Trump, Gümrük Vergilerinde Geri Adım Attı

Çin’e yönelik gümrük vergilerini yüzde 125’e yükselten ABD Başkanı Donald Trump, 75’ten fazla ülkenin gümrük vergilerine 90 gün boyunca geçici indirim uygulanacağını açıkladı.

Donald Trump, “Çin, ABD’yi ve diğer ülkeleri sömürme devrinin artık sona erdiğini anlamalı” dedi.

ABD Başkanı Donald Trump, 90 gün süreyle Çin hariç çoğu ülkeye uyguladığı gümrük vergilerini geri çektiğini açıklarken Çin, ABD’ye yönelik misilleme tarifesini Perşembe gününden itibaren geçerli olmak üzere yüzde 84’e yükselttiğini açıkladı.

Kendisine ait Truth Social sosyal platformunda paylaşım yapan Trump “Çin’in Dünya Piyasalarına gösterdiği saygısızlık temelinde, ABD’nin Çin’e uyguladığı vergiyi derhal yürürlüğe girmek üzere % 125 artırıyorum” dedi.

Trump “Bir noktada, umarım yakın gelecekte, Çin ABD’yi ve diğer ülkeleri kazıklama günlerinin artık sürdürülebilir ve kabul edilebilir olmadığını fark edecek” dedi. Trump, 75’ten fazla ülkenin çözüm için ilgili kurumlara başvuru yaptığını ve bu ülkelerin ABD’ye karşı herhangi bir misillemede bulunmadığını vurguladı.

ABD Başkanı bu ülkelere yönelik 90 günlük ara verme kararı aldığını ve bu dönemde % 10 düzeyinde önemli ölçüde azaltılmış mütekabiliyet esasına dayalı gümrük vergilerinin uygulanmasını onayladığını belirtti.

“Liderler, popomu öpmek için sıraya girdi”

Donald Trump, Amerikan gümrük vergilerinin devreye girmesiyle birlikte küresel liderlerin ticaret anlaşması yapabilmek için kendisine “her şeyi yapmaya hazır” olduklarını söyledi.

Washington’daki Ulusal Cumhuriyetçi Kongre Komitesi Yemeği’nde konuşan Trump, “Bu ülkeler bizi arıyor, popomu öpüyorlar. Anlaşma yapabilmek için ölüyorlar. ‘Lütfen efendim, her şeyi yaparım’ diyorlar” ifadelerini kullandı.

Çin’den ABD’ye uyarı

Çin, ABD ile ekonomik ve ticari ilişkiler hakkında yayımladığı yeni politika belgesinde, Trump yönetimini “Ticaret savaşlarının kazananı olmaz ve korumacılık çıkmaz bir sokağa sürükler” sözleriyle uyardı, Washington’a “göz hizasında diyalog” çağrısı yaptı.

Çin’in politika belgesinde, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ABD Başkanı Donald Trump’ın yılın başında yaptıkları telefon görüşmesine atıf yapılarak, “ABD’nin, iki devlet başkanının telefon görüşmesinde işaret ettikleri yöne doğru ilerlemek için Çin ile güçlerini birleştirmesi beklenmektedir” deniliyor.

Karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazana dayalı işbirliği ilkelerine riayet edilmesi gerektiğine vurgu yapan Çin, iki tarafın aynı göz hizasında diyalog ve istişare yoluyla endişelerini ele alabileceklerine dikkat çekiyor, bu yolla “ikili ekonomik ve ticari ilişkilerde birlikte sağlıklı, istikrarlı ve sürdürülebilir gelişme sağlanabileceği” kaydediliyor.

Paylaşın

Donald Trump: Liderler, Popomu Öpmek İçin Sıraya Girdi

ABD Başkan Donald Trump, yeni ticaret politikalarını başlatmasının ardından, “Ülkeler bizi arıyor, popomu öpüyorlar. Anlaşma yapabilmek için ölüyorlar. ‘Lütfen efendim, her şeyi yaparım’ diyorlar” dedi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın onlarca ülkeye yönelik ek gümrük vergileri Çarşamba günü yürürlüğe girdi. Donald Trump, Amerikan gümrük vergilerinin devreye girmesiyle birlikte küresel liderlerin ticaret anlaşması yapabilmek için kendisine “her şeyi yapmaya hazır” olduklarını söyledi.

Washington’daki Ulusal Cumhuriyetçi Kongre Komitesi Yemeği’nde konuşan Trump, “Bu ülkeler bizi arıyor, popomu öpüyorlar. Anlaşma yapabilmek için ölüyorlar. ‘Lütfen efendim, her şeyi yaparım’ diyorlar” ifadelerini kullandı.

Donald Trump, Çin’e yönelik “ek yüzde 50 gümrük vergisi” tehdidini yerine getirdi. Beyaz Saray, ABD’nin Çin’e uyguladığı yeni gümrük vergisini yüzde 104’e çıkaracağını duyurdu. Trump geçen hafta çok sayıda ülkeye yeni gümrük vergileri getirirken Çin’e yüzde 34’lük ek bir gümrük vergisi ilan etmiş ve bu ülkeden gelen ürünlerden alınan vergiyi toplam yüzde 54’e çıkarmıştı.

Trump diğer ülkeleri, bir karşılık vermemeleri konusunda uyarmış, aksi takdirde yeni vergilerle karşılaşacaklarını belirtmişti. Çin ise bu tehdide rağmen 10 Nisan’dan başlayarak ABD mallarına yüzde 34 ek gümrük vergisi uygulanacağını duyurmuştu.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, vergilendirmenin 9 Nisan Çarşamba günü itibarıyla yapılacağını duyurdu. “Amerikalıların başka bir ülkeye ihtiyacı yok. Leavitt, “Başkan Trump (Donald) çelikten bir omurgaya sahip ve asla yıkılmayacak” diye ekledi.

Trump, “karşılıklı tarife” diye nitelediği gümrük vergilerinin ABD’deki üretim sektörünü canlandıracağını, Amerikan firmalarını koruyacağını, istihdam yaratacağını, ülkenin ticaret açığını azaltacağını ve ulusal borcun hafiflemesini sağlayacağını savunuyor.

Trump’ın vergileri siyasi amaçlarla kullanabileceğine de dikkat çekiliyor. Bu yılın başında Kanada ve Meksika’ya gümrük vergisi getirme tehdidinin ardından iki ülke de ABD’ye göçü ve uyuşturucu kaçakçılığını engellemek için sınır denetimlerini artırma sözü vermişti.

Çin’den ABD’ye uyarı

Çin, ABD ile ekonomik ve ticari ilişkiler hakkında yayımladığı yeni politika belgesinde, Trump yönetimini “Ticaret savaşlarının kazananı olmaz ve korumacılık çıkmaz bir sokağa sürükler” sözleriyle uyardı, Washington’a “göz hizasında diyalog” çağrısı yaptı.

Çin’in politika belgesinde, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ABD Başkanı Donald Trump’ın yılın başında yaptıkları telefon görüşmesine atıf yapılarak, “ABD’nin, iki devlet başkanının telefon görüşmesinde işaret ettikleri yöne doğru ilerlemek için Çin ile güçlerini birleştirmesi beklenmektedir” deniliyor.

Karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazana dayalı işbirliği ilkelerine riayet edilmesi gerektiğine vurgu yapan Çin, iki tarafın aynı göz hizasında diyalog ve istişare yoluyla endişelerini ele alabileceklerine dikkat çekiyor, bu yolla “ikili ekonomik ve ticari ilişkilerde birlikte sağlıklı, istikrarlı ve sürdürülebilir gelişme sağlanabileceği” kaydediliyor.

Paylaşın

ABD, Çin’e Yönelik Gümrük Vergilerini Yüzde 104’e Yükseltti

Donald Trump, Çin’e yönelik “ek yüzde 50 gümrük vergisi” tehdidini yerine getirdi. Beyaz Saray, ABD’nin Çin’e uyguladığı yeni gümrük vergisini yüzde 104’e çıkaracağını duyurdu.

Haber Merkezi / Trump geçen hafta çok sayıda ülkeye yeni gümrük vergileri getirirken Çin’e yüzde 34’lük ek bir gümrük vergisi ilan etmiş ve bu ülkeden gelen ürünlerden alınan vergiyi toplam yüzde 54’e çıkarmıştı.

Trump diğer ülkeleri, bir karşılık vermemeleri konusunda uyarmış, aksi takdirde yeni vergilerle karşılaşacaklarını belirtmişti. Çin ise bu tehdide rağmen 10 Nisan’dan başlayarak ABD mallarına yüzde 34 ek gümrük vergisi uygulanacağını duyurmuştu.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, vergilendirmenin 9 Nisan Çarşamba günü itibarıyla yapılacağını duyurdu. “Amerikalıların başka bir ülkeye ihtiyacı yok. Leavitt, “Başkan Trump (Donald) çelikten bir omurgaya sahip ve asla yıkılmayacak” diye ekledi.

Trump, “karşılıklı tarife” diye nitelediği gümrük vergilerinin ABD’deki üretim sektörünü canlandıracağını, Amerikan firmalarını koruyacağını, istihdam yaratacağını, ülkenin ticaret açığını azaltacağını ve ulusal borcun hafiflemesini sağlayacağını savunuyor.

Trump’ın vergileri siyasi amaçlarla kullanabileceğine de dikkat çekiliyor. Bu yılın başında Kanada ve Meksika’ya gümrük vergisi getirme tehdidinin ardından iki ülke de ABD’ye göçü ve uyuşturucu kaçakçılığını engellemek için sınır denetimlerini artırma sözü vermişti.

Paylaşın

ABD’den Orta Doğu’ya Ek Askeri Takviye Gönderme Kararı

ABD, Donald Trump’ın İran’ın nükleer programı konusunda yeni bir anlaşmaya varmaması halinde ülkeyi bombalamakla tehdit etmesinin ardından Orta Doğu’ya daha fazla asker konuşlandırmaya hazırlanıyor.

Haber Merkezi / Pentagon Sözcüsü Sean Parnell, Savunma Bakanı Pete Hegseth’in emriyle Harry S. Truman Uçak Gemisi Saldırı Grubu’na, ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) sorumluluk alanında bulunan Carl Vinson Uçak Gemisi Saldırı Grubu’nun da katılacağını duyurdu.

Pentagon Sözcüsü Parnell yaptığı açıklamada, İran’la yaşanan gerginliğin ardından Hegseth’in Orta Doğu’daki ABD askeri kapasitesini daha fazla savaş uçağıyla güçlendirdiğini söyledi. Açıklamada hangi uçakların konuşlandırıldığı veya tam olarak nereye gönderildiği belirtilmedi.

Ancak ABD’li yetkililerin isimlerinin açıklanmaması kaydıyla verdiği bilgiye göre, son bir haftada altı adet B-2 bombardıman uçağı Hint Okyanusu’ndaki Diego Garcia adasında bulunan ABD – İngiliz askeri üssüne taşındı.

ABD ordusunun Stratejik Komutanlığı, Diego Garcia’ya kaç adet B-2’nin ulaştığına dair bilgi vermeyi reddetti ve uçakların dahil olduğu tatbikatlar veya operasyonlar hakkında yorumda bulunmayacağını belirtti.

Parnell, “İran veya vekilleri bölgedeki Amerikan personelini ve çıkarlarını tehdit ederse, ABD halkımızı korumak için kararlı adımlar atacaktır” dedi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu Havacılık ve Uzay Birimi Başkanı Amir Ali Hajizadeh “Amerikalılar bölgede yaklaşık on askeri üsse sahipler, en azından İran yakınlarında, ve 50.000 askerleri var. Sanki cam bir evde oturuyorlar. Ve cam bir evde olduğunuzda başkalarına taş atmazsınız” dedi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi de Donald Trump yönetimi “askeri tehditlerini” sürdürdüğü sürece ABD ile doğrudan müzakereler olmayacağını söylemişti. Trump NBC News’e verdiği bir röportajda “Anlaşma yapmazlarsa bombalama olacak” demişti.

İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Trump’ın tehditlerini yerine getirmesi halinde ABD’nin ağır bir darbe yiyeceğini söylemişti.

Tahran ve Washington arasındaki gerginlik, Donald Trump’ın Mayıs 2018’de İran ile imzalanan 2015 nükleer silahsızlanma anlaşmasından çekilmesi ve Tahran’ın nükleer programına sınırlamalar karşılığında hafifletilen yaptırımları yeniden uygulamaya başlamasından bu yana arttı.

Paylaşın

Rusya Ve Ukrayna Karadeniz Ve Enerji Konularında Anlaştı

ABD, Suudi Arabistan’da Ukrayna ve Rusya ile Karadeniz’de ateşkes ve enerji tesislerine yönelik saldırıların durdurulması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Haber Merkezi / Anlaşmalar, üç yıldan uzun süredir devam eden Rusya – Ukrayna savaşında daha kapsamlı bir ateşkese doğru atılmış en önemli adım olabilir; ancak kısmi ateşkesin ne zaman yürürlüğe gireceği veya nasıl uygulanacağı henüz netlik kazanmadı.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, anlaşmanın yürürlüğe girdiğini söyledi; ancak Moskova, anlaşmanın ancak devlete ait tarım bankasını hedef alan yaptırımlar da dahil olmak üzere bazı yaptırımların kaldırılmasının ardından yürürlüğe gireceğini belirtti.

Zelenski, ABD arabuluculuğunda varılan anlaşmanın işe yarayıp yaramayacağını söylemek için henüz çok erken olduğunu belirtti, ancak mutabakatı “doğru bir adım” diye nitelendirdi. Zelenskiy, “Hiç kimse artık Ukrayna’yı kalıcı barışa yanaşmamakla suçlayamaz” dedi.

ABD heyetiyle Riyad’da yapılan görüşmelerde, ateşkesi denetleyecek üçüncü taraflar konusunun da ele alındığını belirten Zelenskiy, her iki tarafla da ilişkilerini sürdüren Türkiye’nin Karadeniz’deki durumu denetleyebileceğini, bir Ortadoğu ülkesinin de enerji anlaşmasının denetiminden sorumlu olabileceğini kaydetti.

Kısmi ateşkesi “doğru adım” olarak değerlendiren Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna ve ABD yetkililerinin deniz ateşkesini “Avrupa’dan veya örneğin Türkiye’den” üçüncü bir tarafın denetleyebileceği, enerji altyapısına yönelik saldırılara ilişkin moratoryumu ise “Orta Doğu’dan birinin” izleyebileceği konusunda anlaştıklarını söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Riyad’daki Rus ve ABD heyetlerinin “öncelikle Rusya ve Ukrayna’nın liman ve kıyı şeridine sahip olduğu önemli bir denizcilik koridoru olan Karadeniz’de güvenli deniz taşımacılığı konularını” ele aldıklarını söyledi.

Lavrov ayrıca Moskova’nın, Ukrayna’nın Karadeniz üzerinden Afrika, Orta Doğu ve Asya’da artan açlığın tehdit oluşturduğu ve yüksek gıda fiyatlarının daha fazla insanı yoksulluğa ittiği ülkelere tahıl sevk etmesine olanak tanıyan 2022 anlaşmasını “herkes tarafından kabul edilebilir bir biçimde” yeniden başlatmaya açık olduğunu söyledi.

Suudi Arabistan’daki görüşmeler, ABD Başkanı Donald Trump ile iki devlet başkanı Zelenski ve Putin arasında geçen hafta ayrı ayrı yapılan telefon görüşmelerinin ardından gerçekleşti.

Beyaz Saray, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da ABD’nin Ukrayna ve Rusya heyetleri ile 23-25 Mart tarihlerinde ayrı ayrı yaptığı görüşmelerin sonuçlarının açıklandığı iki ayrı metin yayınladı. Açıklamada, her iki ülkenin de “Karadeniz’de güvenli seyrüseferin sağlanması, güç kullanımının sona erdirilmesi ve ticarî gemilerin askerî amaçlarla kullanılmasının önlenmesi” konularında mutabık kaldığı bildirildi.

ABD’nin, Başkan Donald Trump’ın iki ülke lideriyle vardığı mutabakat uyarınca her iki ülkedeki enerji altyapısına saldırıları yasaklayacak önlemler alınması üzerinde çalıştığına da vurgu yapıldı. ABD, Rusya ve Ukrayna’nın ayrıca enerji ve denizcilik alanında anlaşmaların uygulanışına yönelik üçüncü ülkelerin,dostane arabuluculuk girişimlerini memnuniyetle karşıladıkları kaydedildi.

Paylaşın

“Donald Trump, Türkiye’yi F-35 Programına Geri Almayı Planlıyor” İddiası

ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’yi F-35 programına geri almayı düşündüğü iddia edildi. Türkiye, Rusya yapımı S-400 füze savunma sistemlerini satın alması ardından programından çıkarılmıştı.

Erdoğan’ın, Trump’la 16 Mart’ta yaptığı telefon görüşmesinde ‘iş birliğini geliştirmek için CAATSA yaptırımlarının sonlandırılması gerektiğini’ söylediği aktarılmıştı. Erdoğan’ın Nisan ayında ABD’yi ziyaret ederek, Trump ile görüşmek istediğini öne sürülmüştü.

ABD Başkanı Donald Trump, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) yaptırımlarını kaldırılmayı ve Türkiye’yi F-35 programına geri almayı düşündüğü iddia edildi.

Fox News tarafından aktarılan bilgiye göre, Trump’ın F-16 uçaklarının Türkiye’ye satışına olumlu yaklaştığı belirtildi. Türkiye’nin S-400 sistemini çalışamayacak bir duruma getirmesi halinde F-35 savaş uçaklarını satma fikrine açık olduğunu da belirtti.

Aynı zamanda Trump’ın ekibinden ‘Türkiye’nin CAATSA yaptırımlarından nasıl kaçınabileceğine’ ilişkin bir çalışma yapmasını istediği belirtildi. İki taraf arasında yapılacak anlaşma, savunma sistemlerinin sökülmesi veya Türkiye’de ABD’de kontrolündeki bir üsse taşınmasını da kapsayacak.

ABD Kongresi, geçen yıl Türkiye’ye 40 F-16 ve mevcut filosundaki 79 uçak için modernizasyon kitlerinin 23 milyar dolarlık satışını onayladı. Türkiye ile uçağı üreten Lockheed Martin arasında görüşmeler ise devam ediyor.

Türkiye’ye CAATSA yaptırımları, Ankara’nın Rus yapımı S-400 füze savunma sistemlerini satın alması ardından uygulanmaya başlanmıştı. Türkiye aynı sebeple, Türk savunma şirketlerinin pek çok parçasının üretiminde pay sahibi olduğu yeni nesil savaş F-35 savaş uçakları programından da çıkarılmıştı.

Programdan çıkarılışının ardından Türkiye, modernize edilmiş 40 adet F-16 ve mevcut 79 adet F-16’nın modernizasyonu için ABD’ye başvurmuştu.

Erdoğan’ın, Trump’la 16 Mart’ta yaptığı telefon görüşmesinde ‘iş birliğini geliştirmek için CAATSA yaptırımlarının sonlandırılması gerektiğini’ söylediği aktarılmıştı. Bloomberg, Erdoğan’ın Nisan ayında ABD’yi ziyaret ederek, Trump ile görüşmek istediğini aktarmıştı.

Türkiye – ABD ilişkileri

Son yıllarda Türkiye ve ABD arasındaki ilişkiler, Doğu Akdeniz, Suriye ve Gazze’deki politika farklılıklarından, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini satın almasına kadar çeşitli konular yüzünden gerildi. Bu durum, ABD yaptırımlarına ve Türkiye’nin 2019’da F-35 savaş uçağı programından çıkarılmasına yol açtı.

Daha sonra Ankara, Washington’dan 40 adet Block-70 F-16 savaş uçağı ve 79 modernizasyon kiti temin etmek istedi. Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesinin ardından bu anlaşma onaylandı ve bu gelişmelerle birlikte ilişkilerde yumuşama oldu.

Erdoğan ayrıca, Türkiye’nin tedarik zincirleri açısından avantajlı olduğunu belirterek, Ukrayna-Rusya savaşında önemli bir mühimmat olan 155 mm’lik mühimmatın üretimi ve tedariki konusundaki iş birliğini örnek olarak gösterdi. Washington, Rusya’ya karşı yaptırımları ihlal eden bazı Türk bireyler ve şirketlere de yaptırımlar uyguladı.

ABD’nin CAATSA kapsamında Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve dönemin Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’in de aralarında olduğu dört kurum yetkilisine “Rusya ile ilişkiler” nedeniyle yaptırımları 2021 yılında yürürlüğe girdi. Türkiye, Ukrayna’yı destekliyor ancak Moskova’ya yönelik yaptırımlara karşı çıkıyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Donald Trump “Fakirden Alıp Zengine Verecek”

ABD Başkanı Donald Trump’ın partisi olan Cumhuriyetçi Parti’nin hazırladığı bütçe planının, ülkedeki en fakir yüzde 40’ın servetini en zengin yüzde 1’e aktarmaya neden olacağı ifade ediliyor.

Independent Türkçe‘nin aktardığı Yale Üniversitesi’nin analizi, Cumhuriyetçi meclis üyelerinin değerlendirdiği bütçe planının nihai olarak Amerikalıların en yoksul yüzde 40’ından en zengin yüzde 1’ine servet transferi yapacağını ortaya koydu.

Yale Bütçe Laboratuvarı’ndan araştırmacılar Harris Eppsteiner ve John Ricco, geçen ay Temsilciler Meclisi’nde yapılan oylamada çerçevesi desteklenen Cumhuriyetçi Parti bütçe teklifinin, büyük ölçüde zenginlere fayda sağlayacak 4,5 trilyon dolarlık vergi kesintisinin yanı sıra, en yoksullara yapılanları da içeren kamu yardımları da dahil 1,5 trilyon dolarlık harcama kesintisi barındıracağını ortaya koydu.

Bu kesintilerin yaklaşık 230 milyar doları, yoksul ailelerin gıda almasına yardımcı olan Ek Beslenme Yardımı Programı’ndan (genellikle SNAP diye kısaltılıyor) yapılacak.

Bir diğer 880 milyar dolarlık kesintiyse sınırlı kaynaklara sahip bireylere sağlık hizmetleri için ödeme yardımı sağlayan Medicaid’den gelecek. Bu program aynı zamanda huzurevlerindeki yaşlı Amerikalıların yüzde 60’ının masraflarının çoğunu karşılıyor.

Her iki kesinti de 10 yılda gerçekleşecek.

Eppsteiner ve Ricco analizlerinde, “Bu politika değişikliklerinin genel etkisi, vergi sonrası ve transfer kaynaklarını dağılımın en altındaki hanelerden en üsttekilere doğru kaydırarak gerileyici olacaktır” diye yazdı.

Vergi ve transfer sonrası gelir, tüm vergiler düşüldükten ve Sosyal Güvenlik, Medicare, işsizlik yardımları gibi devlet “transferleri” eklendikten sonra kalan geliri ifade ediyor.

Eppsteiner ve Ricco, “gelir dağılımının en altındaki vergilendirilmiş haneler vergi ve transfer sonrası gelirde yüzde 5’lik bir azalma, dağılımın ortasındakiler yüzde 0,6’lık mütevazı bir artış ve vergi birimlerinin [hanehalkının] en üst yüzde 5’indekiler yüzde 3’lük bir artış görecek” diye yazdı.

Analizde, “Net mali faydanın yüzde 100’ünden fazlası en üst beşte birlik dilime eklenecek” dendi.

Donald Trump defalarca Medicaid’de kesinti yapmayacağında ısrar etti ancak bağımsız analistler Cumhuriyetçilerin programda ciddi kesintiler yapmadan bütçelerini kotaramayacağını bildiriyor.

Cumhuriyetçilerin Medicaid için önerdiği değişiklikler şimdiden ülkenin çeşitli yerlerinde protestolara neden oluyor.

Kesintilere ek olarak, önerilen Cumhuriyetçi bütçe, Trump’ın 2017 Vergi Kesintileri ve İstihdam Yasası’nın süresi dolan hükümlerini de yenileyecek, ki bu da ABD tarihinde yoksullardan ultra zenginlere yapılan en büyük servet transferi.

Rapor, analiz ettiği plan önerisinin, gelecekte ne zaman kabul edilirse edilsin, o zamana kadar değişebileceğini belirtiyor.

Yazarlar, “Yukarıda da belirtildiği üzere, 25 Şubat’ta Meclis tarafından kabul edilen karar, her bir komitenin belirlenen hedefe nasıl ulaşacağını belirtmiyor. Bu nedenle, komiteler nihayetinde bu blog yazısında analiz edilenlerden önemli ölçüde farklı politika değişikliklerini onaylayabilir” diye yazdı.

Paylaşın

ABD Merkez Bankası’ndan Faiz Oranlarını Sabit Tutma Kararı

ABD Merkez Bankası (Fed), politika faizini yüzde 4,25 – 4,50 aralığında sabit tutma kararı aldı. Fed Başkanı Jerome Powell, ekonominin “iyi bir yerde” olduğunu vurguladı.

Haber Merkezi / 2024 yılında üç kez faiz indirimi gerçekleştiren FED, büyük ölçüde hala yüksek olan enflasyon nedeniyle bu yıl da faiz oranlarını öngördüğünden daha yavaş düşürmeyi beklediğinin sinyalini vermişti.

ABD Merkez Bankası (FED), Federal Açık Piyasa Komitesi politika toplantısının sonunda, piyasa beklentilerine paralel olarak, politika faizini yüzde 4,25 – 4,50 aralığında sabit tutma kararı aldı. Fed geçen ay da faizi sabit bırakmıştı.

FED 18 Aralık’ta politika faiz oranını çeyrek puan düşürmüş, yüzde 4,25-4,50 aralığına indirmişti.

2024 yılında üç kez faiz indirimi gerçekleştiren FED, büyük ölçüde hala yüksek olan enflasyon nedeniyle bu yıl da faiz oranlarını öngördüğünden daha yavaş düşürmeyi beklediğinin sinyalini vermişti.

Son üç aylık tahminler FED’in, 2025 yılında gösterge faiz oranını sadece iki kez çeyrek puan indirmeyi öngörürken tüketicilerin 2025’te konut ve otomobil kredisi, kredi kartı ve diğer borçlanma biçimleri için çok daha düşük faiz oranlarından yararlanamayabileceğini gösterdiği kaydedilmişti.

FED yetkilileri, gösterge faiz oranının “nötr” olarak adlandırılan ve ekonomiyi ne teşvik ettiği ne de engellediği düşünülen seviyeye yaklaşması nedeniyle faiz indirimlerini yavaşlattıklarının altını çizmişti.

Kararın arkasında, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin politikalarının (özellikle tarifeler) enflasyonu yukarı çekebileceği endişesi ve tüketici harcamalarındaki zayıflık gibi belirsizlikler yatıyor.

Fed Başkanı Jerome Powell, kararın ardından yaptığı açıklamada, enflasyonun düşse de hedefin üzerinde kaldığını kaydetti.

Powell kısa vadeli enflasyon beklentisinin yükseldiğini, tarifelerin ise belirsizlik yaratan gelişmeler olduğunu söyledi. Jerome Powell ekonomi güçlü kalmaya devam ederse sıkı para politikasının devam edeceğini bildirdi.

Paylaşın

Trump İle Putin Görüştü: Ukrayna’da “Sınırlı Ateşkes”

Vladimir Putin ile yaptığı görüşmenin verimli geçtiğini ifade eden Donald Trump, Ukrayna’da, enerji ve altyapı alanlarında derhal ateşkes sağlanması konusunda mutabık kaldıklarını belirtti.

Haber Merkezi / Beyaz Saray, Trump ile Putin arasındaki telefon görüşmesine ilişkin yazılı açıklamasında, iki ismin Rusya-Ukrayna Savaşı’nın “kalıcı bir barışla” sona ermesi gerektiği ve kapsamlı müzakerelerin sürdürülmesi konusunda mutabık kaldıklarını açıklamıştı.

ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin en az bir buçuk saat süren bir telefon görüşmesi yaptı.

Beyaz Saray, Donald Trump ve Vladimir Putin’in, Rusya-Ukrayna savaşında enerji ve altyapı hedeflerine yönelik sınırlı bir ateşkes sağlanması konusunda mutabakata vardığını bildirdi.

Beyaz Saray, bunun nihayetinde Karadeniz’de bir deniz ateşkesini ve çatışmaların kalıcı olarak sona erdirilmesini içermesi umulan bir ‘barışa yönelik hareketin’ ilk adımı olduğunu belirtti.

“Her iki lider de bu savaşın kalıcı bir barışla sona ermesi gerektiği konusunda hemfikir,” denilen Beyaz Saray açıklamasında, “Ukrayna ve Rusya’nın bu savaşta harcadığı kan ve servet, halklarının ihtiyaçları için daha iyi değerlendirilebilir,” ifadelerine yer verildi.

Beyaz Saray, bu adımlara yönelik müzakerelerin ‘derhal başlayacağını’ duyurdu. Ancak Ukrayna’nın bu aşamalı ateşkes planına dahil olup olmadığı henüz net değil.

Görüşmeye ilişkin Kremlin’den yapılan açıklamada Putin’in, Ukrayna ile Rusya’nın birbirlerinin enerji altyapısını 30 gün süreyle vurmamasını öngören Trump’ın ateşkes önerisini kabul ettiği belirtildi. Konuyla ilgili Putin’in Rus ordusuna emir verdiği ifade edildi.

Kremlin görüşmede, iki liderin Ukrayna konusunda “detaylı ve dürüst bir görüş alışverişinde bulunduğunu” kaydetti. Putin görüşmede çatışmaya getirilecek çözümün “kapsamlı, kalıcı ve uzun vadeli” olması, Rusya’nın kendi güvenlik çıkarlarının ve savaşı doğuran sebeplerin dikkate alınması gerektiğini belirtti.

İki lider Ukrayna’nın geçen hafta kabul ettiği ABD’nin 30 günlük ateşkes önerisini de ele aldı. Putin’in böyle bir ateşkesin gözlemlenmesi konusunda “önemli noktaları” gündeme getirdiği ve ateşkesin Ukrayna tarafından daha fazla asker seferber etme ve yeniden silahlanma amacıyla kullanılmaması gerektiğini ifade ettiği bildirildi.

Kremlin açıklamasında “Çatışmanın yeniden tırmanmasını önleme ve onu siyasi ve diplomatik yollarla çözüme kavuşturma yönünde çalışmak için temel koşulun, Kiev’e yabancı askeri desteğin ve istihbarat sağlanmasının tamamen kesilmesi olduğu vurgulandı” denildi.

Kremlin ayrıca Rusya ile Ukrayna arasında 175’er savaş mahkumunun takas edilmesinde mutabık kalındığını duyurdu. Açıklamada “Vladimir Putin 19 Mart’ta Rus ve Ukrayna taraflarının mahkum takası yapacağını söyledi- 175’e 175 kişi” denildi.

Trump, Truth Social hesabından yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Putin’le yaptığı telefon görüşmesinin çok iyi ve verimli geçtiğini kaydetti. Trump, açıklamasında, “Tüm enerji ve altyapı alanlarında derhal ateşkes sağlanması konusunda mutabık kaldık.” ifadesini kullandı.

Bu süreçte tam ve kapsamlı ateşkese giden yolda diğer müzakerelerin süreceğine işaret eden Trump, “Rusya ile Ukrayna arasında tam bir ateşkes ve sonunda da savaşın sona erdirilmesi için beraber çalışacağımız hususunda anlaştık.” değerlendirmesinde bulundu.

Barış anlaşmasının sağlanmasına yönelik pek çok detayı görüştüklerini aktaran Trump, “Şu anda bu süreç işliyor, umarım insanlık adına bu işi bitireceğiz.” yorumunu yaptı.

Trump hafta sonunda Moskova ile Washington’un “bazı varlıkları bölüşmek” üzerine görüşeceklerini belirterek Ukrayna’nın hangi işgal edilmiş parçalarını Rusya’nın elinde tutabileceğini müzakere etmek istediğini söylemişti.

Donald Trump Pazartesi günü de kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden bir açıklama yaparak “nihai bir anlaşmanın pek çok unsuru üzerinde mutabık kalındığını ancak halledilmesi gereken çok şey olduğunu” ifade etmişti.

Karşılıklı saldırılar sürüyor

Rusya ve Ukrayna gece yarısı insansız hava araçlarıyla karşılıklı saldırılar düzenledi. Rusya Federasyonu Astrahan Bölgesi Valisi İgor Babuşkin, Ukrayna’nın bölgede enerji tesislerini hedef aldığını, bir kişinin yaralandığını ve yangın çıktığını söyledi. Babuşkin, “Durumun kontrol altında olduğunu” ekledi.

Rusya Savunma Bakanlığı da 36’sı Kursk bölgesinde olmak üzere 72 insansız hava aracının etkisiz hale getirildiğini kaydetti. Ukrayna Hava Kuvvetleri ise Rusya’nın gece yarısı insansız hava araçlarıyla 174 saldırı düzenlediğini, 160’ının etkisiz hale getirildiğini açıkladı.

Saldırılarda Kiev, Odessa, Harkov, Dnipro, Kirovohrad, Sumi, Çernihiv bölgelerinin hedef alındığı kaydedildi. Ukrayna geçtiğimiz Ağustos ayında Rusya’daki Kursk bölgesine şok bir kara saldırısı başlatarak geniş toprak parçalarını ve onlarca köyü ele geçirmişti.

Ancak geçtiğimiz iki hafta içinde Kiev, Moskova’nın yoğun karşı taarruzu nedeniyle Kursk’taki hakimiyetini kaybetti.

Paylaşın

Putin’den Trump’ın “Ukraynalı Askerleri Bağışla” Çağrısına Yanıt: Teslim Olmaları Halinde…

ABD Başkanı Donald Trump’ın Kursk’taki Ukrayna askerlerinin bağışlanmasına yönelik çağrısına yanıt veren Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Teslim olurlarsa canları bağışlanacak” dedi.

Haber Merkezi / Trump’ın çağrısının uygulanabilmesi için Ukrayna’nın Kursk’taki askerlere teslim olma talimatı vermesi gerektiğini belirten Putin, Trump ve ekibinin Rusya – ABD ilişkilerini düzeltmek için elinden geleni yaptığını dile getirdi.

ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social’da yaptığı paylaşımda, Rusya lideri Vladimir Putin ile “verimli görüşmeler yaptıklarını” ve Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirmek için “iyi bir şans olduğunu” kaydetti. Trump, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Dün, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile çok iyi ve verimli görüşmeler yaptık; bu korkunç, kanlı savaşı nihayet bitirmek için büyük bir fırsat var. Ancak şu anda binlerce Ukrayna askeri, Rus birlikleri tarafından tamamen kuşatılmış durumda ve çok kötü, savunmasız bir konumdalar. Putin’den hayatlarını bağışlamasını güçlü bir şekilde talep ettim. Bu, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri görülmemiş korkunç bir katliam olur. Tanrı hepsini korusun!”

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ise ulusa hitaben yaptığı konuşmasında, Putin’in yorumlarının “çok manipülatif” olduğunu kaydetti. Zelenski, Putin’in ABD planına verdiği nitelikli desteğin, planı reddetmek için zemin hazırlama çabası olduğunu düşündüğünü söyledi.

Zelenski, “Aslında Putin şu anda bir ret hazırlığı yapıyor çünkü elbette Başkan Trump’a bu savaşı sürdürmek, Ukraynalılar’ı öldürmek istediğini söylemekten korkuyor” dedi. Ukrayna’nın ABD’nin önerisini kabul ettiğini ve izleme ve doğrulamayı organize etmeye hazır olduğunu belirten Zelenski, “Süreci zorlaştıran koşulları biz koymuyoruz, Rusya koyuyor” ifadesini kullandı.

Paylaşın