Sefa Kaplan kimdir? Hayatı, Eserleri
1956 yılında Çorum’da dünyaya gelen Sefa Kaplan, nüfus kaydını İstanbul’a getirerek hayli geç sayılabilecek bir yaşta İstanbullu oldu. İlk ve orta öğrenimini Samsun, Urfa, Konya ve Ankara’da tamamladı. Gazi Eğitim Enstitüsü’nü bitirdi.
Haber Merkezi / Ahmet Hamdi Tanpınar’ın hocalık yaptığı kürsüde asistan olabilmek amacıyla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne girdi. Arkasından hem Edebiyat Fakültesi’ni hem öğretmenliği bırakarak gazeteciliğe başladı.
Aktüel dergisinde yazdığı bir yazı dolayısıyla mahkûm olduğu için 1995-2000 yılları arasında Londra’da yaşadı. Şiirler ve hikâyeler yazdı, araştırmalar yaptı. İlk şiirleri Türk Edebiyatı dergisinde (1978) çıkmıştı. İnsan Bir Yalnızlıktır adlı eseriyle 1990 Behçet Necatigil Şiir Ödülünü kazandı.
Eserleri;
Şiir; Sürgün Sevdaları, İnsan Bir Yalnızlıktır, Seferberlik Şiirleri, “Disconnectus Erectus” (2+1) (ilk iki kitap birarada bir şiir eklenmiş olarak), Londra Şiirleri
Deneme-İnceleme; Tarih Tereddütten İbarettir, Terörün Soldurduğu, Kemal Derviş – Bir Kurtarıcı Öyküsü, Derviş’in Siyaseti Siyasetin Dervişi, 1915’te Ne Oldu?
Öykü; Öyküler Seni Söyler
Derleme; Yahya Kemâl Beyatlı-Seçmeler (şiir ve nesirlerinden seçmeler)
“Ankebut”
kafdağı’nı aşan bulut anan baban sağ mıdır
beynindeki görklü tırpan bir uluca dağ mıdır
cinnet mülkü devşiren kan kayseri ankebut
rahimde bir şehzade gönüllerde yağ mıdır
gülü üç kez görmeden öpmeye kıyamazdım
çakır mızrak dikeni ektikleri bağ mıdır
bizi böyle ölümlü bir dünyaya ram eden
sen söyle kalbim şimdi devran mıdır çağ mıdır
sefa’mız ne olmakta deyüben gelir bir gün
can dostum kan kardaşım yunus emre sağ mıdır
“Cinnetten Cennete”
cesetlerinden cinnetler devşirdiğim bu kent
-ben ölürüm ah gülüm- cennete döner bir gün
ömrümün hikayesi buğulu bir intihar
bu titrek aydınlığım apansız söner bir gün
dünya değirmeninde kavrulmuş bir türküyüm
yarı açık perdeler yüzüme iner bir gün
canlı geldi bedenim cesur bir cinayete
tabutum toparlanır acılar diner bir gün
koy kıblene kalbini secde vur tabut üzre
ömrümüz musallada bu hüznü yener bir gün
zaten neyimiz kaldı bu yorgun bedenimiz
körpecik omuzlara usulca biner bir gün
babam kimin katili ben kimin maktulutüm
şol böcek aşireti belki de siner bir gün
eziyyeti banadır gözü kanlı gecenin
ben ölürüm bu dünya cennete döner bir gün
‘İnsan Bir Yalnızlıktır’