Memur Ve Emekli Zamları; Erdoğan, 5 Temmuz’u İşret Etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, net asgari ücreti yüzde 34 zamla 11 bin 402 liraya çıkardıklarını hatırlattı ve 5 Temmuz Çarşamba günü 6 aylık enflasyon oranlarının netleşmesiyle memur ve emeklilere verilen sözlerin de yerine getirileceğini söyledi.

Haber Merkezi / Stockhom’de Kuran yakılması olayına da değinen ve bu eylemi “nefret suçu” olarak nitelendiren Erdoğan, insanın kutsalına yapılan saldırıların düşünce özgürlüğü olarak değerlendirilemeyeceğini kaydetti. Batıyı bu konuda adım atmamakla eleştiren Erdoğan, “Failler ya yakalanmıyor ya da ön kapıdan girdikleri mahkemenin arka kapısından elini kolunu sallayarak çıkıyor” dedi.

Erdoğan, Fransa’da altı gündür devam eden protestolarla ilgili olarak “Tarih boyunca olduğu gibi rüzgar ekenler fırtına biçmektedir” dedi ve “Sosyal patlamalardan otoritelerin ders çıkarması gerekir” diye konuştu. “Terör örgütleri ve İslam düşmanlığıyla mücadeleyi kırmızı çizgimiz olarak açıkça ifade ettik” diyen Erdoğan, “oyalama taktiklerini” eleştirdi ve “Aba altından sopa göstermeye teslim olmayacağımızı tüm dünya bilir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısının ardından kameraların karşısına geçti. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Kestikleri kurbanla Allah’a yakınlaşmayı murad eden, bayram günlerini bir yardımlaşma seferberliğine dönüştüren tüm kardeşlerimin ibadetlerinin kabul edilmesini diliyorum. Gariplerin, yetim ve öksüzlerin elinden tuttuk. Büyüklerimizi, dost ve akrabalarımızı ziyaret ederek gönüllerini aldık. İhtiyaç sahiplerinin kapısını çalarak bayram sevincini onların da yaşamasını sağladık.

Başta depremde en çok yıkıma uğrayan Hatay, Adıyaman, Maraş olmak üzere 11 vilayetimizin tamamında imar ve inşa çalışmaları şu anda devam ediyor. TOKİ’miz bölgenin yeniden ayağa kaldırılması sürecinde öncü rol oynuyor. Ekim-Kasım ayından itibaren deprem konutlarının teslimatına başlıyoruz. Amacımız 1 sene içerisinde 319 bin deprem konutunu teslim etmektir. Bölgede 143 bini köy evi olmak üzere toplam 650 bin konutu inşa edeceğiz. Şimdiye kadar inşası başlayan konut, köyevi ve ahır sayısı 180 bini buldu.

Giden canlarımızı geri getiremeyiz, ama maddi kayıplarımızı telafi edecek imkana ve kudrete sahibiz. Altyapısı ve üstyapısıyla şehirlerimizi eskisinden daha güvenli hale getirene kadar durmadan, dinlenmeden çalışacağız. Sandıkta milletten yediği tokadın acısını afetzedelerden çıkan faşist zihniyete rağmen, oylarının tercihine bakmadan deprem bölgesinde yaşayan tüm vatandaşlarımızı kucaklamaya devam edeceğiz.

Daha önce trafikten, bozuk yollardan dolayı eziyete dönüşen seyahatler yatırımlarımızla birlikte artık keyifle yapılıyor. Osmangazi Köprüsü 24 Haziran Cumartesi günü 11 bin 770 araç geçişiyle bir rekora daha imza attı. 1915 Çanakkale Köprüsü’nde araç geçiş sayısında yüzde 55 oranında artış sağlandı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü günde ortalama 100 bin araç geçti. Boğaz geçiş trafiği rahat nefes aldı.

Ankara-Niğde karayolu rekora koşan bir başka projemizdir. İstanbul Havalimanı’na bayram boyunca günde ortalama 1517 uçak iniş kalkış yaptı. 25 Haziran’da 1593 iniş kalkış ile tüm zamanların en yüksek rakamına ulaştı. Dünya çapında birinciliklere doğmayan İstanbul Havalimanı Avrupa’nın en yoğun ve en iyi havalimanı seçildi. Takoz siyasetinin nelere malolabileceğini yıllar geçtikçe daha iyi anlıyoruz. Seçimlerde bu zihniyeti sandığa gömen insanımızın 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde bunlara geçiş vermeyeceğine inanıyorum.

Bayram sürecinde 21 ülkenin lideriyle görüşerek hem tebrikleri kabul ettik hem de ikili konuları ele aldık. Rusya-Ukrayna savaşından Sudan’daki kardeş kavgasının sona erdirilmesine kadar Türkiye’nin katkısını ortaya koyuyor. Ülkemiz krizlerin çözümünde denge, adalet ve güven veren tavrıyla belirleyici rol oynuyor.

İstanbul süreci değerlendirebilseydi bugüne kadar yaşanan yıkım ve gözyaşı olmayacaktı. Tahıl mutabakatı ve esir takaslarıyla devam eden diplomatik gayretler maalesef savaş lobisi tarafından engellendi, yıpratıldı. Bunun bedelini de asker sivil onbinlerce insan ödedi. Hatta bir dönem Türkiye olarak bu savaş lobisinin hedefi olduk. Muhalefetin adayının asılsız ithamları bu senaryonun bir parçasıdır. Türk demokrasisine de zarar veren iddialarla ilgili ortaya tek bir somut delil ortaya konulmadı.

Seçim atmosferinde niçin böyle bir provokasyona girişildiğine dair kamuoyunu tatmin edecek hiçbir açıklama da gelmedi. Son 1,5 yılda bunun gibi sayısız örnek, kışkırtma ile Türkiye’yi zorda bırakmayı hedefleyen ardniyetli teşebüsle karşı karşıya kaldık. Savaşa odun taşımak yerine barışın tesisi için gayret safrettik. Halen Rusya ve Ukrayna ile aynı anda görüşen, diyalog kanallarını işleten, çözüm önerileri geliştiren tek ülke biziz.

“Kur’an-ı Kerim mushafı yakma diye bir özgürlük olamaz”

Türkiye’nin çevresinde huzuru hakim kılana kadar diplomatik çabalarımızı sürdüreceğiz. İslam dünyası olarak kurban bayramına ulaşmanın heyecanını yaşarken, İsveç’in başkentinde Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça saldırı hepimizi öfkelendirmiştir Bunun insani temellerle bağdaşması mümkün değildir. Bunlar İslam düşmanlığıyla beslenen nefret suçudur. Bunun polis korumasıyla işlenmesi çok daha vahimdir. Nasıl kiliseyi, havrayı veya bir başka inancı mabedini ateşe vermek özgürlük değilse Kur’an-ı Kerim mushafı yakma diye bir özgürlük olamaz.

Sözkonusu kendi güvenlikleri olunca hiçbir hak, hukuk, ilke tanımayanlar sıra müslümanların kutsallarına gelince birden fikir özgürlüğünü hatırlıyorlar. Stockholm’de Kurban Bayramı’nın ilk günü, cami önünde gerçekleştirilen menfur eyleme münferit bir hadise gözüyle bakamayız. Bu saldırıları batıda habis bir ur misali yayılan müslüman ve islam düşmanlığı hastalığının yeni bir tezahürü olarak görüyoruz. Batı dünyası bu konuda hiçbir adım atmıyor. 4 yıl önce Yeni Zelanda’da 51 müslümanın şehit edildiği terör eyleminden hala ders alınmıyor.

Önceki hafta Mora yarımadası açıklarında batan gemi faciasında buna bir kez daha şahit olduk. Yüzlerce kişinin ölümü Titanik gemisini görmeye giden 5 zengin kadar gündem olmadı. Bu mazlumlar her yıl Akdeniz’in sularında kaybolan binlerce can gibi kısa sürede unutulup gitti.

Beyaz adamın üstünlüğüne dayanan sömürgeci, kibirli, gayriinsani zihniyetin varlığının halen devam ettirdiğinin işaretidir. Özellikle sömürgeci geçmişi ile bilinen ülkelerde kültürel ırkçılık, kurumsal ırkçılığa dönüşmüştür. Fransa’da başlayan olayların kökünde işte bu zihniyetin inşa ettiği sosyal mimari vardır. Sistematik baskı gören varoş, gettolarda yaşamaya mahkum edilen göçmenlerin çoğu müslümanlardır. Şiddet maalesef şiddeti doğurmuş ve bugünkü hadiseleri tetiklemiştir. Kamu malına zarar verilmesini, sokakların yakılıp, yıkılmasını, mağazaların yağmalanmasını elbette tasvip etmiyoruz.

Sokak olayları meşhur hak arama metodu olamaz. Ancak sosyal patlamadan otoritelerin de ders çıkarması gerektiği açıktır. Benzer vakalar bizde yaşanırken hak ve demokrasi mücadelesi verenlerin bugün derin sessizliğe bürünmesi ayrıca manidardır. Büyükelçilik ve konsoloslarımız her zaman vatandaşlarımızın yanındadır. Endişe ile karşıladığımız son hadiselerin şiddet sarmalı daha fazla büyümeden bir an önce sona ermesini diliyoruz.

Solingen’de vahşice katledilen vatandaşlarımızın acısı halen tazedir. Dönerci cinayetleri denerek üstü kapatılmak isteyenler katliamlarda yüreği yanan yine bizim insanlarımızdır. Terör örgütlerinin önü açılırken, polis şiddetne maruz bırakılan bizim sivil toplum kuruluşlarımızdır.

Türk ve müslüman düşmanlığı bir milli güvenlik sorunudur. Fransa’daki olayları tüm boyutlarıyla titizlikle incelenirken, Stockholm’daki olaylara tepkimizi net bir şekilde gösterdik. İslam İşbirliği Teşkilatı hemen harekete geçti. Teröre destek vererek teröristlere alan açarak, sokakları, caddeleri, şehrin en merkezi meydanları teröristlere tahsis ederek Türkiye’nin dostluğunun kazanılmayacağını artık herkesin kabullenmesi gerekiyor. Ülkemizin duruşu, beklentileri bizlere verilen taahhütler bellidir.

Geçen seni neyi savunuyorsak bugün de aynı ilkeleri savunuyoruz. Oyalama taktikleri yerine verilen sözlerinin tutulması devlet ciddiyetine yakışır olacağına inanıyoruz. Bu tarz belaltı vuruşlarla mesafe alacaklarını düşünenlerin ne bizi, ne Türkiye’yi ne de Türk milletini tanımadıkları aşikardır. Buradan kendilerine ince eleyip sık dokumalarını, ev ödemelerini iyi yapmalarını tavsiye ediyorum. Binlerce vatandaşımızın canına kast eden bölücü örgüt mensuplarını, FETÖ’cü alçakları himaye etmemelerini temenni ediyoruz.

Türkiye olarak bunlar sağlanana kadar geri adım atmayacağımızı bilinmesini istiyoruz. Milletimize meydanlarda verdiğimiz sözleri de asla ihmal etmiyoruz. 2023 yılının ikinci yarısında asgari ücretin net olarak 11 bin 402 liraya yükselttik. Asgari ücrete yüzde 34 gibi enflasyonun üzerinde refah payını da içeren zam yapmış olduk. Son 21 yıldır kararlılıkla sürdürdüğümüz halkımızı enflasyona ezdirmeme prensibimize bugün de sahip çıkıyor. Fahiş kira artışlarına karşı geçen sene devreye aldığımız üst sınır uygulaması bu tedbirlerden biriydi.

Konut kira sözleşmelerinde oranı yüzde 25 ile sınırlanmıştık. Temmuz ayında yenilenecek kira sözleşmeleri için de aynı sınır uygulamaya devam edeceğiz. Sıfır ve ikinci el araç fiyatlarında oluşan balonu yakından takip ediyoruz. Tamahkarlıktan ve aç gözlülükten kaynaklanan bu meselenin üstüne gideceğiz. Ticaret Bakanlığımız denetimleri daha da sıklaştıracak. Stokçuluk ve fırsatçılık yapanlara asla müsaade edilmeyecektir. Milletin canını yakanlardan muhakkak hesap soracağız. Yeni ekonomi kadromuz enflasyonla mücadelenin yanısıra uluslararası yatırımlara hız verdti.

11-12 Temmuz’da NATO liderler zirvesini müteakiben yurt dışı ziyaret ve kabul trafiğimizi yoğunlaştıracağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Dış ticaret rakamlarında güzel haberler gelmeye devam ediyor. Yıl sonu hedefimiz 265 milyar dolara ulaşacağımız kanaatindeyim. 21 yıllık kazanımlarımızdan aldığımız güçle Türkiye ekonomisini istikrar, güven, sürdürebilirlik sütunları üstünde yükselteceğiz. Suriye krizinin olumsuz etkilerini en fazla hisseden ülkelerden biriyiz. Sadece depremin ekonomimize maliyeti 104 milyar doları buluyor. Seçim gündeminin iş dünyamızın tüm kesimlerini yorduğunu biliyorum. 31 Mart 2024 mahalli idarelerinin seçimini suhuletle atlattıktan sonra Türkiye Yüzyılı’na koşar adımlarla gideceğiz.

Memur ve emekli zammı

Yangınlara müdahale süremizi 10 dakikaya kadar düşürdük. Orma teşkilatımız 89 hava aracı, 4 bin 799 araçtan oluşan, 22 bin orman kahramanı işçisiyle göreve her zaman hazırdır. Bir kez daha tüm vatandaşlarımızı yeşil vatanımıza sahip çıkmaya davet ediyoruz. Kur Korumalı Mevduat uygulamasını devam ettiriyoruz. Vergi istisna süresini uzatıyoruz. Tasarruf sahiplerine olumsuzluk oluşturmayacak şekilde süreci yürütüyoruz. Memur maaşlarına yapılacak zam sürecini yürütüyoruz.

Enflasyon oranlarının belli olmasıyla birlikte memur ve emeklilerimize verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz. Türkiye Aile Destek Programını bu sene de devam ettirme kararı aldık. Avrupa oyunlarındaki başarılarıyla bizlere ikinci bayramı yaşatan tüm sporcularımızı tebrik ediyorum. Farklı kategorilerde 38 madalya kazanan sporcularımız, özellikle kadın sporcularımız bizleri gerçekten gururlandırmıştır. Balkan Matematik Olimpiyatları’nda Türkiye’ye 3 altın, 3 gümüş madalya getiren gençlerimizin tek tek gözlerinden öpüyorum. Sizleri bir kez daha saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir