Özel’den Erdoğan’a Çağrı: Sandıktan Kaçma

CHP Lideri Özgür Özel, “Sayın Erdoğan’a şu çağrımı yapmak isterim: Bakın, son dönemde bir salon adamına, salon siyasetçisine döndünüz. Atadıklarınızı doldurduğunuz salonda, atadıklarınızın alkışıyla moral bulamazsınız, güç bulamazsınız. Bu çaba beyhudedir. Şimdi de mahkeme salonlarında bizim moralimizi bozmaya çalışıyorsunuz. Bu çaba daha da beyhudedir” dedi ve ekledi:

“Eğer gücünüz varsa, cesaretiniz varsa, ülkeyi bu kadar gerdiniz ve bu hale geldiniz. Muzaffer kahraman edalarıyla gezerken seçim mağlubusunuz. ‘O salonlardan çıkamıyorsun, sokağa çık, meydana çık, insanların önüne çık’ diyorum. Çıkamıyorsun. O zaman bu işin çıkışı milletin huzuruna gitmektir. Sandık gelsin, sandıktan kaçma. El mi yaman, bey mi yaman? Millet sana mı hak veriyor, bize mi hak veriyor? Bu belediye başkanlarının milletinin gönlündeki yeri artık Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidara mı taşıyor, yoksa yaptığın bu kumpaslar sana mı yarıyor millet bir karar versin bakalım. Cesaretin varsa sandıktan ve milletten kaçma.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ile Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın gözaltına alınması ve başlatılan soruşturma hakkında CHP Genel Merkezi’nde açıklama yaptı.

BirGün’den Mustafa Bildircin‘in aktardığına göre; İmamoğlu, açıklamasında, “Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat’a yönelik muamele, kesinlikle yargı, hukuk, adalet, insan hakları, hiçbir hususa uygun bir uygulama değildir” dedi. Ekrem İmamoğlu, “Beşiktaş Belediyemize ihaleye fesat nedeniyle suçlama yapılıyorsa uygulamanın başka bir şekilde yapılması lazım. Belediye Başkanımızın gözaltına alınmaması lazım. 5018 sayılı kanuna göre belediye başkanları, ihale ve harcama yetkilisi değildir” ifadelerini kullandı.

“23 yıldır şafak vakti operasyona uğrayan bir AK Partili belediye başkanı ya da herhangi bir yetkilisini gördünüz mü?” diye soran İmamoğlu, “İstanbul’da 25 yıl İBB’yi yöneten ve onlarca yolsuzluğunu, kamuyu zarara uğrattığını belgeli olarak ortaya çıkarttığımız sorumlulara operasyon düzenlediğini gördünüz mü? AK Partili belediye başkanları çok muteber insanlar, tüm lekeler CHP’li belediye başkanlarında öyle mi! Bunlar bir de partilerinin önünde ‘adalet’ ismi saklıyorlar” tepkisini gösterdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e tepki gösteren İmamoğlu, şunları söyledi: İmamoğlu, şöyle devam etti: “Adaleti dahi zayıflattınız, kirlettiniz. İstanbul’a da CHP’li belediye başkanlarına kayyum atamak için veya bir operasyonları düzenlemek için koordinatör başsavcı atadınız. İstanbul’a adalet dağıtmak için İstanbul’a atanmadığı net! Ne yazık ki bütün bu uygulamaları talimat şeklinde ve organize bir şekilde yürütmektedir. Ve bunu şehvetle yapıyor.”

İBB Başkanı İmamoğlu, şunları söyledi: “Söz konusu şirket CHP’li belediyelerden ihale almamıştır sadece. Aralarında Yargıtay, TBMM, çok sayıda kamu hastanesi, Trabzon Büyükşehir Belediyesi gibi onlarca kamu kuruluşu ve AK Parti ilçe belediyesinden ihale almıştır. Kafanızda başka şafak operasyon var ise TBMM için aynı uygulamayı yapacak mısınız?

“Sayın Cumhurbaşkanı, gönderdiğiniz başsavcı beye bir sorun, bu şirketin devlet kurumlarından aldığı ihaleleri de inceleyecekler mi?” diyen İmamoğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Yönettiğin Türkiye’de kanun ve nizam kalmadı” dedi. “İlk seçimde sizi oradan indirmeye ve halkın iktidarını kurmaya kadir olduğumuzu göreceksiniz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Türkiye’de bu antidemokratik uygulamalar olduğu sürece bu ülkede iş dünyası olarak ne büyüyeceksiniz ne de dünyadaki rakiplerinizi geçeceksiniz. Hep küçüleceksiniz. Çünkü demokrasinin olmadığı yer güvenli yer değildir. Bugün yapılan kötülükler, bize değil bütün ülkemize zararı vardır. Güven yoksa bir ülkede hiçbir şey yoktur.”

Özel’den Erdoğan’a “erken seçim” çağrısı

İmamoğlu’nun ardından kürsüye gelen Özgür Özel ise açıklamasında, “Yeni bir haftaya başlarken iktidarın yeni yarattığı ve kendi yarattığı kirli bir gündemle hep birlikte meşgulüz. Ben Türkiye’nin bu kadar çok konuşulacak sorunu, bu kadar çok çözülecek derdi varken böyle gündemlerin yaratılmasını ancak son derece sorunlu ve milletle gönül bağı kopmuş bir iktidara yakışacak, bunun tescili, itirafı olarak nitelendiriyorum. Öncelikle bunu ifade etmek isterim” dedi.

“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kıymetli seçmenlerine şunu hatırlatırım” diyen Özel, şunları anlattı: “FETÖ operasyonlarından sonra Tayyip Erdoğan, ‘Bazı arkadaşlarımız yoruldu. İstifa etsinler’ demişti. Kimi güle oynaya, kimi ağlaya ağlaya istifa ettiler. O süreçte Tayyip Bey istifası gecikenler için ‘Onlar gereğini yapmıyorsa biz gereğini yaparız’ demişti. Bir partinin genel başkanının bir belediye başkanına ‘İstifa et, gereğini yaparım’ deme yetkisi yok. En çok partiden atarsın. Ama gereği şöyle yapılabilir.

Eğer terör örgütü üyesiyse ya da yolsuzluk yapmışsa, onu yargılarsın, suçlu bulunduğu kesinleşirse görevden alınır. Yerine de belediyeden yeni biri seçilir. Ama ona, ‘İstifa et yoksa bunu yaparım’ denmez. Hepsi istifa ettiler ama biri hakim karşısına çıkmadı, biri emniyete çağrılmadı. Neydi bu arkadaşların suçu? Hani etmezse yapabileceğin şey ne? Alıp yargılayıp, görevden almak. Bunlar FETÖ’cü idiyse niye bıraktın, bunlar yolsuzluk yaptıysa niye bıraktın. Kendi belediye başkanlarına ‘İstifa et, kurtul’, bizim belediye başkanımıza ihale yetkilisi olmadığı halde…

Tayyip Erdoğan’ın kendi döneminde, İstanbul Büyükşehir’in birçok bürokratı ihaleye yolsuzluktan yargılandı. Tayyip Bey emniyete dahi çağrılmadı. Çünkü herkes bilir ki bu kadar büyük bir yapıda, yapılan ihalelere kim imza atıyorsa o mesuldür. Ama Tayyip Bey’e yapılmayanı, o gün Tayyip Bey’e yapılmayan hukuksuzluğu bugün Tayyip Bey Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarına uyguluyor.”

“Bir tek derdi var; bu bir siyasi operasyon ve Rıza Akpolat’ın şahsında partimizin kurumsal kimliğini itibarsızlaştırmaya çalışıyor” diyen Özel, şöyle devam etti: “Onun hazmedemediği şu: Beşiktaşlılar sandığa gittiler 31 Mart’ta, sonuç ne oldu biliyor musunuz? Rıza Akpolat’ın aldığı rekor oy, belediye meclisinde neye yansıdı? 31’de 31 CHP. Beşiktaş halkı AKP – MHP birlikteliğine 31’de bir belediye meclis üyeliği bile vermedi. İşte bunu hazmedemeyen bir hazımsızın, İstanbul’a görevlendirdiği kişi eliyle alamadığı belediyelere operasyon yapıp, itibarsızlaştırma, Rıza Akpolat üzerinden İstanbul’daki bir takım halinde milletin takdir ettiği, seçildikleri gün rekor kıranlara yeni rekoru ilk altı aylık performansları ile kırıldığı, görülmemiş belediye memnuniyet anketlerinin yarattığı karın ağrısını böyle gidermeye çalışıyor.”

Erdoğan’a çağrı yapan Özel, şunları ifade etti: “Buradan Sayın Erdoğan’a şu çağrımı yapmak isterim: Bakın, son dönemde bir salon adamına, salon siyasetçisine döndünüz. Atadıklarınızı doldurduğunuz salonda, atadıklarınızın alkışıyla moral bulamazsınız, güç bulamazsınız. Bu çaba beyhudedir. Şimdi de mahkeme salonlarında bizim moralimizi bozmaya çalışıyorsunuz. Bu çaba daha da beyhudedir. Eğer gücünüz varsa, cesaretiniz varsa, ülkeyi bu kadar gerdiniz ve bu hale geldiniz.

Muzaffer kahraman edalarıyla gezerken seçim mağlubusunuz. ‘O salonlardan çıkamıyorsun, sokağa çık, meydana çık, insanların önüne çık’ diyorum. Çıkamıyorsun. O zaman bu işin çıkışı milletin huzuruna gitmektir. Sandık gelsin, sandıktan kaçma. El mi yaman, bey mi yaman? Millet sana mı hak veriyor, bize mi hak veriyor? Bu belediye başkanlarının milletinin gönlündeki yeri artık Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidara mı taşıyor, yoksa yaptığın bu kumpaslar sana mı yarıyor millet bir karar versin bakalım. Cesaretin varsa sandıktan ve milletten kaçma.

Millet senden memnuniyetsizliğini 31’inde de söyledi, belediyelerimizden memnuniyetini de. Önündeki anket benimkinden üç puan ileri, bunu biliyorum. Bizde 58 çıkan toplam memnuniyet 61 çıkmış, biliyorum. Asla buradan bir yere kaçamazsın. Bunun için eğer cesaretin varsa öyle savcılara, polislere değil, gel millete güven. Çık karşısına, çıkalım hep birlikte.”

Özgür Özel, açıklamasında Erdoğan’ın CHP’li ilçe belediye başkanına partisine katılması için teklifte bulunduğunu söyledi. Özel, şunları anlattı: “Öyle bir ruh halinde ki, geçen hafta bir belediye başkanım, başarılı bir belediye başkanım, bir büyükşehrin ilçe belediye başkanı. Kaybettiğine çıldırdığı bir ilçenin belediye başkanı Yana yakıla beni arıyor. ‘Benimle Sayın Cumhurbaşkanı özel bir görüşme yapacakmış, ne dersiniz Sayın Genel Başkanım?’ Dedim ki ‘Cumhurbaşkanı belediye başkanını çağırıyorsa bu devletin bir işidir.

Mutlaka ya ilçemiz için büyük bir proje, önemli bir mesele, bilmeniz gereken bir şey vardır. Gidin, dönüşte görüşürüz.’ Gitti geldi, ne oldu biliyor musun? ‘Sen başarılısın, o ilçeyi nasıl aldın? Gözlerime inanamadım. Şubat ayında kongrem var, bize katılır mısın?’ Ya devletin başına, bir partinin öz evladı bir belediye başkanının ‘Yapacağım kongrede bana katılır mısın? Senin önünü açarım, şunu yaparım, bunu yaparım.’ Bir de böyle parantez içinde ‘Ya tertemiz adamsın biliyorum ondan çağırıyorum ama bir leke çalarlar, Allah korusun’ falan diye tehdit yapmalar. Bir de sivil arabayla aldırmalar, saraya götürmeler. Yakışıyor mu ya? Orada onu yapan, burada bunu yaptırıyor işte. İşte size tükenmişliğin resmi Tayyip Erdoğan’ın.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sosyal medyadan “Barış için hareket eden kazanır” açıklamasının sorulması üzerine Özel, şu yanıtı verdi: “Devlet Bey ‘barış’ yazmış. Geçmişte ‘barış’ diyen herkese ‘terör sevicisi’ diyen bir akıl ilk kez ‘barış’ dedi. Ve Devlet Bey’e şunu söyleyeyim. Örneğin ‘barış, barış’ deyip, sonra OHAL yetkisiyle olan kayyum yetkisinin kullanılması da ‘barış, barış’ deyip, ‘Barış konuşacağız’ dediğiniz muhalefet partisinin belediye başkanına sabahleyin düşman hukuku uygulaması da barış masasında balta çekmektir. Barış masasına otururken silahsız oturulur, şiddetsiz oturulur. AK Parti hem ‘Barış yapalım’ diyor, hem ‘Oturup konuşalım’ diyor, hem balta çekiyor. Böyle bir şey olmaz. Bu doğru bir mesele değildir. O baltayı ellerinden bıraksınlar, ağızları ile konuşsunlar.”

Özel, Beşiktaş Belediyesi’ne kayyum atanmasını bekleyip beklemediklerinin sorulması üzerine de şu yanıtı verdi: “Birincisi kesinlikle kayyum diye bir şey söz konusu değil. Çünkü konunun terör ile ilgisi yok. Konunun yürütüldüğü yer de terör savcılığı değil, terör şube de değil. Hiç alakası yok. Bizim beklediğimiz şey, ikindiye varmadan Rıza Bey’in ifadesinin alınıp, işinin başına geri yollanmasıdır. Böyle bir şeyde, ihalede sorumluluğu olmayan birisi sırf belediye CHP’li diye, bir de tutup da bu gece, yarın akşam 48 kişinin ifadesi alınana kadar içeride mi tutulacak?

Başkanımızın ifadesine başvurulur. O da kendi sorumsuzluğunu mesele ile ilgili bir kez daha ifade eder. İşinin başına döner. Günü geldiğinde işte birkaç gün sonra eğer halen daha resmi bir işleme muhatapsa o kısmına da katılır. Ki herhalde buradan sonra varıp da Tayyip Bey yüzlerce sorgulama yapılmış, bir kere gitmemişken polise, Rıza Akpolat’ı tutup da hakim, savcılığa filan sevk edecek halleri yok. İhaleden dolayı belediye başkanını. O zaman Türkiye’de bir tane belediye başkanı kalmaz. Hepsini birden toplasın, götürsün. Bütün kaymakamlar, valiler yönetsin. Tayyip Bey de rahat etsin. Biz Rıza Bey’i ikindi olmadan görevinin başına bekliyoruz. Güneş batmadan.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir