Avrupa Birliği’nden Çin’e Dolaylı Tehdit

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya’ya destek vermesi halinde bunun Çin’in Avrupa’daki saygınlığına büyük zarar vereceğine dikkat çekerek,  “Rusya’nın savaşı sürdürmesi için verilecek desteği hiç bir Avrupa vatandaşı kabul edemez” dedi. 

AB ile Çin arasında bugün iki yıl sonra ilk kez düzenlenen liderler zirvesine Rusya’nın Ukrayna işgali ve bunun Avrupa ile Çin arasındaki olası etkileri damgasını vurdu.

Videokonferans yoluyla gerçekleşen zirvede AB liderleri, Pekin yönetiminden Ukrayna’ya destek vermesini ve Rusya’ya mesafe koymasını talep etti. Pekin yönetimi ise Ukrayna’da barışın sağlanmasına destek olmak için “kendi bildiği yolda” çaba göstereceğini duyurdu.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen,  AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, zirve kapsamında önce Çin Başbakanı Li Kıçiang, daha sonra da Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüştü.

AB’den “mali ve askeri yardım” uyarısı

Zirve sonrasında açıklama yapan AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB ve Çin’in Ukrayna’daki savaşın küresel güvenliği ve dünya ekonomisini tehdit ettiği konusunda mutabık olduklarını söyledi.

“Yaptırımları baypas edecek her girişim ve Rusya’ya yapılacak yardım savaşın daha uzun sürmesine yol açar” diyen Michel, Rusya’ya yapılacak olası mali ve askeri yardımlar konusunda “teyyakuzda olacaklarını” açıkladı.

“Yaptırımlarımıza müdahale etmemesi gerektiğini Çin’e çok net bir şekilde ilettik” bilgisini paylaşan Michel, Çin’in savaşın sona erdirilmesi için atacağı adımların ise hem Avrupalılar hem de uluslararası toplum tarafından memnuniyetle karşılanacağını söyledi.

Dolaylı tehdit

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise, Rusya’ya destek vermesi halinde bunun Çin’in Avrupa’daki saygınlığına büyük zarar vereceğine dikkat çekerek,  “Rusya’nın savaşı sürdürmesi için verilecek desteği hiç bir Avrupa vatandaşı kabul edemez” dedi.

Von der Leyen, ayrıca Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin sadece Avrupa kıtasının geleceğini belirlemeyeceğini, aynı zamanda Avrupa’nın dünyanın geri kalanı ile ilişkilerinin geleceğini de tayin edeceğini vurguladı.

Pekin “ABD’den bağımsız politikalar” talep etti

Çin devlet televizyonu CCTV’ye göre ise Çin tarafı, görüşmede AB’ye “ABD’den bağımsız” hareket etmesi yönündeki beklentisini iletti.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in, AB’den Çin ile görüşlerini “bağımsız” bir şekilde oluşturmasını beklediklerini aktardığı belirtildi. Şi’nin ayrıca AB liderlerine Ukrayna krizi konusunda birlikte çalışmayı, krizin başka alanları etkilemesini önlemeyi önerdiği bildirildi.

Başbakan Li’nin ise yaklaşık iki saat süren görüşmesinde AB liderlerine Ukrayna’da barışın sağlanmasına destek olmak için ülkesinin “kendi bildiği yolda” çaba göstermeye devam edeceğini söylediği açıklandı.

Çin devlet televizyonu CCTV’ye göre Li, ülkesinin barışı desteklediğini, müzakereleri teşvik ettiğini, ülkelerin toprak bütünlüğünün korunması ve uluslararası hukuka bağlı kalınmasından yana olduğunu vurguladı.

“Taraf tutmaya zorlanmayı reddediyoruz”

Zirve öncesinde açıklama yapan Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijan ise Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırım politikalarını eleştirdi.

Soğuk Savaş yaklaşımları ile bloklaşmalara direnilmesi gerektiğini söyleyen sözcü, Çin’in sorunlara yaptırımlar yoluyla çözüm bulunması arayışına karşı olduğunu, taraf tutmaya zorlanmayı da reddettiklerini vurguladı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi Çin, Batı’nın eleştirilerine rağmen bugüne kadar Rusya’nın Ukrayna işgalini kınamayarak Rusya- Ukrayna ihtilafına taraf olmayacağını ifade ediyor.

Paylaşın

AB’nin Enerji Ambargosu Uygulaması Rusya Ekonomisini Nasıl Etkiler?

Rusya, Ukrayna’yı işgalinde bir aydan fazla süre geçmesine rağmen henüz hedeflerine ulaşamadı. Batılı ülkelerin geri adım atmaya zorlamak için yürürlüğe soktuğu yaptırımlar da Kremlin’i yıldırmış gibi görünmüyor.

Euronews’ta yer alan habere göre; Uzmanlar bundaki asıl etkenin Rus ekonomisini ayakta tutan enerji ihracatının çok büyük oranda yaptırımlar dışında tutulması olduğunu gösteriyor ve Moskova’nın aşil tendonunun enerji olduğuna vurgu yapıyor.

Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IFF) yaptığı tahminlere göre Rus ekonomisi 2022 yılı sonu itibariyle yüzde 30 daralacak ve buna Rus petrol ve doğal gazına ambargo uygulanma senaryosu dahil edilmemiş.

IFF Başekonomisti Robin Brooks sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı yorumda Rus enerji ihracatına ambargo uygulanması halinde bu daralmanın çok daha fazla olacağını ve Rusya’nın ekonomik üretiminin tamamen çökeceğini vurguladı.

Fakat Avrupalı ülkelerin özellikle Almanya’nın Rus doğal gazı ve petrolüne bağımlılığı hızlı bir ambargo kararının alınmasını oldukça zorlaştırıyor. Geçtiğimiz haftalarda Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Robert Habeck ani bir boykotun Almanya’da fakirliğe ve işsizliğe neden olacağı için mümkün olmadığını açıkladı.

Sonrasında ise Habeck Rusya’dan petrol ve kömür ithalatının yıl sonuna kadar kademeli olarak sonlandırılacağını açıkladı. Fakat ihtiyacının yüzde 55’ini Rusya’dan karşıladığı doğal gaz ithalatını ise ancak 2024 yılında sonlandırabileceklerini belirtti.

Fakat Almanya’nın Rus enerji kaynaklarına ambargo kararının Almanya’yı olumsuz etkileyeceğinin açık olduğunu belirten Brooks Rusya’nın bundan çok daha fazla zarar göreceğini ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in savaşın maliyetini karşılamakta işini daha da zorlaştıracağını vurguladı. Brook bir enerji ambargosu durumunda Rus ekonomisini yüzde 40’tan fazla küçülebileceğini dile getirdi.

G7’den Ruble ile ödeme talebine ret

Mali yaptırımlar kapsamında Rusya’nın uluslararası bankacılık sistemi ve ana transfer ağlarından dışlanmasından sonra Putin, geçen hafta yaptığı açıklamada AB ülkelerine yaptığı gaz ihracatı karşısında dolar veya euro almayı kabul etmeyeceğini duyurmuş ve Rus yetkililere bir hafta içinde ödemelerin ruble üzerinden yapılması için gerekli çalışmalara başlamaları talimatı vermişti.

G7 ülkeleri ise Rusya’nın sattığı gazın ücretinin ulusal para birimi ruble üzerinden ödenmesi için getirdiği uygulamanın “kabul edilemez” olduğunu duyurdu.

G7 dönem başkanı Almanya’nın Ekonomi Bakanı Robert Habeck “G7 ülkelerinin bütün bakanları, mevcut kontratlara aykırı olarak Rus gazı karşılığında ruble ödenmesi koşulunu tek taraflı ihlal olarak görüyor… Ödemelerin ruble karşılığı ödenmesi koşulu kabul edilemez.” dedi.

Habeck, Moskova’nın bu kararının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “sırtının duvara sıkıştığı” şeklinde yorumlamak gerektiği görüşünü dile getirdi. Rusya’yı “güvenilir olmayan bir tedarikçi” olarak niteleyen Habeck, ilgili şirketlerden Putin’in bu talebine yanıt vermemelerini istediklerini söyledi.

Paylaşın

Türkiye, AB’nin Stratejik Pusulası’na Neden Tepki Gösterdi?

Türkiye, Avrupa Birliği’nin (AB) 21 Mart gecesi onaylayarak kamuoyuna duyurduğu “Güvenlik ve Savunma için Stratejik Pusula” metnine tepki gösterdi. Genel olarak AB’nin kendi güvenliği ile ilgili çalışma yapmasına karşı çıkmayan Ankara, metinde Doğu Akdeniz ile ilgili anlaşmazlığa Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti bakış açısıyla değinilmesine, NATO üyesi olmasına karşın güvenlik işbirliğinin sığ bir yaklaşımla ele alınmasına ve tam üyelik adayı değil ortak olarak bahsedilmesini eleştirdi.

AB, çalışmalarını uzun süredir yürüttüğü ve Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının ardından üzerinde değişiklikler yaparak tamamladığı Stratejik Pusula metnini 21 Mart’ta onayladı ve kamuoyuna ilan etti.

Avrupa’nın güvenliği için AB’nin kendi öz kaynaklarıyla atılacak adımları ve değişen güvenlik vizyonunu somutlayan belge özellikle Ukrayna savaşına atıfta bulunarak, AB ülkelerinin başta NATO ortaklarıyla beraber Avrupa’da barışın tesisi için görülmemiş bir çaba içinde olduğunu vurguladı.

AB, Stratejik Pusula sayesinde üye ülkelerin karşı karşıya kaldığı tehditler ve sınamaları birlikte değerlendirme, güvenlik ve savunma alanında daha da uyumlu hareket etme, birliğin ve AB vatandaşlarının güvenliği açısından yeni yollar ve yöntemleri belirleme ve bu alanlarda ilerleme için açık hedefleri tespit etme amaçlarına ulaşmayı hedefliyor.

Bu amaçlara ulaşmak için de “eylem, güvenlik, yatırım ve ortaklar” başlığıyla dört kısımdan oluşan bir politika uygulayacağını kayda geçiren AB, özellikle kısa vadede 5,000 kişilik AB Acil Müdahale Kapasitesi geliştirmeyi ve Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası kapsamındaki misyonlarını etkinleştirmeyi içeren somut adımları da atacağını belirtiyor.

Türkiye’yi ilgilendiren kısım “ortaklar” başlığında. Metinde AB’ye aday ülke olarak bahsedilmeyen Türkiye, sadece ortaklar kısmında yer alıyor. “Ortak tehditler ve sınamalara karşı ortaklarımızla işbirliğimizi güçlendirmeliyiz” vurgusunun yapıldığı metnin giriş bölümünde “ABD, Norveç, Kanada, Birleşik Krallık ve Japonya gibi aynı değerlerin ve çıkarların paylaşıldığı ortaklarla işbirliğinin artırılması” hedefi kaydediliyor.

Böylece Türkiye AB tarafından, kendisi gibi NATO üyesi olup da AB’de yer almayan Avrupalı ülkeler Norveç ve Birleşik Krallık’tan dışlanıp ayrı bir kategoriye konuyor. Ankara da bu durum dışlayıcı bir tavır olarak görülüyor.

Doğu Akdeniz

47 sayfalık Stratejik Pusula, Türkiye’den iki yerde bahsediyor. İlki “Stratejik Çevremiz” başlıklı bölümün Doğu Akdeniz ile ilgili kısmında. Özellikle 2019 ve 2020 senelerinde Türkiye ile Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında Doğu Akdeniz’de yaşanan deniz yetkilendirme alanlarına ilişkin gerilimin olduğu gibi kaldığını, bunun da AB üye ülkelerin egemenlik haklarına dönük provokatif ve tek taraflı eylemlerden kaynaklandığını belirten Stratejik Pusula, Türkiye’yi düzensiz göçü bir araç olarak kullanmakla da suçluyor.

Metin, “İyi komşuluk ilkesi doğrultusunda istikrarlı ve güvenli bir ortamın yanı sıra işbirliğine ve karşılıklı yarara dayalı bir ilişkinin sağlanması hem AB’nin hem de Türkiye’nin çıkarınadır,” ifadelerini kullanıyor.

Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı açıklaması aracılığıyla gösterdiği tepkinin ana kaynağı da bu ifadeler. Bakanlık’tan yapılan yazılı açıklamada, metnin Doğu Akdeniz bölümünün Yunanistan ve Kıbrıs tarafından AB’ye dikte ettirildiği görüşü belirtilirken, pusulanın bu haliyle “uluslararası hukuka, teamüle ve hatta AB’nin kendi müktesebatına aykırı ve gerçeklikten kopuk olduğu” kaydedildi.

Ankara: AB çözümlerin değil sorunların parçası olacak

Açıklamada, “Bu anlayışla doğru yönü göstermekten şaşarak ‘pusula’ olmaktan çıkan belgeyi ‘stratejik’ olarak görebilmek de güçtür. Bu belgenin AB’yi Doğu Akdeniz’de, çözümlerin değil, sorunların parçası yapacağı ve doğru stratejilere taşımayacağı aşikardır” değerlendirmesi de yapıldı.

Ankara bu paragrafın tamamen Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından metne konduğunu düşünüyor, Brüksel’in bunu engellemeden metne yansıtmasını stratejik değil politik bir yansıma olarak görüyor ve AB’yi dar bakışına sahip olmakla suçluyor. AB’nin Yunanistan’ın AB metinlerine de giren mültecileri geri itme eylemlerini göz ardı ederek Türkiye’yi düzensiz göçmenleri kullandığını iddia etmesi de Ankara’nın tepki gösterdiği ifadeler arasında.

İkinci referans: Ortaklarla ilişki

Türkiye’nin metinde ikinci kez kullanıldığı bölüm, ortaklarla kurulacak işbirliği bölümünde. Metinde şu ifadelere yer veriliyor: “CSDP (Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası) misyon ve operasyonlarına katkıda bulunan Türkiye ile ortak çıkar alanlarında işbirliği yapmaya devam edeceğiz. Karşılıklı yarar sağlayan bir ortaklık geliştirmeye bağlıyız ancak bu, Türkiye’nin 25 Mart 2021 tarihli AB Konseyi açıklamasına uygun olarak, işbirliği yolunda ilerlemek, sürekli gerilimi azaltmak ve AB endişelerini ele almak için Türkiye’nin vereceği eşit taahhüdü gerektiriyor.”

AB’nin dile getirdiği Mart 2021 tarihli AB toplantısı deklarasyonu, genel olarak Türkiye ile AB arasında yaşanan Doğu Akdeniz bunalımının konunu muhataplarınca diyalog yoluyla ele alınmasını içeriyor ve gerilimin tekrar etmemesi koşuluna bağlı olarak Türkiye ile belirlenen pozitif gündemin yaşama geçirilebileceği mesajını veriyor.

Stratejik amaçlar için geliştirilen bu metne Yunanistan ve Kıbrıs’ın mevcut konjonktürde Türkiye ile yaşadıkları sorunu tek taraflı bir dille aktarılması da Ankara’nın tepki gösterdiği unsurlar arasında.

NATO ortaklığı vurgulanmadı

Ankara’nın tepki gösterdiği bir başka unsur ise Türkiye’ye ve temsil ettiği bölgesel ve kurumsal kimliğe yeterince vurgu yapılmaması. Bu durum Dışişleri’nce yapılan açıklamaya, “Son günlerde yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında, belgenin gerçekleri ve doğruları bu şekilde ıskalamış olması ve tam üyelik adayı olan bir NATO Müttefikini bu denli sığ bir bakışla ele alması AB için bir vizyonsuzluk ve talihsizliktir” ifadeleriyle yansıdı.

Son günlerde yaşanan gelişmelerden Ukrayna’da Rusya’nın işgaliyle başlayan savaşı kasteden Ankara, AB Stratejik Pusulası’nın bu durumu dikkati alarak yazması beklentisindeydi.

Metnin yazılım sürecinde ve özellikle Ukrayna krizinin patlamasından sonra AB ile temaslarını artıran Türkiye’nin, Stratejik Pusula’da kullanılacak ifadelerin daha yapıcı olması ve günlük siyasi gerilimi yansıtmama beklentisini dile getirdiği kaydediliyor.

NATO’ya alternatif değil, tamamlayıcı

AB’nin tüm bu çabalarına karşın kendi güvenliğini NATO’suz karşılayamayacağının metinde yer alması ve AB’nin güvenlik açısından yaptıklarının NATO’ya alternatif değil tamamlayıcı olduğu ifadesine yer verilmesine dikkat çekiliyor. İsveç, Finlandiya ve Avusturya gibi üyeleri dışında hemen hepsi NATO üyesi olan AB ülkeleri, NATO-AB işbirliğinin daha da geliştirilmesini ve ittifakın askeri kapasitesinden yararlanmak istiyor.

Ancak bunun tam ve etkin uygulanması için başta Türkiye olmak üzere AB üyesi olmayan müttefiklerle daha kapsamlı bir ortaklık kurmak durumundalar. Kıbrıs sorununun çözülememiş olması, Ege’de Türk-Yunan anlaşmazlığının sürüyor olması, AB-NATO işbirliğinin istenilen şekilde gelişmesine engel olmaya devam ediyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Avrupa Birliği’nden Rusya’ya Yeni Yaptırımlar

Avrupa Birliği (AB), Rusya’ya karşı dördüncü yaptırım paketinde uzlaştı. Paketin ayrıntıları henüz resmen açıklanmazken diplomatlardan alınan bilgilere göre yaptırımlar, Rusya’dan çelik ve demir ithalatına yasak, petrol şirketleri ve enerji sektörüne yatırım yasağı, değeri 50 bin euroyu aşan otomobiller dahil, lüks malların Rusya’ya ihracatının yasaklanması gibi önlemler içeriyor.

Paket çerçevesinde ayrıca, aralarında İngiliz Chelsea futbol takımının sahibi Rus milyarder Roman Abramoviç’in de bulunduğu 15 kişinin yaptırım listesine dahil edildiği belirtiliyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’nin Rusya’nın Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası da dahil olmak üzere önde gelen çok uluslu kuruluşlara üyelik haklarını askıya almaya çalıştığını da söyledi. Yaptırımlar AB’nin resmi gazetesinde yayınlandıktan sonra yürürlüğe girecek.

Birleşmiş Milletler’den ‘nükleer çatışma olasılığı’ uyarısı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Genel Merkezi’nde gazetecilere yaptığı açıklamada, “Ukrayna yanıyor. Ülke dünyanın gözleri önünde yok ediliyor.” dedi.

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşının siviller üzerindeki etkisinin ”korkunç boyutlara” ulaştığını söyleyen Guterres, ”Sonuç ne olursa olsun, bu savaşın kazananı olmayacak, sadece kaybedenleri olacak.” diye konuştu.

Guterres, bu savaşın Ukrayna’nın da ötesine geçtiğini belirterek, ”Aynı zamanda dünyanın en savunmasız insanlarına ve ülkelerine yönelik bir saldırı. Ukrayna üzerine savaş yağarken, Demokles’in kılıcı küresel ekonominin, özellikle de gelişmekte olan dünyanın üzerinde sallanıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Rusya’nın nükleer alarm seviyesini yükseltmesinin ise ”tüyler ürperten” bir gelişme olduğuna dikkati çeken Guterres, ”Bir zamanlar düşünülemez olan nükleer çatışma olasılığı, şimdi yeniden olasılık dahilinde.” dedi. Antonio Guterres, ”Ukrayna halkının üzerine salıverilen dehşeti durdurma, diplomasi ve barış zamanı.” ifadelerini kullandı.

Türkiye, Fransa, Almanya, İsrail, Hindistan ve Çin’e ise arabuluculuk çabaları dolayısıyla teşekkür eden Guterres, Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge oluşturulmasının ise ”gerilimi artırma riski taşıdığı” değerlendirmesinde bulundu.

Sivil can kaybı 46’sı çocuk 636’ya yükseldi

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Ukrayna’da Rusya’nın saldırılarının başladığı 24 Şubat’tan 13 Mart’a kadar 46’sı çocuk olmak üzere 636 sivilin yaşamını yitirdiğinin teyit edildiğini bildirdi.

İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Ukrayna’da çatışmaların sürdüğü Harkiv ve Mariupol gibi kentlerden bilgilerin gelmesi geciktiği için, hayatını kaybeden sivillerin sayısının daha yüksek olabileceğine dikkat çekti. Komiserlik, yaralananların sayısını ise bin 125 olarak bildirdi. Bir gün önce ise yaşamını yitirenlerin sayısının 596, yaralananların sayısının ise bin 67 olduğu açıklanmıştı.

Paylaşın

Avrupa Birliği Liderlerinden ‘Versay Bildirisi’

Avrupa Birliği (AB) liderleri, üye ülkelerin ithal ettiği çip, gıda ve ham maddeye bağımlılığın azaltılması konusunda anlaştı. Paris’te Versay Sarayı’nda gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi sonunda yayımlanan Versay bildirisi ile AB’nin küresel gıda, mikroişlemciler, ilaç, ham madde ve dijital teknoloji tedarikçilerine olan bağımlılığını düşürmesi taahhüdünde bulunuldu.

Kovid 19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali AB’nin ilaç, gıda, çip ile birlikte buğday, petrol ve doğalgaza bağımlılığını bir kez daha gündeme getirmişti.

“Rusya’nın açtığı savaş Avrupa tarihinde tektonik bir değişim oluşturmaktadır” denilen bildiride, Avrupa ülkelerinin kendi güvenlikleri ve Avrupa’nın egemenliği, bunun yanı sıra bağımlılıklarının azaltılması için daha fazla sorumluluk alma kararını verdiği ifade edildi.

Bildiri “savunma kabiliyetlerinin güçlendirilmesi”, “enerji bağımlılıklarının azaltılması” ve “daha sağlam ekonomik temel inşa edilmesi” başlıklarından oluştu.

Savunmaya daha fazla yatırım

“Savunma kabiliyetlerinin güçlendirilmesi” başlığında Aralık 2021’de Avrupa ülkelerinin stratejik özerkliği artırma yönünde aldığı karara atıf yapılarak transatlantik ilişkiler ve AB-NATO iş birliği ile AB’nin karar almada özerkliğinin altı çizildi.

AB’nin güçlü olmasının NATO’ya tamamlayıcı olacağı vurgulanan bildiride, AB ülkelerinin savunmaya ve yenilikçi teknolojilere daha fazla yatırım yapması gerektiği kaydedildi.

Bunun için stratejik eksiklikleri belirleyerek savunma harcamalarının artırılması, üye ülkeler arasında ortak projeler ve ortak alımlarla iş birliklerinin geliştirilmesi, kritik ve yükselen teknolojilere yatırım yapılması, KOBİ’ler de dahil olmak üzere savunma sanayisinin güçlendirilmesi gerektiği ifade edildi.

Ayrıca siber alanda dayanıklılığın kuvvetlendirilmesi, bunun için altyapının geliştirilmesi, dezenformasyonla mücadelenin artırılması, uzay sanayisinin güçlendirilmesi gibi unsurlara işaret edildi.

AB liderleri, bildiride AB Komisyonunun savunma yatırımlarının nerelere yönlendirilmesi gerektiği konusunda Avrupa Savunma Ajansı ile koordinasyon içinde mayıs ortasına kadar analiz hazırlamasını, burada Avrupa savunmasının sanayi ve teknolojik temelinin güçlendirilmesi için öneriler sunmasını istedi.

Bildiride aynı zamanda AB’nin ortaklarının Avrupa Barış Fonu’nun kullanımının artırılması da dahil olmak üzere tüm araçlarla destekleneceği vurgulandı.

Enerjide bağımlılık düşürülecek

“Enerjide bağımlılığın azaltılması başlıklı” kısımda AB’nin 2050 yılı iklim hedefleri kapsamında iddialı hedefler belirlediği kaydedildi.

Bildiride “Mevcut durum enerji kaynaklarımızın güvenliğini nasıl sağladığımıza dair kapsamlı bir yeniden değerlendirmeyi gerektiriyor” ifadesi kullanıldı.

Rus gaz, petrol ve kömürüne bağımlılıktan en kısa sürede aşamalı biçimde çıkılmasında uzlaşıldığına işaret edilen bildiride, üye ülkelerin enerji kaynakları tercihlerinde fosil yakıtlara bağımlılıklarını hızla azaltması gerektiği belirtildi.

Doğalgaz arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) rotalarının kullanımı ile Avrupa’da hidrojen piyasasının geliştirilmesinin önemi vurgulandı.

Yenilenebilir enerji yatırımlarına ve bunların lisans süreçlerine hız verilmesinin önemine işaret edilerek, Avrupa’daki gaz ve elektrik bağlantılarının kuvvetlendirilmesi gerektiği kaydedildi.

Bildiride enerji verimliliğinin artırılması gerektiğine dikkat çekildi. Depolarda yeterli seviyede doğalgaz olmasını sağlamak ve ortak dolum operasyonları konusunda çalışılacağı belirtilen bildiride, elektrik piyasalarının faaliyetinin gözlemleneceği ifade edildi.

Ekonomik temel kuvvetlendirilecek

“Daha sağlam ekonomik temel inşa edilmesi” başlıklı bölümde Tek Pazar’ı tamamlamaya ve güçlendirmeye devam edileceği vurgulandı.

Bildiride Avrupa’nın ekonomik temelinin daha dayanıklı, rekabetçi, yeşil ve dijital geçişlere uygun hale getirileceği, stratejik bağımlılıkların azaltılacağı belirtildi.

Kritik ham maddeler konusunda AB’nin stratejik ortaklıklar yapacağına, stratejik depolama ve kaynakların verimli kullanımına yöneleceğine işaret edilerek, çipler konusunda arz zincirinin çeşitlendirileceği vurgulandı ve AB’nin bu alana daha fazla yatırım yapacağı, üretimini artıracağı kaydedildi.

  • AB ülkeleri çip ihtiyacının önemli bir kısmını ABD ve Tayvan’dan karşılıyor.

Bildiride bitki bazlı protein üretimi artırılarak ithal temel tarım ürünlerine ve girdilere bağımlılığın azaltılacağı, gıda güvenliğinin iyileştirileceği belirtildi.

AB Komisyonu açıklamaları

Rusya’ya yeni yaptırım paketi yolda

Bildiriye ilişkin açıklamalarda bulunan Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın işgaline de değinerek Rusya’ya yönelik dördüncü yaptırım paketini hazırladıklarını söyledi.

Von der Leyen, Rusya’ya karşı şimdiye kadar 3 güçlü yaptırım paketini uyguladıklarını hatırlatarak, “Dördüncü yaptırım paketini getireceğiz. Bu yaptırımlar Rusya’yı küresel ekonomik sistemden daha da izole edecek. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’yı işgalinin maliyetini daha da artıracak” diye konuştu.

Ukrayna’nın AB üyeliği ve ek bütçe

Ukrayna’nın AB’ye yaptığı üyelik başvurusuna da değinen Von der Leyen, “Ukrayna’nın AB’ye üyelik başvurusu, ülkenin ulusal egemenliği ile iradesinin, kendi kaderini seçme hakkının ifadesidir. Bugün Ukrayna için bize doğru gelen yolu açtık. Ukraynalılar Avrupa ailesinin parçasıdır” ifadesini kullandı.

Ursula von der Leyen, AB üyeliği için bazı şartların yerine getirilmesi gerektiğini hatırlatarak, süreçle ilgili müthiş bir hız bulunduğunu, böylece Ukrayna’nın Avrupa ailesinin parçası olduğunun görüldüğünü sözlerine ekledi.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel de Ukrayna’ya yapılacak askeri yardımlar için daha önceki 500 milyon Euro’ya ek olarak 500 milyon Euro’luk bütçeyi kabul ettiklerini söyledi.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Avrupa Birliği’nden Vatandaşlara Enerji Tasarrufu Çağrısı

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rus petrol, doğal gaz ve kömürüne bağımlılığı daha hızlı bir şekilde azaltmak için halka enerji tasarrufu çağrısında bulundu.

Alman kamu yayıncılık kuruluşu ZDF’e konuşan Von der Leyen, bu hedefe herkesin katkı sağlayabileceğini belirterek ekonomi dünyasındaki enerji tasarruf programları; yeni sevkiyat yolları kullanılması ve yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesiyle birleştiğinde Rus doğal gazından çok daha hızlı bir şekilde bağımsız olunabileceğini kaydetti.

Von der Leyen, ABD’nin Rus petrolü ithalatını durdurma kararına atıfla, AB’nin şu aşamada böyle bir adım atmaması kararını da savundu. Moskova’ya yönelik yaptırım kararlarının Batılı müttefikler arasında istişare edilerek alındığına işaret eden AB Komisyonu Başkanı, ABD’nin AB’ye göre Rus petrolünden daha kolayca vazgeçebilecek durumda olduğunu söyledi.

“Kendimize zarar vermemeliyiz”

Von der Leyen, “Petrol fiyatlarının çok fazla yükselmemesine dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü bu bize zarar verir. Kendimize zarar vermeden Putin üzerinde azami etkiye ulaşabilmek için hassas bir denge gözetmemiz gerek” diye konuştu.

Ukrayna’daki savaştan kaçan 2 milyon kişiye de değinen von der Leyen, “Korkarım ki bu daha başlangıç. Çok daha yüksek rakamlar göreceğiz” öngörüsünde bulundu. AB üyesi 27 ülkenin  sığınmacılara kapıları açtığına ve oturma izni, istihdam piyasasına erişim, sağlık hizmetleri, çocukların okula gitmesi gibi haklar tanıdığına işaret eden von der Leyen, en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan Polonya, Macaristan, Romanya ve Slovakya’ya bu bağlamda teşekkür etti.

AB, enerjide ‘Rusya’ya bağımlılıktan kurtulma’ planı hazırladı

Öte yandan Avrupa Birliği, Rusya’dan ithal ettiği doğal gaz miktarını 1 yıl içinde 3’te 2 oranında azaltmak için plan hazırladı.

AB Komisyonu, enerji arz güvenliğini artırmak ve Rusya’ya olan bağımlılığı azaltmak için yeni doğal gaz tedarikçileri bulmayı, alternatif yakıtlara yönelmeyi, yenilenebilir yatırımları hızlandırmayı ve kış öncesinde doğal gaz depolarını doldurmayı içeren “REPowerEU” adlı planını açıkladı.

Plan şu şekilde olacak:

  • AB ülkeleri sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarikini artıracak.
  • Rusya dışındaki tedarikçilerden boru hatlarıyla doğal gaz alımı da yükseltilecek.
  • Hidrojen ve biyometan gibi alternatif gazlara yatırım yapılacak.
  • AB üyesi ülkeler doğal gaz depolarını 1 Ekim’e kadar en az yüzde 90 oranında doldurmak zorunda olacak. Bu konuda AB Komisyonu yasal mevzuat hazırlayacak.
  • Üye ülkelerin gaz depolarının doldurulması için ortak doğal gaz alım operasyonları düzenlenecek.
  • Ortak gaz alımları AB tarafından desteklenecek.
  • Yapıların çatılarına güneş paneli kurulumuna hız verilecek.
  • Isı pompası kullanımı artırılacak.
  • Yapıların yalıtımına öncelik verilecek.
  • Enerji verimliliği artırılacak.
  • Yenilenebilir projelerin izin süreçleri hızlandırılacak.
  • Rüzgar enerji santralleri (RES) ve güneş enerji santrallerine (GES) yatırımlar artırılacak.
Paylaşın

Enerji Enflasyonunda Türkiye Avrupa’da Zirvede!

Elektrik, doğal gaz ve akaryakıta gelen zamlardan oluşan yıllık enerji enflasyonu Ocak 2022 itibariyle Türkiye’de yüzde 90 oldu. Yıllık enerji enflasyonu Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ise ortalama yüzde 27 olarak gerçekleşti.

Euronews’ta yer alan habere göre; Ocak 2021 ile Ocak 2022 arasını kapsayan son bir yılda akaryakıt fiyatlarının en çok arttığı ülke de yüzde 110 ile Türkiye oldu.

Türkiye yüzde 96 ile elektrik fiyatlarının en çok arttığı ikinci ülke olarak kayıtlara geçti. Türkiye doğal gaz enflasyonunda ise yüzde 56 artışla Avrupa ülkeleri arasında 11. sırada yer aldı.

Yıllık enerji enflasyonu: Türkiye yüzde 90 ile zirvede

AB İstatistik Ofisi (Eurostat) 2021 ile 2022 ocak ayları arasında Avrupa ülkelerinde yıllık enerji enflasyon oranlarını açıkladı.

Enerji enflasyonu; elektrik, doğal gaz ve akaryakıta gelen zamlara göre hesaplanıyor. Yıllık enerji enflasyonunun zirvesinde yüzde 90 ile Türkiye var. 27 ülkeden oluşan AB ortalaması ise yüzde 27.

Ancak birçok Avrupa ülkesinde enerji enflasyonunun yüksek olması dikkat çekiyor. Yıllık enerji enflasyonu Belçika’da yüzde 67 olurken üçüncü sırada yüzde 58 ile Hollanda var.

Son sırada ise fiyatların hiç değişmediği Malta var. İzlanda ve Sırbistan’da enerji fiyatları sadece yüzde 11 arttı.

Ocak itibariyle yıllık enerji enflasyonu diğer bazı ülkelerde şöyle oldu: Yunanistan yüzde 41, İspanya yüzde 33, Bulgaristan yüzde 25, Almanya ve Fransa yüzde 21.

Elektrik fiyatları en çok Hollanda’da arttı, Türkiye 2. sırada

Son bir yılda elektrik fiyatlarının en çok arttığı ülke ise yüzde 111 ile Hollanda oldu. Türkiye yüzde 96 ile ikinci sırada yer alırken Belçika yüzde 71 ile üçüncü sırada. Elektrik fiyatlarında enflasyon AB ortalamasında yüzde 24 oldu.

Üç ülkede elektrik fiyatlarında düşüş yaşanırken iki ülkede ise fiyatlar değişmedi. Letonya’da elektrik enflasyonu yüzde eksi 18, Lüksemburg’da eksi 3, Romanya’da eksi 2 oldu. Malta ve Macaristan’da ise yüzde 0.

Diğer bazı ülkelerdeki oranlar ise şöyle: İtalya yüzde 62, İspanya yüzde 46, Almanya yüzde 11, Fransa yüzde 4.

Doğal gazda enflasyon 4 ülkede yüzde 100’ü aştı

Doğal gazda enflasyon ise bazı ülkelerde yüzde 100’ü aştı. Zirvede yüzde 148 ile Belçika var. Bu ülkeyi yüzde 144 ile Bulgaristan, yüzde 128 ile Danimarka ve yüzde 105 ile Hollanda takip ediyor. Türkiye’de doğal gaz fiyatları son bir yılda yüzde 56 artarken AB ortalaması yüzde 41 oldu.

Enflasyon verileri, doğal gazın yanı sıra sıvılaştırılmış gazları da kapsıyor.

Akaryakıt enflasyonunda Türkiye açık ara zirvede

Akaryakıt enflasyonunda ise Türkiye açık ara zirvede yer alıyor. Ocak 2022 itibariyle son bir yılda akaryakıt fiyatları Türkiye’de yüzde 110 arttı.

İkinci sıradaki Bulgaristan’da ise akaryakıt fiyatları aynı dönemde sadece yüzde 35 arttı. AB ortalaması yüzde 26 olurken Malta’da fiyatlar artmadı.

Diğer bazı ülkelerde yıllık akaryakıt enflasyonu şöyle oldu: Belçika yüzde 33, Almanya yüzde 27, Yunanistan yüzde 26, Fransa yüzde 25 ve İtalya yüzde 20.

Paylaşın

AB’den Ukraynalılara Geçici Koruma Hazırlığı

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, savaştan kaçarak AB ülkelerine giden Ukraynalılara geçici koruma statüsü verilmesi için teklif hazırladı. Komisyonun teklifine göre, AB’nin Geçici Koruma Yönergesi harekete geçirilecek.

Geçici koruma statüsü verilen Ukraynalılar AB ülkelerinde oturma izni alabilecek, eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalanacak, çalışabilecek.

Çocuklara yasal koruma

Ukraynalılara ayrıca sosyal refah yardımı, barınma yardımı ve geçim yardımı gibi imkanlar tanınacak.

Refakatsiz çocuklar da geçici koruma kapsamında yasal koruma altında olacak ve eğitim alabilecek.

Ukraynalı olmayıp mülteci olarak veya uluslararası koruma altında bu ülkede yasal olarak yaşayan ve kendi ülkesine dönme imkanı bulunmayan kişiler de AB’nin geçici koruma imkanından faydalanabilecek.

En fazla iki yıllık

Geçici koruma ilk aşamada 1 yıl için verilecek, daha sonra duruma göre iki kez 6’şar ay uzatılması mümkün olacak.

AB Komisyonu, Ukrayna’daki duruma bağlı olarak uygulamanın durdurulmasını daha erken de teklif edebilecek.

Sınır kontrolleri

Bu kapsamda AB’ye üye ülkelerin paylaşması amacıyla “dayanışma platformu” kullanılacak. Koordinasyonu AB Komisyonu yapacak.

AB Komisyonu, Geçici Koruma Yönergesinin harekete geçirilmesi dışında AB sınır yönetimini basitleştirecek. Ukrayna sınırında istisnai durumlarda sınır görevlileri belirli kişiler için kuralları geçici olarak gevşetebilecek.

Diğer ülke vatandaşları

AB üyesi olmayan ülkelerin vatandaşları da giriş koşullarını karşılamasa bile Ukrayna sınırından AB’ye alınacak.

Bu kişilerin kendi ülkelerine gitme imkanları varsa geçiş için yardım yapılacak.

Yarın görüşülecek

AB Komisyonunun teklifinin AB Konseyi tarafından kabul edilmesi gerekiyor. AB Konseyini oluşturan üye ülkelerin çoğu daha önce bu teklife sıcak baktıklarını belirtmişti.

Teklifin yarın AB Adalet ve İçişleri Konseyinde üye ülkelerin içişleri bakanlarınca değerlendirilmesi bekleniyor.

Paylaşın

AB’nin Rusya Yaptırımları: Neyi Kapsıyor, Neyi Amaçlıyor?

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali beşinci gününe girerken hükümetlerin ve kuruluşların açıkladığı yaptırımlara her geçen gün yenileri ekleniyor. Avrupa Birliği (AB) bu kapsamda bir bilgilendirme metni yayınlayarak yaptırımların kapsamını ve amaçlarının ne olduğu konusunda bilgilendirme yaptı.

Şimdiye kadarki en sert kısıtlayıcı tedbir paketini olduğu belirtilen yaptırımların amacını AB;

  • Kremlin’in savaşı finanse etme kabiliyetini kırmak;
  • Rusya’nın işgalden sorumlu siyasi elitlerine açık ekonomik ve siyasi bedeller ödetmek ve;
  • Rusya’nın ekonomik temellerini zayıflatmak.

olarak sıraladı.

Yaptırımların hedefinde Rus siyasi elitler bulunurken, Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dahil 654 kişi ve 52 kuruluş yaptırım listesinde.

Bu kişi ve kuruluşların üzerinde de seyahat yasağı, varlıkların dondurulması ve fon sağlama yasağı var. Ayrıca AB şu an yaptırım listesine alma kriterlerinin genişletilmesi için çalışıyor.

İlk hedef finans sektörü

AB, finans sektörü yaptırımlarıyla Rusya’nın sermaye piyasalarına erişimini kesmek istiyor. Böylelikle yaptırım uygulanan kuruluşlar için borçlanma maliyetlerinin arttırılmasını ve Rusya’nın sanayi tabanının kademeli olarak aşındırılmasını hedefliyor. AB’nin finans sektörü yaptırımları şunları içeriyor:

  • Rus bankaları ve hükümeti (Merkez Bankası dâhil) tarafından her türlü menkul kıymet ödünç verme ve satın alma işleminin yasaklanması;
  • Üç önemli Rus bankasının tüm varlıklarının dondurulması ve bunlara finansal yasak getirilmesi;
  • Yaptırım uygulanan devlet şirketlerinin listesinin genişletilmesi;
  • Paralarını AB’de saklamalarını önlemek amacıyla Rus elitlerinin AB bankalarındaki mevduatlarının yasaklanması

Bu yaptırımlarla birlikte Rus bankacılık sisteminin (varlıklar itibariyle), hükümetin ve önemli devlet şirketlerinin yüzde 70’i artık AB sermaye piyasalarında finansman işlemi yapamayacak.

Enerji sektörü yaptırımları petrol fiyatlarını yükseltecek

AB, 2014’ten beri uygulanan mevcut petrol ekipmanı yasağını belirli rafineri teknolojilerinin ihracatını kapsayacak şekilde genişletti. AB, bu yaptırımla Rusya’nın petrol rafinerilerini yenilemesinin zorlaştırılmasını ve daha maliyetli hale gelmesini amaçlıyor.

AB’ye rafine petrol ihracatı 2019’da Rusya’ya 24 Milyar Euro kazandırmıştı.

Ticari hava filosunun dörtte üçü yurtdışından 

AB’nin ulaştırma sektörü yaptırımları Rusya’ya tüm uçak, uçak parçaları, teçhizatı ve ilgili tüm onarım, bakım ve finansal hizmetlerin ihracatının, satışının, tedarikinin ve transferinin yasaklanmasını içeriyor.

Rusya’nın mevcut ticari hava filosunun dörtte üçü AB, ABD ve Kanada yapımı. AB, söz konusu yaptırımlarla, Rusya’nın filosunu uluslararası standartlarda tutamamasını amaçlıyor.

AB, Rusya’nın teknolojik olarak geriye düşmesini istiyor 

AB, Rusya’nın önemli teknolojilere erişimini engelleyerek zamanla teknolojik kabiliyetini yitirmesini için de bir dizi yaptırım kararı aldı. Rusya’nın ileri teknolojilere erişiminin sınırlandıran yasaklar listesi şöyle:

  • İnsansız hava araçları ve bunların yazılımları;
  • Şifreleme cihazı yazılımları;
  • Yarı iletkenler ve gelişmiş elektronik ürünler

Vize tedbirleri

Son olarak vize tedbirleri. Diplomatlar için vizesiz seyahatin ile hizmet pasaportu sahipleri ve iş insanları için vize kolaylığının askıya alınmasını gündemde. Belirlenen vize politikasına göre;

  • Rus diplomatik pasaport hamilleri artık AB’ye vizesiz seyahatten yararlanamayacak
  • Rus hükümet yetkilileri ve iş insanları artık vize başvurusunda bulunurken daha düşük vize ücreti gibi kolaylıklardan faydalanamayacak
  • Ancak bu durum şu anda Vize Kolaylaştırma Anlaşması kapsamında aynı faydalardan istifade etmeye devam edecek olan Rus vatandaşlarını etkilemeyecek.

Donetsk ve Luhansk da listede

AB, 23 Şubat’ta da hâlihazırda hükümetin kontrolü dışındaki iki alan olan Donetsk ve Luhansk oblastları ve AB arasındaki ticareti hedef almıştı. Bu anlamda, AB şu yasak ve kısıtlamalar getirmişti:

  • Bu bölgelerden mal ithalatı yasağı;
  • Belirli ekonomik sektörlerle ilgili ticaret ve yatırımlar üzerindeki kısıtlamalar;
  • Turizm hizmetleri sağlama yasağı;
  • Belirli mal ve teknolojiler için ihracat yasağı.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

AB, Rusya’ya Yeni Yaptırımlar Konusunda Uzlaştı

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması üzerine düzenlenen olağanüstü zirvede Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanları kapsamlı yeni bir yaptırım paketi üzerinde uzlaştı. Yaptırımlar, enerji, finans ve nakliyat alanlarını kapsıyor.

Bunun yanı sıra bazı ürünlerin ihracatına ve Rus vatandaşlarına vize verilmesine sınırlamalar getirilmesi öngörülüyor. Alman haber ajansı dpa’nın edindiği bilgilere göre, finans sektöründeki yaptırımlar bankaların, AB finans piyasaları ile bağlantısının kesilmesini öngörüyor. Bu durumda, Rus bankalarının AB’den kredi alması veya kredi vermesi mümkün olmayacak. Ayrıca, Rus devlet kurumlarının hisselerinin AB içinde ticaretine de izin verilmeyecek, aynı yaptırımlar enerji sektörü için de geçerli olacak.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yaklaşık altı saat süren ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin de video konferans aracılığıyla katıldığı toplantının ardından yaptığı açıklamada, AB içindeki bütünlüğe vurgu yaptı. “Uzlaşmamız bizim gücümüz” diyen von der Leyen, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Avrupa haritasını değiştirmeye çalıştığını, ancak bu noktada başarılı olmayacağını ifade etti.

SWIFT konusunda görüş birliği sağlanamadı

Ancak yaptırımlar üzerinde uzlaşma sağlanmadan önce zirvede yoğun tartışmalar yaşandığı belirtiliyor. Özellikle AB’nin doğusundaki ülkeler Rusya’ya yönelik daha sert yaptırımların uygulanmasını ve özellikle küresel ödeme sistemi SWIFT’ten çıkartılmasını istiyordu. AB’li diplomat çevrelerinden edinilen bilgilere göre, Rusya’nın SWIFT sisteminden çıkartılması konusunda görüş birliği sağlanamadı. Rusya’nın SWIFT sisteminden çıkartılmasının Rus ekonomisi açısından ağır sonuçları olacağı belirtiliyor.

Rusya’nın SWIFT sisteminden çıkartılmasına karşı olan ülkeler arasında Almanya ve Avusturya da yer alıyor. “Öncelikle geçen haftalarda hazırlanan yaptırım paketi çerçevesinde kalınmalı” diyen Almanya Başbakanı Olaf Scholz, gerektiğinde bunun da düşünülebileceğine işaret etti. Avusturya Başbakanı Karl Nehammer de, “SWIFT şu aşama öneriler arasında yer alan bir konu değil. Bunun nedeni de SWIFT’in askıya alınması Rusya Federasyonu’nu Avrupa Birliği’nden daha az etkileyecek olması” şeklinde konuştu. Nehammer, Rusya’nın kendine ait bir ödeme sistemi olduğunu ve SWIFT’ten çıkartılması halinde Rusya’nın Çin ödeme sistemine geçeceğini de sözlerine ekledi.

AB’li bir diplomatın verdiği bilgilere göre, İtalya, Kıbrıs ve Macaristan da, Rusya’nın SWIFT’ten çıkartılması için doğru zaman olmadığı konusunda Almanya ile aynı görüşü paylaştığını bildirdi.

Biden da yaptırımlar açıklamıştı

ABD Başkanı Joe Biden da, G7 ülkelerinin Rusya’ya karşı “yıkıcı bir yaptırım paketi” üzerinde anlaşmaya vardıklarını açıklamıştı. Biden ABD’nin Rusya’ya yaptırım kararlarını da kamuoyuyla paylaşmıştı. Söz konusu “sert yaptırımların” finans branşı ve teknoloji sektöründe yoğunlaşacağını söylemişti. Biden yaptırımların Rusya’nın toplam servetinin üçte birini tutan ve ülkenin en büyük ikinci bankası olan VTB Bank’ın da aralarında olduğu dört Rus kredi kuruluşunu hedef alacağını duyurmuştu.

Paylaşın