Özel’den İktidara Uyarı: Krizin Yükünü Emekçilere Ve Emeklilere Yükleyemezsiniz
CHP Lideri Özgür Özel, Ege Belediyeler Birliği (EBB) ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, “Haziran ayının sonunda asgari ücrete zam yapmamayı düşünenler bunu bir kez daha düşünsünler. Buna çok sert ve çok net bir tepki vereceğiz” dedi ve ekledi:
Haber Merkezi / “Bir kez daha kimse asgari ücreti güncellememeyi düşünmesin. Asgari ücreti enflasyon artışında güncellerken asgari ücret artışından ek sıkıntıya düşecek küçük esnaf, bazı KOBİ’ler ve bazı ihracatçıların da desteklenmesi için özel tedbirlerin alınması da gerekiyor. Ama yarattığınız krizin yükünü emekçilere ve emeklilere, esnafa ve çiftçiye yükleyemezsiniz.”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’de Ege Belediyeler Birliği’ni ziyaret etti. Ziyarette konuşan CHP lideri Özel, şu ifadeleri kullandı:
“Ege Belediyeler Birliği 1986 yılında İzmir’de kurulmuş bir birlik olmakla beraber 1996’da merkezi Manisa’ya taşınmış bir birliktir. Sizin Manisa’da Cumhuriyet tarihinde ilk kez merkez ilçe belediyelerini seçimli dönemde kazanan ve yine Manisa Büyükşehir Belediyesi’ni ilk kez kazanan Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanı olarak Ege’deki belediye başkanlarımız ve partimiz tarafından bu göreve layık görülmeniz bizim açımızdan çok onur vericidir.
“Tabii burada kesin bir dille şunu ifade edelim, bizim Ege Belediyeler Birliği’ni yeniden Manisa’ya taşıma gibi bir niyetimiz yok. Zaten Cemil Başkanımızdan da kendisi sağlıklı kentlerin hekim Belediye Başkanı olarak Sağlıklı Kentler Belediyeler Birliği başkanlığına aday olmasıyla birlikte İzmir’e en yakın il olarak Ferdi Başkan’ın burada bu görevi üstlenmesinin bizim açımızdan da son derece anlamlı olacağını konuşmuştuk. Tabii yapılan seçimdeki mutabakat, tüm belediyelerin, büyük şehirlerin, il belediyelerinin Cumhuriyet Halk Partisi’nde, Ege’de olması hepimiz açısından son derece mutluluk verici bir durum.
Efendim işte CHP sadece kıyılara sıkışmış bir görüntüden Ege’deki bütün belediyeleri kazanan, İç Anadolu’da çok sayıda belediye kazanan ve Türkiye’nin yüzde 65’ini nüfus olarak Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin yönettiği bir noktaya geldi. Hem Ege Belediyeler Birliği’nde hem Türkiye Belediyeler Birliği’nde hem de biraz önce seçim sonuçları tamamlanan Tarihi Kentler Belediyeler Birliği’nde Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarımız var. Malumunuz Türkiye Belediyeler Birliği seçimini Sayın Ekrem İmamoğlu kazandı. En büyük ilimizin Büyükşehir Belediye Başkanı olarak. Orada biz AK Parti ve MHP’nin yaşattığı geçmiş pratiklerden farklı olarak kendilerine teklifte bulundu. Gelin dedik.
Herkes gücü nispetinde temsil edilsin. Ama AKP ve MHP kendi listelerini çıkardılar ama biz İYİ Parti ile Yeniden Refah Partisi ile DEM Parti ile kurduğumuz büyük ittifakla Belediyeler Birliği’nin yönetimini kazandık. Tek başımıza da alabilirdik ama çoğulculuktan yanayız. Yönetirken de AK Parti’nin yaptığı gibi sadece Cumhur İttifakı’na Belediyeler Birliği’nin imkânlarını seferber etmek yerine herkesin gücü nispetinde bu imkânlardan yararlanması ile ilgili bir yönetim anlayışımız olacak. O gün söylemiştik.
Türkiye Tarihi Kentler Belediyeler Birliği’nin de başkanlığına Mansur Yavaş’ı aday gösterdik orda Cumhuriyet Halk Partisi’nin çoğunluğu yoktu. Sonuçlar biraz önce ortaya çıktı. Bu sonuçları büyük bir memnuniyetle değerlendiriyorum. Bizim oradaki toplam delege sayımız 424 olmasına rağmen Mansur Bey 495 oy alarak başkan seçildi. Rakibi Mehmet Öztürk de 221 oy aldı. AKP’nin Cumhur İttifakı adayı AKP, MHP Büyük Birlik Partisi oylarından 216 eksik oy aldı.
Geçtiğimiz günlerde AKP adayının 12 oy eksik almasıyla Adalet ve Kalkınma Partisi’nde bu fireler bulunsun partiden atılsınlar, hesap sorulsun gibi yaklaşımları biz dikkatle ve endişe ile takip ediyorken, bugün AKP, MHP ve Büyük Birlik Partisi’nin birlikte davranan Cumhur İttifakı’nın toplam alması gereken oy 437 olması gerekirken 221 oy aldılar ve 216 eksik oy aldılar. Bu karşı taraftaki dağınıklığı ve bizim tarafta işlerin ne kadar yolunda gittiğini gösteriyor. Oysa biz burada da onlara gelin birlikte olalım demiştik ama kabul etmemişlerdi. Orada da İYİ Parti ile birlikteyiz. Yeniden Refah Partisi ile birlikteyiz. DEM Parti ile birlikteyiz. Ve çok sayıda belediyeye biz Büyük Birlik Partisi’ne de teklifte bulunduk. MHP’ye de AKP’ye de. Yani sadece içlerinden bazılarına değil.
Ama çok olan her şeyi alsın mantığında olanlar bizim bu paylaşma teklifimizi algılayamadılar. Çoğunluklarına güvendiler ama bugün orada ortaya çıkan durum kendileri açısından son derece hazindir. Ama biz gerek Tarihi Kentler’de Mansur Başkan’la, gerek Belediyeler Birliği’nde Ekrem Başkan’la, Ege Belediyeler Birliği’nde Ferdi Başkan’la, Sağlıklı Kentler’de Cemil Başkan’la, Kıyı Ege Belediyeler Birliği’nde Ahmet Başkan’la, Ahmet Aras’la en adil şekilde yöneteceğiz ve AK Partilileri, MHP’lileri de ötekileştirmeden bu imkânları herkesin gücü nispetinde istifade etmesini sağlayacağız. Bunu büyük bir açık yüreklilikle söylemek isterim.
SODEMSEN’in, SODEM’in oluşturduğu yeni yapılar Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin, sosyal demokrat belediyelerin eş güdümünü sağlarken Belediyeler Birliği üzerinden de bütün bu bölge birlikleri üzerinden de çok önemli çalışmaları, koordinasyonları, eş güdümleri, denetimleri, eğitimleri hep birlikte sağlamanın niyetindeyiz. Bizim yönettiğimiz kurumlar Türkiye’nin en iyi yönetilen kurumlarına dönüşüyor kısa sürede. Hedefimiz budur. Ege Belediyeler Birliği’nde de ben Cemil Başkan’la Ferdi Başkan’ın sinerjilerinin İzmir’de merkezi olan ve Ferdi Başkan’ın başkanı olduğu en büyük üyesinin de Cemil Başkan olduğu bu birliğin çok etkili işler yapacağına yürekten inanıyorum.
Ayrıca ülkenin gündeminde malum bir bayram var. İzmir’le İstanbul arasında geçen bayramdan bu bayrama otobüs taşımacılığı bilet fiyatlarının tam 2 kat arttığını üzülerek takip ediyoruz. Bu gerçekten insanların artık ailelerinin yanına kavuşmasını, öğrencilerin bayram tatile gitmesini, insanların memleketlerine ulaşmasını imkânsızlaştıran bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye’nin bu sorunlarını çözmek bir yana çözemeyen ve sadece aynı kesimlere yüklenen bir iktidarla karşı karşıyayız.
Aslında çözüm son derece basit. Yani geçmiş dönemde Kur Korumalı Mevduat’tan kim kazandıysa, geçmiş dönemde Hazine’den aktarılan 1.2 trilyonu kimler cebine indirdiyse Kur Korumalı Mevduat üzerinden ya da Kredi Garanti Fonu üzerinden alınan uygun kredileri yüzde altılık, yedilik kredileri kimler gayrimenkule, kimler lüks araçlara, yatlara katlara çevirdiyse biraz onlardan almak lazımken Kur Korumalı Mevduat’ı ödeyenlere yüklenmek, dönüp efendim yine işçiden almak ya da işçiye vermemek, zam vermemek, emekliye zam vermemek, çiftçiye hak ettiği fiyatı vermemek.
Örneğin açıklanan hububat fiyatlarında açıklanan buğday fiyatının maliyeti olan 11 liranın altında olması. Geçen sene 8 buçuk lira verilen buğdaya, bu sene 9 buçuk lira verilmesi. Enflasyon yüzde 80’ken, girdi enflasyonu yüzde 120 iken yüzde 12 zam vermek insaf değildir, vicdan değildir, hakkaniyet değildir. Sonra bu vatandaşlar geçinemiyoruz diye bağırınca onların seslerini duymamak değildir.
“Çok sert ve çok net bir tepki vereceğiz”
Bu bayramda 3 bin lira emekli ikramiyesi hak görüyorlar. Emekli ikramiyesi ilk verildiğinde 2018’de 24 kilo kıyma alırken, bugün 5 buçuk kilo kıyma alıyor. O gün verilen emekli ikramiyesi 2 koç alıyorken, bugün emekli ikramiyesi bir koçun beşte birini bile alamıyorken. En düşük emekli maaşı 2002 yılında 2 koç alırken bugün en düşük emekli maaşı 10 bin lira cılız bir koç bile cılız bir kurbanlık bile alamıyorken artık bu emeklilerin sesinin duyulması gerekiyor. Bu konuya bir kez daha dikkat çekiyoruz.
Önümüzdeki günlerde Sayın Erdoğan’la yapacağımız görüşmede de bu büyük ekonomik krizden çıkmanın yolunun, krizin mağdurlarına daha fazla yüklenmek değil, geçmiş krizin kazananlarından biraz bir şeyler talep etmek olduğunu görmek gerekiyor. Türkiye demokratikleşse, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uysa, hukuki öngörülebilirlik olsa Türkiye’ye dünyadan kalıcı dünya yatırımlar gelecekken bugün sıcak para geliyor. Faizden voleyi vuruyor, tekrar gidiyor. Gün geliyor, kurdan voleyi vuruyor, tekrar gidiyor. Ama biz her geçen gün daha çok yoksullaşıyoruz. Buna da buradan İzmir’den bir kuvvetli itirazı bir kez daha yükseltiyoruz. Haziran ayının sonunda asgari ücrete zam yapmamayı düşünenler bunu bir kez daha düşünsünler. Buna çok sert ve çok net bir tepki vereceğiz. Bir kez daha kimse asgari ücreti güncellememeyi düşünmesin.
Asgari ücreti enflasyon artışında güncellerken asgari ücret artışından ek sıkıntıya düşecek küçük esnaf, bazı KOBİ’ler ve bazı ihracatçıların da desteklenmesi için özel tedbirlerin alınması da gerekiyor. Ama yarattığınız krizin yükünü emekçilere ve emeklilere, esnafa ve çiftçiye yükleyemezsiniz. Taban fiyatlarda buğdayda 15 lira taban fiyat bekliyoruz. Çay taban fiyatının 25 lira olarak güncellenmesini bekliyoruz ve bu kararların bir an önce açıklanmasını bekliyoruz. Emekliye asgari ücret düzeyinde en düşük maaş, asgari ücrete de enflasyon oranında güncelleme bekliyoruz. Bunları yapmayanlar bu milleti geçinemeyen hale getirirler. Geçinemeyenlerin sesini duyuyoruz. Duyurmaya kararlıyız. Bu konuda Haziran ayında ciddi adımlar bekliyoruz.”