ABD, Trump – Zelenski Gerginliğinin Ardından Ukrayna’ya Yardımları Askıya Aldı

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’ya yönelik tüm yardımları askıya aldı. Karar, Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski arasında Beyaz Saray’da yaşanan gerginliğin ardından geldi.

Karar, Trump’ın savunma bakanı Pete Hegseth ve başkan yardımcısı JD Vance’in yanı sıra dışişleri bakanı Marco Rubio, ulusal istihbarat direktörü Tulsi Gabbard ve Trump’ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff’un da katıldığı Beyaz Saray toplantısının ardından alındı.

İsmi açıklanmayan üst düzey bir hükümet yetkilisine dayandırdığı haberinde Fox News, bunun “geçici” bir adım olduğunu vurguladı.

New York Times gazetesi ise yardımların geleceğinin Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’nin Rusya ile müzakerelere başlama niyetine bağlı olduğunu yazdı. Gazeteye göre durdurma kararı hemen yürürlüğe girerken Ukrayna’ya gönderilme sürecinde olan yüz milyonlarca dolarlık silahın teslimatı iptal edildi.

Haber ajansı AFP’ye konuşan bir Beyaz Saray yetkilisi de bu hamlenin Kiev üzerinde baskıyı artırarak Zelenski’yi müzakereye zorlamayı amaçladığını belirtti.

Trump, karardan hemen önce Zelenski’ye kamuoyu önünde yönelttiği eleştirileri sürdürmüş ve barış anlaşmasını desteklemediği sürece Ukrayna liderinin uzun süre görevinde kalamayacağını söylemişti. ABD şu ana dek Ukrayna’ya en büyük askeri desteği veren ülke ve hava savunma da dahil kritik yardımlarda bulunuyordu.

Trump son olarak ülkesinin Volodimir Zelenski’ye “daha fazla tahammülü kalmadığını” söyleyerek, Ukrayna Devlet Başkanını barış müzakerelerini engellemekle suçladı.

Trump kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada, “Amerika’nın çok fazla tahammülü kalmadı. Bu adam (Zelenskiy) Amerika’nın desteği olduğu sürece barış istemiyor” dedi.

Beyaz Saray’da Zelenski ile yaptığı gergin görüşmenin ardından Pazartesi günü basın toplantısında konuşan Trump, Ukrayna’ya askeri yardımı askıya almayı henüz “konuşmadığını” söylemiş ve “ne olacağını göreceğiz” dedi. Trump ayrıca Zelenski’nin “daha minnettar olması” gerektiğini belirtti.

Trump, Ukrayna liderinin savaşın sona ermesinin “çok çok uzak” olduğu konusundaki beyanları için de “haklı çıkmasa iyi olur” diye de ekledi. Trump, barış için herhangi bir anlaşmaya Rusya ve Ukrayna ile varılması, Avrupa ve ABD’nin de “onay ve rızasının” alınması gerektiğini söyledi.

Donald Trump, “Belki de birileri anlaşma yapmak istemiyordur” diye devam eden Trump, bu durumda [görevde] “çok uzun olmayacaklarını” ifade etti.

Trump’ın paylaşımı ardından Zelenski de sosyal medya platformu üzerinden yaptığı açıklamada, ülkesinin “bu savaşı sona erdirmek” için “esaslı” bir diplomasi oluşturmasının çok önemli olduğunu söyledi.

Barışa yönelik diğer adımların “yakında geleceğini” ve Ukraynalıların barış istediğini belirten Zelenski, “Savaşı durdurmamız ve güvenliği garanti altına almamız gerekiyor. Amerika ve Avrupalı ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz ve barışa giden yolda ABD’nin desteğini umuyoruz. Bir an önce barışa ihtiyaç var.” dedi.

Avrupa daha fazla rol üstlenmeye hazır

Beyaz Saray’daki toplantı başarısızlıkla sonuçlanınca, Zelenski Avrupa’daki müttefikleriyle görüşmeler yaptı. Londra’da İngiltere Başbakanı Keir Starmer tarafından sıcak bir şekilde karşılandı.

Westminster’de konuşan Starmer, İngiltere’nin Ukrayna’ya barış gücü gönderme teklifini yineledi ve Ukrayna’ya 5 bin hava savunma füzesi için 2 milyar dolar sağlayacağını duyurdu. Starmer, bu yatırımın İngiliz ekonomisine geri dönüş sağlayacağını vurguladı.

Starmer, İngiltere Parlamentosu’ndaki konuşmasında “Avrupa’nın kıtamızda barışı desteklemek için büyük bir sorumluluk alması doğru. Ancak başarılı olmak için bu çabanın güçlü bir ABD desteğine de ihtiyacı var” dedi.

Bu açıklama, Starmer’ın Pazar günü Londra’da 18 müttefikiyle yaptığı görüşmelerin ardından geldi. Görüşmede Starmer, ABD’nin Ukrayna’ya desteğinde tereddüt göstermesi nedeniyle Avrupa’nın “tarihin bir dönüm noktasında” olduğunu söyledi.

Pazartesi günü ayrıca, üç yıllık savaşın merkezindeki iki liderin dünyaya verdiği mesajlar, bu komşuların savaşı bitirme konusunda ne kadar farklı yaklaşımlara sahip olduğunu gösterdi.

Zelenski, ülkesinin ABD ile nadir toprak elementleri anlaşmasını imzalamaya hazır olduğunu ve Trump ile ilişkileri düzeltebileceğine inandığını söyledi.

Volodimir Zelenski, “Ukrayna’nın başarısızlığı sadece [Rusya Devlet Başkanı Vladimir] Putin’in başarısı değildir,” dedi. “Bu, Avrupa’nın başarısızlığıdır. Bu, Amerika Birleşik Devletleri’nin başarısızlığıdır. Hepimiz, Putin’e kazanma fırsatı vermemekle ilgileniyoruz.”

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov ise gazetecilere şu açıklamayı yaptı: “Cuma günü Beyaz Saray’da yaşananlar, Ukrayna konusunda bir çözüme ulaşmanın ne kadar zor olacağını gösterdi. Kiev rejimi ve Zelenski barış istemiyor.”

Peskov, “Savaşın devam etmesini istiyorlar. Bu durumda, Washington’un çabaları ve Moskova’nın hazır olması tek başına yeterli olmayacaktır. Eksik olan çok önemli bir unsur var” diye ekledi.

Dimitri Peskov, bir gün önce yaptığı açıklamada, Washington’un Rusya’ya yönelik dış politikasındaki değişimin büyük ölçüde Moskova’nın vizyonuyla örtüştüğünü söyledi.

Paylaşın

ABD Tarihinde Bir İlk: Trump, İngilizceyi Resmi Dil Yaptı

ABD tarihinde bir ilke imza atan Donald Trump, İngilizceyi Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) resmi dili olarak belirleyen bir başkanlık kararnamesi yayınladı. 

Resmi dil, hükümetin resmi, günlük işlerini yürütmek için kullandığı dildir. Bir veya daha fazla resmi dile sahip olmak, bir ulusun karakterini ve içinde yaşayanların kültürel kimliğini tanımlamaya yardımcı olabilir.

Bir dilin önceliklendirilmesi, belirli etnik kimlikleri güç pozisyonuna sokabilir ve dili tanınmayanları dışlayabilir.

Bu kararname, eski Başkan Bill Clinton’ın, hükümetin ve federal fon alan kuruluşların İngilizce konuşmayanlara dil yardımı sağlamasını zorunlu kılan talimatını iptal ediyor.

Kararnamede, “İngilizce’yi resmi dil olarak belirlemek sadece iletişimi kolaylaştırmakla kalmayacak, aynı zamanda ortak ulusal değerleri pekiştirecek ve daha uyumlu ve verimli bir toplum yaratacaktır” deniliyor.

Kararname, federal fon alan devlet kurumları ve kuruluşların İngilizce dışındaki dillerde belge ve hizmet sunmaya devam edip etmeyeceklerini seçmelerine izin veriyor.

Ayrıca kararnamede, “Yeni Amerikalılar’ı karşılarken ulusal dilimizin öğrenilmesini ve benimsenmesini teşvik eden bir politikanın ABD’yi ortak bir yuva haline getireceği ve yeni vatandaşları Amerikan rüyasını gerçekleştirme konusunda güçlendireceği” ifadesi yer alıyor.

Başkanlık kararnamesinde, “İngilizce konuşmak sadece ekonomik olarak kapıları açmakla kalmaz, aynı zamanda yeni gelenlerin toplumlarına dahil olmalarına, ulusal geleneklere katılmalarına ve toplumumuza karşılığını vermelerine yardımcı olur” deniliyor.

İngilizce’nin ABD’de resmi dil olmasını savunan bir grup olan U.S. English’e göre, 30’dan fazla eyalet İngilizce’yi resmi dil olarak belirleyen yasaları kabul etti.

Kongre üyeleri yıllarca İngilizce’nin ABD’nin resmi dili olarak kabul edilmesi için yasa tasarısı sunmuş, ancak bu çabalar başarılı olamamıştı.

Trump’ın geçen ay göreve başlamasından birkaç saat sonra yeni yönetim Beyaz Saray’ın resmi internet sitesinin İspanyolca versiyonunu kaldırdı.

Beyaz Saray o zaman internet sitesinin İspanyolca versiyonunu tekrar yayına sokmaya kararlı olduğunu açıklamıştı. Cumartesi günü itibariyle İspanyolca site geri yüklenmedi. Beyaz Saray bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine ilişkin bir mesaja henüz yanıt vermedi.

Trump ilk döneminde web sitesinin İspanyolca versiyonunu kapatmıştı. Başkan Joe Biden’ın 2021’de göreve başlamasıyla birlikte İspanyolca versiyon yeniden kullanıma açılmıştı.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Trump Ve Zelenski Tartıştı: Üçüncü Dünya Savaşı İle Kumar Oynuyorsun

ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Oval Ofis’te tartıştı. Trump, Zelenski’ye “şükretmelisin” derken, Başkan Yardımcısı JD Vance, Zelenski’yi saygısız olarak nitelendirdi.

Haber Merkezi / ABD Başkanı Trump, sosyal medya hesabından Zelenski’nin “Barışa hazır olmadığını” “tespit ettiğini” duyurdu.

Volodimir Zelenski, sosyal medya platformu üzerinden Amerikan halkına şükranlarını iletti ancak paylaşımında Trump ve Vance ile yaptığı görüşmeye doğrudan değinmedi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşme sırasında son derece gergin anlar yaşandı. Trump ve Başkan Yardımcısı JD Vance, Zelenski’yi ABD’ye müteşekkir olmamakla suçladı. Trump, “müteşekkir davranmıyorsun ve bu hiç hoş değil” dedi.

Trump ve Vance, ABD’nin Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirmeye çalıştığı sırada Ukrayna liderinin güvenlik garantileri talep etmesine tepki göstererek, Zelenski’ye yüksek sesle çıkıştı. Trump, Ukrayna’nın daha fazla Rus saldırganlığından korunması için ABD’den güvenlik taahhütleri isteyen Zelenski’ye bunun saygısızlık olduğunu söyledi.

Volodimir Zelenski, Donald Trump’a, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in barış vaatlerine güvenilemeyeceğini ve Rus liderinin geçmişte verdiği sözleri tutmadığını belirtti. Trump ise, Putin’in kendisiyle yaptığı anlaşmaları bozmadığını ifade etti. Trump, Zelenski’ye “daha müteşekkir olmalısın” dedi ve Ukraynalı liderin “3. Dünya Savaşı ile kumar oynadığını” söyledi.

Trump, Zelenski’ye hitaben, “Ülkenizin başı büyük belada. Kazanmıyorsunuz. Bundan bizim sayemizde kurtulma şansınız yüksek. Yalnız değilsiniz. Aptal başkanımız aracılığıyla size 350 milyar dolar verdik. Size askeri teçhizat verdik … Eğer askeri teçhizatımız olmasaydı, bu savaş iki hafta içinde biterdi.”

Görüşme sırasında Trump’ın yanında olan JD Vance, Zelenski’nin Oval Ofis’te Amerikan medyasının önünde Trump ile tartışarak saygısızlık yaptığını savundu. Vance, Volodimir Zelenski’ye, “Bir kez olsun ‘teşekkür ederim’ dediniz mi?” diye sordu.

ABD Başkanı Trump, sosyal medya hesabından Zelenski’nin “Barışa hazır olmadığını” “tespit ettiğini” duyurdu. Zelenski ise, sosyal medya platformu üzerinden Amerikan halkına şükranlarını iletti ancak paylaşımında Trump ve Vance ile yaptığı görüşmeye doğrudan değinmedi.

Zelenski ile görüşmeden kısa bir süre sonra Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada, Trump ve Vance’in “her zaman Amerikan halkının ve ABD’nin dünyadaki konumuna saygı duyanların çıkarlarını savunacağı” belirtildi. Açıklamada, “Amerikan halkının istismar edilmesine asla izin vermeyecekler” denildi.

Polonya Başbakanı Donald Tusk, “Sevgili Zelenski, sevgili Ukraynalı dostlar, yalnız değilsiniz” yazdı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, gazetecilerin sorusu üzerine saldıran tarafın Rusya olduğunu ve Ukrayna halkının saldırıya uğrayanlar olduğunu ifade etti.

Avrupa ülkeleri ve müttefiklerin üç yıl önce Ukrayna’ya yardım etmekte ve Rusya’ya yaptırım uygulamakta ve bunu yapmaya devam etmekte haklı olduklarını ekledi. Macron ayrıca onurları, hakları ve Avrupa’nın güvenliği için savaşanlara “saygı” duymanın önemli olduğunu söyledi.

Trump – Zelenski tartışmasıyla ilgili açıklama yapan Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, “Küstah domuz sonunda Oval Ofis’te uygun bir tokat yedi. Trump haklı, Kiev rejimi üçüncü dünya savaşıyla kumar oynuyor” ifadelerini kullandı.

Medvedev, “Oval Ofis’te acımasız bir azarlama. Trump kokain palyaçosunun yüzüne ilk kez gerçeği söyledi: Kiev rejimi üçüncü dünya savaşıyla oynuyor. Nankör domuz, sahiplerinden sert bir tokat yedi. Bu yararlı ancak yeterli değil. Nazi makinesine askeri yardımı durdurmamız gerekiyor” dedi.

İki lider geçtiğimiz haftalarda birbirine karşı çeşitli ithamlarda bulunmuştu. Zelenski, Trump’ın Rusya tarafından yaratılan “bir dezenformasyon alanında yaşadığını” söylemiş, ABD başkanı Zelenski’yi “diktatör” olmakla suçlamıştı.

Mineral anlaşması nasıl gündeme geldi?

Anlaşma ilk olarak Trump tarafından ortaya atıldı. Trump, Ukrayna’ya askeri yardım karşılığında 500 milyar dolar değerindeki nadir toprak elementleri adı verilen maden çıkarılması hakkı istediklerini söyledi. Zelenski, bunu “devletimi satamam” diyerek reddetti. Bunun üzerine taraflar anlaşma şartları üzerinde görüşmeye başladı.

Gelinen noktada Ukrayna’nın anlaşmanın maddi kısmını kabul etmeye hazır olduğu, ancak Zelenski’nin ABD tarafından Ukrayna’ya yönelik somut güvenlik taahhütlerini anlaşmaya dahil etmek istediği anlaşılıyor.

Paylaşın

Trump, Afganistan’da Bırakılan Askeri Ekipmanları Geri İstiyor

ABD Başkanı Donald Trump, 2021 yılında, ABD’nin Afganistan’dan çekilirken bıraktığı milyarlarca dolar değerindeki askeri teçhizatın geri alınması çağrısını yeniledi. 

Haber Merkezi / Donald Trump, ilk kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Taliban’ın eline geçen ekipmanların güvence altına alınamamasını eleştirdi.

Trump, “Geride milyarlarca dolar değerinde ekipman bıraktık,” dedi ve ekledi: “Her yıl sergilediklerini görüyorsunuz… bayrağı sallıyorlar ve Amerika hakkında konuşuyorlar.”

“Bunların hepsi birinci sınıf şeyler. Bence bu ekipmanların çoğunu geri almalıyız” diyen Donald Trump, ekipmanları kurtarmak için somut bir plan sunmadı.

ABD Savunma Bakanlığı’na göre, 7 milyar dolardan fazla değerinde askeri teçhizat Afganistan’da bırakıldı.

ABD’nin çekilmesinin ardından Kabil’de iktidarı ele geçiren Taliban, o tarihten bu yana ele geçirdiği ABD askeri teçhizatlarını kamuoyuna teşhir ediyor.

Donald Trump’ın açıklamaları, geri çekilmenin nasıl ele alınacağıyla ilgili tartışmayı yeniden alevlendirdi. Trump, süreçte yer alan askeri yetkililer sorulduğunda ise, “hepsini kovacağım” yanıtını verdi.

Ancak, ABD Merkez Komutanlığı’nın eski komutanı General Kenneth F. McKenzie Jr. da dahil olmak üzere süreçte yer alan kilit isimler çoktan emekli oldu.

McKenzie daha önce, 13 ABD askerinin ölümüne yol açan Abbey Gate’deki intihar saldırısı da dahil olmak üzere, geri çekilmenin başarısızlıklarının tüm sorumluluğunu kabul etmişti.

Paylaşın

Trump, Zelenski’nin Maden Anlaşmasını İmzalayacağını Duyurdu

ABD Devlet Başkanı Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin, Rusya’ya karşı ABD’nin askeri yardımını karşılamak üzere nadir toprak mineralleri anlaşmasını imzalamak üzere cuma günü Beyaz Saray’ı ziyaret edeceğini söyledi.

Haber Merkezi / Ukraynalı yetkililer bu hafta başında anlaşmanın tamamlanmaya yakın olduğunu söylemişti. Volodimir Zelenski, ABD’nin 500 milyar dolardan fazla değerinde bir anlaşma imzalaması için baskı yaptığını ve bu anlaşmanın “10 nesil” Ukraynalıyı bu anlaşmayı ödemeye zorladığını ifade etmişti.

Basında çıkan haberlere göre ABD Ukrayna’nın doğal kaynaklarının kullanımından elde edilmesi beklenen 500 milyar dolarlık gelire ilişkin taleplerini geri çekti, fakat Ukrayna’ya kesin güvenlik garantileri vermedi.

ABD Devlet Başkanı Trump, Joe Biden yönetimi sırasında Ukrayna’ya yapılan yardımların geri ödenmesi kapsamında Ukrayna’nın ABD’ye 500 milyar dolar değerinde ham madde sağlamasının gerektiğini söylemişti. Trump Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yönelik anlaşma sağlanması halinde Ukrayna’da barış gücüne ihtiyaç duyulacağını da ifade etmişti.

Amerikalı ve Ukraynalı liderlerin, ABD’nin Ukrayna’nın minerallerine erişimini öngören bir anlaşmayı imzalanmaya yakın olduğunu söylemesinin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de kabinesini toplamıştı. Nadir toprak elementleri hakkındaki toplantının ardından açıklama yapan Putin, ABD’ye, Rusya işgali altındaki Ukrayna topraklarındakiler de dahil olmak üzere nadir minerallere erişim sunmaya açık olduğunu söylemişti.

Ukrayna’nın mineral rezervleri

Kiev’in tahminlerine göre dünyadaki kritik ham maddelerin yüzde 5’i Ukrayna’da bulunuyor. Bunlar arasında yaklaşık 19 milyon ton grafit rezervi yer alıyor. Grafit elektrikli araçların bataryalarının yapımında kullanılıyor.

Ukrayna’nın aynı zamanda Avrupa’nın lityum rezervlerinin üçte birine sahip olduğu tahmin ediliyor. Ukrayna’da nadir bulunan 17 elementin önemli miktarda rezervi de bulunuyor. Bu elementler silah, rüzgar türbini, elektronik gibi ürünlerin imalatında kullanılıyor.

Paylaşın

ABD’den Ukrayna’ya “Nadir Elementler Anlaşmasını İmzala” Çağrısı

ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Ukrayna yönetiminin ABD’ye yönelik eleştirilerinin “kabul edilemeyeceğini” belirterek, Kiev’i söylemini yumuşatmaya ve nadir elementler anlaşmasını hızlı bir şekilde imzalamaya çağırdı.

ABD Başkanı Trump, ülkesinin üç yıldır Ukrayna’ya yaptığı milyarlarca dolarlık askerî yardım karşılığında Ukrayna’dan 500 milyar dolarlık nadir elementlere erişim talep etmiş, geçen hafta da anlaşma taslağını Zlenski’ye iletmek üzere Hazine Bakanı Scott Bessent’i Kiev’e göndermişti.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zlenski’yi “diktatör” diye nitelendirmesiyle dün doruk noktasına çıkan gerilim sürüyor. Öncesinde Trump Zlenski’nin Ukrayna’daki desteğinin yüzde 4 olduğunu ve ülkede seçimlere gidilmesi gerektiğini savunmuş, Zlenski de Kiev merkezli bir araştırma enstitüsünün oylarını yüzde 57’de gösteren anketine atıfla “Şu an beni değiştirmek isteyen varsa bu mümkün olmayacak” demişti.

Zlenski, Trump’ın Ukrayna’nın nadir elementleriyle ilgili imzalamak istediği anlaşmayı da gerekli güvenlik garantilerini içermediği gerekçesiyle imzalamadığını belirterek “Ben Ukrayna’yı savunuyorum. Ülkemizi satamam” demişti.

Yanıt olarak Trump’ın Ukrayna’da olağanüstü hal nedeniyle seçim düzenlenmemesine atıfla Zlenski’yi “diktatör” diye nitelendirmesi ve “Hızlı hareket etse iyi olur. Aksi takdirde geride bir ülkesi kalmayacak” demesi, gözleri Trump’ın Ukrayna temsilcisi Keith Kellogg’un bugün Kiev’e yapacağı ziyarete çevirmişti.

Ancak Kellogg – Zlenski görüşmesi sonrasında planlanan basın toplantısı iptal edildi. Toplantının ABD’nin isteği üzerine iptal olduğu bildirildi.

Kiev’de basın toplantısı düzenlenmedi ancak Washington’dan bugün gelen bir başka mesaj görüşmenin içeriğini ortaya koyar nitelikteydi. Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Ukrayna yönetiminin ABD’ye yönelik eleştirilerinin “kabul edilemeyeceğini” belirterek Kiev’i söylemini yumuşatmaya ve nadir elementler anlaşmasını hızlı bir şekilde imzalamaya çağırdı.

Waltz, Kellogg – Zlenski görüşmesinin hemen öncesinde Fox TV’ye yaptığı açıklamada, nadir elementler anlaşmasının Ukrayna için “umabileceği en iyi güvenlik garantisi olduğunu”, ülkeye ABD’nin yatırım yapmasının yeni bir cephane sevkiyatından çok daha fazlası anlamına geldiğini kaydetti.

Donald Trump Ukrayna’daki elementlerin yüzde 50’sini istiyor

ABD Başkanı Trump, ülkesinin üç yıldır Ukrayna’ya yaptığı milyarlarca dolarlık askerî yardım karşılığında Ukrayna’dan 500 milyar dolarlık nadir elementlere erişim talep etmiş, geçen hafta da anlaşma taslağını Zlenski’ye iletmek üzere Hazine Bakanı Scott Bessent’i Kiev’e göndermişti.

Zlenski, kabul etmediğini söylediği taslakta ülkenin nadir elementlerinin yüzde 50’sinin ABD’ye devredilmesinin öngörüldüğünü belirtmişti. ABD yardımlarının bir dökümünü yapan Zlenski, Washington’dan Ukrayna’ya 67 milyar dolarlık silah ve 31,5 milyar dolarlık bütçe yardımı yapıldığını, karşılığında 500 milyar dolarlık nadir element talebinin “ciddi bir diyalog” olmadığını söylemişti.

Elektrikli taşıtlardan rüzgâr türbinlerine, cep telefonlarından yeşil enerjiye pek çok ileri teknoloji cihazının üretiminde kullanılan nadir toprak elementleri giderek daha fazla önem kazanıyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Trump, Zelenski’ye “Diktatör” Dedi Ve “Hızlı Hareket Etmesi” İçin Uyardı

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi  “diktatör” olarak nitelendiren ABD Devlet Başkanı Donald Trump, “Zelenski hızlı hareket etse iyi olur. Aksi takdirde geride bir ülkesi kalmayacak” dedi.

Donald Trump, “Ukrayna’yı seviyorum ama Zelenski korkunç bir iş yaptı. Ülkesi yıkım içinde ve milyonlarca insan gereksiz yere öldü. Ve bu böyle devam ediyor” ifadelerini kullandı.

ABD ile Rusya arasında Riyad’da gerçekleşen üst düzey görüşmeler sonrasında Ukrayna yönetimine baskı artıyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, görüşmelerden haberdar olmadığını ve Ukraynasız yapılacak müzakereleri de, sonuçlarını da tanımayacaklarını açıklamıştı.

Bu açıklamanın ardından ABD Başkanı Donald Trump, Zelenski’nin Ukrayna’da yüzde 4’lük desteği bulunduğunu belirterek ülkenin seçimlere gitmesi gerektiğini kaydetmişti. Zelenskiy, şahsına olan desteği yüzde 57 olarak gösteren Kiev merkezli son kamuoyu yoklamalarını kaynak göstermiş, “Şu an beni değiştirmek isteyen varsa bu mümkün olmayacak” demişti.

Trump, Zelenski’ye  sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile yanıt verdi. Trump, “Mütevazı derecede başarılı bir komedyen olan Zelenski, ABD’yi 350 milyar dolar harcamaya, kazanılamaz ve ABD ile Trump olmadan asla anlaşmaya varamayacağı bir savaşa girmeye ikna etti” dedi.

ABD’nin Ukrayna savaşı için Avrupa’dan 200 milyar dolar daha fazla harcadığını belirten Trump, Zelenski’nin seçim yapmayı reddettiğini ve kamuoyu anketlerinde destek oranının da son derece düşük olduğunu söyledi. Trump, “Seçimler olmadan diktatör olarak Zelenski hızlı hareket etse iyi olur yoksa geriye bir ülkesi kalmayacak” dedi.

Kendisinden önceki Başkan Joe Biden’ın Ukrayna politikasını da eleştiren Donald Trump, “Ukrayna’yı seviyorum ama Zelenski berbat bir iş çıkardı. Ülkesi paramparça ve milyonlar gereksiz şekilde öldü ve bu devam ediyor” dedi.

Putin’den görüşmeler sonrası ilk açıklama

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Amerikalı ve Rus yetkililer arasında yapılan görüşmelerinden ardından ilk kez açıklama yaptı.

“Rusya ve ABD arasındaki güven seviyesini arttırmadan Ukrayna krizi dahil pek çok konuyu çözmek imkansız” diyen Putin, Riyad’da yapılan görüşmelerden övgüyle söz etti, görüşmelerin amacının ABD ve Rusya arasındaki güvenin arttırılması olduğunu belirtti.

Zelenski, Suudi Arabistan’daki ABD – Rusya görüşmelerine davet edilmemelerine tepki göstererek şu ifadeleri kullandı: “Rus temsilcilerle ABD’li temsilciler arasında, Ukrayna hakkında ama Ukrayna masada olmadan görüşme yapılıyor.”

Rusya Devlet Başkanı Putin ise Moskova’nın Avrupalılar ya da Kiev ile müzakereleri hiçbir zaman reddetmediğini savundu.

ABD ve Rusya arasındaki görüşmelere “histerik tepkiler verilmesine gerek olmadığını” söyleyen Putin, “Kimseye bir şey dayatmıyoruz. Biz hazırız. Bunu yüzlerce kez söyledim, istiyorlarsa lütfen bu müzakerelerin gerçekleşmesine izin versinler. Biz de müzakereler için masaya dönmeye hazır olacağız” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Zelenski, ABD’nin Nadir Mineraller Teklifini Reddetti: Sömürge Anlaşması

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’nın nadir mineral varlığının yüzde 50’sini ABD’ye vermeyi öngören teklifini reddetti.

Ukrayna, titanyum, nadir toprak metalleri ve doğal gaz dahil olmak üzere 109 önemli mineral yatağına sahip. Bu mineral yataklarından bazıları Rusya işgali altında veya ön cephe bölgelerinde.

2024’ün başlarında, Ukrayna enerji firması Naftogaz, sektörün ekonomik önemini vurgulayarak 500 milyon doların üzerinde kar bildirdi.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, ABD Başkanı Donald Trump’ın sunduğu mineral teklifini reddettiğini açıkladı.

Münih Güvenlik Konferansı için gittiği Almanya’da açıklama yapan Zelenski, ABD’nin Ukrayna’daki nadir toprak minerallerine erişmesini sağlayacak anlaşma önerisini imzalamamaları yönünde bakanlarına talimat verdiğini, çünkü önerinin ABD çıkarlarına çok daha fazla odaklandığını söyledi.

Teklif, cuma günü ​​Zelenski’nin Münih’te ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ile yaptığı görüşmelerin önemli bir gündemiydi. Associated Press’e (AP) konuşan üst düzey bir Ukraynalı yetkili, Trump’ın mineraller karşılığında herhangi bir özel güvenlik garantisi sunmadığını dile getirdi.

Adı açıklanmayan kaynaklar, teklifin ABD’nin Kiev’deki nadir toprak minerallerini Joe Biden yönetimi tarafından Ukrayna’ya verilen desteğin “tazmini” ve gelecekteki yardımların karşılığı olarak kullanmayı amaçladığını öne sürdü.

Eski bir üst düzey yetkili, “Bu bir sömürge anlaşması ve Zelenski bunu imzalayamaz,” diye konuştu.

Zelenski, cumartesi günü Münih’te AP’ye yaptığı açıklamada, “Bakanların ilgili anlaşmayı imzalamasına izin vermedim çünkü bence bu anlaşma bizi ve çıkarlarımızı korumaya yönelik değil,” dedi.

Ukrayna, havacılık, savunma ve nükleer gibi endüstrilerde kullanılan kritik minerallerden oluşan geniş rezervlere sahip. Trump yönetimi, Çin’e bağımlılığı azaltmak için bunlara erişmekle ilgileniyor.

Ancak Zelenski, herhangi bir anlaşma karşılığında Rusya’nın olası saldırılarını caydıracak güvenlik garantileri sunulmasını talep ediyor. Ukrayna lideri, “Benim için güvenlik garantisi ve yatırım arasındaki bağlantı çok önemli,” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

ABD’nin Suriye’de Bundan Sonraki Hamlesi Ne Olacak?

Beşar Esad’ın devrilmesinden sonra ABD’nin, IŞİD’le mücadeleye odaklanan askeri koalsiyonun bir parçası olarak Suriye’de kalıp kalmayacağı belirsizliğini koruyor.

İsrail’de bulunan Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nden dış politika uzmanı Gallia Lindenstrauss, “Kimse IŞİD’in yeniden canlandığını görmek istemiyor. Bana kalırsa bu açıdan ABD buradaki az sayıda askerinin etkili olduğunu anlıyor. Neden çekilsin?” diyor.

ABD’nin Suriye’deki varlığının geleceği, Türkiye ve İsrail’den gelen farklı taleplerin gölgesinde belirsizlikle karşı karşıya. İsrail, ABD’nin Suriye’de IŞİD’le mücadelede Kürt güçlerine desteği sürdürmesini istiyor. Türkiye ise bu stratejiye karşı çıkıyor.

Suriye’de bulunan 2 bin ABD askeri, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adını taşıyan Arap-Kürt koalisyonuna IŞİD’le mücadelede destek veriyor. SDG’nin kontrolündeki cezaevlerinde de binlerce IŞİD militanı tutuluyor.

Washington’daki düşünce kuruluşu Demokrasileri Koruma Vakfı uzmanlarından Sinan Ciddi, ABD Başkanı Donald Trump’ın seçim kampanyasında Amerika’nın önceliklerini dikkate alma vaadinde bulunduğunu hatırlatıyor; ancak diğer yandan da Suriye’den 2 bin askeri çekmesi halinde önemli bir güvenlik tehdidi olasılığıyla karşı karşıya kalınabileceği görüşünü dile getiriyor.

Ankara ise terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olarak gördüğü SDG’ye Washington’un destek vermesine karşı çıkıyor.

Uzmanlara göre ABD’nin Suriye’deki askeri varlığı şimdiye kadar, sınırda konuşlu bulunan Türk ordusunun SDG’yi bozguna uğratmasını engelledi. Ancak SDG için zamanın daralıyor olabileceğini söyleyenler de var.

Eski bir diplomat olan dış politika uzmanı Aydın Selcen bugüne kadar bu güçleri koruyan tek şeyin ABD himayesi olduğunu ve SDG’nin ülkedeki yeni süreçte Şam ile güçlerini birleştirmek ve Suriye Silahlı Kuvvetleri’ne katılmak konusunda karar vermek zorunda olduğunu belirtiyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’nin yeni yöneticileriyle yakın ilişkileri var. Erdoğan, lağvedilmezse SDG’nin Türkiye’nin saldırısıyla karşı karşıya kalacağını söylüyor.

İsrail’den Suriye Demokratik Güçleri’ne destek

İsrail hükümeti ise IŞİD tehdidi karşısında Suriye Demokratik Güçleri’ne destek verdiğini ifade ediyor.

İsrail’de bulunan Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nden dış politika uzmanı Gallia Lindenstrauss, “Kimse IŞİD’in yeniden canlandığını görmek istemiyor. Bana kalırsa bu açıdan ABD buradaki az sayıda askerinin etkili olduğunu anlıyor. Neden çekilsin?” diyor.

İsrail, Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürt varlığına Batı’nın desteğinin sürdüğünü görmek istediğini ve bu kapsamda diplomatik çabaların olacağını açıkladı. Dışişleri Bakanı Israel Katz, Suriyeli Kürtler’in İsrail’in müttefiki olarak öneminin altını çizdi.

Sinan Ciddi, İsrail hükümetinin Suriyeli Kürtler gibi devlet dışı aktörlere daha fazla resmi ve hükümet desteği sağlama yönündeki hamlelerinin arttığı görüşünde. Ciddi buna neden olarak, İsrailliler’in, çok önem verdikleri bazı büyük güvenlik kaygılarını engellemede, SDG’yi güvenilir bulmasını gösteriyor.

Türkiye’nin Hamas’a verdiği destek de ABD yönetimi için büyük bir sorun teşkil ediyor. Zira ABD bir yandan İsrail’in kendisini yok etmek isteyenlere karşı koruma çabalarını desteklerken, diğer yandan da bölgede istikrarı sağlamaya yönelik olasılıkları değerlendiriyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Donald Trump’tan Nükleer Silahların Sınırlandırılması Hamlesi

ABD Başkanı Donald Trump, hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hem de Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ile “nükleer silah stoklarına” sınırlama getirilmesi konusunda görüşmek istediğini söyledi.

Haber Merkezi / Donald Trump, ilk döneminde Vladimir Putin ile nükleer silahların azaltılması konusunda bir anlaşmaya vardığını ve Çin’in de buna “çok açık” olduğunu söyledi, ancak Kaovid – 19 salgını başlayınca bu çabalar sekteye uğradı.

ABD Başkanı Trump, konuya yeniden bakacağını, Putin ve Şi ile görüşmelere başlayacağını ve muhtemelen üçlü bir toplantıya geçebileceğini ifade etti. Trump, toplantıların nerede gerçekleştiğinin kendisi için önemli olmadığını belirterek, “Önemli olan nihai sonuçtur” dedi.

Trump, ABD’nin hasımlarından bu konuyla ilgili taahhüt almayı umut ettiğini söylerken, zaten dünyayı 50, hatta 100 kez tahrip edebilecek nükleer silah stoklarına sahip olduklarına işaret etti, “Yepyeni nükleer silahlar geliştirmemizin hiçbir nedeni yok, zaten çok fazla nükleer silahımız var” dedi.

Devasa boyutta nükleer silah stokları bulunan ABD ve Rusya’dan sonra Çin’in de bu alanda gelişme kaydettiğine dikkat çeken ABD Başkanı, Pekin’in beş ya da altı yıl içinde “nükleer yıkım yaratma kapasitesini yakalayacağı” öngörüsünü paylaştı.

Ukrayna ve Ortadoğu’da “işleri yoluna koyduktan sonra”, ilk iş olarak Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile üçlü zirve düzenlemek istediğini anlatan Trump, “Onlara ‘hadi gelin savunma bütçemizi yarıya indirelim’ demek istiyorum. Ve biz bunu yapabiliriz. Ve bence bunu yapacağız” dedi.

Donald Trump, Çin ve Rusya ile nükleer silahsızlanma konusunda uzlaşabilmeleri halinde, nükleer silahlara harcanan parayı daha verimli ve işlevsel şeylere harcayabilmeyi umut ettiğini de sözlerine ekledi.

Paylaşın