Putin’den Batı’ya “Nükleer” Tehdit

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batı’nın Rusya’nın asla nükleer silah kullanmayacağını varsaymasının yanlış olduğunu söyledi ve ekledi: Kremlin’in nükleer doktrini hafife alınmamalı.

Rusya’nın 2020 yılında yayınlanan nükleer doktrini hangi durumlarda nükleer silah kullanılmasının değerlendirileceğini belirliyor. Bu doktrinde koşullar, “nükleer ya da diğer kitle imha silahlarıyla yapılan bir saldırıya karşılık verileceği durumda ya da devletin varlığını tehdit edecek şekilde konvansiyonel silahların kullanılması durumunda“ ifadeleriyle sıralanıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu (SPIEF) kapsamında basın toplantısı düzenledi. Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkilere değinen Putin, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) Türkiye ekonomisi ve enerji sektörü için yeni bir alan açtığını söyledi.

Türkiye’de kurulması planlanan doğal gaz merkezinin, başta Avrupa’ya yönelik olmak üzere gaz ticareti için elektronik bir platform olmasının planlandığını belirtti:

“Türkiye, Ukrayna ile bazı alanlarda işbirliği yaparken, Ukrayna, Türkiye’ye gaz taşıyan boru hatlarını vurmaya çalışıyor. Bu bir şaka veya herhangi bir şekilde abartma değil. Rus ordusunun elektronik harp sistemleri tarafından iki insansız hava aracı düşürüldü ve Karadeniz sahilindeki gaz pompalama istasyonunun yanına düştü. Lütfen dostumuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu konu hakkındaki gerçeklerle ilgili bilgi verin. Karadeniz altındaki sevkiyat sistemini koruyan gemilere yönelik de sürekli insansız deniz araçlarıyla saldırı yapılıyor.”

Putin, Türkiye ile ticari ilişkilerin ve iki ülke ticaret hacminin geliştiğine işaret ederek, “Bana öyle geliyor ki Türkiye’de hükümetin ekonomik bloğu son zamanlarda kredi almaya, yatırım yapmaya, Batılı finans kuruluşlarından hibe almaya ağırlık veriyor. Bu muhtemelen kötü bir şey değil ama eğer Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkilerin kısıtlanmasıyla bağlantılı olursa, o zaman Türk ekonomisinin kazancından çok kaybı olur. Bana göre böyle bir tehdit var” değerlendirmesinde bulundu.

“Nükleer tehdit”

Putin, Batılı ülkelerin Rusya’yı sürekli nükleer tehditler kullanmakla suçladığını belirterek, bunu yanlış bulduğunu ve ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nda Japonya’da nükleer bomba kullanan ülke olduğunu vurguladı.

Ukrayna savaşının nükleer savaş riski yaratacak bir duruma evrilmemesi gerektiğinin altını çizen Putin, “Nedense Batılı ülkeler, Rusya’nın bunu (nükleer silah) asla kullanmayacağına inanıyor. Bizim nükleer doktrinimiz var. Birisinin eylemi egemenliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü tehdit ediyorsa, elimizdeki tüm imkanları kullanmamızın mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bu hafife alınmamalıdır” dedi.

ABD ve Avrupa’dan bazı ülkelerin, Ukrayna’ya verdikleri silahları Rusya topraklarında kullanmasına izin vermesini şöyle değerlendirdi: “Burada Ukrayna ordusunun rolü nedir? Hedefleri belirliyorlar. Ancak bu hedeflerin vurulup vurulmayacağının kararını onlar vermiyor. Bunu ATACMS’lar için Pentagon, Storm Shadow’lar için de İngilizler yapıyor.”

Putin, Rusya’nın NATO’ya saldıracağına yönelik söylemleri “aptallık” şeklinde niteleyerek, “Hepiniz aklınızı mı kaçırdınız? Kim uydurdu bunu? Bu tam bir saçmalık, anlıyor musunuz?” diye konuştu.

Filistin ve Gazze Şeridi

Putin, Gazze’de yaşananlarla ilgili soruya, “Şu anda Gazze’de olanlar savaşa benzemiyor, bu sivil nüfusun tümden yok edilmesine benziyor” yanıtını verdi. ABD’yi suçlayan Putin, “Bunun ABD’nin politikasının bir sonucu olduğuna inanıyoruz. Çözüm sürecini tekeline aldı. Bu son derece zorlu sorunu çözmeye yönelik toplu girişimlere yönelik önceden oluşturulmuş tüm araçları bir kenara ittiler” dedi.

Putin, ABD yönetiminin Gazze konusunda “daha az görüş, daha hızlı çözüm” şeklinde bir yaklaşım sergilemiş olabileceğine işaret ederek, “Ancak uygulamada durumun böyle olmadığı görüldü. Bazı maddi sadakaların yardımıyla sorunu çözmek de mümkün değil. İşin aslını, siyasi meseleleri çözmek lazım. Bu, Birleşmiş Milletler’in bu topraklarda iki devlet kurma kararında öngörüldüğü gibi iki devletin yaratılmasıdır. Bir Filistin devleti ve bir Yahudi devleti” şeklinde konuştu.

Bu temel sorunlara değinmeden, durumu çözüme kavuşturmanın mümkün olmadığını vurgulayan Putin, “Filistin devletini Sovyetler Birliği döneminden beri uzun zamandır tanımış durumdayız. Bu bağlamda yaklaşımımız değişmedi” dedi.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir