Salih Aydemir kimdir? Hayatı, Eserleri

10 Ocak 1967 yılında Amasya’da dünyaya gelen Salih Aydemir, Perihan Hanım ve öğretmen Sefer Aydemir’in oğlu olan şair; İlk, orta ve liseyi Ulukışla’da okudu. Dokuz Eylül Üniversitesi Muğla İşletme Fakültesinden mezun oldu.

Haber Merkezi / 1997’den itibaren İstanbul’da öğretmenlik yaptı. 2002’de Öteki-siz Yayınlarını kurdu, Öteki-siz dergisi ve yayınlarını yönetti. Edebiyatçılar Derneği üyesidir, evlidir ve hâlen İstanbul’da yaşamaktadır.

İlk olarak 1991 yılında Demokrat Dergisi’nde bir röportajı yayımlandı. Daha sonra şiir ve denemeleri; Öteki-siz, Üç Nokta, Kuzey Yıldızı, Islık, Kül, Ağır Ol Bay Düzyazı, Sanatta Yaratım dergilerinde yer aldı. İlk hikâyesi “Gündelik Hayatın Gözleri Şaşıdır” Mozaik Şiir-Sanatı İnadı dergisinde 1997 yılında yayımlandı. Fayton, Sevi, Mum, İskenderiye, Kütüphanesi, Budala dergilerinde yer aldı.

Şiirlerini yedi ayrı kitapta toplayan Aydemir’in şiirlerinde ilk dikkat çeken bütünlük arayışı olmuştur. Meriç Hanım’daki şiirleri; şiir-yaşam, şiir-geçmiş, şiir-şimdi bağlamlarında okunabilecek bir nitelikte okur karşısına çıkar.

“Saklı Şiir”

aklın en orta yerinde büyüdüm
yol kesen her dil içinde
huy ve gurur taşıdı beden
suya bakan göz çekti gözünü
el çekti virgül noktasından

kaçtım suların ses ve yüzünden
oruç tuttum sözcüklere ve yas
günah üstüne günah yattım
sustum meşhur uykulara
saklı rakılara sahte müziklere
suça ve yasa ve geceye kaldım

hala büyüyor bir harfin hecede susması
bari sözcükler üşümeseydi şairlerin dizelerinde
oysa dili susan kadınlar
şehir üstüne şehir düşürselerdi pazarları

aklı başında kalan şair nokta olur hayata
soylu dikenlerin intiharından habersiz
uzun ve geçmiş bir dile akar gözyaşı
akşamın gözü kalır camlarda

ıslak kentler içinde toz bir masa
korku sabahların ustası olur büyür kir
aklın en uzak yerine kasılır rüzgâr

gül olur da buz kesmez mi dil

“Çocuksun Çünkü”

murat önder’e

içimde yaşıyorsun, sen beni öldüremezsin
mumlar üç kez yandı
üç kez söndü sabaha kadar dilimde
sen akıyordun içime doğru; saatler durdu
bir intihar olasılığı içinde tekrarlanıyor hayat
bir çift gözyaşı akıyor gecenin damarlarından
sus, ağlatma sabahları bu aşk için
mumlar çocuklar için yanar sonra kendine

gözlerini üzen yollarda bıraktım devrim tarihimi
önce öpüştük kokladık saçlarımızı
sonra bir daha koştuk ayrılıklarımıza
toz kıvılcım içinde demir yığını bir kalp bıraktın
ağlama, üzüldüğün gibi değil aslında aşk
aslında öyle, bu uzaklık hiçbir kayıta geçmedi
ateşi yak son sigarımız bu, son başlangıcımızdı bizim

yokluk kazanılmış bir zaferin hatırası
tenindeki kırgınlık doğduğumuz yer
yanıldık işte bu sevişmede, yanıldım ilk gecemde
sana hayatı anlatamam çocuk, anlatamam yangınları
anlatamam ayrılışları, sana sessiz gelişlerimi
sustukça eksilen korkularımı hiç ama hiç anlatamam

aşk yenilir her yalnızlıkta; öfkenin kazandığı yerde biz aşktık
takvimi aç ve yırt beş mayıs günceni
sen sıfırdan başladın içimdeki sıfıra
asyalı bir sabırla işgal ettin arzuyu; beyazdın
yüzüne vuran ışık kadar sarıydın pazarları
kanlı pazarlar için yağıyordu kar
git ya da kal ama ölme; bu aynada iki ayrı boşluğuz

sen işlenmiş bir günahın provasında çocuktun
çünkü sesimi duyurmadım dudaklarındaki iklime
her soğukta içime sarhoş bir yağmur yağıyordu
aklımdaydın

kimi zaman iğfal ediyorum gözlerimdeki korkuyu
acının aynalarda kırıldığını unutuyorum çocuktun çünkü

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir