Şükufe Nihal Kimdir? Hayatı, Eserleri
1896 yılında İstanbul Yeniköy’de dünyaya gelen Şükufe Nihal, 24 Eylül 1973 yılında İstanbul Bakırköy’deki bir huzur evinde hayatını kaybetti. Rumeli Hisarı Aşiyan Mezarlığı’na defnedildi.
Yazmaya küçük yaşlarda başlayan, iki evlilik yapan ve 1950’lerin sonunda ikinci eşinden ayrılan yazarın kullandığı imzalar bu paralelde değişti. Sanatçı ‘Şükufe Nihal’ adıyla yazmaya başladı. Mithat Sadullah Bey’le evliliği sırasında ‘Şükufe Nihal Mithat’, Ahmet Hamdi Başar’la evliyken de ‘Şükufe Nihal Başar’ imzasını kullandı.
Edebiyat tarihlerinde ‘Şükufe Nihal Başar’ olarak anılmasına rağmen, bu imza sadece kitaplarında yer aldı. Gazete ve dergilerdeki yazılarında ve eşinden ayrıldıktan sonra ‘Şükufe Nihal’ bazen de ‘Nihal’ ismiyle yazdı. Edebiyat dünyasında ‘Şükufe Nihal’ olarak tanınmak istedi.
Şükufe Nihal eğitim, bilgi ve kültüre önem veren bir aileden gelmekteydi. Babası, iyi eğitim almasını, sosyal meselelere duyarlı bir insan olmasını istediğinden İstanbul dışında görevliyken bile eğitimi aksamadı. İlk ve ortaokulu bu sebeple farklı yerlerde tamamladı. Evde aldığı derslerle Arapça, Farsça ve Fransızca öğrendi. 1916’da İstanbul İnas Darülfünunu Edebiyat şubesine kaydoldu. Düzenli eğitim almayı isteyen sanatçının, üniversiteye kabulü için ilk eşinden ayrılması gerekti.
Üçüncü sınıfta Darülfünunun üç yıllık edebiyat şubesinden dört yıllık coğrafya şubesine geçti. 1919’da üniversiteden mezun olan ilk kadınlardan oldu. Liselere tayin edilen ilk kadın öğretmenlerden biri olarak göreve başladı. Emekliliğine kadar İstanbul’un değişik liselerinde edebiyat, tarih, coğrafya öğretmenlikleri yaptı. 1954’te kendi isteğiyle emekli oldu.
İlk eşi, eğitimci ve ders kitapları yazarı Mithat Sadullah (Sander) Bey’di. 1912-1915 yılları arasında süren bu evliliğinden bir oğlu (Necdet Sander), İstiklal Savaşı yıllarında politikacı Ahmet Hamdi (Başar) Bey’le yaptığı ikinci evliliğinden bir kızı oldu (Günay Alok).
Şükufe Nihal santimantal yaradılışlı, sanatkâr ruhlu, mükemmeliyetçi bir kadındı. Evliliklerinde aradığı ruh arkadaşlığını bulamamış olması onu giderek hassaslaştırdı. İkinci evliliği uzun sürmesine rağmen eşiyle aynı ruhsal çizgide buluşamadığını düşündü. 1950’lerin sonundaki boşanmayı izleyen yılları, acı içinde geçti. Annesini bir türlü affetmeyen Necdet (Sander)’in ilgisizliği, geçirdiği kaza ve sakat kalışı, kızının doğum yaparken ölümü onu yalnızlaştırdı.
Şükufe Nihal’in eserleri: Yıldızlar ve Gölgeler (1918 Şiir), Renksiz Istırap (1926 Roman), Hazan Rüzgârları Sanayi-i (1927 Şiir), Tevekkülün Cezası İlhami (1928 Hikaye), Gayyâ (1930 Şiir), Yakut Kayalar (1931 Roman),
Çöl Güneşi (1933 Roman), Su Resimli (1935 Şiir), Şile Yolları (1935 Şiir), Finlandiya (1935 Gezi Yazısı),
Yalnız Dönüyorum (1938 Roman), Sabah Kuşları (1943 Şiir), Domaniç Dağlarının Yolcusu (1946 Gezi Yazısı), Çölde Sabah Oluyor (1951 Roman), Yerden Göğe La Turquie (1960 Şiir), Şiirler Sander (1975 Şiir), Vatanım İçin Mas (2007 Roman).