Le Temps: Erdoğan İçin Oyun Daha Bitmedi
14 Mayıs Pazar günü yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine günler kala, dünya basını da seçimlere ve olası sonuçlarına ilişkin değerlendirmelere yer vermeye devam ediyor.
İsviçre merkezli Le Temps, rakibinin aldığı artan desteğe rağmen Erdoğan için henüz kaybedilmiş bir şey olmadığını yazdı.
Associated Press’te Suzan Fraser imzasıyla yayınlanan analizde AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki farklar ele alındı.
“Otoriter Erdoğan’a karşı köprü kurucu Kılıçdaroğlu”
Analizde, “Erdoğan büyüleyici bir hatipken, mütevazı Kemal Kılıçdaroğlu yumuşak konuşuyor. Kılıçdaroğlu mutfağında kaydettiği videolarda seçmenlerle konuşurken, Erdoğan aynı zamanda destekçilerine ulaşmak için devlet kaynaklarını ve olayları kullanan usta bir kampanya yürütücüsüdür. Kutuplaşan Erdoğan giderek otoriterleşirken, Kılıçdaroğlu bir köprü kurucu olarak itibar kazandı ve demokrasiyi yeniden tesis etme sözü verdi” ifadeleri yer aldı.
“Değişim vakti”
Erdoğan’ın sağlık sorunları nedeniyle seçim kampanyasına ara vermek zorunda kalması Londra merkezli haftalık gazete The Observer’a göre bir “işaret”:
“Erdoğan, 20 yıllık başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı süresince yetkisini acımasızca kullandı. Özenle geliştirilmiş, sert ve sağlam bir lider imajına sahipti. Ama birden, onun da çökebileceği görüldü. Hakikat ne olursa olsun bu son olay, Türkiye’de yaşamın neredeyse her alanına hükmeden otoriter figürün hesap vermeye yakın olduğu ve değişim vaktinin geldiği yönündeki algıyı daha da artırıyor.”
“Erdoğan için oyun daha bitmedi”
İsviçre merkezli Le Temps, rakibinin aldığı artan desteğe rağmen Erdoğan için henüz kaybedilmiş bir şey olmadığına inanıyor:
“Giderek dışlayıcı bir İslamcılık anlayışına dönmesi, tuhaf U dönüşleri, son yıllarda entelektüeller, muhalifler, medya ve kendisini gölgede bırakabilecek herkes üzerinde kurduğu baskı, muazzam popülaritesini azaltmaya yetmiyor. Hükümetin gizlemeye çalıştığı hayli kötü ekonomik sonuçlar da üzerine eklenmesine rağmen, sayıları ne kadar çok olursa olsun tüm bu sorunlar yeterli olmayabilir.”
“Başarılar dış politikayla sınırlı”
Tarihçi Mihály Dobrovits, Macaristan merkezli haftalık gazete Élet és Irodalom’un görüşü şöyle:
İkinci Karabağ savaşı, Rusya-Ukrayna çatışması ve Finlandiya ile İsveç’in NATO üyeliği, Ankara’nın eline hiç olmadığı kadar iyi kartlar verdi. İç politika ve ekonomideki hatalar ile şubat ayındaki deprem felaketinin bu başarılar arasında sayılmaması ise başka bir mesele. Seçimi kim kazanırsa kazansın, gelecek vaat eden bir dış politika pozisyonu ve derin ekonomik kriz içindeki bir ülkeyi devralmak zorunda kalacak.”
(Kaynak: Bianet)