Özel’den Erdoğan’a “Cuntacılık” Suçlaması: ABD’den İcazet Alıp Almadığını Açıkla

“Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde konuşan CHP Lideri Özgür Özel, Erdoğan’ı “cuntacılıkla” suçlayarak, “İmamoğlu tutuklanmadan önce telefon açtılar, okyanus ötesinden icazet aldılar” dedi ve ekledi:
Haber Merkezi / “Darbenin planlayıcıları burada. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. Milletten oy alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a değil, darbeye kalkışan cuntaya kalkışan Erdoğan’a sesleniyorum. ABD’den icazet alıp almadığını gözümüzün içine bakarak söyle.”
Partiye kayyum atanması ihtimaline karşı olağanüstü kurultay düzenlenen Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) genel başkan seçimi tamamlandı. Saat 12.30’da başlayan ve 14.15’e kadar süren oy kullanma işlemlerinin ardından, kesin olmayan sonuçları Divan Başkanı Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu açıkladı.
Partinin bin 323 kayıtlı delegesinden bin 276’sının oy kullandığını, 105 delegenin oyunun ise geçersiz sayıldığını belirten Çavuşoğlu, Özgür Özel’in bin 171 oyla yeniden Genel Başkan seçildiğini söyledi.
Özgür Özel, Kurultay salonunun yanında yer alan parkta, “Millet iradesine sahip çıkıyor” başlığıyla küçük bir miting düzenledi. Özel, konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı:
“Cumhurbaşkanı adayımıza darbe girişinde bulunulmuş, millet buna sessiz kalmamış, darbeyi büyük bir cesaretle bastırmıştır.
Geçmişte Saraçhane’nin mağduruyken şimdi zalimi oldular. 15 Temmuz gecesinin mağduruyken 19 Mart darbesinin sahibi oldular. İmamoğlu tutuklanmadan önce bütün darbeciler gibi okyanus ötesinden icazet aldılar. Bütün Türkiye’ye duyururum ki; İmamoğlu’nun tutuklanacağından Trump’ın haberi vardı. ‘Amerika’ya soruldu’ açıklamaları var. İlk günden beri söyledim darbenin planlayıcıları burada. Kimi adliyede kimi sarayda. Hepimiz biliyoruz ki bir irtibatta okyanusun ötesinde.
Milletten oy alıp seçilen Erdoğan’a değil cunta başkanı Erdoğan’a sesleniyorum. Kendinden sonraki cumhurbaşkanına, rakibine yapmaya çalıştığın darbeyi Amerika’nın icazetini alıp almadığını gözümüzün içine baka baka söyle. Amerika söylerse gözaltına alacak vermezse serbest bırakacak.
Cuntanın başına söylüyorum yapılacak ilk seçimde seni ne Amerika ne de Trump kurtarır.
47 yıl birinci parti seçilemedik. Suçu kendimizde aradık. Bizim 47 yıl gösterdiğimiz sabrı 47 gün bile göstermeye dayanamadılar. Oy alıp seçilince cumhurbaşkanı dediğimiz kişi bize darbeye kalkışınca biz de ona cuntacı dedik.
Bomboş dosyalarıyla bu milleti ikna edemediler, yalancı tanık arıyorlar. Bütün dünyaya bunların nasıl bomboş MASAK raporunu alığını, güya demokrat Mehmet Şimşek diye bir bakanın maskesini düşürerek anlatıyorum. Cuntanın mali ayağı Mehmet Şimşek’tir.
İşte o baba ocağı, Türkiye’nin bütün demokratlarına, sosyal demokratlarının olduğu gibi muhafazakar demokratlarına, milliyetçi demokratlarına, liberal demokratlarına, Kürt demokratlarına kapılarını ardına kadar açmıştır.
Dünya siyasi tarihinin en büyük imza kampanyasını başlattık. Ekrem İmamoğlu’na özgürlük Erdoğan’a da sandığı getirmesini söyledikleri ‘Adayımı yanımda sandığımı önümde istiyorum’ denen kampanyadır. Dünya siyaset tarihinin en büyük gensorusu; iktidara verilmiş en büyük güvensizlik oyu olacaktır. Başardığımızda Türkiye’deki seçmenlerin yarısından 1 fazlasının güvensizlik oyunu erken seçim talebini aldığımızda karşımızda gayrı meşru duruma düşmüş bir iktidar olacak.
Yedi gün boyunca oraya Tayyip Erdoğan’ın kayyımı değil de yine seçilmiş belediye meclis üyelerin içinden biri seçilene ve emaneti teslim edene kadar yedi gün, yedi gece Saraçhane’den ayrılmadım. İşte orada ilk gece yalnız mı kalacaktık, yoksa ilk gece bambaşka bir şey mi yaşanacaktı?
Bunu bilen İstanbul Valiliği, Erdoğan’ın emriyle çok sert bir karar ile beş günlüğüne gösteriyi, toplanmayı, eylemi, mitingi yasakladı. Tarihi yarımadanın etrafı köprülerle dolu. Köprüleri kaldırdılar. Viyadükleri kapattılar. Panzerleri, TOMA’ları doldurdular. ‘Orada 10 kişi bile toplansa kendine haritadan yer beğen’ diye emniyetteki görevlileri tehdit ettiler
Yıllardır CHP’li seçmenin en çok izlediği televizyon kanallarından biri olan NTV… İktidar ile kurduğu çıkar ilişkisi yüzünden, aslında büyük bir ekonomik sıkıntı içinde olup, gidip bu saraya teslim olduğundan, bu sarayın güdümüne girip de onun talimatıyla o meydanları, o kalabalıkları bugün bütün televizyonlar buradan canlı yayınlarla kurultayımızı veriyorken burayı bile görmeyen NTV’yi, yıllarca sırtımızda taşıdığımız NTV’yi ve onun sahibi Doğuş Grubu’nu bundan sonra sırtınızdan atmaya var mısınız? İşte o zaman Doğuş Grubu’na ait NTV’yi, NTV Spor’u, Star TV’yi, ayrıca Günaydın ve Nusret Et Lokantalarını boykot etmeye hazır mıyız?”