Suriye’yi Bundan Sonra Kim Kontrol Edecek?

Suriye’de Beşar Esad’ın bu ay Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) öncülük ettiği silahlı gruplar tarafından devrilmesi üzerine, ülkede boşluğu kimin dolduracağı ve bundan sonra ne olacağı merak konusu.

Peki Suriye’nin geleceğini belirlemesi muhtemel kilit oyuncular ve gruplar kimler?

Heyet Tahrir Şam (HTŞ)

Heyet Tahrir Şam (HTŞ) şu anda Suriye’nin batısının büyük bölümünü kontrol eden en güçlü grup. Ebu Muhammed El Colani takma adını kullanan Ahmed El Şara liderliğindeki grubun kökeni, başlangıçta El Kaide ve IŞİD terör örgütleriyle ittifak halinde olan El Nusra Cephesi’ne dayanıyor.

Şara’nın küresel cihat yerine yerel Suriye yönetimine odaklanması, 2017’de her iki gruptan da ayrılmasına ve HTŞ’yi kurmak için başka İslamcı gruplarla birleşmesine yol açtı. Grup, katı şeriat yasalarını uygulamayan ve azınlık haklarını koruma sözü veren daha ılımlı ve pragmatik bir örgüt olarak kendini yeniden yaratma arayışına girdi.

Ancak HTŞ, aralarında Türkiye ve ABD’nin de bulunduğu çok sayıda ülke tarafından hâlâ terörist grup olarak tanımlanıyor ve insan hakları ihlalleriyle suçlanmaya devam ediyor. HTŞ, şu anda ülkenin fiili geçiş hükümeti haline gelen Başbakan Muhammed El Beşir liderliğindeki İdlib merkezli Suriye Kurtuluş Hükümeti’ni destekledi.

Güney Operasyonları Odası

Güneyde ise kendisine Güney Operasyonları Odası adını veren ve hem seküler hem de İslamcı grupların yanısıra Dürzi milisleri de içeren bir koalisyon bulunuyor. Bunlardan bazıları daha önce El Nusra gibi aşırılık yanlısı isyancı gruplara karşı savaşmış ve 2018’de birçoğu Suriye hükümetiyle uzlaşmış, hatta bazıları Suriye silahlı kuvvetlerine entegre olmuştu.

Ancak HTŞ’nin kuzeydeki son saldırısı ivme kazanınca güneyli isyancılar Esat’a karşı mücadeleye yeniden katıldı ve Şam’a ilk girenler arasında oldu.

Suriye Milli Ordusu (SMO)

Suriye Milli Ordusu, ülkenin kuzeybatısındaki toprak hakimiyetini koruyor. İç savaşın başlarında Özgür Suriye Ordusu olarak bilinen isyancı grupların gevşek bir koalisyonundan doğan SMO, Türkiye tarafından doğrudan desteklenen ve Azez kasabasında bulunan sözde Suriye Geçici Hükümeti’ni destekleyen hem İslamcı hem de seküler grupları temsil ediyor.

Zaman zaman HTŞ’nin hem müttefiki hem de rakibi olan SMO, Kürtler’in liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı sürekli olarak savaşmıştı.

Suriye Demokratik Güçleri (DSG)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Fırat Nehri’nin doğusundaki bölgeyi kontrol eden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin askeri gücü. Kürt Halk Savunma Birlikleri (YPG) tarafından yönetilen SDG’de Arap milislerin yanısıra Süryani ve Ermeniler gibi azınlıklar da yer alıyor.

Grubun laik demokratik ideolojisi ve kadınlara eşit muamele etmesi uluslararası destek kazanırken, diğer isyancı gruplar tarafından Esat rejimi ile işbirliği yapmakla suçlanıyor ve Türkiye tarafından birçok hükümet tarafından terörist grup olarak tanımlanan ayrılıkçı PKK’nın bir kolu olarak görülüyor. Ancak ABD, IŞİD’e karşı mücadelede kilit bir müttefik olarak SDG’yi doğrudan destekliyor.

IŞİD kalıntıları ve yabancı güçler

Eski gücünün büyük kısmını kaybeden IŞİD, sadece güneydeki çöllerde küçük toprak parçalarını elinde tutuyor. Ancak örgüt, ülke genelinde terör saldırıları düzenlemeye devam ediyor. 2024’ün ilk yarısında 150’den fazla terör saldırısı meydana geldi. Ayrıca yabancı güçler de Suriye’nin bazı bölgelerinde bulunuyor.

Türkiye, SDG’ye karşı saldırılar düzenlemek için kullanırken bölgeyi ‘güvenli bölge’ olarak iddia ederek kendi ordusunu sınırına yakın bir yerde konuşlandırdı. ABD, Suriye ile Ürdün ve Irak sınırı yakınlarındaki El Tanf’ta bir askeri üs ve çevresinde bir çatışmasızlık bölgesi bulunduruyor.

Rusya şu ana kadar Tartus’taki deniz limanını ve Lazkiye yakınlarındaki hava üssünü kontrol altında tutsa da bu üslerin geleceği hakkında soru işaretleri var. Cuma günkü uydu görüntülerinde Rus güçlerinin önemli üslerdeki askeri teçhizatı toplayıp söktüğü görülüyordu; ki bu da Rusya’nın çekilmeye hazırlanıyor olabileceğini akıllara getiriyor.

Esat’ın devrilmesinin ardından İsrail, yeni hükümetle bir anlaşmaya varılana kadar sınır boyunca güvenliğin arttırılması gerektiğini gerekçe göstererek Suriye’de halihazırda işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri yakınlarındaki askerden arındırılmış tampon bölgenin kontrolünü ele geçirdi.

Ortada bu kadar çok etken olması, Suriye’nin geleceği hakkında kesin sonuca varmayı imkansız hale getiriyor. Ülke halkı, başlıca gruplar arasında varılacak anlaşmaların yumuşak bir geçişi sağlayacağını ve kaosa son vereceğini umuyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir