Neandertaller, 110 Bin Yıl Önce “Büyük Bir Nüfus Çöküşü” Yaşadı

Yeni bir araştırma, yaklaşık 40 bin yıl önce soyu tükenen Neandertallerin düşünülenden çok daha erken bir dönemde yok oluşa doğru yol almış olabileceğini öne sürüyor.

Haber Merkezi / Araştırmada, 110 bin yıl önce Neandertalleri neredeyse yok eden bir “popülasyon darboğazı” yaşadığı keşfedildi.

Bir tür içindeki genetik çeşitlilikte ani bir azalma olduğunda bir “popülasyon darboğazı” meydana gelir. Bir tür içindeki bu darboğazlar, iklim değişikliği, avlanma veya soykırım gibi bir dizi süreç tarafından ortaya çıkabilir.

Nature Communications dergisinde yayınlanan araştırmada yer alan bilim insanları, Neandertallerin iç kulağının şeklinin yaklaşık 400 bin yıllık bir zaman dilimi içinde nasıl değiştiğini inceleyerek bu darboğazı tespit etti.

Neandertallerin 110 bin yıl önce neredeyse yok olmalarına neden olacak konu, bilim insanlarının uzun süredir cevabını aradıkları bir soruydu.

Bu dönem, son Buzul Çağı’nın en soğuk evrelerinden biri olan “Son Glasyal Maksimum”dan önceki bir zaman dilimine denk geliyor.

Bu dönemde, Neandertal nüfusundaki azalmayı açıklamaya çalışan birkaç olası sebep var:

İklim değişiklikleri: 110 bin yıl önce buzul çağının derinleşmesiyle birlikte, Neandertallerin yaşadığı Avrupa ve Batı Asya bölgelerinde sıcaklık dramatik şekilde düştü. Bu, besin kaynaklarını kısıtladı.

Nüfus azlığı ve izolasyon: Neandertallerin küçük ve dağınık popülasyonlar halinde yaşadıkları biliniyor. İklim kötüleştikçe, bu izole gruplar birbirleriyle yeterince temas kuramayıp genetik havuzlarını yenileyememiş olabilir.

Rekabet ve adaptasyon: Aynı dönemde Homo sapiens (modern insan) henüz Neandertallerin bölgelerine tam anlamıyla yayılmamıştı, ama bazı erken insan türleri ile rekabet etmiş olabilirler.

Neandertallerin avlanma teknikleri ve yaşam tarzları, hızla değişen koşullara adapte olmakta yetersiz kalmış olabilir.

Doğal afetler veya hastalıklar: Çevresel felaketler veya bilinmeyen salgın hastalıklar da bu dönemde Neandertal nüfusunu etkilemiş olabilir, ancak buna dair kanıtlar sınırlı.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir