Pityriasis Rosea Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Teşhisi, Tedavisi

Pityriasis rosea, somon veya pembe renkli, pullu döküntü ile karakterize, nispeten hafif bir cilt hastalığıdır. Pityriasis rosea en sık çocukları ve genç yetişkinleri etkiler. 

Haber Merkezi / Pityriasis rosea’lı birçok kişide karakteristik döküntü, üst solunum yolu enfeksiyonuyla ilişkili semptomlara benzeyen belirsiz, spesifik olmayan semptomların ardından gelişir.

Döküntü genellikle sırtta, göğüste ve midede bulunur ve bir ila üç ay içinde kendi kendine düzelir. Bazı tedaviler döküntünün süresini azaltabilir. Araştırmacılar pityriasis roseanın bulaşıcı bir patojenden kaynaklandığına inanıyor ancak böyle bir patojeni izole edip tanımlayamadılar.

Pek çok vakada, pityriasis rosea ile ilişkili karakteristik döküntüden önce viral üst solunum yolu enfeksiyonunda görülenlere benzer belirsiz, spesifik olmayan semptomlar görülür. Bu tür belirtiler arasında ateş, baş ağrısı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı ve yorgunluk sayılabilir. Bazen döküntü ortaya çıkmadan önce herhangi bir hastalık öyküsü yoktur.

Başlangıçta, etkilenen bireylerde genellikle sırtta, göğüste veya midede tek pullu kırmızı bir yama olan haberci bir yama gelişir. Arkada bulunduğunda müjdeci yama, genel döküntü ortaya çıkmadan önce fark edilmeyebilir. Haberci yaması, genellikle 2 ila 4 inç büyüklüğünde, hafifçe yükseltilmiş bir plaktır. Genellikle haberci yamasına halka kurdu (tinea corporis) olarak yanlış teşhis konulur.

Önümüzdeki birkaç gün veya hafta içinde birden fazla küçük pullu, pembe veya kırmızı lekeler gelişecektir. Koyu tenli kişilerde döküntüler gri, koyu kahverengi veya siyah olabilir. En sık sırt, göğüs ve mide etkilenmesine rağmen döküntü kollara, bacaklara ve boyna yayılabilir. Daha az sıklıkla vücudun diğer bölgeleri de dahil olabilir. Nadir durumlarda döküntü vücudun belirli bir bölgesinde izole edilebilir (lokalize edilebilir). Bazı kişilerde döküntü kaşıntı yapmaz; diğer insanlarda döküntü aşırı derecede kaşıntılı (kaşıntılı) olabilir.

Vakaların yaklaşık yüzde 80’inde döküntü genellikle bir ila üç ay sürer. Pityriasis rosea, tedavi olmaksızın bile en sonunda kendi kendine iyileşir ve genellikle herhangi bir yara izi veya kalıcı iz bırakmaz. Bununla birlikte, koyu tenli kişilerde iltihap bölgelerinde, çözülene kadar aylarca sürebilen koyu lekeler kalabilir.

Araştırmacılar pityriasis roseanın viral bir enfeksiyondan kaynaklandığına inanıyor. Bununla birlikte, bu bozukluk tıp literatüründe ilk kez 1860 yılında tanımlanmış olmasına rağmen bugüne kadar herhangi bir bulaşıcı patojen tanımlanmamıştır.

Pityriasis roseanın viral bir enfeksiyondan kaynaklandığı teorisini çeşitli faktörler desteklemektedir; çoğu kişide döküntü ortaya çıkmadan önce belirsiz, spesifik olmayan semptomlar vardır (prodromal hastalık); enfeksiyonun akut evresinden sonra bozukluğun tekrarlamaması, vücudun enfeksiyona karşı bir bağışıklık geliştirdiğini düşündürür; ve pityriasis roseanın kümeler halinde ortaya çıkması, viral bir hastalığın bir topluluğu etkilediğini düşündürmektedir. Pityriasis roseaya bir virüsün neden olduğuna inanılsa da, hastalığın bulaşıcı olduğu düşünülmemektedir.

Bazı araştırmacılar, pityriasis roseanın gelişiminde otoimmün faktörlerin rol oynayabileceğini teorileştirdi. Otoimmünite, vücudun bağışıklık sisteminin bilinmeyen nedenlerle yanlışlıkla sağlıklı dokuya saldırmasıdır.

Pityriasis rosea tanısı, karakteristik semptomların tanımlanması, ayrıntılı hasta öyküsü ve kapsamlı bir klinik değerlendirmeye dayanarak konur. Hastalığın erken evrelerinde, pityriasis roseayı benzer cilt bozukluklarından ayırt etmek için kan testleri veya biyopsi gibi ek testler gerekli olabilir.

Tedavi semptomatik ve destekleyicidir. Pek çok kişi tedaviye ihtiyaç duymayabilir ve döküntüler genellikle 1-3 ay içinde kendiliğinden düzelir. Çoğu tedavi kaşıntıyı kontrol etmeye veya azaltmaya yöneliktir. Bu tür tedaviler arasında antihistaminikler, steroid kremler veya merhemler bulunur.

Pityriasis rosea ile ilişkili döküntülerin süresini kısaltmak için çeşitli tedaviler kullanılmıştır. Bu tür tedaviler arasında sistemik kortikosteroidler, asiklovir ve famsiklovir gibi bazı antiviral ilaçlar ve antibiyotik eritromisin yer alır. Bu tedavilerden herhangi birini destekleyen kanıtlar sınırlıdır.

Fototerapi pityriasis rosea gibi inflamatuar cilt bozuklukları olan bireylerde kullanılır. Fototerapi tek başına veya topikal tedavilerle birlikte uygulanabilir. Etkilenen bazı bireyler güneş ışığına daha fazla maruz bırakılarak tedavi edilebilir.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir