Trump, Afganistan’da Bırakılan Askeri Ekipmanları Geri İstiyor

ABD Başkanı Donald Trump, 2021 yılında, ABD’nin Afganistan’dan çekilirken bıraktığı milyarlarca dolar değerindeki askeri teçhizatın geri alınması çağrısını yeniledi. 

Haber Merkezi / Donald Trump, ilk kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Taliban’ın eline geçen ekipmanların güvence altına alınamamasını eleştirdi.

Trump, “Geride milyarlarca dolar değerinde ekipman bıraktık,” dedi ve ekledi: “Her yıl sergilediklerini görüyorsunuz… bayrağı sallıyorlar ve Amerika hakkında konuşuyorlar.”

“Bunların hepsi birinci sınıf şeyler. Bence bu ekipmanların çoğunu geri almalıyız” diyen Donald Trump, ekipmanları kurtarmak için somut bir plan sunmadı.

ABD Savunma Bakanlığı’na göre, 7 milyar dolardan fazla değerinde askeri teçhizat Afganistan’da bırakıldı.

ABD’nin çekilmesinin ardından Kabil’de iktidarı ele geçiren Taliban, o tarihten bu yana ele geçirdiği ABD askeri teçhizatlarını kamuoyuna teşhir ediyor.

Donald Trump’ın açıklamaları, geri çekilmenin nasıl ele alınacağıyla ilgili tartışmayı yeniden alevlendirdi. Trump, süreçte yer alan askeri yetkililer sorulduğunda ise, “hepsini kovacağım” yanıtını verdi.

Ancak, ABD Merkez Komutanlığı’nın eski komutanı General Kenneth F. McKenzie Jr. da dahil olmak üzere süreçte yer alan kilit isimler çoktan emekli oldu.

McKenzie daha önce, 13 ABD askerinin ölümüne yol açan Abbey Gate’deki intihar saldırısı da dahil olmak üzere, geri çekilmenin başarısızlıklarının tüm sorumluluğunu kabul etmişti.

Paylaşın

Trump, Zelenski’nin Maden Anlaşmasını İmzalayacağını Duyurdu

ABD Devlet Başkanı Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin, Rusya’ya karşı ABD’nin askeri yardımını karşılamak üzere nadir toprak mineralleri anlaşmasını imzalamak üzere cuma günü Beyaz Saray’ı ziyaret edeceğini söyledi.

Haber Merkezi / Ukraynalı yetkililer bu hafta başında anlaşmanın tamamlanmaya yakın olduğunu söylemişti. Volodimir Zelenski, ABD’nin 500 milyar dolardan fazla değerinde bir anlaşma imzalaması için baskı yaptığını ve bu anlaşmanın “10 nesil” Ukraynalıyı bu anlaşmayı ödemeye zorladığını ifade etmişti.

Basında çıkan haberlere göre ABD Ukrayna’nın doğal kaynaklarının kullanımından elde edilmesi beklenen 500 milyar dolarlık gelire ilişkin taleplerini geri çekti, fakat Ukrayna’ya kesin güvenlik garantileri vermedi.

ABD Devlet Başkanı Trump, Joe Biden yönetimi sırasında Ukrayna’ya yapılan yardımların geri ödenmesi kapsamında Ukrayna’nın ABD’ye 500 milyar dolar değerinde ham madde sağlamasının gerektiğini söylemişti. Trump Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yönelik anlaşma sağlanması halinde Ukrayna’da barış gücüne ihtiyaç duyulacağını da ifade etmişti.

Amerikalı ve Ukraynalı liderlerin, ABD’nin Ukrayna’nın minerallerine erişimini öngören bir anlaşmayı imzalanmaya yakın olduğunu söylemesinin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de kabinesini toplamıştı. Nadir toprak elementleri hakkındaki toplantının ardından açıklama yapan Putin, ABD’ye, Rusya işgali altındaki Ukrayna topraklarındakiler de dahil olmak üzere nadir minerallere erişim sunmaya açık olduğunu söylemişti.

Ukrayna’nın mineral rezervleri

Kiev’in tahminlerine göre dünyadaki kritik ham maddelerin yüzde 5’i Ukrayna’da bulunuyor. Bunlar arasında yaklaşık 19 milyon ton grafit rezervi yer alıyor. Grafit elektrikli araçların bataryalarının yapımında kullanılıyor.

Ukrayna’nın aynı zamanda Avrupa’nın lityum rezervlerinin üçte birine sahip olduğu tahmin ediliyor. Ukrayna’da nadir bulunan 17 elementin önemli miktarda rezervi de bulunuyor. Bu elementler silah, rüzgar türbini, elektronik gibi ürünlerin imalatında kullanılıyor.

Paylaşın

ABD’den Ukrayna’ya “Nadir Elementler Anlaşmasını İmzala” Çağrısı

ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Ukrayna yönetiminin ABD’ye yönelik eleştirilerinin “kabul edilemeyeceğini” belirterek, Kiev’i söylemini yumuşatmaya ve nadir elementler anlaşmasını hızlı bir şekilde imzalamaya çağırdı.

ABD Başkanı Trump, ülkesinin üç yıldır Ukrayna’ya yaptığı milyarlarca dolarlık askerî yardım karşılığında Ukrayna’dan 500 milyar dolarlık nadir elementlere erişim talep etmiş, geçen hafta da anlaşma taslağını Zlenski’ye iletmek üzere Hazine Bakanı Scott Bessent’i Kiev’e göndermişti.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zlenski’yi “diktatör” diye nitelendirmesiyle dün doruk noktasına çıkan gerilim sürüyor. Öncesinde Trump Zlenski’nin Ukrayna’daki desteğinin yüzde 4 olduğunu ve ülkede seçimlere gidilmesi gerektiğini savunmuş, Zlenski de Kiev merkezli bir araştırma enstitüsünün oylarını yüzde 57’de gösteren anketine atıfla “Şu an beni değiştirmek isteyen varsa bu mümkün olmayacak” demişti.

Zlenski, Trump’ın Ukrayna’nın nadir elementleriyle ilgili imzalamak istediği anlaşmayı da gerekli güvenlik garantilerini içermediği gerekçesiyle imzalamadığını belirterek “Ben Ukrayna’yı savunuyorum. Ülkemizi satamam” demişti.

Yanıt olarak Trump’ın Ukrayna’da olağanüstü hal nedeniyle seçim düzenlenmemesine atıfla Zlenski’yi “diktatör” diye nitelendirmesi ve “Hızlı hareket etse iyi olur. Aksi takdirde geride bir ülkesi kalmayacak” demesi, gözleri Trump’ın Ukrayna temsilcisi Keith Kellogg’un bugün Kiev’e yapacağı ziyarete çevirmişti.

Ancak Kellogg – Zlenski görüşmesi sonrasında planlanan basın toplantısı iptal edildi. Toplantının ABD’nin isteği üzerine iptal olduğu bildirildi.

Kiev’de basın toplantısı düzenlenmedi ancak Washington’dan bugün gelen bir başka mesaj görüşmenin içeriğini ortaya koyar nitelikteydi. Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Ukrayna yönetiminin ABD’ye yönelik eleştirilerinin “kabul edilemeyeceğini” belirterek Kiev’i söylemini yumuşatmaya ve nadir elementler anlaşmasını hızlı bir şekilde imzalamaya çağırdı.

Waltz, Kellogg – Zlenski görüşmesinin hemen öncesinde Fox TV’ye yaptığı açıklamada, nadir elementler anlaşmasının Ukrayna için “umabileceği en iyi güvenlik garantisi olduğunu”, ülkeye ABD’nin yatırım yapmasının yeni bir cephane sevkiyatından çok daha fazlası anlamına geldiğini kaydetti.

Donald Trump Ukrayna’daki elementlerin yüzde 50’sini istiyor

ABD Başkanı Trump, ülkesinin üç yıldır Ukrayna’ya yaptığı milyarlarca dolarlık askerî yardım karşılığında Ukrayna’dan 500 milyar dolarlık nadir elementlere erişim talep etmiş, geçen hafta da anlaşma taslağını Zlenski’ye iletmek üzere Hazine Bakanı Scott Bessent’i Kiev’e göndermişti.

Zlenski, kabul etmediğini söylediği taslakta ülkenin nadir elementlerinin yüzde 50’sinin ABD’ye devredilmesinin öngörüldüğünü belirtmişti. ABD yardımlarının bir dökümünü yapan Zlenski, Washington’dan Ukrayna’ya 67 milyar dolarlık silah ve 31,5 milyar dolarlık bütçe yardımı yapıldığını, karşılığında 500 milyar dolarlık nadir element talebinin “ciddi bir diyalog” olmadığını söylemişti.

Elektrikli taşıtlardan rüzgâr türbinlerine, cep telefonlarından yeşil enerjiye pek çok ileri teknoloji cihazının üretiminde kullanılan nadir toprak elementleri giderek daha fazla önem kazanıyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Trump, Zelenski’ye “Diktatör” Dedi Ve “Hızlı Hareket Etmesi” İçin Uyardı

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi  “diktatör” olarak nitelendiren ABD Devlet Başkanı Donald Trump, “Zelenski hızlı hareket etse iyi olur. Aksi takdirde geride bir ülkesi kalmayacak” dedi.

Donald Trump, “Ukrayna’yı seviyorum ama Zelenski korkunç bir iş yaptı. Ülkesi yıkım içinde ve milyonlarca insan gereksiz yere öldü. Ve bu böyle devam ediyor” ifadelerini kullandı.

ABD ile Rusya arasında Riyad’da gerçekleşen üst düzey görüşmeler sonrasında Ukrayna yönetimine baskı artıyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, görüşmelerden haberdar olmadığını ve Ukraynasız yapılacak müzakereleri de, sonuçlarını da tanımayacaklarını açıklamıştı.

Bu açıklamanın ardından ABD Başkanı Donald Trump, Zelenski’nin Ukrayna’da yüzde 4’lük desteği bulunduğunu belirterek ülkenin seçimlere gitmesi gerektiğini kaydetmişti. Zelenskiy, şahsına olan desteği yüzde 57 olarak gösteren Kiev merkezli son kamuoyu yoklamalarını kaynak göstermiş, “Şu an beni değiştirmek isteyen varsa bu mümkün olmayacak” demişti.

Trump, Zelenski’ye  sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile yanıt verdi. Trump, “Mütevazı derecede başarılı bir komedyen olan Zelenski, ABD’yi 350 milyar dolar harcamaya, kazanılamaz ve ABD ile Trump olmadan asla anlaşmaya varamayacağı bir savaşa girmeye ikna etti” dedi.

ABD’nin Ukrayna savaşı için Avrupa’dan 200 milyar dolar daha fazla harcadığını belirten Trump, Zelenski’nin seçim yapmayı reddettiğini ve kamuoyu anketlerinde destek oranının da son derece düşük olduğunu söyledi. Trump, “Seçimler olmadan diktatör olarak Zelenski hızlı hareket etse iyi olur yoksa geriye bir ülkesi kalmayacak” dedi.

Kendisinden önceki Başkan Joe Biden’ın Ukrayna politikasını da eleştiren Donald Trump, “Ukrayna’yı seviyorum ama Zelenski berbat bir iş çıkardı. Ülkesi paramparça ve milyonlar gereksiz şekilde öldü ve bu devam ediyor” dedi.

Putin’den görüşmeler sonrası ilk açıklama

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Amerikalı ve Rus yetkililer arasında yapılan görüşmelerinden ardından ilk kez açıklama yaptı.

“Rusya ve ABD arasındaki güven seviyesini arttırmadan Ukrayna krizi dahil pek çok konuyu çözmek imkansız” diyen Putin, Riyad’da yapılan görüşmelerden övgüyle söz etti, görüşmelerin amacının ABD ve Rusya arasındaki güvenin arttırılması olduğunu belirtti.

Zelenski, Suudi Arabistan’daki ABD – Rusya görüşmelerine davet edilmemelerine tepki göstererek şu ifadeleri kullandı: “Rus temsilcilerle ABD’li temsilciler arasında, Ukrayna hakkında ama Ukrayna masada olmadan görüşme yapılıyor.”

Rusya Devlet Başkanı Putin ise Moskova’nın Avrupalılar ya da Kiev ile müzakereleri hiçbir zaman reddetmediğini savundu.

ABD ve Rusya arasındaki görüşmelere “histerik tepkiler verilmesine gerek olmadığını” söyleyen Putin, “Kimseye bir şey dayatmıyoruz. Biz hazırız. Bunu yüzlerce kez söyledim, istiyorlarsa lütfen bu müzakerelerin gerçekleşmesine izin versinler. Biz de müzakereler için masaya dönmeye hazır olacağız” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Zelenski, ABD’nin Nadir Mineraller Teklifini Reddetti: Sömürge Anlaşması

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’nın nadir mineral varlığının yüzde 50’sini ABD’ye vermeyi öngören teklifini reddetti.

Ukrayna, titanyum, nadir toprak metalleri ve doğal gaz dahil olmak üzere 109 önemli mineral yatağına sahip. Bu mineral yataklarından bazıları Rusya işgali altında veya ön cephe bölgelerinde.

2024’ün başlarında, Ukrayna enerji firması Naftogaz, sektörün ekonomik önemini vurgulayarak 500 milyon doların üzerinde kar bildirdi.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, ABD Başkanı Donald Trump’ın sunduğu mineral teklifini reddettiğini açıkladı.

Münih Güvenlik Konferansı için gittiği Almanya’da açıklama yapan Zelenski, ABD’nin Ukrayna’daki nadir toprak minerallerine erişmesini sağlayacak anlaşma önerisini imzalamamaları yönünde bakanlarına talimat verdiğini, çünkü önerinin ABD çıkarlarına çok daha fazla odaklandığını söyledi.

Teklif, cuma günü ​​Zelenski’nin Münih’te ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ile yaptığı görüşmelerin önemli bir gündemiydi. Associated Press’e (AP) konuşan üst düzey bir Ukraynalı yetkili, Trump’ın mineraller karşılığında herhangi bir özel güvenlik garantisi sunmadığını dile getirdi.

Adı açıklanmayan kaynaklar, teklifin ABD’nin Kiev’deki nadir toprak minerallerini Joe Biden yönetimi tarafından Ukrayna’ya verilen desteğin “tazmini” ve gelecekteki yardımların karşılığı olarak kullanmayı amaçladığını öne sürdü.

Eski bir üst düzey yetkili, “Bu bir sömürge anlaşması ve Zelenski bunu imzalayamaz,” diye konuştu.

Zelenski, cumartesi günü Münih’te AP’ye yaptığı açıklamada, “Bakanların ilgili anlaşmayı imzalamasına izin vermedim çünkü bence bu anlaşma bizi ve çıkarlarımızı korumaya yönelik değil,” dedi.

Ukrayna, havacılık, savunma ve nükleer gibi endüstrilerde kullanılan kritik minerallerden oluşan geniş rezervlere sahip. Trump yönetimi, Çin’e bağımlılığı azaltmak için bunlara erişmekle ilgileniyor.

Ancak Zelenski, herhangi bir anlaşma karşılığında Rusya’nın olası saldırılarını caydıracak güvenlik garantileri sunulmasını talep ediyor. Ukrayna lideri, “Benim için güvenlik garantisi ve yatırım arasındaki bağlantı çok önemli,” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

ABD’nin Suriye’de Bundan Sonraki Hamlesi Ne Olacak?

Beşar Esad’ın devrilmesinden sonra ABD’nin, IŞİD’le mücadeleye odaklanan askeri koalsiyonun bir parçası olarak Suriye’de kalıp kalmayacağı belirsizliğini koruyor.

İsrail’de bulunan Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nden dış politika uzmanı Gallia Lindenstrauss, “Kimse IŞİD’in yeniden canlandığını görmek istemiyor. Bana kalırsa bu açıdan ABD buradaki az sayıda askerinin etkili olduğunu anlıyor. Neden çekilsin?” diyor.

ABD’nin Suriye’deki varlığının geleceği, Türkiye ve İsrail’den gelen farklı taleplerin gölgesinde belirsizlikle karşı karşıya. İsrail, ABD’nin Suriye’de IŞİD’le mücadelede Kürt güçlerine desteği sürdürmesini istiyor. Türkiye ise bu stratejiye karşı çıkıyor.

Suriye’de bulunan 2 bin ABD askeri, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adını taşıyan Arap-Kürt koalisyonuna IŞİD’le mücadelede destek veriyor. SDG’nin kontrolündeki cezaevlerinde de binlerce IŞİD militanı tutuluyor.

Washington’daki düşünce kuruluşu Demokrasileri Koruma Vakfı uzmanlarından Sinan Ciddi, ABD Başkanı Donald Trump’ın seçim kampanyasında Amerika’nın önceliklerini dikkate alma vaadinde bulunduğunu hatırlatıyor; ancak diğer yandan da Suriye’den 2 bin askeri çekmesi halinde önemli bir güvenlik tehdidi olasılığıyla karşı karşıya kalınabileceği görüşünü dile getiriyor.

Ankara ise terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olarak gördüğü SDG’ye Washington’un destek vermesine karşı çıkıyor.

Uzmanlara göre ABD’nin Suriye’deki askeri varlığı şimdiye kadar, sınırda konuşlu bulunan Türk ordusunun SDG’yi bozguna uğratmasını engelledi. Ancak SDG için zamanın daralıyor olabileceğini söyleyenler de var.

Eski bir diplomat olan dış politika uzmanı Aydın Selcen bugüne kadar bu güçleri koruyan tek şeyin ABD himayesi olduğunu ve SDG’nin ülkedeki yeni süreçte Şam ile güçlerini birleştirmek ve Suriye Silahlı Kuvvetleri’ne katılmak konusunda karar vermek zorunda olduğunu belirtiyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’nin yeni yöneticileriyle yakın ilişkileri var. Erdoğan, lağvedilmezse SDG’nin Türkiye’nin saldırısıyla karşı karşıya kalacağını söylüyor.

İsrail’den Suriye Demokratik Güçleri’ne destek

İsrail hükümeti ise IŞİD tehdidi karşısında Suriye Demokratik Güçleri’ne destek verdiğini ifade ediyor.

İsrail’de bulunan Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nden dış politika uzmanı Gallia Lindenstrauss, “Kimse IŞİD’in yeniden canlandığını görmek istemiyor. Bana kalırsa bu açıdan ABD buradaki az sayıda askerinin etkili olduğunu anlıyor. Neden çekilsin?” diyor.

İsrail, Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürt varlığına Batı’nın desteğinin sürdüğünü görmek istediğini ve bu kapsamda diplomatik çabaların olacağını açıkladı. Dışişleri Bakanı Israel Katz, Suriyeli Kürtler’in İsrail’in müttefiki olarak öneminin altını çizdi.

Sinan Ciddi, İsrail hükümetinin Suriyeli Kürtler gibi devlet dışı aktörlere daha fazla resmi ve hükümet desteği sağlama yönündeki hamlelerinin arttığı görüşünde. Ciddi buna neden olarak, İsrailliler’in, çok önem verdikleri bazı büyük güvenlik kaygılarını engellemede, SDG’yi güvenilir bulmasını gösteriyor.

Türkiye’nin Hamas’a verdiği destek de ABD yönetimi için büyük bir sorun teşkil ediyor. Zira ABD bir yandan İsrail’in kendisini yok etmek isteyenlere karşı koruma çabalarını desteklerken, diğer yandan da bölgede istikrarı sağlamaya yönelik olasılıkları değerlendiriyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Donald Trump’tan Nükleer Silahların Sınırlandırılması Hamlesi

ABD Başkanı Donald Trump, hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hem de Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ile “nükleer silah stoklarına” sınırlama getirilmesi konusunda görüşmek istediğini söyledi.

Haber Merkezi / Donald Trump, ilk döneminde Vladimir Putin ile nükleer silahların azaltılması konusunda bir anlaşmaya vardığını ve Çin’in de buna “çok açık” olduğunu söyledi, ancak Kaovid – 19 salgını başlayınca bu çabalar sekteye uğradı.

ABD Başkanı Trump, konuya yeniden bakacağını, Putin ve Şi ile görüşmelere başlayacağını ve muhtemelen üçlü bir toplantıya geçebileceğini ifade etti. Trump, toplantıların nerede gerçekleştiğinin kendisi için önemli olmadığını belirterek, “Önemli olan nihai sonuçtur” dedi.

Trump, ABD’nin hasımlarından bu konuyla ilgili taahhüt almayı umut ettiğini söylerken, zaten dünyayı 50, hatta 100 kez tahrip edebilecek nükleer silah stoklarına sahip olduklarına işaret etti, “Yepyeni nükleer silahlar geliştirmemizin hiçbir nedeni yok, zaten çok fazla nükleer silahımız var” dedi.

Devasa boyutta nükleer silah stokları bulunan ABD ve Rusya’dan sonra Çin’in de bu alanda gelişme kaydettiğine dikkat çeken ABD Başkanı, Pekin’in beş ya da altı yıl içinde “nükleer yıkım yaratma kapasitesini yakalayacağı” öngörüsünü paylaştı.

Ukrayna ve Ortadoğu’da “işleri yoluna koyduktan sonra”, ilk iş olarak Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile üçlü zirve düzenlemek istediğini anlatan Trump, “Onlara ‘hadi gelin savunma bütçemizi yarıya indirelim’ demek istiyorum. Ve biz bunu yapabiliriz. Ve bence bunu yapacağız” dedi.

Donald Trump, Çin ve Rusya ile nükleer silahsızlanma konusunda uzlaşabilmeleri halinde, nükleer silahlara harcanan parayı daha verimli ve işlevsel şeylere harcayabilmeyi umut ettiğini de sözlerine ekledi.

Paylaşın

Trump, Putin İle Ukrayna Savaşını Sona Erdirmek İçin Anlaştı

ABD Devlet Başkan Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile, Ukrayna’daki savaşı bitirmek için “hemen müzakerelere başlama” konusunda anlaştıklarını söyledi.

Haber Merkezi / Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi de görüşme hakkında bilgilendireceklerini ifade etti.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini açıkladı.

Trump, Putin ile, Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek için “derhal müzakerelere başlanması” konusunda anlaştıklarını ifade etti.

Donald Trump, “Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’yi arayarak görüşme hakkında kendisini bilgilendireceğiz, ki ben de bunu hemen şimdi yapacağım” dedi.

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Vladimir Putin ile Donald Trump arasında gerçekleşen telefon görüşmesini doğruladı.

Peskov, “Çok uzun bir telefon görüşmesiydi, neredeyse bir buçuk saat sürdü” diye ekledi.

Kremlin Sözcüsü, Putin’in “çatışmanın temel nedenlerine değinilmesi gerektiğini” söylediğini de aktardı. Dmitri Peskov, Putin’in Trump’ı Moskova’ya davet ettiğini de ifade etti.

Paylaşın

ABD Devlet Başkanı Trump, Gazze Planında Israrcı

Beyaz Saray’da Ürdün Kralı II. Abdullah ile bir araya gelen Donald Trump, Gazze’nin ABD tarafından kontrol edilmesi ve Filistin halkının yeniden yerleştirilmesi yönündeki tartışmalı önerisini yineledi.

Donald Trump, Ürdün ve Mısır’ın Filistinlileri kabul etmeyi reddetmeleri halinde, ABD yardımını kesebileceğini ifade etti.

Reuters / Ipsos’un 7 – 9 Şubat tarihleri ​​arasında gerçekleştirdiği bir anket, ABD halkının yüzde 74’ünün ABD’nin Gazze’yi kontrol etmesine ve Filistinlileri yerlerinden edilmesine karşı olduğunu ortaya koydu.

ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray’d Ürdün Kralı Abdullah’ı ağırladı. Trump, Filistinlilerin Gazze dışında güvenli bir yerde yaşayacaklarını söyledi. Ürdün Kralı Filistinlilerin ülkesine yerleştirilmesi teklifine ilişkin, “Konuyu herkesin çıkarına olacak şekilde nasıl çözebiliriz bakmamız gerekir” diye konuştu.

Donald Trump ve Ürdün Kralı Abdullah Oval Ofis’te basına kapalı görüşme öncesinde basın mensuplarından gelen soruları yanıtladı.

Gazze’yi satın almayacaklarını, denetimini alarak düzgün bir şekilde yöneteceklerini söyleyen Başkan Trump, “Geniş kapsamlı bir ekonomik kalkınma olacak; belki de o bölgedeki en büyüğü. Orada otel, ofis binaları ve konut dahil pek çok iyi şey inşa edilecek. Burayı olması gereken bir alana dönüştüreceğiz” diye konuştu.

ABD Başkanı Trump Cumartesi gün ortasına kadar Hamas’ın rehineleri serbest bırakmaması halinde ateşkesin iptal edilmesi gerektiğini söylemişti.

Bu görüşünü tekrarlayan Trump “Bu süre zarfını karşılayabileceklerini şahsen düşünmüyorum. Sert oynamak istiyorlar ama ne kadar sert olduklarını göreceğiz” diye konuştu.

ABD Başkanı, “Gazze’nin yeniden inşası sürecinde Ortadoğu halkları için çok iş imkanı olacağını belirterek, “Bir elmas olabilir. Ortadoğu için büyük bir imkan olabilir. Barış olacak. Her 10 yılda bir aynı şeyler yaşanıyor. Çok uzun süre izledim. Gazze’deki ölüm ve yıkımı… Medeniyet silindi Gazze’de” ifadelerini kullandı.

Gazze konusunda Mısır ve Ürdün ile ilerleme sağlayabileceklerini belirten Trump, “Çok karmaşık bir şey değil. ABD’nin bu toprakları kontrol etmesiyle Ortadoğu’da ilk kez istikrar olacak. Filistinliler ya da şu anda Gazze’de yaşayan insanlar bir başka yerde güzel şekilde yaşıyor olacaklar. Güvenli bir şekilde yaşayacaklar” dedi.

Ürdün Kralı Abdullah ise sosyal medya platformu X’ten yaptığı açıklamada, Başkan Trump’la yaptığı görüşmede, Gazze’deki ya da Batı Şeria’daki Filistinliler’in çıkarılmasına karşı olduğunu yinelediğini söyledi.

Bunun Arap ülkelerinin ortak bir tutumu olduğunu söyleyen Ürdün Kralı, “Filistinliler’i yerinden etmeden ve insani duruma çözüm bularak Gazze’nin yeniden inşası hepimiz için öncelik olmalı” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump ise Mısır ve Ürdün’le konuya ilişkin ilerleme sağlanması konusunda iyimser konuştu.

Ürdün Kralı Abdullah meselenin herkesin çıkarına olacak şekilde çözümünün değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kral Abdullah, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Arap ülkelerinin planlarını görüşmek üzere ilgili tarafları Riyad’a davet ettiğini belirtti.

Ürdün Kralı, kanser olan ya da durumu kritik olan 2 bin çocuğu en kısa zamanda Ürdün’e sevk edeceklerini de açıkladı. ABD Başkanı Trump bu gelişmeyi “güzel bir jest” olarak tanımladı.

Filistinliler’in Gazze yeniden inşa edilirken Mısır, Ürdün ve başka ülkelere yerleştirilmesi fikrinin arkasında duran ABD Başkanı Trump, “Şunu unutmayalım. Sadece Gazze Şeridi’nde olmak istiyorlar çünkü başka türlüsünü bilmiyorlar. Bir alternatifleri olmadı hiçbir zaman. Bir alternatifleri olduğunda, tek bir kişi bile olduğu yerde kalmak istemeyecek. Cehennemde yaşıyorlar” diye konuştu.

Donald Trump’ın çıkarı ne?

Ortadoğu, Trump’ın oğulları Eric ve Donald Junior tarafından yönetilen gayrimenkul ve otelcilik devi “Trump Organization” için giderek daha önemli bir pazar haline geldi. Trump Organization, son birkaç yılda Suudi Arabistan merkezli emlak şirketi Dar Global ile birkaç anlaşmaya imza attı.

Dar Global Suudi Arabistan’ın Cidde ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentlerinde “Trump Tower” markalı iki gökdelen projesi duyururken, Umman’da Trump markalı lüks bir otel ve golf tesisinin inşaatı sürüyor. Dubai’de 2005 yılında konutlar ve lüks bir otelden oluşan “Trump Tower” projesi duyurulmuş ancak küresel ekonomik zorluklar nedeniyle 2011 yılında inşaattan vazgeçilmişti.

Trump’ın halihazırda Dubai’de 2017 yılında açılmış bir golf kulübü bulunuyor. Golf kulübü projesi, Hüseyin Sajwani tarafından yönetilen emlak şirketi DAMAC ortaklığıyla geliştirilmişti. Sajwani Ocak 2025’te Trump ile basın toplantısında şirketinin ABD’de yeni veri merkezleri inşa etmek için “en az” 20 milyar dolar yatırım yapacağını söyledi.

Umman, Cidde ve Dubai’deki yeni anlaşmalar Trump Organization’un gökdelenleri tasarlayıp yönetmesini kapsıyor, ancak mülk sahipliğini içermiyor. Şirketin anlaşmaları temelde marka kullanım hakkıyla ilgili. Trump ailesi kendi isimlerinin kullanılması karşılığında milyonlarca dolar kazanıyor.

Kushner’den Trump’ın oğullarına kadar ailenin farklı üyeleri Ortadoğu’nun şirket için artan önemine dair defalarca açıklamalarda bulundu. Cidde anlaşmasının duyurulmasından kısa süre önce Eric Trump İngiliz Financial Times gazetesine verdiği demeçte” bölgede kesinlikle yeni projelerimiz olacak. Bölge inanılmaz bir büyüme gösteriyor ve bu kısa sürede durmayacak” demişti.

(Kaynaklar: VOA Türkçe, DW Türkçe)

Paylaşın

Donald Trump, Yine ABD’nin Gazze’ye “Çökeceğini” Söyledi

ABD Başkanı Donald Trump, yine ABD’nin Gazze’yi “devralacağını” ve “sahipleneceğini” söyledi. Donald Trump, söz konusu planın bölgeyi “Orta Doğu’nun Rivierası”na dönüştürebileceğini ifade etti.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler’e “Filistin halkını ve devredilemez haklarını koruma” çağrısında bulunarak, Trump’ın yapmak istediğinin “uluslararası hukukun ciddi bir ihlali” olacağının altını çizdi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, Gazze’nin kontrolünü ele geçirme planını yineleyerek, Orta Doğu’daki diğer devletlerin savaştan harap olmuş bölgenin bazı kısımlarını yeniden inşa etmelerine izin verebileceğini belirtti.

Pazar günü New Orleans’taki Super Bowl’a giderken Air Force One uçağında gazetecilere açıklamalarda bulunan Trump, “Gazze’yi satın almaya ve sahiplenmeye kararlıyım. Orayı yeniden inşa etme konusunda, Orta Doğu’daki diğer devletlere oranın bazı bölümlerini inşa etmeleri için verebiliriz,” ifadelerini kullandı.

Donald Trump, “Başkaları bunu bizim himayemiz altında yapabilir. Ama biz orayı sahiplenmeye, almaya ve Hamas’ın geri dönmemesini sağlamaya kararlıyız. Geriye dönülecek hiçbir şey yok. Burası bir yıkım alanı. Geri kalanı da yıkılacak,” diye ekledi.

Trump yerleşim bölgesini “dünyanın herhangi bir yerinde yaşamak için en tehlikeli yer” olarak nitelendirdi ancak “burayı gelecekte birileri tarafından geliştirilmesi için çok iyi bir yer haline getireceğiz” dedi.

Donald Trump, “Diğer ülkelerin buranın bir kısmını geliştirmesine izin vereceğiz. Çok güzel olacak. İnsanlar dünyanın her yerinden gelip orada yaşayabilir” ifadelerini kullandı ve ekledi: “Ama biz Filistinlilerle ilgileneceğiz. Onların güzel, uyum ve barış içinde yaşamalarını ve öldürülmemelerini sağlayacağız.”

ABD Başkanı, Gazze’nin kontrolünü ele geçirme planınıyaklaşık bir hafta önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşmenin ardından açıklamıştı.

O zaman yerinden edilen Filistinlilerin Gazze’ye geri dönmek istemeyeceğini söylemişti. Pazar günü gazetecilere yaptığı açıklamada Trump, Arap ülkelerinin kendisiyle görüştükten sonra Filistinlileri almayı kabul edeceklerini belirterek, Filistinlilerin seçme şansları olması halinde Gazze’yi terk edeceklerinde ısrar etti.

Donald Trump, “Gazze’ye dönmek istemiyorlar. Onlara daha güvenli bir bölgede bir ev verebilirsek – Gazze’ye dönmekten bahsetmelerinin tek nedeni bir alternatiflerinin olmaması,” dedi Trump. “Bir alternatifleri olsa Gazze’ye dönmek istemezler” dedi.

Trump’ın Filistinlileri yeniden yerleştirme ve Gazze’yi “Orta Doğu’nun Rivierası” haline getirme planı dünya çapında liderler ve yetkililer tarafından yaygın bir şekilde kınandı.

Ürdün, Suudi Arabistan, Fransa, İspanya, İrlanda, Almanya, Türkiye, İran ve Brezilya gibi ülkeler zorla yerinden edilmeye karşı olduklarını dile getirdiler. Avustralya, Rusya ve Çin ise iki devletli çözümün tek yol olduğunu vurguladı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise “her türlü etnik temizlikten kaçınmanın elzem olduğunu” söyledi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler’e “Filistin halkını ve devredilemez haklarını koruma” çağrısında bulunarak, Trump’ın yapmak istediğinin “uluslararası hukukun ciddi bir ihlali” olacağının altını çizdi.

Trump: Bir noktada sabrımızı kaybedeceğiz

Trump pazar günü ayrıca, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes hakkında da konuştu ve Filistinli militan grup tarafından serbest bırakılan son üç İsrailli rehinenin görüntülerini izledikten sonra anlaşmaya yönelik sabrını kaybetmeye başladığını vurguladı.

Trump gazetecilere, “Bugün geri dönen rehineleri izledim ve Holokost’tan kurtulanlara benziyorlardı. Korkunç durumdaydılar. Bir deri bir kemik kalmışlardı” dedi ve ekledi: “Buna daha ne kadar katlanabileceğimizi bilmiyorum… bir noktada sabrımızı kaybedeceğiz. Bunu izlediğimde, top sürmeye devam etmemiz gereken bir anlaşmamız olduğunu biliyorum ancak onlar gerçekten kötü durumdalar.”

Donald Trump ayrıca, Rusya’nın Ukrayna’da devam etmekte olan geniş çaplı işgalini sona erdirmekten de bahsetti ve savaş başladığında başkan olsaydı bunun asla gerçekleşmeyeceğini iddia etti.

Trump, “Bıktım artık. Şöyle diyelim, bu kadar yeter. Ve daha pek çok konuşma yapmayı bekliyorum. Bu savaşı sona erdirmek zorundayız,” dedi ve ekledi: “Asla olmamalıydı, ben başkan olsaydım asla olmazdı.”

Trump pazar günü yaptığı açıklamada, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Moskova’nın Ukrayna’daki savaşını sona erdirme konusunda bir ya da daha fazla telefon görüşmesi yaptığını açıkladı.

Paylaşın