Rusya’nın Ukrayna’yı İşgalinde Kim Suçlu?
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları şiddetlenerek sürerken Rusya’nın yarattığı tehlike konusunda uluslararası kamuoyuna uyarı sinyalleri verdiklerini belirten Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki siyasetçiler Ukrayna’nın işgali için bazı Batılı ülkeleri suçluyor.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy Rusya’nın aylardır sınırına yığınak yapmasına rağmen Batı’nın ülkesine destek vermemesini eleştirdi. Zelenskiy saldırının ilk gününde yaptığı açıklamada “Bu sabah ülkemizi tek başımıza savunuyoruz. Dün olduğu gibi bugün de dünyanın en güçlü ülkeleri uzaktan seyrediyor. Dünün yaptırımları Rusya’yı ikna etti mi? Gökyüzünde duyuyoruz ve yeryüzünde görüyoruz ki yetmemiş” sözleriyle eleştiri oklarını Batı’ya yöneltti.
“Bencillik” ve “kibir” eleştirisi
Zelenskiy bir sonraki gün de Avrupa’daki birçok hükümetin Rusya’nın yığınağına yanıt olarak “bencillik”, “kibir” ve “yatıştırma” ifadelerini kullandıklarını belirterek bu tavrı kınamıştı.
Orta ve Doğu Avrupa’daki birçok siyasetçi de Zelenskiy’nin Batı’ya yönelik “bencillik” eleştirilerine destek verdi. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki Berlin’de Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile görüşmesi öncesinde “Maalesef bugün Almanya da dahil bazı Batılı ülkelerde gördüğümüz inatçı egoizme bugün yer yok” ifadelerini kullandı.
“Münih’in kokusunu alıyorum”
Estonya Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Marko Mihkelson da “Umarm yanılıyorumdur ama burada “Münih’in kokusunu alıyorum” dedi.
Fransa ve İngiltere, Nazi Almanyası ile yaşanacak bir çatışmanın önüne geçmek için 1938’de Münih Anlaşması ile Çekoslovakya’nın Südet bölgesini Almanya’ya bırakmıştı. Analistler ve siyasetçiler Rusya’nın Ukrayna’ya asker ve silah yığınağı yaptığı dönemde Münih Anlaşması’na sıklıkla atıfta bulunmuş, diplomatik görüşmelerde Rusya’nın “iştahını kesmek” için Ukrayna’nın “feda” edilmesine dair endişeler dile getirilmişti.
Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin çoğu Avrupa Birliği ve NATO üyeliğine rağmen Rusya’nın “soluğunu ensesinde hissetmeye” devam ediyor.
AB toplantılarında “gözardı” edildiklerini söyleyen ve NATO’nun güçlendirilmesi çağrılarında “yalnız bırakılan” Litvanya, Letonya, Estonya, Polonya, Romanya ve Hırvatistan’ın aralarında bulunduğu 10 ülke, NATO üyeliğinin hedeflediği şekilde gayrısafi yurtiçi hasılalarının yüzde 2’sini savunmaya ayırıyor.
“‘Ben demiştim’ demek sorunu çözmez”
Prag merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası İlişkiler Kurumu uzmanlarından Kevin Curran, yaşananların “birçok Orta ve Doğu Avrupalı lider ve vatandaşlarının “kulak ardı” edilen uyarılarının haklı çıkması üzerine “biz size söylemiştik” demek durumunda bıraktığını dile getiriyor.
Çekya’daki Palacky Üniversitesi’nden Richard Q. Turcsanyi de birçok uzmanın Rusya’nın saldırısına şaşırdığına belirterek Batı Avrupalı ülkelerin Rusya’ya karşı daha işbirlikçi yaklaşımının bu olaydan sonra değişeceği yorumunu yapıyor.
Almanya’nın derhal Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattı projesini askıya aldığına ve Batılı ülkelerin birçok Rus bankasını hızla SWIFT sisteminden çıkardığına dikkat çeken uzman şu aşamada “Kim haklı kim haksız şeklinde vicdan muhasebesi ve suçlamaların yapılması doğal ancak bunun çok da faydalı bir düşünce biçimi olmadığı” görüşünde.
Çekya’daki Güvenlik Politikaları için Avrupalı Değerler adlı düşünce kuruluşunun Krelim Gözlem Programı’ndan uzman Veronika Víchova ise Turcsanyi ile aynı fikirde.
“Batı’nın kararsızlığı ve Rusya’yı önceki saldırganlıkları karşısında cezalandırmaktaki gönülsüzlüğü Vladimir Putin’in Ukrayna’ya saldırmasının makul olduğunu düşünmesine sebep oldu” diyen Vichova, şu anda birbirini suçlamanın sorunu çözmeyeceğine vurgu yapıyor ve “Rusya’nın diplomasi ile ilgilenmediğini ve yalnızca katı ve hedefli yaptırımların fark yaratabilme olasılığının bulunduğunun farkına varmak Batılı demokrasilere kalmış” diyor.
Rusya’ya diğer ülkelerle aynı düzlemden bakmayanlar: Macaristan, Çekya ve Slokavya. Öte yanda uzmanlar Rusya söz konusu olduğunda bütün Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin aynı düzlemden bakmadığına işaret ediyor.
Batılı ülkeler Rusya ve Çin’le ticari ilişkilerini geliştirmekle suçlanırken Macaristan’ın AB blokunu bölerek Moskova ve Pekin’le ilişkiler kurduğu ve Avrupa’nın dayanışmasını “baltaladığına” dikkat çekiliyor. Macaristan’ın otokrat Başbakanı Viktor Orban’ın Putin’in yakın müttefiki olduğu biliniyor. Ancak Rusya’ya yakınlaşan tek Doğu Avrupa ülkesi Macaristan değil.
Çekya Cumhurbaşkanı Milos Zeman da göreve ilk geldiği 2013 seçimlerinden sonra Rusya yanlısı konum almakla tanınıyor. Zeman, Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhakını “geri dönülemez” olarak tanımlamış ve Avrupalı hükümetlerden Moskova’ya yönelik yaptırımların kaldırılması çağrısında bulunmuştu.
Zeman ülkesinin istihbarat kurumları geçen yıl Vrbetice’de meydana gelen patlamada Rus unsurların olduğu inancını sorgulayarak ülkesinin Rusya’nın dahil olduğuna dair “histeri” ve “spekülasyonlardan” uzak durması gerektiğini belirtmişti.
Rus yanlısı bir siyasi çizgi izleyen bir başka politikacı eski Slovakya Başbakanı Robert Fico da 2014’te Kırım’ın ilhakı üzerine uygulanan yaptırımlara karşı çıkmıştı.
Slovakya’da yalnızca siyasetçiler değil, halkın bir kısmı da kendini Rusya’ya daha yakın görüyor. Focus’un geçen ay yaptığı bir kamuoyu yoklamasında Ukrayna’daki gerilimden dolayı Slovakların yüzde 44’ü Amerika Birleşik Devletleri ve NATO’yu sorumlu tutarken, yüzde 34’ü Rusya’nın sorumlu olduğuna inanıyor. Sonuçlar yaş gruplarına göre büyük değişim gösteriyor. 25-34 yaş aralığındaki Slovaklar Rusya’yı suçlamaya eğilimliyken, 65 ve üzeri tersini düşünüyor.
“Ukrayna’nın işgali Rus yanlısı duruşu değiştirebilir”
Uzmanlar Ukrayna’nın işgali sonrasında bu ülkelerdeki Rusya yanlısı siyasetçilerin duruşunu sürdürmesinin zorlaşacağını düşünüyor.
İşgalin başladığı 24 Şubat günü Çekya Cumhurbaşkanı Zeman, Rusya’nın adımlarını “kışkırtılmamış saldırganlık” olarak tanımlarken “barışa karşı bir suç” olarak tanımlamıştı. Moskova’nın yanlış yaptığını kabul eden Zeman, “Birkaç gün önce Rusya’nın bu kadar çılgın olmadığını ve Ukrayna’ya saldırmayacağını söylemiştim. Yanıldığımı kabul ediyorum” demiş, Çekya hükümetinden bu konuda “laf değil icraat” beklediğini dile getirmişti.
Macaristan Başbakanı Orban da Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarına ilişkin sosyal medya paylaşımında “AB ve NATO olarak birlikte Rusya’nın askeri hareketini kınıyoruz” diyerek tavır değişikliğini ortaya koymuştu. Dışişleri Bakanı Peter Szijijarto ise Macaristan’ın duruşunu netleştirerek Ukrayna’nın yanında olduklarının altını çizdi.
Bulgaristan ve Romanya da dahil hemen hemen bütün Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini açıkça kınadı. Rusya’nın Balkanlar’daki en büyük müttefiki Sırbistan ise Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün Rusya tarafından ihlalini ” çok yanlış” olarak tanımladı, ancak Moskova’ya yönelik yaptırımlara destek vermedi.
(Kaynak: euronews)