Saffet Soyöz kimdir? Hayatı, Eserleri
1957 yılında Kırklareli’nde dünyaya gelen Saffet Soyöz, 13 Ocak 2004’te hayata gözlerini yumdu. Lise öğrenimini Bursa’da 1974’te tamamladı. 1976’da Ankara Yüksek Öğretmen Okulu’ndan ayrıldı. 1977’de teknik ressam olarak çalışmaya başladı.
Haber Merkezi / Emekliye ayrıldıktan sonra kendisini tümüyle edebiyata ve özellikle şiire verdi. Yazı ve şiirleri Cumhuriyet Dergi, Milliyet Sanat, Edebiyat 81, Yarın, Gökyüzü, Türkiye Yazıları, Yazko Edebiyat, Sanat Olayı, Sanat Rehberi, Yaba, Ekin, Somut, Dönem, Gerçek Sanat, Temmuz, Zeytin Ülkesinde Sanat, Yeni Biçem, Akatalpa ve E dergilerinde yayımlandı. Çeşitli ödüller kazandı. Şiirlerini Yangın Bela Kül (1995) kitabında topladı.
“Üşürdük, Cehennemlerde”
hiçbir öykümüz yoktu, unutmuştuk ölümü ve şiirleri de
doğa gibi de değildik oysa, uysal ve cömert
aşktı, bilirdik, fakat sevinçten çok tanımıştık matemi
hayat kendi tavafındaydı, bir kara melanet
aşktı, bilirdik
hasır, kirazlı şapkasıydı çocukluğumuzun
kırmızı penalı mandolindi, kırık ezgilerde
bin kez aldatılsa da masallarda
yine de hemen uçmaya hazır
o saf,
çocuk yüzümüzdü…
hayat, kendi tarafındaydı
aşk, kendi tarafında
(sırlı, harlı tarafında)
kesiştiğinde yolları, çılgınlık derlerdi bu nedenle hep
gözlerimiz
oysa
zakkum kuyusuydu
bir derin
yalnızlık
yeşil zebercet
aşktı bilirdik, unutmuştuk ölümü, öyküleri ve şiirleri de
aşktı, bilirdik, üşürdük oysa hep cehennemlerde…
“Yokoluş Vadisi”
yokoluş vadisindeyim
dağlardan, nehirlerden, kentlerden öte
kıyılarımda oynaşan çocuklar vardı bir zaman
yangınlar çıkardılar ormanlarımda
yanarak geçtim onları, gümüş renkli
bir im / bir telek vardı ellerimde
ve çerçevelerinden taşan her şey
çocuktular, savaşıp yeldeğirmenleriyle
sevdiler masal ülkelerini
kadırgalarda köle avlarına çıktılar
dağlar yakılmıştı yüreğimde, denizler kurutulmuştu
nasıl anlatsaydım
hep yabancı olmaktan çıkmışlardı gözleri, elleri
gizleri yüreklerimde / dervişler yıkılmıştı
yıllar geçtim aç, susuz
yollar geçtim uykusuz
eyerlemedim atımı yine de hiçbir sebilde
şimşekler çaktı ve fırtına ve tufan da çıktı
inanmadım hiçbir Nuh’a ve yaktım gemileri
yokoluş vadisindeyim
renklerden, seslerden, şekillerden öte