Levent Karataş Kimdir? Hayatı, Eserleri
28 Mayıs 1972 yılında Kars’ta dünyaya gelen Levent Karataş, Haydarpaşa Lisesinden mezun olduktan sonra Yeni Yüzyıl ve Hürriyet gazetelerinde çalıştı. 1997 yılından beri reklamcılıkla uğraşmaktadır.
Haber Merkezi / Levent Karataş, Tükiye Yazarlar Sendikası ve Türkiye PEN üyesidir. Hâlen İstanbul’da yaşamaktadır. 1992’de Düşünüyorum Galileo adlı ilk şiir kitabını yayımladı.
Daha sonra sırasıyla Masal, Bir Doğa Uykusu, Güzel Cumartesi, Piyano Fabrikaları, Bir Dünyanın Mesafesi ve Son Görüş adlı şiir kitapları yayımlandı. Şiir ve yazılarını Varlık, Adamsanat, Gösteri, Kitap-lık, Sombahar, Yasakmeyve, Şiir-lik, Şiiratı, Şiiroku, İblis, Şairin Atölyesi, Cumhuriyet, Cumhuriyet Kitap gibi dergi ve gazetelerde yayımlamaya devam etmektedir.
Kültürün ve dilin ortak coğrafyasında Hilmi Yavuz’un anlayışına yaklaşan bir şiir yazan şair, dilin ara sokaklarında dolaşan, masalsı bir ses tonuyla konuşan bir şair olarak değerlendirilmektedir.
“Havadan Sudan”
Havayı seyrediyoruz
Kurtların korkacağı yağmurlu çalçamur karanlık havayı
Pencerenin kenarında durup
Kıyaslıyoruz dünkü evvelki havayla
Tanrım güneşsizlik çok acı çektiriyor bize kimi zaman
Ruhumuzun güneşsizliği de acı çektiriyor
İşte bu diyoruz şeytanın gölge sever havaları
Yağmurda ıslanmasını düşünüyoruz hayaletlerin
Paralel bir mevsime geçişini ülke ülke gezinirken
Onun şemsiye açmasını düşünüyoruz, şemsiyeyi kapamasını
Havalardan söz ediyoruz
Ağlamaklı ağlamaklı ağlamaklı havalardan
Giden uçaklara inanıyoruz
Gelmeyen trenlere
Denizi görüyoruz ve sudan bahsetmeye başlıyoruz
Havadan sudan
Ah diyoruz denizi görüyorum. Hep burada yatsaydım
Yağmurun denize indiğini hissediyoruz
Üşüdüğümüzü
Ürperdiğimizi
Rüzgar yokluyormuş gibi oluyor
Su ile uyanıyoruz
Hava ile konuşuyoruz
Herkesin yaptığı gibi
Havadan sudan konuşuyoruz.
“Hipnoz”
Beni buraya kim getirdi?
En son tuvaletimdeydim galiba
Onu hatırlıyorum
Bu dosyaları götüren adamlar da kim?
Şu aşçı
Ya şu aşçı
Ya şu aşçı
Doktor siz misiniz?
Yoksa annem mi uyanmamı isteyen?
Ama babam da olabilir
Doktor siz misiniz?
En son bir duble rakı söylemiştim
Ben asla o rakıyı masamda göremeyeceğim galiba
Garson siz misiniz?
Kırmızı bir koltukta oturuyorum
Gitmişim en gidilmedik çıkmaz sokaklara bile
Ama bu fena oldu
Hah hah hah
Bekçiler çocukluğumda kaldı diye düşünmüştüm
Bekçi düdüğü mü bu duyduğum
Kondüktör de olabilir
Ama bu defa çok fena
Ne söz vermiştim kendime
A doktor siz misiniz?
Hah hah hah