Müştehir Karakaya Kimdir? Hayatı, Eserleri

4 Şubat 1961 yılında Muş’un Bulanık İlçesine bağlı Oğlakkaya Köyünde dünyaya gelen Müştehir Karakaya, dönemin şartlarından dolayı gerçek doğum tarihi (04.02.1961) geç yazdırılmıştır. Muhammed Arif Karakaya, pek çok dil bilmektedir. Molla Arif adıyla ünlenmiş M. Arif Karakaya özellikle Arap ve Fars edebiyatına vâkıftır ve bu alanlarda 20’ye yakın telif/tercüme eserleri bulunmaktadır.

Haber Merkezi / Müştehir Karakaya Muş Korkut Yatılı Bölge İlkokulunda başladığı ilköğrenimini ailesiyle beraber yerleştiği İstanbul’da Beykoz Ortaçeşme Hacı Numan İklokulunda tamamladı.Fevzi Çakmak Ortaokulnda başladığı orta öğrenimini Muş ve Paşabahçe Ferit İnal Lisesinde sürdürdü. 1980’de Patnos Lisesinden mezun oldu. Cağaloğlu’nda hamallık, müdürlük gibi çeşiitli işlerle uğraştı. 1988-1989 yıllları arasında Mavera dergisinde yazı işleri müdürlüğü, kurcuları arasında yer aldığı Dâvâ dergisinde yayın yönetmenliği yaptı. Bir müddet Bu Meydan gazetesinde çalıştı. Arkadaşlarıyla birlikte kurdukları Kardelen dergisinin dört yıl boyunca yayımlanmasını sürdürdü. 1995’te Van’a yerleşti ve Van Belediyesinin basın-yayın danışmanı olarak çalışmalarını sürdürdü. Burada da yazarlığın süreli yayın çalışmalarına devam etti.

Van’ın yerel gazetelerinden Şark Yıldızı’nın genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Anadolunun Sesi, ve Gündemde Van adlı yerel gazetelerin kurucuları arasında yer aldı. Yine arkadaşlarıyla burada da Hazan (1990-1991 yıllları arasında yayın hayatını sürdürerek, toplam 13 sayı çıktı) adlı bir dergi yayımladı. Karakaya, 2017 yılından itibaren Van Büyükşehir Belediyesine bağlı kültür daire başkalığında genel yayın koordinatörü olarak çalışmaktadır. Günümüzde bulunan VAYAP (Van Şair ve Yazarlar Birliği)’a üye olmasa da yaptığı çalışmalara katkıda bulunmaktadır. Karakaya ayrıca günümüzde Van ve dışındaki şiir etkinliklerine aktif bir şekilde katılmakta; lise, ortaokul ve ilkokullarda öğrenciler ile buluşmaktadır.

Şiir, deneme, roman, hikâye ve çocuk kitapları kaleme alarak üretken bir isim olan Müştehir Karakaya daha çok şair kimliğiyle ön plana çıkmıştır. Onun şiir macerasının şekillenmesinde İstanbul önemli bir ayrıntıdır. Şiir ve düz yazıları; Mavera, Dâvâ, Bu Meydan, Kardelen ve Hazan gibi süreli yayınlarda yayımlanmıştır. O, hayatı boyunca gurbette yaşamanın hüznünü yüreğinde taşıyarak, gurbete atıldıktan sonra sılaya duyduğu özlemi “Oralarda Bir Yerde Yüreğimi Bıraktım” diyerek bir çığlık hâline getirmiştir. Karakaya, şiire başlama yaşını ve niçin bu türde karar kıldığını şu cümlelerle dile getirmiştir: “Sanırım üç yaşındayken, öyle olmalı. Çünkü üç yaşıma kadar konuşamıyormuşum. Ailem bir köyden bir köye, bir yaz günü, at sırtında giderken, bir dağ yolunda, bir pınarın başında, sulak çayır ve çimenlerin arasında, kuşların öttüğü, çiçeklerin meltem esintisiyle şarkı söylediği, hayvanların oynaştığı bir demde… Ben, ‘anne baba güzeller’ diyerek yeryüzüne üç kelimelik bir şiir düşürmüşüm… O gün bugündür şiir görür şiir söylerim… Ama kâğıt ve kalemi keşfettiğimde oniki yaşındaydım… Kendim için şiir, vicdanım için şiir, kalitem için, öngörüm için, kültürüm için, bilgim için, üst kimliğim için, azdan çoğu yaratmak için, sırrım için, gizemim için, suskunluğum için, gidiyor oluşum ve kalıyor oluşum için… Yer için, gök için, Tanrı için, Tanrının özel kulları için… İmanım için, değerlerim için, değer verdiklerim için, kalbim için, bana verilen bu has durum için, ayrıcalığımın farkına varabilmem için yani…”

Anadolu, bütün yönleriyle onun şiir, roman ve öykülerinde kendini belli eder. O sadece Anadolu’nun sosyal yaşamını anlatmakla kalmaz, mitolojilerde yer eden Anadolu’yu da anlatır. Kurbani, onun şiirlerindeki mitolojik unsurlara vurgu yaparak şu değerlendirmeyi yapmıştır: “Sizlere ismiyle, içeriğiyle birbirine uyumlu bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Epopeler. Taşra snat işçiliğinin gönüllü ve profesyonel fedakârı Müştehir Karalkaya’nın son şiir kitabının ismi. Yerden göğe tüm varları mitolojik olayların heyecanıyla anlatan ve mitolojik imgelerin bol bol kullanıldığı geniş yelpazeli bir şiir kitabı. Maddi sebeplerin bir araya getirdiği ince bir haleti ruhiye anlatısı.”

Her ne kadar şiirleriyle ön plana çıksa da Karakaya, yaşadığı coğrafyanın izlerini taşıyan roman ve hikâyeler kaleme almıştır. Tuşba’nın İncisi Semiramis (2012) ve Tuşba Yolunda (2014) onun kendi coğrafyasını ve tarihini harmanlayarak kurguladığı romanlardır. Yılmaz, Semiramis’i şöyle değerlendrimektedir: “Müştehir Karakaya’nın Van yöresindeki medeniyet tarihini konu edinen romanlarından Semiramis’te Urartu devletinin başkenti olarak imar edilen Tuşba anlatılırken, yazar anlatıcı tarafından yörenin taviri de yapılmış olur. ‘Doyumsuz gök denizin koyu maviliğiyle2 betimlenen göl çevresi, Prenses Semiramis’i kendine hayran bırakan doğa harikalarıdır. Baharın gelmesiyle birlikte kaleden çıkan Prenses, ‘göl kenarı boyunca uzanan’ ve yeşilin her tonunun cirit attığı bağlara’ dinlenmeye çekilir. Burada ‘şarıl şarıl sular akar, alabalıklar bu sularda, ceylanların ormanda mutlu ve huzurlu oynaştıkları gibi oynaşır.’, ‘türlü türlü kuşlar aralıksız şakır.’ Yörenin çoğunlukla imgelerle verildiği bu romanda deniz olarak isimlendirlen Van Gölü ve çevresi ‘birkaç koldan gürül gürül akan dereleriyle’ cenneti çağrıştırmaktadır.” Mazlum Halepçe (1991) roman tarzında oluşturulmuş eserdir ve Karakaya, Halepçe katliamının mahzun ve masum hikâyesini akıcı ve duru bir üslupla aktarmıştır. Kahramanların ve şehirlerin isimlerinin sembollerle ifadesi olan Dört Şehir Dört Kapı (2016), yaşanmış bir aşk hikâyesinden hareketle kurgulanan çağdaş bir aşk masalıdır.

Karakaya’nın eserlerinin pek çoğunda da kendi yaşamından izler bulunmaktadır. Bunu verdiği bir söyleşide şöyle dile getirmektedir: “Benim yazdıklarım zaten benim izdüşümlerim. Kimisi iyi yemek yediği için iyi bir şiire düşebilir, iyi koştuğu için koşunun şiirini, ağlayabildiği için ağlamanın rüştünü, vurduğu için kol gücünün izini görebilir yaptığı işte. Sanırım kim neyle meşgulse onu yazıyor… ” Nesir ve nazım türünde başarılı eserler veren Müştehir Karakaya, yazı serüveninde çocukları ihmal etmemiş; çocuklar için Düşlerin Kıyısına (1997), Irmak (1997), Ay Bölündüğü Gece (1997), Çocuk, Hüzün Ve Ölüm (1997) ve Kırmızı Gül (1997) adlı çocuk kitaplarını kaleme almıştır. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir