Sanat Tarihinin En İyi Altı Deniz Tablosu
İster gün doğumunun suları üzerindeki yumuşak, parıldayan ışık olsun, ister fırtınanın şiddetli öfkesi veya çalkantılı suda dönen gemiler ve tekneler olsun, hepsi tuvale boyandığında belirli bir çekiciliğe bürünür.
Haber Merkezi / Bu nedenle, sanatçılar için deniz sürekli değişen bir konudur. İşte sanat tarihine geçmiş en iyi altı deniz tablosu:
Claude Monet’den “İzlenim, Gündoğumu”
Claude Monet’in ‘İzlenim, Gündoğumu’ adlı tablosu sanat tarihinin en ünlü ve en güzel deniz manzaralarından biridir. Tablo, Monet’nin memleketi olan Le Havre limanını yumuşak, puslu ışıkla kaplı olarak göstermektedir.
Monet, tabloda ışığın ve atmosferin geçici etkilerini yakalamıştır. Tabloda, su ve gökyüzü soluk bir tona sahiptir, doğan güneşten parlak bir turuncu ve yakındaki teknelerden siyah etkiler vardır.
JMW Turner’dan “The Fighting Temeraire”
JMW Turner’ın ‘The Fighting Temeraire’ adlı eseri, Trafalgar Muharebesi’ndeki geminin, parçalanıp sökülmeden önceki son aşamasını konu alır. Arka planda, gökyüzünü altın ve mavi karışımı yapan batan güneş var ve su sakin ve dingindir.
Katsushika Hokusai’den “Kanagawa’daki Büyük Dalga”
Katsushika Hokusai’den ‘Kanagawa’daki Büyük Dalga’ Japon sanatının en ünlü tablolarından biri ve ‘Fuji Dağı’nın Otuz Altı Görünümü’ adlı serinin bir parçasıdır.
Bu tablo, küçük balıkçı teknelerine doğru sürüklenen devasa bir dalgayı gösterir. Arka planda, üstü karla kaplı Fuji Dağı vardır ve arkasındaki gökyüzü bile beyaz ve berraktır.
Caspar David Friedrich’den “Deniz Kenarındaki Keşiş”
Caspar David Friedrich’in ‘Deniz Kenarındaki Keşiş’ adlı eseri, büyüleyici ve minimal bir deniz manzarasıdır. Tabloda, tek başına plajda duran bir keşişe ve keşişin hemen önünde tüm sakinliği ve ihtişamıyla geniş, uçsuz bucaksız denize yer verilir.
Rembrandt van Rijn’den “Celile Denizi’ndeki Fırtına”
Rembrandt’ın “Celile Denizi’ndeki Fırtına” adlı eseri, İsa’nın bir fırtınayı yatıştırdığı İncil hikayesinin bir tasviridir.
Resim kaotiktir, dalgaların tekneye çarpmasıyla birlikte, teknenin içindeki insanların panik içinde olduğunu görebilirsiniz. Ancak İsa’nın tamamen hareketsiz ve sakin bir şekilde oturduğunu fark edebilirsiniz.
Theodore Gericault’dan “Medusa’nın Salı”
Theodore Gericault’un ‘Medusa’nın Salı’ adlı eseri, 2 Temmuz 1816 yılında Fransız donanmasına ait bir firkateyninin Batı Afrika’daki kolonilerine giderken batmasıyla başlayan olayların dramatik yorumudur.