Öcalan’ın Çağrısı Sonrası Özgür Özel’den Açıklama: Demokrasi Vurgusu

PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan gelen çağrıya ilişkin açıklamada bulunan CHP Lideri Özgür Özel, “Kürt meselesinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, toplumun tüm kesimlerini kapsayarak, şeffaflıkla ele alınması ve çözülmesi yönündeki tavrımızı koruyoruz” dedi.

Haber Merkezi / Özgür Özel, açıklamasının devamında, “Demokrasi, hukuk devleti ve toplumsal barış için tüm toplumun görüşlerinin, şehit ailelerinin, gazilerimizin ve bütün mağdurların rızalarının öncelendiği çözüm için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Bugüne kadar yaptığımız katkıları, bundan sonra da esirgemeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Heyeti, İmralı Cezaevi’nde görüştükleri Abdullah Öcalan’ın PKK’ye silah bırakma çağrısı yaptığı açıklamayı, İstanbul’da düzenlediği basın toplantısıyla duyurdu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medya hesabı üzerinden, Abdullah Öcalan’dan gelen çağrıya ilişkin açıklamada bulundu. Özgür Özel, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ülkemizin tüm sorunlarının demokratik yollardan çözümü konusunda tarihsel tutarlılığımızı sürdürüyoruz. Aynı şekilde, terörün ve şiddetin her türlüsüne her zaman karşı olduk, bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz. Kürt meselesinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, toplumun tüm kesimlerini kapsayarak, şeffaflıkla ele alınması ve çözülmesi yönündeki tavrımızı koruyoruz.

Demokrasi, hukuk devleti ve toplumsal barış için tüm toplumun görüşlerinin, şehit ailelerinin, gazilerimizin ve bütün mağdurların rızalarının öncelendiği çözüm için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Bugüne kadar yaptığımız katkıları, bundan sonra da esirgemeyeceğiz. Terör örgütünün silah bırakması ve kendini feshetmesi çağrısı önemlidir.

“Meseleler, temennilerle değil, güven ortamı tesis edilerek ve icraatlarla çözülür”

Bu çağrının gereklerinin, muhatapları tarafından yapılmasını ve onbinlerce cana mal olan, ağır ekonomik ve toplumsal tahribat yaratan terörün ilelebet sonlanmasını temenni ediyoruz. Hiç şüphesiz meseleler, temennilerle değil, güven ortamı tesis edilerek ve icraatlarla çözülür.

Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümü ancak iç barışın sağlanmasıyla mümkündür. İç barış ise, otoriter bir sistemde değil, demokratik düzende, hukuk devleti ilkelerine uymakla, adalet ve eşitlikle sağlanır. Demokratikleşme için gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması kadar, mevcut kanunların uygulanmasındaki hukuk dışı yaklaşımların terk edilmesi ve anayasa ihlallerine son verilmesi elzemdir.

Cumhuriyet Halk Partisi, toplumun barış ve demokrasi taleplerinin hiçbir makam, mevki ve aktör tarafından kendi siyasi hedefleri doğrultusunda istismar edilmesine izin vermeyecektir. Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesi doğrultusunda, her zaman barış ve demokrasi çabalarının yanında; savaşın, terörün, çatışmanın ve otokrasinin karşısındayız.”

Öcalan: Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmeli

7 kişilik Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyeti üçüncü kez İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’la görüştü. Bu görüşme sonrasında, 1999’dan beri İmralı Adası’nda bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’nın hazırladığı mektup, İstanbul’da kamuoyuyla paylaşıldı.

Önce, seçildiği halde görevden alınarak yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, mektubu Kürtçe olarak okudu. Ardından, Van Milletvekili Pervin Buldan da mektubun Türkçe metnini okudu.

Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrının tam metni şöyle: “PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.

Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.

Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir.

Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir.

Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.

Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.

Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.

Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır.

Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.

Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.”

Metnin kamuoyu ile paylaşılmasının ardından, kapanış konuşması yapan Sırrı Süreyya Önder, Sayın Öcalan’ın çağrıya ilişkin şu notunu paylaştı: “Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz ki pratikte silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir