NATO Ve AB, Ukrayna’da Silah Kaçakçılığına Karşı Alarma Geçti

Birleşik Krallık’ın önde gelen gazetelerinden Financial Times (FT), Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ve Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’da silah kaçakçılığı riskine karşı alarma geçtiğini yazdı.

Kimliği paylaşılmayan bir Batılı yetkili, FT’ye açıklamasında, “Silahlar öncelikle Polonya’nın güneyine götürülüyor, buradan sınıra taşınıyor, daha sonra da bazen kamyonlara, kamyonetlere ya da şahsi araçlara yüklenerek sınırın öteki tarafına gönderiliyor. Bu noktadan sonra silahların yerine dair hiçbir bilgi edinemiyoruz. Silahların nereye gittiğine, kullanıp kullanılmadığına ya da ülke sınırları içinde kalıp kalmadığına dair bir fikrimiz olmuyor” dedi.

FT’ye konuşan bir başka Batılı yetkiliyse bazı NATO üyesi ülkelerin Ukrayna’ya gönderilen silahların takip edilebilmesi için bir sistem oluşturulması amacıyla Kiev’le görüşme yaptığını söyledi.

Ülkelerin adını vermeyen yetkililer, Kiev yönetiminin Batılı devletlerinin desteğiyle daha geniş kapsamlı bir silah denetim ve takip sistemi kurmak için çalışmalar yürüttüğünü de paylaştı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat’ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşın 140. gününde de çatışmalar sürüyor.

FT’nin aktardığına göre savaşın başından bu yana Batılı devletler Ukrayna’ya en az 10 milyar dolarlık askeri yardım yaptı.

Öte yandan savaşın yarattığı kaos nedeniyle Kiev yönetimine gönderilen silahların takibinin gerekli şekilde yapılamayacağı ve bölgenin silah kaçakçılığı ağına dönüşebileceği korkuları da gündeme gelmişti.

ABD’nin silah kontrolü ve uluslararası güvenlikten sorumlu müsteşarı Bonnie Denise Jenkins, salı günkü açıklamasında ABD’nin Ukrayna’ya gönderdiği silahların yanlış ellere geçmesi ihtimalinin endişelendirici olduğunu söylemişti.

Europol’ün nisandaki açıklamasındaysa Ukraynalı yetkililerin silah envanteri oluşturmayı ve kayıt tutmayı bıraktığı, bu nedenle bölgede silah kaçakçılığı yapıldığı ve bunun AB’nin güvenliğine tehdit oluşturduğu öne sürülmüştü.

Ukrayna Savunma Bakanlığı Danışmanı Yuri Sak ise gerekli denetim ve takibin yapıldığını savunarak, “Ukrayna’ya giren ya da Ukrayna’dan çıkan tüm silahların hareketleri, hem biz hem de uluslararası ortaklarımız tarafından çok yakından takip ediliyor ve denetleniyor” demişti.

Sak, silah kaçakçılığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve Rus dezenformasyonunun bir parçası olduğunu öne sürmüştü.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Türkiye’de Konut Fiyatları Artışı AB Ortalamasının 10 Katı

Avrupa’da 2021 – 2022’nin ilk çeyrekleri arasında konut fiyatları en çok Türkiye’de artış gösterdi. Türkiye’deki artış yıllık yüzde 110 olurken Avrupa Birliği’nde (AB) bu oran yüzde 10’da kaldı. Resmi verilere göre kira fiyatlarında ise artış sınırlı kaldı. Aynı dönemde Türkiye’de yıllık kira artışı yüzde 15,4 olurken AB’de yüzde 1,4 oldu.

Kirada yıllık resmi enflasyonun bu kadar düşük olması Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesaplama yönteminden kaynaklanıyor. AB İstatistik Ofisi (Eurostat) 2021 ile 2022 ilk çeyrekleri arasında konut ve kira fiyatlarının yıllık ne kadar yükseldiğini açıkladı.

2022’nin ilk çeyreğinde geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre Türkiye’de ev fiyatları yüzde 110 yükseldi. İkinci sıradaki Çekya’da yıllık artış yüzde 25; 27 AB ülkesinin ortalaması ise yüzde 10,5.

Konut fiyatlarının en az arttığı ülkeler ise yüzde 1 ile Kıbrıs ve yüzde 4 ile Finlandiya oldu. Diğer bazı ülkelerde ev fiyatları son bir yılda şu kadar yükseldi: Hollanda yüzde 19, Almanya yüzde 12, Bulgaristan yüzde 12, İspanya yüzde 9, Fransa yüzde 7 ve İtalya yüzde 5.

Türkiye’de yıllık kira artışı yüzde 20

Kira fiyatları ise Mayıs 2022 itibariyle son bir yılda Türkiye’de yüzde 20 yükseldi. Türkiye, Slovenya (yüzde 26,4) ve Estonya’nın (yüzde 24,5) ardından bu alanda 3. sırada bulunuyor. AB’de ise bu dönemde kiralar yüzde 1,7 yükseldi. Avusturya yüzde eksi 0,9 ile kiraların düştüğü tek ülke oldu.

Mayıs 2022 itibariyle son bir yılda diğer ülkelerde yaşanan kira artışı şöyle: Polonya yüzde 13,9; İrlanda yüzde 10,1; Bulgaristan yüzde 6,3; Belçika yüzde 2,9; Almanya yüzde 1,6 ve Yunanistan yüzde 0,9.

2021-2022 ilk çeyrekler arasındaki değişime bakıldığında da Türkiye yüzde 15,4 ile üçüncü sırada yer alıyor. Bu dönemde AB ortalaması ise yüzde 1,4 oldu.

Kira enflasyonu nasıl hesaplanıyor?

Türkiye’de kanuna göre gelecek bir yıl için geçerli olacak kira artışı, geçmiş 12 aylık ortalama TÜFE’den fazla olamıyor. Ancak bu kanun mevcut kiracılar için geçerli. Ev sahipleri yeni kiracı bulurken istediği fiyatı talep edebiliyor. Bundan dolayı resmi kira enflasyonu daha düşük çıkıyor.

Emlak sitelerindeki yıllık fiyat artışı ise yüzde 100’ü aşmış durumda. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) sahibinden.com verileri üzerinden yaptığı son hesaplamaya göre Türkiye genelinde ortalama kiralık konut ilan yıllık artış oranı nisan ayında yüzde 182,7 oldu.

BETAM’a göre yıllık kira artış oranı Nisan ayında İstanbul’da yüzde 140, Ankara’da yüzde 133,9, İzmir’de ise yüzde 110,8 ölçüldü.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

AB Sonuç Bildirgesinde Türkiye’ye Yunanistan Uyarısı

Avrupa Birliği (AB) liderlerinin Ukrayna’ya ve Moldova’ya “tam üyelik” statüsü verdikleri tarihi zirvede Türkiye de gündeme geldi. Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis’in Doğu Akdeniz’de Türkiye ile yükselen gerilimi gündeme getirmesi üzerine AB’nin sonuç bildirgesinde Doğu Akdeniz başlığı altında Türkiye konusu da yer aldı.

VOA Türkçe’den Arzu Çakır’ın haberine göre, AB sonuç bildirgesi dış ilişkiler bölümünde, “Doğu Akdeniz” başlığı altında, “AB’nin Türkiye’nin son zamanlarda tekrarlanan eylemlerinden ve açıklamalarından derin endişe duyduğu” belirtilerek, “Türkiye, tüm AB üye devletlerinin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermelidir. Avrupa Konseyi, önceki sonuçlarını ve 25 Mart 2021 tarihli deklarasyonu hatırlatarak, Türkiye’nin uluslararası hukuka tam olarak uymasını, Doğu Akdeniz’de bölgesel istikrar adına gerilimleri azaltmasını ve iyi komşuluk ilişkilerini sürdürülebilir bir şekilde geliştirmesini beklemektedir” denildi.

Konuya ilişkin Brüksel’de gazetecilere açıklama yapan Yunanistan Başbakanı Miçotakis, “Atina sonuç bildirgesinde yer alan ifadelerin tamamen arkasındadır. Burada Türkiye’ye açık bir dille AB üyesi ülkelerin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü sorgulamayı bırakması ve uluslararası hukuka uygun biçimde gerilimi düşürme tavrına geri dönmesi için çağrı yapılmıştır” dedi.

Miçotakis, “Umarım Türkiye bu sefer çağrılara kulak verir. Çünkü Doğu Akdeniz’de, son iki ayda, tamamen komşumuz tarafından tırmandırılan gerilimi düşürmenin tek yolu bu” diye konuştu.

Ukrayna’ya destek vurgusu

Sonuç bildirgesinde zirveye damgasını vuran, “Ukrayna’daki durum ile Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ın üyelik başvurularına” ilişkin bölümde ise, “Avrupa Konseyi, Ukrayna’nın yanında olduğunu ve Avrupa Birliği’nin insani yardım da dahil olmak üzere genel ekonomik, askeri, sosyal ve mali dayanıklılığı için Ukrayna’ya güçlü destek sağlamaya devam edeceğini bir kez daha teyit eder” denildi.

AB’nin askeri ekonomik, sosyal ve finansal destek vermeye devam edeceği belirtilen açıklamada, “Avrupa Birliği, Ukrayna’nın Rus saldırganlığına karşı doğal meşru savunma hakkını kullanmasına ve toprak bütünlüğünü ve egemenliğini savunmasına yardımcı olmak için daha fazla askeri destek sağlama konusundaki kararlılığını sürdürmektedir. Bu amaçla, Avrupa Konseyi, Konsey’den askeri yardımın daha da artırılması için hızla çalışmasını talep etmektedir” ifadeleri kullanıldı.

Avrupa Konseyi’nin, 2022’de Ukrayna’ya 9 milyar Euro’luk yeni istisnai makro-finansal yardım sağlamak için Komisyon tarafından yapılacak bir öneriyi not ettiği, Ukrayna’nın yeniden inşaası için AB yardımına ilişkin Komisyonun uluslararası ortaklar, kuruluşlar ve uzmanlarla istişare içinde önerilerini hazırlayarak hızla sunmakla görevlendirdi.

Ukrayna ve Moldova’nın “aday ülke” statüsü bildirgede

Avrupa Konseyi’nin, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ın Avrupa perspektifini tanıdığı vurgulanan sonuç bildirgesinde, “Bu ülkelerin ve vatandaşlarının geleceği Avrupa Birliği’ndedir. Avrupa Konseyi, Ukrayna ve Moldova Cumhuriyeti’ne aday ülke statüsü vermeye karar verdi. Konsey, gereken koşullar tam olarak karşılandıktan sonra daha fazla eyleme karar verecektir” denildi.

Konseyin, Gürcistan’ın üyelik başvurusuna ilişkin görüşünde de “Gürcistan’a aday ülke statüsü vermeye hazır olduğu”; bu ülkenin üyelik sürecinin ilerlemesinin Kopenhag kriterlerini karşılama konusundaki girişimlerine bağlı olacağı vurgulandı.

Batı Balkanlar

Zirve öncesinde 6 Batı Balkan ülkesiyle bir araya gelen AB liderleri, bu zirvede Bulgaristan vetosuyla uzlaşma sağlanamayınca, sonuç bildirgesinde “AB Konseyi, Batı Balkanlar’ın AB’ye katılım olasılığına tam ve kesin olarak bağlı olduğunu ifade eder ve katılım sürecinin hızlandırılması için çağrıda bulunur” denildi.

Bildiride ayrıca 6 Batı Balkan ülkesi Kuzey Makedonya, Kosova, Bosna Hersek, Karadağ, Sırbistan ve Arnavutluk’a, özellikle hukukun üstünlüğü, yargı sisteminin bağımsızlığı ve işleyişi ile yolsuzlukla mücadele ile ilgili reformların önemi hatırlatıldı. Bu ülkeler ayrıca azınlıklara mensup kişilerin haklarını ve eşit muameleyi garanti etmeye davet edildi.

Zirvede Sırbistan, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk ile katılım müzakerelerinin hızla başlayabilmesi için, Kuzey Makedonya ile Bulgaristan arasındaki sorunların hızla çözülmesi çağrısı da yapıldı. Özellikle Sırbistan ve Kosova arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine ilişkin, ikili ve bölgesel anlaşmazlıkların çözümünde somut ilerlemeye duyulan acil ihtiyaç yeniden teyit edildi.

Avrupa Siyasi Topluluğu kurulması

AB liderleri zirvenin gece yarısı süren bölümünde de Fransa Cumhurbaşkanı ve AB dönem Başkanı Emmanuel Macron’un “Avrupa Siyasi Topluluğu” kurulması önerisini tartıştı. Liderler, sonbahardan itibaren, dönem başkanlığını devralacak Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da bu konunun yeniden ele alınması konusunda anlaştı.

Avrupa Siyasi Topluluğu konusu sonuç bildirgesinde “Avrupa Birliği’nin Avrupa’daki ortaklarıyla ilişkileri konusunda stratejik bir tartışma gerçekleştirdiği” belirtilerek, “Bu topluluk ile amaç kıtadaki Avrupa ülkeleri için bir politik işbirliği platformu sağlamaktır. Bu platform, yakın ilişki içinde olduğumuz tüm Avrupa ülkelerini ilgilendirebilir. Avrupa kıtasının güvenliğini, istikrarını ve refahını güçlendirmek için ortak çıkar konularını ele almak için siyasi diyalog ve işbirliğini teşvik etmeyi hedefliyor. Bu çerçeve, genişleme de dahil olmak üzere mevcut AB politikalarının ve araçlarının yerini almayacak ve Avrupa Birliği’nin karar alma özerkliğine tam olarak saygı duyacaktır. Bu ilk görüş alışverişi temelinde, Avrupa Konseyi bu soruya geri dönecektir” ifadeleri yer aldı.

AB liderler zirvesinin ikinci gününde Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde’ın da katılımıyla, enflasyon, enerji krizi ve devlet borçlanma faizlerinin yükselmesi gibi ekonomik konular ele alınacak.

Paylaşın

AB Anketi: Türkiye’ye En Olumlu Bakan Ülke Letonya

Avrupa Parlamentosu’nun Avrupa Birliği (AB) genelinde yaptırdığı bir kamuoyu araştırmasında Türkiye’yle ilgili veriler de yer aldı. Anket kapsamında katılımcılara ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Hindistan ve Türkiye’yle ilgili görüşleri de soruldu.

AB üyesi 27 ülkede yaklaşık 27 bin kişiyle Nisan ve Mayıs aylarında yüz yüze görüşülerek yapılan Eurobarometer anketine katılanların yüzde 28’i Türkiye hakkında olumlu görüşe sahip olduğunu söyledi. Yüzde 60’ı olumsuz görüş bildirirken yüzde 12’si de “Bilmiyorum” yanıtını verdi.

Türkiye hakkında en fazla olumlu görüş bildirilen ülke, yüzde 56 ile Letonya oldu. Bu ülkeyi Romanya (yüzde 55), Litvanya (yüzde 52), Hırvatistan (yüzde 52) ve Malta (yüzde 50) takip etti.

En az olumlu görüş bildirilen ülkeyse yüzde 4 ile Yunanistan oldu. Olumlu görüş sahibi katılımcıların oranının en düşük seviyede olduğu diğer ülkeler Kıbrıs Cumhuriyeti (yüzde 9), İsveç (yüzde 12) ve Almanya (yüzde 17) oldu.

Gençler daha pozitif

AB genelinde verilen yanıtlar sosyo-demografik açıdan analiz edildiğinde, genç katılımcıların Türkiye hakkında daha olumlu görüşlere sahip olduğu görüldü. Ankete katılan 55 yaş üstü AB vatandaşlarının sadece yüzde 22’si Türkiye hakkında olumlu görüş bildirirken bu oran 15-24 yaş grubunda yüzde 38 olarak kaydedildi.

Ayrıca AB hakkında olumlu görüş sahibi olan katılımcıların Türkiye’ye de daha olumlu baktığı görüldü. Avrupa Birliği hakkında olumlu görüş bildirenlerin yüzde 31’inin Türkiye hakkında da olumlu düşündüğü ortaya koyulurken, olumsuz görüş bildirenlerin yüzde 23’ü Türkiye hakkında da olumsuz düşündüğünü ifade etti.

Ukrayna savaşıyla ilgili haberleri takip edenler arasındaki Türkiye sempatisi de takip etmeyenlere kıyasla az da olsa yüksek çıktı.

Ukrayna savaşıyla ilgili haberleri takip etmeyenlerin yüzde 31’i Türkiye hakkında olumlu görüş bildirirken takip edenlerin yüzde 27’si olumsuz görüş sahibi olduğunu belirtti.

Rusya ve Çin büyük düşüşte

Yapılan anket, Avrupalıların ABD ve İngiltere hakkında olumlu görüş sahibi olduğuna işaret ederken Rusya ve Çin’le ilgili düşüncelerinin daha da olumsuz bir hâl aldığını gösterdi.

Ankete katılanların yüzde 65’i İngiltere hakkında olumlu görüş bildirdi. ABD hakkında olumlu düşünenlerin oranıysa yüzde 58 çıktı. Aynı anket 2018 yılında Donald Trump ABD Başkanı’yken yapıldığında bu oran yüzde 45’ti. Çin hakkındaki olumlu görüş dört yılda yüzde 36’dan yüzde 22’ye, Rusya hakkındaki olumlu görüş yüzde 30’dan yüzde 10’a geriledi.

Rusya hakkında en fazla olumlu görüş bildirilen ülke Bulgaristan oldu. Bulgarların yüzde 49’u Rusya hakkında olumlu görüş bildirdi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde de bu oranın yüzde 36 olduğu görüldü.

Hindistan’a Türkiye’den daha olumlu bakıyorlar

Ankete bu yıl Türkiye ile beraber eklenen Hindistan hakkında AB genelinde olumlu görüş bildirenlerin oranıysa yüzde 38 oldu.

Hindistan hakkında olumlu görüş sahibi olanların oranının en düşük olduğu ülke yüzde 28 ile Almanya çıktı. En yüksek oransa yüzde 53 ile Hırvatistan’da görüldü.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Avrupa Komisyonu’ndan Ukrayna Ve Moldova’ya ‘Aday Ülke’ Statüsü

Avrupa Komisyonu, Ukrayna’ya AB’ye üyelik yolunda adaylık statüsü verilmesi yönünde görüş bildirdi. AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, Ukraynalıların AB hayallerini savunmak için ‘canlarını feda etmeye hazır olduğunu’ söyledi.

Komisyon, aynı şekilde Moldova’ya da adaylık statüsü verilebileceği tavsiyesinde bulundu. Gürcistan’ın adaylık statüsü ise daha sonra yeniden değerlendirilecek.

Komisyonun kararı AB’nin büyük üye devletlerinden Almanya, Fransa ve İtalya liderlerinin Kiev’i ziyaretinin sonrasında alındı. Liderler ziyarette Kiev’in adaylık başvurusunu destekledikleri yönünde açıkça mesaj verdi.

Komisyon’un aldığı karar, uzun yıllar alacak üyelik sürecinin ilk adımını oluşturuyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Moldova’ya “önemli reformlar” gerçekleştirmesi koşuluyla AB adayı statüsü verilmesini tavsiye ettiğini söyledi.

Leyen, “ülke (Moldova) liderlerinin ekonomik reformlar ve yolsuzlukla mücadele konusundaki kararlılıklarını sürdürmeleri koşuluyla, adaylık için gerekli şartları karşılayabilecek potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz” dedi.

Kararın resmileşmesi için 23-24 Haziran tarihlerinde düzenlenecek olan Avrupa Konseyi Zirvesi’nde liderler son sözü söyleyecek.

Ukrayna AB’ye aday ülke olmaya hazır mı?

AB’deki diplomatların verdiği kulis bilgilerine göre Birlik içindeki bazı ülkelerin Ukrayna’nın adaylığı konusunda kaygıları var. Bunun en önemli nedenlerinden biri egemenlik konusundaki sorunlarını çözmeyen bir ülkenin AB’ye giremeyecek olması. Bu sorun Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettiği ve Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçılarla çatışmaların başladığı 2014 yılından bu yana devam ediyor.

Aslında egemenlik konusundaki sorun adaylık statüsünden çok Birliğe fiili katılım sırasında önemli hale gelecek. AB diplomatlarına göre İsveç’in de aralarında bulunduğu bazı ülkelerin Ukrayna’nın AB’ye üyelik için gerekli olan hukuk standartlarına uzak olduğu yönünde de çekinceleri var.

Ukrayna’nın Birliğe girmesi neleri değiştirir?

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron AB’nin başka ülkeleri Birliğe kabul etmeden önce kendisini reformdan geçirmek zorunda olduğunu söylemişti. Almanya Başbakanı Olaf Scholz da AB’nin 27 üyesinin onayının alınması zorunluluğunun ortadan kaldırılması gerektiği görüşünde.

Yaklaşık 40 milyon nüfusa sahip Ukrayna gibi büyük bir ülkenin Birliğe alınmasının önemli sonuçları olacak. Örneğin Brüksel’in Ukrayna’ya ciddi mali kaynak ayırması gerekecek. Ukrayna AB’ye girerse Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) oy dengeleri de değişecek.

Adaylık statüsü ne anlama geliyor?

AB’ye adaylık statüsünün verilmesi, üyelik yolundaki merdivenin ilk basamağı anlamına geliyor. Bu da müzakerelere başlanmasından aday ülke ile AB arasında yeni başlıkların açılmasına kadar uzun bir süreci kapsıyor. Her adım için de Birliğin 27 üyesinin onayı gerekiyor.

Birçok ülke uzun yıllardır Birliğe aday. Örneğin Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci 1999 yılından bu yana sürüyor. Sırbistan 2012, Kuzey Makedonya 2005 ve Karadağ 2010 yılından bu yana AB üyelik için bekliyor. Bu durum adaylık statüsünün tek başına AB’ye üye olmanın garantisi olmadığını gösteriyor. Örneğin Türkiye ile çok sayıda müzakere başlığı açılmasına rağmen AB’ye üyeliğine halihazırda ihtimal verilmiyor.

Ukrayna’ya dair kaygılar ciddiye alınabilir mi?

Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı’ndan (SWP) Avrupa uzmanı Nicolai von Ondarza Ukrayna’ya “AB’ye aday ülke statüsü” verilmesinin bazı yükümlülüklere bağlanabileceğini söylüyor. Von Ondarza örneğin hukuk devleti kaygısının dikkate alınabileceğini ancak diğer yandan Ukrayna’ya AB ailesine ait olacağı sinyalinin de verilebileceğini belirtiyor.

Moldova’nın AB’ye üyelik şansı var mı?

Ukrayna’nın yanı sıra eski Sovyetler Birliği üyesi iki ülke; Moldova ve Gürcistan da AB’ye üye olmak istiyor. AB Komisyonu, sadece Moldova için aday ülke statüsü verilmesi tavsiyesinde bulundu. Almanya Başbakanı Olaf Scholz Kiev ziyaretinde Moldova’ya adaylık statüsü verilmesi gerektiğini dile getirmişti.

Ancak bu konu 27 üye ülke içinde oldukça tartışmalara neden oluyor. Scholz Ukrayna’nın hızlıca AB üyesi olması yönündeki çağrılar dile getirildiğinde, halihazırda altı Balkan ülkesine adaylık statüsü verildiğini hatırlatmıştı.

Almanya Başbakanı AB üyesi ülkelere, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya ile somut müzakerelere başlanması çağrısında bulunuyor. Başlangıçta Fransa ve Hollanda, şu sıralar ise Bulgaristan buna karşı çıkıyor. Alman hükümeti ise Arnavutluk ve Kuzey Makedonya ile üyelik görüşmelerinde artık bir adım sonrasına geçilmesi gerektiğini belirtiyor.

Paylaşın

AB’de Benzin Ve Dizelli Otomobillere Yasak Kararı

Avrupa Parlamentosu (AP), 2035 yılından itibaren benzinli ve dizel yakıt kullanan araç satışının yasaklanmasını öngören tasarıyı oy çokluğuyla kabul etti. Böylece AB’nin yürütme organı AB Komisyonu’nun geçen yıl getirdiği öneri, yasama organı AP’den de onay almış oldu.

Tasarının yürürlüğe girmesi için üye ülkelerle yapılan müzakerelerin sonuçlanması gerekiyor. Üye ülkeler ay sonunda tasarıya yönelik tutumlarını belirleyerek AB Komisyonu’na bildirecek ve uzlaşı arayışları başlayacak.

Komisyon’un önerisi, trafikte karbondioksit emisyonunun yüzde 100 oranında azaltılmasını öngörüyordu. Komisyon 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarının yüzde 55 oranında azaltılmasını, bunun için de endüstri ve enerji sektörünün yanı sıra trafikte de daha kararlı adımlar atılmasını, özellikle de elektrikli araç ağının genişletilmesini istiyor. Bu hedef doğrultusunda elektrikli otomobiller için şarj altyapısını geliştirmek üzere ayrı bir yasa çalışması bulunuyor.

Yasa tasarısı hazırlıklarına katılan AP üyelerinden Jan Huitema, “sıfır emisyonlu araçların satın alınması ve kullanımının tüketiciler için daha az maliyetli olacağını” belirtti.  Yeşiller grubundan AP üyesi Michael Bloss da oylama sonrasında yaptığı açıklamada, “Böylelikle Avrupa’nın otomotiv merkezi olarak geleceği hakkında karar vermiş olduk. Gelecekte en iyi elektrikli otomobiller ve en yeni bataryalar Avrupa’da üretilecek” dedi.

Otomobil üreticilerinden eleştiri: Çok erken

Ancak tasarıya eleştiriler de geldi. AP’nin Hristiyan Demokrat Partili üyesi Jens Gieseke, “Yeşiller, Liberaller ve Sosyaldemokratlar maalesef tüm kartları elektrikli ulaşıma oynamayı tercih ediyor” diyerek bunun Avrupa’nın rekabet gücü ve istihdama olumsuz etkilerde bulunacağı endişesini dile getirdi.

Alman Otomobil Üreticileri Birliği (VDA) de otomobil endüstrisinin iklim hedeflerini benimsediğini ve bu alanda milyarlarca euroluk yatırım yaptığını, ancak 2035’te satış yasağının “çok erken” olduğunu bildirdi. VDA Başkanı Hildegard Müller, “Siyaset, hızlanmayı mümkün kılacak çerçeve koşulları sağlamadan otomobil endüstrisinden daha fazla hız talep edemez” eleştirisinde bulundu.

Müller, şarj altyapısının geliştirilmesi ve dijitalleşmedeki eksiklikler ile acil ihtiyaç duyulan hammadde ve enerji ortaklıklarında yeterli adımların atılmamasını örnek verdi. VDA Başkanı ayrıca Avrupa’nın geniş kesimlerinde elektrikli otomobiller için yeterli şarj altyapısının bulunmadığına dikkat çekti.

Türkiye de mutabakat imzalamıştı

Geçen yıl İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı’nda(COP26) Türkiye de bu yönde bir mutabakata imza atmıştı. 33 ülke, 40 şehir, 11 araç üreticisi ve filo sahibi 27 kuruluşun imzaladığı mutabakat, 2035’e kadar benzinli ve dizel motorlu araçların sıfır emisyonlu araçlarla değiştirilmesini öngörüyor.

Avrupa Çevre Ajansı verilerine göre 2019 yılında trafik, AB’deki toplam karbondioksit emisyonunda yaklaşık dörtte birlik paya sahip oldu. Trafik yoluyla salınan karbondioksit 1990-2019 yılları arasındaki dönemde yüzde 33,5 arttı.

Paylaşın

Avrupa Birliği’nden Rusya’ya Altıncı Yaptırım Paketi

Avrupa Birliği, Rusya’ya kapsamlı petrol ambargosunu da içeren altıncı yaptırım paketini onayladı. Rusya ve müttefiki Belarus’tan kişi ve kuruluşları hedef alan paketle, Rusya’nın en büyük bankası Sberbank, mali iletişim ağı Swift’ten çıkarılırken yasaklı Rus yayın organlarına yenileri eklendi. AB Konseyinde alınan kararın ardından paketin gün içinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, ek yaptırımlarla Kremlin’in savaşı finanse etme becerisini daha da sınırlandırmayı hedeflediklerini belirterek “AB’de Rusya’dan petrol ithalatını yasaklayarak Rusya için önemli bir gelir kaynağını kesmiş oluyoruz. Kilit önemdeki Rus bankalarından bazılarını daha uluslararası ödeme sistemi SWIFT’ten çıkarıyoruz. Buça ve Mariupol’de yaşanan vahşetin sorumlularını yaptırım kapsamına alıyor ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in savaş propagandasına aktif bir şekilde katkıda bulunan dezenformasyon aktörlerini yasaklıyoruz” diye konuştu.

Petrol ambargosu

Yaptırım paketiyle Rusya’dan ham petrol ve bazı petrol ürünlerinin satın alınması, ithalatı ve transferi yasaklanıyor. Rus petrolünün tamamen kesilmesi için ham petrolde 6 ay, diğer rafine petrol ürünlerinde 8 aylık geçiş süresi öngörülüyor. “Coğrafi konumları nedeniyle Rusya’dan sevkiyata özel bağımlılığı bulunan ve alternatif seçenekleri olmayan üye ülkeler” için boru hatlarıyla ham petrol ithalatına geçici muafiyet getirildi. Bu ülkelerin Macaristan, Slovakya ve Çekya olduğu biliniyor. Ayrıca Bulgaristan ve Hırvatistan’ın da denizden taşınan ham petrol ve vakumlu gaz yağı ithalatında geçici muafiyetten yararlanacakları kaydedildi.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, söz konusu ülkelere uygulanacak geçici muafiyete rağmen Birlik olarak yıl sonuna kadar Rusya’dan alınacak petrol miktarını yüzde 90 oranında azaltacaklarını belirtti. Brüksel merkezli ekonomik araştırmalar kuruluşu Bruegel verilerine göre AB ülkeleri kısa süre öncesine kadar Rusya’dan günde 450 milyon euroluk petrol ve 400 milyon euroluk doğal gaz alımı yapıyordu.

Rus-Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill’in yaptırım listesine alınması ise Macaristan engeline takıldı. AB ülkeleri, Rusya’nın Ukrayna işgaline verdiği destek nedeniyle Kirill’e AB’ye giriş yasağı getirilmesini ve AB’deki mali varlıklarının dondurulmasını planlıyordu. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Kirill’e yönelik yaptırım planı karşısındaki muhalefetini “Macaristan’daki dini cemaatlerin inanç özgürlüğü” ile gerekçelendirmişti.

Finans ve medya kuruluşlarına yasak

Paketle Rusya’nın en büyük bankası Sberbank’ın yanı sıra Moskova Kredi Bankası (Credit Bank of Moscow), Rus Ziraat Bankası (Russian Agricultural Bank) ve Belarus’tan Kalkınma ve Yeniden İmar Bankası da SWIFT sisteminden çıkarıldı.

AB’de faaliyetleri yasaklanan Rus yayın organlarına da yenileri eklendi. Rus devletine bağlı “Rossiya RTR/RTR Planeta”, “Rossiya 24 / Russia 24” ve “TV Centre International” yayın kuruluşları, Rus hükümeti tarafından Ukrayna’nın işgaliyle ilgili bilgi manipülasyonu ve dezenformasyon yayma amaçlı kullanıldıkları gerekçesiyle yasaklandı. Yayın kuruluşları, Rusya’ya komşu ülkeler ve AB’de istikrarsızlık yaratmayı hedeflemekle suçlandı. Bu yayın kuruluşları ve çalışanlarının Temel Haklar Şartı gereğince yayıncılık kapsamına girmeyen araştırma ve mülakat gibi faaliyetlerde bulunabileceği kaydedildi.

Rusya’ya hem sivil hem askeri amaçlı kullanılabilecek ürünlerle teknoloji ihracatı konusundaki kısıtlamalar da genişletildi. Rus savunma ve güvenlik sektörlerinin teknolojik gelişimine katkıda bulunabilecek ürün ve teknoloji listesine yeni kalemler eklenirken kimyasal silahlarda kullanılabilecek 80 kimyasal madde de yasak listesine alındı.

Ukrayna’nın Buça ve Mariupol kentlerinde Rus askerleri tarafından işlenen suçlardan sorumlu tutulan kişi ve kuruluşlar listesi de genişletildi. “Savaşı destekleyen kişiler, önde gelen iş adamları ve listedeki oligarkların ailelerinin yanı sıra savunma alanında faaliyet gösteren şirketler ve bir mali kuruluş” listeye eklendi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

AB’nin Rusya’ya Yeni Yaptırım Paketine Macaristan Engeli

Avrupa Birliği’nin Rusya’ya yeni yaptırım paketi konusunda uzlaşı arayışı Macaristan’ın engellemelerine takılıyor. AB liderleri Budapeşte’nin aylardır süren direnişinin ardından Pazartesi günü boru hattı ile gelen petrolü paket dışında tutarak yeni yaptırım paketinde uzlaşmaya varmıştı.

Haber ajanslarının diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberlere göre Budapeşte, Brüksel’de Çarşamba günü yaptırımlara son şeklini vermek için yapılan müzakerelerde pakete dair itirazlarını gündeme getirdi.

Patriğin pakete eklenmesine itiraz

Avrupa Birliği Komisyonu Rus Ortodoks Kilisesi Partiği Kirill’in Mayıs ayı başında Brüksel’in önerdiği yaptırım paketine eklenmesini istemişti. Macaristan son olarak Rus Ortodoks Kilisesi Partiği Kirill’in yaptırım listesine eklenmesine karşı çıktı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın destekçisi olarak tanınan Kirill dini vaazlarında Rusya’nın Ukrayna işgalini destekleyen ve NATO’yu ve Batılı ülkeleri suçlayan açıklamalar yapıyor. Kirill ayrıca Papa Françesko’nun savaşta aracı olma girişimine de direnmişti.

Boru hatları kapsam dışı

Rus petrolüne bağımlı Macaristan petrolün boru hattı ile ithalatını yaptırım paketinde kapsam dışı bırakmayı güvenceye almadan önce Rus petrolüne AB yaptırımlarına karşı yaklaşık bir ay lobi yürüttü.

AB altıncı yaptırım paketi ile sadece deniz yoluyla petrol ithalatını durdurmayı planlıyor. Rusya’dan petrol boru hattıyla ithalat devam edecek. AB Rusya’dan petrol ithalatının üçte ikisini deniz yoluyla, üçte birini ise boru hattıyla temin ediyor.

Druzhba boru hattının kuzey kısmı Polonya ve Almanya’ya, güney kısmı ise Macaristan, Çekya ve Slovakya’ya Rus petrolünü sağlıyor. Druzhba’nın güney kısmının Avrupa’ya yüzde 10 petrol sevkiyatı yapması planlanıyor. Zira Almanya ve Polonya söz konusu boru hattından petrol ithal etme ayrıcalığından yararlanmayacaklarını daha önce duyurmuşlardı.

Yaptırım paketinde neler var?

Paket Rusya’dan alınan petrolün yıl sonuna dek yüzde 90 azaltılmasını öngörüyor. Yaptırım paketi aynı zamanda Rusya’nın en büyük bankası Sberbank’ı da uluslararası bir finansal iletişim sistemi olan SWIFT’ten çıkarıyor, Rus devletine ait üç yayın kuruluşunu daha yasaklıyor ve Ukrayna’daki savaş suçlarından sorumlu bireylere yaptırım getiriyor.

Diplomatlar, müzakerelerin Çarşamba günü net bir çözüm olmadan sona erdiğini söyledi. AB bakanlarının Perşembe günü Lüksemburg’da yapacağı toplantıda uzlaşma için yeniş bir girişim yapılması bekleniyor.

Brüksel’de bulunan düşünce kuruluşu Bruegel’in tahminlerine göre, Avrupa Birliği Rusya’dan her gün yaklaşık 450 milyon euro değerinde petrol ithal ediyor.

Paketinin yürürlüğe girebilmesi için bundan öncekilerde olduğu gibi 27 AB ülkesi tarafından onanması gerekiyor. Avrupa Birliği Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Rusya’ya şimdiye kadar beş yaptırım paketi açıkladı.

Paylaşın

Euro Bölgesi’nde Rekor Enflasyon

Euro para birimini kullanan 19 ülkeden oluşan Euro Bölgesi’nde artan enerji fiyatlarının etkisiyle enflasyon rekor kırdı. Avrupa Birliği (AB) İstatistik Ofisi‘nin (Eurostat) tahminlerine göre, Mayıs ayında enflasyon yüzde 8,1 oldu.

Euro Bölgesi’nde enflasyon Nisan ayında yüzde 7,5 ile bu alanda istatistik çalışmasına başlanılan 1997 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıkmıştı.

Eurostat’a göre enerji fiyatları Ukrayna Savaşı nedeniyle Mayıs ayında yüzde 39,2 zamlandı. Nisan ayında ise bu artış yüzde 37,5’ti. İşlenmemiş gıda fiyatları da yüzde 9,1 artış gösterdi.

Reuters’in konuştuğu ekonomistler Mayıs ayında enflasyonu yüzde 7,7 olarak tahmin ediyordu. Böylece enflasyon Avrupa Merkez Bankası’nın ekonomi için ideal seviye olarak nitelendirdiği yüzde 2’nin neredeyse dört katına çıkmış oldu.

Amerikan Merkez Bankası (Fed) piyasalarda oluşan beklentilere paralel olarak Mayıs başında politika faizini 50 baz puan artırma kararı almıştı.

Fiyatların artması nedeniyle hem ekonomi hem de tüketiciler üzerindeki baskıya yol açtığı için Avrupa Merkez Bankası’na bir süredir önlem alma çağrıları yapılıyor. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, bankanın muhtemelen Eylül ayı sonuna kadar negatif faiz politikasının bitebileceğini söylemişti.

Uzmanlar Avrupa Merkez Bankası’nın 9 Haziran’daki faiz toplantısında devlet tahvil alımlarını sonlandırmaya karar vermesini ve ardından Temmuz ayında da ilk kez faiz oranlarını artırmasını bekliyor. Eğer bu adım atılırsa, 2011’den bu yana ilk faiz artırma kararı alınmış olacak.

Fransa’da enflasyon yeni bir rekor kırdı

Fransa’da, Avrupa Birliği standartlarına uyumlandırılmış öncül verilere göre tüketici fiyatları mayıs ayında yüzde 0,7 oranında yükseldi ve 12 aylık enflasyon yüzde 5,8’e çıktı.

Ulusal istatistik kurumu INSEE’in açıkladığı veri AB metodolojisinin kullanılmaya başlandığı 1990’lardan beri en yüksek seviyesini gördü.

Fransa özellikle elektrik ve gaz fiyatlarındaki artışı kontrol etmek için aldığı önlemlerle şu ana kadar sadece Malta’nın gerisinde kalarak AB genelindeki en düşük enflasyona sahip olmuştu. Fakat bu son artışlar tekrar seçildikten sonra enflasyonla mücadele sözü veren Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron üzerindeki baskıyı artıracak gibi görünüyor.

Fransa’nın kendi ulusal metoduyla yaptığı enflasyon hesaplaması da yüzde 5,2’ye çıkarak 1985’ten bu yana en yüksek seviyesini gördü.

Almanya’da enflasyon 50 yılın zirvesinde

Almanya’da da ulusal hesaplamasına göre nisanda yüzde 7,4 olan yıllık enflasyon, Rusya-Ukrayna savaşı sonucu artan petrol ve gaz fiyatlarındaki son yükselişle mayısta yüzde 7,9’a çıkarak 1974’ten bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı.

İspanya’da enflasyon yüzde 8,7

İspanya’da Ulusal İstatistik Enstitüsü (INE), mayıs ayında yıllık enflasyonun yüzde 8,7 olduğunu bildirdi. INE açıkladığı ön raporda, bir önceki ay yüzde 8,3’olan yıllık enflasyonun mayısta yüzde 8,7’ye çıkmasını yakıt ve gıda fiyatlarındaki artışa bağladı.

Paylaşın

Avrupa Birliği’nde Rusya’ya Petrol Ambargosunda Kısmi Uzlaşı

Avrupa Birliği üyesi ülkelerin liderleri Brüksel’de gerçekleşen toplantıda Rusya’ya karşı petrol ambargosu konusunda kısmen uzlaşı sağladı. İlk yapılan açıklamalarda uzlaşı sağlanamadığı ifade edilmişti. Ancak Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, ilerleyen saatlerde Twitter hesabından yaptığı bir açıklamayla kısmi bir anlaşma sağlandığını ifade etti.

Konsey Başkanı Charles Michel, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Rusya’dan ithal edilen petrolün üçte ikisini kapsayacak şekilde bir azaltmaya gidileceğini ifade etti. Michel “Rus petrolünün AB’ye satışına yasak konusunda anlaşma sağlandı. Bu yaklaşık olarak Rusya’dan yapılan petrol ithalatının üçte ikisini kapsıyor ve Rusya’nın savaş makinesine giden büyük bir finans kaynağı böylece kesiliyor” dedi.

Michel ayrıca mevcut yaptırım kararları çerçevesinde Rusya’nın en büyük bankası Sberbank’ın uluslararası para transfer sistemi SWIFT’ten çıkarılması, Rus hükümeti tarafından işletilen 3 TV kanalının yayınlarına AB ülkelerinde son verilmesi ve savaş suçuna karıştıkları gerekçesiyle bazı Rus vatandaşlarının da yaptırımlar listesine alınmasına karar verildiğini duyurdu.

AB üyesi ülkeler Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları başladıktan sonra bugüne dek AB’de görülmemiş bir hızla harekete geçerek Rusya’ya karşı 5 farklı yaptırım pakedi konusunda adım attı. Ancak özellikle petrol ambargosunu içeren altıncı yaptırım pakedi konusunda tartışmalar uzun sürdü.

Birçok Avrupa ülkesinin enerji konusunda Rusya’ya bağımlı durumda olması liderlerin bu konuda ortak adım atmasını da engelliyor. AB üyesi 27 ülkenin lideri yeni yaptırım pakedini görüşmek üzere Brüksel’de buluştular. İki günlük zirvede uzun tartışmalar neticesinde Rusya’ya petrol konusunda da kısmi ambargo uygulanmasında anlaşıldı.

Zirve sırasında açıklama yapan Estonya ve Letonya başbakanları petrol ambargosu konusunun zaman alabileceğine işaret etmişlerdi. Letonya Başbakanı Krisjanis Karins de büyük resmin unutulduğunu mali konulardan bahsedilirken Ukrayna halkının yaşananları canlarıyla ödediklerini söyledi.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban da ülkesinin enerji sorununa çözüm bulunması halinde ambargoya destek vermeye hazır olduklarını söyledi. Macaristan hali hazırda enerji ihtiyacını Rusya’dan Ukrayna üzerinden gelen boru hattı üzerinden karşılıyor.

İlk anda zirveden anlaşma çıkmadı haberleri üzerine Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski de tavır gösterdi. Ukrayna Cumhurbaşkanı AB ülkelerine sert eleştiriler yöneltti. Zelenski “Neden Rusya’ya ve onun baskılarına bağlısınız da bunun tam tersi olmuyor? Rusya’nın siz bağımlı olması lazım. Rusya neden hala enerji satarak neredeyse her gün bir milyar euro kazanıyor? Neden hala terörist bankalar Avrupa ve küresel finans sisteminde çalışabiliyorlar? Bunlar ciddi sorular” ifadelerini kullandı.

Paylaşın