Meclis Komisyonu’ndan HDP’li Güzel’in Dokunulmazlığını Kaldırma Kararı

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Anayasa Adalet Karma Komisyonu Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılmasına oy çokluğu ile karar verdi. Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin son karar, TBMM Genel Kurulu’nda alınacak.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel hakkında hazırlanan iki fezleke nedeniyle dokunulmazlığının kaldırılması görüşmeleri Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyon’da yapıldı. Usul yönündeki taleplerinin reddedilmesine tepki gösteren HDP Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, “İlk toplantınıza içtüzük ihlali ile başladınız” dedi.

HDP komisyon üyeleri yanı sıra çok sayıda milletvekilinin katılım gösterdiği komisyonda usul tartışılması açılması istendi. Karma Komisyon Başkanı Bekir Bozdağ’ın Adalet Bakanlığı’na getirilmesiyle yerine Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt seçilmişti.

Beyazıt başkanlığında toplanan komisyonda gazeteciler görüntü almaları ardından salondan çıkarıldı. HDP gazetecilerin salondan çıkarılmasına tepki gösterdi. Usul açılması talebini de reddeden Beyazıt, görüşmelere geçti. HDP Komisyon üyesi ve aynı zamanda Güzel yerine savunma yapacak Mehmet Rüştü Tiryaki, yeni seçilen Komisyon Başkanı Yusuf Beyazıt’ın tutumunu eleştirdi.

Tiryaki, “Sayın başkan şahsınıza yönelik hiçbir önyargımız yok. İlk kez toplantıya katılıyorsunuz. Tek isteğimiz hukuka uygun bir şekilde bu sürecin yönetilmesi başkaca bir şey istemiyoruz. Bir usul tartışması açmak istedik. Ben sesli bir şekilde İçtüzük’ün hangi maddesi uyarınca usul tartışması açtığımızı ve neden bu konuda söz vermeniz gerektiğini söyledim” dedi.

İçtüzük ihlaliyle görüşmeler başladı

İçtüzük 63’üncü maddesini okuyan Tiryaki, “Görüşmeye yer olup, olmaması, başkanı gündeme veya TBMM çalışmalarına usule davet gibi konular diğer işlerden önce konuşulur. Bu yolda bir istemde bulunulursa ki biz bunun için talepte bulunduk. Üçer dakikadan fazla olmamak üzere en az iki kişiye lehte ve aleyhte söz verilir. Verilebilir denilmiyor. Burada emredici bir hüküm var. Biz gündeme geçmeden önce usule ilişkin bir tartışma açılmasını istedik. Bunu size bildirdik. Bize üçer dakika ile sınırlı ya da daha uzun süre söz verebilirdiniz. Bir usul tartışması açmanız gerekiyordu. Başkan olarak katıldığınız ilk toplantı da Meclis İçtüzük’ün 63’üncü maddesini ihlal ederek, görüşmeye başladınız” diye konuştu.

İçtüzük tartışmasına ilişkin de taleplerini anlatan Tiryaki, “Basına kapalı olması için emredici bir hüküm olarak kurala bağlayan herhangi bir mevzuat hükmü yok. Ne İçtüzük’te ne Anayasa’da. Bugüna kadar teamül, gelenek böyle diye geçiştiremezsiniz. Bu komisyon toplantılarının diğerlerinden herhangi bir farkı yoktur. Ne üstünlüğü ne altlığı vardır. Aynı ilkeler geçerlidir. Yani sağlık, MEB’de çalışmalar nasıl yürüyorsa Karma Komisyon’da da aynı şekilde yürür. Dolayısıyla diğer bütün komisyonlar da olduğu gibi yazılı olarak basının haber yapabilmesi için basının engellendiği çok nadir toplantılardan bir tanesidir” diyerek, tepki gösterdi.

“Yargısız bir şekilde infaz ve mahkûm edildi”

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül’ün HDP’den ihraç edilen Mardin Milletvekili Tuma Çelik’in dokunulmazlığının kaldırılmasında basının çıkarılmasına itiraz edilmediğini hatırlatmasına da Tiryaki, “Tuma Çelik fezlekesinde bir kadının cinsel saldırısına yönelik bir iddia vardı. Bu tartışmaların kamuoyuna yansımasının kendisine zarar vereceği için özel olarak itiraz da bulunmadık. Kendi milletvekilimizi değil, kadını esas aldık. Burada bir yargısız infaz var zaten. Semra Güzel basın yayın organları aracılığıyla ve komisyon üyesi olan milletvekilleri aracılığıyla yargısız bir şekilde infaz ve mahkûm edildi. Hatta milletvekilliği bile düşürüldü. Çünkü milletvekilliği yapamayacağı söylendi. Keşke böyle başlamasaydınız” diyerek, sözlerini noktaladı.

Ne olmuştu?

2017 yılında düzenlenen bir operasyonda öldürülen PKK üyesi Volkan Bora’nın cep telefonunda yapılan incelemede Semra Güzel ile birlikte çektirdikleri fotoğraflar bulunmuştu. Fotoğrafların iktidara yakınlığıyla bilinen medya organlarında yayımlanmasının ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karma komisyona süratle bunu gönderdik. Gereği yapılacaktır. Biz parlamentomuzda bu tür birilerini görmek istemiyoruz” demişti.

Semra Güzel ise yaptığı açıklamada fotoğrafların 2014 yılında çözüm süreci sürerken çekildiğini ve o tarihte hiçbir siyasi partiye üye olmadığını söylemişti. Volkan Bora ile üniversite yıllarında tanıştığını ve daha sonra sözlendiğini aktaran Güzel, 2009 ve 2014 yılları arasında ise görüşmediklerini belirtmişti. Fotoğraflarda üzerine bulunan kıyafetleri de Bora’yı ziyarete gittiği yerdekilerin kendisine giydirdiğini ifade etmişti.

Güzel, “Bu fotoğrafların bugün hakkımda yürütülen karalamalara, kumpas girişimlerine ve suçlamalara dayanak yapılmaya çalışılması kabul edilemez. 5 yıl önce ele geçen fotoğrafların yargıya konu edilmeden bugün basına servis edilmesi erkek-devlet aklının bir tezahürüdür. Son derece çirkin ve cinsiyetçi söylemlerle yapılan fotoğraf ve haber servisinin partim hakkında siyasi iktidar tarafından yürütülen kirli propagandaların bir devamı olduğu aşikardır” demişti.

TBMM Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon, Semra Güzel hakkında “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla hazırlanan iki dokunulmazlık dosyasını görüşmek için 20 Ocak’ta toplanmış, toplantıda Hazırlık Komisyonu kurulmasına karar verilmişti.

Hazırlık Komisyonu 18 gün içerisinde “dokunulmazlığın kaldırılması” yönünde hazırladığı raporu, HDP’nin şerhiyle birlikte Karma Komisyon’a sunmuştu. Rapor, AKP ve CHP milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.

Hazırlık Komisyonu’nun HDP’li üyesi Mehmet Rüştü Tiryaki, rapora yönelik şerhinde, “PKK’ye katılmış gençlerin de ağabey, kardeş, anne, baba, dayı, teyze veya sevgili olabileceği yadsınamaz bir gerçeklik. Siyasetin işi bunu düşünmek, bunu yok saymak değil. Onlar yeryüzünün başka bir yerinden gelmiş değiller. Bu sorunu şark ıslahat planlarına, öldürmeye, tutuklamaya, sürgüne, açlıkla terbiye etmeye, kayyumlarla irade gasbına, siyasi temsilcilerini rehin almaya ve tutmaya, en ağır sorunları hamasetle geçiştirmeye sıkıştırmak, özcesi bu sorunu ‘terör-güvenlik’ denklemine sıkıştırmak, bu politikaları, bu savaşı sürdürmekten başka bir şeye hizmet etmez, etmemiştir” demişti.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir