetleri var. Enerji maliyetleri Nisan ayından beri ilk kez düşerek, Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 0,4 azaldı. ABD’de son 12 ayda enerji maliyetleri yaklaşık yüzde 30 arttı.

Fed faiz arttırımına gidebilir

Tüketici fiyatlarının neredeyse 40 yılın en yüksek artışını gösterdiğini belirten analistler, bu durumun ABD Merkez Bankasının (Fed) mart ayında faiz artırımına başlayacağı beklentilerini destekleyebileceği öngörüsünde bulunuyor. Birçok ekonomist Fed’in 2022’de dört kez faiz arttırımı yapabileceği tahminini yürütüyor.

FED’in enflasyonu durdurmak için faiz arttırımına gitmesi ev, araç, işyeri ve ihtiyaç kredisi alanlar için borcun yükselmesi anlamına gelecek.

Faiz arttırımı ayrıca Fed’de keskin bir politika değişimine de işaret edecek. Fed uzun süredir politika faizini sabit tutuyor, ayrıca aylık bono alışlarıyla uzun dönemli faiz oranlarını düşürerek borçlanma ve harcamayı teşvik ediyordu.

Paylaşın