SP Lideri Karamollaoğlu: Cami Cemaatine Saldırılar Olabilir

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, seçimlere doğru giderken dini hassasiyetler üzerinden bir provokasyon yapılacağı endişesi taşıdığını açıkladı. Karamollaoğlu, imam hatiplilere yönelik sözleri nedeniyle tutuklanan sanatçı Gülşen’in söylediklerinin tasvip edilemeyeceğini ancak tutuklanma kararının çifte standart olduğunu söyledi.

T24’ten Murat Sabuncu’ya konuşan Karamollaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” çağrısının “ülkede barış ve huzurun tesisi açısından önemli olduğunu” vurguladı.

Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Bir yerde suç isnadı varsa bunun mutlaka resmi makamlar tarafından incelenmesi ve vatandaşın bilgilendirilmesi icap eder. Yetkili makamların harekete geçmesi icap ederken orada bir kıpırdamanın olmaması, acaba orada iktidar kendisine zarar verecek bazı konularda endişe taşıyor da bundan dolayı mı bu meseleleri gündemine almıyor, kanaatini oluşturuyor.

Aslında savcılar yeri geldiği zaman hükümetten birinin yapmış olduğu kanunsuzluk varsa onu da incelemekle yükümlüdür. Burada başka bir vahim durum meydana geliyor demek ki savcılar hükümetin etkisi altında bundan dolayı harekete geçmiyorlar. Esas üzücü olan da budur. Savcılar bir suç gördüğü zaman bunu adalet mekanizmasına taşımakla mükellef ama bu çalışmıyor.

Gülşen’in tutuklanması

Ben yeni sandım ama 4 ay önce yapılan bir konuşma. Tutuklanmaması gerekirken tutuklanıyor. Gülşen’in ifadesi tasvip edilemez ama tutuklanması çifte standart. Benzer olaylar ilerde artacak diye endişe ediyorum. Yani belli kesimlerin inançlı insanlara yönelik bir takım saldırıları olabilir. Geçmişte yapılanlar olabilir.

AKP hükümetinin ciddi yanlışlıkları var. Ama doğrudan doğruya mensul olanları tenkit edeceğinize İslam’a saldırmaya kalkarsanız bundan büyük gaflet olmaz, AKP’nin lehine de daha mükemmel bir hava oluşmaz. En çok şahit olduğum şey bu husus. Benzer olaylar ilerde artacak diye endişe ediyorum. Yani belli kesimlerin cami cemaatine yönelik bir takım saldırıları olabilir. Geçmişte yapılanlar olabilir. Bir yerde bir hata yapılıyor hatayı yapan değil İslam’a saldırıyor. Bu sefer de camiye giden insan bu saldırıyı kendisine yapılmış olarak görüyor ve onun karşısına çıkıyor. İlerde bu konularda bir provokasyon olmasından korkuyorum.

Ben şu taahhütte bulundum; bugüne kadar kazanılmış bir takım haklar varsa, başörtüsü, imam hatipler gibi buralarda yeniden aksi istikamette adımların atılmasına rıza gösteremeyiz çok açık ve net olarak bunu ifade ediyorum. Kesinlikle olmaz. Geçmişte biz ne zaman gelsek bu konular öne çıktı, biz ayrıldık tam tersi adımlar atıldı. Bu yanlış.

Toplumun belli kesimlerini rencide edecek belli davranış ve adımlara da rıza göstermeyiz. Kadın hakları konusunu sonuna kadar destekleriz ama aynı zamanda biz ailenin toplumun çekirdeği olduğuna ve muhafaza edilmesinin topumun sağlığı yönünden elzem olduğuna inanıyoruz onu da bozacak bir takım girişimler olursa onun da karşısında tavır sergileriz.

“Helalleşme”

Bazıları bizim masada CHP ile bir araya gelmemizi garipsiyor ama bu ilk defa yaşanmış bir hadise değil. Biz barış huzur istiyorsak mutlaka bizden farklı düşünen insanlarla da oturup konuşabilmeliyiz. Kılıçdaroğlu, ‘helalleşme’ ile Ecevit’in bir adım önüne geçti diyebiliriz. Bu söylem Türkiye’de barışın ve huzurun tesisi için çok önemli bir söylem ve adımdır. Kılıçdaroğlu, partisinde de dirençle karşılaşmıştı ama bunu da aştı. Muhafazakarlar CHP’ye oy vermez, kanaati düne nazaran zayıfladı.

Cumhurbaşkanı adayı

Parlamenter sistemde koalisyonlar hep seçimlerden sonra olur. Çünkü bir meclis aritmetiği oluşur. Buna göre de görüşmeler yapılır ama bugün o şansımız yok. Bugün önceden bu ittifakları sağlamaya mecburuz. Bugünkü seçimde seçilecek kişi tam yetkili bir cumhurbaşkanı olacak ancak şifahen biz görüşmelerde onunla bir mutabakat sağlarız ve cumhurbaşkanı adayı kim olacaksa ondan bir taahhüt bekleriz. Cumhurbaşkanı adayı seçimden sonra şu hususlara riayet edeceğim diye yazılı bir taahhütte bulunmalıdır.

Erken seçim ihtimali

Erken seçim mümkün ama zayıf bir ihtimal, böyle bir karar alınırsa bundan sonraki hamlelerimizi biraz daha sıklaştırmamız gerekiyor. Tayyip Beyin kamuoyunu yakından takip ettiğini ve AKP’ye teveccühün durumuna göre bir karar vereceğini düşünüyorum. Tayyip Bey kendisini seçim atmosferine soktu ama alınan kararların vatandaş üzerindeki etkisini ölçüyor, geriye gittiğini görürse erken seçim kararı alabilir. Muhalefetin desteği düşme eğiliminde ise seçimi erken yapmak için bir gerekçe yok. Önümüzdeki aylarda bunu göreceğiz.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir