Nükleer Silahlara Yapılan Harcamalarda Rekor Artış

Küresel askeri harcamalarda çarpıcı bir artış yaşanırken, yeni yayınlanan iki rapor, nükleer kapasiteye sahip dokuz ülkenin, son beş yılda nükleer silah yatırımlarını yüzde 33 artırdığını ortaya koydu.

Haber Merkezi / Nükleer Silahların Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Kampanya (ICAN) tarafından yayınlanan rapora göre, bu ülkeler sadece son bir yılda nükleer silahlara toplam 91 milyar dolar harcadı.

Artış, ABD, Çin ve Rusya gibi ülkelerin nükleer silahları modernize etme ve konuşlandırma çabalarını yansıtırken, Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü’nün (SIPRI) yayınladığı raporda bu verileri doğruladı.

Harcamalarını en fazla artıran ABD’nin nükleer faturası 2023’te 51,5 milyar dolar ile diğer tüm ülkelerin toplamından fazla oldu. Çin 2023’te nükleer cephaneliğine 11,8 milyar dolar harcadı, onu 8,3 milyar dolar ile Rusya izledi. İngiltere de 8,1 milyar dolarlık kaynağı nükleer silahlara ayırdı.

Aralarında Fransa, Hindistan, İsrail, Pakistan ve Kuzey Kore’nin de olduğu dokuz nükleer devletin geçen yılki harcamaları, ICAN’ın bu veriyi toplamaya başladığı 2018’e göre yüzde 33’lük artışa karşılık geliyor. Geçen 5 yılda ise nükleer cephaneliğe ayrılan kaynak toplam 387 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı.

Araştırmada ortaya çıkan bir diğer dikkat çeken sonuç ise nükleer silahların geliştirilmesi ve bakımı konusunda çalışan yirmi şirketin 2023 yılında 31 milyar dolarlık gelir elde etmesi. Bu şirketler tarafından 2023 yılında en az 7,9 milyar dolarlık yeni nükleer silah sözleşmesi imzalandı.

Araştırmaya göre nükleer silah üreten şirketler, ABD ve Fransa’da hükümetler nezdinde lobi faaliyetleri için 118 milyon dolar harcadı. Bu miktar, 2022 yılına kıyasla 11 milyon dolar artış gösterdi.

2023 yılında birkaç şirket İngiliz yetkililerle 10’dan fazla toplantı yaparken, iki şirket ise 40’tan fazla kez İngiltere hükümet yetkilileriyle görüştü. Beş şirket ise doğrudan İngiltere Başbakanı ile görüşmeler gerçekleştirdi.

Şirketler, nükleer silahlar hakkında araştırma yapan düşünce kuruluşlarına 6 milyon dolardan fazla bağışta bulundu. Bu şirketlerin mevcut ve eski çalışanları düşünce kuruluşlarının yönetim kurullarında ve danışma kurullarında da kendilerine yer buldu.

ICAN Başkanı Melissa Parke, nükleer silahlanma yarışından bahsetmenin yanlış olmayacağını söyledi. Parke, nükleer silahlar için harcanan milyarlarca dolar parayı eleştirdi ve Dünya Gıda Programı’nın dünyadaki açlığı sona erdirmek için gerekli olduğunu tahmin ettiği miktardan daha fazla olduğunu vurguladı.

Melissa Parke, “Nükleer silah harcamalarının her dakikası için bir milyon ağaç dikebilirsiniz” diye devam etti. Nükleer caydırıcılık doktrinine işaret eden Parke, “Bu rakamlar şok edici. Devletlerin söylediğine göre bu para asla kullanılmayacak silahlara gidiyor” dedi.

Bu yatırımların sadece müsriflik olmadığını, aynı zamanda son derece tehlikeli olduğu uyarısında bulunan Parke, “Peki ya caydırıcılık başarısız olursa, o zaman ne olacak?” diye sordu.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) raporu, dünya üzerindeki toplam nükleer silah sayısının bir yılda 12 bin 512’den 12 bin 121 adete gerilediğini gösteriyor, ancak bu düşüş Soğuk Savaş döneminden kalma eski silahların planlı imhasını yansıtıyor.

Rapora göre potansiyel kullanıma hazır nükleer başlık sayısında ise artış var. Nükleer savaş başlıklarının 3 bin 904 adedi halihazırda bir füze veya uçağa yüklü halde bekliyor. Bu Ocak 2023’e göre fazladan 60 nükleer bomba anlamına geliyor. Bu silahların 2 bin 100 adedi ise “yüksek operasyonel hazırlık” durumunda, yani savaşa hazır.

Yüksek hazırlık seviyesindeki silahların tamamına yakını ABD ve Rusya ordularının kontrolündeyken, ilk kez Çin de nükleer cephaneliğinin bir kısmını savaşa hazır hale getirdi.

SIRPI yöneticisi Dan Smith, “Soğuk Savaş dönemi silahların kademeli olarak imha edilmesiyle küresel ölçekte nükleer başlık sayısı azalıyor olsa da maalesef operasyonel durumdakilerin sayısı yıldan yıla artıyor” dedi. Smith, bu trendin gelecek yıllarda hızlanarak sürmesini beklediğini, durumun “oldukça endişe verici” olduğunu da söyledi.

SIPRI’nin Kitle İmha Silahları Programı Başkanı Wilfred Wan ise, “Soğuk Savaştan beri nükleer silahların uluslararası ilişkilerde bu derece önemli rol oynadığını görmemiştik” dedi.

NATO’nun açıklamasına Moskova’dan tepki

Bu arada, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İngiltere’nin Telegraph gazetesine bugün yaptığı açıklamada, “NATO’nun Rusya ve Çin’den artarak gelen tehdit karşısında daha fazla nükleer silah konuşlandırmak, depolardan çıkarmak ve beklemeye almak için görüşmelerde bulunduğunu” söyledi.

Stoltenberg, “NATO’nun amacı elbette nükleer silahsız bir dünyadır, ancak nükleer silahlar var olduğu sürece nükleer bir ittifak olarak kalacağız çünkü Rusya, Çin ve Kuzey Kore’nin nükleer silaha sahip olduğu ve NATO’nun olmadığı bir dünya daha tehlikeli bir dünyadır” dedi.

Kremlin’den ise bu açıklamaya yanıt gecikmedi. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Stoltenberg’in yorumlarının, Ukrayna bağlamında herhangi bir nükleer silah tehdidinin veya kullanımının kabul edilemez olduğunu söyleyen Ukrayna Konferansı tebliğiyle çeliştiğini söyledi. Peskov, “Bu, gerilimin tırmandırılmasına işaret eder” dedi.

Rusya, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin, Ukrayna’ya bazıları Rus topraklarına karşı kullanılan milyarlarca dolar değerinde silah vererek dünyayı nükleer çatışmanın eşiğine ittiğini söylüyor. Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu’na göre, Rusya ve ABD, dünyanın nükleer silahlarının yaklaşık yüzde 88’ini elinde tutan, açık ara dünyanın en büyük nükleer güçleri.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir