Özel İle Dervişoğlu Görüştü: Muhalefete Muhalefet Etmeyeceğiz

İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu’na yaptığı ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan CHP Lideri Özgür Özel, “Halkın yararına konularda birlikte olmaya devam edeceğiz. Muhalefete muhalefet etmeyeceğiz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Her konuda aynı fikirde olmayabilir bunu da birbirimize nezaketle ifade edebiliriz. Güçlü bir muhalefetin Türkiye’nin yarınlarını çok daha hızla güzelleştirecek günleri taşıyacağını biliyoruz, bununla ilgili de bir mutabakat içindeyiz.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nu İYİ Parti Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Ziyaret sonrası Özgür Özel ve Müsavat Dervişoğlu, basın mensuplarına açıklamalarda bulundular.

CHP Lideri Özgür Özel’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle: “31 Mart seçimi arkasından Türkiye siyasetinde memnuniyetle takip ettiğimiz ve içinde bulunduğumuz normalleşme süreci yaşanıyor. İYİ Parti ile normalleşme sürecine ihtiyacımız yok. Çok istisnai süreçler hariç zaten olması gerekeni, olması gerektiği gibi hep birlikte yaşadık. Bundan sonra da Meclis’te temsil edilen, grubu bulunan iki siyasi parti olarak ilişkilerimizi en iyi düzeyde sürdüreceğiz.

Hep bildiğimiz ve söylediğimiz bir şey var. Biz 31 Mart seçimlerinin birinci partisiyiz ama son genel seçimlerde ana muhalefet partisiyiz. Ana muhalefet partisi olmanın sorumluluğu ve Meclis’e önem veren bir siyasi parti olarak, ortak mutabakat metinlerinde, ortak görüşlerde buluştuğumuz İYİ Parti ile Meclis’in güçlendirilmesi konusundaki ortak düşüncemiz şöyle de bir karşılık bulmuş görünüyor.

Bir dönem sadece bir genel başkanın ya da iki genel başkanın milletvekili olduğu günlerden, bugün Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerden AKP ve Saadet Partisi dışında tüm partilerin genel başkanları milletvekili. Milletimiz genel başkanların milletvekili olduğu, Meclis’in güçlü olduğu, Meclis’in kendi gündemine hakim ve iradesinin güçlü olduğu günleri özlediğini gösterdi. Buna doğru parlamentonun evrilmiş olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Parlamentoda gruplarımız arasındaki iyi diyalog bundan sonra sürecek.

Biz memleketin ne kadar sorunu varsa, başta 10 bin liralık emekli maaşından tutun, asgari ücrete kadar. Atanmayan öğretmenlerin sorunundan müfredat krizine kadar. Astsubayların, uzman çavuşların sorunlarından hayat pahalılığına kadar üzerinde aynı sorunları tespit ettiğimiz ve ortaklaşa çözüm önerilerimizin olduğu, halktan yana baktığımız perspektifte uzun uzun sohbet etme imkanı bulduk.

Bundan sonrası için temaslarımız sürecek. İşbirliğimiz sürecek. Temel mottomuz muhalefete muhalefet etmek değil iktidara muhalefet etmektir. Muhalefetin bir ve bütün olabildiği her yerde iktidar üzerindeki denetim gücü, yaptırım gücü çok daha yüksektir. Biz bunu geçmişteki pratiğimizde defalarca test ettik. Başardık. Gruplarımızı yönettiğimiz süreçlerde toplumun çok tepki gösterdiği kanun maddelerine ortaklaşa gösterdiğimiz direnç, birlikte belirlediğimiz strateji ve beraber hareket etmenin sonunda ve bundan sonra da milletin, halkın yararına olan her şeyde birlikte olacağız.

Her konuda aynı fikirde olmayabiliriz. Bunu birbirimize nezaketle ifade edebiliriz. Ama güçlü bir muhalefetin Türkiye’nin yarınlarını çok daha hızla güzelleştirecek günleri taşıyacağını biliyorum. Bununla ilgili bir mutabakat içindeyiz. Ben burada gördüğümüz ev sahipliğinden, dostluktan, sıcak ilgiden bir kez daha çok memnun olarak buradan ayrılıyorum.

Tabi son bir söz olarak da İYİ Parti’nin Kurucu Genel Başkanı Meral Akşener ile geçtiğimiz Pazar günü telefonda da hatırını sorup sohbet etmiştik. Onun da bir kez daha emeklerine sağlık. Karşılıklı birbirimize ve partilerimizin birbirine emeği vardır. Bir kez daha kendisini saygı ile selamlıyoruz. Bütün İYİ Partilileri, iyi insanları saygı ile selamlıyoruz. Bundan sonra birlikte güzel çalışmalar içinde olacağımıza yürekten inanıyorum Sayın Genel Başkanım.”

Dervişoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:: Nazik ziyareti için kendisine teşekkür ediyorum. Hemen hemen Türkiye’nin bütün meselelerine değindik ve üzerinde karşılıklı görüşlerimizi de sarf ettik. Ziyadesiyle istifade ettiğimi söyleyebilirim. Siyasi partiler arasında yürütülen samimi diyaloğun ülkemizin sorunlarının çözümüne çok katkı sağlayacağı inancını taşıyorum. Bu inancı da sayın genel başkanın da taşıdığını biliyorum.

Geride bıraktığımız günlerde yapılan çalışmalarda da birbirimize karşı bir samimiyet testine ihtiyaç duymadığımızı sizlerin de bilmesini istiyorum. CHP ile İYİ Parti’nin geçmişe dönük birçok ortak çalışmalar gerçekleştirdiği kamuoyunun da malumudur. Ne zaman Türkiye’nin önemli bir problemi kamuoyunun gündemine gelse hayata baktığımız pencere genellikle CHP ile ve onun muhterem genel başkanıyla aynı pencere oluyor. Dolayısıyla duyarlılıklarımızı muhafaza edeceğiz, farklılıklarımızı muhafaza edeceğiz ve ülkemize hizmet yolculuğumuzu da diğer siyasi partilerle olduğu gibi CHP ile de sürdüreceğiz.

Özel, gazetecilerin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na Muhsin Şentürk’ün atanması ve Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nde yaşanan operasyonlar hakkındaki sorusuna, “AKP ve MHP arasında yaşanan meselenin kendisi neyse, bir gerilim, pazarlık mı, karşılıklı restleşme mi? Bu bir fillerin boğuşması ama altta adaletin ezilmesi, anaların ezilmesi ve evlatların ezilmesiyle sonuçlanıyor. Bugün Ayşe Ateş’in yüreğindeki yangın, Sinan Ateş’in evlatlarının, babalarını kaybettikleri sürece ilişkin adalet beklentileri birtakım kapalı kapılar ardından yapılan görüşmeler, üstü kapalı atılan tweetler, üstü kapalı yapılan beyanlarla iyice kriminal bir hikayenin sanki suyun üzerinde görünen kısmı, buzdağının küçük kısmını görüyormuşuz izlenimini her geçen gün kuvvetlendiriyor.

Yapılan atama 37 tur, Papa seçimine dönen yüksek yargı seçiminde, iki liderin görüşmesinden sonra adayın birinin çekilip, başka makamı talep etmesi, o adaya giden oyların bir yere yönlendirileceğine ilişkin inanç hakimdi. Ama bu dayatmaya ya Yargıtay’da oy kullananlar uymadılar ya adayı çekelim ama arkadaşlarımız bildiğini yapsın dedi birileri. Yargıtay seçimindeki sonuç Sayın Erdoğan’ın beklediği gibi olmadı. Bu net. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama yaptığı atama maalesef 31 Mart’tan sonra gelişen diyalog ve 31 Mart’tan sonra gelişen normalleşme anlayışına uygun değildir” şeklinde yanıt verdi ve ekledi:

Bunu niye söylüyorum? Saygın Erdoğan ve Meclis Başkanı her fırsatta yeni bir anayasadan bahsediyorlar. Ben de diyorum ki mevcut anayasaya uyun, ondan sonra yeni anayasa isteyin. Şimdi mevcut anayasaya uymamanın başkahramanını, en çok oyu almadığı halde dün gece yarısı atıyorsunuz. Bu arkadaş anayasanın ilgili maddesi, anayasa kararları, yürütme, yasama ve yargı organları açısından bağlayıcıdır. Yayınlanır yayınlanmaz uygulanır demesine rağmen direndi ve bu kararı uygulamadı.

Anayasa ihlalinin sembol ismini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı atıyorsanız, demek ki sizin mevcut anayasayı ihlalde ısrarınız sürüyor demektir. Israrlısınız demektir. Ondan sonra nasıl normalleşecek bu ülke? ‘Efendim, ben söyledim. Adaylıktan lehimize çekildi. Ben sözümü tutayım.’ Ama bu yüksek yargı bu tip pazarlıkların yapılacağı yer değildir. Oralardan Gezi aileleri adalet bekliyor. 28 Şubat aileleri adalet bekliyor. Sinan Ateş’in eşi ve evlatları adalet bekliyor ve siz orada ‘Sen onu çek ben bunu buraya atayım. O sözünü tutmazsa atayım ki racona ters olmasın.’

Yani bir İtalyan mafya filmi mi izliyor Türkiye? Yoksa adalet, siyaset, emniyet üçgeninde yaşanan bir şeyleri mi izliyor belli değil. O yüzden herkes aklını başına alsın. Bu ülkede bir, beraber ve huzur içinde yaşayacaksak insanların adalete güven duymaları lazım. Türkiye’de adalete güven yüzde 20’nin altına geriledi. Böyle devam ettikçe tek haneli rakamlara indirecekler adalete güveni. Bu şartlarda mahkemeye, yüksek yargıya güvenin olmadığı yerde demokrasi olmaz. Mesele fevkalade yanlıştır. Her gün taraflar taraf değiştiriyor.

Ağız değiştiriyor. Tutum değiştiriyor. Tweetler atılıyor. Böyle içinde bir sürü anlam çıkarılabilecek tehditler var. İçişleri Bakanı ile bir partinin genel başkanının tweetler üzerinden, Cumhurbaşkanına ve birbirlerine mesaj vermeleri demokrasi görüntüsü değil. Demokrasi şeffaflık rejimidir. Sayın Genel Başkanın ifadelerine katılıyorum. Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanının hızla siyasi partileri bilgilendirmesi lazım. Diğer iki liderin de emniyetin ve adaletin üzerinden ellerini çekmeleri gerekiyor.”

Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalefete yönelik ‘nepotizm’ eleştirisiyle ilgili soruya, “Ben Sayın Erdoğan’ın partisinde yüzlerce, binlerce nepotizm vakası biliyorum. Hepiniz biliyorsunuz. Gazetelerde sayfa sayfa yer alıyor. Hatta bu öyle bir şey ki beklenti yönetimi olarak. Birisi milletvekili yapılmıyorsa kardeşi bilmem nereye bilmem ne atanıyor. Ya da en üst atamalardan büyükelçi atamalarına kadar, tüm atamalarda AKP’de bugün isteyin yarın bu saate kadar binden fazla akraba ataması görülür.

Ben bugüne kadar Sayın Erdoğan’ın bu konuda bir irade gösterdiğini, beni ona çağırmış ya, hiç görmedim. Siz gördüyseniz Erdoğan’ın talimatıyla atanan şu kardeş istifa ettirildi. Çoğunun altında kendi imzası var. Ben duyduğum her vakayı bizzat izliyorum. Takip ediyorum. Gerekirse kendim görüşüyorum ve o atamaları geri aldırtıyorum. Son örneği Yüreğir’deki atamadır. Her ne kadar liyakatli atamalar da olsa nettir. Geçtiğimiz günlerde bir televizyon Kırşehir Belediyesinde iki akraba atamasını haber yaptı. Bir ortaya çıktı ki birisi akraba değil.

Soy isim benzerliği. Bir tanesi akraba, 25 yıldır belediyede, 6 yıldır o pozisyonda müdür. Ama düzeltme haberi yapmadılar. Bu açıklamayı bile benim talebimle yapıldı ve basınla paylaştık. 8 örnekten bazıları son derece liyakatli atamalar olmasına rağmen inisiyatif aldım, engel oldum. Hadi siftahı benden, bereketi Erdoğan’dan. O da inisiyatif alsın ve AKP’deki akraba görevlendirmelerini sonlandırsın da göreyim. O yüzden ‘El aleme vereyim talkımı kendim yutarım salkımı.’ Siyasetin kaldıracağız bir iş değil” yanıtını verdi.

“Türkiye’de ilk kez yaşanmıyor”

Gazetecilerin, son günlerde Ankara Emniyetinde yaşanan Ayhan Bora Kaplan krizi ve Yargıtay seçimine ilişkin sorusuna yanıt veren Müsavat Dervişoğlu şunları kaydetti: “Dünkü grup konuşmasında bir değerlendirmede bulundum. Bu tür şeyler siyasi partilerin genel başkanları tarafından telaffuz ediliyor ama muhalefet partileri ne olup bittiğine dair sıhhat derecesi yüksek bilgiye sahip değil.

Dolayısıyla eksik bilgiyle yanlış yorum yapmamaya özen göstermem lazım. Bir de beni tanıyorsunuz önemli sorulara ayaküstü cevap vermekten azami ölçüde uzak dururum… Diğer atamayla alakalı benzer atamalar Türkiye’de ilk kez yaşanmıyor. Bu tür atamalardan olan şikayetlerimizi de sıklıkla ifade ettik ama böyle bir atama da bizim açımızdan sürpriz olma özelliği taşımıyor.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir