Temmuz ayı ortalama 16.91 derece sıcaklıkla kayıtlara geçen en sıcak ikinci ayı oldu. 2023 yılı Temmuz ayı 16.95 santigrat derece ile kayıtlara geçen en sıcak ay olmuştu.
Bu, geçtiğimiz yıl haziran ayında başlayan 13 aylık küresel sıcaklık rekorlarının sona erdiğini gösteriyor. Ancak Copernicus uzmanları, 2023 ve 2024 yılları arasında gözlemlenen farkın çok küçük olduğunu ve küresel ısınmanın genel bağlamını sorgulatmadığını belirtiyor.
Copernicus’ta görev yapan iklim bilimci Julien Nicolas, “Kayıtlara geçen en sıcak iki günü temmuzda yaşadık. Dolayısıyla temmuz ayı da kendi çapında rekor kıran bir ay oldu, her ne kadar ayın tamamının ortalaması 2023 Temmuz’undan çok az düşük olsa da,” dedi.
Avrupa Birliği’nin (AB) Copernicus İklim Değişikliği Servisi (C3S), geçen ay dünya genelinde en sıcak ikinci temmuz ayının yaşandığını açıkladı.
C3S raporu, Temmuz 2024’te 16,91 olarak ölçülen ortalama sıcaklık Temmuz 2023’ün sadece 0,04 derece altında kaldı. Böylece geçen ay Temmuz 2023’ün ardından en sıcak ay olarak tarihe geçti.
Haziran 2023’ten Temmuz 2024’e kadar her ay kendi sıcaklık rekorunu kırmıştı. Bu seri, Temmuz 2024’ün en sıcak ikinci temmuz ayı olarak kayıtlara geçmesiyle bozuldu.
Ancak Copernicus uzmanları, 2023 ve 2024 yılları arasında gözlemlenen farkın çok küçük olduğunu ve küresel ısınmanın genel bağlamını sorgulatmadığını belirtiyor.
Copernicus’ta görev yapan iklim bilimci Julien Nicolas, “Kayıtlara geçen en sıcak iki günü temmuzda yaşadık. Dolayısıyla temmuz ayı da kendi çapında rekor kıran bir ay oldu, her ne kadar ayın tamamının ortalaması 2023 Temmuz’undan çok az düşük olsa da” dedi.
“Global ısınmanın sonuçları bu serinin başında başlamadı. Yıllardır bu sonuçları gözlemliyoruz ve bu rekor serisinin sona ermesi de küresel ısınmanın sonuçlarının sona ereceği anlamına gelmez,” uyarısında bulunanan Nicolas, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sıcak hava dalgaları ve aşırı hava olayları bu rekor serisi başlamadan önce de vardı ve bu seriden sonra da devam edecek.”
Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin direktör yardımcısı Samantha Burgess, “Rekor kırılan aylar serisi son buldu. Ama sadece kıl payıyla” dedi. Burgess, “Genel durumsa değişmedi. İklimimiz ısınmaya devam ediyor” diye ekledi.
Burgess, “İklim değişikliğinin yıkıcı etkileri 2023’ten çok daha önce başladı ve küresel sere gazı emisyonları net sıfıra ulaşana dek sürecek” açıklamasında bulundu.
C3S raporunda, Temmuz 2024 verileriyle birlikte 2024’ün en sıcak yıl olarak kayıtlara geçme ihtimalinin de giderek arttığı ifade edildi.
C3S’in açıkladığı aylık rapora göre, Temmuz 2024’te sıcaklık ortalaması sanayi öncesi dönem olarak kabul edilen 1850-1900 yıllarındaki temmuz ortalamasının 1,48 derece üzerine çıktı. Raporda, son 12 aylık ortalamanınsa iklim değişikliği nedeniyle sanayi öncesi dönem ortalamasının 1,64 derece üzerinde olduğu belirtildi.
1940 yılından beri tutulan kayıtlara giren en sıcak iki gün de Temmuz 2024’te yaşandı. 22 Temmuz ve 23 Temmuz’da dünya genelindeki ortalama sıcaklık 17,6 derece olarak ölçüldü.
Ortalamanın üzerinde sıcaklık kaydedilen bölgeler; Güney ve Doğu Avrupa, ABD ile Kanada’nın batısı, Afrika’nın büyük bölümü, Ortadoğu, Asya ve Doğu Antarktika oldu.
Kuzeybatı Avrupa, Batı Antarktika, ABD’nin bazı bölümleri, Güney Amerika ve Avustralya’da ise ortalamaya yakın ya da ortalamanın altında sıcaklıklar kaydedildi.
Güney ve Doğu Avrupa’da kuraklık uyarılarının sürdüğü Temmuz 2024’te Türkiye’nin güneydoğu bölgelerinin yanı sıra Avrupa’nın kuzeydoğusunda ortalamanın üzerinde yağış görüldü.
Bilim insanları, küresel ısınma olmasaydı Akdeniz’de son dönemdeki gibi kavurucu sıcaklık dalgalarının yaşanması ihtimalinin “neredeyse imkânsız” olduğunu belirtiyor.
İklim bilimci Nicolas, son aylardaki yüksek sıcaklıkların bir açıklaması olduğunu söylüyor. Nicolas, küresel artışın Pasifik’teki El Nino fenomeninin gelişimiyle çakıştığına dikkat çekiyor.
El Nino, özellikle Pasifik Okyanusu’nun orta ve doğu kısımlarında deniz suyu sıcaklıklarının artması olarak tanımlanan bir iklim olayı.
Ancak El Nino fenomeni birkaç ay önce sona erdi. Pasifik şu anda El Nino’nun soğuk karşıtı olan La Nina’nın gelmesinden önce nötr hava koşullarında.
Nicolas, “Geçen yıl gözlemlediğimizden biraz daha düşük sıcaklıklar görmemiz, El Nino’ya bağlı olarak ekvatoral Pasifik’teki ortalamanın üzerindeki sıcak koşullardan yılın sonuna doğru beklenen ortalamanın altındaki soğuk koşullara geçişin bir parçası,” ifadelerini kullandı.
La Nina’nın gelişi ortalama küresel sıcaklıklar üzerinde bir fren görevi görecek. Ancak çalışmalar ve tahminler, meydana gelmek üzere olan fenomenin yoğunluğu konusunda farklılık gösteriyor.
Bu da rekor bir veriye ve bir dönüm noktasına işaret ediyor. Çünkü ortalama küresel sıcaklık, Paris iklim anlaşması tarafından belirlenen sınır olan sanayi öncesi seviyelerin 1.5 derece üzerine ulaştı, hatta bu rakamı geçmek üzere. Julien Nicolas, “küresel ısınmanın en yıkıcı sonuçlarından kaçınmak için” aşılmaması gereken sınırın altını çiziyor.
İklim bilimciye göre, son aylarda gözlemlenen rekorların “bir devrilme noktasına mı yoksa iklim sisteminde radikal bir değişikliğe mi karşılık geldiği” henüz belli değil. Ancak Nicolas, “bunu gerçekten doğrulamak için birkaç yıl beklememiz gerekeceğini” belirtiyor.